Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 5 TEMMUZ 2009 PAZAR
6 HABERLER
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
Madımak Neyin Oyunu?
Solcu eskisi, ait olduğu yeni “İslami İktidar
ve Geniş Çevresi”ni temize çıkarmak işini üst-
lenmiş, onlara düşünce ve taktik öğretiyor, Sı-
vas Katliamı’na yeni bir yorum getirerek:
“Sivas katliamı bir ‘devlet’ operasyonudur. An-
cak bu oyunun figüranları da ne yazık ki bir ke-
sim İslamcıdır… Tıpkı başka bazı olaylarda ül-
kücülerin, solcuların benzer sorumlulukları olduğu
gibi.. toplumu kamplara bölerek iktidarını sür-
dürmek isteyenlerin oyunu olduğunu şimdi net
bir şekilde görebiliyoruz..”
Türkiye’nin en çok bedava dağıtılan gazete-
si Zaman şöyle yazmıştı: Madımak otelinde yan-
gın çıktı, insanlar da yandı, İslami kesim, mese-
la Büyük Birlik Partililer ise onları kurtarmaya ça-
lıştı...
Eski solcu da onlara, yahu yapmayın etmeyin,
tamam bu katliamı sahiplenmeniz zor, ama ge-
lin bu katliamı da devletin üzerine yıkalım, diyor.
Sıvas’ta devletin parmağı yok mu? Var, ama
önce ilk sorumluları saptamazsanız, gerçekle-
re tam ihanet etmiş olursunuz!
Birincisi; Sıvas’ta köktendinciler, şeriatçılar ye-
rel duruma egemen; belediye başkanından tu-
tun, çeşitli İslami köktendinci unsur, sahip ol-
dukları iktidar ve etkiledikleri sürünün gücünün
bir provasını yaptılar. Kimin üzerinde? Tabii ki
Alevilerin, demokrat ve solcu şair, yazar ve ki-
şilerin üzerinde! (Her zamanki gibi!)
Demokratik kültürün hiçbir zaman bir parça-
sı olmayan bu tür ilkel düşünce iktidarları, bu gü-
cü bir şekilde eylemlerle hep göstermek zo-
rundalar!
Geçmişteki bütün faşist iktidarlar da “iktidar
inşa”larını bu tür eylemlerle gerçekleştirdi! Kök-
tenci İslamcıların da yöntemleri benzerdir! Son
40 yıllık tarihimizde onlarca örneği vardır!
Bugün, İran’da da İslami faşist düzeni koru-
makla yükümlü bazı Ayetullahlar ne diyor “re-
formcular” için: Bunları öldüreceksin! Tıpkı Ku-
ran’a karşı çıkanların öldürüldüğü gibi!
İran’a bugün egemen “İran uygarlığının yük-
sek kültürü”ne benzer şekilde, bizimkiler de sü-
rüleri kışkırtma ve katliama sürükleme gibi yük-
sek becerilere sahiptir...
Madımak Katliamı bunun bir örneğidir!
İkincisi olarak, gelelim Sıvas katliamında dev-
letin rolüne: Seyircilik, bunun da ötesinde, kat-
liamcı sürünün işini kolaylaştırma, sürüyü da-
ğıtmama... Devletin bütün güçleri, “rejimin ko-
ruyucu gücü polis” ve hatta rejimin diğer “ko-
ruyucu gücü” asker, katliamı kolaylaştırıcı ola-
rak, orada hazır bulundu!
Oysa 1 Mayıs’larda ve benzer mitinglerde
emekçileri, solcuları ve demokratları dağıtmak
için çok iyi bildikleri yöntem olan “iki gaz bom-
bası atarak” oradaki katil sürüsünü çil yavrusu
gibi dağıtabilir, kurbanların hepsini kurtarabilir-
lerdi!
Tertipçiler ve katliam hazırlayıcıları kökten-
dincilerdi! Kolaylaştırıcılar ise devlet görevlile-
ri!
Sıvas katliamında soruşturulması gereken
ikinci en önemli safha, devletin rolüdür! Neden
hiçbir “Cumhuriyet Savcısı”nın bu konuda kılı kı-
pırdamamıştır, neden dönemin siyasi iktidarla-
rı ve o “Yüce Meclis” bu açıdan konuyu araş-
tırmamıştır?
İki tane katilin mahkûm olmasından çok,
devletin bu “seyirciliği”nin kökleri ve nedenleri
ortaya çıkartılmalıdır!
“İslami Büyük Aile”nin bu mümtaz kişisi, Fet-
hullahçılara, Sıvas katliamına yanlış yaklaştık-
larını, bir dost tavsiyesi olarak iletirken, yanlış an-
laşılmasını engellemek için önlemini de alıyor: “İs-
lami kesimdeki çağdaşlaşma çabalarının kalıcı so-
nuçlarını önemsiyorum… Bu bağlamda yaşan-
makta olan gelişmelerden sevinç duyuyorum.”
Ama Madımak Katliamı’nda üstlendiği yeni rol-
de işi zor!
obursali@cumhuriyet.com.tr
MAHMUT LICALI
ANKARA - Milli Eğitim Bakanlõğõ
(MEB) ile Öğrenci Seçme ve
Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM)
çalõşma takvimlerinin birbirine
uymamasõ, ÖSS’ye giren lise son sõnõf
öğrencilerinin ortalama yükseltme
sõnavlarõyla “değişen diploma
notlarının” ÖSYM’ye gönderilmesinde
karmaşa yaşanmasõna neden oldu.
MEB’in takvimine göre 22 Haziran-5
Temmuz 2009 tarihleri arasõnda
gerçekleştirilen ortalama yükseltme
sõnavlarõnõn ardõndan değişen diploma
notlarõnõn ÖSYM’nin takvimine göre en
geç 30 Haziran 2009’a kadar merkezin
sistemine girilmesi gerekiyordu.
ÖSYM son tarih olan 30 Haziran’da
sisteme girişi kapatõnca 5 Temmuz’a
kadar sõnavlara giren öğrencilerin
notlarõ merkeze gönderilemedi.
2009 ÖSS’ye katõlan ve liseden bu yõl
mezun olan yaklaşõk 568 bin adayõn
lisedeki derslerine yönelik ortalama
yükseltme sõnavlarõna girme hakkõ
bulunuyordu. Ortalama yükseltme
sõnavlarõna girerek başarõlõ olan
adaylarõn diploma notlarõ da yükseliyor.
Yükselen diploma notlarõ da ÖSS
sonuçlarõnõ etkileyerek adayõn
ortaöğretim başarõ puanõnõn artmasõnõ
sağlõyor. MEB’in Örgün ve Yaygõn
Eğitim Kurumlarõ 2008-2009 Öğretim
Yõlõ Çalõşma Takvimi’ne göre,
aralarõnda bu yõl mezun olup ÖSS’ye
giren adaylarõn da bulunduğu
öğrencilerin katõlacağõ ortalama
yükseltme sõnavlarõna ilişkin ders
seçimi 15-18 Haziran 2009 tarihleri
arasõnda yapõldõ. Okullar tarafõndan bir
gün sonra, 19 Haziran’da ise sõnav
tarihleri ilan edildi. MEB’in takvimine
göre, öğrenciler 22 Haziran-5 Temmuz
tarihleri arasõnda sõnavlara katõldõ. Okul
yönetimleri, sõnavlarda başarõlõ olan
adaylarõn değişen diploma notlarõnõ
ÖSYM’nin sistemine girmeleri
gerekiyordu. 30 Haziran’a kadar da
notlarõ girdiler. Ancak 30 Haziran ile 5
Temmuz arasõnda ortalama yükseltme
sõnavlarõna girenlerin notlarõ merkeze
aktarõlamadõ. Çünkü ÖSYM en geç 30
Haziran’a kadar girişlerin
tamamlanmasõnõ istemişti.
Öğrenciler mağdur oldu
MEB ile ÖSYM arasõndaki takvim
uyuşmazlõğõ öğrencilerin mağduriyetini
gündeme getirdi. Bunun üzerine okul
yönetimleri yaşanan karmaşayõ
ÖSYM’ye iletti. ÖSYM yetkilileri ise
konuyu daha önce MEB’e ilettiklerini
belirtmekle yetindi. ÖSYM Başkanõ
Prof. Dr. Ünal Yarımağan, yaşanan
sõkõntõnõn ÖSYM ile ilişkisi olmadõğõnõ
belirtti. Yarõmağan, “Biz bunu MEB’le
koordineli yapıyoruz. Üniversitelerin
açılmasının gecikmemesi için bu
ortalama yükseltme sınavlarını
mezuniyet durumunda olan adaylar
için erken yapılıp notların
bildirilmesini istiyoruz. Biz
bekliyoruz, MEB’de top. MEB’in
haberi yok. Bir haftadır biz not
bekliyoruz, daha da bekleyeceğiz”
diye konuştu.
İÜ’nün Başbakan Erdoğan’a fahri
doktora unvanõ vermesi tepki çekti...
‘Al gülüm
ver gülüm’ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Tüm Öğretim Elemanla-
rõ Derneği (TÜMÖD) Genel Baş-
kanõ Prof. Dr. Alpaslan Işıklı, İs-
tanbul Üniversitesi (İÜ) tarafõn-
dan Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan’a fahri doktora unvanõ
verilmesinin üniversitelerin özerk-
likten ne kadar uzaklaştõğõnõn
kanõtõ olduğunu belirtti. TÜMÖD
İstanbul Şube Başkanõ Doç. Dr.
Cüneyt Akalın da İÜ Rektörü
Prof. Dr. Yunus Söylet’in Erdo-
ğan’õn özel doktoru olduğunu
belirterek, “Söylet’i AKP seç-
mişti. Şimdi bunun karşılığını
ödüyor. Al gülüm, ver gülüm”
dedi.
Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül’ün Aralõk 2008’de rektör
olarak atadõğõ Prof. Dr. Yunus
Söylet başkanlõğõndaki İÜ Sena-
tosu tarafõndan Başbakan Erdo-
ğan’a fahri doktora verilmesine
akademik çevreler tepki gösterdi.
TÜMÖD Genel Başkanõ Prof.
Dr. Işõklõ, bu durumun üniversi-
telerin özerklikten ne kadar uzak-
laşmõş olduğunun kanõtlarõndan
biri olduğunu kaydetti. İÜ Rek-
törü Söylet’in üniversitenin de-
mokratik tercihi yok sayõlarak
Cumhurbaşkanõ Gül tarafõndan
atandõğõnõ anõmsatan Işõklõ, “Do-
layısıyla kendi atadıkları bir ki-
şinin kendilerine ödül vermesi
doğaldır” dedi. Işõklõ, İÜ’nün
özerk ve demokratik yapõlanma-
sõ içerisinde böyle bir durumun
düşünülemeyeceğini belirtti. Fah-
ri doktora unvanõnõn üniversitenin
takdirini kazanacak bilimsel ve-
ya bilime yararlõ bir çaba sergi-
lemiş ve eser bõrakmõş kişilere ve-
rildiğini kaydeden Işõklõ, şunlarõ
dile getirdi:
“Herhalde İÜ, Erdoğan’ın
dokunulmazlığının kalkması
beklenilen 10 kadar suç dosya-
sı nedeniyle ve Anayasa Mah-
kemesi’nin bu iktidarın laikli-
ğe karşı tutumların odağı ol-
duğunu belirlemesi dolayısıyla
böyle bir ödül vermiş olamaz.
Nedenlerini üniversite rektö-
rüne sormak daha uygun ola-
caktır.”
TÜMÖD İstanbul Şube Baş-
kanõ Doç. Dr. Cüneyt Akalın,
fahri doktora unvanlarõnõn aka-
demik çalõşmalara değil, sembo-
lik bazõ davranõşlara verildiğini
kaydetti. Akalõn, “Bu tam bir
skandal. Böyle bir garip proje
yürüyor. Fakat kimin projesi
olduğu belli değil. Hiç kimsenin
desteklediği falan da yok böy-
le bir projeyi. İÜ Rektörlüğü de
bunu bahane etti. Söylet ilk sı-
radan seçilmemişti ama AKP
tarafından rektör olarak atan-
dı. Şimdi üniversite rektörü
bunun karşılığını ödüyor: Al
gülüm ver gülüm” dedi.
MEB İLE ÖSYM’NİN UYUŞMAZLIĞI
Diploma
notunda
karmaşa
MAHMUT ORAL
DİYARBAKIR - Zorla dõş göreve gönde-
rilmek istenirken yaşadõklarõ nedeniyle kalp kri-
zi geçiren Dicle Üniversitesi’nin (DÜ) tek gö-
ğüs cerrahisi profesörü olan Prof. Dr. Cemal
Özçelik’in eşi uzman Dr. Zerrin Özçelik, eşi-
nin üniversitede dinci kadrolaşmanõn önünde
engel olduğunu, Alevi ve Atatürkçü olmalarõ
nedeniyle baskõ gördüklerini açõkladõ.
22 yõldõr DÜ’de görev yapan Prof. Dr. Ce-
mal Özçelik, yönetime gelen AKP’li Rektör
Ayşegül Jale Saraç ve ekibi tarafõndan, YÖK
Yasasõ’nõn 41. maddesine dayanõlarak, kendi
isteği dõşõnda Kars Kafkas Üniversitesi’nde dõş
göreve gönderilmek istendi. Özçelik, dõş gö-
revlendirmenin durdurulmasõ için çeşitli çareler
ararken Danõştay, üniversite yönetimlerine
keyfi davranmanõn yolunu açan 41. maddeyi
iptal etti. Ancak Özçelik yaşadõklarõnõn yarattõğõ
baskõ ve strese dayanamayarak geçen hafta kalp
krizi geçirdi.
Bir hafta yoğun bakõmda tedavi gören Öz-
çelik’in eşi, hem eşinin sağlõk durumu hem de
kendisinin görev yerinin Adana olmasõ nede-
niyle, geçici dõş görevlendirme yerinin Ada-
na olmasõ konusunda dün DÜ Rektörü Saraç
ile son bir kez daha görüşmek istedi. Dün sa-
bah rektörlük binasõna girmek isteyen Zerrin
Özçelik, bir süre görevliler tarafõndan içeri alõn-
madõ. Uzun süre kapõda bekletilen Özçelik, sa-
atler sonra Saraç ile yaptõğõ görüşmeden eli boş
döndü.
Kendisinin Adana’da eşinin ise Diyarba-
kõr’da olmasõ nedeniyle çocuklarõnõn sevgisiz
bir ortamda yaşadõğõnõ, bu nedenle derslerinin
de etkilendiğini belirten Özçelik, rektörden ge-
çici dõş görevlendirme olacaksa buranõn Ada-
na olmasõnõ istediklerini anlattõ. DÜ’de dinci
kadrolaşmanõn giremediği ender yerlerden
birinin, eşinin bölüm başkanõ olarak görev yap-
tõğõ Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalõ olduğunu
vurgulayan Özçelik, şöyle devam etti:
“Eşimin Alevi ve Atatürkçü olması, on-
ların kadrolaşmasına engel. Bu yüzden
türlü zorluklarla onu üniversiteden uzak-
laştırmak istiyorlar. Eşimi Kars’a gönderip
boşalan kadroya dinci kadrodan bir yar-
dımcı doçent alacaklar. Dış görev yeri Ada-
na olsun dediğimizde, Rektör Hanım bize
‘İsterseniz Sağlõk Bakanlõğõ’ndan doktor kad-
rosu ayarlayalõm’ dedi. Yani tehlikeyi ba-
şından savmak için bir profesörü düz dok-
tor olarak görmeyi yeğledi. Bizim ÇYDD’de
aktif çalışmalarımız, dinci kadrolaşmanın
önünde engel olmamız onları ürkütüyor, bu
yüzden bizi üniversiteden kaçırmak için tür-
lü senaryoyu uyguluyorlar.”
İflashalindekiBüyükşehir,borçlarõnõödeyebilmekiçinİSKİgelirlerinegözdikti.Müteahhitlerparalarõnõalamõyor
Belediyekaynaklaraelkoydu
AYKUT KÜÇÜKKAYA
Hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden hem
İSKİ’den parasõ alamayan müteahhitler adõna ga-
zetemize açõklamalarda bulunan Türkiye İnşa-
at Müteahhitleri İşveren Sendikasõ (TİMSE) Baş-
kanõ Nazım Aygün, “6.5 milyar dolar borcu
neye güvenerek yapıyorsun. Bunlar emlak
vergisiyle, bilmem yol, su, kanalla ödenecek
rakamlar değil. Bunlar çok büyük rakamlar.
Şimdi bu ihalelere müteahhitlerin alacakla-
rına kaynak bulabilmek için suya yüzde 15 mi
yaparlar yüzde 25 mi zam yaparlar yani bun-
ların acısı vatandaştan çıkacak” dedi. Aygün,
müteahhitlerin alacağõ paranõn yüzde 20’sini bi-
le bağõş olarak gösterilen adrese verecek konu-
ma geldiğini ancak yaşanan darboğaz nedeniy-
le ödeme yapõlamadõğõnõ açõklayarak, “Tabii öy-
le ciddi bir şey yok ama siyasi baskılar neti-
cesinde alanlar oluyor” diye konuştu.
İSKİ, finansman ve kaynak sõkõntõsõnõ suya
yüzde 15 oranõnda zam yaparak azaltmayõ plan-
lõyor. Uzun süredir İSKİ’den parasõnõ alamayan
müteahhitler adõna TİMSE Başkanõ Aygün,
“İstanbul Büyükşehir Belediyesi müteahhit-
lerine para ödeyemiyor, İSKİ de ödeyemiyor.
İSKİ’nin ödemeleri gayet muntazamdı. Şim-
di Büyükşehir Belediyesi o kaynaklara el koy-
du. Yani İSKİ’nin kaynaklarına el koydu ve
oradan gelen paraları kendi işlerine yönlen-
dirdi. O nedenle İSKİ de bir darboğaza gir-
di. Zaten İSKİ’nin biliyorsunuz para topla-
maktan başka herhangi bir amacı yok. Ben
daha önceki gün mesela Kadıköy’deydim. İS-
Kİ’de 4 bin lira para alıyorlar bir su bağlantısı
için. Bir okul inşaatından bahsediyorum ya-
ni. Belediye ayrı para alıyor, 1700 lira. Bun-
lar başka yerlere aktarılıyor başka yerlerde
kullanılıyor. Suya mecburen zam yapacaklar
...” diye konuştu.
Aygün, “Büyükşehir ve İSKİ tarafından işa-
ret edilen yerlere alacağı paranın yüzde
10’unu bağış yapan bazı müteahhitlere öde-
me yapıldığı şeklinde iddialar var. Bu doğru
mu?” şeklindeki sorumuzu ise şöyle yanõtladõ:
“Yüzde 10’unu değil, yüzde 20’sini bile ver-
se alamıyorlar, zira para yok. Tabii öyle cid-
di bir şey yok ama siyasi baskılar neticesin-
de alanlar oluyor. Ama öyle ‘bir adamõnõ bu-
layõm da ben paramõ önce alayõm gibi’ bir şey
yok. Hakikaten tıkandı... İstanbul Büyükşe-
hir Belediyesi çok büyük borç içerisinde.”
‘ACISINI VATANDAŞ ÇEKECEK’
Yaşanan ekonomik sõkõntõnõn büyüklüğü-
ne dikkat çeken Aygün açõklamasõnõ şöyle sür-
dürdü: “6 buçuk milyar dolar borcu neye gü-
venerek yapõyorsun? Bunlar emlak vergisiyle,
bilmem yol, su, kanalla ödenecek rakamlar
değil. Bunlar çok büyük rakamlar. 4734 sa-
yõlõ Devlet İhale Yasasõ hazõrlanõrken biz de
müdahildik. Yani yasayõ hazõrlayanlardan bi-
zim kurumlar da vardõ. Müteahhitler Birli-
ği olsun, TİMSE olsun dedik ki ‘yüzde 20 öde-
neği olmayan işte ihaleye çõkõlmasõn’... Bu
oran yüzde 10’a düştü. Yüzde 10 ödenekle bir
işi ihale ederseniz tabii yani para da bula-
mazsõnõz, kaynak da bulamazsõnõz işte uzar
gider. Şimdi müteahhitlerin alacaklarõna
kaynak bulabilmek için yüzde 15 mi yapar-
lar yüzde 25 mi yaparlar... Bunlarõn acõsõ va-
tandaştan çõkacak tabii...”
Alevi ve Atatürkçü
diye baskõ görüyor
Gül’e işsiz protestosu!
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) -
Yengesi yaşamõnõ yitirmesi nedeniyle önceki
akşam saatlerinde dayõsõna başsağlõğõ
ziyareti gerçekleştiren Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül, eve girmeden önce aynõ
sokakta oturan Hacettepe Üniversitesi
İstatistik Bölümü’nden 2000 yõlõnda mezun
olup iş bulamayan Sinem Örsçek’in
protestosuyla karşõlaştõ. Korumalar
tarafõndan bölgeden uzaklaştõrõlan Örsçek,
Cumhurbaşkanõ’na tepkisinin bireysel
olduğunu söylediğini ve kendisinden yardõm
sözü aldõğõnõ belirtti.
AKP kongresi yine ertelendi
UŞAK (Cumhuriyet) - AKP Uşak İl
Kongresi aday sayõsõnõn teke indirilememesi
nedeniyle bir kez daha ertelendi. Daha önce
de ertelenen kongrenin tarihi ile ilgili olarak
bir açõklama yapõlmadõ. Hem Fatih
Özdemir’in adaylõğõnõ açõklamasõ, hem de
İbrahim Yõlmaz’õn çekilmeyeceğini
duyurmasõ işleri karõştõrdõ. Bunun üzerine
kente gelen örgüt seçimlerinden sorumlu
milletvekili Fikri Işõk, il kongresinin ileri bir
tarihe ertelendiğini açõkladõ.
Gökçek’in korumalarına kınama
ANKARA (AA) - Türkiye Foto
Muhabirleri Derneği (TFMD) ve Türkiye
Gazeteciler Sendikasõ (TGS) Ankara Şubesi,
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanõ Melih
Gökçek’i, dün akşam Ankara Adliyesi’nde
görüntülemek isteyen AA foto muhabirine
korumalarca sözlü ve fiili müdahalede
bulunulmasõnõ kõnadõ. Foto Muhabirleri
Derneği’nden yapõlan açõklamada, olayõn
şiddetle kõnandõğõ belirtilerek basõn ve
anlatõm özgürlüğünü kõsõtlayõcõ bu tür
saldõrõlarõn kabul edilemez olduğu
kaydedildi.
Prof. Dr. Yunus Söylet başkanlığındaki İÜ Senatosu
tarafından Başbakan Erdoğan’a fahri doktora verilmesini
akademik çevreler eleştirdi.
DÜ’nün tek göğüs cerrahisi
profesörü Özçelik,
yaşadõklarõ nedeniyle
kalp krizi geçirdi. Duruma
eşi isyan etti:
Hastanede
yatan
Özçelik’in
sağlık
durumunun
iyi olduğu
belirtildi.
TİMSE Başkanõ Aygün, “İstanbul
Büyükşehir Belediyesi, müteahhitlerine
para ödeyemediği için ödemeleri iyi olan
İSKİ’nin kaynaklarõna el koydu. Şimdi
İSKİ de darboğaza girdi” dedi.