25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 5 TEMMUZ 2009 PAZAR 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Madımak Neyin Oyunu? Solcu eskisi, ait olduğu yeni “İslami İktidar ve Geniş Çevresi”ni temize çıkarmak işini üst- lenmiş, onlara düşünce ve taktik öğretiyor, Sı- vas Katliamı’na yeni bir yorum getirerek: “Sivas katliamı bir ‘devlet’ operasyonudur. An- cak bu oyunun figüranları da ne yazık ki bir ke- sim İslamcıdır… Tıpkı başka bazı olaylarda ül- kücülerin, solcuların benzer sorumlulukları olduğu gibi.. toplumu kamplara bölerek iktidarını sür- dürmek isteyenlerin oyunu olduğunu şimdi net bir şekilde görebiliyoruz..” Türkiye’nin en çok bedava dağıtılan gazete- si Zaman şöyle yazmıştı: Madımak otelinde yan- gın çıktı, insanlar da yandı, İslami kesim, mese- la Büyük Birlik Partililer ise onları kurtarmaya ça- lıştı... Eski solcu da onlara, yahu yapmayın etmeyin, tamam bu katliamı sahiplenmeniz zor, ama ge- lin bu katliamı da devletin üzerine yıkalım, diyor. Sıvas’ta devletin parmağı yok mu? Var, ama önce ilk sorumluları saptamazsanız, gerçekle- re tam ihanet etmiş olursunuz! Birincisi; Sıvas’ta köktendinciler, şeriatçılar ye- rel duruma egemen; belediye başkanından tu- tun, çeşitli İslami köktendinci unsur, sahip ol- dukları iktidar ve etkiledikleri sürünün gücünün bir provasını yaptılar. Kimin üzerinde? Tabii ki Alevilerin, demokrat ve solcu şair, yazar ve ki- şilerin üzerinde! (Her zamanki gibi!) Demokratik kültürün hiçbir zaman bir parça- sı olmayan bu tür ilkel düşünce iktidarları, bu gü- cü bir şekilde eylemlerle hep göstermek zo- rundalar! Geçmişteki bütün faşist iktidarlar da “iktidar inşa”larını bu tür eylemlerle gerçekleştirdi! Kök- tenci İslamcıların da yöntemleri benzerdir! Son 40 yıllık tarihimizde onlarca örneği vardır! Bugün, İran’da da İslami faşist düzeni koru- makla yükümlü bazı Ayetullahlar ne diyor “re- formcular” için: Bunları öldüreceksin! Tıpkı Ku- ran’a karşı çıkanların öldürüldüğü gibi! İran’a bugün egemen “İran uygarlığının yük- sek kültürü”ne benzer şekilde, bizimkiler de sü- rüleri kışkırtma ve katliama sürükleme gibi yük- sek becerilere sahiptir... Madımak Katliamı bunun bir örneğidir! İkincisi olarak, gelelim Sıvas katliamında dev- letin rolüne: Seyircilik, bunun da ötesinde, kat- liamcı sürünün işini kolaylaştırma, sürüyü da- ğıtmama... Devletin bütün güçleri, “rejimin ko- ruyucu gücü polis” ve hatta rejimin diğer “ko- ruyucu gücü” asker, katliamı kolaylaştırıcı ola- rak, orada hazır bulundu! Oysa 1 Mayıs’larda ve benzer mitinglerde emekçileri, solcuları ve demokratları dağıtmak için çok iyi bildikleri yöntem olan “iki gaz bom- bası atarak” oradaki katil sürüsünü çil yavrusu gibi dağıtabilir, kurbanların hepsini kurtarabilir- lerdi! Tertipçiler ve katliam hazırlayıcıları kökten- dincilerdi! Kolaylaştırıcılar ise devlet görevlile- ri! Sıvas katliamında soruşturulması gereken ikinci en önemli safha, devletin rolüdür! Neden hiçbir “Cumhuriyet Savcısı”nın bu konuda kılı kı- pırdamamıştır, neden dönemin siyasi iktidarla- rı ve o “Yüce Meclis” bu açıdan konuyu araş- tırmamıştır? İki tane katilin mahkûm olmasından çok, devletin bu “seyirciliği”nin kökleri ve nedenleri ortaya çıkartılmalıdır! “İslami Büyük Aile”nin bu mümtaz kişisi, Fet- hullahçılara, Sıvas katliamına yanlış yaklaştık- larını, bir dost tavsiyesi olarak iletirken, yanlış an- laşılmasını engellemek için önlemini de alıyor: “İs- lami kesimdeki çağdaşlaşma çabalarının kalıcı so- nuçlarını önemsiyorum… Bu bağlamda yaşan- makta olan gelişmelerden sevinç duyuyorum.” Ama Madımak Katliamı’nda üstlendiği yeni rol- de işi zor! [email protected] MAHMUT LICALI ANKARA - Milli Eğitim Bakanlõğõ (MEB) ile Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM) çalõşma takvimlerinin birbirine uymamasõ, ÖSS’ye giren lise son sõnõf öğrencilerinin ortalama yükseltme sõnavlarõyla “değişen diploma notlarının” ÖSYM’ye gönderilmesinde karmaşa yaşanmasõna neden oldu. MEB’in takvimine göre 22 Haziran-5 Temmuz 2009 tarihleri arasõnda gerçekleştirilen ortalama yükseltme sõnavlarõnõn ardõndan değişen diploma notlarõnõn ÖSYM’nin takvimine göre en geç 30 Haziran 2009’a kadar merkezin sistemine girilmesi gerekiyordu. ÖSYM son tarih olan 30 Haziran’da sisteme girişi kapatõnca 5 Temmuz’a kadar sõnavlara giren öğrencilerin notlarõ merkeze gönderilemedi. 2009 ÖSS’ye katõlan ve liseden bu yõl mezun olan yaklaşõk 568 bin adayõn lisedeki derslerine yönelik ortalama yükseltme sõnavlarõna girme hakkõ bulunuyordu. Ortalama yükseltme sõnavlarõna girerek başarõlõ olan adaylarõn diploma notlarõ da yükseliyor. Yükselen diploma notlarõ da ÖSS sonuçlarõnõ etkileyerek adayõn ortaöğretim başarõ puanõnõn artmasõnõ sağlõyor. MEB’in Örgün ve Yaygõn Eğitim Kurumlarõ 2008-2009 Öğretim Yõlõ Çalõşma Takvimi’ne göre, aralarõnda bu yõl mezun olup ÖSS’ye giren adaylarõn da bulunduğu öğrencilerin katõlacağõ ortalama yükseltme sõnavlarõna ilişkin ders seçimi 15-18 Haziran 2009 tarihleri arasõnda yapõldõ. Okullar tarafõndan bir gün sonra, 19 Haziran’da ise sõnav tarihleri ilan edildi. MEB’in takvimine göre, öğrenciler 22 Haziran-5 Temmuz tarihleri arasõnda sõnavlara katõldõ. Okul yönetimleri, sõnavlarda başarõlõ olan adaylarõn değişen diploma notlarõnõ ÖSYM’nin sistemine girmeleri gerekiyordu. 30 Haziran’a kadar da notlarõ girdiler. Ancak 30 Haziran ile 5 Temmuz arasõnda ortalama yükseltme sõnavlarõna girenlerin notlarõ merkeze aktarõlamadõ. Çünkü ÖSYM en geç 30 Haziran’a kadar girişlerin tamamlanmasõnõ istemişti. Öğrenciler mağdur oldu MEB ile ÖSYM arasõndaki takvim uyuşmazlõğõ öğrencilerin mağduriyetini gündeme getirdi. Bunun üzerine okul yönetimleri yaşanan karmaşayõ ÖSYM’ye iletti. ÖSYM yetkilileri ise konuyu daha önce MEB’e ilettiklerini belirtmekle yetindi. ÖSYM Başkanõ Prof. Dr. Ünal Yarımağan, yaşanan sõkõntõnõn ÖSYM ile ilişkisi olmadõğõnõ belirtti. Yarõmağan, “Biz bunu MEB’le koordineli yapıyoruz. Üniversitelerin açılmasının gecikmemesi için bu ortalama yükseltme sınavlarını mezuniyet durumunda olan adaylar için erken yapılıp notların bildirilmesini istiyoruz. Biz bekliyoruz, MEB’de top. MEB’in haberi yok. Bir haftadır biz not bekliyoruz, daha da bekleyeceğiz” diye konuştu. İÜ’nün Başbakan Erdoğan’a fahri doktora unvanõ vermesi tepki çekti... ‘Al gülüm ver gülüm’ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Tüm Öğretim Elemanla- rõ Derneği (TÜMÖD) Genel Baş- kanõ Prof. Dr. Alpaslan Işıklı, İs- tanbul Üniversitesi (İÜ) tarafõn- dan Başbakan Recep Tayyip Er- doğan’a fahri doktora unvanõ verilmesinin üniversitelerin özerk- likten ne kadar uzaklaştõğõnõn kanõtõ olduğunu belirtti. TÜMÖD İstanbul Şube Başkanõ Doç. Dr. Cüneyt Akalın da İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet’in Erdo- ğan’õn özel doktoru olduğunu belirterek, “Söylet’i AKP seç- mişti. Şimdi bunun karşılığını ödüyor. Al gülüm, ver gülüm” dedi. Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün Aralõk 2008’de rektör olarak atadõğõ Prof. Dr. Yunus Söylet başkanlõğõndaki İÜ Sena- tosu tarafõndan Başbakan Erdo- ğan’a fahri doktora verilmesine akademik çevreler tepki gösterdi. TÜMÖD Genel Başkanõ Prof. Dr. Işõklõ, bu durumun üniversi- telerin özerklikten ne kadar uzak- laşmõş olduğunun kanõtlarõndan biri olduğunu kaydetti. İÜ Rek- törü Söylet’in üniversitenin de- mokratik tercihi yok sayõlarak Cumhurbaşkanõ Gül tarafõndan atandõğõnõ anõmsatan Işõklõ, “Do- layısıyla kendi atadıkları bir ki- şinin kendilerine ödül vermesi doğaldır” dedi. Işõklõ, İÜ’nün özerk ve demokratik yapõlanma- sõ içerisinde böyle bir durumun düşünülemeyeceğini belirtti. Fah- ri doktora unvanõnõn üniversitenin takdirini kazanacak bilimsel ve- ya bilime yararlõ bir çaba sergi- lemiş ve eser bõrakmõş kişilere ve- rildiğini kaydeden Işõklõ, şunlarõ dile getirdi: “Herhalde İÜ, Erdoğan’ın dokunulmazlığının kalkması beklenilen 10 kadar suç dosya- sı nedeniyle ve Anayasa Mah- kemesi’nin bu iktidarın laikli- ğe karşı tutumların odağı ol- duğunu belirlemesi dolayısıyla böyle bir ödül vermiş olamaz. Nedenlerini üniversite rektö- rüne sormak daha uygun ola- caktır.” TÜMÖD İstanbul Şube Baş- kanõ Doç. Dr. Cüneyt Akalın, fahri doktora unvanlarõnõn aka- demik çalõşmalara değil, sembo- lik bazõ davranõşlara verildiğini kaydetti. Akalõn, “Bu tam bir skandal. Böyle bir garip proje yürüyor. Fakat kimin projesi olduğu belli değil. Hiç kimsenin desteklediği falan da yok böy- le bir projeyi. İÜ Rektörlüğü de bunu bahane etti. Söylet ilk sı- radan seçilmemişti ama AKP tarafından rektör olarak atan- dı. Şimdi üniversite rektörü bunun karşılığını ödüyor: Al gülüm ver gülüm” dedi. MEB İLE ÖSYM’NİN UYUŞMAZLIĞI Diploma notunda karmaşa MAHMUT ORAL DİYARBAKIR - Zorla dõş göreve gönde- rilmek istenirken yaşadõklarõ nedeniyle kalp kri- zi geçiren Dicle Üniversitesi’nin (DÜ) tek gö- ğüs cerrahisi profesörü olan Prof. Dr. Cemal Özçelik’in eşi uzman Dr. Zerrin Özçelik, eşi- nin üniversitede dinci kadrolaşmanõn önünde engel olduğunu, Alevi ve Atatürkçü olmalarõ nedeniyle baskõ gördüklerini açõkladõ. 22 yõldõr DÜ’de görev yapan Prof. Dr. Ce- mal Özçelik, yönetime gelen AKP’li Rektör Ayşegül Jale Saraç ve ekibi tarafõndan, YÖK Yasasõ’nõn 41. maddesine dayanõlarak, kendi isteği dõşõnda Kars Kafkas Üniversitesi’nde dõş göreve gönderilmek istendi. Özçelik, dõş gö- revlendirmenin durdurulmasõ için çeşitli çareler ararken Danõştay, üniversite yönetimlerine keyfi davranmanõn yolunu açan 41. maddeyi iptal etti. Ancak Özçelik yaşadõklarõnõn yarattõğõ baskõ ve strese dayanamayarak geçen hafta kalp krizi geçirdi. Bir hafta yoğun bakõmda tedavi gören Öz- çelik’in eşi, hem eşinin sağlõk durumu hem de kendisinin görev yerinin Adana olmasõ nede- niyle, geçici dõş görevlendirme yerinin Ada- na olmasõ konusunda dün DÜ Rektörü Saraç ile son bir kez daha görüşmek istedi. Dün sa- bah rektörlük binasõna girmek isteyen Zerrin Özçelik, bir süre görevliler tarafõndan içeri alõn- madõ. Uzun süre kapõda bekletilen Özçelik, sa- atler sonra Saraç ile yaptõğõ görüşmeden eli boş döndü. Kendisinin Adana’da eşinin ise Diyarba- kõr’da olmasõ nedeniyle çocuklarõnõn sevgisiz bir ortamda yaşadõğõnõ, bu nedenle derslerinin de etkilendiğini belirten Özçelik, rektörden ge- çici dõş görevlendirme olacaksa buranõn Ada- na olmasõnõ istediklerini anlattõ. DÜ’de dinci kadrolaşmanõn giremediği ender yerlerden birinin, eşinin bölüm başkanõ olarak görev yap- tõğõ Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalõ olduğunu vurgulayan Özçelik, şöyle devam etti: “Eşimin Alevi ve Atatürkçü olması, on- ların kadrolaşmasına engel. Bu yüzden türlü zorluklarla onu üniversiteden uzak- laştırmak istiyorlar. Eşimi Kars’a gönderip boşalan kadroya dinci kadrodan bir yar- dımcı doçent alacaklar. Dış görev yeri Ada- na olsun dediğimizde, Rektör Hanım bize ‘İsterseniz Sağlõk Bakanlõğõ’ndan doktor kad- rosu ayarlayalõm’ dedi. Yani tehlikeyi ba- şından savmak için bir profesörü düz dok- tor olarak görmeyi yeğledi. Bizim ÇYDD’de aktif çalışmalarımız, dinci kadrolaşmanın önünde engel olmamız onları ürkütüyor, bu yüzden bizi üniversiteden kaçırmak için tür- lü senaryoyu uyguluyorlar.” İflashalindekiBüyükşehir,borçlarõnõödeyebilmekiçinİSKİgelirlerinegözdikti.Müteahhitlerparalarõnõalamõyor Belediyekaynaklaraelkoydu AYKUT KÜÇÜKKAYA Hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden hem İSKİ’den parasõ alamayan müteahhitler adõna ga- zetemize açõklamalarda bulunan Türkiye İnşa- at Müteahhitleri İşveren Sendikasõ (TİMSE) Baş- kanõ Nazım Aygün, “6.5 milyar dolar borcu neye güvenerek yapıyorsun. Bunlar emlak vergisiyle, bilmem yol, su, kanalla ödenecek rakamlar değil. Bunlar çok büyük rakamlar. Şimdi bu ihalelere müteahhitlerin alacakla- rına kaynak bulabilmek için suya yüzde 15 mi yaparlar yüzde 25 mi zam yaparlar yani bun- ların acısı vatandaştan çıkacak” dedi. Aygün, müteahhitlerin alacağõ paranõn yüzde 20’sini bi- le bağõş olarak gösterilen adrese verecek konu- ma geldiğini ancak yaşanan darboğaz nedeniy- le ödeme yapõlamadõğõnõ açõklayarak, “Tabii öy- le ciddi bir şey yok ama siyasi baskılar neti- cesinde alanlar oluyor” diye konuştu. İSKİ, finansman ve kaynak sõkõntõsõnõ suya yüzde 15 oranõnda zam yaparak azaltmayõ plan- lõyor. Uzun süredir İSKİ’den parasõnõ alamayan müteahhitler adõna TİMSE Başkanõ Aygün, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi müteahhit- lerine para ödeyemiyor, İSKİ de ödeyemiyor. İSKİ’nin ödemeleri gayet muntazamdı. Şim- di Büyükşehir Belediyesi o kaynaklara el koy- du. Yani İSKİ’nin kaynaklarına el koydu ve oradan gelen paraları kendi işlerine yönlen- dirdi. O nedenle İSKİ de bir darboğaza gir- di. Zaten İSKİ’nin biliyorsunuz para topla- maktan başka herhangi bir amacı yok. Ben daha önceki gün mesela Kadıköy’deydim. İS- Kİ’de 4 bin lira para alıyorlar bir su bağlantısı için. Bir okul inşaatından bahsediyorum ya- ni. Belediye ayrı para alıyor, 1700 lira. Bun- lar başka yerlere aktarılıyor başka yerlerde kullanılıyor. Suya mecburen zam yapacaklar ...” diye konuştu. Aygün, “Büyükşehir ve İSKİ tarafından işa- ret edilen yerlere alacağı paranın yüzde 10’unu bağış yapan bazı müteahhitlere öde- me yapıldığı şeklinde iddialar var. Bu doğru mu?” şeklindeki sorumuzu ise şöyle yanõtladõ: “Yüzde 10’unu değil, yüzde 20’sini bile ver- se alamıyorlar, zira para yok. Tabii öyle cid- di bir şey yok ama siyasi baskılar neticesin- de alanlar oluyor. Ama öyle ‘bir adamõnõ bu- layõm da ben paramõ önce alayõm gibi’ bir şey yok. Hakikaten tıkandı... İstanbul Büyükşe- hir Belediyesi çok büyük borç içerisinde.” ‘ACISINI VATANDAŞ ÇEKECEK’ Yaşanan ekonomik sõkõntõnõn büyüklüğü- ne dikkat çeken Aygün açõklamasõnõ şöyle sür- dürdü: “6 buçuk milyar dolar borcu neye gü- venerek yapõyorsun? Bunlar emlak vergisiyle, bilmem yol, su, kanalla ödenecek rakamlar değil. Bunlar çok büyük rakamlar. 4734 sa- yõlõ Devlet İhale Yasasõ hazõrlanõrken biz de müdahildik. Yani yasayõ hazõrlayanlardan bi- zim kurumlar da vardõ. Müteahhitler Birli- ği olsun, TİMSE olsun dedik ki ‘yüzde 20 öde- neği olmayan işte ihaleye çõkõlmasõn’... Bu oran yüzde 10’a düştü. Yüzde 10 ödenekle bir işi ihale ederseniz tabii yani para da bula- mazsõnõz, kaynak da bulamazsõnõz işte uzar gider. Şimdi müteahhitlerin alacaklarõna kaynak bulabilmek için yüzde 15 mi yapar- lar yüzde 25 mi yaparlar... Bunlarõn acõsõ va- tandaştan çõkacak tabii...” Alevi ve Atatürkçü diye baskõ görüyor Gül’e işsiz protestosu! İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Yengesi yaşamõnõ yitirmesi nedeniyle önceki akşam saatlerinde dayõsõna başsağlõğõ ziyareti gerçekleştiren Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, eve girmeden önce aynõ sokakta oturan Hacettepe Üniversitesi İstatistik Bölümü’nden 2000 yõlõnda mezun olup iş bulamayan Sinem Örsçek’in protestosuyla karşõlaştõ. Korumalar tarafõndan bölgeden uzaklaştõrõlan Örsçek, Cumhurbaşkanõ’na tepkisinin bireysel olduğunu söylediğini ve kendisinden yardõm sözü aldõğõnõ belirtti. AKP kongresi yine ertelendi UŞAK (Cumhuriyet) - AKP Uşak İl Kongresi aday sayõsõnõn teke indirilememesi nedeniyle bir kez daha ertelendi. Daha önce de ertelenen kongrenin tarihi ile ilgili olarak bir açõklama yapõlmadõ. Hem Fatih Özdemir’in adaylõğõnõ açõklamasõ, hem de İbrahim Yõlmaz’õn çekilmeyeceğini duyurmasõ işleri karõştõrdõ. Bunun üzerine kente gelen örgüt seçimlerinden sorumlu milletvekili Fikri Işõk, il kongresinin ileri bir tarihe ertelendiğini açõkladõ. Gökçek’in korumalarına kınama ANKARA (AA) - Türkiye Foto Muhabirleri Derneği (TFMD) ve Türkiye Gazeteciler Sendikasõ (TGS) Ankara Şubesi, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanõ Melih Gökçek’i, dün akşam Ankara Adliyesi’nde görüntülemek isteyen AA foto muhabirine korumalarca sözlü ve fiili müdahalede bulunulmasõnõ kõnadõ. Foto Muhabirleri Derneği’nden yapõlan açõklamada, olayõn şiddetle kõnandõğõ belirtilerek basõn ve anlatõm özgürlüğünü kõsõtlayõcõ bu tür saldõrõlarõn kabul edilemez olduğu kaydedildi. Prof. Dr. Yunus Söylet başkanlığındaki İÜ Senatosu tarafından Başbakan Erdoğan’a fahri doktora verilmesini akademik çevreler eleştirdi. DÜ’nün tek göğüs cerrahisi profesörü Özçelik, yaşadõklarõ nedeniyle kalp krizi geçirdi. Duruma eşi isyan etti: Hastanede yatan Özçelik’in sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. TİMSE Başkanõ Aygün, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi, müteahhitlerine para ödeyemediği için ödemeleri iyi olan İSKİ’nin kaynaklarõna el koydu. Şimdi İSKİ de darboğaza girdi” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle