Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 TEMMUZ 2009 PAZAR
12 PAZAR KONUĞU
CMYB
C M Y B
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanõ Mustafa Akaydõn: Kent zengin ama gelir dağõlõmõ çarpõk
‘İnsan odaklõ bir kent istiyoruz’
Antalya’nõn yeni büyükşehir belediye başkanõ
Prof. Dr. Mustafa Akaydın gülmeyi seven bir
insan. En zor ve sõkõntõlõ konularda konuşurken
bile arada bir yüzünden gülüşünü eksik etmiyor.
Hatta Antalya’daki arazi rantlarõ hesaplarõnõ,
devraldõğõ borç yükünü anlatõrken bile...
Antalya’da dönen fõrõldaklarõ dinlerken benim
içim kararõyor. Ama Prof. Akaydõn, bunlarõn
üstesinden gelmek için kollarõ sõvadõğõnõ
söylerken son gülen iyi güler, izlenimini
ediniyorum.
- Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı
seçimine girmeye nasıl karar verdiniz?
AKAYDIN - Bildiğiniz gibi Akdeniz
Üniversitesi Rektörlüğü seçiminin bütün
aşamalarõndan birinci olarak geçmeme rağmen
Sayõn Cumhurbaşkanõ beni rektör olarak atamayõ
uygun görmedi. Bunun üzerine, “Ben bunu
ömrüm boyunca Cumhuriyet’in şeref
madalyası olarak taşıyacağım” dedim.
Üniversitedeki öğretim üyeliği görevime devam
ederken Antalya halkõnõn, sivil toplumunun ve
basõnõnõn yoğun bir ilgisi ve desteğiyle
karşõlaştõm. Bu yoğun baskõ ve destek beni 1
Aralõk 2008 tarihi itibarõyla politikayla
buluşturdu. Sonra CHP’den aday adaylõğõ ve
adaylõk geldi. Seçim kampanyam çok güzel
geçti. Kazanacağõma dair en ufak bir şüphem
olmadõ. Gerçekten de sonuç öyle oldu. Şu anda
Antalya’nõn malum sorunlarõyla uğraşan, CHP
kökenli ama bu kimliğini belediye başkanlõğõ
süresince bir kenara bõrakmõş, halkõn her
kesimine hizmet etmeye çalõşan bir belediye
başkanõyõm.
- Siz, seçimi kazanacağınızdan hiç şüpheniz
olmadığını söylediniz ama sizden önceki AKP’li
Menderes Türel’in popüler bir belediye başkanı
olduğu söyleniyordu. Hatta bir etkinlikte
piyano çalması epeyce alkışlanmıştı. Buna ne
diyeceksiniz?
- Ben hayatõmda hiç seçim kaybetmedim.
Önemsediğim dört seçim var. Birisi Tabip Odasõ
Başkanlõğõ, ikincisi rektör seçimleri, sonra da
belediye başkanlõğõ seçimi. Dolayõsõyla kendime
böyle bir güvenim vardõ. Ayrõca halkla
buluşmayõ çok iyi sağladõm. Bunda eşimin de
çok önemli katkõsõ oldu. Seçim kampanyasõnda
sivil toplum gönüllüsü gibi çalõştõ. Bu güvenden
dolayõ kendime yüzde 45 gibi bir oy
hedeflemiştim. Ama dört puan eksik kaldõ.
Sebepleri uzun. Bir başka konu var. Sayõn Türel
gerçekten çok medeni bir belediye başkanõydõ.
Başbakan tarafõndan çok desteklendi. Basõnla
olan ilişkileri de, etik boyutu tartõşmalõ olabilir
ama çok iyiydi. Dolayõsõyla da onun seçimden
başarõyla çõkacağõna dair bir kanõ vardõ. Ama
bende hiç böyle bir kanõ oluşmadõ. Çünkü onun
belediye başkanlõğõ döneminde Antalya’ya karşõ
yapõlmõş çok ciddi haksõzlõklar vardõ. Bir de ne
yazõk ki benim deyimimle belediye başkanlõğõnõ
vitrinden yönetti. Halkõn içine hiç giremedi.
Hatta bazõ ithal bürokratlar İstanbul
Belediyesi’nden Antalya’ya gelerek belediye
başkanlõğõnõ onlar yaptõ. Bu görüntü ulusal
basõna hiçbir şekilde yansõmadõ. Ama açõkçasõ
ben de bundan yararlandõm.
- Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı
olarak önünüzde baş etmeniz gereken ciddi
sorunlar olduğunu biliyoruz. Bunlarla nasıl
baş edeceksiniz?
- İktidar partisi Antalya’yõ çok önemsiyordu.
Antalya’yõ kaybetmesini bir türlü demokratik bir
hazmedişle karşõlamadõ. Ondan dolayõ üzerimde
çok yoğun bir siyaset ve medya baskõsõ var.
- Bir de siz AKP’li Cumhurbaşkanı’nın
rektörlüğünü veto etmiş bir kişi olarak adınız
epeyce büyük değil mi?
- Öyle. Başbakan da bunu siyaset arenasõnda
sõkça kullandõ. Dolayõsõyla şu anda herkesin
gözü benim üzerimde. Bende bunun tedirginliği
tabii ki var. Ama gerçekten tüm yaşamõm
boyunca kendime güvenim ve direncimin
oldukça yüksek olduğunu düşünüyorum. Bunlarõ
göğüsleyeceğime inanõyorum. Antalya’nõn en
büyük sorunlarõ ne, diye bakarsak şunu
söyleyebilirim. Antalya’da bugüne kadar yapõlan
imar usulsüzlükleri. Çünkü rantõ çok yüksek bir
kent. Arazisi çok değerli. Türkiye’nin birçok
kentinde olduğu gibi orada da politikacõlarõn
üzerinde usule uygun imar uygulamalarõnõ
yapmamalarõ ya da bozmalarõ konusunda çok
büyük bir baskõ var. Bakõyorsunuz, çok iyi bir
nâzõm plan ortaya çõkõyor. Ama üç-beş yõl sonra
politikalar gereği bu bozuluyor.
- Bu politikalar yüzünden Antalya bir beton
kent görüntüsünde değil mi?
- Ne yazõk ki öyle. Uçaktan gündüz
Antalya’ya yaklaşõrken havadan baktõğõnõzda
algõlõyorsunuz. Bu tablo çok çirkin. Bunun
bedeli Antalyalõya çok ağõr olabilir. Bugün çok
sevindiğimiz turizm gelirlerimizi yarõn öbür gün
kaybetme tehlikesiyle karşõ karşõya kalabiliriz.
İkinci önemli sorun, Antalya’nõn Sayõn Türel
zamanõnda ulaşõmõyla ilgili çok yanlõş kararlar
alõnmõş olmasõdõr. Master planõ yapõlmaksõzõn
ulaşõmla ilgili alõnmõş birtakõm kararlar
bulunuyor. Bunlarõn birisi Antalya’nõn içinden
geçen ve “battı çıktı” denilen köprülü kavşak
uygulamalarõ. Son beş yõl içinde bunlar moda
oldu. Ama Antalya trafiğini ciddi biçimde
olumsuz etkiledi. Bir başka konu da yine ciddi
bir master planõ olmaksõzõn Antalya’nõn içinden
geçen ve bana da ciddi bir borç olarak intikal
eden raylõ sistem. Bu raylõ sistemin planlamasõ
iyi yapõlmadõğõ için, bunun güzergâhõ üzerinde
bulunan Antalya esnafõ son iki yõldõr son derece
ciddi bir mağduriyet yaşadõ. Tabii ki bunun
bedeli Türel tarafõndan seçimde ödendi.
- Bu raylı sistemden siz ne kadar borç
devraldınız?
- Bunun iyi bir tarafõ uzun vadeli kredi
oluşudur. Aşağõ yukarõ 11 km’lik güzergâhõn
tutarõ 388 trilyon lira. Sadece ondan benim
devraldõğõm borç bu. Toplam borçlar ise 1.2
katrilyon lira, eski Türk parasõyla. Yeni parayla
da 1.2 milyar lira. Artõk, ne yapalõm? Bunlarõ
göğüsleyeceğiz. Hem ödemeye çalõşacağõz. Hem
yeni borçlar alarak devam edeceğiz. Hedefimiz
kenti plansõz, projesiz bõrakmamaktõr. Biz de
projeler üreteceğiz. Ben her şeyden önce
korumacõ bir belediye başkanõyõm. Çünkü
Antalya gibi bir kentin sosyal demokrat belediye
başkanõ önce korumaya önem vermelidir. Ama
kullanmaya da karşõ değilim. Kullanma ve
koruma dengesini, moda deyimiyle, iyi
ayarlamak zorundayõz. Ama bu dengede
tahterevallinin koruma kõsmõ biraz daha ağõr
basmalõ diye düşünüyorum. Şu anda yaptõğõmõz
ve yapacağõmõz projelerde insan odaklõ bir kent
yönetimini hedefliyoruz. Tabii ki yatõrõma karşõ
değiliz. Tabii ki turizm gelirlerinin
arttõrõlmasõndan yanayõz. Ama insan odaklõ bir
kent hedefliyoruz.
- Peki, insan odaklı kentten planlı bir kent mi
anlamalıyız?
- Evet. Hedefimiz şimdiye kadar yapõlmamõş
bir sürü master planõ devreye sokmaktõr.
Antalya’nõn kültür kenti kimliğini daha baskõn
hale geçirmek istiyoruz. Turizmi Antalya’da
sadece altõ ay yaşanan bir anlayõştan 12 ay
yaşanan bir anlayõşa çõkarmak için yol gösterici,
teşvik edici olmak bizim görevimiz. Dolayõsõyla
ortaya koyduğumuz projelerin en önemlilerinden
birisi Antalya’da çok sõkõntõ çekilen istihdama
bir çözüm bulmaktõr. Antalya özellikle altõ ay
yaşayan, altõ ay da yatan bir kent.
Eldeki verilere göre 300 bin turizm çalõşanõnõn
yüzde 51’i kõşõn işsiz kalabiliyor.
- Antalya’nın gelir kaynakları turizm dışında
neler?
- Antalya gelir kaynaklarõnõn yüzde 40’õnõ
turizmden sağlõyor. Bu da çok büyük bir oran.
İkinci planda da tarõm geliyor. Kesme
çiçek, domates, salatalõk ihracatõ Antalya
için önemli.
Bunun dõşõnda bir miktar sanayi üretimi,
biraz da hizmet sektörü var. Ama turizm
çok önemli. Türkiye’ye gelen turistlerin
yüzde 35-40’õnõ Antalya misafir ediyor.
Yaklaşõk 20 küsur milyon turistin 9
milyonu Antalya’ya geliyor. Bunlar
Türkiye’ye sekiz milyar dolar döviz girdisi
sağladõlar. Ama önemli sorunlardan birisi
bu gelirin ancak üçte birinin Antalya’da
kalmasõ.
- Neden?
- Özellikle vergilerini İstanbul’da
ödeyen işadamlarõ nedeniyle bu gelirlerin
bir bölümü İstanbul’a, hatta diğer bazõ
illere akõyor. Yurtdõşõna da gidebiliyor.
Bir de Antalya zengin bir kent olmasõna
rağmen gelir dağõlõmõndaki çarpõklõk
yüzünden çok ciddi işsizlik ve yoksulluk
yaşanõyor.
Dolayõsõyla insan odaklõ projelerimiz
gerek turizm gerekse de diğer alanlarda
istihdam yaratmaya yönelik projeler
olmalõdõr. Tabii ki özellikle kõrõlgan
toplum kesimlerine, kadõnlara, çocuklara,
engellilere, yaşlõlara verilecek sosyal
hizmet önceliklerimiz arasõnda. Antalya
coğrafi çekiciliğinden dolayõ ciddi bir
yaşlõ nüfusa da hizmet veriyor.
Hedeflerimiz arasõnda Avrupa üçüncü yaş
grubu turizmini kõş aylarõnda Antalya’ya
çekmek var. Üniversiteler kenti, sağlõk
turizmi kenti Antalya gibi kavramlarõ
yerleştirebiliriz. Bunlar için çok uygun bir
iklimimiz var. Bütün bu çekimlerden
yararlanõp Antalya’nõn istihdam sorununa
çözüm yaratmak istiyoruz.
- Bir de sizin üzerinde çalıştığınız temiz
enerji projeniz var...
- Evet, var. Burada da en büyük
zenginlik güneş. Ne yazõk ki Türkiye
bugüne kadar güneş enerjisini doğru dürüst
kullanmadõ. Bu anlayõşõn Antalya’da
desteklenmesi, yatõrõmcõ çekilmesi, güneş
enerjisinin yaygõn olarak kullanõlmasõ
konusunda belediye olarak ciddi bir lider
rol oynamak istiyoruz. Bu konuda projeler
geliştiriyoruz.
Katõ atõk yönetimi için de aynõ şeyler
geçerli.
Dünya Basketbol Şampiyonasõ Antalya’da yapõlabilir
- Dünya Basketbol Şampiyonası
Türkiye’de olacak. Aday
kentlerden biri de Antalya.
Geçmiş yönetimin başlattığı yeni
bir spor salonu inşaatı vardı. Siz
bunu iptal ettiniz ve basketbol
düşmanı ilan edildiniz. Niye iptal
kararı aldınız?
- Aslõnda bunu ben iptal
etmedim. İdari yargõnõn bu konuda
bir müdahalesi vardõ. Bu
inşaatlarõn yapõlacağõ alan idari
yargõ kararõna göre plansõz.
Belediye Meclisi’nde bu konuda
bir plan kararõ alõnmasõ lazõmdõ.
Belediye Meclisi’nin aldõğõ plan
kararõ çok doğru. Buranõn eskiden
olduğu gibi spor alanõ olarak tescil
edilmesi yönünde bir karar alõnmõş.
Durum bundan ibaret.
Antalya’nõn nadir nefes
alabileceği alanlardan birisi
Sheraton Oteli’nin arkasõnda
kõyõya yakõn, Meltem
Mahallesi’nde 250 dekarlõk bir
alan var. Böyle eşsiz yerler iştah
kabartõyor. Türkiye’de yeni moda
şu: Bu iştah kabartõcõ yere
yatõrõmcõ bulunuyor. Yatõrõmcõ
kendisine orada rant sağlanmasõnõ
istiyor. Rant dediğiniz yeni
alõşveriş merkezi ya da moda
olduğu şekilde rezidanslardõr.
Bu arazi Gençlik Spor Genel
Müdürlüğü’nün. O tür bir spor
tesisi yapacak gücü yok.
Dolayõsõyla şöyle bir teklif
götürülüyor: Bu araziyi biz size
verelim. Siz burada bir basketbol
arenasõ, bir de 30 bin kişilik
stadyum yapõn. Antalya’nõn her
ikisine de ihtiyacõ var. Ama bunun
karşõlõğõnda bu arazinin üçte bir ya
da dörtte birlik bir bölümüne
sõnõrsõz derinlik, 253 metre
yükseklik vererek çok rahat 150-
160 bin metrekareye çõkabilecek
bir alan yaratõlmasõ isteniyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti 20-
30 milyon Avro’luk bir basketbol
arenasõnõ yapmaktan aciz mi? Şu
anda top Gençlik ve Spor Genel
Müdürlüğü’nde, ilgili Devlet
Bakanõ’nda ve Başbakan’da.
Antalya’ya böyle bir yükü
yükleme haksõzlõğõ olmamalõ. Ben
borçlanma yeteneği bile olmayan
bir belediye başkanõyõm. Çünkü
belediyelerin borçlanabilmelerinin
üst limitleri var. Bu üst limit
doldurulduğu için ilgili bakana,
“Bu arenayı yapmak benim
görevim değil. Ama ben bunu da
görev kabul ediyorum. Bana
sadece devlet eliyle bir kredi
bulun. Benim bulmam mümkün
değil. Zaten 1.2 katrilyon lira
borçlu olan bir belediye 7 trilyon
lira daha borçlanır. Bu riski de
göze alıyoruz” dedim.
Sanõyorum Antalya’ya yapõlan
bu haksõzlõğõn geri dönmesini
içlerine sindiremeyen çevreler
bunu siyaseten kullanmak
istiyorlar. Büyükşehir Belediyesi,
basketbol sporuna karşõ diyorlar.
Bunun doğru olmadõğõnõ Basketbol
Federasyonu Başkanõ da, üstelik
FIBA’nõn (Uluslararasõ Basketbol
Federasyonu) başkanõ da biliyor.
Altõn Portakal’õn
faturasõ ağõr
- Bir de elinizde bir Altın
Portakal Film Festivali
meselesi var. Şimdi bunun
organizasyon yönetimi değişti.
Yeni yönetim fazlasıyla
pırıltılı ama masraflı ve içi
boş olaylar yaratmak yerine
daha halka yayılan bir Altın
Portakal Festivali
hedefliyorsunuz. Bu yüzden
kimi çevrelerden epeyce de
eleştiri alıyorsunuz.
- Bu konuda benim
yönetimime eleştiri olmamalõ
diye düşünüyorum. Çünkü biz
henüz nasõl bir Altõn Portakal
Film Festivali yaratacağõmõzõn
örneğini sergilemedik.
Dolayõsõyla ben bu eleştirilerin
çoğunun son beş yõlda
yaşadõğõmõz Altõn Portakal’a
yönelik olduğunu
düşünüyorum. Özellikle
2008’de temsil ve ağõrlama
için çok büyük bütçeler ayrõldõ.
Bu paralar hoyratça ve çok da
akõlcõ olmayan bir biçimde
harcanõyor. Bugün Altõn
Portakal, daha önceki yõllara
kõyasla artõk Antalya halkõ için
bir şey ifade etmiyor. Öyle ki
bir akşam sinema ilgilileri
grubuyla yemek yedik. Orada
çok önemli bir kişi şunu
söyledi: “Bir-iki yıl önce
Altın Portakal sırasında
Antalya’ya gittim. Bir
tezgâhtar hanıma Altın
Portakal etkinliklerine
katılıp katılmadığını
sordum. Ama Altın
Portakal’dan hiç haberi
olmadığını söyledi.”
- Yani Altın Portakal’da
insanlar kendileri çalıp
kendileri mi oynuyorlar?
- Biraz öyle oluyor. Çok
güzel özetlediniz. Dolayõsõyla
biz bu anlayõşõ değiştirmek
istiyoruz. Çok değerli bir
sanat direktörü atadõk. Vecdi
Sayar. Kendisinden çok
faydalanacağõmõzõ
düşünüyoruz.
- Vecdi Sayar’ın sanat
direktörlüğüne atanmasıyla
ilgili de çok ciddi eleştiriler
getirildi. Bu eleştirilerde
haklılık payı ne kadar?
- Vecdi çok güçlü eleştirel
bir bakõş açõsõna sahip olduğu
için muhtemelen zamanõnda
bu sektörde acõmasõz kabul
edilen eleştirilerde
bulunabilmiştir. Ama bunu
doğal görmeyen ya da bunu
tepkiye dönüştüren insanlar
var. Aldõğõ en büyük
eleştirilerden birisi elitist bir
sanat anlayõşõ olabileceği ama
sanatõn popülist tarafõnõn da
olmasõ gerektiği. Ben her
ikisini bir noktada buluşturup
dengelemek gerektiğini
düşünüyorum. Sanatõn her iki
tarafõndan da uzak
duramazsõnõz. Halkõn sevdiği
sanatõ da Antalya’ya
getireceksiniz. Çünkü halka
sinema sanatõnõ
sevdirecekseniz buna
ihtiyacõnõz var. Ama özgün,
evrensel sanatsal unsurlarõ
kullanmak için biraz da elitist
olmak zorundasõnõz. Ben
Vecdi Sayar’õn yaklaşõmõnõ
benimsiyorum.
P
O
R
T
R
E
Prof. Dr. MUSTAFA AKAYDIN
Çorum, 1952 doğumlu. Hacettepe Üniversitesi Tõp
Fakültesi’ni bitirdi. Ankara Üniversitesi Tõp Fakültesi
Genel Cerrahi Bölümü’nde ihtisasõnõ yaptõ. 1980’de
Antalya Akdeniz Üniversitesi’nin kurucu öğretim
kadrosuna katõldõ. Sekiz yõl Akdeniz Üniversitesi’nde
rektör yardõmcõlõğõ, dört yõl rektörlüğünün yanõ sõra
Üniversitelerarasõ Kurul Başkanlõğõ yaptõ. Ancak
ikinci rektörlük seçiminde en yüksek oyu almõş
olmasõna karşõn Cumhurbaşkanõ Gül tarafõndan
rektörlüğe atanmadõ. 29 Mart yerel seçimlerinde
CHP’nin Antalya Büyükşehir Belediye Başkanõ
olarak açõk ara oyla seçildi.
SÖYLEŞİ
LEYLA TAVŞANOĞLU
Maliyet yüksek değil
- AKP hükümeti yerel seçimlerde
Antalya’yı çok istemesine rağmen
CHP’ye kaptırınca, size bu krediyi hâlâ
bulur mu?
- Ülkesini, Antalya’yõ seviyorsa, Dünya
Basketbol Şampiyonasõ’nõn Antalya’da
yapõlmasõnõ istiyorsa etik anlayõşõ olan bir
hükümet, bulmak zorunda.
Bakõn, açõk söylüyorum. FIBA bunun
Antalya ayağõndan vazgeçmek istemiyor.
Lazõm olan, bulunmayacak bir para değil.
Yani Başbakan’õn uçağõnõn maliyetinin
yarõsõ kadar bir maliyet.
Hükümet isterse bulur.
Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü seçiminin
bütün aşamalarõndan birinci olarak geçmeme
rağmen Sayõn Cumhurbaşkanõ beni rektör
olarak atamayõ uygun görmedi. Bunun üzerine,
“Ben bunu ömrüm boyunca Cumhuriyetin şeref
madalyasõ olarak taşõyacağõm” dedim.
Şu anda yaptõğõmõz ve yapacağõmõz
projelerde insan odaklõ bir kent
yönetimini hedefliyoruz. Tabii ki yatõrõma
karşõ değiliz. Tabii ki turizm gelirlerinin
arttõrõlmasõndan yanayõz. Ama insan
odaklõ bir kent hedefliyoruz.
leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr