25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Gerçek bir darbeydi! Tepeden iniveren bir yumruk!.. Durup dururken gelmedi... Birkaç ay ön- ce Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Ko- mutanları bir muhtıra verip iktidarla mu- halefeti uyarmışlardı. Başlıca konu irtica eylemlerinin artması, sokak kavgalarına dönüşmesiydi... Baş- bakan Demirel üstlenmedi bile! CHP Ge- nel Başkanı Ecevit de “muhtıra bana ve- rilmedi” dedi... Ama 12 Eylül sabahı ikisi de apar topar yakalandı, eşleriyle birlikte uçağa bindiri- lip sürgüne yollandı... Kimse karşı çıkmadı. Ses seda yok! Darbe ezip geçti. Anayasa kaldırıldı, Mec- lis kapatıldı, partiler ortadan kalktı, millet- vekillerinin bir bölümü tutuklandı, davalar açıldı, DİSK, Barış Derneği yöneticileri içeri alındı. Tam iki üç yıl süren davalarla bunca sen- dikacı, bunca yazar, gazeteci, aydın ha- pislerde tutuldu... Yeni bir anayasa yaptırıldı. Halkoyuna su- nuldu. Yüzde 90’ı geçen bir ‘evet’le be- nimsendi. Birkaç kişi karşı çıkmaya kalkı- şınca, onların da yeri içeri atılmak oldu. Yaşayanlar bilir. O kadar uzak değil otuz yıl!.. Unutulmaya yüz tutan acıları anımsat- makla bilmem iyi mi ediyorlar. Unutmak mı, yoksa yeniden yaşamak mı gün gün o gün- leri!.. 12 Eylül darbecilerini adaletin önüne gö- türmek... CHP lideri nerden esinlendiyse böyle bir eylemi başlatmak istedi. Nereye varacağını, yararlı mı zararlı mı olacağı ko- nusunda bir düşüncesi var mı? Kenan Evren doksan dört yaşında, o dönemin Kuvvet Komutanları da öyle... Yalnız onlar mı tüm silahlı kuvvetlerin kad- rosu da sorumlu sayılacak mı?.. Onları destekleyen devlet görevlileri de... Gözümün önündedir, TV’lerde en büyük devlet görevlilerinin sıra sıra Kenan Evren’i kutlamaya gelişleri... Şimdi bir soruşturma açılsa, iş adalet önüne götürülse yalnız askerler değil, onları destekleyenler, başta Turgut Özal olmak üzere, 12 Eylül’de görev alan ba- kanlar da hesap vermeye çağrılmaya- caklar mı? 12 Eylül’ün hesabı, yalnız Ev- ren Paşa’yı mahkemeye çağırmakla, hat- ta onu mahkûm etmekle çözülemez. Kısacası Türk halkını yeni bir masalcı olayla uyuşturmak! Hem de bunu CHP’nin önerisiyle... Doksan yaşında kişiler adalet önüne çağrılmazlar mı? Çağrılırlar. Tarihte pek çok örneği var. İktidar olduğu sürece kötülük- ler, baskılar, zulümler yapan bir kişi yaş- lanmakla kendini bağışlatamaz... Alman işgalindeki Fransa’da Nazi yakı- nı Mareşal Petain unutulmadı. Yıllar geç- ti hâlâ tartışılır, iyi mi, kötü mü yaptı diye... Ama 1946’da mahkeme onu ölüme, son- ra da bir şatoda ömür boyu yaşamaya mahkûm etti. Doksanlık Pinochet olayını da unut- mamalı... Boş hayallerle zaman geçirmek!.. Dar- beleri koğuşturmaya bir başlarsak işin sonu gelmez. 12 Eylül derken 12 Mart, gi- de gide 27 Mayıs!.. Daha daha geri gidenler de olur, Mus- tafa Kemal’in Osmanlı’yı yıkıp yeni bir cumhuriyet kuruluşuna kadar... Bu arada, AKP iktidarının kendine özgü “sivil darbesi”ni de unutmamalı! CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 5 TEMMUZ 2009 PAZAR 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Yeni Bir ‘12 Eylül’ Gibi!.. PENCERE Ya Türkiye’de Ordu Laik Olmasaydı?.. Geçenlerde komşumuz İran’da gıllıgışlı bir se- çim yapıldı... Sandıktan çıkan Ahmedinejad, ayetullahların güdümü altında, iktidarı kazandı... Şeriat düzeni İran’da dört dörtlük gücüyle sü- rüyor... Bu köşede, birlikte gülelim diye, bir soruya yer vermiştim: - Ya İran’da ordu laik olsaydı?.. Ne olurdu?.. Yanıt: - Kah.. kah.. kah.. Tarih Baba böyle şakaları pek sevmez... Oysa insan aklında yuvalanan mizah güdüsü böyle şakaları kurcalar... İran’da ordu laik olsaydı, hiç olmazsa ayetul- lahların şeriat düzenine karşı çıkar, oyun bozu- lurdu... Peki, ya Türkiye’de ordunun mezhebi meşre- bi ne?.. Aydınlanmacı.. Laik.. Atatürkçü.. Öyleyse ordunun icabına bakmak gerekiyor... Peki, ne oluyor?.. Orduya karşı asimetrik bir savaş yürütülü- yor... Hem de nasıl?.. İç ve dış tutucu ve gerici güçler bu savaşın do- ğal müttefikleri... Türkiye’de ordu laik... Avrupalı politikacı bunun tarihsel nedenlerini bil- mez, bilmek istemez... Amerika da bilmez... Çünkü Batı’da demokrasiyi kuran laikliğin top- lumsal ve ekonomik sınıfı sanayi burjuvazisidir... Avrupa’daki rejimin adı bir bakıma neydi?.. “Burjuva demokrasisi...” Bilim kitaplarında da Batı demokrasisi böyle anı- lırdı... Batılı 20’nci yüzyıl boyunca Türkiye’de de- mokrasinin arkasında sanayi burjuvazisi olmadığını mı düşünecekti?.. Bugün düşünüyor mu?.. Türkiye’de ordu laik... Dinci için düşman... Türkiye’de İran ordusu yok... Ama ılımlı İslam devleti modeli kurulduğu gün Türkiye’de demokrasiyi ara ki bulasın... Güncel siyasal çatışmamızın özü bu... AKP-FETO ittifakı bu çatışmada kazandığı gün, Türkiye’nin dinci düzene dönük macerası hız kazanacaktır... O zaman laiklik sizlere ömür... İran’a dönük uyarıcı sorumuz neydi? Ya İran’da ordu laik olsaydı?.. Peki, Türkiye için uyarıcı soru nedir?.. Ya Türkiye’de ordu laik olmasaydı?.. Olmazsa olmaz demeyin, olmazsa olmaz...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle