25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 5 TEMMUZ 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr Kuzey Kore’den seri denemeler Dış Haberler Servisi - Kuzey Kore füze denemelerine devam ediyor. Güney Kore Genelkurmay Başkanlõğõ, Kuzey Kore’nin Japon denizinde 7 füze denemesi yaptõğõnõ duyurdu. Atõlan füzelerin kõsa menzilli Scud füzesi olduğunu kaydeden Güney Koreli yetkililer dün yapõlan denemelerin perşembe günü yapõlan denemelerden daha endişe verici olduğunu belirttiler. El Beşir’e Afrika desteği Dış Haberler Servisi - Libya’da toplanan Afrika Birliği üyesi ülkelerin, hakkõnda tutuklama emri çõkartõlan Sudan Devlet Başkanõ Ömer El Beşir için devlet başkanlõğõ dokunulmazlõğõ adõna Uluslararasõ Ceza Mahkemesi (UCM) ile işbirliği yapmama kararõ aldõğõ bildirildi. Bu, Ömer El Beşir’in karakõtada tutuklanma korkusu olmadan serbestçe seyahat edebileceği anlamõna geliyor. 2 ABD askeri öldürüldü Dış haberler Servisi - Afganistan’õn güneydoğusunda ABD askerlerine dün düzenlenen saldõrõda 2 ABD askerinin öldüğü bildirildi. Yetkililer, militanlarõn, Zerok bölgesindeki Paktiya vilayetindeki üssün önünde bomba yüklü kamyon infilak ettirdiğini, saldõrõdan sonra çatõşmalar çõktõğõnõ belirtti. ABD askerlerinin, 7 Amerikan ve 2 Afgan askerinin de yaralandõğõ çatõşmalarõ sona erdirmek için hava saldõrõsõ düzenlediği, saldõrõda 32 Taliban militanõnõn öldürüldüğü kaydedildi. ABD Başkanõ Barack Obama göreve geldikten sonra Amerikan güçlerinin Afganistan’da Taliban’a karşõ ilk büyük saldõrõsõ perşembe günü Helmand vilayetinde başlamõştõ. H1N1 virüsü Kıbrıs’ta Dış Haberler Servisi - Kõbrõs Rum Kesimi’nde A/H1N1 virüsü taşõyan 12 yeni vaka tespit edildi. Hastalarõn 7’sinin Rum, kalanlarõn ise yabancõ uyruklu olduğu açõklandõ. Yeni vakalarla Rum kesiminde virüsü taşõyanlarõn sayõsõ 95’e yükseldi. Rum Adalet ve Kamu Düzeni Bakanõ Lukas Luka, KKTC ile Rum kesimi arasõndaki geçiş kapõlarõnõ kapatmalarõnõn söz konusu olmadõğõnõ ifade etti. KKTC’de ise Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Başhekim Başyardõmcõsõ Dr. Ramadan Kamiloğlu A/H1N1 virüsü taşõyan hasta sayõsõnõn 9 olduğunu bildirdi. Avrupalõ komiser, 30 ildeki kaçak göçmenlerin durumunun iyileştirilmesini istedi Türkiye’ninmültecisorunuBERZA ŞİMŞEK İSTANBUL - Avrupa Kon- seyi İnsan Haklarõ Komiseri Thomas Hammarberg, Tür- kiye’de kaçak göçmenlerin tutulduğu misafirhanelerdeki koşullarõn temel ihtiyaçlarõ sağlamakta yetersiz olduğunu söyledi. Türkiye’ye 6 günlük bir ziyaret düzenleyen Ham- marberg, aralarõnda Cumhur- başkanõ Abdullah Gül, Ada- let Bakanõ Sadullah Ergin, si- vil toplum kuruluşlarõ tem- silcileri, dini liderler ve AB temsilcilerinin de bulunduğu yetkililerle İstanbul, Ankara ve İzmir’de bir araya geldi. Te- maslarõnõn ardõndan Cumhu- riyet’in sorularõnõ yanõtlayan Hammarberg, mülteci politi- kasõna ilişkin Türkiye’den, yasal düzenlemeler oluştur- masõnõ beklediklerini söyledi. Hammarberg, ziyareti sõra- sõnda kaçak göçmenlerin tu- tulduğu misafirhaneleri de gezdiğini belirterek buradaki koşullarõn temel ihtiyaçlarõ sağlamakta yetersiz olduğunu bildirdi. Türkiye’nin sõğõnma için başvuranlarõ Anadolu’da belirlenmiş 30 şehre yerleş- tirdiğini belirten Thomas Hammarberg, bu kişilerden orada yaşamalarõ karşõlõğõnda ücret talep edildiğini belirtti. Ancak çalõşmalarõna izin ve- rilmemesi nedeniyle sõğõnma- cõlarõn bu parayõ yasal olma- yan yollardan edinmeye itil- diğini söyleyen Hammarberg, bu uygulamaya bir an önce son verilmesi gerektiğini kay- detti. Ruhban Okulu Fener Rum Patriği Bartho- lomeos ve devlet yetkilileriy- le görüşmelerinde Heybeliada Ruhban Okulu’nun açõlmasõ konusunun da gündeme gel- diğini söyleyen Hammerberg, eğitim hakkõ dolayõsõyla oku- lun açõlmasõndan yana oldu- ğunu ve görüşmelerinde de okulun açõlacağõna dair olum- lu bir hava sezdiğini söyledi. Komiser Hammerberg, AB’de göçmen karşõtlõğõnõn artmasõna ilişkin bir sorumu- za da AB’nin de göçmen po- litikasõnõn sorunsuz olmadõğõnõ kaydetti. Avrupa’da göçmen, İslam, eşcinsel karşõtõ ve õrk- çõ söylemlerin yanõ sõra bun- lara bağlõ suçlarõn yükselişte olduğunu gözlemlediğini söy- leyen Thomas Hammarberg, bu durumu ekonomik kriz ne- deniyle insanlarõn gelecek kaygõsõ yaşamalarõna bağladõ. Türkiye’nin büyük illerinde inceleme yapan Avrupa Konseyi İnsan Haklarõ Komiseri Hammarberg, göçmenlerin durumunun iyileştirilmesi gerektiğini belirtti. Cumhurbaşkanõ Gül ve Adalet Bakanõ Ergin’in yanõ sõra sivil toplum örgütü temsilcileri ve dini liderlerle görüşen yetkili, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açõlacağõndan umutlu olduğunu kaydetti. DARBECİLER KARARLI HondurasOAS’ye rest çekti Almanya’dan Türkiye’ye gelmek için yola çıkan gurbetçileri taşıyan minibüs, Bulgaristan’da otobüsle çarpıştı. Kazada 7 Türk hayatını kaybetti. Bulgaristan İçişleri Bakanlığı’ndan edinilen bilgiye göre Almanya’dan Türkiye’ye gelmek üzere Bulgaristan’dan transit geçiş yapan BS OU 8778 plakalı minibüs ile karşı yönden gelen Zoran İskaoviç’in kullandığı BG 905031 plakalı Sırp yolcu otobüsü çarpıştı. Kapıkule Sınır Kapısı’na 20 kilometre kala Svilengrad kasabası yakınlarında meydana gelen kazada, minibüste bulunan gurbetçi aileden 1’i çocuk 7 kişi yaşamını yitirdi. Saat 06.15’te meydana gelen kazada otobüsün şoförünün de yaralandığı bildirildi. Yetkililer, kazada hayatını kaybeden Türk yurttaşlarının kimliklerinin belirlenmesi için çalışmaların sürdüğünü açıkladı. Kaza yüzünden E-80 otoyolu trafiğe kapatılırken, transit geçiş yapan ve çoğunluğunu gurbetçilerin oluşturduğu araçlar Hamzabeyli-Lesovo gümrük kapısına yönlendirildi. Öte yandan Türkiye’de yaşayan Bulgaristan vatandaşları bugün yapılan seçimlerde oy kullanmak için gittikleri Bulgaristan’da Kaptan Andreova sınır kapısında ırkçı parti Ataka’nın protestosuna uğradı. 200 kişilik ırkçı grup, “Türkler Anadolu’ya, Türkler dışarı, Yeniçerileri istemiyoruz” sloganı atarak Türk plakalı TIR ve otobüslere pet şişe fırlattı. (Fotoğraf: AP) Dış Haberler Servisi - Honduras’ta Devlet Baş- kanõ Manuel Zelaya’nõn sürgüne gönderilmesiyle işbaşõna gelen yönetim, Amerikan Devletleri Ör- gütü’nün (OAS) baskõla- rõ karşõsõnda, uluslarara- sõ kuruluştan çekilme ka- rarõ aldõ. Devrik Devlet Başkanõ Manuel Zelaya’nõn ye- niden başkanlõk koltuğu- na oturmayacağõ konu- sunda kesin konuşan ye- ni yönetim, ADÖ’nün Honduras’õn içişleri ko- nusunda yargõ yetkisi ol- madõğõnõ belirtti. Zela- ya’ya görevinin iade edil- mesi konusunda õsrarcõ olan örgütün yaptõrõm gü- cü olmadõğõna dikkat çe- kilirken bazõ kaynaklar Honduras’õn OAS’tan ay- rõlmasõnõn, ABD’nin 1989’da Panama’yõ iş- galinden beri Orta Ame- rika’da yaşanan en büyük siyasi kriz olduğunu ile- ri sürdü. Fidel Castro liderli- ğindeki devrimin ardõn- dan Küba’nõn üyeliğini askõya alan OAS, 1962’den sonra ikinci kez aynõ kararõ almaya hazõr- lanõyor. Honduras’a giden OAS Genel Sekreteri Jose Mi- guel Insulza, geçici hü- kümetin Zelaya’ya gör- evini iade etmek konu- sunda hiçbir istek gös- termediğini söyledi. Dev- rik Devlet Başkanõ Zela- ya’nõn, Venezüella’nõn sosyalist Devlet Başkanõ Hugo Chavez ile ittifak içerisinde olmasõ ve baş- kanlõk dönemini uzatma girişimleri muhalifleri ta- rafõndan hoş karşõlanmõ- yordu. Zaleya’nõn müt- tefiği durumundaki, Gü- ney Amerika’daki sol ik- tidarlar ile ABD Başkanõ Barack Obama yönetimi ve Avrupa hükümetleri darbeyi şiddetle kõnõyor. Endonezya’da muhalefet dile geliyor Dış Haberler Servisi - Devlet başkanlõğõ seçimlerinin eşiğinde olan, dünyanõn en büyük Müslüman top- luluğunun yaşadõğõ Endonezya’da muhalefet, rock ve reggae müzik gruplarõyla seslendiriliyor. “Skull” (Kafatasõ) ve “The Van- dals” (Vandallar) gibi rock müzik gruplarõnõn, aşk hikâyelerine değinen pop şarkõlarõndan daha çok ilgi gör- meye başladõğõna dikkat çeken mü- zik yorumcusu Denny Sakrie, “Da- ğınık ve medya tarafından doku- nulmayan bir grup onlar. Yeral- tında yaşıyor, küçük barlarda sah- ne alıyor, fikirlerini bültenlerle paylaşıyorlar” diyor. Sakrie, “Mü- zisyenler eskiden İngilizce söylü- yorlardı şimdi daha cesurlar ve şarkılarını Endonezce söylüyor- lar” diye ekliyor. Seçim heyecanı Yapõlan müzikler 8 Temmuz’da yapõlacak seçimleri hedef alõyor. Endonezya’da reggae müziğinin ön- de gelen ismi, Ras Muhammed se- çim öncesi verilen boş vaatlere ka- nõlmamasõ gerektiğini söylüyor ve ek- liyor: “Siyasiler beni düşman ola- rak görebilir. Ben ulusalcıyım ve sadece halkımın gelişmesini isti- yorum. Hükümet gençlere gereken eğitim şartlarını sağlamalıdır.” 18 yaşõndaki dinleyicisi Madeli de, “Politikayla ilgilenmem ama Ras, müziğiyle bizi başımızdakiler hak- kında bilgilendiriyor” diyor. Politikacõlarõn yolsuzluğa batmõş olmasõndan şikâyet eden gemi işçi- si, “Bu yüzden hükümet karşıtı, sö- mürgecilik karşıtı, barış ve reggae yanlısıyım” diye ifade ediyor dü- şüncelerini. 220 milyonu aşan nüfusunun yüz- de 85’inden fazlasõnõ Müslümanlarõn oluşturduğu Endonezya’da, 1998’de sona eren 30 yõllõk Suharto dikta- törlüğü döneminde muhalefet büyük baskõ altõnda kaldõ. 10 yıllık yumuşama Müzik eleştirmeni Sakrie, 1960’lar- dan bu yana seslerini duyurmaya ça- lõşan Endonezyalõ muhalif müzis- yenlerin bugünlerde daha çok dinle- yiciye ulaştõğõna dikkat çekiyor. Bunda, 10 yõl öncesine göre sansür ve yasaklama uygulamalarõnõn azal- masõnõn da payõ olduğu yorumu ya- põlõyor. Endonezya’da çarşamba günü ya- põlacak seçimlerde eski general ve şu anki Devlet Başkanõ Susilo Bam- bang Yudhoyono, 5 yõl daha ikti- darda kalmak için seçmenlerden oy istiyor. 26 yaşındaki reggae yıldızı Ras Muhamad (soldaki), geçen yıl Endonezya’daki Rolling Stone dergisi tarafından yılın en iyi reggae sanatçısı seçildi. Muhamad, muhalif şarkı sözleriyle dikkat çekiyor. Musavi boy hedefi Dış Haberler Servisi - İran’da 12 Haziran se- çimlerinin hileli olduğu iddiasõyla başlayan sokak gösterileri durulurken, muhalif devlet başkanõ adayõ Mir Hüseyin Mu- savi’ye yönelik tehditler sertleşiyor. İran’õn dini lideri Aye- tullah Ali Hamaney’in kontrolündeki Keyhan ga- zetesinin genel yayõn yö- netmeni Hüseyin Şeriat- medari, Musavi’yi “ABD maşası” olmakla suçladõ. Şeriatmedari, Cumhur- başkanõ Mahmud Ah- medinejad’õn yüzde 63’le galip çõktõğõ seçimlerin ardõndan başlayan pro- testolar nedeniyle eski Cumhurbaşkanõ Mu- hammed Hatemi’yi de eleştirdi. Cevan gazetesi ise 100 milletvekilinin, en az 20 kişinin ölümüne yol açan protesto gösteri- lerinin liderlerinin yargõ- lanmasõnõ istediğini yazdõ. Berlusconitehditalmış ASLI KAYABAL MİLANO - Palermo mafyasõnõn 20 yõl önce, şimdiki İtalya Başbakanõ Silvio Berlusconi’yi teh- dit ederek, sahibi olduğu televizyon kanallarõndan birini istediği bir belgede ortaya çõktõ. Aynõ belgede, mafya üyelerinin, istek- lerinin gerçekleşmemesi durumunda Berlusconi’yi çocuklarõndan birini ka- çõrmakla tehdit ettikleri de iddia edildi. Sicilya adasõnda yürü- tülen bir soruşturmada, mafya lideri Vito Cian- cimino’ya ait olduğu be- lirtilen belgelerden birinin, o dönemde Fininvest şir- ketinin yöneticisi olan Sil- vio Berlusconi’nin yar- dõmcõlarõndan Marcello dell’Utri’ye gönderildi- ği anlaşõldõ. Soruşturma- cõlar, tehdit mektubunun kesin olarak hangi tarihte kaleme alõndõğõnõ bilme- diklerini, ancak mektu- bun 1990 ya da 1991 yõ- lõnda yazõlmõş olabilece- ğini öne sürdüler. Gurbetçi minibüsü kaza yaptı: 7 ölü Pakistan’da helikopter düştü Dış Haberler Servisi - Pakistan’da askeri helikopter düştü, 26 asker öldü. Olayõ dinci Taliban militanlarõ üstlenirken Pakistan ordusu uçakta bir teknik arõza olduğunu iddia etti. AFP’ye telefonla konuşan Taliban sözcüsü, Pakistan hükümetinin Taliban ve El Kaide terör örgütünün kalesi Güney Veziristan’a yürürttüğü operasyonun intikamõnõ almak için helikopteri vurduklarõnõ söyledi. Moskova’da ölüm kol geziyor KİEV (Cumhuriyet) - Rusya’da bu yõlõn ilk yarõsõnda yabancõlara karşõ sadece yabancõ düşmanlõğõ nedeniyle 112 saldõrõ gerçekleştirilirken bu saldõrõlarda 38 kişinin hayatõnõ kaybettiği belirtildi. Moskova İnsan Haklarõ Bürosu Müdürü Aleksandõr Brod, yabancõ düşmanlarõnõn özellikle Özbek, Kõrgõz ve Tacikleri hedef aldõklarõnõ ve saldõrõlarda Moskova’nõn 21 ölü 68 yaralõ ile başõ çektiğini bildirdi. Hüseyin Şeriatmedari SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU İspanya ‘Sivilleşti’… Türkiye ‘Hesaplaşıyor’ II İspanya’da demokrasiye geçişin Başbaka- nı Felipe Gonzalez; “El Pais”e verdiği bir söy- leşide; “İnsanlar bunu anlamakta güçlük çekiyor ama” diyor: “O yıllarda bizim için en zor olan reform, ordu reformunu gerçekleştirmek değil, yargı reformuydu… Emir-komuta zincirinde, polemiğe girmeden, hakkıyla verilen emirlerle; silahlı kuvvetlerin saygısının kazanıldığını ben çok çabuk saptadım… Askerlerin formasyonu bizzat itaat üzerine kurulu. İstisnalar dışında, si- lahlı kuvvetlerin kurumsal tavrı sadakat oldu. Biz ordu reformunu tasarladık ve yürürlüğe koyduk. Kurumsal bir direnç görmedik. Bu şaşırtıcı ama böyle…” (“El Pais” 4 Mayıs 2006, Especial 30 Anos; s. 90) Demek neymiş? “Demokratikleşme”, bir başına “sivilleşme- den” ibaret değilmiş. Başka bazı ayakları da varmış... “Yargının bağımsızlaşması” ve “demokra- tikleşmesi” o ayakların örneğin çok önemli bir diğer ekseniymiş… “Yargının demokratikleşmesi” gerçekte, “or- dunun sivilleşmesinden” daha zormuş…. “Ordu reformu”, şeffaf biçimde (parti prog- ramında yer alan şekliyle!) “tasarlandığında” ve askerle karşılıklı saygı ilişkisi içinde yürütül- düğünde, tıkır tıkır yürürlüğe konabiliyor- muş… Ama “demokratikleşme” kapsamında tüm bunlar, “toplu” halde; iç içe, yan yana, bir ara- da ele alınması gereken konular olagelmiş… Bunları kim söylüyor? “Demokratikleşme” konusunda dünyada parmakla “emsal” gösterilen ülkede, sürece li- derlik eden Felipe Gonzalez. Yani tecrübe konuşuyor… ‘Demokratikleşme’ yalnız sivil- leşme değil Türkiye’yi, İspanya örneğinden ayırt eden fark; burada, bizde “demokratikleşme” adı al- tında yapılan tüm hamlelerin, yalıtılmış olarak nerdeyse tek boyuta -sivil güçlerin askeri güçler üzerinde üstünlüğünün sağlanmasına- indirgenmesi… Ve “demokratikleşme paketinde” bulunma- sı gereken tüm diğer unsurların savsaklan- ması… Her nasılsa yanlız “sivilleşmeye”(!) indirge- nen projenin üstelik kamuoyu ile paylaşılma- dan, tümüyle saydamlıktan yoksun biçimde; “gece yarısı baskın operasyonlarına” dönüş- türülmesi…. “Demokratikleşme” oysa tabii asla böyle bir şey değil… “Demokratikleşme” her şeyden önce şef- faflık… “Demokratikleşmenin” varmak istediği hedef; başlı başına “şeffaflık”, “şeffaf yönetim”; “yurt- taş öğesini kale alan”, “yurttaşı hesaba katan”, “yurttaşa hesap veren yönetimlere” ulaş- mak… “Demokratikleşme projesinin” amacına baş- tan ters düşmemek adına şeffaf olması gere- kiyor… “Şeffaflık” dendiği noktada da; devreye “yurttaş”, yani “konsensüs” ve “uzlaşma in- şaası” giriyor… İspanya; bu, “uzlaşma inşaasını”, “demo- kratikleşme projesinin” ilk aşamasında “de- mokratik anayasa yapma” sürecinde öğrendi... İspanya’da “demokratik anayasa”; üç-beş profösöre, “Şurdan bize bir anayasa yazın!” ıs- marlamasıyla olmadı. Meclis oturumlarında “400 saat” boyunca konuşuldu. Ülke çapında tartışmalar “15 ay” sürdü.... Karşıt kamplardan gelen, o güne dek sela- mı sabahı olmayan siyasetçiler, sendikacılar, işadamları… hedefledikleri “ortak İspanya modelinin” asgari müşterekleri etrafında bir- leşmeyi öğrendiler.... ‘İstikrar+ değişim modeli’ İspanyol usulü demokratikleşmenin özeti bir: “istikrar+değişim modeli” dir… Yemede yanında yat… diyecekseniz. Öyle! Yazının başında alıntıladığım “El Pais” söy- leşisinde Gonzalez; İspanya’da “demokratik- leşmeye” itici güç veren “mutlak çoğunluk ik- tidarları” için; “Aldığımız oyları; ben hem ‘de- ğişim’, hem halkın ‘istikrar’ arzusu olarak gör- müş ve öyle yorumlamıştım…” diyerek anla- tıyor… Bunun anlamı, seçmen oylarının İspanya’da “istikrarı mayınlamak pahasına ona buna bil- diğini dayatan bir ‘milli irade kalkanı’ olarak kul- lanılması” olmadı hiçbir zaman. Tersine… “değişime”; konsensüs ve şeffaflık temelinde yön veren; kriz ve hesaplaşmalara gereksiz yere çanak açmayan sağlam bir te- mel olarak görüldü. Gonzalez ve arkadaşları; “Madem milli ira- de biziz; haydi hemen geçmişten hesap sora- lım. Orduya karşı psikolojik harekât yapa- lım…” filan deselerdi; İspanya’nın “demokra- siye geçiş modeli” kalkışa geçmeden derhal yere çakılır; ülke karpuz gibi yeniden kamplara bölünürdü.. Gonzalez’in “istikrar” sözüyle ifade ettiği for- mül işte tümüyle bu: “Eski dosyaları açmamak” ve “hesaplaşmadan kaçınmak” anlayışına da- yanır. “İspanyol usulü demokrasiye geçiş”; geçmiş yerine “geleceğe” odaklanmak üzerine kuru- luydu. “İspanyol modelinde” “gelecek” de; Türki- ye’den -heyhat!- tümüyle farklı olarak gazı kaç- mamış bir “AB üyeliği” ve “AB reformlarına” odaklanmak olmuştu… Fırsat buldukça, sür- dürürüz… nilgun@cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle