Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
15 TEMMUZ 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Başbakan’ın Kırmızı
Çizgileri
Ana muhalefet liderinin önceki günkü grup ko-
nuşmasında Başbakan’a yönelttiği soruların ya-
nıtlarını hiç kimse boşuna beklemesin.
Çünkü Deniz Baykal, “askeri yargıyı vesayet al-
tına almak”la suçladığı Erdoğan’a CHP Gru-
bu’ndan yaptığı çağrı ile adeta onun kırmızı çiz-
gilerinin üstündeki örtüyü kaldırmış oldu.
Gerçek demokrasi ve dolayısıyla AB’ye giden
yolu izlediğini ileri sürmek midir Başbakan’ın “söz-
de” amacı? Şayet öyle ise, CHP Genel Başkanı,
bu amacı sözden öze dönüştürmek için, kendi-
sini en kestirme yolu seçmesi için çağırıyor.
“Gel” diyor “Hâkimler ve Savcılar Yüksek Ku-
rulu’nun bugünkü statüsünü değiştirelim... Do-
kunulmazlığı kaldıralım ve özerk vergi idaresini ya-
şama geçirelim.”
Askeri yargının, komutan vesayeti altında adil
ve bağımsız karar veremeyeceği gerekçesi ile son
yasa değişikliğini bir gece yarısı baskını halinde
gerçekleştiren AKP yönetimi, anayasada HSYK’nin
Adalet Bakanı ile Müsteşarı’nın gözetiminde
çalışma yürütmesini öngören maddelerinin tek har-
fine bile dokunmuyor. Oysa HSYK Başkanı ve
öteki yargı kurumlarının başkanları her fırsatta, bu
demir pençe gözetiminin bağımsız yargıyı nasıl zo-
ra soktuğunun altını çize çize Erdoğan hüküme-
tinin önüne getiriyorlar...
Onlar ısrar etseler de, “demokrat” Başbaka-
nımız gerçekleri bir türlü görmek ve duymak is-
temiyor.
Erdoğan’ı o çizgiler koruyor...
Başta yasama organının üyelerinin ve dolayısıyla
kendisinin dokunulmazlık kalkanı arkasında bu-
lunduğuna aldırış bile etmeden, askeri yargının ve-
sayetinden şikâyetinin anlamsızlığını da Erdoğan’a
anlatmak mümkün olmuyor. Yine aynı şekilde ver-
gi dairelerinin, iktidarın emir ve komutası altında
muhalefet yapan medyayı susturmak amacıyla yü-
rüttüğü stratejinin ne kadar yanlış olduğunu ısrarla
söyleyen ve Türkiye’ye yapacağı yardım için, bu
kuruluşların özerkleşmesini koşul olarak öneren
IMF’ye aylardır kulak verilmek istenilmiyor.
Çünkü bu üç kırmızı çizgiyi yürürlükte tutmak,
Erdoğan ve iktidarı için ayrı birer dokunulmazlık
kalkanı olarak titizlikle korunuyor.
Şemdinli davasına yeni sanıklar mı?
Önceki gün, CHP’nin Anayasa Mahkeme-
si’nden iptalinin ve yürürlüğünün de dava sonu-
cuna kadar kaldırılmasını istediği askere sivil yar-
gı yolunu açan yasanın o son gece yarısı baskı-
nı ile çıkması için, Erdoğan’ın, nasıl yanlış ve ace-
le bir strateji izlediğinin somut belirtileri de tek tek
ortaya çıkmaya başladı.
Van Barosu Başkanı ve arkadaşlarının, Cum-
hurbaşkanı Gül’ün yasada var olduğunu belirt-
tiği bazı sakıncaların Parlamento tarafından yeni
bir düzenleme ile giderilmesi önerisini de bekle-
me gereği duymadan harekete geçmelerini Baş-
bakan acaba nasıl değerlendirmektedir?
Şemdinli davası adı ile bilinen davada müda-
hil avukat olarak Van Cumhuriyet Başsavcılığı’na
yapılan başvuruda, başta dönemin Genelkurmay
Başkanı Yaşar Büyükanıt olmak üzere, 8 subay
hakkında “suç işlemek için örgüt kurma su-
çundan” dava açılması isteniliyor.
Ne dersiniz?
Yeni bir Mustafa Muğlalı olayı mı sahneye ko-
nacak? Şayet öyle ise, Van yetkili Ağır Ceza Mah-
kemesi’nin mübaşirinin başta emekli Orgeneral
Büyükkanıt olmak üzere, öteki sekiz komutanı du-
ruşma salonuna çağıran sesi yankılar yapacak de-
mektir.
Son baskın yasasının yürütülmesinin durduru-
lup durdurulmaması hakkındaki isteme, Anaya-
sa Mahkemesi bir an önce karar vererek, bu kar-
gaşalığa ışık tutacak mıdır?
Faks: 0 216 302 82 08 [email protected]
AKP’ye yakõnlõğõ ile bilinen Kanal 7’nin dõş haberler müdürü, Mõsõr’daki El Ezher
Üniversitesi mezunu Sefer Turan için yönetmelik değişikliği yapõldõğõ ortaya çõktõ
TRT yönetmeliği değiştirildi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TRT’de Arapça yayõn yapacak kanalõn ko-
ordinatörlüğüne getirilen, AKP’ye yakõnlõğõ
ile bilinen Kanal 7’nin dõş haberler müdü-
rü, Mõsõr’daki El Ezher Üniversitesi mezunu
Sefer Turan için yönetmelik değişikliği ya-
põldõğõ ortaya çõktõ. TRT’nin 24 Eylül 2008
tarihli yönetmeliğine göre bir kişinin prog-
ram haber personeli olabilmesi için fakül-
te veya yüksekokul mezunu olmasõ gere-
kiyordu. Ancak Mõsõr’daki El Ezher Üni-
versitesi’nin Türkiye’de denkliği bulun-
madõğõ için bu şart yeni yönetmelikte kal-
dõrõldõ.
AKP’ye yakõnlõğõ ile bilinen Kanal 7’nin
dõş haberler müdürü, Mõsõr’daki El Ezher
Üniversitesi mezunu olan Sefer Turan, söz-
leşmeli program haber personeli olarak, 13
Nisan’da TRT’ye alõndõ. TRT’nin 24 Eylül
2008 tarihli Resmi Gazete’de yayõmlanarak
yürürlüğe giren “Türkiye Radyo-Televiz-
yon Kurumu Hizmetlerinin Ta-
nımı ve Bu Hizmetlere Ata-
nacak Personel Yönetmeli-
ği”ne göre TRT’ye sözleş-
meli program haber personeli
olarak girmek için “fakülte veya
yüksekokul mezunu olmak” şartõ yer alõ-
yordu. Ancak Sefer Turan bu koşullarõ ta-
şõmõyordu. Çünkü Turan, Mõsõr’da şeriat eği-
timi veren El Ezher mezunuydu. Üniversi-
tenin denkliği Türkiye’de kabul edilmiyor.
Bu nedenle Turan lise mezunu görünüyor.
TRT yönetiminin de söz konusu durumu ya-
sallaştõrmak adõna yönetmelik değişikliğine
gittiği ortaya çõktõ. Turan’õn sözleşmeli
program haber personeli olarak göreve baş-
lamasõndan bir gün sonra, 14 Ni-
san’da, Resmi Gazete’de yeni
bir yönetmelik yayõmlandõ.
Yayõmlanan yönetmeliğe,
“Yurtiçi veya yurtdışı yayın
kuruluşlarının yayın, yapım, prog-
ram veya haber hizmetlerinde en az 2 yıl
çalışmış olanlarda bu şart aranmaz” ifa-
desi getirildi. Böylece yönetmelik Sefer
Turan’a uygun hale dönüştürüldü. Turan ve
yönetmeliğe aykõrõ olarak göreve başlatõ-
lanlarõn durumunun düzeltilmesi için 14
Nisan’da yayõmlanan değişikliğin yürürlük
tarihi olarak da 2 Şubat 2009 tarihi gösterildi.
‘Aynı zamanda Tevhid ekibinden’
Ayrõca Turan’õn Tevhid dergisi ekibinden
olduğu da biliniyor. Gazetemiz yazarlarõ
Uğur Mumcu, Prof. Dr. Muammer Aksoy,
Doç. Dr. Bahriye Üçok ve Prof. Dr. Ahmet
Taner Kışlalı’yõ öldürmekten hüküm gi-
yenler, Tevhid dergisinin ve onun uzantõsõ
olan vakõflarda, okuma lokallerinde örgüt-
lenen “Kudüs Ordusu”ndan çõkmõşlardõ. Tu-
ran, Mõsõr’da El Ezher’de öğrenim görürken,
Tevhid dergisine Kahire’den İslami Cihat ör-
gütünü savunan haberler de göndermişti.
İstanbul Haber Servisi - Şişli Cumhuri-
yet Başsavcõlõğõ, İstanbul Valiliği’nin so-
ruşturma izni vermemesi nedeniyle 1 Mayõs
2008’de DİSK Genel Merkezi önünde sen-
dikacõlara uygulanan şiddetle ilgili soruş-
turmayõ takipsizlikle sonuçlandõrdõ. Valiliğin
soruşturma izni vermemesinde, emniyet ta-
rafõndan hazõrlanan “Orantılı kuvvet kul-
landık” ifadesinin yer aldõğõ raporun etkili
olduğu belirtildi. DİSK Genel Başkanõ Sü-
leyman Çelebi mağdur olmalarõna karşõn sav-
cõlõğõn böyle bir karar vermesini “hukukun
çifte standardı” diye nitelendirerek, “Tüm
hukuki süreçlerden sonuç alamazsak
AİHM’ye gideceğiz” dedi.
Sendikalarõn 1 Mayõs’õ Taksim’de kutla-
ma kararlõlõğõna karşõ DİSK Genel Merkezi
binasõ önünde yoğun güvenlik önlemleri
alarak binada bulunan ve dõşarõ çõkmaya ça-
lõşan kişilere polisin sert biçimde müdahale
etmesi ile ilgili açõlan soruşturmada takipsizlik
kararõ verildi. Çok sayõda işçinin darp edil-
diği ve yoğun biber gazõna maruz kalmala-
rõ nedeniyle yaralandõğõ olaylarõn ardõndan
DİSK Genel Başkanõ Süleyman Çelebi ile es-
ki KESK Genel Başkanõ İsmail Hakkı
Tombul’un da bulunduğu 20 kişi, Şişli
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na suç duyuru-
sunda bulundu. Şişli Cumhuriyet Başsavcõ-
lõğõ, suç duyurusunun ardõndan ilgili polisler
hakkõnda soruşturma başlatabilmek için İs-
tanbul Valiliği’nden izin istedi. İstanbul Va-
liliği de İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne
olayla ilgili ön soruşturma yapõlmasõ talimatõ
verdi. Ön soruşturmayõ yapan İstanbul Em-
niyet Müdür Yardõmcõsõ Mehmet Kızılgü-
neş, raporunda polisin orantõlõ kuvvet kul-
landõğõnõ belirterek, soruşturma açõlmasõna yer
olmadõğõnõ belirrti. İstanbul Valiliği ise sav-
cõlõğa, “olayda orantılı kuvvet kullandık-
ları gerekçesiyle polislerin soruşturulma-
sına gerek olmadığı, bu nedenle soruş-
turma izni verilmediği” görüşünü iletti. Sav-
cõlõğõn idare mahkemesine dava açarak va-
liliğin “soruşturma izni vermeme” kararõ-
nõn iptalini isteme hakkõ bulunmasõna karşõn
bu hakkõnõ kullanmayarak, dosyayõ takipsizlik
kararõ ile sonuçlandõrdõ.
Vali izin vermedi
DİSK de valiliğin kararõnõn iptal edilerek
soruşturma açõlmasõ için idare mahkemesi-
ne başvurdu. Daha önce de Yargõtay Baş-
savcõlõğõ’nõn İstanbul Valisi Muammer Gü-
ler hakkõnda, İçişleri Bakanlõğõ’nõn soruş-
turma izni vermemesi üzerine imza attõğõ ta-
kipsizlik kararõna itiraz eden DİSK hukuk-
çularõnõn talepleri de reddedilmişti.
Savcõlõğõn kararõnõ değerlendiren Çelebi,
yaşanan şiddetin görüntü ve belgelerle orta-
da olmasõna karşõn, savcõlõğõn suçlularõn ce-
zalandõrõlmasõna engel olan bir karar verdi-
ğini söyledi. “Dava açma süreci noktala-
nıyorsa hukuki süreci sonuna kadar kul-
lanacağız” ifadesini kullanan Çelebi, “Hak-
sızlığa uğruyoruz. Sorumluların cezalan-
dırılması gerekli. Hukukun ne yazık ki ta-
raflı işlediğini görüyoruz” diye konuştu.
1 Mayõs 2008’de DİSK Genel Merkezi önünde sendikacõlara
uygulanan şiddetle ilgili soruşturma takipsizlikle sonuçlandõ
‘Hukukun çifte standardı’
Barış zinciri oluşturuldu
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye Barõş Meclisi Diyarbakõr Barõş Girişi-
mi üyeleri, PKK’nin 15 Temmuz’a (bugüne)
kadar uzattõğõ çatõşmasõzlõk kararõna dikkat
çekmek için barõş zinciri oluşturdu. Açõklanan
ortak deklarasyonda Kürt sorununun demokra-
tik çözümü için çatõşmasõzlõk kararõna olumlu
yanõt verilmesi istendi. DTP’nin 9 Temmuz’da
İstanbul’dan başlatõp, Adana, Şanlõurfa, Van
ve Batman’da devam eden “Demokrasiye, ba-
rõşa ve çözüme çağrõ yürüyüşü” ise bugün Di-
yarbakõr’da son buluyor. DTP’liler, Diyarba-
kõr’da gerçekleştirecekleri yürüyüş için dün
kentin dört bir yanõnda bildiri dağõttõ.
Zabıta operasyonu zanlıları
İstanbul Haber Servisi - İstanbul Bü-
yükşehir Belediyesi Zabõta Daire Başkanlõğõ
Avrupa Yakasõ Şube Müdürlüğü’ne yapõlan
operasyon kapsamõnda gözaltõna alõnan ve
aralarõnda 648. Tarihi Kõrkpõnar Yağlõ Güreş-
leri Ağasõ Seyfettin Selim’in de bulunduğu 31
kişi, adliyeye sevk edildi. Tepecik Jandarma
Karakolu’nda ifadeleri alõnan 1’i zabõta müdü-
rü, 17’i zabõta memuru ve 1’i astsubay olmak
üzere 31 şüpheli, sağlõk kontrollerinin ardõn-
dan Büyükçekmece Adliyesi’ne getirildi. Şüp-
helilerden 5’inin, savcõlõkta “susma hakkõnõ”
kullandõklarõ öğrenildi. Soruşturma kapsamõn-
da 2 kişinin daha arandõğõ belirtildi.
Süleyman Çelebi. İ. Hakkı Tombul.
Polis, 2008’de 1 Mayıs’ın Taksim’de kut-
lanmasına engel olmak için DİSK binası
önünde yoğun güvenlik önlemleri almış,
binada bulunan ve dışarı çıkmaya çalı-
şan emekçilere sert müdahale etmişti.
Yoğun biber gazının da kullanıldığı olay-
larda çok sayıda işçi darp edilmişti.
BURSA (Cumhuriyet) - Bur-
sa 4. Ağõr Ceza Mahkemesi, 14
yaşõndaki B.Ç’ye cinsel istis-
mar suçlamasõyla yargõlanan Va-
kit gazetesi yazarõ Hüseyin Üz-
mez’i (76) Adli Tõp Kurumu
Genel Kurulu’nun oyçokluğuy-
la verdiği “B.Ç’nin ruhsal du-
rumu bozulmuştur” raporu üze-
rine yeniden tutukladõ. Üzmez’in
avukatlarõ, eski Adalet Bakanõ
Mehmet Ali Şahin ile Adli Tõp
üyelerini suçladõlar.
Bursa 4. Ağõr Ceza Mahkeme-
si’ndeki duruşmaya “küçük yaş-
taki kız çocuğuna cinsel istis-
marda bulunmak ve aynı ço-
cuğun hürriyetini cinsel istis-
mar amaçlı tahdit etme” suçla-
masõyla 25 yõla kadar hapis iste-
miyle yargõlanan Üzmez ile ken-
disine yardõm ettiği öne sürülen
B.Ç’nin annesi Livaze Ç, baba-
sõ Bekir Ç. ile taraflarõn avukat-
larõ katõldõ. Üzmez, adliyeye ge-
lişinde gazetecilerin sorularõ üze-
rine “Allah var, şeriki (eşi ve
benzeri) yok” dedi. Mahkeme
Başkanõ Kadir Ünal’õn “cinsel is-
tismar amacıyla hürriyeti tah-
dit” suçlamasõna ilişkin savunma
yapõp yapmayacağõnõ sormasõ
üzerine Üzmez suçlamayõ redde-
derek “Mudanya’daki kapıcılık
işi için görüşmeye geldiler. Üze-
rimde para yoktu. Banka kar-
tımı verdim para çekmeleri
için. Kendilerine hayatımı tes-
lim ederim. Onlar, anası baba-
sı çok temiz insanlardır” dedi.
Üzmez’in yanõtõ üzerine söz
alan B.Ç’nin avukatõ Nevin Can-
baz “Olay günü, Mudanya’da
6 polisin imzaladığı tutanakta,
Üzmez’in üzerinde 220 lira, Li-
vaze Ç’nin de banka kartıyla
çektiği 300 lira olduğu yazılı. Li-
vaze Ç’nin amacı, bu suçu iş-
lenmesi için Hüseyin Üzmez ve
B.Ç’nin yalnız kalmalarını sağ-
lamaktı. Sanık yalan söylüyor”
dedi. Canbaz’õn sözlerine itiraz
eden Üzmez’i, mahkeme başka-
nõ “Dakika başı kalkıp söz ala-
mazsın. Sıran gelince konuşur-
sun” diye azarladõ. B.Ç’nin babasõ
Bekir Ç. de Üzmez’e destek ve-
rerek şöyle konuştu: “Hürriyeti
tahdit diyorlar. Ben çocuğu-
mu göremiyorum. Asıl onun
hürriyeti tahdit edildi. Hasta-
nede odaya kapatmışlar. Ben
Hüseyin Üzmez’den şikâyetçi
değilim. Şikâyetim çocuğumu
bana göstermeyenlerden. Ço-
cuğumu bana ya gösterin ya da
hapse atın.”
Üzmez’in avukatlarõndan Emir
Ali Kav, Adli Tõp’õn raporunu in-
celeyemediklerini öne sürdü. Es-
ki Adalet Bakanõ Şahin’in “Ka-
muoyunu tatmin edici rapor
çıkacaktır” diyerek yargõ üze-
rinde baskõ kurduğunu iddia eden
Kav, “Adli Tıp Kurumu Baş-
kanı değiştirilmiştir. Rapor ra-
por olmaktan çıkmıştır” dedi.
Mahkeme Başkanõ, Üzmez’in tu-
tuklanmasõna karar vererek du-
ruşmayõ 24 Temmuz’a erteledi.
Hakkõndaki cinsel istismar davasõnda Adli Tõp’õn raporu dikkate alõndõ
Üzmez yeniden cezaevinde
KOMİSERİN ARACIYLA CEZAEVİNE - Adliyeye özel koruma-
larıyla birlikte gelen Üzmez’i duruşma sonunda cezaevine götürmek
için sivil plakalı polis otosu hazırlandı. Ancak Üzmez, Bursa Em-
niyet Müdürlüğü Araştırma Bürosu’nda görevli komiser Suat Dil-
ber’e ait araçla Bursa E Tipi Cezaevi’ne götürüldü. (Fotoğraf: AA)
Haber Merkezi - An-
kara Barosu avukatlarõn-
dan L.K. Abdullah
Öcalan’a benzeyen ba-
basõnõn fotoğrafõnõ büro-
suna asõnca Terörle Mü-
cadele Şube Müdürlüğü
ekiplerince bürosu basõl-
dõ, hakkõnda soruşturma
başlatõldõ.
Radikal gazetesinin
haberine göre; 26 Mart
2009’da “Avukat bü-
rosuna Abdullah Öca-
lan’ın fotoğrafını as-
mış” ihbarõnõ alan Te-
rörle Mücadele Şube
Müdürlüğü ekipleri An-
kara Barosu’na kayõtlõ
L.K’nin bürosunu bastõ.
İşyerinde saatlerce arama yapan polis, L.K. ve
sekreterinin bilgisayarõndaki harddisklere el
koydu. Atatürk portresinin yanõna Öcalan’õn
portresinin asõldõğõ şeklinde tutanak hazõrlayan
polis, L.K. hakkõnda “PKK terör örgütünün
propangandası yapmak” suçlamasõyla savcõlõ-
ğa suç duyurusunda bulundu. Avukat L.K. Göl-
başõ Adliyesi’nde duruşmaya katõlmak için bek-
lerken polisler tarafõndan gözaltõna alõnarak se-
kreteri ile birlikte sorgulandõ. L.K. ifadesinde
söz konusu fotoğrafõn babasõna ait olduğunu be-
lirterek, iddiayõ ortaya atan polisler hakkõnda
suç duyurusunda bulunulmasõnõ talep etti.
SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Babası Öcalan’a
benzeyen avukatın
bürosuna baskın
Rektör kızdı: Zıkkım yiyin!
ARDAHAN (AA) - Ardahan Üniversitesi
Rektörü Prof. Ramazan Korkmaz, kentin
ÖSS’de en başarõsõz üç il arasõnda yer almasõ-
nõn utanç verici olduğunu ancak kendisini asõl
üzenin bu durumu kanõksayan toplumun tepki-
siz kalmasõ olduğunu ifade etti. Korkmaz, “So-
nuçlar açõklandõğõnõn ertesi günü Ardahanlõlar,
hiçbir şey olmamõş gibi beni kuzu yemeye da-
vet etiler. Dedim ki ‘Zõkkõm yiyin. Yani kuzu
yemeseniz ne olur?’ Bugün siz yas tutmanõz la-
zõm, bugün siyah kurdele takmanõz lazõm, bu-
gün gazeteler siyah çõkmalõydõ. Bu toplum, bu
kanõksanmõş öğretilmiş çaresizliğin farkõna
varmalõ. Bu durum bir kader değildir” dedi.
Yağmur Marmara’yı serinletti
İstanbul Haber Servisi - Marmara Böl-
gesi’nde önceki gece başlayan ve yarõm saat
süren yağmur sõcaktan bunalan İstanbullularõ
serinletirken sürücülere zor anlar yaşattõ. Özel-
likle İstanbul’un Avrupa yakasõnda etkili olan
yağmur, birçok cadde ve sokakta su birikintile-
ri oluşturdu. Yağõş nedeniyle maddi hasarlõ tra-
fik kazalarõnõn da meydana geldiği belirlendi.
Sağanak yağmurun hafta sonuna kadar devam
etmesi bekleniyor. Sõcaklõklarõn perşembe gü-
nünden itibaren yeniden yükseleceği belirtildi.
Tazyikli su muhtarı öldürdü
SAMSUN (AA) - Samsun’da içme suyu
şebekesindeki arõzayõ gidermek isteyen köy
muhtarõ Yakup Altun, borudan gelen tazyikli
suyun çarpmasõ sonucu Ladik ilçesinde 7 metre
yükseklikteki Nusratlõ Köprüsü’nden düştü.
Kayalõklara çarpan Altun olay yerinde öldü.
Arabistan’da ‘cin’e dava(!)
Dış Haberler Servisi - Suudi Arabis-
tan’da yaşayan bir aile, kendilerini rahatsõz
ettiğini ve kişisel eşyalarõnõ çaldõğõnõ iddia et-
tikleri bir cini mahkemeye verdi. El-Vatan
gazetesinin haberine göre, şeriat mahkeme-
sinde kabul edilen davada söz konusu cin,
“aileye tehdit içerikli ses mesajõ bõrakmakla,
cep telefonlarõnõ çalmakla ve akşam evlerin-
den ayrõldõklarõnda aile bireylerine taş atmak-
la” suçlanõyor. Mahkeme başkanõ Şeyh Amr
el Salmi, “Zor olmasõna rağmen olayõn doğ-
ruluğunu teyit etmemiz lazõm” dedi.
Avukat L.K, Öcalan’a
benzeyen bababasının
(üstte) fotoğrafını büro-
ya asınca “PKK propa-
gandasıyla” suçlandı.