18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 15 TEMMUZ 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Başbakan’ın Kırmızı Çizgileri Ana muhalefet liderinin önceki günkü grup ko- nuşmasında Başbakan’a yönelttiği soruların ya- nıtlarını hiç kimse boşuna beklemesin. Çünkü Deniz Baykal, “askeri yargıyı vesayet al- tına almak”la suçladığı Erdoğan’a CHP Gru- bu’ndan yaptığı çağrı ile adeta onun kırmızı çiz- gilerinin üstündeki örtüyü kaldırmış oldu. Gerçek demokrasi ve dolayısıyla AB’ye giden yolu izlediğini ileri sürmek midir Başbakan’ın “söz- de” amacı? Şayet öyle ise, CHP Genel Başkanı, bu amacı sözden öze dönüştürmek için, kendi- sini en kestirme yolu seçmesi için çağırıyor. “Gel” diyor “Hâkimler ve Savcılar Yüksek Ku- rulu’nun bugünkü statüsünü değiştirelim... Do- kunulmazlığı kaldıralım ve özerk vergi idaresini ya- şama geçirelim.” Askeri yargının, komutan vesayeti altında adil ve bağımsız karar veremeyeceği gerekçesi ile son yasa değişikliğini bir gece yarısı baskını halinde gerçekleştiren AKP yönetimi, anayasada HSYK’nin Adalet Bakanı ile Müsteşarı’nın gözetiminde çalışma yürütmesini öngören maddelerinin tek har- fine bile dokunmuyor. Oysa HSYK Başkanı ve öteki yargı kurumlarının başkanları her fırsatta, bu demir pençe gözetiminin bağımsız yargıyı nasıl zo- ra soktuğunun altını çize çize Erdoğan hüküme- tinin önüne getiriyorlar... Onlar ısrar etseler de, “demokrat” Başbaka- nımız gerçekleri bir türlü görmek ve duymak is- temiyor. Erdoğan’ı o çizgiler koruyor... Başta yasama organının üyelerinin ve dolayısıyla kendisinin dokunulmazlık kalkanı arkasında bu- lunduğuna aldırış bile etmeden, askeri yargının ve- sayetinden şikâyetinin anlamsızlığını da Erdoğan’a anlatmak mümkün olmuyor. Yine aynı şekilde ver- gi dairelerinin, iktidarın emir ve komutası altında muhalefet yapan medyayı susturmak amacıyla yü- rüttüğü stratejinin ne kadar yanlış olduğunu ısrarla söyleyen ve Türkiye’ye yapacağı yardım için, bu kuruluşların özerkleşmesini koşul olarak öneren IMF’ye aylardır kulak verilmek istenilmiyor. Çünkü bu üç kırmızı çizgiyi yürürlükte tutmak, Erdoğan ve iktidarı için ayrı birer dokunulmazlık kalkanı olarak titizlikle korunuyor. Şemdinli davasına yeni sanıklar mı? Önceki gün, CHP’nin Anayasa Mahkeme- si’nden iptalinin ve yürürlüğünün de dava sonu- cuna kadar kaldırılmasını istediği askere sivil yar- gı yolunu açan yasanın o son gece yarısı baskı- nı ile çıkması için, Erdoğan’ın, nasıl yanlış ve ace- le bir strateji izlediğinin somut belirtileri de tek tek ortaya çıkmaya başladı. Van Barosu Başkanı ve arkadaşlarının, Cum- hurbaşkanı Gül’ün yasada var olduğunu belirt- tiği bazı sakıncaların Parlamento tarafından yeni bir düzenleme ile giderilmesi önerisini de bekle- me gereği duymadan harekete geçmelerini Baş- bakan acaba nasıl değerlendirmektedir? Şemdinli davası adı ile bilinen davada müda- hil avukat olarak Van Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan başvuruda, başta dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt olmak üzere, 8 subay hakkında “suç işlemek için örgüt kurma su- çundan” dava açılması isteniliyor. Ne dersiniz? Yeni bir Mustafa Muğlalı olayı mı sahneye ko- nacak? Şayet öyle ise, Van yetkili Ağır Ceza Mah- kemesi’nin mübaşirinin başta emekli Orgeneral Büyükkanıt olmak üzere, öteki sekiz komutanı du- ruşma salonuna çağıran sesi yankılar yapacak de- mektir. Son baskın yasasının yürütülmesinin durduru- lup durdurulmaması hakkındaki isteme, Anaya- sa Mahkemesi bir an önce karar vererek, bu kar- gaşalığa ışık tutacak mıdır? Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] AKP’ye yakõnlõğõ ile bilinen Kanal 7’nin dõş haberler müdürü, Mõsõr’daki El Ezher Üniversitesi mezunu Sefer Turan için yönetmelik değişikliği yapõldõğõ ortaya çõktõ TRT yönetmeliği değiştirildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TRT’de Arapça yayõn yapacak kanalõn ko- ordinatörlüğüne getirilen, AKP’ye yakõnlõğõ ile bilinen Kanal 7’nin dõş haberler müdü- rü, Mõsõr’daki El Ezher Üniversitesi mezunu Sefer Turan için yönetmelik değişikliği ya- põldõğõ ortaya çõktõ. TRT’nin 24 Eylül 2008 tarihli yönetmeliğine göre bir kişinin prog- ram haber personeli olabilmesi için fakül- te veya yüksekokul mezunu olmasõ gere- kiyordu. Ancak Mõsõr’daki El Ezher Üni- versitesi’nin Türkiye’de denkliği bulun- madõğõ için bu şart yeni yönetmelikte kal- dõrõldõ. AKP’ye yakõnlõğõ ile bilinen Kanal 7’nin dõş haberler müdürü, Mõsõr’daki El Ezher Üniversitesi mezunu olan Sefer Turan, söz- leşmeli program haber personeli olarak, 13 Nisan’da TRT’ye alõndõ. TRT’nin 24 Eylül 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayõmlanarak yürürlüğe giren “Türkiye Radyo-Televiz- yon Kurumu Hizmetlerinin Ta- nımı ve Bu Hizmetlere Ata- nacak Personel Yönetmeli- ği”ne göre TRT’ye sözleş- meli program haber personeli olarak girmek için “fakülte veya yüksekokul mezunu olmak” şartõ yer alõ- yordu. Ancak Sefer Turan bu koşullarõ ta- şõmõyordu. Çünkü Turan, Mõsõr’da şeriat eği- timi veren El Ezher mezunuydu. Üniversi- tenin denkliği Türkiye’de kabul edilmiyor. Bu nedenle Turan lise mezunu görünüyor. TRT yönetiminin de söz konusu durumu ya- sallaştõrmak adõna yönetmelik değişikliğine gittiği ortaya çõktõ. Turan’õn sözleşmeli program haber personeli olarak göreve baş- lamasõndan bir gün sonra, 14 Ni- san’da, Resmi Gazete’de yeni bir yönetmelik yayõmlandõ. Yayõmlanan yönetmeliğe, “Yurtiçi veya yurtdışı yayın kuruluşlarının yayın, yapım, prog- ram veya haber hizmetlerinde en az 2 yıl çalışmış olanlarda bu şart aranmaz” ifa- desi getirildi. Böylece yönetmelik Sefer Turan’a uygun hale dönüştürüldü. Turan ve yönetmeliğe aykõrõ olarak göreve başlatõ- lanlarõn durumunun düzeltilmesi için 14 Nisan’da yayõmlanan değişikliğin yürürlük tarihi olarak da 2 Şubat 2009 tarihi gösterildi. ‘Aynı zamanda Tevhid ekibinden’ Ayrõca Turan’õn Tevhid dergisi ekibinden olduğu da biliniyor. Gazetemiz yazarlarõ Uğur Mumcu, Prof. Dr. Muammer Aksoy, Doç. Dr. Bahriye Üçok ve Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı’yõ öldürmekten hüküm gi- yenler, Tevhid dergisinin ve onun uzantõsõ olan vakõflarda, okuma lokallerinde örgüt- lenen “Kudüs Ordusu”ndan çõkmõşlardõ. Tu- ran, Mõsõr’da El Ezher’de öğrenim görürken, Tevhid dergisine Kahire’den İslami Cihat ör- gütünü savunan haberler de göndermişti. İstanbul Haber Servisi - Şişli Cumhuri- yet Başsavcõlõğõ, İstanbul Valiliği’nin so- ruşturma izni vermemesi nedeniyle 1 Mayõs 2008’de DİSK Genel Merkezi önünde sen- dikacõlara uygulanan şiddetle ilgili soruş- turmayõ takipsizlikle sonuçlandõrdõ. Valiliğin soruşturma izni vermemesinde, emniyet ta- rafõndan hazõrlanan “Orantılı kuvvet kul- landık” ifadesinin yer aldõğõ raporun etkili olduğu belirtildi. DİSK Genel Başkanõ Sü- leyman Çelebi mağdur olmalarõna karşõn sav- cõlõğõn böyle bir karar vermesini “hukukun çifte standardı” diye nitelendirerek, “Tüm hukuki süreçlerden sonuç alamazsak AİHM’ye gideceğiz” dedi. Sendikalarõn 1 Mayõs’õ Taksim’de kutla- ma kararlõlõğõna karşõ DİSK Genel Merkezi binasõ önünde yoğun güvenlik önlemleri alarak binada bulunan ve dõşarõ çõkmaya ça- lõşan kişilere polisin sert biçimde müdahale etmesi ile ilgili açõlan soruşturmada takipsizlik kararõ verildi. Çok sayõda işçinin darp edil- diği ve yoğun biber gazõna maruz kalmala- rõ nedeniyle yaralandõğõ olaylarõn ardõndan DİSK Genel Başkanõ Süleyman Çelebi ile es- ki KESK Genel Başkanõ İsmail Hakkı Tombul’un da bulunduğu 20 kişi, Şişli Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na suç duyuru- sunda bulundu. Şişli Cumhuriyet Başsavcõ- lõğõ, suç duyurusunun ardõndan ilgili polisler hakkõnda soruşturma başlatabilmek için İs- tanbul Valiliği’nden izin istedi. İstanbul Va- liliği de İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne olayla ilgili ön soruşturma yapõlmasõ talimatõ verdi. Ön soruşturmayõ yapan İstanbul Em- niyet Müdür Yardõmcõsõ Mehmet Kızılgü- neş, raporunda polisin orantõlõ kuvvet kul- landõğõnõ belirterek, soruşturma açõlmasõna yer olmadõğõnõ belirrti. İstanbul Valiliği ise sav- cõlõğa, “olayda orantılı kuvvet kullandık- ları gerekçesiyle polislerin soruşturulma- sına gerek olmadığı, bu nedenle soruş- turma izni verilmediği” görüşünü iletti. Sav- cõlõğõn idare mahkemesine dava açarak va- liliğin “soruşturma izni vermeme” kararõ- nõn iptalini isteme hakkõ bulunmasõna karşõn bu hakkõnõ kullanmayarak, dosyayõ takipsizlik kararõ ile sonuçlandõrdõ. Vali izin vermedi DİSK de valiliğin kararõnõn iptal edilerek soruşturma açõlmasõ için idare mahkemesi- ne başvurdu. Daha önce de Yargõtay Baş- savcõlõğõ’nõn İstanbul Valisi Muammer Gü- ler hakkõnda, İçişleri Bakanlõğõ’nõn soruş- turma izni vermemesi üzerine imza attõğõ ta- kipsizlik kararõna itiraz eden DİSK hukuk- çularõnõn talepleri de reddedilmişti. Savcõlõğõn kararõnõ değerlendiren Çelebi, yaşanan şiddetin görüntü ve belgelerle orta- da olmasõna karşõn, savcõlõğõn suçlularõn ce- zalandõrõlmasõna engel olan bir karar verdi- ğini söyledi. “Dava açma süreci noktala- nıyorsa hukuki süreci sonuna kadar kul- lanacağız” ifadesini kullanan Çelebi, “Hak- sızlığa uğruyoruz. Sorumluların cezalan- dırılması gerekli. Hukukun ne yazık ki ta- raflı işlediğini görüyoruz” diye konuştu. 1 Mayõs 2008’de DİSK Genel Merkezi önünde sendikacõlara uygulanan şiddetle ilgili soruşturma takipsizlikle sonuçlandõ ‘Hukukun çifte standardı’ Barış zinciri oluşturuldu DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Barõş Meclisi Diyarbakõr Barõş Girişi- mi üyeleri, PKK’nin 15 Temmuz’a (bugüne) kadar uzattõğõ çatõşmasõzlõk kararõna dikkat çekmek için barõş zinciri oluşturdu. Açõklanan ortak deklarasyonda Kürt sorununun demokra- tik çözümü için çatõşmasõzlõk kararõna olumlu yanõt verilmesi istendi. DTP’nin 9 Temmuz’da İstanbul’dan başlatõp, Adana, Şanlõurfa, Van ve Batman’da devam eden “Demokrasiye, ba- rõşa ve çözüme çağrõ yürüyüşü” ise bugün Di- yarbakõr’da son buluyor. DTP’liler, Diyarba- kõr’da gerçekleştirecekleri yürüyüş için dün kentin dört bir yanõnda bildiri dağõttõ. Zabıta operasyonu zanlıları İstanbul Haber Servisi - İstanbul Bü- yükşehir Belediyesi Zabõta Daire Başkanlõğõ Avrupa Yakasõ Şube Müdürlüğü’ne yapõlan operasyon kapsamõnda gözaltõna alõnan ve aralarõnda 648. Tarihi Kõrkpõnar Yağlõ Güreş- leri Ağasõ Seyfettin Selim’in de bulunduğu 31 kişi, adliyeye sevk edildi. Tepecik Jandarma Karakolu’nda ifadeleri alõnan 1’i zabõta müdü- rü, 17’i zabõta memuru ve 1’i astsubay olmak üzere 31 şüpheli, sağlõk kontrollerinin ardõn- dan Büyükçekmece Adliyesi’ne getirildi. Şüp- helilerden 5’inin, savcõlõkta “susma hakkõnõ” kullandõklarõ öğrenildi. Soruşturma kapsamõn- da 2 kişinin daha arandõğõ belirtildi. Süleyman Çelebi. İ. Hakkı Tombul. Polis, 2008’de 1 Mayıs’ın Taksim’de kut- lanmasına engel olmak için DİSK binası önünde yoğun güvenlik önlemleri almış, binada bulunan ve dışarı çıkmaya çalı- şan emekçilere sert müdahale etmişti. Yoğun biber gazının da kullanıldığı olay- larda çok sayıda işçi darp edilmişti. BURSA (Cumhuriyet) - Bur- sa 4. Ağõr Ceza Mahkemesi, 14 yaşõndaki B.Ç’ye cinsel istis- mar suçlamasõyla yargõlanan Va- kit gazetesi yazarõ Hüseyin Üz- mez’i (76) Adli Tõp Kurumu Genel Kurulu’nun oyçokluğuy- la verdiği “B.Ç’nin ruhsal du- rumu bozulmuştur” raporu üze- rine yeniden tutukladõ. Üzmez’in avukatlarõ, eski Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin ile Adli Tõp üyelerini suçladõlar. Bursa 4. Ağõr Ceza Mahkeme- si’ndeki duruşmaya “küçük yaş- taki kız çocuğuna cinsel istis- marda bulunmak ve aynı ço- cuğun hürriyetini cinsel istis- mar amaçlı tahdit etme” suçla- masõyla 25 yõla kadar hapis iste- miyle yargõlanan Üzmez ile ken- disine yardõm ettiği öne sürülen B.Ç’nin annesi Livaze Ç, baba- sõ Bekir Ç. ile taraflarõn avukat- larõ katõldõ. Üzmez, adliyeye ge- lişinde gazetecilerin sorularõ üze- rine “Allah var, şeriki (eşi ve benzeri) yok” dedi. Mahkeme Başkanõ Kadir Ünal’õn “cinsel is- tismar amacıyla hürriyeti tah- dit” suçlamasõna ilişkin savunma yapõp yapmayacağõnõ sormasõ üzerine Üzmez suçlamayõ redde- derek “Mudanya’daki kapıcılık işi için görüşmeye geldiler. Üze- rimde para yoktu. Banka kar- tımı verdim para çekmeleri için. Kendilerine hayatımı tes- lim ederim. Onlar, anası baba- sı çok temiz insanlardır” dedi. Üzmez’in yanõtõ üzerine söz alan B.Ç’nin avukatõ Nevin Can- baz “Olay günü, Mudanya’da 6 polisin imzaladığı tutanakta, Üzmez’in üzerinde 220 lira, Li- vaze Ç’nin de banka kartıyla çektiği 300 lira olduğu yazılı. Li- vaze Ç’nin amacı, bu suçu iş- lenmesi için Hüseyin Üzmez ve B.Ç’nin yalnız kalmalarını sağ- lamaktı. Sanık yalan söylüyor” dedi. Canbaz’õn sözlerine itiraz eden Üzmez’i, mahkeme başka- nõ “Dakika başı kalkıp söz ala- mazsın. Sıran gelince konuşur- sun” diye azarladõ. B.Ç’nin babasõ Bekir Ç. de Üzmez’e destek ve- rerek şöyle konuştu: “Hürriyeti tahdit diyorlar. Ben çocuğu- mu göremiyorum. Asıl onun hürriyeti tahdit edildi. Hasta- nede odaya kapatmışlar. Ben Hüseyin Üzmez’den şikâyetçi değilim. Şikâyetim çocuğumu bana göstermeyenlerden. Ço- cuğumu bana ya gösterin ya da hapse atın.” Üzmez’in avukatlarõndan Emir Ali Kav, Adli Tõp’õn raporunu in- celeyemediklerini öne sürdü. Es- ki Adalet Bakanõ Şahin’in “Ka- muoyunu tatmin edici rapor çıkacaktır” diyerek yargõ üze- rinde baskõ kurduğunu iddia eden Kav, “Adli Tıp Kurumu Baş- kanı değiştirilmiştir. Rapor ra- por olmaktan çıkmıştır” dedi. Mahkeme Başkanõ, Üzmez’in tu- tuklanmasõna karar vererek du- ruşmayõ 24 Temmuz’a erteledi. Hakkõndaki cinsel istismar davasõnda Adli Tõp’õn raporu dikkate alõndõ Üzmez yeniden cezaevinde KOMİSERİN ARACIYLA CEZAEVİNE - Adliyeye özel koruma- larıyla birlikte gelen Üzmez’i duruşma sonunda cezaevine götürmek için sivil plakalı polis otosu hazırlandı. Ancak Üzmez, Bursa Em- niyet Müdürlüğü Araştırma Bürosu’nda görevli komiser Suat Dil- ber’e ait araçla Bursa E Tipi Cezaevi’ne götürüldü. (Fotoğraf: AA) Haber Merkezi - An- kara Barosu avukatlarõn- dan L.K. Abdullah Öcalan’a benzeyen ba- basõnõn fotoğrafõnõ büro- suna asõnca Terörle Mü- cadele Şube Müdürlüğü ekiplerince bürosu basõl- dõ, hakkõnda soruşturma başlatõldõ. Radikal gazetesinin haberine göre; 26 Mart 2009’da “Avukat bü- rosuna Abdullah Öca- lan’ın fotoğrafını as- mış” ihbarõnõ alan Te- rörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri An- kara Barosu’na kayõtlõ L.K’nin bürosunu bastõ. İşyerinde saatlerce arama yapan polis, L.K. ve sekreterinin bilgisayarõndaki harddisklere el koydu. Atatürk portresinin yanõna Öcalan’õn portresinin asõldõğõ şeklinde tutanak hazõrlayan polis, L.K. hakkõnda “PKK terör örgütünün propangandası yapmak” suçlamasõyla savcõlõ- ğa suç duyurusunda bulundu. Avukat L.K. Göl- başõ Adliyesi’nde duruşmaya katõlmak için bek- lerken polisler tarafõndan gözaltõna alõnarak se- kreteri ile birlikte sorgulandõ. L.K. ifadesinde söz konusu fotoğrafõn babasõna ait olduğunu be- lirterek, iddiayõ ortaya atan polisler hakkõnda suç duyurusunda bulunulmasõnõ talep etti. SORUŞTURMA BAŞLATILDI Babası Öcalan’a benzeyen avukatın bürosuna baskın Rektör kızdı: Zıkkım yiyin! ARDAHAN (AA) - Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof. Ramazan Korkmaz, kentin ÖSS’de en başarõsõz üç il arasõnda yer almasõ- nõn utanç verici olduğunu ancak kendisini asõl üzenin bu durumu kanõksayan toplumun tepki- siz kalmasõ olduğunu ifade etti. Korkmaz, “So- nuçlar açõklandõğõnõn ertesi günü Ardahanlõlar, hiçbir şey olmamõş gibi beni kuzu yemeye da- vet etiler. Dedim ki ‘Zõkkõm yiyin. Yani kuzu yemeseniz ne olur?’ Bugün siz yas tutmanõz la- zõm, bugün siyah kurdele takmanõz lazõm, bu- gün gazeteler siyah çõkmalõydõ. Bu toplum, bu kanõksanmõş öğretilmiş çaresizliğin farkõna varmalõ. Bu durum bir kader değildir” dedi. Yağmur Marmara’yı serinletti İstanbul Haber Servisi - Marmara Böl- gesi’nde önceki gece başlayan ve yarõm saat süren yağmur sõcaktan bunalan İstanbullularõ serinletirken sürücülere zor anlar yaşattõ. Özel- likle İstanbul’un Avrupa yakasõnda etkili olan yağmur, birçok cadde ve sokakta su birikintile- ri oluşturdu. Yağõş nedeniyle maddi hasarlõ tra- fik kazalarõnõn da meydana geldiği belirlendi. Sağanak yağmurun hafta sonuna kadar devam etmesi bekleniyor. Sõcaklõklarõn perşembe gü- nünden itibaren yeniden yükseleceği belirtildi. Tazyikli su muhtarı öldürdü SAMSUN (AA) - Samsun’da içme suyu şebekesindeki arõzayõ gidermek isteyen köy muhtarõ Yakup Altun, borudan gelen tazyikli suyun çarpmasõ sonucu Ladik ilçesinde 7 metre yükseklikteki Nusratlõ Köprüsü’nden düştü. Kayalõklara çarpan Altun olay yerinde öldü. Arabistan’da ‘cin’e dava(!) Dış Haberler Servisi - Suudi Arabis- tan’da yaşayan bir aile, kendilerini rahatsõz ettiğini ve kişisel eşyalarõnõ çaldõğõnõ iddia et- tikleri bir cini mahkemeye verdi. El-Vatan gazetesinin haberine göre, şeriat mahkeme- sinde kabul edilen davada söz konusu cin, “aileye tehdit içerikli ses mesajõ bõrakmakla, cep telefonlarõnõ çalmakla ve akşam evlerin- den ayrõldõklarõnda aile bireylerine taş atmak- la” suçlanõyor. Mahkeme başkanõ Şeyh Amr el Salmi, “Zor olmasõna rağmen olayõn doğ- ruluğunu teyit etmemiz lazõm” dedi. Avukat L.K, Öcalan’a benzeyen bababasının (üstte) fotoğrafını büro- ya asınca “PKK propa- gandasıyla” suçlandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle