Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 15 TEMMUZ 2009 ÇARŞAMBA
4 HABERLER
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Uygarlığımızda
Bir Ufuk Turu
Bazı günler, gündemdeki konulardan hangisini se-
çeceğime karar vermekte zorluk çekiyorum. Böyle
durumlarda sanırım en iyisi bir ufuk turu yapmayı de-
nemek...
Ben, uygarlıkların çatıştığı değil, giderek zorla-
şan koşullarda ayakta kalmaya çalışan tek bir uy-
garlığın dünyasında yaşadığımızı düşünüyorum. Her
yerel kültürü, “yaşam dünyasını”, tarihsel mirası,
dönüştürerek, farklılıkları yok ederek kendi koşullarına
tabi kılan kapitalist uygarlığın dünyasında... Son gün-
lerde medya bu giderek zorlaşan koşulların örnek-
leriyle doluydu.
Uygarlığın yaşam koşulları zorlaşıyor
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mo-
on’un, G8 toplantısından önce, New York Ti-
mes’daki yorumunda işaret ettiği gibi gıda, yakıt,
grip salgını ve mali olmak üzere birçok kriz eşza-
manlı olarak yaşanıyor, bunlara uluslararası düzey-
de çözüm bulmak gerekiyor.
Bu bağlamda, The Independent gazetesinin pa-
zar günü haberleştirdiği, Geleceğin Durumu 2009
başlıklı rapordan başlayabiliriz. UNESCO, Dünya
Bankası, ABD Ordusu ve Rockfeller Foundati-
on’un destekleriyle hazırlanan rapora göre, “sür-
dürülebilir bir büyüme sağlanamazsa, milyarlarca in-
san yoksulluğa mahkûm olacak, uygarlığın büyük bir
bölümü çökecek”.
Ekonomik durgunluk (siz kriz diye okuyunuz-
E.Y.), Geleceğin Durumu İndeksini (State of the Fu-
ture Index), geçmiş on yıla kıyasla aşağı çekmiş. “Şid-
detli işsizliğin, su, gıda, enerji tedarikindeki daralmanın,
küresel ısınmanın birikimli etkileri ile birleşmesi so-
nucunda, gelecek on yılda dünya nüfusunun yarısı
şiddet olaylarından ve toplumsal kargaşalardan et-
kilenecek” diyor rapor. “Bu gelişmeler, toplumsal ve
siyasi istikrarı daha önce görülmemiş biçimlerde et-
kileyecekmiş.” İyimser bir not olarak rapor, “mali kri-
ze ve küresel ısınmaya ilişkin planlama çabalarının,
insanlığın bencil buluğ çağından, küresel düzeyde ye-
tişkinlik çağına geçmesine yardımcı olabilir” diyor-
muş.
Batı’nın son direnişi
İkinci durağım, İleri Uluslararası Çalışmalar Oku-
lu’nda güvenlik çalışmaları eski direktörü, Johns Hop-
kins Üniversitesi Uygulamalı Fizik Laboratuvarı’nda
görevli, Michael Vlahos’un, ABD savunma çevre-
lerinin önemli dergilerinden The National Interest’te
yayımlanan “Batı’nın son direnişi” başlıklı denemesi.
Bu deneme, yukarda aktardığım raporun temasının
bir başka boyutuna, Batı’nın (bir yüzyıldır, ABD’nin)
liderliğinin, dünyaya, yukarıdaki krizleri aşacak bir si-
yasi önderlik sunma kapasitesinin artık kalmadığı-
na işaret ediyor.
Vlahos, ABD tarihinde “devrim ulusun doğuşuy-
la”, “iç savaş iç kurtuluşla”, “Dünya savaşı insanlı-
ğın kurtuluşuyla ilgiliydi” 9/11’i izleyen “terorizmle kü-
resel savaş insanlığı kurtarmaya ilişkin bir vaatle baş-
lamıştı” diyor ve ekliyor: “Sekiz yıl sonra, Ortado-
ğu’nun dönüşüm umudu Bağdat’ta öldükten sonra,
artık bir kurtuluş umuduyla karşı karşıya değiliz. Onun
yerine bir ‘sürekli savaş’ var elimizde”... Vlahos, “Ül-
ke içinde kimliğimizi, artık savaş söylemi tanımlarken...
Dışarıda ABD, dünyanın en büyük ‘iflas etmiş dev-
let’ üreticisine dönüştü” diyor, yazısını “artık insan-
lığı kurtarmak yerine, insanlığın gelmekte olan dö-
nüşümünde ayakta nasıl kalacağımızı düşünüyoruz”
saptamasıyla bitiriyor.
Bu noktada, İngiltere’nin ve ABD’nin Afganistan
kayıplarındaki, Irak’ta bombalı saldırılardaki ani
artışlara, Çin’deki Uygur trajedisine, İran’daki di-
renişe, Honduras darbesine ilişkin haberlere göz ata-
biliriz. Bitirirken de, gençliğin durumuna ilişkin iki ha-
bere bakalım. (1) Morgan Stanley’in Londra şube-
sinde, iş deneyimi kazanmak için çalışmakta olan 15
yaşındaki Mathew Robson’un yazdığı bir rapor med-
ya dünyasının liderlerini çok etkilemiş (Financial Ti-
mes, 12/07). Robson’a göre onun kuşağı, Twitter’i
cep telefonlarından yenilemek pahalı olduğundan,
kimse profillerini göremediğinden yararsız buluyor-
muş, TV ve internette reklamlardan nefret ediyor, net
üzerinden müzik dinlemeyi, bilgisayar oyunu oyna-
mayı, bu oyun konsollarından “chat” yapmayı ter-
cih ediyorlarmış. Kimsenin gazeteyi, sayfalarca
metinleri okuyacak sabrı yokmuş. (2) Foreign Policy,
dergisinin bir araştırmasına göre, Avrupa gençliği,
özellikle iş piyasasına yeni girmekte olanlar “yapı-
sal, uzun süreli ve korkutucu (sağlık sorunları, artan
suç, intihar eğilimi, yapancı düşmanlığı, sağ radi-
kalizm-E.Y) sonuçlara yol açabilecek bir işsizlik
tehlikesiyle karşı karşıya”(13/07).
Uygarlığın mirasını ve krizlerini, acaba, dünya olay-
larıyla, hatta reklamlarla bile ilgilenmeyen, “chat” çev-
relerine kapanmış, asosyal ve narsis, dikkat yo-
ğunlaştırma kapasitesi çok düşmüş, demagogların
yönlendirmesine açık bir kuşak mı devralmaya ha-
zırlanıyor?
erginy@tr.net
http://erginyildizoglu.blogspot.com
Büyükanõt ile ilgili başvurunun önümüzdeki günlerde değerlendirilmesi bekleniyor
Gözler askeri savcõlõktaANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Eski Genelkurmay Başkanõ emekli
Orgeneral Yaşar Büyükanıt’õn “Şem-
dinli davasından” sivil mahkemede
yeniden yargõlanmasõ için yapõlan baş-
vuruya Genelkurmay Askeri Savcõlõ-
ğõ’nõn yanõt vermesi bekleniyor. Daha
önce Şemdinli iddianamesinde dile
getirilen iddialarõ inceleyen Genel-
kurmay Adli Müşavirliği’nde oluştu-
rulan komisyon, Büyükanõt hakkõnda
soruşturma açõlmasõna gerek olmadõğõnõ
açõklamõştõ.
TSK personelinin sivil mahkeme-
lerde yargõlanmasõnõn yolunu açan ya-
sanõn Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül
tarafõndan onaylanarak yürürlüğe gir-
mesinin ardõndan başvurular gelmeye
başladõ. Kamuoyunda Şemdinli dava-
sõ olarak bilinen dava kapsamõnda
Büyükanõt’õn sivil mahkemede yargõ-
lanmasõnõ isteyen müdahil avukatlar
Ayhan Çabuk, Murat Timur ile Sel-
çuk Kozağaçlı başvuruda bulundu.
Van Cumhuriyet Savcõlõğõ aracõlõğõy-
la Genelkurmay Askeri Savcõlõğõ’na ya-
põlan başvurunun önümüzdeki dö-
nemde değerlendirilmesi bekleniyor.
Başvuru üzerine Genelkurmay As-
keri Savcõlõğõ’nõn vereceği karar, ya-
sanõn çõkmasõnõn ardõndan sivil yargõ ile
askeri yargõ arasõndaki görev paylaşõ-
mõ açõsõndan da önem taşõyor. Yasa
Köşk’te onayõ beklerken Genelkur-
may’õn hazõrladõğõ raporda, sivil ve as-
keri yargõ arasõnda görev karmaşasõ do-
ğacağõ, düzenlemenin anayasaya aykõrõ
olduğu değerlendirmesi yapõlmõştõ.
Askeri savcõlõğõn vereceği kararõn bun-
dan sonra yaşanacak gelişmelere de õşõk
tutacağõna dikkat çekiliyor.
Şemdinli’de Umut Kitabevi’nin bom-
balandõğõ iddiasõyla astsubaylar Ali
Kaya, Özcan İldeniz ve PKK itirafçõsõ
Veysel Ateş hakkõnda savcõ Ferhat Sa-
rıkaya’nõn hazõrladõğõ iddianame ka-
bul edilmiş ve Van Ağõr Ceza Mahke-
mesi’nde dava açõlmõştõ.
Kaya, İldeniz ve Ateş’in sivil mah-
kemedeki mahkûmiyet almalarõnõn ar-
dõndan dava uyuşmazlõk mahkemesi-
ne gitmiş ve askeri mahkemede yeni-
den görülmesine karar verilmişti. Bu
kararõn ardõndan dava Van’daki Kol-
ordu Mahkemesi’nde yeniden görül-
meye başlanmõştõ.
Şemdinli’deki olaylara ilişkin yar-
gõsal soruşturma sürerken, aynõ konu-
da TBMM’de komisyon kurulmuştu.
Diyarbakõr’da yayõn yapan Söz TV’nin
sahibi Mehmet Ali Altındağ, komis-
yonda verdiği ifadede Büyükanõt hak-
kõnda bazõ iddialarda bulunmuştu. O
dönem Kara Kuvvetleri Komutanlõğõ
yapan Büyükanõt’õn, sanõklardan Ali
Kaya için “İyi çocuktur” değerlen-
dirmesi kamuoyunda tartõşõlmõştõ.
Soruşturmayõ yürüten ve daha son-
ra meslekten çõkarõlan savcõ Ferhat
Sarõkaya, Altõndağ’õn iddialarõna da-
yanarak iddianamede Büyükanõt’a iliş-
kin suçlamalara da yer vermişti. Van 3.
Ağõr Ceza Mahkemesi, Mart 2006’da
verdiği kararla, Büyükanõt ve diğer ba-
zõ askeri personele ilişkin iddialarõ
ayõrarak iddianameyi kabul etmişti.
Mahkeme Büyükanõt’la ilgili iddiala-
rõ da Genelkurmay Askeri Savcõlõ-
ğõ’na göndermişti. İddianamede, Bü-
yükanõt hakkõnda, “Suç İşlemek İçin
Örgüt Kurmak, Görevi Kötüye Kul-
lanmak, Sahte Belge Düzenlemek” ve
“Adil Yargılamayı Etkilemeye Te-
şebbüs” iddiasõnda bulunulmuştu.
Genelkurmay Askeri Savcõlõğõ’nõn Büyükanõt hakkõnda
vereceği karar, yasanõn çõkmasõnõn ardõndan sivil yargõ ile askeri
yargõ arasõndaki görev paylaşõmõ açõsõndan da önem taşõyor.
AİHM KARARLARI
Birinciliği
koruyoruz
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - AKP kontenjanõndan RTÜK
üyeliğine seçilen Başbakanlõk İnsan
Haklarõ Başkanõ Prof. Dr. Hasan
Tahsin Fendoğlu, Türkiye’nin Av-
rupa İnsan Haklarõ Mahkemesi’nin
(AİHM) verdiği mahkûmiyet ka-
rarlarõnda birinci sõrada, yapõlan
başvuruda da Rusya’dan sonra 2. sõ-
rada yer almasõna karşõn “Türki-
ye’nin insan haklarında çok iyi bir
noktada” olduğunu ileri sürdü.
AKP kontenjanõndan RTÜK üye-
si seçildiği için dün itibarõyla Baş-
bakanlõk İnsan Haklarõ Başkanlõğõ
görevini bõrakan Fendoğlu, bu sõfatla
son basõn toplantõsõnõ da dün dü-
zenleyerek “2008 İnsan Hakları
Raporu”nu açõkladõ. İlk kez geçen
yõl rapor yayõmladõklarõnõ belirten
Fendoğlu, “2007 raporunda, ne-
zarethanelerin AB ve Avrupa
Konseyi kriterlerine uyumunun
yaklaşık yüzde 70’ler düzeyin-
deyken 2008 raporunda bu ko-
nuda yüzde 91’i yakaladıkları-
nı” söyledi. İşkence ve kötü mua-
melenin düşüş halinde olduğunu, bu-
nu AİHM kararlarõndan anladõkla-
rõnõ kaydeden Fendoğlu, “Türki-
ye’de insan haklarında çok iyi
bir noktada-
yız. Ama bu
hiç eksiği-
miz yok de-
mek değil.
Türkiye ile
ilgili verilen
kararlarda,
bütün ülke-
lere baktığı-
mızda birin-
ci sıradayız.
En fazla
mahkûm olan ülke Türkiye, ama
bunu nüfus oranına vurduğunuz
zaman 11. sıradayız. AİHM’ye
yapılan başvuruda da Türkiye
Rusya’dan sonra 2. sırada, ama
bunu nüfusa orantıladığınız za-
man Türkiye 24. sırada” dedi.
Fendoğlu’nun açõkladõğõ “İnsan
Hakları Raporu”na göre il ve il-
çe kurullarõnca, 2008’de 3 bin 100’ü
haberli, 7 bin 400’ü habersiz yak-
laşõk 10 bin 500 ziyaret gerçekleş-
tirildi. Bu ziyaretlerin 8 bin 300’ü
emniyet ve jandarma nezarethane-
lerine yapõldõ. Ayrõca, yurtlar ve
okullar, sağlõk kurumlarõ, rehabili-
tasyon ve bakõm merkezleri, çocuk
yuvalarõ, huzurevleri, engelli okul-
larõ, yetiştirme yurtlarõ, gençlik mer-
kezleri ziyaret edildi.
Yurttaşlarõn insan haklarõ kurul-
larõna şahsen, mektupla, faksla,
elektronik haberleşme araçlarõ, baş-
vuru kutularõ ve telefonla başvuru-
da bulunabildiklerine işaret edilen ra-
pora göre, geçen yõl il, ilçe kurulla-
rõ ve başkanlõğa toplam 4 bin 785
başvuru yapõldõ. 2008 yõlõ verileri-
ne göre, ihlal edildiği iddia edilen
hak konularõnda ilk üç sõrayõ, 617
başvuruyla sağlõk ve hasta hakkõ,
586 başvuruyla tutuklu ve hüküm-
lü hakkõ, 462 başvuruyla çevre hak-
kõ ihlali alõrken bunu 311 başvuruyla
“kötü muamele”, 311 ile “dilekçe
hakkı ihlali”, 244 ile çalõşma ve
sözleşme hakkõ ihlali izledi.
Birdal ve Türkdoğan, Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na başvuruda bulundu
Çevik Bir için suç duyurusu
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - DTP Diyarbakõr Milletve-
kili Akın Birdal ve İHD Genel
Başkanõ Öztürk Türkdoğan, 1998
yõlõnda hazõrlandõğõ iddia edilen
“Andıç” belgesiyle ilgili olarak es-
ki Genelkurmay İkinci Başkanõ
Emekli Orgeneral Çevik Bir hak-
kõnda, “suç işlemek amacıyla ya-
sadışı silahlı örgüt kurma”, “in-
san öldürmeye tam teşebbüse
azmettirme”, “suç işlemek için
tahrik etme”, “hakaret” ve “if-
tira” suçlarõndan cezalandõrõlma-
sõ istemiyle suç duyurusunda bu-
lundu.
Birdal ve Türkdoğan ile berabe-
rindekiler, dün Ankara Adalet Sa-
rayõ’na giderek suç duyurusu di-
lekçesini, Ankara Cumhuriyet Baş-
savcõlõğõ’na sundu. Akõn Birdal, ad-
liye çõkõşõnda yaptõğõ açõklamada,
1998 yõlõnda, terör örgütü elebaşõ-
larõndan Şemdin Sakık’a ait ol-
duğu ileri sürülen ifadelerin bazõ
gazetelerde yayõmlandõğõnõ anõm-
satarak “bu ifadelerde kimi mu-
halif kurum ve kuruluşlar ile ki-
şilerin hedef gösterildiğini” söy-
ledi. “Daha sonra ise söz konusu
ifadelerin, Şemdin Sakık’a ait de-
ğil, Genelkurmay Karargâhı’nca
hazırlanmış bir andıç belgesi ol-
duğunun açığa çıktığını” iddia
eden Birdal, “bu belgenin altında
da o günün Genelkurmay İkin-
ci Başkanı Orgeneral Çevik
Bir’in imzası bulunduğunu ve
dönemin Genelkurmay Genel
Sekreteri Erol Özkasnak tara-
fından gazetelere servis yapıldı-
ğını öğrendiklerini” söyledi. Bir-
dal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“O hedef göstermeden sonra
uğradığımız hayatımıza yönelik
bir olay oldu. Sonra 30 Kasım
2000 günü, Çevik Bir hakkında
suç duyurusunda bulunmuştuk.
Fakat bize daha sonra olumlu ya
da olumsuz soruşturmanın açı-
lıp açılmadığına ilişkin herhan-
gi bir bildirim yapılmadı. Öyle-
ce kaldı. Fakat son zamanlarda
yine AKP üzerine hazırlanan
bir ‘Andõç’la yeniden bu günde-
me geldi. Askerlerin sivil mah-
kemelerde yargılanmasının yolu
açık değildi yasal olarak. Son ya-
sayla askerlerin de sivil mahke-
melerde yargılanmasının yolu
açıldı. Önce bu yasaya ilişkin, bu-
nun demokratik, ileri ve hukuk
devletinde olması gereken bir ya-
sa olduğunu söylemek gerekiyor.
Çünkü demokratik hukuk dev-
letinde olağan ve tek bir yargı
vardır, sivil yargıdır. Kimse do-
kunulmaz değildir.”
İHD Genel Başkanõ Türkdoğan
ise “andıç belgesinden etkilenen
kişi ve kuruluşların suç duyu-
rusunda bulunması gerektiği-
ni” söyledi.
Suç duyurusunda belirtilen suç-
lama nedeniyle özel yetkili cum-
huriyet savcõlõğõ tarafõndan soruş-
turma yapõlmasõna ilişkin taleple-
ri bulunduğunu kaydeden Türk-
doğan, dilekçenin bir örneğinin
de İstanbul özel yetkili cumhuriyet
savcõlõğõna gönderilerek devam
eden “Ergenekon” soruşturmasõ
çerçevesinde dikkate alõnmasõna
dair taleplerinin olduğunu belirtti.
Suç duyurusu dilekçesinde, emek-
li Orgeneral Çevik Bir’in, “suç iş-
lemek amacıyla yasadışı silahlı
örgüt kurma”, “insan öldürme-
ye tam teşebbüse azmettirme”,
“suç işlemek için tahrik etme”,
“hakaret” ve “iftira” suçlarõndan
cezalandõrõlmasõ talep ediliyor.
Ankara Adalet Sarayı’na giden Birdal ve Türkdoğan ile beraberindekiler dilekçelerini sundular. (AA)
Eski Genelkurmay İkinci
Başkanõ emekli Orgeneral
Bir’in ‘Andõç’ belgesi
nedeniyle cezalandõrõlmasõ
istendi.
Yaşar Büyükanıt.
RESMİ GAZETE’DE İLAN
Sayõştay AKP’li
bürokratlarõnpeşinde
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - Sa-
yõştay Başkanlõğõ, mev-
zuata aykõrõ ve noksan
görülen işlemler hak-
kõnda yazõlõ savunma-
larõnõn alõnmasõ ama-
cõyla aranõlan 84 kişi
için Resmi Gazete’de
ilan yayõmladõ. İlanda
yer alan isimler içinde
Melih Gökçek’in ba-
şõnda bulunduğu An-
kara Anakent Beledi-
yesi’nin 11 görevlisi,
yine AKP’li Mamak
Belediyesi’nin 5 gö-
revlisi, AKP’li çok sa-
yõda belediye başkan
ve yöneticisinin yanõ
sõra Tarõm ve Köyişle-
ri Bakanlõğõ’ndan 7,
Kültür ve Turizm Ba-
kanlõğõ’ndan 2 büro-
krat, Devlet Su İşleri,
Maden Tetkik Arama,
Türkiye İstatistik Ku-
rumu, Türk Telekom,
Telekomünikasyon
Kurumu yetkilileri ile
AKP döneminde Özel-
leştirme İdaresi Baş-
kan Yardõmcõlõğõ ve
Tütün ve Alkol Piya-
sasõ Düzenleme Kuru-
mu (TAPDK) Başkan-
lõğõ yapan Kazım Ça-
lışkan da bulunuyor.
Yargõtay Başkanõ, askere sivil yargõ yolunu açan düzenlemenin yasalaşma şeklini eleştirdi:
Kurallara uyulsaydõ sõkõntõ olmazdõ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Yargõtay Başkanõ Hasan Gerçeker, as-
kerlerin sivil mahkemelerde yargõlan-
masõna olanak sağlayan yasanõn, biçim-
sel olarak anayasanõn 145. maddesine bir
aykõrõlõğõ olmadõğõnõ kimsenin söyleye-
meyeceğini vurguladõ.
Ankara Barosu’nun 85. kuruluş yõldö-
nümü dolayõsõyla Türkiye Barolar Birli-
ği’nde verilen resepsiyona katõlan Ger-
çeker, gazetecilerin gündeme ilişkin so-
rularõnõ yanõtladõ. Gerçeker, “askerlerin
sivil mahkemelerde yargılanmalarına
ilişkin düzenlemeye yönelik değerlen-
dirmesinin” sorulmasõ üzerine, daha ön-
ce bu konuyla ilgili açõklama yaptõğõnõ
anõmsattõ. Bu tür değişikliklerin tartõşõlõp
değerlendirildikten sonra yapõlabileceği-
ni ifade eden Gerçeker, CHP’nin düzen-
lemeyle ilgili Anayasa Mahkemesi’ne baş-
vuruda bulunduğunu, yüksek mahkeme-
nin konuyu değerlendireceğini belirtti.
Gerçeker, “Bu tür değişikliklerin, mut-
laka ilgili kurumların görüşleri alına-
rak yapılması gerekir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün de
düzenlemeyi onaylarken belirli çekince-
ler ortaya koyduğuna işaret eden Gerçe-
ker, “Bu sıkıntıların olmaması için ya-
saların çok iyi düşünülerek yapılması
gerekiyor. Yasalaşma prosedürü belli
kurallara bağlıdır. Bu kurallara uyul-
saydı zaten bu sıkıntılar ortaya çık-
mazdı. Bu tartışmalar da olmazdı. El-
bette iktidar ve muhalefet görevini
yapacak. Demokrasiye inanıyorsak,
demokrasi var diyorsak bunlar olacak.
Kimsenin kimseye bir şey deme hakkı
ve yetkisi yok” diye konuştu.
Gerçeker, bir gazetecinin, “Düzenle-
menin anayasanın 145. maddesine ay-
kırı olduğu söyleniyor. Siz nasıl de-
ğerlendiriyorsunuz, bir aykırılık söz ko-
nusu mu” sorusuna da “Elbette şimdi
bunu bütün hukukçular kabul edi-
yor. Biçimsel olarak baktığımız zaman
bir aykırılık olmadığını kimse söyle-
yemez ama Anayasa Mahkemesi nasıl
değerlendirir, onu bilemiyorum. Bütün
bunların tartışılıp değerlendirilmesinin
gerekmesi nedeni de o. Mesela, anayasa
değişikliğiyle birlikte yapılsaydı bunlar,
o tartışmalar da ortadan kalkardı.
Şimdiden bir şey söylemek istemiyo-
rum. Orada değerli arkadaşlarımız
var. Onlar elbette en iyi şekilde de-
ğerlendirecektir” yanõtõnõ verdi.Gerçeker.
AİHM’nin
mahkûmiyet
kararlarõnda
birinciyiz ama
Başbakanlõk
İnsan Haklarõ
Başkanõ’na göre
Türkiye’nin
karnesi ‘çok iyi’.