19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 15 TEMMUZ 2009 ÇARŞAMBA 4 HABERLER GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Uygarlığımızda Bir Ufuk Turu Bazı günler, gündemdeki konulardan hangisini se- çeceğime karar vermekte zorluk çekiyorum. Böyle durumlarda sanırım en iyisi bir ufuk turu yapmayı de- nemek... Ben, uygarlıkların çatıştığı değil, giderek zorla- şan koşullarda ayakta kalmaya çalışan tek bir uy- garlığın dünyasında yaşadığımızı düşünüyorum. Her yerel kültürü, “yaşam dünyasını”, tarihsel mirası, dönüştürerek, farklılıkları yok ederek kendi koşullarına tabi kılan kapitalist uygarlığın dünyasında... Son gün- lerde medya bu giderek zorlaşan koşulların örnek- leriyle doluydu. Uygarlığın yaşam koşulları zorlaşıyor Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mo- on’un, G8 toplantısından önce, New York Ti- mes’daki yorumunda işaret ettiği gibi gıda, yakıt, grip salgını ve mali olmak üzere birçok kriz eşza- manlı olarak yaşanıyor, bunlara uluslararası düzey- de çözüm bulmak gerekiyor. Bu bağlamda, The Independent gazetesinin pa- zar günü haberleştirdiği, Geleceğin Durumu 2009 başlıklı rapordan başlayabiliriz. UNESCO, Dünya Bankası, ABD Ordusu ve Rockfeller Foundati- on’un destekleriyle hazırlanan rapora göre, “sür- dürülebilir bir büyüme sağlanamazsa, milyarlarca in- san yoksulluğa mahkûm olacak, uygarlığın büyük bir bölümü çökecek”. Ekonomik durgunluk (siz kriz diye okuyunuz- E.Y.), Geleceğin Durumu İndeksini (State of the Fu- ture Index), geçmiş on yıla kıyasla aşağı çekmiş. “Şid- detli işsizliğin, su, gıda, enerji tedarikindeki daralmanın, küresel ısınmanın birikimli etkileri ile birleşmesi so- nucunda, gelecek on yılda dünya nüfusunun yarısı şiddet olaylarından ve toplumsal kargaşalardan et- kilenecek” diyor rapor. “Bu gelişmeler, toplumsal ve siyasi istikrarı daha önce görülmemiş biçimlerde et- kileyecekmiş.” İyimser bir not olarak rapor, “mali kri- ze ve küresel ısınmaya ilişkin planlama çabalarının, insanlığın bencil buluğ çağından, küresel düzeyde ye- tişkinlik çağına geçmesine yardımcı olabilir” diyor- muş. Batı’nın son direnişi İkinci durağım, İleri Uluslararası Çalışmalar Oku- lu’nda güvenlik çalışmaları eski direktörü, Johns Hop- kins Üniversitesi Uygulamalı Fizik Laboratuvarı’nda görevli, Michael Vlahos’un, ABD savunma çevre- lerinin önemli dergilerinden The National Interest’te yayımlanan “Batı’nın son direnişi” başlıklı denemesi. Bu deneme, yukarda aktardığım raporun temasının bir başka boyutuna, Batı’nın (bir yüzyıldır, ABD’nin) liderliğinin, dünyaya, yukarıdaki krizleri aşacak bir si- yasi önderlik sunma kapasitesinin artık kalmadığı- na işaret ediyor. Vlahos, ABD tarihinde “devrim ulusun doğuşuy- la”, “iç savaş iç kurtuluşla”, “Dünya savaşı insanlı- ğın kurtuluşuyla ilgiliydi” 9/11’i izleyen “terorizmle kü- resel savaş insanlığı kurtarmaya ilişkin bir vaatle baş- lamıştı” diyor ve ekliyor: “Sekiz yıl sonra, Ortado- ğu’nun dönüşüm umudu Bağdat’ta öldükten sonra, artık bir kurtuluş umuduyla karşı karşıya değiliz. Onun yerine bir ‘sürekli savaş’ var elimizde”... Vlahos, “Ül- ke içinde kimliğimizi, artık savaş söylemi tanımlarken... Dışarıda ABD, dünyanın en büyük ‘iflas etmiş dev- let’ üreticisine dönüştü” diyor, yazısını “artık insan- lığı kurtarmak yerine, insanlığın gelmekte olan dö- nüşümünde ayakta nasıl kalacağımızı düşünüyoruz” saptamasıyla bitiriyor. Bu noktada, İngiltere’nin ve ABD’nin Afganistan kayıplarındaki, Irak’ta bombalı saldırılardaki ani artışlara, Çin’deki Uygur trajedisine, İran’daki di- renişe, Honduras darbesine ilişkin haberlere göz ata- biliriz. Bitirirken de, gençliğin durumuna ilişkin iki ha- bere bakalım. (1) Morgan Stanley’in Londra şube- sinde, iş deneyimi kazanmak için çalışmakta olan 15 yaşındaki Mathew Robson’un yazdığı bir rapor med- ya dünyasının liderlerini çok etkilemiş (Financial Ti- mes, 12/07). Robson’a göre onun kuşağı, Twitter’i cep telefonlarından yenilemek pahalı olduğundan, kimse profillerini göremediğinden yararsız buluyor- muş, TV ve internette reklamlardan nefret ediyor, net üzerinden müzik dinlemeyi, bilgisayar oyunu oyna- mayı, bu oyun konsollarından “chat” yapmayı ter- cih ediyorlarmış. Kimsenin gazeteyi, sayfalarca metinleri okuyacak sabrı yokmuş. (2) Foreign Policy, dergisinin bir araştırmasına göre, Avrupa gençliği, özellikle iş piyasasına yeni girmekte olanlar “yapı- sal, uzun süreli ve korkutucu (sağlık sorunları, artan suç, intihar eğilimi, yapancı düşmanlığı, sağ radi- kalizm-E.Y) sonuçlara yol açabilecek bir işsizlik tehlikesiyle karşı karşıya”(13/07). Uygarlığın mirasını ve krizlerini, acaba, dünya olay- larıyla, hatta reklamlarla bile ilgilenmeyen, “chat” çev- relerine kapanmış, asosyal ve narsis, dikkat yo- ğunlaştırma kapasitesi çok düşmüş, demagogların yönlendirmesine açık bir kuşak mı devralmaya ha- zırlanıyor? [email protected] http://erginyildizoglu.blogspot.com Büyükanõt ile ilgili başvurunun önümüzdeki günlerde değerlendirilmesi bekleniyor Gözler askeri savcõlõktaANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Genelkurmay Başkanõ emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt’õn “Şem- dinli davasından” sivil mahkemede yeniden yargõlanmasõ için yapõlan baş- vuruya Genelkurmay Askeri Savcõlõ- ğõ’nõn yanõt vermesi bekleniyor. Daha önce Şemdinli iddianamesinde dile getirilen iddialarõ inceleyen Genel- kurmay Adli Müşavirliği’nde oluştu- rulan komisyon, Büyükanõt hakkõnda soruşturma açõlmasõna gerek olmadõğõnõ açõklamõştõ. TSK personelinin sivil mahkeme- lerde yargõlanmasõnõn yolunu açan ya- sanõn Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül tarafõndan onaylanarak yürürlüğe gir- mesinin ardõndan başvurular gelmeye başladõ. Kamuoyunda Şemdinli dava- sõ olarak bilinen dava kapsamõnda Büyükanõt’õn sivil mahkemede yargõ- lanmasõnõ isteyen müdahil avukatlar Ayhan Çabuk, Murat Timur ile Sel- çuk Kozağaçlı başvuruda bulundu. Van Cumhuriyet Savcõlõğõ aracõlõğõy- la Genelkurmay Askeri Savcõlõğõ’na ya- põlan başvurunun önümüzdeki dö- nemde değerlendirilmesi bekleniyor. Başvuru üzerine Genelkurmay As- keri Savcõlõğõ’nõn vereceği karar, ya- sanõn çõkmasõnõn ardõndan sivil yargõ ile askeri yargõ arasõndaki görev paylaşõ- mõ açõsõndan da önem taşõyor. Yasa Köşk’te onayõ beklerken Genelkur- may’õn hazõrladõğõ raporda, sivil ve as- keri yargõ arasõnda görev karmaşasõ do- ğacağõ, düzenlemenin anayasaya aykõrõ olduğu değerlendirmesi yapõlmõştõ. Askeri savcõlõğõn vereceği kararõn bun- dan sonra yaşanacak gelişmelere de õşõk tutacağõna dikkat çekiliyor. Şemdinli’de Umut Kitabevi’nin bom- balandõğõ iddiasõyla astsubaylar Ali Kaya, Özcan İldeniz ve PKK itirafçõsõ Veysel Ateş hakkõnda savcõ Ferhat Sa- rıkaya’nõn hazõrladõğõ iddianame ka- bul edilmiş ve Van Ağõr Ceza Mahke- mesi’nde dava açõlmõştõ. Kaya, İldeniz ve Ateş’in sivil mah- kemedeki mahkûmiyet almalarõnõn ar- dõndan dava uyuşmazlõk mahkemesi- ne gitmiş ve askeri mahkemede yeni- den görülmesine karar verilmişti. Bu kararõn ardõndan dava Van’daki Kol- ordu Mahkemesi’nde yeniden görül- meye başlanmõştõ. Şemdinli’deki olaylara ilişkin yar- gõsal soruşturma sürerken, aynõ konu- da TBMM’de komisyon kurulmuştu. Diyarbakõr’da yayõn yapan Söz TV’nin sahibi Mehmet Ali Altındağ, komis- yonda verdiği ifadede Büyükanõt hak- kõnda bazõ iddialarda bulunmuştu. O dönem Kara Kuvvetleri Komutanlõğõ yapan Büyükanõt’õn, sanõklardan Ali Kaya için “İyi çocuktur” değerlen- dirmesi kamuoyunda tartõşõlmõştõ. Soruşturmayõ yürüten ve daha son- ra meslekten çõkarõlan savcõ Ferhat Sarõkaya, Altõndağ’õn iddialarõna da- yanarak iddianamede Büyükanõt’a iliş- kin suçlamalara da yer vermişti. Van 3. Ağõr Ceza Mahkemesi, Mart 2006’da verdiği kararla, Büyükanõt ve diğer ba- zõ askeri personele ilişkin iddialarõ ayõrarak iddianameyi kabul etmişti. Mahkeme Büyükanõt’la ilgili iddiala- rõ da Genelkurmay Askeri Savcõlõ- ğõ’na göndermişti. İddianamede, Bü- yükanõt hakkõnda, “Suç İşlemek İçin Örgüt Kurmak, Görevi Kötüye Kul- lanmak, Sahte Belge Düzenlemek” ve “Adil Yargılamayı Etkilemeye Te- şebbüs” iddiasõnda bulunulmuştu. Genelkurmay Askeri Savcõlõğõ’nõn Büyükanõt hakkõnda vereceği karar, yasanõn çõkmasõnõn ardõndan sivil yargõ ile askeri yargõ arasõndaki görev paylaşõmõ açõsõndan da önem taşõyor. AİHM KARARLARI Birinciliği koruyoruz ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - AKP kontenjanõndan RTÜK üyeliğine seçilen Başbakanlõk İnsan Haklarõ Başkanõ Prof. Dr. Hasan Tahsin Fendoğlu, Türkiye’nin Av- rupa İnsan Haklarõ Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği mahkûmiyet ka- rarlarõnda birinci sõrada, yapõlan başvuruda da Rusya’dan sonra 2. sõ- rada yer almasõna karşõn “Türki- ye’nin insan haklarında çok iyi bir noktada” olduğunu ileri sürdü. AKP kontenjanõndan RTÜK üye- si seçildiği için dün itibarõyla Baş- bakanlõk İnsan Haklarõ Başkanlõğõ görevini bõrakan Fendoğlu, bu sõfatla son basõn toplantõsõnõ da dün dü- zenleyerek “2008 İnsan Hakları Raporu”nu açõkladõ. İlk kez geçen yõl rapor yayõmladõklarõnõ belirten Fendoğlu, “2007 raporunda, ne- zarethanelerin AB ve Avrupa Konseyi kriterlerine uyumunun yaklaşık yüzde 70’ler düzeyin- deyken 2008 raporunda bu ko- nuda yüzde 91’i yakaladıkları- nı” söyledi. İşkence ve kötü mua- melenin düşüş halinde olduğunu, bu- nu AİHM kararlarõndan anladõkla- rõnõ kaydeden Fendoğlu, “Türki- ye’de insan haklarında çok iyi bir noktada- yız. Ama bu hiç eksiği- miz yok de- mek değil. Türkiye ile ilgili verilen kararlarda, bütün ülke- lere baktığı- mızda birin- ci sıradayız. En fazla mahkûm olan ülke Türkiye, ama bunu nüfus oranına vurduğunuz zaman 11. sıradayız. AİHM’ye yapılan başvuruda da Türkiye Rusya’dan sonra 2. sırada, ama bunu nüfusa orantıladığınız za- man Türkiye 24. sırada” dedi. Fendoğlu’nun açõkladõğõ “İnsan Hakları Raporu”na göre il ve il- çe kurullarõnca, 2008’de 3 bin 100’ü haberli, 7 bin 400’ü habersiz yak- laşõk 10 bin 500 ziyaret gerçekleş- tirildi. Bu ziyaretlerin 8 bin 300’ü emniyet ve jandarma nezarethane- lerine yapõldõ. Ayrõca, yurtlar ve okullar, sağlõk kurumlarõ, rehabili- tasyon ve bakõm merkezleri, çocuk yuvalarõ, huzurevleri, engelli okul- larõ, yetiştirme yurtlarõ, gençlik mer- kezleri ziyaret edildi. Yurttaşlarõn insan haklarõ kurul- larõna şahsen, mektupla, faksla, elektronik haberleşme araçlarõ, baş- vuru kutularõ ve telefonla başvuru- da bulunabildiklerine işaret edilen ra- pora göre, geçen yõl il, ilçe kurulla- rõ ve başkanlõğa toplam 4 bin 785 başvuru yapõldõ. 2008 yõlõ verileri- ne göre, ihlal edildiği iddia edilen hak konularõnda ilk üç sõrayõ, 617 başvuruyla sağlõk ve hasta hakkõ, 586 başvuruyla tutuklu ve hüküm- lü hakkõ, 462 başvuruyla çevre hak- kõ ihlali alõrken bunu 311 başvuruyla “kötü muamele”, 311 ile “dilekçe hakkı ihlali”, 244 ile çalõşma ve sözleşme hakkõ ihlali izledi. Birdal ve Türkdoğan, Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na başvuruda bulundu Çevik Bir için suç duyurusu ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - DTP Diyarbakõr Milletve- kili Akın Birdal ve İHD Genel Başkanõ Öztürk Türkdoğan, 1998 yõlõnda hazõrlandõğõ iddia edilen “Andıç” belgesiyle ilgili olarak es- ki Genelkurmay İkinci Başkanõ Emekli Orgeneral Çevik Bir hak- kõnda, “suç işlemek amacıyla ya- sadışı silahlı örgüt kurma”, “in- san öldürmeye tam teşebbüse azmettirme”, “suç işlemek için tahrik etme”, “hakaret” ve “if- tira” suçlarõndan cezalandõrõlma- sõ istemiyle suç duyurusunda bu- lundu. Birdal ve Türkdoğan ile berabe- rindekiler, dün Ankara Adalet Sa- rayõ’na giderek suç duyurusu di- lekçesini, Ankara Cumhuriyet Baş- savcõlõğõ’na sundu. Akõn Birdal, ad- liye çõkõşõnda yaptõğõ açõklamada, 1998 yõlõnda, terör örgütü elebaşõ- larõndan Şemdin Sakık’a ait ol- duğu ileri sürülen ifadelerin bazõ gazetelerde yayõmlandõğõnõ anõm- satarak “bu ifadelerde kimi mu- halif kurum ve kuruluşlar ile ki- şilerin hedef gösterildiğini” söy- ledi. “Daha sonra ise söz konusu ifadelerin, Şemdin Sakık’a ait de- ğil, Genelkurmay Karargâhı’nca hazırlanmış bir andıç belgesi ol- duğunun açığa çıktığını” iddia eden Birdal, “bu belgenin altında da o günün Genelkurmay İkin- ci Başkanı Orgeneral Çevik Bir’in imzası bulunduğunu ve dönemin Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak tara- fından gazetelere servis yapıldı- ğını öğrendiklerini” söyledi. Bir- dal, sözlerini şöyle sürdürdü: “O hedef göstermeden sonra uğradığımız hayatımıza yönelik bir olay oldu. Sonra 30 Kasım 2000 günü, Çevik Bir hakkında suç duyurusunda bulunmuştuk. Fakat bize daha sonra olumlu ya da olumsuz soruşturmanın açı- lıp açılmadığına ilişkin herhan- gi bir bildirim yapılmadı. Öyle- ce kaldı. Fakat son zamanlarda yine AKP üzerine hazırlanan bir ‘Andõç’la yeniden bu günde- me geldi. Askerlerin sivil mah- kemelerde yargılanmasının yolu açık değildi yasal olarak. Son ya- sayla askerlerin de sivil mahke- melerde yargılanmasının yolu açıldı. Önce bu yasaya ilişkin, bu- nun demokratik, ileri ve hukuk devletinde olması gereken bir ya- sa olduğunu söylemek gerekiyor. Çünkü demokratik hukuk dev- letinde olağan ve tek bir yargı vardır, sivil yargıdır. Kimse do- kunulmaz değildir.” İHD Genel Başkanõ Türkdoğan ise “andıç belgesinden etkilenen kişi ve kuruluşların suç duyu- rusunda bulunması gerektiği- ni” söyledi. Suç duyurusunda belirtilen suç- lama nedeniyle özel yetkili cum- huriyet savcõlõğõ tarafõndan soruş- turma yapõlmasõna ilişkin taleple- ri bulunduğunu kaydeden Türk- doğan, dilekçenin bir örneğinin de İstanbul özel yetkili cumhuriyet savcõlõğõna gönderilerek devam eden “Ergenekon” soruşturmasõ çerçevesinde dikkate alõnmasõna dair taleplerinin olduğunu belirtti. Suç duyurusu dilekçesinde, emek- li Orgeneral Çevik Bir’in, “suç iş- lemek amacıyla yasadışı silahlı örgüt kurma”, “insan öldürme- ye tam teşebbüse azmettirme”, “suç işlemek için tahrik etme”, “hakaret” ve “iftira” suçlarõndan cezalandõrõlmasõ talep ediliyor. Ankara Adalet Sarayı’na giden Birdal ve Türkdoğan ile beraberindekiler dilekçelerini sundular. (AA) Eski Genelkurmay İkinci Başkanõ emekli Orgeneral Bir’in ‘Andõç’ belgesi nedeniyle cezalandõrõlmasõ istendi. Yaşar Büyükanıt. RESMİ GAZETE’DE İLAN Sayõştay AKP’li bürokratlarõnpeşinde ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Sa- yõştay Başkanlõğõ, mev- zuata aykõrõ ve noksan görülen işlemler hak- kõnda yazõlõ savunma- larõnõn alõnmasõ ama- cõyla aranõlan 84 kişi için Resmi Gazete’de ilan yayõmladõ. İlanda yer alan isimler içinde Melih Gökçek’in ba- şõnda bulunduğu An- kara Anakent Beledi- yesi’nin 11 görevlisi, yine AKP’li Mamak Belediyesi’nin 5 gö- revlisi, AKP’li çok sa- yõda belediye başkan ve yöneticisinin yanõ sõra Tarõm ve Köyişle- ri Bakanlõğõ’ndan 7, Kültür ve Turizm Ba- kanlõğõ’ndan 2 büro- krat, Devlet Su İşleri, Maden Tetkik Arama, Türkiye İstatistik Ku- rumu, Türk Telekom, Telekomünikasyon Kurumu yetkilileri ile AKP döneminde Özel- leştirme İdaresi Baş- kan Yardõmcõlõğõ ve Tütün ve Alkol Piya- sasõ Düzenleme Kuru- mu (TAPDK) Başkan- lõğõ yapan Kazım Ça- lışkan da bulunuyor. Yargõtay Başkanõ, askere sivil yargõ yolunu açan düzenlemenin yasalaşma şeklini eleştirdi: Kurallara uyulsaydõ sõkõntõ olmazdõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargõtay Başkanõ Hasan Gerçeker, as- kerlerin sivil mahkemelerde yargõlan- masõna olanak sağlayan yasanõn, biçim- sel olarak anayasanõn 145. maddesine bir aykõrõlõğõ olmadõğõnõ kimsenin söyleye- meyeceğini vurguladõ. Ankara Barosu’nun 85. kuruluş yõldö- nümü dolayõsõyla Türkiye Barolar Birli- ği’nde verilen resepsiyona katõlan Ger- çeker, gazetecilerin gündeme ilişkin so- rularõnõ yanõtladõ. Gerçeker, “askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmalarına ilişkin düzenlemeye yönelik değerlen- dirmesinin” sorulmasõ üzerine, daha ön- ce bu konuyla ilgili açõklama yaptõğõnõ anõmsattõ. Bu tür değişikliklerin tartõşõlõp değerlendirildikten sonra yapõlabileceği- ni ifade eden Gerçeker, CHP’nin düzen- lemeyle ilgili Anayasa Mahkemesi’ne baş- vuruda bulunduğunu, yüksek mahkeme- nin konuyu değerlendireceğini belirtti. Gerçeker, “Bu tür değişikliklerin, mut- laka ilgili kurumların görüşleri alına- rak yapılması gerekir” diye konuştu. Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün de düzenlemeyi onaylarken belirli çekince- ler ortaya koyduğuna işaret eden Gerçe- ker, “Bu sıkıntıların olmaması için ya- saların çok iyi düşünülerek yapılması gerekiyor. Yasalaşma prosedürü belli kurallara bağlıdır. Bu kurallara uyul- saydı zaten bu sıkıntılar ortaya çık- mazdı. Bu tartışmalar da olmazdı. El- bette iktidar ve muhalefet görevini yapacak. Demokrasiye inanıyorsak, demokrasi var diyorsak bunlar olacak. Kimsenin kimseye bir şey deme hakkı ve yetkisi yok” diye konuştu. Gerçeker, bir gazetecinin, “Düzenle- menin anayasanın 145. maddesine ay- kırı olduğu söyleniyor. Siz nasıl de- ğerlendiriyorsunuz, bir aykırılık söz ko- nusu mu” sorusuna da “Elbette şimdi bunu bütün hukukçular kabul edi- yor. Biçimsel olarak baktığımız zaman bir aykırılık olmadığını kimse söyle- yemez ama Anayasa Mahkemesi nasıl değerlendirir, onu bilemiyorum. Bütün bunların tartışılıp değerlendirilmesinin gerekmesi nedeni de o. Mesela, anayasa değişikliğiyle birlikte yapılsaydı bunlar, o tartışmalar da ortadan kalkardı. Şimdiden bir şey söylemek istemiyo- rum. Orada değerli arkadaşlarımız var. Onlar elbette en iyi şekilde de- ğerlendirecektir” yanõtõnõ verdi.Gerçeker. AİHM’nin mahkûmiyet kararlarõnda birinciyiz ama Başbakanlõk İnsan Haklarõ Başkanõ’na göre Türkiye’nin karnesi ‘çok iyi’.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle