Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
10 TEMMUZ 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Okkır Öldü, Hukuk Durdu...
Nisan ayında İzmir TÜYAP Kitap Fuarı’nda Cum-
huriyet Kitapları Standı’nda karşılaşmıştık ilk kez...
Gözlerinde hüzün ve acıyı görmüştüm...
Yanına yaklaşıp “Nasılsınız” diyebilmiştim sade-
ce...
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklandı-
ğı cezaevinde, kansere yakalanan, yaşamından
umut kesilince tahliye edilen Kuddusi Okkır’ın eşiy-
di Sabriye Okkır.
Mevsimler gelip geçiyordu...
Yaz soğuk kapıların ardından hüzün şarkıları söy-
lüyordu...
Kuddusi Okkır bir yıl önce öldü.
Hastane koridorunda bir yatakta çekilen o gö-
rüntüleri anımsayan var mı acaba?
Ben anımsıyorum!
Gözlerindeki ışık sönmüş, avurtları çökmüştü.
Ölümü bekliyordu.
Kuddusi Okkır’ın ölümünde kusurlu görülenlerin
hiçbiri bu süre içinde yargıç karşısına çıkmamış.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz En-
gin’in insani duyarlılığını gösteren şu açıklaması önem-
senmemiş:
“Devlet Okkır ailesinden özür dilemeli!”
Sabriye Okkır’ın Cumhuriyet Kitapları’ndan çıkan
“Cinayeti Gördüm” kitabını okudunuz mu bilmiyo-
rum...
Ben okudum...
Sabriye Okkır diyor ki:
“Eşim ölürken kimsenin kılı kıpırdamadı, hâlâ da kı-
pırdamıyor. Nerede bizim hukukumuz, hukuk devle-
timiz.”
AKP yandaşı, dinci, tarikatçı medya neler yazma-
mıştı Kuddusi Okkır için....
“Ergenekon örgütüne parasal kaynak sağlayan zen-
gin işadamı...”
Okkır, 23 Haziran 2007’de gözaltına alındı, sor-
gusunun sonunda tutuklanarak cezaevine konuldu.
Bir yıl sonra hastalandı...
Okkır’ın hastalığına tanı geç konuldu.
Ergenekon sanığı Okkır’ın hastalığını cezaevi yet-
kilileri önemsememişti.
1 Temmuz 2008’de tahliye edildi Kuddusi Okkır.
Beş gün sonra öldü!
Beş parasızdı!
“Zengin işadamı” diyenlerin yüreği hiç sızlamadı.
Sabriye Okkır’ın yüreğinde mevsimler yanıyor...
Onun sessiz çığlığını kimseler duymuyor.
Gece lambalarının aydınlattığı bir ışıkta, hukuk sa-
vaşımı veriyor...
Sabriye Okkır, Kuddusi Okkır’a kanser tanısının
geç konulduğunu, gerekli muayenelerin yapılmadığını
öne sürüyor.
Cezaevi ve hastane çalışanları, hastalığının orta-
ya çıkmasından sonra işlem yapan yargıç ve sav-
cılar hakkında suç duyurusunda bulunuyor bu ara-
da.
Adalet Bakanlığı soruşturma açıyor!
Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu olayı inceleyip ka-
rarını veriyor:
“Yargıç ve savcılar hakkında soruşturmaya gerek
görülmemiştir!”
Hastaneye ilişkin soruşturma dosyası da İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderiliyor.
Sabriye Okkır bu gelişmeler üzerine Ankara İda-
ri Mahkemesi’ne dava açıyor...
Hastane ve cezaevlerinin bulunduğu yörelerin
savcılarına gönderilen soruşturma dosyalarının va-
lilerin ve kaymakamların engeline takılmasına ne
denir?
Bayrampaşa Devlet, Haseki, Yedikule, Bakırköy
Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi doktorlarına iliş-
kin soruşturma istemi bir hukuk devletinde nasıl en-
gellenebilir?
Okkır ailesinin avukatı Devrim Taş, Bölge İdare
Mahkemesi’ne dava açıyor...
Taş diyor ki:
“Bakırköy ve Haseki hastanelerine başvurularımız
kabul edilmedi. Hukuk yolu böylece tıkandı. Yediku-
le Hastanesi’ne itirazımız kabul edildi. Bayrampaşa
Hastanesi’nden henüz sonuç alamadık.
Tekirdağ Devlet Hastanesi için de valilik soruştur-
ma izni vermedi. Buna hem biz hem de savcı itiraz et-
ti. İtiraz sonucu Tekirdağ’da iki hastanede görevli 15
doktor hakkında iddianame hazırlandı.
Resmi olarak bize tebliğ edilmese de iddianame-
nin mahkeme tarafından kabul edilmediğini öğrendik.”
Okkır ölümüne beş gün kala komadayken has-
taneye bile alınmıyor.
Kuddusi Okkır öldü, hukuk durdu!
Ölen salt Kuddusi Okkır değildi... İnsanlık da
ölmüştü.
Kuddusi Okkır neyle suçlandığını öğrenmedi bi-
le!
Eşi Sabriye Okkır hukuk savaşımı veriyor!
Ben Sabriye Hanım’ı İzmir’de görmüştüm ilk kez...
Bir daha karşılaşmadık.
Gözlerindeki o acıyı ve hüznü hiç unutmadım!
Unutamam!
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
musakart yahoo.com
Hukukçular, Gül’ün onayõyla yürürlüğe giren yasanõn asker-sivil yargõ arasõnda kaosa neden olacağõ görüşünde
‘Gerginlikyaratacak’
İLHAN TAŞCI
ANKARA - Hukukçular, Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül’ün tar-
tõşmalara neden olan askerlerin si-
vil mahkemelerde yargõlanmasõ-
nõn yolunu açan düzenlemeyi onay-
lamasõnõn ileride kaos yaratacağõ gö-
rüşünde birleştiler. Yargõtay Onur-
sal Cumhuriyet Başsavcõsõ Sabih
Kanadoğlu, Cumhurbaşkanõ’nõn
uzlaşma sonucu seçilmesinin öne-
minin son örnekle bir kez daha ka-
nõtlandõğõnõ vurgulayarak, “Devlet
organlarının uyumlu ve düzenli
çalışmasını sağlamakla görevli
Cumhurbaşkanı’nın, tasarının
demokrasiye ve yasa çalışmala-
rına aykırı yasalaştırılmasına;
içeriğinin anayasaya açık bir bi-
çimde aykırı olduğunun ortada
olmasına rağmen yasayı bir kez
daha görüşülmesi için TBMM’ye
göndermemesi, devlet organları
arasında ileride çıkması muhte-
mel yeni gerginliklere yol aça-
caktır” diye konuştu.
Gül’ün AB Katõlõm Ortaklõğõ
Belgesi gereği düzenlemenin ya-
põldõğõ görüşünün gerçeği yansõt-
madõğõnõ belirten Kanadoğlu, şu de-
ğerlendirmeyi yaptõ: “İleri sürülen
belgede CMK’nin 250. madde-
sinde düzenleme yapılması yo-
lunda herhangi bir uyarı bulun-
mamaktadır. Bütün ilerleme ra-
porlarında ve katılım ortaklığı
belgesinde üzerinde durulan yar-
gı bağımsızlığının sağlanmasıdır.
Yargı bağımsızlığı konusunda ne
anayasada ne de yasalarda bir de-
ğişiklik yapılması arzu ve isteği
görülmemektedir. Korkulan ana-
yasaya aykırı olan bir yasanın,
mahkemeler tarafından doğru-
dan uygulanabilecek anayasa
hükmü karşısında ihmal edilme-
si olacaktır. Bu uygulama yargı
organları arasında yeni çekiş-
meler ve gerginliklerin ortaya
çıkmasına neden olacaktır. Bu ne-
denle, yasayı onaylamadan
TBMM’ye iade etmek yerine,
uygulama olanağı bulunmayan
telkin ve tavsiyeden ileri gitmeyen
gerekçelerle onaylama yoluna gi-
dilmesi öyle sanıyorum ki Cum-
hurbaşkanı’nı tarihe karşı so-
rumlu hale getirecektir. Telkin so-
rumluluktan kurtulmak için bu-
lunan bir yoldur ama sonuç ver-
mez.”
Mahkemeler Anayasa
Mahkemesi’ne başvurabilir
Eski MSB Başhukuk Müşaviri
Cavit Çalış, “Cumhurbaşkanı
eksikliklerin giderilmesi gereki-
yor diyor ama yasayla çözülecek
bir şey yok. Anayasanın 145.
maddesinde düzenleme yapıl-
madıkça yasal kurallarla sorunu
gidermek mümkün değil” dedi.
Çalõş, şunlarõ söyledi:
“Askeri ve sivil mahkemeler
aynı olayda kendilerini görevli
sayabilir. O zaman olumlu uyuş-
mazlık çıkar. Tersi de olabilir. Si-
vil mahkeme, askeri; askeri mah-
keme de sivil yargıyı görevli sayar.
Bu durumda da olumsuz uyuş-
mazlık çıkabilir. Sorunu uyuş-
mazlık mahkemesi çözecektir.
Gerek askeri, gerekse sivil mah-
kemeler, değişikliğin anayasaya
aykırılığını gündeme getirerek,
Anayasa Mahkemesi’ne başvu-
rabilir. Örneğin Şemdinli dava-
sında başvurulur.”
Çalõş, 250. maddenin atõf yaptõğõ
suçlarõn kapsamõnõn çok fazla ol-
duğuna dikkat çekerek, “Emre ita-
atsizliğe teşvik, askerlikten so-
ğutma, askeri şahsın bir yaban-
cıya bilgi sızdırması (casusluk) gi-
bi suçlara sivil mahkeme niye
baksın?” dedi.
İnceletmesi de olumlu
Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu,
Cumhurbaşkanõ’nõn ilk kez bir ya-
sayõ ciddiyetle incelettiğini, bunda
da Genelkurmay Başkanõ Orgeneral
İlker Başbuğ’un etkisinin açõk ol-
duğunu söyledi. Kaboğlu,
“AKP’nin kayıt bürosu gibi çalı-
şıyordu. O bakımdan inceletmiş
olması olumlu bir adım” dedi.
Gül’ün yasayõ onaylarken işaret et-
tiği değerlendirmelerin Resmi Ga-
zete’de bile yayõmlanmayacak not-
lar olduğunu vurgulayan Kaboğlu,
“Manevi bakımdan hükümete ve
yasama organına yol gösterici bir
açıklama olarak alınabilir. Yok-
sa hukuki, anayasal değeri olan
bir açıklama değildir” dedi.
TBB BAŞKANI ÖZOK:
Anayasaya,
AİHS’ye ve
AİHM’ye
aykırı
MELTEM YILMAZ
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanõ
Özdemir Özok, asker kişilerin sivil mah-
kemelerde yargõlanmasõnõn önünü açan
yasanõn; hükümet kanadõnõn iddia ettiğinin
aksine Avrupa İnsan Haklarõ Mahkemesi
(AİHM) kararlarõ ile Avrupa İnsan Hakla-
rõ Sözleşmesi’nin (AİHS) 6. maddesine ay-
kõrõ olduğunu belirtti.
Konuyla ilgili sorularõmõzõ yanõtlayan
Özok, TBB’nin hazõrladõğõ anayasa tasla-
ğõnda askeri yargõya ilişkin düzenlemele-
rin bulunduğunu da belirtti. Özok şöyle de-
vam etti: “2002 ile 2007’de çıkardığımız
anayasa taslağımızda yargı birliği, Askeri
Yargıtay’ın görevlerinin sınırlandırılması
ile askeri mahkemenin tamamen asker-
likle ilgili doğrudan görevini yapması ko-
nusunda görüşlerimizi ortaya koyduk.
Ancak 26 Haziran 2009 tarihinde, askeri
yargıçların görevlerini sınırlayan ve as-
ker kişilerin sivil yargıda yargılanması
olanağını veren 5918 sayılı yasanın çı-
karılma biçimi bizim bugüne kadar sa-
vunduklarımızdan çok farklı.”
‘Yargıya müdahale etmiş olur’
AKP hükümetinin, hiçbir kişi ve ku-
rumdan görüş almadan, taraflarõyla görüş-
meden bir gecede gündeme getirdiği bu ya-
sanõn anayasaya aykõrõlõğõnõn yanõnda;
AİHS’nin adil yargõlanma hakkõnõ düzen-
leyen 6. maddesine
aykõrõ ve AİHM ka-
rarlarõna zõt olduğu-
nu ifade ederek, şun-
larõ kaydetti:
“AİHS’nin 6. mad-
desi yargılaması, so-
ruşturması, kovuş-
turması devam
eden bir olayla ilgi-
li o davayı ilgilen-
direcek bir yasa
normu çıkarılama-
yacağını belirtiyor.
Eğer bu şekilde bir
yasa çıkarılırsa, yasamanın yargıya mü-
dahale etmiş olacağını söylüyor. Diğer ta-
raftan AİHM’nin de bu konuda çeşitli ka-
rarları var. Her iki yönden bakıldığında
da burada yasamanın yargıya bir mü-
dahalesi söz konusu. Çünkü dava süre-
cinde yasa çıkarılması, davada o ana ka-
darki bütün usul, yasa, şeklin bir kena-
ra bırakılmasını gerektirir ki bu, yasa-
manın yargıya direkt müdahalesidir.
Zimmet, terörle mücadele gibi çok özel
konularda sivil yargının kuşkusuz güç-
lü bir birikimi ve deneyimi var. Ancak o
zaman bırakın Memurin Muhakemat
Yasası da kaldırılsın, Cumhurbaşka-
nı’nın yargılanmaması için çok özel bir
düzenleme de getirilsin ki insanların
kafası karışmasın. Hepsinden önemlisi de
bugün parlamentoda tam 285 milletve-
kili hakkında çok ciddi iddialar var,
dokunulmazlıklar kaldırılsın; bu alanlara
neden dokunulmuyor. Son dönemlerde
yaptığımız tartışmalarda toplumun hu-
kuka olan inancı da zedeleniyor.”
Kazan: Sivil yargõ ele
geçirilerek darbe yapõlõyor
İstanbul Haber Servisi - Eski
İstanbul Barosu başkanlarõndan
avukat Turgut Kazan, Cumhur-
başkanõ Abdullah Gül’ün askere
sivil mahkemede yargõlanma yo-
lunu açan yasayõ onaylamasõnõn,
“sivil faşizme” gidişte bir aşama
olduğunu söyledi. Bu yasanõn as-
kerin sivil bir mahkemede yargõ-
lanacağõ anlamõna gelmediğini
ifade eden Kazan, “Sivil yargı ele
geçirilerek darbe yapılıyor. Bu-
nun meşruiyet temeli yoktur.
Yargıyı bu şekilde teslim aldığı-
nız zaman sivilleşmiş bir Türkiye
değil, başka bir üniforma ar-
dında faşizme sürüklenmiş bir
ülke olur. Demokratik değil, ko-
yu-ağır bir faşizm tehlikesi var”
dedi. Kazan, Cumhurbaşkanõ’nõn
yasayõ onaylamasõnõn, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’õn tabiri
ile AKP ile Cumhurbaşkanõ’nõn
“paslaşması” olduğunu söyledi.
Kazan, askeri yargõnõn bağõmsõz
olmadõğõnõ ve buna karşõ kendisi-
nin çok mücadele verdiğini anõm-
satarak “Bağımsız yargı sorunu
hep vardı. Ama şimdi ideolojik
temele dayalı olarak başka bir
boyut kazandı ve önemli bir öl-
çüde siyasal iktidar yargıyı tes-
lim aldı. Bizden olanlar olma-
yanlar şeklinde ayrılıyor. İktidar
kendisinden olmayan yargıç ve
savcıları yasadışı bir biçimde
dinlemeye aldı. Onlarla ilgili
soruşturma yaparak, ya bezdi-
riyor ya da tehditle susturmaya
çalışıyor. O yüzden askeri yar-
gıdan sivil yargıya geçiş diye
bir şey yoktur, tam sivil bir fa-
şizm getiriliyor. Siz yargıyı bu şe-
kilde teslim aldığınız zaman, si-
villeşmiş bir Türkiye değil baş-
ka bir üniforma altında, faşizme
sürüklenmiş bir Türkiye olur, o
yüzden tehlike büyüktür” dedi.
AKP iktidarõnõn çõkardõğõ di-
ğer yasalar, çalõşmalarõ ve basõn
yoluyla Türkiye’yi ideolojik an-
lamda tam bir teslim alma girişi-
minde olduğunu vurgulayan Ka-
zan, “demokrasiye inanıyorum
ve sivilleşme istiyorum” diyen in-
sanlarõn bu tehlikeye karşõ müca-
dele vermesi gerektiğini ifade et-
ti. Kazan bu girişimlerle ilgili
“Demokratik değildir ve bunun
arkasından koyu ve çok ağır
bir faşizm gelmektedir” dedi.
“Geriye ne kaldı” diye soran Ka-
zan, Başbakan Erdoğan’õn “Polis
rejimin teminatıdır” şeklindeki
sözlerini anõmsatarak, “Bir reji-
min teminatı polisse, faşizmdir
zaten. Klasik adı, polis devleti
eşittir faşizmdir” dedi. Kazan,
Gül yasayõ onaylamadan önce,
“onaylayacak, ancak bir açık-
lama yaparsa bu inanılmaz olur”
dediğini de anõmsatarak, Gül’ün
yerindelik incelemesi yaptõğõnõ,
imzasõnõn “yasa yerindedir” an-
lamõna geldiğini belirterek şunla-
rõ kaydetti: “Ancak ‘şunu şunu da
çõkarõn, sorun doğmasõn’ diyor-
sanız imzalayamazsınız, imza-
lamanız gerekir. Çünkü yerinde
olmadığını görmüş ve söylemiş
olursunuz. Yasanın yerinde ol-
madığını gördüğünüz, imzala-
mamanız gerektiğini gördünüz
ama buna rağmen imzaladınız.
O alttakiler hiçbir şeydir.”
Aynı takımın oyuncusu
Erdoğan’õn, “Eskiden siz pas-
laşırdınız” dediğini anõmsatan
Kazan, “Şimdi de siz paslaşı-
yorsunuz, eskiden paslaşıldığına
inanmıyorum ama bu yaklaşı-
mınızla paslaştığınızı itiraf edi-
yorsunuz. Aynı takımın iki oyun-
cusu. Altına koyduğu cümleler-
le, Gül’ün ne kadar tarafsız ol-
duğunu göstermeye çalıştı ama
bu hiç o anlama gelmiyor” dedi.
Y
argõtay Onursal Cumhuriyet
Başsavcõsõ Sabih
Kanadoğlu, yasanõn devlet
organlarõ arasõnda ileride
çekişme ve gerginliklere yol açacağõ
uyarõsõnda bulundu. Kanadoğlu,
Gül’ün yasanõn AB Katõlõm Ortaklõğõ
Belgesi’nin gereği olduğu görüşünün
gerçeği yansõtmadõğõnõ da vurguladõ.
GÜL’ÜN ONAYI
HANGİ DAVALARI
ETKİLEYECEK?
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün asker-
lerin sivil mahkemelerde yargõlanmasõna
ilişkin yasayõ onaylamasõnõn ardõndan
hangi davalarõn sivile geçeceği konusu da
gündeme geldi. Buna göre, Ankara Erya-
man’daki bir evde bulunan bombalar ve
Başbakan’a yönelik suikast planõyla gün-
deme gelen Atabeyler Çetesi’ne ilişkin da-
va, Hakkâri’nin Yüksekova ilçesine bağ-
lõ Dağlõca Köyü’ndeki taburdan kaçõrõlan
8 askerin yargõlanmasõ ve Özel Kuvvetler
Komutanlõğõ Kõşlasõ’nda inşaat yolsuzlu-
ğunu içeren Oğulbey davasõ askeri yargõ-
dan sivil yargõya geçecek.
Onaylanan yasayla askeri mahalde as-
kerler tarafõndan işlenen anayasal düze-
ne karşõ suçlar konusunda sivil yargõ tek
yetkili olacak.
İktidar kendisinden
olmayan yargõç ve savcõlarõ
yasadõşõ bir biçimde
dinlemeye aldõ. Onlarla
ilgili soruşturma yaparak, ya
bezdiriyor ya da tehditle
susturmaya çalõşõyor. O yüzden
askeri yargõdan sivil yargõya
geçiş diye bir şey yoktur, tam
sivil bir faşizm getiriliyor. Siz
yargõyõ bu şekilde teslim
aldõğõnõz zaman, sivilleşmiş
bir Türkiye değil başka bir
üniforma altõnda, faşizme
sürüklenmiş bir
Türkiye olur, o yüzden
tehlike büyüktür.
‘
Sabih Kanadoğlu
’
İstanbul Haber Servisi - Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, askerlerin sivil mahkeme-
lerde yargõlanmasõna ilişkin yasayõ onaylayan
ancak ek düzenleme yapõlmasõnõ isteyen Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül’ün “tavsiyelerini”
değerlendireceklerini söyledi.
İtalya Başbakanõ Silvio Berlusconi’nin daveti
üzerine bu ülkede yapõlan G-8 zirvesine katõlmak
üzere İtalya’ya giden Erdoğan, havaalanõnda so-
rularõ yanõtladõ. Erdoğan, askerlere sivil yargõla-
ma yolunu açan yasanõn onaylanmasõ ve tartõş-
malarõn anõmsatõlmasõ üzerine, “Konuyu değer-
lendireceğiz, gerekli adımları atacağız” dedi.
Öte yandan, askerlerin sivil mahkemelerde yar-
gõlanmasõna ilişkin yasaya yönelik değerlendir-
melerde bulunan Başbakan Yardõmcõsõ Bülent
Arınç, düzenlemenin anayasaya aykõrõ olmadõğõ-
nõ ileri sürerek “bu konuda bazı tereddütler ol-
ması halinde, silahlı kuvvetlerin disiplin anla-
yışı ve buna bağlı sebeplerle bu konuda ek dü-
zenlemeler yapılması gerektiğini” ifade etti.
Erdoğan: Gerekli
adımları atarız