22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 10 TEMMUZ 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Okkır Öldü, Hukuk Durdu... Nisan ayında İzmir TÜYAP Kitap Fuarı’nda Cum- huriyet Kitapları Standı’nda karşılaşmıştık ilk kez... Gözlerinde hüzün ve acıyı görmüştüm... Yanına yaklaşıp “Nasılsınız” diyebilmiştim sade- ce... Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklandı- ğı cezaevinde, kansere yakalanan, yaşamından umut kesilince tahliye edilen Kuddusi Okkır’ın eşiy- di Sabriye Okkır. Mevsimler gelip geçiyordu... Yaz soğuk kapıların ardından hüzün şarkıları söy- lüyordu... Kuddusi Okkır bir yıl önce öldü. Hastane koridorunda bir yatakta çekilen o gö- rüntüleri anımsayan var mı acaba? Ben anımsıyorum! Gözlerindeki ışık sönmüş, avurtları çökmüştü. Ölümü bekliyordu. Kuddusi Okkır’ın ölümünde kusurlu görülenlerin hiçbiri bu süre içinde yargıç karşısına çıkmamış. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz En- gin’in insani duyarlılığını gösteren şu açıklaması önem- senmemiş: “Devlet Okkır ailesinden özür dilemeli!” Sabriye Okkır’ın Cumhuriyet Kitapları’ndan çıkan “Cinayeti Gördüm” kitabını okudunuz mu bilmiyo- rum... Ben okudum... Sabriye Okkır diyor ki: “Eşim ölürken kimsenin kılı kıpırdamadı, hâlâ da kı- pırdamıyor. Nerede bizim hukukumuz, hukuk devle- timiz.” AKP yandaşı, dinci, tarikatçı medya neler yazma- mıştı Kuddusi Okkır için.... “Ergenekon örgütüne parasal kaynak sağlayan zen- gin işadamı...” Okkır, 23 Haziran 2007’de gözaltına alındı, sor- gusunun sonunda tutuklanarak cezaevine konuldu. Bir yıl sonra hastalandı... Okkır’ın hastalığına tanı geç konuldu. Ergenekon sanığı Okkır’ın hastalığını cezaevi yet- kilileri önemsememişti. 1 Temmuz 2008’de tahliye edildi Kuddusi Okkır. Beş gün sonra öldü! Beş parasızdı! “Zengin işadamı” diyenlerin yüreği hiç sızlamadı. Sabriye Okkır’ın yüreğinde mevsimler yanıyor... Onun sessiz çığlığını kimseler duymuyor. Gece lambalarının aydınlattığı bir ışıkta, hukuk sa- vaşımı veriyor... Sabriye Okkır, Kuddusi Okkır’a kanser tanısının geç konulduğunu, gerekli muayenelerin yapılmadığını öne sürüyor. Cezaevi ve hastane çalışanları, hastalığının orta- ya çıkmasından sonra işlem yapan yargıç ve sav- cılar hakkında suç duyurusunda bulunuyor bu ara- da. Adalet Bakanlığı soruşturma açıyor! Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu olayı inceleyip ka- rarını veriyor: “Yargıç ve savcılar hakkında soruşturmaya gerek görülmemiştir!” Hastaneye ilişkin soruşturma dosyası da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderiliyor. Sabriye Okkır bu gelişmeler üzerine Ankara İda- ri Mahkemesi’ne dava açıyor... Hastane ve cezaevlerinin bulunduğu yörelerin savcılarına gönderilen soruşturma dosyalarının va- lilerin ve kaymakamların engeline takılmasına ne denir? Bayrampaşa Devlet, Haseki, Yedikule, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi doktorlarına iliş- kin soruşturma istemi bir hukuk devletinde nasıl en- gellenebilir? Okkır ailesinin avukatı Devrim Taş, Bölge İdare Mahkemesi’ne dava açıyor... Taş diyor ki: “Bakırköy ve Haseki hastanelerine başvurularımız kabul edilmedi. Hukuk yolu böylece tıkandı. Yediku- le Hastanesi’ne itirazımız kabul edildi. Bayrampaşa Hastanesi’nden henüz sonuç alamadık. Tekirdağ Devlet Hastanesi için de valilik soruştur- ma izni vermedi. Buna hem biz hem de savcı itiraz et- ti. İtiraz sonucu Tekirdağ’da iki hastanede görevli 15 doktor hakkında iddianame hazırlandı. Resmi olarak bize tebliğ edilmese de iddianame- nin mahkeme tarafından kabul edilmediğini öğrendik.” Okkır ölümüne beş gün kala komadayken has- taneye bile alınmıyor. Kuddusi Okkır öldü, hukuk durdu! Ölen salt Kuddusi Okkır değildi... İnsanlık da ölmüştü. Kuddusi Okkır neyle suçlandığını öğrenmedi bi- le! Eşi Sabriye Okkır hukuk savaşımı veriyor! Ben Sabriye Hanım’ı İzmir’de görmüştüm ilk kez... Bir daha karşılaşmadık. Gözlerindeki o acıyı ve hüznü hiç unutmadım! Unutamam! hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com Hukukçular, Gül’ün onayõyla yürürlüğe giren yasanõn asker-sivil yargõ arasõnda kaosa neden olacağõ görüşünde ‘Gerginlikyaratacak’ İLHAN TAŞCI ANKARA - Hukukçular, Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül’ün tar- tõşmalara neden olan askerlerin si- vil mahkemelerde yargõlanmasõ- nõn yolunu açan düzenlemeyi onay- lamasõnõn ileride kaos yaratacağõ gö- rüşünde birleştiler. Yargõtay Onur- sal Cumhuriyet Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu, Cumhurbaşkanõ’nõn uzlaşma sonucu seçilmesinin öne- minin son örnekle bir kez daha ka- nõtlandõğõnõ vurgulayarak, “Devlet organlarının uyumlu ve düzenli çalışmasını sağlamakla görevli Cumhurbaşkanı’nın, tasarının demokrasiye ve yasa çalışmala- rına aykırı yasalaştırılmasına; içeriğinin anayasaya açık bir bi- çimde aykırı olduğunun ortada olmasına rağmen yasayı bir kez daha görüşülmesi için TBMM’ye göndermemesi, devlet organları arasında ileride çıkması muhte- mel yeni gerginliklere yol aça- caktır” diye konuştu. Gül’ün AB Katõlõm Ortaklõğõ Belgesi gereği düzenlemenin ya- põldõğõ görüşünün gerçeği yansõt- madõğõnõ belirten Kanadoğlu, şu de- ğerlendirmeyi yaptõ: “İleri sürülen belgede CMK’nin 250. madde- sinde düzenleme yapılması yo- lunda herhangi bir uyarı bulun- mamaktadır. Bütün ilerleme ra- porlarında ve katılım ortaklığı belgesinde üzerinde durulan yar- gı bağımsızlığının sağlanmasıdır. Yargı bağımsızlığı konusunda ne anayasada ne de yasalarda bir de- ğişiklik yapılması arzu ve isteği görülmemektedir. Korkulan ana- yasaya aykırı olan bir yasanın, mahkemeler tarafından doğru- dan uygulanabilecek anayasa hükmü karşısında ihmal edilme- si olacaktır. Bu uygulama yargı organları arasında yeni çekiş- meler ve gerginliklerin ortaya çıkmasına neden olacaktır. Bu ne- denle, yasayı onaylamadan TBMM’ye iade etmek yerine, uygulama olanağı bulunmayan telkin ve tavsiyeden ileri gitmeyen gerekçelerle onaylama yoluna gi- dilmesi öyle sanıyorum ki Cum- hurbaşkanı’nı tarihe karşı so- rumlu hale getirecektir. Telkin so- rumluluktan kurtulmak için bu- lunan bir yoldur ama sonuç ver- mez.” Mahkemeler Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilir Eski MSB Başhukuk Müşaviri Cavit Çalış, “Cumhurbaşkanı eksikliklerin giderilmesi gereki- yor diyor ama yasayla çözülecek bir şey yok. Anayasanın 145. maddesinde düzenleme yapıl- madıkça yasal kurallarla sorunu gidermek mümkün değil” dedi. Çalõş, şunlarõ söyledi: “Askeri ve sivil mahkemeler aynı olayda kendilerini görevli sayabilir. O zaman olumlu uyuş- mazlık çıkar. Tersi de olabilir. Si- vil mahkeme, askeri; askeri mah- keme de sivil yargıyı görevli sayar. Bu durumda da olumsuz uyuş- mazlık çıkabilir. Sorunu uyuş- mazlık mahkemesi çözecektir. Gerek askeri, gerekse sivil mah- kemeler, değişikliğin anayasaya aykırılığını gündeme getirerek, Anayasa Mahkemesi’ne başvu- rabilir. Örneğin Şemdinli dava- sında başvurulur.” Çalõş, 250. maddenin atõf yaptõğõ suçlarõn kapsamõnõn çok fazla ol- duğuna dikkat çekerek, “Emre ita- atsizliğe teşvik, askerlikten so- ğutma, askeri şahsın bir yaban- cıya bilgi sızdırması (casusluk) gi- bi suçlara sivil mahkeme niye baksın?” dedi. İnceletmesi de olumlu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Cumhurbaşkanõ’nõn ilk kez bir ya- sayõ ciddiyetle incelettiğini, bunda da Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ’un etkisinin açõk ol- duğunu söyledi. Kaboğlu, “AKP’nin kayıt bürosu gibi çalı- şıyordu. O bakımdan inceletmiş olması olumlu bir adım” dedi. Gül’ün yasayõ onaylarken işaret et- tiği değerlendirmelerin Resmi Ga- zete’de bile yayõmlanmayacak not- lar olduğunu vurgulayan Kaboğlu, “Manevi bakımdan hükümete ve yasama organına yol gösterici bir açıklama olarak alınabilir. Yok- sa hukuki, anayasal değeri olan bir açıklama değildir” dedi. TBB BAŞKANI ÖZOK: Anayasaya, AİHS’ye ve AİHM’ye aykırı MELTEM YILMAZ Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanõ Özdemir Özok, asker kişilerin sivil mah- kemelerde yargõlanmasõnõn önünü açan yasanõn; hükümet kanadõnõn iddia ettiğinin aksine Avrupa İnsan Haklarõ Mahkemesi (AİHM) kararlarõ ile Avrupa İnsan Hakla- rõ Sözleşmesi’nin (AİHS) 6. maddesine ay- kõrõ olduğunu belirtti. Konuyla ilgili sorularõmõzõ yanõtlayan Özok, TBB’nin hazõrladõğõ anayasa tasla- ğõnda askeri yargõya ilişkin düzenlemele- rin bulunduğunu da belirtti. Özok şöyle de- vam etti: “2002 ile 2007’de çıkardığımız anayasa taslağımızda yargı birliği, Askeri Yargıtay’ın görevlerinin sınırlandırılması ile askeri mahkemenin tamamen asker- likle ilgili doğrudan görevini yapması ko- nusunda görüşlerimizi ortaya koyduk. Ancak 26 Haziran 2009 tarihinde, askeri yargıçların görevlerini sınırlayan ve as- ker kişilerin sivil yargıda yargılanması olanağını veren 5918 sayılı yasanın çı- karılma biçimi bizim bugüne kadar sa- vunduklarımızdan çok farklı.” ‘Yargıya müdahale etmiş olur’ AKP hükümetinin, hiçbir kişi ve ku- rumdan görüş almadan, taraflarõyla görüş- meden bir gecede gündeme getirdiği bu ya- sanõn anayasaya aykõrõlõğõnõn yanõnda; AİHS’nin adil yargõlanma hakkõnõ düzen- leyen 6. maddesine aykõrõ ve AİHM ka- rarlarõna zõt olduğu- nu ifade ederek, şun- larõ kaydetti: “AİHS’nin 6. mad- desi yargılaması, so- ruşturması, kovuş- turması devam eden bir olayla ilgi- li o davayı ilgilen- direcek bir yasa normu çıkarılama- yacağını belirtiyor. Eğer bu şekilde bir yasa çıkarılırsa, yasamanın yargıya mü- dahale etmiş olacağını söylüyor. Diğer ta- raftan AİHM’nin de bu konuda çeşitli ka- rarları var. Her iki yönden bakıldığında da burada yasamanın yargıya bir mü- dahalesi söz konusu. Çünkü dava süre- cinde yasa çıkarılması, davada o ana ka- darki bütün usul, yasa, şeklin bir kena- ra bırakılmasını gerektirir ki bu, yasa- manın yargıya direkt müdahalesidir. Zimmet, terörle mücadele gibi çok özel konularda sivil yargının kuşkusuz güç- lü bir birikimi ve deneyimi var. Ancak o zaman bırakın Memurin Muhakemat Yasası da kaldırılsın, Cumhurbaşka- nı’nın yargılanmaması için çok özel bir düzenleme de getirilsin ki insanların kafası karışmasın. Hepsinden önemlisi de bugün parlamentoda tam 285 milletve- kili hakkında çok ciddi iddialar var, dokunulmazlıklar kaldırılsın; bu alanlara neden dokunulmuyor. Son dönemlerde yaptığımız tartışmalarda toplumun hu- kuka olan inancı da zedeleniyor.” Kazan: Sivil yargõ ele geçirilerek darbe yapõlõyor İstanbul Haber Servisi - Eski İstanbul Barosu başkanlarõndan avukat Turgut Kazan, Cumhur- başkanõ Abdullah Gül’ün askere sivil mahkemede yargõlanma yo- lunu açan yasayõ onaylamasõnõn, “sivil faşizme” gidişte bir aşama olduğunu söyledi. Bu yasanõn as- kerin sivil bir mahkemede yargõ- lanacağõ anlamõna gelmediğini ifade eden Kazan, “Sivil yargı ele geçirilerek darbe yapılıyor. Bu- nun meşruiyet temeli yoktur. Yargıyı bu şekilde teslim aldığı- nız zaman sivilleşmiş bir Türkiye değil, başka bir üniforma ar- dında faşizme sürüklenmiş bir ülke olur. Demokratik değil, ko- yu-ağır bir faşizm tehlikesi var” dedi. Kazan, Cumhurbaşkanõ’nõn yasayõ onaylamasõnõn, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn tabiri ile AKP ile Cumhurbaşkanõ’nõn “paslaşması” olduğunu söyledi. Kazan, askeri yargõnõn bağõmsõz olmadõğõnõ ve buna karşõ kendisi- nin çok mücadele verdiğini anõm- satarak “Bağımsız yargı sorunu hep vardı. Ama şimdi ideolojik temele dayalı olarak başka bir boyut kazandı ve önemli bir öl- çüde siyasal iktidar yargıyı tes- lim aldı. Bizden olanlar olma- yanlar şeklinde ayrılıyor. İktidar kendisinden olmayan yargıç ve savcıları yasadışı bir biçimde dinlemeye aldı. Onlarla ilgili soruşturma yaparak, ya bezdi- riyor ya da tehditle susturmaya çalışıyor. O yüzden askeri yar- gıdan sivil yargıya geçiş diye bir şey yoktur, tam sivil bir fa- şizm getiriliyor. Siz yargıyı bu şe- kilde teslim aldığınız zaman, si- villeşmiş bir Türkiye değil baş- ka bir üniforma altında, faşizme sürüklenmiş bir Türkiye olur, o yüzden tehlike büyüktür” dedi. AKP iktidarõnõn çõkardõğõ di- ğer yasalar, çalõşmalarõ ve basõn yoluyla Türkiye’yi ideolojik an- lamda tam bir teslim alma girişi- minde olduğunu vurgulayan Ka- zan, “demokrasiye inanıyorum ve sivilleşme istiyorum” diyen in- sanlarõn bu tehlikeye karşõ müca- dele vermesi gerektiğini ifade et- ti. Kazan bu girişimlerle ilgili “Demokratik değildir ve bunun arkasından koyu ve çok ağır bir faşizm gelmektedir” dedi. “Geriye ne kaldı” diye soran Ka- zan, Başbakan Erdoğan’õn “Polis rejimin teminatıdır” şeklindeki sözlerini anõmsatarak, “Bir reji- min teminatı polisse, faşizmdir zaten. Klasik adı, polis devleti eşittir faşizmdir” dedi. Kazan, Gül yasayõ onaylamadan önce, “onaylayacak, ancak bir açık- lama yaparsa bu inanılmaz olur” dediğini de anõmsatarak, Gül’ün yerindelik incelemesi yaptõğõnõ, imzasõnõn “yasa yerindedir” an- lamõna geldiğini belirterek şunla- rõ kaydetti: “Ancak ‘şunu şunu da çõkarõn, sorun doğmasõn’ diyor- sanız imzalayamazsınız, imza- lamanız gerekir. Çünkü yerinde olmadığını görmüş ve söylemiş olursunuz. Yasanın yerinde ol- madığını gördüğünüz, imzala- mamanız gerektiğini gördünüz ama buna rağmen imzaladınız. O alttakiler hiçbir şeydir.” Aynı takımın oyuncusu Erdoğan’õn, “Eskiden siz pas- laşırdınız” dediğini anõmsatan Kazan, “Şimdi de siz paslaşı- yorsunuz, eskiden paslaşıldığına inanmıyorum ama bu yaklaşı- mınızla paslaştığınızı itiraf edi- yorsunuz. Aynı takımın iki oyun- cusu. Altına koyduğu cümleler- le, Gül’ün ne kadar tarafsız ol- duğunu göstermeye çalıştı ama bu hiç o anlama gelmiyor” dedi. Y argõtay Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu, yasanõn devlet organlarõ arasõnda ileride çekişme ve gerginliklere yol açacağõ uyarõsõnda bulundu. Kanadoğlu, Gül’ün yasanõn AB Katõlõm Ortaklõğõ Belgesi’nin gereği olduğu görüşünün gerçeği yansõtmadõğõnõ da vurguladõ. GÜL’ÜN ONAYI HANGİ DAVALARI ETKİLEYECEK? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün asker- lerin sivil mahkemelerde yargõlanmasõna ilişkin yasayõ onaylamasõnõn ardõndan hangi davalarõn sivile geçeceği konusu da gündeme geldi. Buna göre, Ankara Erya- man’daki bir evde bulunan bombalar ve Başbakan’a yönelik suikast planõyla gün- deme gelen Atabeyler Çetesi’ne ilişkin da- va, Hakkâri’nin Yüksekova ilçesine bağ- lõ Dağlõca Köyü’ndeki taburdan kaçõrõlan 8 askerin yargõlanmasõ ve Özel Kuvvetler Komutanlõğõ Kõşlasõ’nda inşaat yolsuzlu- ğunu içeren Oğulbey davasõ askeri yargõ- dan sivil yargõya geçecek. Onaylanan yasayla askeri mahalde as- kerler tarafõndan işlenen anayasal düze- ne karşõ suçlar konusunda sivil yargõ tek yetkili olacak. İktidar kendisinden olmayan yargõç ve savcõlarõ yasadõşõ bir biçimde dinlemeye aldõ. Onlarla ilgili soruşturma yaparak, ya bezdiriyor ya da tehditle susturmaya çalõşõyor. O yüzden askeri yargõdan sivil yargõya geçiş diye bir şey yoktur, tam sivil bir faşizm getiriliyor. Siz yargõyõ bu şekilde teslim aldõğõnõz zaman, sivilleşmiş bir Türkiye değil başka bir üniforma altõnda, faşizme sürüklenmiş bir Türkiye olur, o yüzden tehlike büyüktür. ‘ Sabih Kanadoğlu ’ İstanbul Haber Servisi - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, askerlerin sivil mahkeme- lerde yargõlanmasõna ilişkin yasayõ onaylayan ancak ek düzenleme yapõlmasõnõ isteyen Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül’ün “tavsiyelerini” değerlendireceklerini söyledi. İtalya Başbakanõ Silvio Berlusconi’nin daveti üzerine bu ülkede yapõlan G-8 zirvesine katõlmak üzere İtalya’ya giden Erdoğan, havaalanõnda so- rularõ yanõtladõ. Erdoğan, askerlere sivil yargõla- ma yolunu açan yasanõn onaylanmasõ ve tartõş- malarõn anõmsatõlmasõ üzerine, “Konuyu değer- lendireceğiz, gerekli adımları atacağız” dedi. Öte yandan, askerlerin sivil mahkemelerde yar- gõlanmasõna ilişkin yasaya yönelik değerlendir- melerde bulunan Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç, düzenlemenin anayasaya aykõrõ olmadõğõ- nõ ileri sürerek “bu konuda bazı tereddütler ol- ması halinde, silahlı kuvvetlerin disiplin anla- yışı ve buna bağlı sebeplerle bu konuda ek dü- zenlemeler yapılması gerektiğini” ifade etti. Erdoğan: Gerekli adımları atarız
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle