21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 HAZİRAN 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA Elektronik posta: denizsomocumhuriyet.com.tr www.denizsom.com Tel: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60 Toprak Erol Barutçugil: "Recep'ten vatan tanımı: i ' j Toprak, eğer j [ ucuza satan veya 49 yıllığına kiralayan varsa vatandır." s Obama, Mısır'da J; Kuran'dan ayetler 5 okudu. Jo Küresel din >• tüccarı! SAYILI günler çabuk geçer hesabı; bir haftalık aradan sonra Vaziyet'te tekrar birlikteyiz. Bilgisayarın başına geçtik, Vaziyet'i açacağız fakat o da ne? Islam âleminin son halife adayı Fatlh Sultan Recep, ferman buyurmuş, televizyonlarda tellallar davul çalıp bağırıyor: "Ey ahali, duyduk duymadık demeyin. Bundan böyle Akepe'ye Ak Parti demeyen edepsiz sayılacaktır" buyurdu! Edep ya hu! Sultana bir haller olmuş belli. Sultan hazretleri Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdikleri dosyada partinin kısa adının "AK Parti" olduğunu söylüyor ama kapatma davası üzerine Anayasa Mahkemesi'ne verdikleri dosyanın üzerine "AKP" yazdıklarını nedense söylemiyor. Tarih boyunca gelmiş geçmiş bütün sultanlar, şahlar, krallar gibi bizimki de işine geldiği gibi konuşuyor. Sultan velev ki Edep ya hu!doğru konuşuyor ve partisinin kısaltması AK Parti olsun diyelim. Peki, biz bu kısaltmayı "Ak parti" diye mi okuyacağız? Birkaç "okuma" örneği: Avrupa Birliği'nden önce Avrupa Topluluğu vardı ve kısa adı AT'tı. Biz buna "Ate" diyorduk, "At" diye okumuyorduk. Bugün Avrupa Birliği'nin kısaltması AB'yi "Ab" diye seslendirmiyoruz, "Abe" diyoruz. 12 Eylül darbecilerinin kapattığı Adalet Partisi'nin kısa yazılışı AP'tı. Kimse "Ap" demezdi, partinin kısa okunuşu "Ape"ydi. VVashington'un ricası üzerine 12 Eylül darbecilerinin kuruluşuna ve dolayısıyla genel seçime katılmasına izin verdikleri Anavatan Partisi'nin ilk kısa adı "ANA Parti"ydi ve Nazi Almanyası'nda papaz Martin Niemöller'in günlüğünden: "Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geidiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı." fakat "Anap" okunuyordu. Kısaltmayı ANA Parti yapanların asıl amacı kendilerine "Ana parti" dedirtmek ve partilerin anası olmaktı. Ama olmadı. Halk yutmadı. Halk "Ana pe" de demedi, "Ana parti" de demedi. Kendilerini akıllı sananlar bir süre sonra partinin kısa adını "ANAP"a dönüştürmek zorunda kaldı. Şimdilerde sultan hazretleri AK'ı yani Adalet'in "a"sı ile "Kalkınma"nın "ke"sini bize "Ak" diye okutturmaya çalışıyor. Ama halk yine yutmuyor. "AK Parti" de yazılsa "AKP" de yazılsa yüzyıllar boyu Türkçeyi yaşatan halk sultanın partisine "Akepe" diyor. Bu bakımdan sultan ferman buyurup tellallara "Akepe'ye Ak parti demeyen edepsizdir" diye boşuna davul çaldırmasın. Bir yere varamaz. Anadolu halkından alacağı yanıt yüzyıllardan süzülüp gelen sözdür: Edep ya hu! Gık A. Tarık Emre: "Siyasetteki hocası Erbakan için af §§ üniversitedeki A . hocası Manisalı için gıkını çıkarmadı." Arka Ertan Somunkıran: "RTÜK Başkanı 'Arkamda Başbakan var' fl demiş. Biliyoruz J Başbakanın arkasında da RTÜK Başkanı var!" SESSİZ SEDASIZ (!) Sami Evren'e mesaj var POLİS, Kamu Emekçileri Sendikasıları Konfederasyonu'na (KESK) bağlı bazı sendikaları bastı bazı sendikacıları derdest edip götürdü. KESK Başkanı Sami Evren "Sendikacılar, adresi belli insanlar, çağrılsalar gidip ifade verirler; bu tür bir uygulama hukuk devletinde olmaz" gibisinden demeçler verdi. Eğitimci Mustafa Uzunali de bunun üzerine Sami Evren'e yanıt verme gereği duydu: "Yaklaşık iki yıldır bu ülkenin yüz akı aydınları sabahın köründe evlerinden alınıp götürülürken, sizler hatırladığım kadarıyla 'nereye kadar giderse gidilmeli' buyuruyordunuz. Aydınlanma bilgesi llhan Selçuk için, Atatürk'ün kızı Türkan Saylan için, Mustafa Balbay için, Erol Manisalı için ve daha nice aydınlarımız için nedense hiç sesinizi çıkartmadınız. Sendikalarınız basılınca, sendikacılarınız götürülünce sizin sesinizi duyurmanıza, yakınmalarınızı kamuoyuna yansıtmanıza en çok yardımcı olan medya kuruluşu ise şu işe bakın ki "darbeci terör örgütü"nün fikri lideri llhan Selçuk'un yönetimindeki Cumhuriyet gazetesi oldu. Bu arada umarım, size bağlı bazı sendikaların bazı şubelerine olduğu gibi sizin başkanlık büronuza da "faşist darbeci" olduğu gerekçesiyle Cumhuriyet gazetesi alınmıyor değildir! ÇED KOŞESI OKTAY EKİNCİ 'Dünya Çevre Günü'nde Kazdağı ve Taşmektep.. Geçen cııma kutlanan "Dünya Çevre Günü", 5 Haziran 1972'deki ilk "BM Çevre ve Kal- kınma Konferansı"nı anımsa- makiçindir... Armstrong 1969'da ayak bas- tığı Ay'dan uzayın sonsuz karan- lığındaki "küçücük" dünyaya ba- kınca; insanoğlu, "gidecek başka yer olmadığı"nı ilk kez "gö- zü"ylegörmüştü... O tarihsel bakış, "yaşam kay- naklarının tüketilmemesi" bilin- cini yarattı ve 3 yıl sonraki "ilk" çevre konferansında denildi ki; "Kaikınma doğa ve kültür ya- şatılarak gerçekleşmeli; bunu önleyen sömürgecilik terk edil- melidir..." Siz hiç 5 Haziranlarda bu sözle- ri duydunuz mu? Çevreyi hep "çocuklara hava- le eden siyasiler"in, örnegin "BM kararları gereğince antik kent- ler barajlara kurban edilemez; Iznik Gölü'nde ABD fabrikası için özd yasa çıkartınak ayıptır; yeşil alana gökdelcn izni kente karşı suçtur..." dediklerini duy- dunuzmu?.. Kazdağı Bildirgesi Sömürgeci siyaset 5 Haziran'ı sadece "fldan diknıe; çiçek sula- Duyarsızhğın kurbanı Taşmektep. TMMOB bölgenin uygarlık kim- liğini şöyle tanımlıyor: "Kazdağları açık müzedir. Mitolojidir, Homeros'tur, îlya- da'dır, Odysseia'dir, Helen'dir, Paris'tir, Ahllleus'tur. Hek- tor'dur, Zeus'tur, lda'dır, Olimpos'tur, Troya'dır.. yedi bin yıllık kültür tarihidir. Skep- sis, Gergis, Parion, Priapos, Tro- ya ve Assos'la birlikte 200'den fazla antik kent, yerleşim yeri ve tümülüs bulunmaktadır..." Başta, Çanakkale'ye "Hektor heykeli"ni önererek herkesi heye- canlandıran Kültür ve Turizm Ba- kara Ertuğrul Günay olmak üze- re, tüm sonımluların bu seslenişe "haklısınız" demeleri gerekmiyor mu? Türkıye'nin bu yıl ulusa ve in- sanlığa "Dünya Çevre Günü ar- mağanı", madencileri Kazda- ğı'ndan uzaklaştırmak olmalıdır... 'Bakırköy Kaymakamı'(!) Çanakkale bu duyarlılığı özler- ken, îstanbul'un Bakırköy ilçe- sinde 1864'te yapılmış "Taşmek- tep" de "bakımsız"lığın kurbanı oldu. Fransız mimar Kont Alleon'un tasanmı "eğitim tarihimizin bel- lek mirası"yla ilgili "yangından daha talihsiz açıkla- ma"yı ise Kaymakam Dursun AIi Şahin yaptı. Kültür yoksunu imar politikalannı sorgulamak dururken, haksız yere Ko- ruma Kurulu'na yüklenen Kaymakam'ın; "Esas so- rumlu Anıtlar Kurulu; cezayı hak eden onlar... 4-5 yıldır birçok proje sunmamıza rağmen hâ- lâ bir netice alanıadık..." ma"yla geçiştirirken, çevreyi "boş zaman'Marında değil, "ya- şamsal" yoğunlukta savunanlar "Çanakkale eylemlerp'ndeydi- ler. Çanakkale, Çan. Yenice. Bay- ranıiç, Gelibolu, Biga, Ezine vc Karabiga'da meydaıılara çıkan "Çanakkale Çevre Platfornıu" katılımcıları şöyle seslendiler: "Kazdağları ve yöresinde halk, tarım ve hayvancıukla ge- çinir. Bereketli topraklarımızda yılda üç ürüıı alınır. Yaşam alanlarımız ve su kaynakları- nıı/, uluslararası tekellerin daha çok kâr hırsı için altın madenci- liğine ve termik santrallara kur- ban edilmek isteniyor. Kazdağ- ları 'altın'dan daha değerlidir. Beş yıldır sondajlarını sürdürcn tekeller bugün ürctim aşanıa- smdalar. Kazdağları1 nın vc yö- remizin nıadcn ocağına çevril- nıesine izin vermeyeceğiz." Akademik Odalar Birliği, Zira- at Odası, Türk-lş, DİSK, KESK, TEMA, ÇYDD, Tükoder ve demesi, hüzün verici değil midir? Hiçbir Konıma Kurulu, tarihî mirasın "özgünlüğünü bozma- yan" onanm projcsini bekletmez; tersine hemen onaylar ve uygu- lanmasını ister. Hiçbir Konıma Kurulu da kül- tür varlığmı "koruma adma tah- rip edecek" projeleri onaylamaz; "düzeltilmesi"ni ister vc sabırla bekler... Acaba Kaymakam Bey'in pro- jesi "nasıl"dı dersiniz? Hangi ge- rekçeyle uygun görülmedi; neden doğru bir proje üretil(e)medi? Bir kamu yöneticisinm, kamu adma tarihi korumaya çalışanlann saygınlığını "haksız" söylemlerle zedelemesi, Taşmekteplerimizin nasıl sahipsız kaldığını da kamtlı- yor... Her şeye rağmen Dünya Çevre Günü, insanlığın 1972'deki du- yarlılığını anımsattığı için yine de umut veriyor... [email protected] KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behlcakCyahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI kamllmasaracl9gmall.com HARBt SEMtHPOROY (ÇOPLUK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.Junkldz.com NE O ŞİMDİ DE BU MU /AODA OLDU? HAYATINIZ FANTAZİ B£! TARlHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 7 Haziraıı CENAZB UASAN PAŞA ! 1?89'PA BUGUN, CENA2E HASAN P/4ŞA SAD/S/S OLMUÇTTl. D/IHA ÖNCEKI GÖK£Vt-EKİNDE GÖSTERMESl NEPENİYLE M\ SELİA4 SAOA/SerE ATMNAN UASAN PAf/), o GüNtS&PE AĞ/G f/Asmyo/. PADIŞ-AHIN GÖN- & H/L'AT/ Qç4F7XN) &//.E ?>4r/4eiNM Gİ- İ. /ŞTE,8U OtA>y, OMA "CBMAZE" C4- 77tfi:/t-MA.£r/wı yoc AÇMffr/. ASLEN ÇERKEZ Sltf KÖLEyKEN OEVLEr/N ÖMOE GELEAJ rÜ/eSELEN t/ASA/J PAŞA 'NIN GEÇMİŞTI. KUWE7X.ER.iyLS YEMİLGİL.E&LE SONUÇ- 6 AY SflE SÜRMErEN GÖREVİNOEN 17 PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU 'Edepsizlik' Biz edepsizmişiz; Başbakan öyle diyor. Partisi- nin adını "Ak Parti" değil de AKP olarak kısaltma- mıza çok öfkelenmiş, öfkesi de diline vurmuş. Mus- tafa Nihat Özön'ün Osmanlıca-Türkçe Sözlük'üne baktım, "edep", "a) Terbiye, güzel ahlak, iyi davra- nış, b) incelik, kibaıiık, c) utanma" karşılığı olarak kul- lanılıyor. Bu durumda "edepsiz" sözcüğü, "terbi- yesiz, kötü ahlaklı, fena davranışlı, kaba, nobran ve utanmaz" anlamına geliyor. Pek öyle yenilip yutu- lan cinsinden sıfatlar değil bunlar. Birbaşkası söy- lese bayağı bozulur insan ama Başbakan'ın bu tür- den öfke nöbetlerine alıştığımızdan gülüp geçiyo- ruz. Her söylediğini ciddiye alacak olsak vay hali- mize, bu "edepsiz" yakıştırması da böyle bir şey iş- te, bana değmesin diye hafiften yana kaydım, te- ğet geçip gitti, kim bilir kime yapıştı. Başbakan'ın ilginç bir kişilik yapısı var, müthiş inatçı bir insan. Kendi inandığına başkalan da inan- sın istiyor. AKP'ye ille de "Ak Parti" denmesini is- temesi de böyle bir şey. AKP'ye "ak" demenin ak- lı başında bir insan için çok zor, hatta olanaksız ol- duğunu görmek, anlamak istemiyor. AKP örgütünü, AKP'li belediyeleri bir yana bıra- kalım AKP milletvekilleri, bakanları ve bizzat ken- disi hakkında biriken suçlama dosyalan dağ olmuş, "yargıya intikalini" bekliyorlar. Ama intikal edemi- yorlar, çünkü dokunulmazlık zırhı tarafından koru- nuyorlar. Dolayısıyla ak mıdırlar, yoksa kara mıdır- lar, bilemiyoruz. • • • Dosyalan aşağıya çıkardım. Bunlar geçen yasa- ma döneminden devredilen, hazırlık komisyonun- da görüşülrnüş fakat raporları yazılmadan raflara di- zilmiş olanları, yani tamamı değil. "ûzel evrakta sahtecilik ve 2820 sayılı Siyasi Par- tilerKanunu'na muhalefet": Abdülkadir Aksu, Öz- kan Öksüz. "2886 sayılı Devlet Ihale Kanunu'na muhalefet": Akif Gülle. "Basın yoluyla halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek açıkça tahrik etmek": Dengir Mir Mehmet Fırat. "Haka- ret": Dengir Mir Mehmet Fırat. "Görevi kötüye kul- lanmak": Asım Aykan (3 dosya), Metin Kaşıkoğ- lu, Mehdi Eker. "Müteselsilen görevde yetkiyi kö- tüye kullanmak": Ayhan Sefer Ustün. "Müessir fi- il": Mehmet Salih Erdoğan. "Yetkili mercilerin emirlerine riayetsizlik": Ahmet Koca (2 dosya), Sa- it Açba. "Havaya silahla ateş etmek": Eyüp Fatsa, Enver Yılmaz. "Telefonla tehdit": Abdullah Çetin- kaya. "Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu yarala- maya sebebiyet vermek": Mikail Arslan. "298 sa- yılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütük- leri Hakkında Kanuna Muhalefet": Sadullah Ergin, Nihat Ergün (2 dosya), Osman Pepe, Muzaffer Baştopçu, Mehmet Sarı, Mehmet Ceylan (2 dos- ya), Polat Türkmen, Ismail Özgün, Ahmet Gök- han Sarıçam, Fazlı Özdoğan, Eyüp Fatsa. "Gö- revli memura hakaret ve tehdit", "tedbirsizlik ve dik- katsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek": Hüsnü Ordu (3 dosya). "2908 sayılı Dernekler Kanunu'na muhalefet": Polat Türkmen. "Izinsiz propaganda yapmak": Ali Er. Devam edelim: "Gerçeğe aykın mal beyanında bulunmak": Po- lat Türkmen. "Izinsizpropaganda yapmak": Ali Er. "Ihaleye fesat karıştırmak" ve "zimmet, kamu taşı- ma biletlerindekalpazaniık, resmievrak ve kayıtlar- da sahtecilik ile cürûm işlemek için teşekkül oluş- turmak": Idris Naim Şahin (2 dosya). "Bir kısım kooperatiflere usulsüzarsa tahsis etmek": Mehmet Sekmen. "Evrakta sahtekârlık ve kamu kurumunu dolandırmak": Abdurrahman Müfit Yetkin. "273 sayılı Vergi Usul Kanunu'na muhalefet": Abdur- rahman Müfit Yetkin, Kemal Unakıtan (2 dosya). "Görevi ihmal": Mehmet Sekmen, Recep Tayyip Erdoğan. "Zimmet, kamu taşıma biletlerinde kal- pazanlık, resmi evrak ve kayıtlarda sahtecilik ile cü- rûm işlemek için teşekkül oluşturmak": Recep Tay- yip Erdoğan, Mustafa Açıkalın, Idris Naim Şa- hin, Mikail Arslan. "Basın yoluyla Cumhurbaşka- nı'na hakaret": Bayram özçelik. "özelevrakta sah- tecilik": Mehmet Emin Tutan, Ali Temür. "1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'na muhalefet": Zeyid Aslan. • • • Burada söz veriyorum, AKP TBMM Grubu kürsü özgürlüğü dışında dokunulmazlıklann kaldırılması doğrultusunda oy kullansın, suçlanan milletvekille- rine, bakanlara, Başbakan'a yargı yolu açılsın, yar- gılanıp aklansınlar, o zaman AKP'ye "Ak Parti" de- mezsem edepsizim. Tamam mı? [email protected] www.denizkavukcuogluyazilarl.blogspot.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Gönül okşayıcı -j söz. 2/ Kırık ke- „ mikleri bir arada ^ tutmak için kulla- 3 nılan nesne... Ku- A maşla astar arasına konularak giysinin 5 dik durmasını sağ- 6 layan kolalı bez. 3/ y Letonya'nın para birimi... Büyük 8 bakraç. 4/Utanma, 9 hayâ... Kirli işler yapan bir çetenin başı. 5/ Japonlara özgü çiçek dü- zenleme sanatı. 6/ lri bir hıyar cinsi... Lantan ele- mentinin simgesi. II Ka- yık, mavna ve küçük ge- milerin kalafata çekildik- leri yer... Üstü kapalı pa- zaryeri. 8/ Atılgan, gözü pek... Kimi oyunlarda vurmak için kullanılan düğümlenmiş mendil. 9/ "Çobanaldatan" da denilen, uzun kuyruklu bir kuş. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ tri ve boru biçiminde beyaz ya da san renkli çiçeği olan bir süs bitkisi... Yarık, yırtık. 2/ "Denizayısı" da denilen birfokcinsi... Güzel kadın. 3/ Eskişehir yöresi- ne özgü, çubuk biçiminde yapılan bir cins helva... Tuz- lanıp kurutulmuş yiyecek. 4/ Polonya'nm plaka imi... Maharet. 5/ Doğu Karadeniz'in dağlık kesimlerinde ya- şayanlann giydiği, bacağı çorap gibi saran bir tür çizme. 6/ Saygınlık... Uzaklık işareti. II Bataklık gazı... Saz ya da kamıştan yapılmış kulübe. 8/ Yüce, yüksek... Akdeniz Bölgesi'nde bir akarsu. 9/ Hizmet hayvanlannın ayağı- na çakılan demir... Meydan.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle