Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 HAZİRAN 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
Elektronik posta: denizsomocumhuriyet.com.tr www.denizsom.com Tel: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60
Toprak
Erol Barutçugil:
"Recep'ten
vatan tanımı: i ' j
Toprak, eğer j [
ucuza satan veya
49 yıllığına kiralayan
varsa vatandır."
s Obama, Mısır'da
J; Kuran'dan ayetler
5 okudu.
Jo Küresel din
>• tüccarı!
SAYILI günler çabuk geçer hesabı; bir haftalık
aradan sonra Vaziyet'te tekrar birlikteyiz.
Bilgisayarın başına geçtik, Vaziyet'i açacağız fakat
o da ne? Islam âleminin son halife adayı Fatlh
Sultan Recep, ferman buyurmuş, televizyonlarda
tellallar davul çalıp bağırıyor: "Ey ahali, duyduk
duymadık demeyin. Bundan böyle Akepe'ye Ak
Parti demeyen edepsiz sayılacaktır" buyurdu!
Edep ya hu!
Sultana bir haller olmuş belli.
Sultan hazretleri Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı'na verdikleri dosyada partinin kısa
adının "AK Parti" olduğunu söylüyor ama
kapatma davası üzerine Anayasa Mahkemesi'ne
verdikleri dosyanın üzerine "AKP" yazdıklarını
nedense söylemiyor. Tarih boyunca gelmiş
geçmiş bütün sultanlar, şahlar, krallar gibi bizimki
de işine geldiği gibi konuşuyor. Sultan velev ki
Edep ya hu!doğru konuşuyor ve partisinin kısaltması AK Parti
olsun diyelim. Peki, biz bu kısaltmayı "Ak parti"
diye mi okuyacağız?
Birkaç "okuma" örneği: Avrupa Birliği'nden
önce Avrupa Topluluğu vardı ve kısa adı AT'tı.
Biz buna "Ate" diyorduk, "At" diye okumuyorduk.
Bugün Avrupa Birliği'nin kısaltması AB'yi "Ab"
diye seslendirmiyoruz, "Abe" diyoruz. 12 Eylül
darbecilerinin kapattığı Adalet Partisi'nin kısa
yazılışı AP'tı. Kimse "Ap" demezdi, partinin
kısa okunuşu "Ape"ydi. VVashington'un ricası
üzerine 12 Eylül darbecilerinin kuruluşuna ve
dolayısıyla genel seçime katılmasına izin verdikleri
Anavatan Partisi'nin ilk kısa adı "ANA Parti"ydi ve
Nazi Almanyası'nda papaz Martin Niemöller'in
günlüğünden: "Önce sosyalistleri topladılar,
sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist
değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi
çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra
Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü
Yahudi değildim. Sonra beni almaya geidiler;
benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı."
fakat "Anap" okunuyordu. Kısaltmayı ANA Parti
yapanların asıl amacı kendilerine "Ana parti"
dedirtmek ve partilerin anası olmaktı. Ama
olmadı. Halk yutmadı. Halk "Ana pe" de demedi,
"Ana parti" de demedi. Kendilerini akıllı sananlar
bir süre sonra partinin kısa adını "ANAP"a
dönüştürmek zorunda kaldı. Şimdilerde sultan
hazretleri AK'ı yani Adalet'in "a"sı ile
"Kalkınma"nın "ke"sini bize "Ak" diye
okutturmaya çalışıyor. Ama halk yine yutmuyor.
"AK Parti" de yazılsa "AKP" de yazılsa yüzyıllar
boyu Türkçeyi yaşatan halk sultanın partisine
"Akepe" diyor. Bu bakımdan sultan ferman
buyurup tellallara "Akepe'ye Ak parti demeyen
edepsizdir" diye boşuna davul çaldırmasın. Bir
yere varamaz. Anadolu halkından alacağı yanıt
yüzyıllardan süzülüp gelen sözdür:
Edep ya hu!
Gık
A. Tarık Emre:
"Siyasetteki hocası
Erbakan için af
§§ üniversitedeki
A . hocası Manisalı
için gıkını
çıkarmadı."
Arka
Ertan Somunkıran:
"RTÜK Başkanı
'Arkamda
Başbakan var' fl
demiş. Biliyoruz J
Başbakanın
arkasında da RTÜK
Başkanı var!"
SESSİZ SEDASIZ (!) Sami Evren'e mesaj var
POLİS, Kamu Emekçileri
Sendikasıları Konfederasyonu'na
(KESK) bağlı bazı sendikaları bastı
bazı sendikacıları derdest edip
götürdü. KESK Başkanı Sami
Evren "Sendikacılar, adresi belli
insanlar, çağrılsalar gidip ifade
verirler; bu tür bir uygulama
hukuk devletinde olmaz"
gibisinden demeçler verdi.
Eğitimci Mustafa Uzunali de
bunun üzerine Sami Evren'e yanıt
verme gereği duydu:
"Yaklaşık iki yıldır bu ülkenin yüz
akı aydınları sabahın köründe
evlerinden alınıp götürülürken,
sizler hatırladığım kadarıyla
'nereye kadar giderse gidilmeli'
buyuruyordunuz. Aydınlanma
bilgesi llhan Selçuk için,
Atatürk'ün kızı Türkan Saylan için,
Mustafa Balbay için, Erol Manisalı
için ve daha nice aydınlarımız için
nedense hiç sesinizi çıkartmadınız.
Sendikalarınız basılınca,
sendikacılarınız götürülünce sizin
sesinizi duyurmanıza,
yakınmalarınızı kamuoyuna
yansıtmanıza en çok yardımcı
olan medya kuruluşu ise şu işe
bakın ki "darbeci terör örgütü"nün
fikri lideri llhan Selçuk'un
yönetimindeki Cumhuriyet
gazetesi oldu.
Bu arada umarım, size bağlı bazı
sendikaların bazı şubelerine
olduğu gibi sizin başkanlık
büronuza da "faşist darbeci"
olduğu gerekçesiyle Cumhuriyet
gazetesi alınmıyor değildir!
ÇED KOŞESI
OKTAY EKİNCİ
'Dünya Çevre Günü'nde
Kazdağı ve Taşmektep..
Geçen cııma kutlanan "Dünya
Çevre Günü", 5 Haziran
1972'deki ilk "BM Çevre ve Kal-
kınma Konferansı"nı anımsa-
makiçindir...
Armstrong 1969'da ayak bas-
tığı Ay'dan uzayın sonsuz karan-
lığındaki "küçücük" dünyaya ba-
kınca; insanoğlu, "gidecek başka
yer olmadığı"nı ilk kez "gö-
zü"ylegörmüştü...
O tarihsel bakış, "yaşam kay-
naklarının tüketilmemesi" bilin-
cini yarattı ve 3 yıl sonraki "ilk"
çevre konferansında denildi ki;
"Kaikınma doğa ve kültür ya-
şatılarak gerçekleşmeli; bunu
önleyen sömürgecilik terk edil-
melidir..."
Siz hiç 5 Haziranlarda bu sözle-
ri duydunuz mu?
Çevreyi hep "çocuklara hava-
le eden siyasiler"in, örnegin "BM
kararları gereğince antik kent-
ler barajlara kurban edilemez;
Iznik Gölü'nde ABD fabrikası
için özd yasa çıkartınak ayıptır;
yeşil alana gökdelcn izni kente
karşı suçtur..." dediklerini duy-
dunuzmu?..
Kazdağı Bildirgesi
Sömürgeci siyaset 5 Haziran'ı
sadece "fldan diknıe; çiçek sula-
Duyarsızhğın kurbanı Taşmektep.
TMMOB bölgenin uygarlık kim-
liğini şöyle tanımlıyor:
"Kazdağları açık müzedir.
Mitolojidir, Homeros'tur, îlya-
da'dır, Odysseia'dir, Helen'dir,
Paris'tir, Ahllleus'tur. Hek-
tor'dur, Zeus'tur, lda'dır,
Olimpos'tur, Troya'dır.. yedi
bin yıllık kültür tarihidir. Skep-
sis, Gergis, Parion, Priapos, Tro-
ya ve Assos'la birlikte 200'den
fazla antik kent, yerleşim yeri ve
tümülüs bulunmaktadır..."
Başta, Çanakkale'ye "Hektor
heykeli"ni önererek herkesi heye-
canlandıran Kültür ve Turizm Ba-
kara Ertuğrul Günay olmak üze-
re, tüm sonımluların bu seslenişe
"haklısınız" demeleri gerekmiyor
mu?
Türkıye'nin bu yıl ulusa ve in-
sanlığa "Dünya Çevre Günü ar-
mağanı", madencileri Kazda-
ğı'ndan uzaklaştırmak olmalıdır...
'Bakırköy Kaymakamı'(!)
Çanakkale bu duyarlılığı özler-
ken, îstanbul'un Bakırköy ilçe-
sinde 1864'te yapılmış "Taşmek-
tep" de "bakımsız"lığın kurbanı
oldu.
Fransız mimar Kont Alleon'un
tasanmı "eğitim tarihimizin bel-
lek mirası"yla ilgili "yangından
daha talihsiz açıkla-
ma"yı ise Kaymakam
Dursun AIi Şahin yaptı.
Kültür yoksunu imar
politikalannı sorgulamak
dururken, haksız yere Ko-
ruma Kurulu'na yüklenen
Kaymakam'ın; "Esas so-
rumlu Anıtlar Kurulu;
cezayı hak eden onlar...
4-5 yıldır birçok proje
sunmamıza rağmen hâ-
lâ bir netice alanıadık..."
ma"yla geçiştirirken, çevreyi
"boş zaman'Marında değil, "ya-
şamsal" yoğunlukta savunanlar
"Çanakkale eylemlerp'ndeydi-
ler.
Çanakkale, Çan. Yenice. Bay-
ranıiç, Gelibolu, Biga, Ezine vc
Karabiga'da meydaıılara çıkan
"Çanakkale Çevre Platfornıu"
katılımcıları şöyle seslendiler:
"Kazdağları ve yöresinde
halk, tarım ve hayvancıukla ge-
çinir. Bereketli topraklarımızda
yılda üç ürüıı alınır. Yaşam
alanlarımız ve su kaynakları-
nıı/, uluslararası tekellerin daha
çok kâr hırsı için altın madenci-
liğine ve termik santrallara kur-
ban edilmek isteniyor. Kazdağ-
ları 'altın'dan daha değerlidir.
Beş yıldır sondajlarını sürdürcn
tekeller bugün ürctim aşanıa-
smdalar. Kazdağları1
nın vc yö-
remizin nıadcn ocağına çevril-
nıesine izin vermeyeceğiz."
Akademik Odalar Birliği, Zira-
at Odası, Türk-lş, DİSK, KESK,
TEMA, ÇYDD, Tükoder ve
demesi, hüzün verici değil midir?
Hiçbir Konıma Kurulu, tarihî
mirasın "özgünlüğünü bozma-
yan" onanm projcsini bekletmez;
tersine hemen onaylar ve uygu-
lanmasını ister.
Hiçbir Konıma Kurulu da kül-
tür varlığmı "koruma adma tah-
rip edecek" projeleri onaylamaz;
"düzeltilmesi"ni ister vc sabırla
bekler...
Acaba Kaymakam Bey'in pro-
jesi "nasıl"dı dersiniz? Hangi ge-
rekçeyle uygun görülmedi; neden
doğru bir proje üretil(e)medi?
Bir kamu yöneticisinm, kamu
adma tarihi korumaya çalışanlann
saygınlığını "haksız" söylemlerle
zedelemesi, Taşmekteplerimizin
nasıl sahipsız kaldığını da kamtlı-
yor...
Her şeye rağmen Dünya Çevre
Günü, insanlığın 1972'deki du-
yarlılığını anımsattığı için yine de
umut veriyor...
ekinci@cumhuriyct.com.tr
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behlcakCyahoo.com.tr
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI kamllmasaracl9gmall.com
HARBt SEMtHPOROY
(ÇOPLUK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.Junkldz.com
NE O ŞİMDİ DE
BU MU /AODA OLDU?
HAYATINIZ FANTAZİ
B£!
TARlHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 7 Haziraıı
CENAZB UASAN PAŞA !
1?89'PA BUGUN, CENA2E HASAN P/4ŞA SAD/S/S
OLMUÇTTl. D/IHA ÖNCEKI GÖK£Vt-EKİNDE
GÖSTERMESl NEPENİYLE M\ SELİA4
SAOA/SerE ATMNAN UASAN PAf/),
o GüNtS&PE AĞ/G f/Asmyo/. PADIŞ-AHIN GÖN-
& H/L'AT/ Qç4F7XN) &//.E ?>4r/4eiNM Gİ-
İ. /ŞTE,8U OtA>y, OMA "CBMAZE" C4-
77tfi:/t-MA.£r/wı yoc AÇMffr/. ASLEN
ÇERKEZ Sltf KÖLEyKEN OEVLEr/N ÖMOE GELEAJ
rÜ/eSELEN t/ASA/J PAŞA 'NIN
GEÇMİŞTI.
KUWE7X.ER.iyLS
YEMİLGİL.E&LE SONUÇ-
6 AY SflE SÜRMErEN GÖREVİNOEN
17
PANO
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
'Edepsizlik'
Biz edepsizmişiz; Başbakan öyle diyor. Partisi-
nin adını "Ak Parti" değil de AKP olarak kısaltma-
mıza çok öfkelenmiş, öfkesi de diline vurmuş. Mus-
tafa Nihat Özön'ün Osmanlıca-Türkçe Sözlük'üne
baktım, "edep", "a) Terbiye, güzel ahlak, iyi davra-
nış, b) incelik, kibaıiık, c) utanma" karşılığı olarak kul-
lanılıyor. Bu durumda "edepsiz" sözcüğü, "terbi-
yesiz, kötü ahlaklı, fena davranışlı, kaba, nobran ve
utanmaz" anlamına geliyor. Pek öyle yenilip yutu-
lan cinsinden sıfatlar değil bunlar. Birbaşkası söy-
lese bayağı bozulur insan ama Başbakan'ın bu tür-
den öfke nöbetlerine alıştığımızdan gülüp geçiyo-
ruz. Her söylediğini ciddiye alacak olsak vay hali-
mize, bu "edepsiz" yakıştırması da böyle bir şey iş-
te, bana değmesin diye hafiften yana kaydım, te-
ğet geçip gitti, kim bilir kime yapıştı.
Başbakan'ın ilginç bir kişilik yapısı var, müthiş
inatçı bir insan. Kendi inandığına başkalan da inan-
sın istiyor. AKP'ye ille de "Ak Parti" denmesini is-
temesi de böyle bir şey. AKP'ye "ak" demenin ak-
lı başında bir insan için çok zor, hatta olanaksız ol-
duğunu görmek, anlamak istemiyor.
AKP örgütünü, AKP'li belediyeleri bir yana bıra-
kalım AKP milletvekilleri, bakanları ve bizzat ken-
disi hakkında biriken suçlama dosyalan dağ olmuş,
"yargıya intikalini" bekliyorlar. Ama intikal edemi-
yorlar, çünkü dokunulmazlık zırhı tarafından koru-
nuyorlar. Dolayısıyla ak mıdırlar, yoksa kara mıdır-
lar, bilemiyoruz.
• • •
Dosyalan aşağıya çıkardım. Bunlar geçen yasa-
ma döneminden devredilen, hazırlık komisyonun-
da görüşülrnüş fakat raporları yazılmadan raflara di-
zilmiş olanları, yani tamamı değil.
"ûzel evrakta sahtecilik ve 2820 sayılı Siyasi Par-
tilerKanunu'na muhalefet": Abdülkadir Aksu, Öz-
kan Öksüz. "2886 sayılı Devlet Ihale Kanunu'na
muhalefet": Akif Gülle. "Basın yoluyla halkı sınıf, ırk,
din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek açıkça
tahrik etmek": Dengir Mir Mehmet Fırat. "Haka-
ret": Dengir Mir Mehmet Fırat. "Görevi kötüye kul-
lanmak": Asım Aykan (3 dosya), Metin Kaşıkoğ-
lu, Mehdi Eker. "Müteselsilen görevde yetkiyi kö-
tüye kullanmak": Ayhan Sefer Ustün. "Müessir fi-
il": Mehmet Salih Erdoğan. "Yetkili mercilerin
emirlerine riayetsizlik": Ahmet Koca (2 dosya), Sa-
it Açba. "Havaya silahla ateş etmek": Eyüp Fatsa,
Enver Yılmaz. "Telefonla tehdit": Abdullah Çetin-
kaya. "Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu yarala-
maya sebebiyet vermek": Mikail Arslan. "298 sa-
yılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütük-
leri Hakkında Kanuna Muhalefet": Sadullah Ergin,
Nihat Ergün (2 dosya), Osman Pepe, Muzaffer
Baştopçu, Mehmet Sarı, Mehmet Ceylan (2 dos-
ya), Polat Türkmen, Ismail Özgün, Ahmet Gök-
han Sarıçam, Fazlı Özdoğan, Eyüp Fatsa. "Gö-
revli memura hakaret ve tehdit", "tedbirsizlik ve dik-
katsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek": Hüsnü
Ordu (3 dosya). "2908 sayılı Dernekler Kanunu'na
muhalefet": Polat Türkmen. "Izinsiz propaganda
yapmak": Ali Er. Devam edelim:
"Gerçeğe aykın mal beyanında bulunmak": Po-
lat Türkmen. "Izinsizpropaganda yapmak": Ali Er.
"Ihaleye fesat karıştırmak" ve "zimmet, kamu taşı-
ma biletlerindekalpazaniık, resmievrak ve kayıtlar-
da sahtecilik ile cürûm işlemek için teşekkül oluş-
turmak": Idris Naim Şahin (2 dosya). "Bir kısım
kooperatiflere usulsüzarsa tahsis etmek": Mehmet
Sekmen. "Evrakta sahtekârlık ve kamu kurumunu
dolandırmak": Abdurrahman Müfit Yetkin. "273
sayılı Vergi Usul Kanunu'na muhalefet": Abdur-
rahman Müfit Yetkin, Kemal Unakıtan (2 dosya).
"Görevi ihmal": Mehmet Sekmen, Recep Tayyip
Erdoğan. "Zimmet, kamu taşıma biletlerinde kal-
pazanlık, resmi evrak ve kayıtlarda sahtecilik ile cü-
rûm işlemek için teşekkül oluşturmak": Recep Tay-
yip Erdoğan, Mustafa Açıkalın, Idris Naim Şa-
hin, Mikail Arslan. "Basın yoluyla Cumhurbaşka-
nı'na hakaret": Bayram özçelik. "özelevrakta sah-
tecilik": Mehmet Emin Tutan, Ali Temür. "1163
sayılı Kooperatifler Kanunu'na muhalefet": Zeyid
Aslan.
• • •
Burada söz veriyorum, AKP TBMM Grubu kürsü
özgürlüğü dışında dokunulmazlıklann kaldırılması
doğrultusunda oy kullansın, suçlanan milletvekille-
rine, bakanlara, Başbakan'a yargı yolu açılsın, yar-
gılanıp aklansınlar, o zaman AKP'ye "Ak Parti" de-
mezsem edepsizim.
Tamam mı?
dkavukcuoglu@superonline.com
www.denizkavukcuogluyazilarl.blogspot.com
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Gönül okşayıcı -j
söz. 2/ Kırık ke- „
mikleri bir arada ^
tutmak için kulla- 3
nılan nesne... Ku- A
maşla astar arasına
konularak giysinin 5
dik durmasını sağ- 6
layan kolalı bez. 3/ y
Letonya'nın para
birimi... Büyük 8
bakraç. 4/Utanma, 9
hayâ... Kirli işler
yapan bir çetenin başı. 5/
Japonlara özgü çiçek dü-
zenleme sanatı. 6/ lri bir
hıyar cinsi... Lantan ele-
mentinin simgesi. II Ka-
yık, mavna ve küçük ge-
milerin kalafata çekildik-
leri yer... Üstü kapalı pa-
zaryeri. 8/ Atılgan, gözü
pek... Kimi oyunlarda
vurmak için kullanılan
düğümlenmiş mendil. 9/ "Çobanaldatan" da denilen,
uzun kuyruklu bir kuş.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1/ tri ve boru biçiminde beyaz ya da san renkli çiçeği
olan bir süs bitkisi... Yarık, yırtık. 2/ "Denizayısı" da
denilen birfokcinsi... Güzel kadın. 3/ Eskişehir yöresi-
ne özgü, çubuk biçiminde yapılan bir cins helva... Tuz-
lanıp kurutulmuş yiyecek. 4/ Polonya'nm plaka imi...
Maharet. 5/ Doğu Karadeniz'in dağlık kesimlerinde ya-
şayanlann giydiği, bacağı çorap gibi saran bir tür çizme.
6/ Saygınlık... Uzaklık işareti. II Bataklık gazı... Saz ya
da kamıştan yapılmış kulübe. 8/ Yüce, yüksek... Akdeniz
Bölgesi'nde bir akarsu. 9/ Hizmet hayvanlannın ayağı-
na çakılan demir... Meydan.