Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 HAZİRAN 2009 PAZAR
12 PAZAR KONUGU leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr
NATOSavunmaîşbirliğiDairesiBaşkanı GeorgeKatsirdaMs: Türkiyeile Yunanistan sorunlarını çözebilir
Ortak enerji ajansı kurulabilirSÖYLEŞİ
LEYLA TAVŞANOĞLU
Bu yıl, 9 Şubat 1934'te imzalanan Balkan
Paktı'nın 75. yıldönünıü. Bunun anısına Atina'da
Fransız Enstitüsü ve Paris Sorbonne
Üniversitesi'nin işbirliğiyle bir seminer düzenlendi.
Seminere Türkıye, Fransa,Yunanistan, Sırbistan,
Bulgaristan, Anıavutluk vc Kosova'dan pck çok
kişi katıldı. Ele alıııan konular Balkanlar'da
güvenlik,.günün birinde bölgede yenidcn işbirliği
oluşturulup oluştunılamayacağı olasılıkları, tnedya,
kültür vc sanatuı olası bir Balkan birlikteliğine
yapabilcceği ctkilcrdi. Ama bir konu vardı ki son
derece önemliydi. 0 da NATO'nun güvenlik
açısından bölgcye bakış açısiydı. Bu konudaki
lcbliği NATO Savunma Politikası ve Planlanıa
Bölümü'nün Savunma İşbirliği Dairesi Başkanı
George Katsirdakis verdi. Katsirdakis'le seminer
sırasında çok ciddi nıesajlar verdiği önemli bir
konuşma yaptık.
- Varşova Paktı 'nın dağılması sırasında
NATO'nun genişlemeyeceğisözünü vermesine
rağmen giderek genişlediğini ve eski Varşova
Paktı üyesi ülkeleri de üye olarak bünyesine
çektiğini biliyoruz- Bu durıımu nasıl izah
edivorsunuz?
KATStRDAKİS - Aslında NATO tam olarak
genişlemeyeceği konusunda söz vermemişti. 0
dönem Varşova Paktı ve NATO stratejik ortamdaki
değişikliklerin etkısindeydi.Varşova Paktı yok
olmuş ve haritadan silinmişti. Tam o sırada bu iki
paktın ikisînin birden hayatta mı kalmalan yoksa
ikisinin birden lağvedilmeleri mi gerektiği
taıtışmalan vardı. Bu arada Varşova Paktı'nın
dağılmasıyla birliktc boşlukta kalan eski demir
perde ülkeleri NATO'ya katılnıak için ısrar
ediyorlar, baskı yapıyorlardı. Bu da cğilimleri
tersine çevirdi. En ısrarcı ülkcler de o zamanki
Çckoslovakya, Polonya ve Macaristan'dı. Sovyetler
1991 'de Sovyetler Birliği dağıldı. Artık ortada
somut düşman kalrnamıştı. Yine de NA TO bir
güvenlik alanı olma özelliğini taşıyordu.
NA TO dışmdaki ülkeler güvenlik ve savunma
boşhığu içine düşmemek için Batı Paktı 'nın
üyesi olmakta baskılar yapıyorlardı.
usya tamamıyla aksini düşünüyor.
NATO'nun bu ülkelere üyelik için baskıyaptığım
samyor. Üstelik çevresinin bu NATO ülkeleriyle
kuşatıldığı hissine kapılıyor. Rusya günün birinde
Batı yla bir sorunu ortaya çıktığında NATO'nun
avantajh konuma sahip olacağını düşünüyor.
Birliği ve Varşova Paktı'nın yok olmasuıdan sonra
bir güvenlik ve savunma boşluğu içine düştükkri
için korktuklarını, o sırada daha varlığını
sürdürmekte olan Sovyetler Birliği'nin onlan tekrar
pençeleri altıııa almaya çalışacağından
cndişelendiklerini dile getiriyorlardı. Bu nedenle
Batı, NATO'yu ayakta tutma konusunda baskılar
altında kalmaktaydı. lşte, o dönem NATO'nun
rolünün yeniden belirlcnmesi ve yeniden çizilmesi
gcreksinimi ortaya çıktı. Varşova Paktı yok
olmuştu. Derken 1991'dc Sovyetler Birliği dağıldı.
Aıtık ortada somut düşman kalmamıştı. Yine de
NATO bir güvenlik alanı olma özelliğini taşıyordu.
NATO dışındaki ülkeler güvenlik ve savunma
boşluğu içine düşmemek için demin de söylediğim
gibi Batı Paktı'nın üyesi olmakta baskılar
yapıyorlardı. Yani daha açık söylemck gerekirse
NATO'nun genişlemesi baskılan NATO'nun
kendisinden değil bu ülkelerden gelmişti. Uzun
müzakerelerden sonra bu ülkelere üyelik değil,
ancak Banş İçin Ortaklık teklif edebileceğimizi
söyledik. Onlar buna çok sert tepki gösterdiler.
"Bize işleri sürüneemede bırakmak için böyle
bir ortaklık teklif ediyorsunuz" dediler. O dönem
NATO bu ülkeleri üyeliğe kabul etmekte isteksiz
davranmak gibi ağır suçlamalarla karşı karşıya
kaldı.
- Peki, NA TO gerçekten bu ülkeleri üyeliğe
istemiyor muydu?
G.K. - Hayır. Biz o sırada bu ülkelerin NATO
üyeliğine hiçbir şekilde hazır olmadığını
düşünüyorduk. Biz onlann üyelik öncesi
demokratik reformlan yerine getirmeleri gerektiğini
düşünüyorduk. Böylece aradan bir süre geçti.
Hangisi demokratik koşullan yerine getirdiyse
zaman içinde NATO'ya üye olmaya başladı.
Rusya ne Istlyor?
- Ama Rusya bu söylediklerinizin aksini
düşünüyor...
- Bilmez olur muyum? Rusya bu anlattıklanmın
tamamıyla aksini düşünüyor. NATO'nun bu
ülkelere üyelik için baskı yaptığım sanıyor. Üstelik
çevresinin bu NATO ülkeleriyle kuşatıldığı hissine
kapılıyor. Rusya'nın düşüncesi şu yönde: Günün
birinde Rusya'nın Batı'yla bir sorunu ortaya çıktığı
takdirde NATO avantajlı konuma sahip olacak. Bu
tabii ki uzun süredir süren bir tartışma. Ama
bugünkü dünyada elimizdeki son derece gelişmiş
silahlan göz önüne alırsak bir saldın için yakın
mesafe gerekmiyor. Ama günün birinde Rusya'yla
NATO arasında bir savaş çıkarsa bu savaş klasik
silahlarla olmayacak. Bu savaşta çok gelişmiş
silahlar kullanılacak. Hatta bunlann ABD'den
atılabileceğini bile söyleyebiliriz. Dolayısıyla yakın
mesafede olmanın öncmi artık kalmadı. Irak
Savaşı'na bakın. Irak'a saldın ABD'den başladı.
Hint Okyanusu'ndan, uçak gemilerinden Irak'ı
vurdular.
- Balkanlar ve çevre ülkelerinde banş
gözlemcisi sıfatıyla büyük kısmı NA TO 'ya kayıtlı
bir müyonun üzerinde asker bulunuyor. Bu da
çokyüksek bir rakam. Eğer yakın mesafeden
savaş önemli değilse ve bugün bir düşman
tehlikesiyoksa o zaman bu birlikler bu ülkelerde
neden bulunduruluyor? Gittikçe artan bu askeri
harcamalar ne için?
- Aslında biz askeri harcamalan arttırmıyor,
indiriyoruz. Çünkü geçmişte bu rakamlar çok daha
yüksekti. Örneğin Romanya'da tam olarak değil
ama kabaca söyleyebilirim; 50 ile 60 bin arası asker
var. Oysa geçmişte Romanya'daki asker sayısı 250
bindi. Yani Romanya asker sayısmı, askeri
harcamalara fazla girmeden bunun giderlerini
karşılayabileceği bir düzcye indirdi.
- Bu 250 binlik sayı Varşova Paktı dö'neminde
miydi?
- Hayır, NATO'ya üye olduktan sonra. Bunun
üzerine, "Bizim artık bu kadar çok askeıe
ihtiyacımız kalmadı. Güvenliğimiz ve
savunmanuzın gerektirdiği kadar askeri kuvvet
bulunduracağız" dediler.
Hâlâ askeri kuvvetlerin oynayacaklan rol var.
'Sorunların temelinde
enerji var'
- Acaba Türkiye ve
Yunanistan Mart 1987'de
Ege 'de gizlice ortak
petrol araması yapmaya
çahşırken birîleri oyıınu
göriip açığa çıkardı da mı
o zamanki Türk-Yunan
krizi patlak verdi?
- O yıllardaki sorun sizin
sismik araştırma gcmisi
Sismik-l'insıksık
Ege'de petrol aramaları
yapmasıydı. Bu da Yunan
tarafında tepkilerc neden
olmuştu.
Ama sorduğunuz sorunun
yanıtını bilmiyorum.
Çünkü o dönemde Ege'de
neler olup bittiğinc dair
elinıdc somut bilgilcr
yoktu. Bildiğim bir şey
var. Yunan hükümeti bir
Kanada petrol
konsorsiyumuna Kuzey
Ege'de sondaj yapma izni
venniş, bunun üzerine
Türkiye bunun
uluslararası sularda
yapılamayacağını, aksi
halde savaş nedeni
olacağını söylemişti.
Sorunlardan birisi de bu
uluslararası suların tarifı.
Türkiye, Yunanistan'm
karasularını altı milden 12
mile çıkarmasmın Ege
Dcnizi'ni bir Yunan gölü
haline gctireceğini
savunuyor. Öte yandan bir
de kıta sahanlığı sorunu
var. Yunanistan adaların
da kıta sahanlıklarımn
olduğunu söylüyor.
Bunun da son derece
meşru olduğunu
savunuyor. Böyleyse
petrol arama çahşmaları
alanı 12 milin de üzerine
çıkan bir bölgede
yapılacak demektir. Bu
durum Türk tarafında
büyük tepkilere neden
oluyor.
Türkiye'yle Yunanistan
arasında bugün en önemli
güvenlik sorunu, Ege
Denizi'nde petrol
aramaları konusudur. Bu
sorunu çözebilirsek bütün
öteki sorunlar da çözülür.
Bir de biliyorsunuz, son
yapılan açıklamalara göre
Kıbrıs'ın güneyinde,
Akdeniz'de Lübnan ve
Mısır'a doğru petrol
yataklannm varlığı
İceşfedildi. Annan
Planı'nın Kıbns tarafmca
reddedilmesinin nedeni
Kıbns karasularmda
petrol yataklannın
varlığının bilinmesiydi.
Annan Plam'nm
reddcdilmesi Türklerle
yönetimi paylaşma
isteksizliği değil,
Türklerin petrolde hak
iddia etınelerinin
önüne geçmekti.
Şunu itiraf etmeliyim ki
bütün o türbülanslı
zamanlarda Türk
diplomasisi çok büyük
başarı elde etti.
P
O
R
T
R
E
GEORGE KATStRDAKtS
Girit, 1945 doğumlu. Bursla ABD 'de liseyi bitirdi.
Üniversitede uygulamah matematik vefızik okudu.
Uluslararası ilişkiler alamnda dokiora yaptı. 20 yıl
Yunan ordusunda yarbay rütbesiyle görev yaptıktan
sonra 1989'da emekliye ayrıldı. NATO'da esas olarak
Savunma Politikaları Bölümü 'nde görev aldı. 1986-90
arası Batı ve Doğu arasmdaki karşılıklı ve dengeli silah
indirimi müzakerelerine katıldı. NATO Savunma
Politikası ve Planlanıa Bölümü'nün Savunma İşbirliği
Dairesi 'nden enıekli oldıı. Bu görevi içinde Rusya ve
Ukrayna gibi NATO 'ya ortak ülkelerle işbirliği
alanlarında çalıştı. Ayrıca Sırbistan ve Karadağ ile
Bosna Hersek için hazırlanan işbirliği programlarını
yürüttü. Görevi sırasında da pek çok müttefık ve ortak
ülkede sivil toplum kuruluşları ve eğitim enstitüleriyle
işbirliğinde bulundu. Cenevre 'deki Silahlı Kuvvetlerin
Demokratik Kontrolü Merkezi 'nin Danışma Kurulu
üyeliğini de yaptı.
Ama bu rol birbirlcriylc savaşmak değil, terorizmle
mücadele belki. Ama burada kimileri için büyük bir
sorun var. O da Yunanistan ve Türkiye'deki askeri
birliklerin büyüklüğü. Bu iki ülkedeki askeri
birliklerin ülkelerin ihtiyacının üzerinde bir sayıda
olduğuna inananlar var. Şunu belirtmeliyim. Siz ve
bcn bu iki ülke arasında bundan böyle sorun
çıknıayacağmı düşünebiliriz. Ama plancılann
kafalannm arkasmdaki düşüncc öylc değil. Hep
günün birinde Yunanistan ve Türkiye arasında
yeniden bir anlaşınazlık patlak vereceği endişesini
taşıyorlar. Bu da gcrcktiğindcn fazla askeri
harcamalar yapılmasına neden oluyor.
Asker sayısı azaltılabllir
- Peki, Türkiye 'nin askeri harcamalarının
gereğinden fazla olduğunu söylüyorsunuz ama
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Güneydoğu'da
PKK'ye karşı kaçyıldır savaş veriyor. O zaman
TSK deki asker sayısmın ihtiyacm çok üzerinde
oldıığu nasıl söylenebilir?
- Evet. Bcn dc bunu söylemck istiyordum. Bu
ayn bir konu. Ama bir de şu var: Eğer Yunanistan
ve Türkiye'deki askeri birlikleri belli bir rakamın
altına çaİcacak bir fomıül bulunması iki ülke için de
çok yararlı olacaktır. Bakın, Türkiye'nin savunma
harcamalan çok yüksek. Ülkeniz bu paranın
yansını, hadi yansı demeyelim de yüzde 20'sini
ayırabilse bununla inamlmaz iyi eğitim veren ycni
üniversiteler kurabilir, başka okullar açar, sağlık
alanına yatırıın yapar. Yeni ve en modenl cihazlarla
donatılmış hastaneleri devreye sokabilir. Yeni uçak
ve yenj silahlar almak için bunca para harcanıyor.
Ne için? Gelecekte bir gün kötü bir şcylcr olması
ihtimaline karşı. Bu nedenle de bu konuyu sık sık
gündeme gctinnenıiz gerektiğini düşünüyorum. Bir
de şunu gündeme getirmek istiyorum. İki ülkenin
medyası krizleri aşağı çekmek için kamuoylarını
nasıl bilgilendirebilir ve etkileyebilir? Artık iki ülke
için farklı bir profıl çizmcyi düşünmenin zamanı
geldi. Geçmişte Türkiye ve Yunanistan arasında
kötü olaylar oldu. Bunu kabul ediyorum. Ama olan
oldu. Bugün ycni bir dünyada yaşıyoruz. Artık
karşılıklı ortak çıkarlanmız var. Pek çok Yunan
şirketi Türkiye'de yatırıın yapıyor. Türk şirketleri
Yunanistan'da yatınm yapıyor. Ortak petrol ve
doğalgaz boru hatlan kullanıyoruz. Aramızdaki
sorunlar biraz da psikolojik. Medya aracılığıyla
kamuoyunun eğitilmesi vc doğru bilgilendirilmesi
iki ülke arasında farklı ilişkilerin doğmasını
sağlayacaktır. Artık eski düşünce biçimi de bu
şckiklc yavaş. yavaş ctkisini kaybedecektir.
-Bütün bu söyledikleriniz iyigüzelde Türkiye
ve Yunanistan arasında onlarca yıldır
halledilmemiş ama bugün için huzdolabında
dondurulmıış sorunlar var. Ege hava sahası,
karasuları anlaşmazlığı, kıta sahanlığı gibi
sorunlar günün birinde başımızı yeniden
ağrıtmayacak mı?
- Tam da bunu soracağınızı biliyordum. Siz de
bcn dc ülkclcrimizin bölgedeki enerji potansiyeli
yüzünden çekiştiklerini çok iyi biliyoruz. Yoksa
gcrçektc Ege'deki kayalıklar ya da öbür gri
bölgeler kimin umurunda? Sorun önkoşul
koymadan bir uzlaşmaya vanp
varamayacağımızdır. Şunu söyleyebilmeliyiz:
"Ortada sorun olarak görünen ne varsa
konuşalım. Gereken araştırmaları yapalım.
Ondan sonra da ortaklaşa enerji aranıalarına
başlayalım." Ömeğin bir Türk-Yunan enerji
araştırma girişimi başlatılabilir. Ama
Amerikalılarla olmaz. Çünkü Amerikahlar
bulunacak neyse onun yüzde doksanında hak iddia
edeceklerdir (Bir Kahkaha atıyor).
pncelikle iki ülkeden ekonomi ve iş
dünyasındaki insanlar bu girişime dahil edilebilir.
Ama bu girişim her iki ülke kamuoylarını
başlangıçta rahatsız etmemek için bir yabancı isim
altında olabilir. Bunun ardından Ege'de enerji
potansiyelinin ne olduğunu somut olarak anlamak
için yabancı uzmanlar davet edilebilir. Bundan
sonra da buljınan miktar ve gelecekte yapılacak
olanlarla ilgili plan hazırlanır. Ömeğin hangi ülke
ne kadar pay alacak gibi... Bu sanıyorum işin zor
kısmı olacaktır. Ama zaman içinde bu yolla bir
çözümün bulunabileceğine inanıyorum. Çünkü her
iki ülke böyle bir girişimden kârlı çıkacaktır. O
zaman da artık ortaya karşılıklı sorunlann çıkması
güçleşecektir. Çünkü iki ülke de kayba
uğrayacaktır.
Türkiye ileAmerika BirleşikDevletleri arasmdaki ilişkiler düzeldi
Irak'a ABD işgali sırasındaki
gelişmeler krize yol açtı. Ama Türk
diplomasisi sayesinde bu atlatıldı.
Hele de son olarak Obama'nın
gezisi bunu perçinledi.
-Sizin Türkiye'nin
giineydoğusunda o kadar büyük
bir asker yığınağı bıılunduğu
sözlerinize geri dönmek istiyorum.
Bu çok açık değil mi? Orada
PKK yle bir savaş var.
- Sadece PKK.değil soran. Smır o
bölgede bir hayli istikrarsız. Bu
sınır sadece PKK değil komşu
ülkelerden milislerin sızmalanna da
yardımcı olabilir.
- Bir de eski bir NATOyetkilisi
olarak size şunu sormak istiyorum.
PKK'yle savaş başladığından beri
Türkiye'nin sınırın öte tarafından
saldırılara ıığradığı açıktu
PKK'nin sınır komşusu ülkeler
tarafından himaye edildiği ve bu
ülkelerin topraklarım Türkiye'ye
saldmlarında sıçrama tahtası
olarak kullandığı herkes
tarafından bilindiği halde NA TO
tüzüğünün 4. ve 5 maddelerini
neden işletmedi?
- Ununtmayın ki PKK bir devlet
değil. Devlet olmayınca da 4. ve 5.
maddelerin kapsamına girmiyor. Bu
maddelere göre NATO ancak üyesi
bir ülkenin başka bir devletin
düzenli kuvvetleri tarafından
saldınya uğraması halinde harekete
gcçebilir. Belki bugün yenidcn
çizilmeye başlanan ve
ayrıntılandınlan yeni NATO
stratejisindc bu boşluk kapatılabilir.
Bilmiyorum. Birinci Körfez
Savaşı'nda bir konu gündeme
gelmişti. O da Türk topraklannm
Irak füzelerine hedef olmalan
durumunda bunun bir Irak saldırısı
sayılıp sayılmayacağıydı. Kimi
NATO üyeleri bunun saldırı
sayılabileceğinden emin
ohnadıklarım beyan ettilcr.
- Peki, PKK'nin Türkiye'ye sınır
komşusu ülkelerden üstelik de Batı
yapımı silahlarla saldırması da mı
bir anlam ifade etmiyor?
- Haklısınız da 200 l'e kadar
terorizm NATO'nun mücadele
etmesi gereken bir misyon olarak
kabul edilmiyordu. Biz o tarihe
kadar NATO içinde terorizmi
konuşmuyorduk bile. NATO'nun o
dönemki zihniyeti terorizmin bir
ülkenin iç güvenlik servislcrinin baş
etmesi gereken bir sorun
olduğuydu. New York'taki 11
Eylül saldınlarının ardından NATO
içinde terorizmle mücadele için
neler yapılması gerektiği
tartışılmaya açıldı. Biliyorsunuz
NATO bugün PKK'yi gerçek bir
terör örgütü olarak kabul ediyor.
Şunu da söylemeliyim: Teknik
olarak NATO Türkiye'nin sınır
ötesi saldınlanna karşı çıkabilir.
Ama o bölgede ciddi sorunlar
olduğunun bilincinde. Onun için
Türkiye'nin bu operasyonlan tepki
görmüyor. PKK'nin Batı silahlannı
kullanmasma gelince... O konuda
bir tepki olduğunu duymadım.
Af-PakBatı 'nın sorunu
- Afganistan ve Pakistan 'daki durum
gittikçe içinden çıkılamaz bir hal alıyor. Bu
durumda NA TO Af-Pak bölgesinde başarısız
sayılmayacak mı?
- Sorun NATO'nun başarısız olması değil,
orada Batı'nın başarısız olması. Unutmayın ki
bu ülkeler sadece NATO'nun değil aynı
zamanda AB'nin de üyeleri. Herkes Af-Pak
bölgesindeki sorunların çözülmesi gerektiğinde
hemfikir. Ama bunun nasıl çözülebileceğini
kimse bilmiyor gibi görünüyor.
- NA TO 'nun İsrail 'e kadar uzanan bir
Güneydoğu Avrupa kavramı var. tsrail bu
kavramın içine alındığma göre Kafkaslar ne
oluyor o zaman?
- Benim kişisel görüşüme göre kapı bu
ülkelere aralanmıştır. Yani Ermenistan,
Azerbaycan ve Gürcistan'a. Zaten Gürcistan
NATO'ya tam üyelik için başvurdu.
Gürcistan'a hiç kimsa üye olamazsın
demedi. Ama bir de NATO tüzüğünün 10.
maddesi var. Bu maddeye göre NATO'ya
ancak Avrupa'nın güvenliğiyle ilgilenen
ülkeler üye olabilir. Soran Kafkasya
ülkelerinin Avrupa içinde sayılıp
sayılmayacağı.
- Peki, Ermenistan 'ı ileri karakolu olarak
kabul eden Rusya, Ermenistan 'ın NA TO'ya
dahil olması ihtimaline sert tepki göstermez
mi?
- Biliyorum. Rusya'nın Ermenistan'da çok
ciddi bir askeri gücü var. Bu birlikler hatta
Türkiye'yle Ermenistan arasmdaki sının da
koruyor. Özetle söylemek gerekirse
Ennenistan'ın yakm bir gelecekte NATO'ya
üye olmasına ihtimal venniyorum.
Aslında Azerbaycan, Ermenistan'dan çok'
önce NATO'ya üyelik başvurusunda
bulunabilir. Çünkü Azerbaycan'da muazzam
bir petrol cndüstrisi var.