18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÖRÜŞ BEDRİ BAYKAM ‘Kâğıt Parçası’ ve Bellek Üzerine... Genelkurmay Başkanı, “Artık ellerinizi Türk Silah- lı Kuvvetleri’nin üzerinden çekin, Türk Ordusu bun- lara katlanamaz!” diye kükremesini bitireli henüz bir- kaç saat olmuştu… “Ergenekon Savcısı” hemen “en iyi müdafaa taarruzdur” şeklinde karşı atağa geçti ve başta bu “kâğıt parçası”nın altına adı iliştirilmiş Al- bay Dursun Çiçek olmak üzere, sekiz muvazzaf su- bayı ifade vermeye çağırdı. İzahı basit: TSK, iki haftadır gündemi altüst eden “kâğıt parçası”nı bir bumerang gibi, sivil savcıların üstünden iktidara geri atıvermişti. Hem de ister hü- kümete, ister besleme basınına “Artık bizim üstü- müzden siyaset yapmaya son verin!” mesajını en sert şekliyle vererek… Genelkurmay’ın bu şatafatlı go- lünü yemeye cesareti olmayanlar, hemen oyunbo- zanlık yaparak karşı satranç hamlesini devreye soktular. Başbakan da Savcı’nın gerisinde kalma- dı ve “darbeci askerlerin sivil yargıda yargılanması” gibi kritik bir konuyu gece yarısı kimvurduya getirerek Meclis’ten geçiriverdi. O “Kağıt Parçası”nı ben hiç küçümsemedim! Hep “çok tarihi bir belge” diye baktım! Türkiye’nin, dra- matik bir kurguda toplu akıl tutulması ile seyre- den şu günlerini en iyi yansıtan, en “müzelik” bel- ge o “A4”. Hâlâ düşünmesini bilen insanları, anın- da gülme krizlerinin ortasına sürükleyebilir! O kâğıdı yazanlar, dâhi bir hareketle, tüm yurdum insanının anlayacağı basit bir dil kullanmışlar! İki yıldır her yerin Ergenekon kriziyle çalkalandığı, aydın insan- ların içeride süründürüldükleri bir ülkede, bir albay düşünün: Kalkıp iri harflerle, önce bazı partilerin seç- men profiline uygun olarak, ilkokul ikiden terk bir in- sanın bile yapamayacağı komik bir hareketle, bu kâ- ğıt parçasının adını “Fethullah Gülen ve AKP’yi Bi- tirme Planı” koyuyor! Yani “belge”nin adı, “Sarı kız” veya “RCVM, 746” şeklinde kodlanmamış… Alfabeyi anca sökmüş, saftorik ve okuma özürlü insanların bile rahatça anlayacağı şekilde, diri bir “Avanak Av- ni” dili! Yan başlığı da anlamayanlar için “İrtica ile Mü- cadele” planıymış. Özür dilerim ama ben şahsen TSK’nin içinde böyle bir “belge”yi, bu acınası isim- le hazırlayacak “zekâ seviyesinde” bir insan olabileceğine inanmıyorum. Ama Ordu’yu yıp- ratmayı günlük işleri haline getiren malum kesimin, beyinlerini yıkamaya çalıştığı az eğitimli halka ve ko- nuların kültür denkleminde boğulmuş, olaylara “Fransız kalmış” Avrupa’ya yönelik böyle bir sıfır ze- kâ ve yaratıcılık taşıyan “sahte belge” sunabilmesi, bana son derece inandırıcı geliyor! Başbuğ’un basın toplantısını izlerken ciddi umut- lar taşıdım! Bana sanki TSK, belki içine düştüğü bellek kaybından sıyrılıp, kim olduğunu ve nerede durduğunu hatırlayabilirmiş gibi geldi! (Zaten “Rejimin Güvencesi” sıfatını da artık Başbakan’ın gö- zünde yitirmişler, bu sıfat polisimize intikal etmiş, bu kimlik hatırlanmazsa kim bilir sırada daha neler var!) Ana konumuz şu: Bu zekâ özürlü kâğıt parça- sını TSK’nin hazırlamamış olması, Ordu’nun her devlet kurumu gibi bu ülkenin siyasi iktidarına yo- bazlar ve şeriatçıların el koymak istemesine karşı dik durması (gereği) gerçeğini değiştirmi- yor ki! Konu öyle bir noktaya çekildi ki, sanki ortada bir alım-satım yolsuzluk belgesi var ve bu konuşu- luyor! Hâlbuki bu ülkenin anayasası ve Siyasi Par- tiler Yasası, siyasette anti-laik dini unsurlara za- ten toptan kapalı. AKP’nin şizofrenik paranoyası ha- line gelen “darbe” konusunu kenara kaldırın, TSK, ülkeyi ele geçirmeye çalışan malum tarikat yapı- lanmalarına yasalar gereği düşman olduğunu söy- lemek için, izin mi isteyecekti birilerinden? Ama olay öyle bir sunuldu ki, sanki devlete içinden el koyma operasyonu yapan tarikat bile “masum ve mağdur” konumuna geçiverdi! İşte bu vurgu, malum “kâğıt parçası” tartışılırken, nedense hiç gündeme gelemedi. Tabii neden gündeme “gelemediği” de Türkiye’nin ayrıca ağır bir medya dramı: Başbuğ’un medyada “örgütlü asimetrik harekât” diye söz ettiği konu, baş- ta NTV, CNN ve HABERTÜRK olmak üzere, sözde tarafsız haber kanallarımızın kanayan bir yarasını yan- sıtıyor. Şeriatçı kanallar dışında bu diğerlerinin de her konuyu yorumlamak için adeta kadrolu olarak Naz- lı Ilıcak, Etyen Mahçupyan, Fehmi Koru, Mehmet Altan, Kürşat Bumin, Yasemin Çongar, Ruşen Ça- kır ve şürekâlarını da ekrana taşıyor olmaları, ülke- yi medya üstünden antidemokratik ve çirkin bir ters hesaplaşmaya sürüklüyor... [email protected]; Faks: 0212 227 34 65 PERİHAN ERGUN Yirmi gündür İran başta ol- mak üzere komşularımızda özellikle de Kıbrıs’ta bizi ilgi- lendiren konularla, içte işsizlik, eğitimsizlik, etnikçilik, töre ci- nayetleri, sağlıktaki yoksun- luk ve eksiklikleri, ekonomik darboğazı bir yana ittik, top- lumu aralıksız yanlı medyanın görüntülü ve yazılı, gerçeği saptanamamış, AKP ile Fet- hullah cemaatine karşı, laikli- ğe kurgulandığı iddia edilen belgenin senaryolarını aralıksız yirmi dört saat izlemeye ve okumaya zorlanıyoruz. Başlangıçta Taraf gazete- sine servis edilen haberin baş- lığı -AKP ile Gülen cemaatine darbe- diye ortalık ayağa kal- dırıldı. Giderek, “Demokrasiye Komplo İddiası, devamla İrtica ile Mücadele Eylem Planı” baş- lıklarıyla medyada TSK’nin ço- ğunlukla karşısında, bazıların- ca da mantık ve sağduyunun getirisiyle yanında yer alan ya- yınlar günlerdir sürdürüldü. Hatta bilgi sahibi olmayanlar da büyük fikirlerle nutuklar at- tılar. AKP olay tam olarak ay- dınlanmadan ivedilikle suç du- yurusunda bulundu. Partinin yetkili kişileri de ek- ranlarda mağdurları oyna- makta Önce askeri savcı, ha- berin çıkışından on iki gün sonra belgedeki imzanın Deniz Piyade Kurmay Albay Dur- sun Çiçek’le ilgisi olmadığını, Genelkurmay da bu kabul edi- lemez işin kendilerinden kay- naklanmadığını, kriminal so- nuçlara göre de imzanın sah- te olduğunu bildirdi. Başta Yargıtay Onursal Baş- kanı Sami Selçuk olmak üze- re ehil hukukçularla Adli Tıp, fo- tokopideki Albay Çiçek’e ait olduğu varsayılan imza ıslak ol- madığından gerçeğin sapta- namayacağını söylediler. Tüm bunlara karşın geçmişteki dar- belerden çok hasar görmüş olanların eşliğinde dinci ve yanlı basınla cemaatlere, Fe- to’ya bağlı olanlar -ki emni- yetle, kamu görevlilerinde de varlar- sempatizanlar, liboşlar TSK’nin etrafında çember oluş- turdular.Hatta içlerinden bazı- ları bunu Osmanlı’nın yok edil- mesi nedeni saydıkları İttihat ve Terakki günlerine kadar gö- türdüler. Doğu’nun büyük ma- salcılarına, Binbir Gece’cileri- ne benzediler. Nihayet 26 Haziran sabahı Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, kuvvet komutanları eşliğinde bir saati geçen sakin, soğukkanlı bir üslupla yaptığı basın toplatısında yaraya neş- teri vurdu. Açıklamalarında ilk sözü, “Türk Silahlı Kuvvetleri anayasaya bağlıdır. Demokra- si karşıtlarını bünyesinde ba- rındırmaz!” oldu. Devamla, TSK’ye karşı planlı, örgütlü bir karalama ve yıpratma kam- panyasıyla asimetrik psikolo- jik bir harekât yürütülüyor. Bu kötü niyetli davranışlar medya aracılığıyla toplumumuza ak- tarılıyor. Hepimize teslim edil- miş bulunan laik demokratik Cumhuriyetimize böylece sa- vaş açılmış oluyor. Var olma sorunumuz yıpratılıyor. Halkı- mız bezdirilip huzursuz ediliyor. Başbuğ, bir de askeri yargı- nın bağımsızlığından şüphe edenleri de cevaplamak gere- ğini duydu. Hukukçu veya hu- kukla ilgisi olmayanların yüksek perdeden “Tüm çağdaş ülke- lerin askeri birlikleri içinde mah- kemeleri yoktur!” beyanlarına “AB ülkelerinin tümünde, ABD’de, gelişmiş Doğu ülke- lerinden Rusya’yla Çin’de de vardır, dedi. TSK’nin mahke- mesi bağımsızdır, hakkaniyet- ten sapmaz. Örneğin ben bu konuyu araştıran savcıyı hiç ta- nımam, çalışmalarının sonu- cunu sabırla beklerim. Bizce, darbe niteliğiyle tanıtılan bu metin ve imza sahtedir. Bu nedenle konunun gerçeğinin saptanması için devletin istih- barat birimleriyle yargı organ- ları eşliğinde bu işin aslı asta- rı bulunmalıdır. Gizli yürütül- mesi gereken bu soruşturma- nın Taraf muhabirine ne yolla, nasıl servis edildiği ortaya çı- karılmalı, suçlular cezasız bı- rakılmamalıdır. Gerçeğe ula- şıldığında eğer bizimle ilgili bir bulguya rastlanırsa elbette ko- nu tekrar ele alınır ve gereği ya- pılır.” dedi. Bu denli kapsamlı açıkla- malara karşın Sayın Başbakan Brüksel’den, “Askeri savcının soruşturması tatmin edici ol- mayabilir, biz konuyu en ince noktalarına kadar araştırıp de- mokrasimize sahıp çıkacağız” yorumunda bulundu. Zaten bizlerin de istemi budur. Dev- letin tarafsız, sağduyulu or- ganları gerçeği bulup halkı ra- hatlatmalıdır. Tüm bunlara kar- şın malum medya ile AKP’nin yetkili kişileri, şu anda sahte ni- teliğindeki fotokopinin ısrarla peşine düşeceklerine “Ne şe- riat, ne darbe” deyip görevle- rini yerine getirseler ya!.. Pazar günü haberlerde ikti- darın gece yarısı aceleciliğiy- le CMY’nin ilgili maddelerini değiştirerek askeri yargının tüm yetkilerini, sivil mahke- melere aktardığını öğrendik. Haydi hayırlısı!.. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN (ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com HARBİ SEMİH POROY 30 Haziran İlle de Belge !.. HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN [email protected] UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK [email protected] 30 HAZİRAN 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA 15 Engin Balım: “Asker fobisinden kurtulamayanlar kâğıt parçasının ‘fetokopi’ olduğunu kabul edemez!” Sulu Hasan Baş: “Recep, molla önünde diz çökerken ve şehitlere kelle, baş teröriste sayın derken susuz şaka mı yapıyordu?” Işık İşgüden: “Mollaların İran’ında 70 profesör tutuklanmış: İrgenekon!” Ataşehir’deki Battal’a birkaç soru CHP’DEN İstanbul Ataşehir Belediye Başkanı seçilen inşaat müteahhidi Battal İlgezdi’nin, yerel seçim propagandası sırasında seçmenlere verdiği sözü bir kez daha anımsayalım: “Size asla yalan söylemeyeceğime, namusum ve şerefim üzerine söz veriyorum.” Ne var ki, CHP’li müteahhit Battal İlgezdi, CHP’li Kadıköy Belediye Başkanlığı’ndan devraldığı yedi aile danışma merkezi ile dört meslek edindirme birimini kapattığını açıklayamadı; sadece dört aile danışma merkezini içi boşaltılmış ve amacı doğrultusunda çalışma olmadığı için kapattığını açıkladı. Şimdi gelelim, İlgezdi’nin açıklamasının ikinci bölümüne: İçi boşaltılmış ve amacından uzaklaştığı için kapatılan dört merkezin yerine Yeditepe Üniversitesi ile işbirliği yapılarak bünyesinde doktor, psikolog ve sosyologların olacağı “toplum merkezi” açılacakmış. Doğru söylemeye yemin etmiş Ataşehir’deki Battal’a soralım bakalım: Kadıköy Belediyesi’nin aile danışma merkezleri Marmara Üniversitesi, Maltepe Üniversitesi ve Yeditepe Üniversitesi ile işbirliği yapmıyor muydu; aile danışma merkezlerinde doktorlar, çocuklar için ayrı, kadınlar için ayrı uzman psikologlar görev yapmıyor muydu; üniversitelerden öğretim üyesi sosyologlar projeler geliştirip uygulamıyor muydu? Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.” MALUM gazete Taraf’a servis edilen “Askerlerin AKP’yi ve Fethullah Gülen’i Bitirme Planı”nın sahte ve fakat aynı zamanda “AKP ve FG’nin Askeri Bitirme Planı” boyutu ile gerçek olduğu anlaşıldı. Oyun bütün çıplaklığıyla ortada: Genelkurmay Askeri Savcılığı AKP-FG koalisyon hükümetini devirmeyi hedef aldığı iddia edilen “belge” üzerindeki soruşturmasını tamamladı ve aslı olmayan fotokopinin Türk Silahlı Kuvvetleri ile bir ilgisi bulunmadığını, bunu üretenlerin bulunmasının sivil savcılıkta olduğunu duyurdu. Bu açıklama üzerine birtakım akoğlanlar Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmak isteyenlerin önünün kesildiğini söylerken birtakım akoğlanlar da askeri savcılığın kararının “belge”nin karargâhta hazırlanmadığı anlamına gelmediğini, sivil mahkemelerin daha yetkili olduğunu bildirdi. Bu sırada İstanbul’daki bir polis şefi Ergenekon dalgası savcılarına giderek olayla ilgili bugüne kadar elde edilen delillerle ilgili bilgi verdi ve savcılar da ellerinde yeni deliller olduğunu açıkladı. AKP-FG koalisyonunun başı başbakan, askeri savcılığın kararından tatmin olmadı ve bundan sonraki sürecin sivil yargı tarafından ele alınacağını söyledi, koalisyon sözcüsü de “Ortada bitmiş bir durum yok” dedi. Akoğlanların ve yalaka medyanın “belge”nin sahteliğini kabullenememesi üzerine Genelkurmay Başkanı basın toplantısı yaptı ve örgütlü bir şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik olarak asimetrik bir psikolojik harekât yürütüldüğünü vurguladı, “Ordunun üzerinden elinizi çekin” dedi. Genelkurmay Başkanı’na başbakan hemen yanıt verdi ve fotokopi de olsa belgenin gerçekliğini araştırmaya devam edeceklerini, yürütme olarak ilgili kurum ve kuruluşların (rejimin güvencesi olarak gördüğü polisin) çalışmalarını yakından izleyeceklerini bildirdi. Koalisyonun sözcüsü de Genelkurmay Başkanı’nın değerlendirmesinin hukuki olmadığını söyledi. Genelkurmay Başkanı basın toplantısında yeni bilgiye, bulguya ulaşılması halinde askeri savcılığın soruşturmayı yeniden başlatacağını açıklamasına karşın, 10 saat kadar önce hükümet tarafından gece yarısı verilen bir önerge ile AKP’li Meclis Başkanı’nın bile haberi olmadan yapılan bir yasa değişikliğiyle askerlerin özel yetkili sivil ağır ceza mahkemelerinde yargılanması sağlandı. Şimdi sıra yasa değişikliğini AKP’li cumhurbaşkanının onaylamasına ve “belge”ye “kâğıt parçası” dediği için Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ hakkında dava açılmasına geldi! Büyük oyun SESSİZ SEDASIZ (!) Recep yabancı dil bilmediği için utanıyormuş. Vücut diliyle gururlansın! YağmurDeniz BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Bir tür işkem- be çorbasõ. 2/ Ka- rõşõk renkli... Ta- bii. 3/ “Kale, hi- sar, küçük kent” anlamõna gelen ve bazõ yer adla- rõnda kullanõlan sözcük... Suudi Arabistan’õn pla- ka imi. 4/ Bağõş- lama... Emirlik, beylik. 5/ Asya’da bir başkent... “Eviniz --- gibi küçücük bir evdi / Sarmaşõklarla balkonu örtük bir evdi” (A. M. Dõranas). 6/ Sabahat- tin Ali’nin bir öykü ki- tabõ... Bey. 7/ Bitkiler- den elde edilen ilaçlarla bir hastalõğõ iyileştir- mek... Bir nota. 8/ Yi- yeceği ortaklaşa sağlanan toplantõ. 9/ Vücut õsõsõ... Kalõn su borusu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Öğütülmüş acõ biber ve sirkeyle hazõrlanan bir sos. 2/ Osmanlõ devletinde kapõkulu askerlerine ve kimi görevlilere üç ayda bir verilen ücret... Kekeme ya da dilsiz kimse. 3/ İnce deri ya da ince kabuk... Özsu. 4/ Antalya’nõn Kaş ilçesinde, Eşen Çayõ’nõn ağzõnda bir kõyõ gölü. 5/ İyi yetişmiş, değerli kimse... Kurnazlõğa aklõ ermeyen, kolaylõkla aldatõlabilen. 6/ Domuz yavrusu... Yağmur suyunun biriktiği çukur yer. 7/ Balõk yakalama aracõ... Müslüman ülkelerde oturan Yunan asõllõ kimse... Çõplak vücut resmi. 8/ Güçlü ve beyaz bir õşõk vererek yanan hidrokarbonlu bir gaz. 9/ Çalgõcõlara verilen bahşiş. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 K O C A G Ö Z M Ö N E Z E A F İ R A M K E P E Z E T T O N R A M H U E R E N E S V A K E T A Z A M A N M İ V E L A D İ K A T A T U O Z O N 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 İrgenekon Kamil Masaracı yıllık izinin bir bölümünü kullanacağı için çizgilerine bir süre ara vermiştir. Fetokopi Nüfus cüzdanõmõ ve ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. TANJU KARAGÖL Nüfus cüzdanõmõ kaybettim. Hükümsüzdür. ERGİN POLAT İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakül- tesi öğrenci kimliğimi ve pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. AYLİN TÜRER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle