Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÖRÜŞ
BEDRİ BAYKAM
‘Kâğıt Parçası’ ve
Bellek Üzerine...
Genelkurmay Başkanı, “Artık ellerinizi Türk Silah-
lı Kuvvetleri’nin üzerinden çekin, Türk Ordusu bun-
lara katlanamaz!” diye kükremesini bitireli henüz bir-
kaç saat olmuştu… “Ergenekon Savcısı” hemen “en
iyi müdafaa taarruzdur” şeklinde karşı atağa geçti ve
başta bu “kâğıt parçası”nın altına adı iliştirilmiş Al-
bay Dursun Çiçek olmak üzere, sekiz muvazzaf su-
bayı ifade vermeye çağırdı.
İzahı basit: TSK, iki haftadır gündemi altüst eden
“kâğıt parçası”nı bir bumerang gibi, sivil savcıların
üstünden iktidara geri atıvermişti. Hem de ister hü-
kümete, ister besleme basınına “Artık bizim üstü-
müzden siyaset yapmaya son verin!” mesajını en sert
şekliyle vererek… Genelkurmay’ın bu şatafatlı go-
lünü yemeye cesareti olmayanlar, hemen oyunbo-
zanlık yaparak karşı satranç hamlesini devreye
soktular. Başbakan da Savcı’nın gerisinde kalma-
dı ve “darbeci askerlerin sivil yargıda yargılanması”
gibi kritik bir konuyu gece yarısı kimvurduya getirerek
Meclis’ten geçiriverdi.
O “Kağıt Parçası”nı ben hiç küçümsemedim! Hep
“çok tarihi bir belge” diye baktım! Türkiye’nin, dra-
matik bir kurguda toplu akıl tutulması ile seyre-
den şu günlerini en iyi yansıtan, en “müzelik” bel-
ge o “A4”. Hâlâ düşünmesini bilen insanları, anın-
da gülme krizlerinin ortasına sürükleyebilir! O kâğıdı
yazanlar, dâhi bir hareketle, tüm yurdum insanının
anlayacağı basit bir dil kullanmışlar! İki yıldır her
yerin Ergenekon kriziyle çalkalandığı, aydın insan-
ların içeride süründürüldükleri bir ülkede, bir albay
düşünün: Kalkıp iri harflerle, önce bazı partilerin seç-
men profiline uygun olarak, ilkokul ikiden terk bir in-
sanın bile yapamayacağı komik bir hareketle, bu kâ-
ğıt parçasının adını “Fethullah Gülen ve AKP’yi Bi-
tirme Planı” koyuyor! Yani “belge”nin adı, “Sarı kız”
veya “RCVM, 746” şeklinde kodlanmamış… Alfabeyi
anca sökmüş, saftorik ve okuma özürlü insanların
bile rahatça anlayacağı şekilde, diri bir “Avanak Av-
ni” dili! Yan başlığı da anlamayanlar için “İrtica ile Mü-
cadele” planıymış. Özür dilerim ama ben şahsen
TSK’nin içinde böyle bir “belge”yi, bu acınası isim-
le hazırlayacak “zekâ seviyesinde” bir insan
olabileceğine inanmıyorum. Ama Ordu’yu yıp-
ratmayı günlük işleri haline getiren malum kesimin,
beyinlerini yıkamaya çalıştığı az eğitimli halka ve ko-
nuların kültür denkleminde boğulmuş, olaylara
“Fransız kalmış” Avrupa’ya yönelik böyle bir sıfır ze-
kâ ve yaratıcılık taşıyan “sahte belge” sunabilmesi,
bana son derece inandırıcı geliyor!
Başbuğ’un basın toplantısını izlerken ciddi umut-
lar taşıdım! Bana sanki TSK, belki içine düştüğü
bellek kaybından sıyrılıp, kim olduğunu ve nerede
durduğunu hatırlayabilirmiş gibi geldi! (Zaten
“Rejimin Güvencesi” sıfatını da artık Başbakan’ın gö-
zünde yitirmişler, bu sıfat polisimize intikal etmiş, bu
kimlik hatırlanmazsa kim bilir sırada daha neler var!)
Ana konumuz şu: Bu zekâ özürlü kâğıt parça-
sını TSK’nin hazırlamamış olması, Ordu’nun her
devlet kurumu gibi bu ülkenin siyasi iktidarına yo-
bazlar ve şeriatçıların el koymak istemesine
karşı dik durması (gereği) gerçeğini değiştirmi-
yor ki! Konu öyle bir noktaya çekildi ki, sanki ortada
bir alım-satım yolsuzluk belgesi var ve bu konuşu-
luyor! Hâlbuki bu ülkenin anayasası ve Siyasi Par-
tiler Yasası, siyasette anti-laik dini unsurlara za-
ten toptan kapalı. AKP’nin şizofrenik paranoyası ha-
line gelen “darbe” konusunu kenara kaldırın, TSK,
ülkeyi ele geçirmeye çalışan malum tarikat yapı-
lanmalarına yasalar gereği düşman olduğunu söy-
lemek için, izin mi isteyecekti birilerinden? Ama olay
öyle bir sunuldu ki, sanki devlete içinden el koyma
operasyonu yapan tarikat bile “masum ve mağdur”
konumuna geçiverdi! İşte bu vurgu, malum “kâğıt
parçası” tartışılırken, nedense hiç gündeme gelemedi.
Tabii neden gündeme “gelemediği” de Türkiye’nin
ayrıca ağır bir medya dramı: Başbuğ’un medyada
“örgütlü asimetrik harekât” diye söz ettiği konu, baş-
ta NTV, CNN ve HABERTÜRK olmak üzere, sözde
tarafsız haber kanallarımızın kanayan bir yarasını yan-
sıtıyor. Şeriatçı kanallar dışında bu diğerlerinin de her
konuyu yorumlamak için adeta kadrolu olarak Naz-
lı Ilıcak, Etyen Mahçupyan, Fehmi Koru, Mehmet
Altan, Kürşat Bumin, Yasemin Çongar, Ruşen Ça-
kır ve şürekâlarını da ekrana taşıyor olmaları, ülke-
yi medya üstünden antidemokratik ve çirkin bir ters
hesaplaşmaya sürüklüyor...
bedri.baykam@gmail.com; Faks: 0212 227 34 65
PERİHAN ERGUN
Yirmi gündür İran başta ol-
mak üzere komşularımızda
özellikle de Kıbrıs’ta bizi ilgi-
lendiren konularla, içte işsizlik,
eğitimsizlik, etnikçilik, töre ci-
nayetleri, sağlıktaki yoksun-
luk ve eksiklikleri, ekonomik
darboğazı bir yana ittik, top-
lumu aralıksız yanlı medyanın
görüntülü ve yazılı, gerçeği
saptanamamış, AKP ile Fet-
hullah cemaatine karşı, laikli-
ğe kurgulandığı iddia edilen
belgenin senaryolarını aralıksız
yirmi dört saat izlemeye ve
okumaya zorlanıyoruz.
Başlangıçta Taraf gazete-
sine servis edilen haberin baş-
lığı -AKP ile Gülen cemaatine
darbe- diye ortalık ayağa kal-
dırıldı. Giderek, “Demokrasiye
Komplo İddiası, devamla İrtica
ile Mücadele Eylem Planı” baş-
lıklarıyla medyada TSK’nin ço-
ğunlukla karşısında, bazıların-
ca da mantık ve sağduyunun
getirisiyle yanında yer alan ya-
yınlar günlerdir sürdürüldü.
Hatta bilgi sahibi olmayanlar
da büyük fikirlerle nutuklar at-
tılar. AKP olay tam olarak ay-
dınlanmadan ivedilikle suç du-
yurusunda bulundu.
Partinin yetkili kişileri de ek-
ranlarda mağdurları oyna-
makta Önce askeri savcı, ha-
berin çıkışından on iki gün
sonra belgedeki imzanın Deniz
Piyade Kurmay Albay Dur-
sun Çiçek’le ilgisi olmadığını,
Genelkurmay da bu kabul edi-
lemez işin kendilerinden kay-
naklanmadığını, kriminal so-
nuçlara göre de imzanın sah-
te olduğunu bildirdi.
Başta Yargıtay Onursal Baş-
kanı Sami Selçuk olmak üze-
re ehil hukukçularla Adli Tıp, fo-
tokopideki Albay Çiçek’e ait
olduğu varsayılan imza ıslak ol-
madığından gerçeğin sapta-
namayacağını söylediler. Tüm
bunlara karşın geçmişteki dar-
belerden çok hasar görmüş
olanların eşliğinde dinci ve
yanlı basınla cemaatlere, Fe-
to’ya bağlı olanlar -ki emni-
yetle, kamu görevlilerinde de
varlar- sempatizanlar, liboşlar
TSK’nin etrafında çember oluş-
turdular.Hatta içlerinden bazı-
ları bunu Osmanlı’nın yok edil-
mesi nedeni saydıkları İttihat ve
Terakki günlerine kadar gö-
türdüler. Doğu’nun büyük ma-
salcılarına, Binbir Gece’cileri-
ne benzediler.
Nihayet 26 Haziran sabahı
Genelkurmay Başkanı İlker
Başbuğ, kuvvet komutanları
eşliğinde bir saati geçen sakin,
soğukkanlı bir üslupla yaptığı
basın toplatısında yaraya neş-
teri vurdu. Açıklamalarında ilk
sözü, “Türk Silahlı Kuvvetleri
anayasaya bağlıdır. Demokra-
si karşıtlarını bünyesinde ba-
rındırmaz!” oldu. Devamla,
TSK’ye karşı planlı, örgütlü
bir karalama ve yıpratma kam-
panyasıyla asimetrik psikolo-
jik bir harekât yürütülüyor. Bu
kötü niyetli davranışlar medya
aracılığıyla toplumumuza ak-
tarılıyor. Hepimize teslim edil-
miş bulunan laik demokratik
Cumhuriyetimize böylece sa-
vaş açılmış oluyor. Var olma
sorunumuz yıpratılıyor. Halkı-
mız bezdirilip huzursuz ediliyor.
Başbuğ, bir de askeri yargı-
nın bağımsızlığından şüphe
edenleri de cevaplamak gere-
ğini duydu. Hukukçu veya hu-
kukla ilgisi olmayanların yüksek
perdeden “Tüm çağdaş ülke-
lerin askeri birlikleri içinde mah-
kemeleri yoktur!” beyanlarına
“AB ülkelerinin tümünde,
ABD’de, gelişmiş Doğu ülke-
lerinden Rusya’yla Çin’de de
vardır, dedi. TSK’nin mahke-
mesi bağımsızdır, hakkaniyet-
ten sapmaz. Örneğin ben bu
konuyu araştıran savcıyı hiç ta-
nımam, çalışmalarının sonu-
cunu sabırla beklerim. Bizce,
darbe niteliğiyle tanıtılan bu
metin ve imza sahtedir. Bu
nedenle konunun gerçeğinin
saptanması için devletin istih-
barat birimleriyle yargı organ-
ları eşliğinde bu işin aslı asta-
rı bulunmalıdır. Gizli yürütül-
mesi gereken bu soruşturma-
nın Taraf muhabirine ne yolla,
nasıl servis edildiği ortaya çı-
karılmalı, suçlular cezasız bı-
rakılmamalıdır. Gerçeğe ula-
şıldığında eğer bizimle ilgili bir
bulguya rastlanırsa elbette ko-
nu tekrar ele alınır ve gereği ya-
pılır.” dedi.
Bu denli kapsamlı açıkla-
malara karşın Sayın Başbakan
Brüksel’den, “Askeri savcının
soruşturması tatmin edici ol-
mayabilir, biz konuyu en ince
noktalarına kadar araştırıp de-
mokrasimize sahıp çıkacağız”
yorumunda bulundu. Zaten
bizlerin de istemi budur. Dev-
letin tarafsız, sağduyulu or-
ganları gerçeği bulup halkı ra-
hatlatmalıdır. Tüm bunlara kar-
şın malum medya ile AKP’nin
yetkili kişileri, şu anda sahte ni-
teliğindeki fotokopinin ısrarla
peşine düşeceklerine “Ne şe-
riat, ne darbe” deyip görevle-
rini yerine getirseler ya!..
Pazar günü haberlerde ikti-
darın gece yarısı aceleciliğiy-
le CMY’nin ilgili maddelerini
değiştirerek askeri yargının
tüm yetkilerini, sivil mahke-
melere aktardığını öğrendik.
Haydi hayırlısı!..
ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@mynet.com
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN
(ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com
HARBİ SEMİH POROY
30 Haziran
İlle de Belge !..
HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com
UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK fhakancelik@mynet.com
30 HAZİRAN 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
15
Engin Balım:
“Asker
fobisinden
kurtulamayanlar
kâğıt parçasının
‘fetokopi’ olduğunu
kabul edemez!”
Sulu
Hasan Baş:
“Recep, molla
önünde diz
çökerken ve
şehitlere kelle, baş
teröriste sayın
derken susuz şaka
mı yapıyordu?”
Işık İşgüden:
“Mollaların
İran’ında 70
profesör
tutuklanmış:
İrgenekon!”
Ataşehir’deki Battal’a birkaç soru
CHP’DEN İstanbul Ataşehir
Belediye Başkanı seçilen inşaat
müteahhidi Battal İlgezdi’nin, yerel
seçim propagandası sırasında
seçmenlere verdiği sözü bir kez
daha anımsayalım: “Size asla yalan
söylemeyeceğime, namusum ve
şerefim üzerine söz veriyorum.”
Ne var ki, CHP’li müteahhit
Battal İlgezdi, CHP’li Kadıköy
Belediye Başkanlığı’ndan
devraldığı yedi aile danışma
merkezi ile dört meslek edindirme
birimini kapattığını açıklayamadı;
sadece dört aile danışma
merkezini içi boşaltılmış ve amacı
doğrultusunda çalışma olmadığı
için kapattığını açıkladı.
Şimdi gelelim, İlgezdi’nin
açıklamasının ikinci bölümüne: İçi
boşaltılmış ve amacından
uzaklaştığı için kapatılan dört
merkezin yerine Yeditepe
Üniversitesi ile işbirliği yapılarak
bünyesinde doktor, psikolog ve
sosyologların olacağı “toplum
merkezi” açılacakmış.
Doğru söylemeye yemin etmiş
Ataşehir’deki Battal’a soralım
bakalım: Kadıköy Belediyesi’nin
aile danışma merkezleri Marmara
Üniversitesi, Maltepe Üniversitesi
ve Yeditepe Üniversitesi ile işbirliği
yapmıyor muydu; aile danışma
merkezlerinde doktorlar, çocuklar
için ayrı, kadınlar için ayrı uzman
psikologlar görev yapmıyor
muydu; üniversitelerden öğretim
üyesi sosyologlar projeler geliştirip
uygulamıyor muydu?
Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in
günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar,
sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist
değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi
çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra
Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü
Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler;
benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.”
MALUM gazete Taraf’a servis edilen “Askerlerin
AKP’yi ve Fethullah Gülen’i Bitirme Planı”nın
sahte ve fakat aynı zamanda “AKP ve FG’nin
Askeri Bitirme Planı” boyutu ile gerçek olduğu
anlaşıldı. Oyun bütün çıplaklığıyla ortada:
Genelkurmay Askeri Savcılığı AKP-FG koalisyon
hükümetini devirmeyi hedef aldığı iddia edilen
“belge” üzerindeki soruşturmasını tamamladı ve aslı
olmayan fotokopinin Türk Silahlı Kuvvetleri ile bir
ilgisi bulunmadığını, bunu üretenlerin bulunmasının
sivil savcılıkta olduğunu duyurdu. Bu açıklama
üzerine birtakım akoğlanlar Türk Silahlı Kuvvetleri’ni
yıpratmak isteyenlerin önünün kesildiğini söylerken
birtakım akoğlanlar da askeri savcılığın kararının
“belge”nin karargâhta hazırlanmadığı anlamına
gelmediğini, sivil mahkemelerin daha yetkili
olduğunu bildirdi. Bu sırada İstanbul’daki bir polis
şefi Ergenekon dalgası savcılarına giderek olayla
ilgili bugüne kadar elde edilen delillerle ilgili bilgi
verdi ve savcılar da ellerinde yeni deliller olduğunu
açıkladı. AKP-FG koalisyonunun başı başbakan,
askeri savcılığın kararından tatmin olmadı ve
bundan sonraki sürecin sivil yargı tarafından ele
alınacağını söyledi, koalisyon sözcüsü de “Ortada
bitmiş bir durum yok” dedi. Akoğlanların ve yalaka
medyanın “belge”nin sahteliğini kabullenememesi
üzerine Genelkurmay Başkanı basın toplantısı yaptı
ve örgütlü bir şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne
yönelik olarak asimetrik bir psikolojik harekât
yürütüldüğünü vurguladı, “Ordunun üzerinden elinizi
çekin” dedi. Genelkurmay Başkanı’na başbakan
hemen yanıt verdi ve fotokopi de olsa belgenin
gerçekliğini araştırmaya devam edeceklerini,
yürütme olarak ilgili kurum ve kuruluşların (rejimin
güvencesi olarak gördüğü polisin) çalışmalarını
yakından izleyeceklerini bildirdi. Koalisyonun
sözcüsü de Genelkurmay Başkanı’nın
değerlendirmesinin hukuki olmadığını söyledi.
Genelkurmay Başkanı basın toplantısında yeni
bilgiye, bulguya ulaşılması halinde askeri savcılığın
soruşturmayı yeniden başlatacağını açıklamasına
karşın, 10 saat kadar önce hükümet tarafından
gece yarısı verilen bir önerge ile AKP’li Meclis
Başkanı’nın bile haberi olmadan yapılan bir yasa
değişikliğiyle askerlerin özel yetkili sivil ağır ceza
mahkemelerinde yargılanması sağlandı. Şimdi sıra
yasa değişikliğini AKP’li cumhurbaşkanının
onaylamasına ve “belge”ye “kâğıt parçası” dediği
için Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ
hakkında dava açılmasına geldi!
Büyük oyun
SESSİZ SEDASIZ (!)
Recep yabancı
dil bilmediği
için utanıyormuş.
Vücut diliyle
gururlansın!
YağmurDeniz
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/ Bir tür işkem-
be çorbasõ. 2/ Ka-
rõşõk renkli... Ta-
bii. 3/ “Kale, hi-
sar, küçük kent”
anlamõna gelen
ve bazõ yer adla-
rõnda kullanõlan
sözcük... Suudi
Arabistan’õn pla-
ka imi. 4/ Bağõş-
lama... Emirlik,
beylik. 5/ Asya’da bir
başkent... “Eviniz ---
gibi küçücük bir evdi /
Sarmaşõklarla balkonu
örtük bir evdi” (A. M.
Dõranas). 6/ Sabahat-
tin Ali’nin bir öykü ki-
tabõ... Bey. 7/ Bitkiler-
den elde edilen ilaçlarla
bir hastalõğõ iyileştir-
mek... Bir nota. 8/ Yi-
yeceği ortaklaşa sağlanan toplantõ. 9/ Vücut õsõsõ...
Kalõn su borusu.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Öğütülmüş acõ biber ve sirkeyle hazõrlanan bir
sos. 2/ Osmanlõ devletinde kapõkulu askerlerine ve
kimi görevlilere üç ayda bir verilen ücret... Kekeme
ya da dilsiz kimse. 3/ İnce deri ya da ince kabuk...
Özsu. 4/ Antalya’nõn Kaş ilçesinde, Eşen Çayõ’nõn
ağzõnda bir kõyõ gölü. 5/ İyi yetişmiş, değerli kimse...
Kurnazlõğa aklõ ermeyen, kolaylõkla aldatõlabilen. 6/
Domuz yavrusu... Yağmur suyunun biriktiği çukur
yer. 7/ Balõk yakalama aracõ... Müslüman ülkelerde
oturan Yunan asõllõ kimse... Çõplak vücut resmi. 8/
Güçlü ve beyaz bir õşõk vererek yanan hidrokarbonlu
bir gaz. 9/ Çalgõcõlara verilen bahşiş.
1 2 3 4 5 6 7 8 9
1
2
3
4
5
6
7
8
9
K O C A G Ö Z M
Ö N E Z E A F İ
R A M K E P E Z
E T T O N R A
M H U E R E N
E S V A K E T A
Z A M A N M İ
V E L A D İ K A
T A T U O Z O N
1 2 3 4 5 6 7 8 9
1
2
3
4
5
6
7
8
9
İrgenekon
Kamil Masaracı yıllık izinin bir bölümünü kullanacağı için çizgilerine bir süre ara vermiştir.
Fetokopi
Nüfus cüzdanõmõ
ve ehliyetimi
kaybettim.
Hükümsüzdür.
TANJU
KARAGÖL
Nüfus
cüzdanõmõ
kaybettim.
Hükümsüzdür.
ERGİN
POLAT
İstanbul Üniversitesi
Siyasal Bilgiler Fakül-
tesi öğrenci kimliğimi
ve pasomu kaybettim.
Hükümsüzdür.
AYLİN TÜRER