18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 22 HAZİRAN 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Erdoğan MYK’ye katılacak İZMİR / İSTANBUL (Cumhuriyet) - Devlet Bakanõ Bülent Arõnç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn aşõrõ sõcaktan kaynaklanan bitkinlik, halsizlik ve buna bağlõ tansiyon sorunu yaşadõğõnõ belirterek, İstanbul’da dinlenen Erdoğan’õn bugün Ankara’da partinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantõsõna katõlmasõnõ beklediklerini söyledi. Erdoğan, dün Üsküdar Kõsõklõ’daki annesinin evinde dinlendi. Kınacıoğlu hayatını kaybetti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Ulaştõrma Bakanõ, eski Erciyes Üniversitesi Rektörü ve ve Gazi Üniversitesi (GÜ) emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Naci Kõnacõoğlu hayatõnõ kaybetti. GÜ Rektörlüğü’nden yapõlan açõklamada, Kõnacõoğlu’nun dün yaşamõnõ yitirdiği belirtildi. Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, eski ulaştõrma bakanlarõndan Prof. Dr. Naci Kõnacõoğlu’nun ailesine başsağlõğõ telgrafõ gönderdi. Kõnacõoğlu için bugün saat 11.00’de GÜ Rektörlüğü’nde, saat 12.00’de de TBMM’de tören düzenlenecek. Kõnacõoğlu’nun cenazesi, Kocatepe Camisi’nde öğle namazõnõn ardõndan kõlõnacak cenaze namazõ sonrasõnda Cebeci Asri Mezarlõğõ’nda toprağa verilecek. 1929’da doğan Kõnacõoğlu, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1953’te mezun oldu. 1988-1992 yõllarõ arasõnda Erciyes Üniversitesi Rektörlüğü yaptõ. 3 Kasõm 2002 milletvekilli genel seçimleri öncesi tarafsõz Ulaştõrma Bakanõ olarak görev yaptõ. Genelkurmay’dan mayın açıklaması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hakkâri’nin Çukurca ilçesi dağlõk arazi bölgesinde, güvenlik kuvvetlerince yapõlan arama sonucunda bölücü terör örgütü PKK mensuplarõnca tuzaklanmõş 17 adet el yapõmõ mayõn ele geçirildi. Genelkurmay Başkanlõğõ’nõn internet sitesinde yer alan duyuruda, güvenlik güçlerinin mayõnlarõ bulunduklarõ yerde imha ettikleri bildirildi. Duyuruda ayrõca, Şõrnak’õn Uludere ilçesi dağlõk arazi kesiminde, bölücü terör örgütü PKK mensuplarõna ait 1 adet Kalaşnikof piyade tüfeği, 2 adet Lav mühimmatõ, 6 adet RPG-7 roketi ve 1054 adet Biksi makineli tüfek fişeğinin de ele geçirildiği kaydedildi. ‘Meclis’e Bilgi Verirsin Ha!’ TBMM’de BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun yaşamını yitirdiği helikopter kazasını araştırmak üzere kurulan komisyon, çalışmalarını sürdürüyor. Komisyon, 9 Haziran günü pilot Fevzi Altunbulak’ı dinledi. Altunbulak, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün, imza attığı uluslararası anlaşmaların gereğini yapmadığını söyledi: “TSK bu anlaşmanın gereğini yapıyor ama Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün böyle bir birimi, personeli, araç gereç ve teçhizatı dahi yok. Havaalanlarında sadece yangın söndürme araçları var. Uluslararası anlaşmalar gereği yasayı çıkarmışız, ama yasanın gereğini, emrini bundan sorumlu birim yapmıyor.” Altunbulak, 2007 yılında Isparta’da düşen ve düşüş nedeni pilotaj hatası olarak açıklanan uçağın 89 kez değişik noktalardan arıza yaptığını, ancak buna karşın pilottan uçuşa devam etmesinin istendiğini de söyledi. Pilotların uçuşlarda bir uçuş defteri tutmak zorunda olduklarını anlatan Altunbulak, şu savları dile getirdi: “Uçakların uçuşa devam etmesi için özel şirketler, pilota kayıt dışı bir ikinci defter tutturuyor. Arızalar, şirket ile pilot arasında olan bu kayıt dışı deftere işleniyor. Uçuş elemanlarının güvencesi yok. Şirket ‘uçacaksın’ diyor. İşini kaybetme korkusu var. İş güvencesi yok. Pilotlar bu tür zorlamalarla karşı karşıya kalıyor. Bu kazada da hava aletle uçmaya uygun değil, görüşle uçacak. Uçsa ayrı, uçmasa ayrı. Uçmasa, şirket ‘neden orada kaldın’ diye pilotu zorlayacak.” Altunbulak, TBMM’de araştırma komisyonunda katıldığı toplantıdan bir gün sonra çalıştığı havayolu şirketinden aranarak işten çıkartıldı. Olanlara anlam veremeyen Altunbulak, komisyona yazdığı mektupla işten çıkartılmasını Sivil Havacılık Genel Müdürü’nün istediğini vurguladı: “Şirketin havayolu işletmecisi sertifikasını da benim işten çıkartılmamdan sonra imzalamıştır. Eğer pilotlar üzerinde uygulanan baskı sonucu pilotlar havacılık kurallarını çiğniyor ve kazalara sebep oluyorsa, bu baskıyı ortadan kaldırmak da Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün görevi ve sorumluluğudur. En temel vatandaşlık görevini yerine getiren bir pilotun doğruları ve gerçekleri söyledi diye işten atıldığı, hiçbir havayolu şirketinin onu işe alamadığı bu ortamda uçuş emniyetinin ne derece sağlanabileceğini takdirlerinize sunuyorum.” Komisyon, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne bir yazı yazılarak Altunbulak’ın neden işten çıkartıldığının sorulmasına karar verdi. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün komisyona ne yanıt vereceği merakla bekleniyor... En turistik yer nire? Turizm mevsiminde olunmasını da fırsat bilen MHP, bir süre önce “Turizm Sektöründeki Sorunların Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi” amacıyla verdiği Meclis araştırması önergesinin, TBMM Danışma Kurulu’nda “öncelikle” görüşülmesini istedi. Kurulda uzlaşma sağlanamayınca, MHP’nin grup önerisi geçen salı günü Genel Kurul’da görüşüldü. Konu turizm olunca, doğal olarak turizm merkezi olan illerin milletvekilleri kürsüye çıktı. Antalya milletvekilleri kürsüye çıkıp, turizm sektörünün sorunlarını anlattıktan sonra milletvekillerini illerine davet etti. AKP Afyon Milletvekili Zekeriya Aslan, “kaymağı ve sucuğu” ile ünlü olan, aynı zamanda turizm merkezlerine ulaşımda “kavşak noktası” olan ilinin “kaplıca merkezi” olmasını da dikkate alarak, “sağlık yatırımları”nın arttırılmasını istedi. AKP İstanbul Millevtekili Mehmet Domaç, “Afyon’a çağır” diye seslenerek, Aslan’a “tüyo” verdi. Kürsüdeki Aslan, hemen pası aldı: “Ben de sizi Afyonkarahisar’a, Kocatepe’ye davet ediyorum arkadaşlar. Kocatepe’ye, Kurtuluş Savaşı’nın yapıldığı o kutsal topraklara davet ediyorum.” Aslan’ın arkasından kürsüye çıkan DTP Diyarbakır Milletvekili ve Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş ise bir “serzenişte” bulunarak söze başladı: “Bugün halen okullarda bile, ilkokulda, ortaokulda, lisede bile turizmle ilgili bilgiler öğrencilere aktarılırken Türkiye’nin turizm merkezlerinin sahilden ibaret olmadığı, olmayacağı anlatılır ama ne hikmetse bu yalın gerçeklik bu kadar biliniyor olmasına rağmen, bu kadar gündemde tutuluyor olmasına rağmen hükümetlerin turizm politikası sahil kentlerini, sahil kasabalarını bugüne kadar aşmamıştır.” Türkiye’de turistlerin ancak belki binde birinin Orta, Doğu, Güneydoğu Anadolu’yu görmüş olabileceğini belirten Demirtaş, TBMM’de bile hâlâ Hakkâri’yi, Şırnak’ı görmemiş milletvekilleri olduğunu anımsattı ve bir çağrı yaptı: “Turizm aynı zamanda bir kültür alışverişidir, bir diyalog vesilesidir. Ben buradan TBMM üyelerine bir çağrıda bulunmak istiyorum: Bu yıl tatillerini Van’da geçirsinler, Hakkâri’nin yaylalarını ziyaret etsinler, Diyarbakır’ın surlarını görsünler, Batman’a, Hasankeyf’e gelip tarihi, turistik merkezleri ziyaret etsinler, Urfa’da inanç turizmine katkıda bulunsunlar, Adıyaman’da Nemrut Dağı’nı ziyaret etsinler.” Demirtaş’ın bu çağrısına ilk yanıt, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’dan geldi. Günay, “Kültür Yolu” projesi çerçevesinde, hafta sonunda Gaziantep ve Hakkâri ile yaylalarındaki etkinliklere katıldı... Ceylan derisinin üstüne ‘şıp’ dedi damladı! TBMM Genel Kurulu salonu, 10 yıl önce Mustafa Kalemli’nin TBMM Başkanlığı döneminde sil baştan değiştirildi. Salondaki oturma düzeni değiştirilip, “yüksek kürsü” yerine “daha demokratik ve sivil” olduğu gerekçesiyle daha alçak konuşmacı kürsüsü yapıldı. Bu arada kahverengi koltukların yerini “ceylan derisi” koltuklar aldı. Elektronik oylama sistemi getirildi, havalandırma düzeneği de yenilendi. Salon yenilendi yenilenmesine ama milletvekillerinin şikâyetleri bitmedi, tersine arttı. Genel kurul salonu için büyük bütçeler harcanırken, binanın “çatısı”na dokunulmadı. Meclis ana binası içindeki diğer birimlerde zaman zaman “dam akması” vakaları yaşanıyordu. Ama geçen günlerde Ankara’yı teslim alan sağanak yağışa, genel kurul salonunun çatısı dayanamadı. Sağanak bastırınca, yağmur damlaları ünlü ceylan derisi koltukların üzerine “şıp şıp” diye damlamaya başladı. TBMM Başkanı Köksal Toptan, televizyon ekranlarından eksik olmayan “damı akan Meclis” haberleri ve görüntülerinden rahatsız oldu. Çatının aktarılması ve yenilenmesi işinin bu yaz derhal yapılması talimatını verdi. TBMM Genel Sekreterliği, ihale kararı aldı. TBMM Genel Kurulu’nun 1 Temmuz’da tatile girmesinin ardından 1 Ekim’de açılmasına kadar geçen üç aylık sürede çatı aktarılacak... Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan [email protected] Muhsin Yazıcıoğlu Mustafa Kalemli Eczacõlarõn fatura ödemelerini bekleterek 1 milyon TL’nin üzerinde para aldõ Komisyoncu SGKANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Sosyal Güvenlik Kuru- mu’nun (SGK), eczacõlarõn fa- tura ödemelerini bekleterek ban- kalardan komisyon adõ altõnda 1 milyon TL’nin üzerinde para al- dõğõ ortaya çõktõ. CHP’li Ali Rıza Öztürk, ec- zacõlarõn fatura ödemelerinin iki gün bankalarda bekletildiği ve bunun karşõlõğõnda Sosyal Gü- venlik Kurumu’nun bankalardan komisyon aldõğõ iddiasõnõ soru önergesiyle TBMM gündemine taşõrken önergeye Çalõşma ve Sosyal Güvenlik Bakanõ Ömer Dinçer’in verdiği yanõt iddiala- rõn doğruluğunu ortaya koydu. CHP’li Öztürk; Dinçer’e, “Ec- zacılara ödenmek üzere fatu- ra bedeli olarak bankaya ya- tırılan paralar, bankalarda iki gün neden bekletilmektedir, bunun yasal dayanağı nedir? SGK kendisine ait olmayan ve tümüyle eczacılara ait olan bu paraların üzerinden banka- lardan komisyon ya da pro- mosyon almasının yasal daya- nağı nedir? SGK gelir elde etsin diye kamu gücünü kul- lanarak eczacıların hakları- nın gaspını hukuk devletinde kabul etmek mümkün mü? SGK bu şekilde bugüne kadar bankalardan ne kadar komis- yon aldı?” sorularõnõ yöneltti. İddiaları doğruladı Soru önergesini yanõtlayan Çalõşma ve Sosyal Güvenlik Bakanõ Dinçer ise iddialarõ doğ- ruladõ ancak eczacõlarõn hak kaybõnõn olmadõğõnõ savundu. SGK Yasasõ’nõn 18’inci mad- desinde, “tahsilat ve ödemele- rin hızlı, güvenli ve düşük maliyetle yapılması hususun- da banka ve diğer finansal kuruluşlarla protokol yap- ma” hükmünün yer aldõğõnõ ifa- de eden Dinçer, söz konusu hü- küm gereğince 26 banka ile prim tahsilatõ, 22 banka ile ge- lir/aylõk ödemesi ve 18 banka ile sağlõk ödemelerine ilişkin pro- tokol imzalandõğõnõ kaydetti. Dinçer, önceki dönemde söz konusu işlemlere aracõlõk eden banka ve şube sayõsõ arttõğõ için verilen ve alõnan hizmet ağõnõn genişletildiğini belirtir- ken, SGK’ye ödeme yükümlü- lüğü bulunan işverenler ile ge- lir/aylõk alanlar ve sağlõk hiz- meti sunucularõna, hizmete ko- lay ulaşabilme imkânõ sağlan- dõğõnõ söyledi. Yargõlanmaya başlandõklarõnda çocuktular, bugün her biri birer ebeveyn Adaleti arayan dava İLHAN TAŞCI ANKARA - 12 Eylül darbe- sinin ardõndan açõlan Dev-Yol davasõnda, kaybolan 275 klasör belgeyle birlikte 27 yõldõr ada- let aranõyor. Yargõtay 11. Ceza Dairesi, üçüncü kez yapacağõ temyiz duruşmasõnda, yerel mahkeme kararõnõ onarsa, yarõm asõrlõk ömürlerini geride bõrakan sanõklara yeniden cezaevi yolu görünecek. Sanõk avukatlarõn- dan Şenal Sarıhan davaya baş- landõğõnda dünyaya gelen oğ- lunun bugün 29 yaşõnda oldu- ğuna işaret etti. 12 Eylül sonrasõnda açõlan ve bugüne değin bitmek bilme- yen hukuksuzluk davasõ Dev Yol’da, Yargõtay perşembe gü- nü üçüncü kez “son sözünü” söyleyecek. 723 sanõkla başla- nan davada, 19 Temmuz 1989’da Sõkõyönetim Mahke- mesi sanõklardan 7’sine idam, 39’una ömür boyu hapis ceza- sõ verdi. Davanõn Yargõtay’daki ilk temyiz incelemesi 1995’te ya- põldõ. Verilen cezayõ az bulan Yargõtay, kararõ bozdu. Sõkõ- yönetim mahkemelerinin ka- panmasõ üzerine yargõlama, 1996’da Ankara 6. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde başladõ. Yak- laşõk 6 yõl süren ikinci yargõla- mada sanõklardan 22’si hak- kõnda önce idam cezasõ verildi; sanõklarõn iyi hallerini ve bazõ sanõklarõn yaşõnõn küçük ol- masõnõ dikkate alan mahkeme cezada indirime gitti. 275 klasör kayıp Dava Yargõtay’da görüşülür- ken 740 klasörlük dosyanõn 275 klasörünün kaybolduğu ortaya çõktõ. İkinci incelemede Yargõ- tay, idam cezasõnõn kaldõrõlmõş olmasõnõ dikkate alarak kararõ ikinci kez bozdu. 2005’te Ağõr Ceza Mahke- mesi’nde üçüncü kez başlayan dava 3 Ekim 2006’da karara bağlandõ. Mahkeme, idam ce- zasõnõn kaldõrõlmõş olmasõnõ dik- kate alarak 20 sanõk hakkõnda ömür boyu hapis, 2 sanõk hak- kõnda da 16 yõl 8 ay hapis ce- zasõna karar verdi. Sanõklardan Osman Nuri Ramazanoğlu şubat ayõnda ge- çirdiği kalp krizi sonucu yaşa- mõnõ yitirirken adalet hâlâ yeri- ni bulmamõştõ. Sanõk avukatlarõndan Şenal Sarıhan, 1980’de mesleğe baş- ladõğõnõ belirterek “Bütün avu- katlık deneyimim bu dava üzerinden. Başladığımda bir- kaç yıllık avukattım. Bu dava süresince iki çocuk sahibi ol- dum. Oğlum bugün 29 yaşın- da, diğeri 24” dedi. Avukat Şenal Sarõhan, dava- nõn Türk hukuk sistemi açõsõn- dan son derece önemli olduğu- nu belirtirken süreci “karaba- san” olarak nitelendirdi. 12 Eylül darbesinin ardõndan açõlan Dev-Yol davasõnda, kaybolan 275 klasör belgeyle birlikte 27 yõldõr adalet aranõyor. Hâkim Ede davadan çekildi Ergenekon davasında yargılanan Hurşit Tolon’un tahliye kararında imzası bulunan Necat Ede, bazı gazete ve televizyonlardaki haberlerden rahatsızlık duyduğunu belirtti İstanbul Haber Servisi - İstanbul 12. Ağõr Ceza Mahkemesi hâkimi Necat Ede, “ku- rumsal olarak baskı altına alındığını” be- lirterek davadan çekildi. Ergenekon dava- sõndan yargõlanan emekli Orgereneral Hur- şit Tolon’un tahliye kararõnda imzasõ bulu- nan Necat Ede, bazõ gazete, televizyon ve in- ternet sitelerinde “Hurşit Tolon’u tahliye eden hâkim, Prof. Haberal’ı da tahliye edecek” haberlerinden rahatsõzlõk duyarak davadan çekilme talebinde bulundu. 12. Ağõr Ceza Mahkemesi, hâkim Ede’nin çe- kilme talebini kabul etti. Hürriyet gazetesinde dün yayõmlanan ha- bere göre bazõ gazete, televizyon ve internet sitelerinde “Prof. Haberal’la ilgili yapılan tahliye talebinin, Tolun’u tahliye eden hâ- kim Necat Ede tarafından değerlendiri- leceği ve tahliye kararı çıkacağı”na ilişkin iddialar yer aldõ. Haberlerde aynõ davada yar- gõlanan ve sağlõk durumu nedeniyle tahliye edilen emekli Orgeneral Şener Eruygur’un eşi Mukaddes Eruygur’a ait olduğu öne sü- rülen ses kasetlerindeki “12’nci ve 14’ün- cü Ağır Ceza mahkemeleri bizden” şek- lindeki sözlerine gönderme yapõldõ. ‘Objektif karar alınamaz’ Prof. Haberal’õn avukatlarõ 8 Haziran’da nöbetçi olan 12’nci Ağõr Ceza Mahkeme- si’ne tahliye talebinde bulunurken aynõ gün basõnda çõkan haberleri ihbar kabul eden Adalet Bakanlõğõ müfettişleri Ede hak- kõnda soruşturma başlattõ. Bunun üzerine Ede, 4 sayfalõk bir dilekçe yazarak Erge- nekon davasõndan çekilmek istediğini be- lirtti. Dilekçesinde, kurumsal olarak baskõ altõna alõndõğõnõ savunan Ede, bu durumda alõnacak kararlarõn objektif olmayacağõnõ ifade etti. Ede, kamuoyuna mal olmuş bir davada yargõlanan kişilerin de yargõnõn yan- sõz ve adil olduğuna inanmasõ gerektiğini belirtti. Ede, dilekçesinde, “AİHM’nin bir kısım kararlarında geçtiği gibi, mahke- me adil bir yargılama yapmış olsa bile, yargılamanın toplum üzerine kimi ters tepkilere neden olması durumunda da- vadan çekilme koşulları oluşabilir. Ay- nı terör örgütüyle ilgili baktığım başka kararlara dair baskı unsuru oluştura- bilecek somut olguda, gizli yürütülen bir soruşturmaya ilişkin TCK’nin 285’inci maddesine muhalefet etme suçunun un- surları da oluşabilir” dedi. Kaynak,irticaylamücadelebelgesinindõşgüçlerinoperasyonuolduğunusöyledi ‘Asıl sorun ordudan bilgi sızması’ MELTEM YILMAZ Eski MİT mensubu Prof. Dr. Mahir Kaynak, Genelkurmay karargâhõnda hazõrlandõğõ öne sürülen “İrticayla Mücadele Eylem Planı”nõ dõş güçlerin operasyonu olarak değerlendir- di. Kaynak, “Burada asıl sorun ordunun bilgilerinin dışarı- ya sızıyor olmasıdır” dedi. Ergenekon’un tutuklu sanõk- larõndan Serdar Öztürk’ün ofi- sinde ele geçirildiği iddia edilen belge, MİT Kontrterör Daire- si’nin eski başkanõ Mehmet Eymür’ün ar- dõndan eski MİT mensubu Mahir Kaynak tarafõndan da “dış güçlerin operasyonu” şeklinde değerlendirildi. Belgenin Genel- kurmay’da hazõrlanmõş olma ihtimaline karşõ “Belgenin Genelkurmay’da hazır- lanmış olduğunu varsaysak da, bu kez ak- lımıza ‘Orduda hiçbir şey gizli kalamõyor mu’ sorusu geliyor. Diyelim ki orduda yapılanlar son derece kötü olsun, fakat devlet içinde- ki bir kurumun bilgilerinin dı- şarıya sızması daha büyük bir sorun değil mi” sorusunu yö- nelten Kaynak, dõşarõya bilgi sõz- masõnõn, orduda haberleşme gü- venliğinin sağlanamadõğõnõn işa- reti olduğunu, bunun da büyük so- runlar yaratabileceğini söyledi. Bu tür operasyonlar ve bilgi sõzdõrmalar aracõlõğõyla, siyaset kurumu ile asker arasõnda kõrõl- ma yaratõlmasõnõn hedeflediğini ifade eden Kaynak şöyle devam etti: “Dev- let kurumları kalbura döndü. Örne- ğin, kimi gazeteler bahsi geçen albayın imzasının sahte, kimisi de gerçek oldu- ğu konusunda kesin yargıya varmış bi- le... Artık Türkiye’de bir safta olmaktan başka çare kalmamış gibi görünüyor. Bu çok vahim bir durum.” CHP’li Öztürk, eczacõlarõn fatura ödemelerinin iki gün bankalarda bekletildiği ve bunun karşõlõğõnda Sosyal Güvenlik Kurumu’nun bankalardan komisyon aldõğõ iddiasõnõ TBMM gündemine taşõdõ. 27 yıllık davada Yargıtay perşembe günü son sözünü söyleyecek. GÜL: TÜRKİYE’DE HİÇBİR ŞEY GİZLİ KALMAZ KARAMAN (AA) - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Taraf gazetesinde ya- yımlanan belgeyle ilgili olarak, “Ko- nuyla ilgili hukuki süreç işliyor. Bü- tün bunlarla ilgili hukuki süreç işli- yor. Türkiye şeffaf bir ülkedir. Bu şeffaflık içinde bir yanlış varsa hu- kuk yoluyla ortaya çıkar ve gereği yapılır. Yanlışlar yoksa, o zaman Türkiye’de kasıtlı yapanlar varsa, o da yanlış olduğu için o da ortaya çı- kar, onlarla ilgili de gereken yapılır. Ama artık Türkiye’de hiçbir şey gizli kalmaz” dedi. Karaman Bele- diye Başkanlığı’nı ziyaret eden Gül, konuyla ilgili soruya cevap verirken hem askeri hem sivil adliye teşkilatı- nın üzerine düşeni yaptığını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle