22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 22 HAZİRAN 2009 PAZARTESİ 10 HABERLER DEĞİŞEN DÜNYADAN HÜSEYİN BAŞ Silahlanma Yarışı Hız Kesmiyor Uluslararası Silahsızlanma ve Dünya Çölleşme Günü’nün aynı tarihte yan yana gelmeleri, sanırız basit bir rastlantı değiI. Aslında her iki afet de bir- biriyle ilintili, dahası her ikisi de bir önceki yıla kı- yasla tam tersi istikamette yol alıyor. Dünya her ge- çen gün daha fazla çölleşirken, savaş doğuran si- lahlanma yarışının da hız kesmediğine bu yıl da ta- nık oluyoruz. Afganistan savaşının yeni bir ivme kazanma beklentisi bir yana bırakılırsa Irak, Lübnan, İsrail- Filistin çatışmalarının yeniden başlaması uzak bir ihtimal olarak görünmese de, en azından şimdilik durmuş görünüyor. Ama gezegenin tümüne bakıl- dığında bu irili ufaklı savaşların, bölgesel çatışma- ların sona erdiği anlamına gelmiyor. Kafkaslar’da, Pakistan’ın Afgan sınırı bölgelerinde ve Uzakdo- ğu’dan Afrika’ya çok sayıda potansiyel çatışma odaklarının varlığı biliniyor. Silahlanma yarışının tır- manmasında süren çatışma ve savaşların rolü kuşkusuz büyük. Ama silahlanma için savaş şart da değil. Salt savaş ihtimali bile silahlanmak için ye- terli. ‘Barış istiyorsan savaşa hazır ol’ anlamına ge- len ünlü ‘Si vis pacem para bellum’ boşuna söy- lenmiş bir söz değil. Ayrıca son derece de mantıklı. Ne var ki günümüzde özellikle de silahlanma yarı- şından milyarlarca dolar kazanan çoğu ABD’li as- kersel sanayi devleri için aynı zamanda son dere- cede etkili bir reklam sloganıdır: ‘Barış istiyorsan si- lahlanma yarışına sen de katıl!’ Stockholm Barış İçin Uluslararası Araştırma Enstitüsü’nün (SIPRI) yıllık raporuna göre, 2008 yı- lında silahlanma harcamaları bir kez daha rekor dü- zeylere ulaşmış bulunmaktadır. 8 Haziran’da ya- yımlanan söz konusu raporda geçen yılki Irak sa- vaşı, Çin’deki ekonomik gelişme, Rusya’nın yeni- den uluslararası silah pazarında yerini alması ise bu konudaki rekorun nedenleri arasında. Geçen yıl 1 trilyon 118 milyar dolar olan dünya silah harcamaları 2008’de 1 trilyon 464 milyar dolara ulaşmıştır. Bu rakam dünya zenginliğinin yüzde 2.4’üne eşittir. Başka bir deyişle gezegende yaşayan insanların her biri silahlanma için 217 dolar harcamıştır! Silahlanma harcamalarında Birleşik Devletler her zaman olduğu gibi bu kez de en önde görü- nüyor. SIPRI’nin araştırma sorumlusu Sam Perlo- Freeman söz konusu raporun önsözünde ‘silah- lanmanın’ terorizmle savaş gerekçesinin çok sayı- da ülkeyi etkilemiş olmasından kaynaklandığını vur- guluyor. Irak ve Afganistan savaşları Birleşik Dev- letler’e 903 milyar dolarlık ek bir harcamaya mal ol- muştur. SIPRI’ye göre Birleşik Devletler askeri har- camalarda yüzde 41’le en öndedir. ABD’nin silah harcamaları 1999’dan bu yana yüzde 67 artarak 2008’de 607 milyar dolara ulaşmıştır. Çin ise ilk kez ikinci sıradadır. Rusya ve Çin on yıl- da askeri bütçelerini üç katı arttırmışlardır. Çin’in dün- ya silahlanma harcamalarındaki payı yüzde 6, Fran- sa ve İngiltere’nin payları ise yüzde 4.5 olarak gö- rünmektedir. Latin Amerika da yarışa katılmıştır. Ör- neğin Brezilya’nın silah harcamaları yüzde 50 artış- la ilk kez ön sıradadır. Askeri harcamalarda ön sı- rada yer alan on beş ülke arasında silahlanmaya 1999’dan bu yana en az para harcayan iki ülke ise -yüzde 11’le Almanya, -yüzde 1.7 ile Japonya’dır. Tarih savaşları silahlanma yarışının körüklediği- ni göstermektedir. Silahlanma yarışı savaşları, sa- vaşlar silahlanma yarışını kışkırtmaktadır. Bu kısır- döngünün ortadan kalkması ise neredeyse ola- naksızdır. Zira yarıştan her zaman aslan payını alan ABD’nin dev silah endüstrisi için savaşlar ve onun doğal uzantısında yer alan silahlanma yarışı dün- ya egemenliğinin yanı sıra milyarlarca dolarlık ‘tat- lı kârların’ da vazgeçilmez kaynağıdır. ABD yöne- timi dahil ona engel olacak hiçbir güç yoktur. Zira askersel sanayi devi salt şu ya da bu büyük şirketle sınırlı değildir, bizzat Birleşik Devletler’in kendisi- dir. Yönetimde W. Bush ya da Barack Obama’nın olması fark etmez!.. Wall Street savaşı bu yüzden sever. Durgunlu- ğun dibe vurduğu 2000’li yıllarda Irak’ın işgaliyle New York borsası üç ay gibi kısa sürede 1000 pu- anlık bir artış kaydetmiştir. Nobelli ekonomist Stiglitz’in hesaplamalarına göre, Irak savaşının Bir- leşik Devletler’e maliyeti, ölüp giden yüzbinlerin ya- nı sıra 3000 milyar dolar gibi ürkünç düzeylerdedir. SIPRI’ye göre 2008’de dünyanın silahlara harcadığı para on yılda yüzde 45 artarak 1.464 milyar dola- ra ulaşmıştır. 1970 yılında İsviçreli bilim adamı Ba- bel’in hesaplamalarına göre geçen 5600 yılda patlak veren 14.500 savaşta o günkü dünya nüfu- sunun iki katı 3.5 milyar insan ölmüş, 110 milyonu da sakat kalmıştır. 2. Dünya Savaşı’nın maliyeti 4 trilyon dolara ulaşmıştır. Emperyalizmin 20. yüzyı- lın 68 yılında kundakladığı 32 savaşın maliyeti 6.600 trilyon dolardır. 5600 yılda gerçekleşen 14500 sa- vaşın toplam maliyeti ise 500 kentrilyon gibi akıl al- maz düzeylerdedir. Bu, yine Babel’e göre eni 8 ki- lometre, kalınlığı 8 metre, uzunluğu ekvatoru çev- releyen som altından bir kuşağın değerine eşittir! Açların sayısının 1 milyar sınırını aştığı, onlarca sa- vaşın kuluçkada olduğu, milyonlarca insanın eği- timden, temiz sudan, sağlık hizmetlerinden bütü- nüyle yoksun bulunduğu, savaş ya da yoksulluk yü- zünden yurtlarını terk ederek göç yollarına düşen- lerin sayılarının 26 milyonu aştığı bir dünyada si- lahlanma yarışına harcanan paraların sadece kü- çük bir yüzdesiyle bu felaketlerin önlenmesi müm- kün. Ama kimin umurunda!.. T.C. DÜZCE 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No: 2009/367 Esas Satõlmasõna karar verilen taşõnmazõn cinsi, niteliği, kõymeti, adedi, önemli özellikleri: 1- TAPU KAYDI Düzce ili Merkez Karaca Hacõ Musa Mahallesi 576 parsel 1.078,57 m2 Betonarma ev ve arsasõ ÖZELLİKLERİ: Taşõnmaz üzerinde halihazõr dõş kapõ numarasõ 16 olan, tek katlõ betonarme bir bina mevcut olup bu bina üzerinde iki adet daire bulunmaktadõr her daire bir giriş, 3 oda banyo ve tuvaletten oluşmaktadõr oda tabanlarõ ha- lõ ile kaplanmõş vaziyette giriş tabanõ mineflo, tuvalet ve banyo zeminleri ve yan duvarlarõ yarõya kadar kelebodur olarak yapõlmõştõr bina içersinde elektirik ve suyu mevcuttur her dairenin kullanõm alanõ 112,50 m2’dir. Binanõn her iki dai- resinde özellikleri aynõdõr. Binanõn üzerine beton atõlmõş fakat çatõsõ kapatõlmamõş vaziyettedir. Taşõnmaz Karaca Hacõ Musa Mahallesi hudutlarõ dahilinde ve Kurs Sokak üzerinde bulunan bir taşõnmazdõr. Öztürk kavşağõnda sağ tarafta bu- lunan bir taşõnmazdõr İMAR DURUMU: Taşõnmazõn tamamõnõn imar uygulama alanõ içersinde kalmakta olduğu ve imar planõnda taşõnmazõn tamamõnõn konut alanõ olarak ayrõlmõş olduğu anlaşõlmaktadõr. Ayrõk nizam 3 katlõ inşaat izni bulunmaktadõr. Satõş Saati: 14.00-14.10 Arasõ Muhammen Bedeli: 278.556,50 YTL Satõş Şartlarõ 1- Satõş 10.08.2009 günü yukarõda belirtilen saatler arasõnda Düzce 2. İcra Müdürlüğü salonunda açõk artõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu artõrmada tahmin edilen değerin %60’õnõ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa alacaklarõ toplamõnõ ve satõş ve paylaştõrma giderlerini geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedele alõcõ çõkmazsa en çok artõranõn taahhüdü saklõ kalmak şartõyla 20.08.2009 günü aynõ yer ve saatler arasõnda ikinci artõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu artõrmada da rüçhanlõ alacaklõlarõn alacaklarõ toplamõnõ, satõş ve paylaştõrma giderlerini geçmesi ve artõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõ lazõmdõr. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa satõş talebi düşecektir. 2- Artõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranõnda pey akçesi veya bu miktar kadar bir bankanõn teminat mektubunu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir, alõcõ istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre ve- rilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu harç ve masraflarõ ile KDV alõcõya aittir. Birikmiş vergiler satõş bedelinden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr; aksi takdirde haklarõ tapu sicil ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaktõr. 4- İhaleye katõlõp daha sonra ihale bedelini yatõrmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif ettikleri bedeli ile son ihale bedeli arasõndaki farktan, diğer zararlardan, temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardõr. İhale farkõ temerrüt faizi ayrõca hükme hacet kalmaksõzõn dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alõnacaktõr. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup gideri verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir. 6- Satõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarõda yazõlõ dosya numarasõyla müdürlüğümüze başvurmalarõ ilan olunur. İş bu ilan tebligat yapõlamayan il- gililere tebligat verine kaim olmak üzere ilan olunur. (İİK m.126) (*)İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleride dahildir. Basõn: 34682 TÜREY KÖSE ANKARA - 12 Eylül 1980 askeri dar- besinden sonra Danõşma Meclisi’ne giren Kamer Genç, o tarihten bu ya- na sözünü sakõnmayan bir politika- cõ olarak başkent siyasetinin en renkli aktörleri arasõnda yerini ko- ruyor. Tazminat ödeme rekort- meni olan Genç’in, tazminat öde- diği liderler 30 yõllõk siyasal mü- cadelesinin taraflarõnõ da özetli- yor: Deniz Baykal, Turgut Özal, Mesut Yılmaz, Tayyip Erdoğan. AKP’lilerin TBMM’de linç etmeye kalkõştõ- ğõ Genç, üslubunda bir sorun gör- müyor ve “Başbakan’a da, Cumhurbaşkanı’na da ‘sayõn’ demem. O makamlara kendile- rini layık görmüyorum, saygı duymuyorum. Ben 12 Eylül’den sonra askerlerle mücadele ettim. Turgut Özal’ı bitirdim. Süleyman Demirel’in tekrar cumhurbaşkanı seçilmesini engelledim. Erdoğan’ı da bitireceğim” diye meydan okuyor. 12 Eylül sonrasõnda “veto” edildiği dö- nem ve DYP’nin barajõ aşamadõğõ dönem dõşõnda son 30 yõldõr sürekli parlamen- toda, gündemde, gazete sayfalarõnda, televizyon ekranlarõnda yer alan bir si- yasetçi olan Kamer Genç’le siyasal ya- şamõ ve üslup tartõşmalarõnõ konuştuk. - Gelgitleri olan bir siyasal çizginiz var. Siyasal konumunuzu nasıl ta- nımlıyorsunuz? - Ben sosyal demokratõm. DYP’ye geç- tiğimiz zaman da, “DYP’nin sosyal demokrat kanadıyım” demiştim. Emek- ten yanayõm, hõrsõzlõklarla, yolsuzluklarla, işkenceyle mücadele eden bir karaktere sahibim. 1995’te Baykal beni liste dõşõ bõ- raktõ. Ben de Tunceli halkõna sordum; “DYP ile CHP zaten koalisyon ortağı” dediler. O nedenle DYP’den aday ol- dum. DYP’yi içime sindiremedim. Si- yaset yaparken de DYP’nin amblemini arabama asmadõm. - Tansu Çiller’e mi sempati duyu- yordunuz? - Sempati meselesi değil de... Halk Tunceli’de bu insanlarõ sevmiyor. 1992- 97 arasõnda yoğun terör, işkence, cina- yetler vardõ. Tansu Hanõm’õn o olaylarõn içinde olacağõnõ zannetmiyorum, ama ona mal edildi köy yakmalar falan... - Tansu Çiller “şahin” değil miydi? “Bizim için kurşun atan da birdir, yi- yen de” sözleri unutulmadı... - O söylemleri tabii ki tasvip etmem. Zaten Mehmet Ağar gelince DYP’den istifa ettim... - “Bağımsız” olmak daha rahat ko- nuşma olanağı mı sağlıyor? - Erdal Bey zamanõnda SHP’deydim, rahattõm. DYP’de de muhalefet ediyor- dum. Ama onlar muhalefet tarzõmdan ra- hatsõzdõ. Tansu Hanõm’dan ihtar gelme- di. Merve Kavakçı Meclis’e geldiğin- de çok etkili oldum. O günlerde ben te- levizyonlara çõkõp soygunlardan, talan- lardan söz ediyordum. DYP’den bazõ ar- kadaşlar, niye böyle söylüyorsun, bizim parti içinde de böyle şeyler var, diyordu. Bağõmsõz, tek olmak zor, her taraftan sal- dõrõ oluyor, yanõmda 3-5 arkadaş olsa... İçtüzük ihlalleri oluyor, müdahale edi- yorum, kale almõyorlar. Türkiye’nin olaylarõnõ çok iyi bilen biriyim. Yol- suzluklar, suiistimaller, devlet katõnda- ki atamalarõ çok iyi biliyorum. İçtüzüğü iyi biliyorum. Beni konuşturmamak için içtüzüğü değiştirmeye kalktõlar. Bütün engellemelere rağmen en çok kürsüye çõ- kan milletvekili benim. - TBMM’de en çok Cumhurbaşka- nı Abdullah Gül ve Başbakan Erdo- ğan’ı hedef alıyorsunuz... - Abdullah Gül, o makama seçilecek kişi değildi. Atatürkçü, çağdaş, demokrat bir kişinin o göreve gelmesi gerekirdi. Al- evilere önyargõlõ bir cumhurbaşkanõ. Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluş felsefesinin bu kadar değiştiği bir dönem görülmedi. Cemaatçi, sadakaya muhtaç bir halk yaratõlmaya çalõşõlõyor. 12 Ey- lül döneminde işkenceler vardõ, bizim bölgelerimizde birçok faili meçhul- ler oldu. Onlara karşõ her türlü mü- cadeleyi verdim. Özal’a yaptõğõm mücadeleyi herkes biliyor. De- mirel’in 2. defa cumhurbaşkanõ olmasõnõ önledim. Mesut Yõlmaz döneminde enerjideki yolsuz- luklarõ ben dile getirdim. Geçen dönem ben yoktum, AKP yüz- de 47 oy aldõ. İnanõyorum ki, bu seçimde aynõ sonucu alamaya- caklar. Türkiye Cumhuriyeti’nin bir bakanõ makam aracõyla tari- katlara ziyarete gidiyor. Rejim tehlikede, şeriat rejimi getirmek istiyorlar. Anadolu’da insanlar iç- ki satmõyor, mahalle baskõsõ yaygõn. Din baskõsõ artõyor. Tayyip Erdo- ğan’õn sonunu çok kötü görüyorum. Turgut Özal’õ bitirdim. Süleyman De- mirel’in tekrar cumhurbaşkanõ seçilme- sini engelledim. AKP’yi de bitirece- ğim. - “15 yaşında evlenen kızın kocası Çankaya’da” benzeri ifadeleriniz AKP’lileri çileden çıkarıyor. Üslubu- nuza yönelik eleştirileri nasıl karşılı- yorsunuz? - Meclis’te Türkan Saylan’õ anarken bu oldu. “Bu saygıdeğer kişi 13-15 ya- şındaki kızların zorla evlendirilme- mesi, okuması için mücadele etti, ger- çi siz, 15 yaşında evlenen kızın koca- sını Çankaya’ya gönderdiniz ama...” dedim. Kõzdõlar... Hitabet tarzõnõz kar- şõnõzdaki insana göre belirlenir. Hitabet tarzõnõzdaki seviye muhatabõnõzõn fiil- lerine denk düşmelidir. - Cumhurbaşkanı’na da, Başba- kan’a da “sayõn” demiyorsunuz... - Evet, demiyorum. O makamlara la- yõk görmüyorum onlarõ... Saygõ duy- muyorum. Çankaya Köşkü’nde otur- masõ gereken bir insan değil. Tayyip Er- doğan hakkõnda bir sürü suiistimal id- dialarõ var, Türkiye’nin hiçbir mese- lesini halletmedi. - Meclis’te sadece iktidarla de- ğil, DTP’lilerle de aranız iyi değil. Hatta tehdit edildiğinizi söyledi- niz... - DTP’liler Tunceli’yi inkâr et- meye çalõşõyor. Ben silahlõ ey- lemlere karşõyõm. Tehdit konusu- nu ciddiye almadõm. Ama düşü- nebilirler de. DTP’lilerle AKP içinde aynõ düşüncede olanlar ara- sõnda böyle konuşmalar geçmiş gi- bi geliyor. Vesveseye kapõlmõş de- ğilim, korktuğum için değil... Ama kamuoyunda AKP’ye karşõ müca- dele verirken ve hem de ülkenin bir- lik ve bütünlüğünü savunurken baskõ altõnda olduğumun bilinmesini istedim. - Tazminat rekortmeni olarak anı- lıyorsunuz. En yüksek tazminatları kimlere ödediniz? - Turgut Özal’a çok ödedim. Baykal’a ödedim, SHP-CHP birleşmesi döne- minde.. 6 milyar ödedim. En yüksek taz- minatõ Baykal’a ödedim. Erdoğan’a 4.5 milyar ödedim. Çok kişiye ödedim. - “İçki içince kendimi Allah’a daha yakın hissediyorum” dediniz mi? Bu sözler bir zamanlar çok tartışılmıştı... - İçki içince insan üzerinde baskõ kal- kar anlamõnda söyledim. Ben inançlarõ güçlü bir insanõm. Olmayabilir de... On- lar gizli içiyorlar, ben açõk açõk içiyo- rum... İDAMA DA HAYIR DEDİ 12 EYLÜL ANAYASASINA DA Kamer Genç, Danõşma Meclisi’nde Tunceli temsilcisi olarak aktif siyasete başladõ. Danõşma Meclisi’ne gelen ilk idam dosyasõ olan Mehmet Ali Ağ- ca’nõn dosyasõ görüşülürken, sade- ce Genç “hayõr” dedi. Ölüm ceza- larõyla ilgili bir çalõşma yaptõğõmõz günlerde o dönemi “Mehmet Ali Ağ- ca faşist adam. Biz sosyal demo- kratõz. Ama ilke olarak idama kar- şõyõm. Oylama günü akşam üzeri ha- nõmla arabayla giderken radyo ha- berleri verdi, bir üye karşõoy kullan- dõ, deyince, hanõm, o akõlsõz kim, dedi” sözleriyle anlatmõştõ. 12 Eylül anaya- sasõna da “hayõr” diyen Genç, 1983 yõ- lõnda MGK tarafõndan veto edilince si- yasal yaşamõna SODEP’te devam etti. 1987 seçimlerinde önseçimden zaferle çõktõ. 1991’de SHP’den milletvekili se- çildi. SHP-CHP birleşmesinden sonra yine liste dõşõ kaldõ. Bunun üzerine 1995 seçimlerine DYP adayõ olarak gir- di ve kazandõ, 1999’da yine DYP’den se- çildi. 2002 seçimlerinde DYP barajõ aşa- mayõnca parlamentoya giremedi. Kime ne söyledi ? Turgut Özal’a: Nirvana yatõnda işadamlarõndan rüşvet alõyor. Çankaya ormanlarõ içinde oturan zat. ? Güneş Taner’e: Bakan değil, hamal bile olamaz. ? Süleyman Demirel’e: Ancak ölünce kurtulacağõz. Bu işi Demirel’den daha iyi yaparõm. ? Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan’a: Sizin başkanõnõz olan Tayyip Erdoğan bu memlekette başbakan olmadan önce, siyasete atõlmadan önce İstanbul’da bir gecekonduda oturuyor muydu? Bugün dünyanõn sayõlõ zenginleri arasõnda mõdõr değil midir? Bu kaynaklar nereden geldi size? Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir, hukuk devletinde her şey açõktõr ve şeffaftõr. Şeffaf olan şeyleri açõklayõn. Yani, şimdi, başörtüsü yerine herhalde bundan sonra, aldõğõnõz hediyelerdeki mücevheratõ örteceksiniz, öyle görünüyor. Abdullah Gül’ün karõsõnõn parmağõndaki 65 milyarlõk yüzüğü örteceği... Yani, başõnõ örteceğine o yüzüğü örtsün. (AKP’den laf atmalar üzerine) Şimdi, bu kişiye bir görev vermişler, demişler ki: “Kamer Genç kürsüye çıkınca sen git ona laf at.” Yahu, senin gibi kaç kişiyi Kamer Genç burada silmiş! Sen benim muhatabõm olmayacaksõn, Tayyip gelsin, benim karşõmda konuşsun. Benim muhatabõm Tayyip. Ben Tayyip’i istiyorum, Tayyip’i! Tayyip gelsin, benim karşõmda... Ben Tayyip’le televizyonlara çõkayõm, ben ona gerekli dersi her yerde veririm. (Linç girişiminden önceki konuşma) ? Bülent Arınç’a: Bülent Arõnç, Fetullah Gülen’in yurtdõşõndaki çocuklarõnõ topluyor, getiriyor... (Bayram Özçelik yerinden kalkarak hatip kürsüsüne “Allahından kork” diye bağõrarak yürüyor) Yahu ne Allahõndan korkacağõm? ? Fethullah Gülen’e: Fethullah Gülen kim ya? Şimdi Türk ordusu gidecek Fethullah Gülen’le uğraşacak. Bağõmsõz milletvekili Kamer Genç TBMM’de adeta ‘tek kişilik muhalefet’ oldu ‘Erdoğan’õdabitireceğim’ ? ERDOĞAN, DENİZ FENERİ İŞİNİN TAM İÇİNDE - TBMM’de Ergenekon davasını da sık sık gündeme getiri- yorsunuz. Bu davaya nasıl yaklaşıyorsunuz? - Erdoğan’õ iktidarda tutmak için emperyalist bir destek var. Kom- plolar kuruyorlar. Ergenekon bir komplodur. Hükümeti yõk- mak istemek niye suç olsun? TCK’nin o maddesi de değiş- meli. Hepimiz hükümeti yõkmak istiyoruz. İlhan Sel- çuk köşesinde yazmõş. Gazeteci Adnan Akfõrat kendisine mektup yazmõş diye, örgütün yö- neticisi olan İlhan Selçuk’la irtibat kur- muş oluyor! Memleketin geleceğini karanlõk görüyorum. Ye- ni alternatifler yaratõlmalõ. AKP ilk seçimde iktidardan dü- şer. Çocuklarõ bursla okuyan kişi, bugün sayõlõ zenginler ara- sõna giriyor. İktidardan düşsün, bir defa ayağõ kayarsa tu- tunmasõ mümkün değil. Deniz Feneri’ne bakõn, Erdoğan, bu işin tam içinde. O paralarõn geldiği tarihte Zahid Akman’õn pasaportuna baksõnlar, kaç kere Almanya’ya gidip gelmiş? Bu işin odak noktasõ Erdoğan. Bu, enin- de sonunda ortaya çõkacaktõr. (Fotoğraflar:NECATİSAVAŞ)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle