23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 1 HAZİRAN 2009 PAZARTESİ 4 HABERLER 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Türkan Saylan Tartışmaları... Türkan Saylan tartışmalarına bakıyorum. Toplumun nasıl ayrıştığını gösteren bir ölçüt ola- rak durumu gözler önüne seriyor. Türkan Saylan karşıtlarına bakıyorum. Konuşma- lar, yazılar. Kâfirlik suçlamaları. Dinsizlik yakıştırmaları. Annesinin Hıristiyanlık misyonunu yüklenme sav- ları. PKK’ye destek verdiğini söylemeler. Bitmeyen, tükenmeyen bir kin, bir öfke, bir sal- dırganlık. Bütün bunlar din adına yapılıyorsa dehşet verici. Bütün bunlar siyaset adına yapılıyorsa korkunç. Bütün bunlar bir cephe adına yapılıyorsa Türkiye öyle bölünmüş ki, inanılması güç. Bir ayraç oldu Türkan Saylan. Bir toplumun nasıl bölünüp parçalandığını ortaya çıkardı. Türkiye şu anda üçe bölünmüş görünüyor. Bir bölüm, Atatürk Cumhuriyetinin ilkelerine sa- hip çıkıyor. Bağımsız, laik, ulusal bütünlüğün sahipleri. Bizim de içinde yer aldığımız bu bölüm kuruluş il- kelerinin güçlü bekçileri. İkinci bölüm, 2. Cumhuriyetçi olan küreselleşme- ci liberaller. Bu bölümde yer alanlar piyasa ekonomisine yan- daş olarak Atatürk’ten uzaklar. Ulusal bütünlüğü savunmuyorlar, ülkenin etnik bö- lünmelerine yakınlar, liberal ekonomiyi savunurken din eksenli gelişmelerden rahatsız olmuyorlar, hat- ta ittifak yapıyorlar. 2. Cumhuriyetçiler, Avrupa Topluluğu’nun koşul- suz yandaşları. Üçüncü bölüm ise, aslında din eksenli bir İslam- Türk cumhuriyeti hedefine yürüyor. Şu anda siyasal iktidardalar. Ekonomik iktidarla- rını pekiştiriyorlar. Dünyadaki her sermaye grubuy- la ittifak halindeler. Toplumun her alanını ‘kendileş- tiriyorlar’. Eğitim, güvenlik, endüstri, ticaret, dış politika, iç po- litika, medya, sivil toplum kuruluşları gibi bütün top- lum alanlarını ‘din eksenli yeniden yapılaşma’ ile ör- gütlüyorlar. Avrupa Topluluğu’nu, Amerika’yı ve etkin odakları kendi amaçları doğrultusunda kullanarak hedefleri- ne yürüyorlar. Türkan Saylan bu üç bölümün birincisinde yer alan bir kimlik. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği açık toplum hedefleriyle kurulmuş. Laik eğitime gönül vermiş. Bu yolda büyük başa- rılar elde etmiş. 2. Cumhuriyetçiler de Türkan Saylan’a sahip çıkı- yor, onu destekliyor. Ama ‘üçüncü din eksenli kesim’, inanılmaz bir sal- dırı içinde öfke püskürüyor. Karalamalar. Her türlü iftira. Hiç gözünü kırpmadan çamur atmalar. İnanılmaz bir ‘öldür onu, boynunu vur, sakın acı- ma’ şiddeti. Sadece bu şiddet, bu şiddetin kaynağı olan nef- ret, toplumun gözünü açmalıdır. Burada bir tartışma söz konusu değildir. Burada bir görüş ayrılığı, bir inanç ayrılığı söz ko- nusu değildir. Burada kin ve nefretin yaşandığı bir cepheleşme, bir savaş, bir ‘bul ve öldür’ şiddeti söz konusudur. İşte, 86 yılda Türkiye Cumhuriyeti’nin getirildiği yer burasıdır. Bunu görmemek, görüp de kabul etmemek tarih- sel bir aymazlıktır. 2. Cumhuriyet yandaşları bu durumu görmezden gelerek kendileri açısından büyük bir yanlış yap- maktadırlar. Bu ‘dinci-liberal ittifakı’ onların düşündüğü gibi yü- rümeyecektir. Elbette bu gidiş Türkiye için çok yeni gelişmelere açık bir gidiştir. Dünya sermayesinin küresel yayılmacılığına karşı çıkışlar güçlenmektedir. Başta Amerikan politikası olmak üzere birçok şey değişecektir. Ortadoğu salt küresel sermaye ile biçimlenmeye- cektir. Türkiye’nin sürüklenmek istenen yerdeki rolleri göz- den kaçmayacaktır. Bu rollerin aktörlüğü kabul edilerek devam mı edi- lecektir? Yoksa Atatürk Cumhuriyeti ilkeleriyle devam mı edecektir? Önümüzdeki günler (belki de yıllar) bu hesaplaş- maya tanık olacaktır. Hep birlikte yaşayıp göreceğiz. erdalatak@gmail.com İçişleri denetçi yardõmcõsõnõn bakanlõğõn internet sitesinde de yayõmlanan yazõsõnda ilginç ifadeler Denetçiden şaşõrtan tezALİCAN ULUDAĞ ANKARA - İçişleri Bakanlõğõ Der- nekler Dairesi Başkanlõğõ Dernekler Denetçi Yardõmcõsõ Kemal Çetin- kaya, yayõmladõğõ yeterlilik tezinde laiklik konusunda tek parti dönemi- ni eleştirirken “toplumun dinine karışılmış ve din devlet tarafından şekillendirilmeye çalışılmıştır. Bu dönem toplumun dinini kendi is- tediği gibi değil de şartların elver- diğince yaşadığı bir dönem olmuş- tur” görüşünü savundu. Çetinkaya, tezinde Deniz Feneri Derneği ile Kimse Yok Mu Derneği’nden de “örnek sivil toplum kuruluşları” olarak söz etti. Denetçi Yardõmcõsõ Çetinkaya’nõn 2008 yõlõnda yayõmladõğõ, İçişleri Bakanlõğõ’nõn internet sitesine de ko- nulan “1980 Sonrası Sivil Toplum” başlõklõ tezin bazõ bölümlerinde şu ifa- delere yer verildi: İslami partiler renk kattı: 1950-1980 arasõ dönemde demokra- sinin gelişimi çok partili siyasi ya- şama geçilmesiyle sağlanmaya baş- landõysa da ülkede demokraside ya- põlan kesintiler ve 1970 sonrasõnõn ka- os ortamõndan sonra sivil toplumun gelişimi bir nebze olsa da beklenen düzeye gelememiştir. Çok partili ha- yata geçilmesi sonrasõ siyasi parti sa- yõsõnda artõşlar olmuş 1970’ler son- rasõ İslami siyasi partilerin de siya- set sahnesine çõkmasõyla siyasi yel- paze çok renkli hale gelmiştir. Laiklik eleştisi: Laikliğin tanõ- mõ gereği devletin dini kendi işleri- ne karõştõrmamasõ, kendisinin de din işlerine karõşmamasõ gerekirken İslam dininin Hõristiyanlõk dininden farklõ olmasõ gerekçesiyle toplu- mun dinine karõşõlmõş ve din devlet tarafõndan şekillendirilmeye çalõ- şõlmõştõr. Bu dönem (tek parti dö- nemi) toplumun dinini kendi istedi- ği gibi değil de şartlarõn elverdiğin- ce yaşadõğõ bir dönem olmuştur. Deniz Feneri’ne övgü: (‘Örnek Sivil Toplum Kuruluşlarõ’ başlõğõ altõnda) Ülkemizdeki Kõzõlay, Türk Hava Kurumu gibi belli başlõ köklü derneklerin arasõnda son zamanlarda iki dernek daha kendine yer etmeye başladõ. Bunlar Deniz Feneri Derneği ve Kimse Yok Mu Derneği’dir. Bu dernekler ülkemizdeki sivil topluma yeni bir dinamizm getirmişler ve halkla sivil toplumun kaynaşmasõn- da etkili olmuşlardõr. Sivil toplum imajõnõ halkõmõzõn zihninde yeni- den oluşturmuşlar ve özellikle tele- vizyonlarda yaptõklarõ programlarla halkõmõza yaptõklarõ yardõmõn kimlere ve hangi şartlarda gittiğini yardõm ya- põlanlarõ rencide etmeden, kõrma- dan dökmeden, en güzel bir şekilde göstermişler ve halkõn güvenine mazhar olmuşlardõr. Örnek gösteri- len bu iki derneğin ortaya çõkardõğõ durumlardan birisi de sivil toplum ku- ruluşlarõ ne kadar şeffaf olursa ve ba- ğõşçõlarõnõ bağõşlarõnõn nasõl değer- lendirildiğinden haberdar ederse hal- kõn güvenini ve sempatisini de o öl- çüde kazanacaklarõdõr. Darbe yorumu: 1970 sonrasõ dönemde ülkede artan şiddet olay- larõ ve kamplaşmalar 1980 darbe- siyle sonuçlanmõştõr. Darbe ülkedeki kara bulutlarõ dağõtmõş ve akan kar- deş kanõ durmuştur. İçişleri Bakanlõğõ Dernekler Dairesi Başkanlõğõ Dernekler Denetçi Yardõmcõsõ Kemal Çetinkaya, yayõmladõğõ ‘1980 Sonrasõ Sivil Toplum’ konulu yeterlilik tezinde toplumun kendi dinini istediği gibi yaşamadõğõnõ belirterek laiklik konusunda tek parti dönemini eleştirdi. Tezinde Deniz Feneri Derneği ve Kimse Yok Mu Derneği’ni örnek sivil toplum örgütü olarak gösteren Çetinkaya, 1980 darbesi için ‘kara bulutlarõ dağõttõ, akan kardeş kanõnõ durdurdu’ ifadesini kullandõ. EĞİTİM-SEN VE KESK ÜYELERİ Öğretmenler adliyeye çõkarõldõ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn talimatõyla başla- tõlan ve beş ilde eşzamanlõ yapõlan operasyon- larda gözaltõna alõnan çoğunluğu Eğitim-Sen ve KESK üyesi 28 kişi, İzmir Adliyesi’ne sevk edildi. İzmir İl Jandarma Komutanlõğõ’na ait yedi minibüsle, sõkõ güvenlik önlemleri altõnda dün sabah saatlerinde İzmir Adliyesi’ne getiri- len 28 kişi, “Terör örgütüne üye olmak” suçlamasõyla nöbetçi savcõlõğa çõkarõldõ. İzmir Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na 6 ay önce gelen ihbarda, İzmir’de jandarmanõn sorumluluk bölgesindeki bir ilköğretim okulunun öğret- menlerinin PKK’nin amaçlarõ doğrultusunda çalõşma yaptõğõ öne sürülmüştü. Savcõlõğõn ta- limatõ ile harekete geçen İzmir İl Jandarma Komutanlõğõ ekiplerinin 6 ay boyunca yaptõğõ çalõşmanõn ardõndan düzenlenen operasyonlar- da çoğu öğretmen 34 kişi gözaltõna alõnmõş, al- tõ zanlõ daha sonra serbest bõrakõlmõştõ. ADANA (Cumhu- riyet Bürosu) - KESK ve Eğitim Sen’e yöne- lik baskõlar, bugün tüm yurtta çok sayõda sendika, oda ve sivil toplum örgütünün ka- tõlacağõ “KESK’e Do- kunma” eylemiyle protesto edilecek. Bir süredir Eğitim Sen ve KESK’e bağlõ sendikalarda yaşanan ve genel merkez yöne- ticilerine dek uzanan polis baskõsõnõn, göz- altõlara ve tutuklama- lara kadar sürmesinin makul hiçbir açõkla- masõ olmadõğõnõ, yet- kililerin sessiz kalõşla- rõnõn da bundan kay- naklandõğõnõ vurgula- yan Eğitim-Sen Baş- kanõ Güven Boğa şun- larõ söyledi: “KESK Merkez Yürütme Kurulu üyesi, Kadın Sekreterimiz Songül Morsumbül, Eğitim- Sen Merkez Yürüt- me Kurulu Üyesi ve Kadın Sekreterimiz Gülçin İsbert, KESK eski Genel Sek-rete- rimiz Abdurrahman Daşdemir ve Eğitim- Sen eski Kadın Se- kreterimiz Elif Ak- gün ile çok sayıda ar- kadaşımız jandarma ve polis tarafından gözaltına alındı. Bir emek örgütü olan Eğitim Sen ve KESK’e yönelik tır- mandırılan polis bas- kısı hiçbir demokra- tik ölçüye uymamak- tadır. Bu faşizan tu- tum amacına ulaşa- mayacaktır.” Tüm demokratik ka- muoyunu, siyasi parti çevrelerini, sendika ve konfederasyonlarõnõ, meslek örgütlerini ve duyarlõ insanlarõ KESK ve Eğitim-Sen ile dayanõşmaya çağõr- dõklarõnõ vurgulayan Güven Boğa, bugün tüm illerde yapõlacak, “KESK’e Dokunma” eyleminin büyük iş- yerlerinin önünde, iş- yerlerindeki emekçile- rin de katõlõmõ sağla- narak gerçekleşeceği- ni, basõn açõklamalarõ- nõn yapõlacağõnõ anõmsattõ. ‘KESK’e Dokunma’ eylemi bugün ÇORUM (Cumhuriyet) - CHP Ge- nel Başkanõ Deniz Baykal, Suriye sõ- nõrõndaki mayõnlõ arazinin temizlen- mesiyle ilgili “Başbakan bir uçak al- dı, 61 milyon dolar. Bunu alacak gü- ce sahibiz de sınırlarımızı temizle- yecek firmaya parasını ödeyecek du- rumda değil miyiz?” dedi. Baykal, CHP Genel Sekreteri Ön- der Sav, Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yar- dõmcõsõ Yılmaz Ateş, milletvekilleri ve CHP’li belediye başkanlarõyla bir- likte Çorum’un Serhatlõ köyünde dü- zenlenen Dedesli Ovasõ Türkmen Şenliği’ne katõldõ. CHP’li Antalya Büyükşehir Bele- diye Başkanõ Mustafa Akaydın’õn da bir Çorumlu olduğunu anõmsatan CHP lideri Baykal, “Aranızda ne cevherler yatıyor. Kim bilir ne Mustafa Akaydın’lar, ne değerli in- sanlar var aranızda. Burada sizin- le birlikte olmaktan büyük mutlu- luk duyuyorum” diye konuştu. Ahlak ve dürüstlüğün önemine dik- kat çeken Baykal, AKP iktidarõna milletvekili dokunulmazlõklarõnõn kal- dõrõlmasõ çağrõsõnda bulundu. Baykal, “Milletvekili dokunulmazlığı ol- mayacak. Bir insan dokunulmazlı- ğa neden ihtiyaç duyar? Yaptığın bir yanlış varsa hesabını ver. He- sabını veremeyeceğin bir yanlışın varsa dokunulmazlığın arkasına saklanıp ‘ülkeyi yönetiyorum’ deme. Hukuk ve adalet herkese eşit işle- sin. İktidara sırtını dayayanlara da, dayamayanlara da adalet eşit iş- lesin” diye konuştu. Ortak yaşama saygõ göstermenin zorlama ve zorbalõktan uzak olmanõn önemine dikkati çeken CHP lideri Baykal, gerçek Anadolu insanõnõn özleminin bu olduğunu söyledi. ‘SINIRLARI TEMİZLEMEYE GÜCÜMÜZ YOK MU?’ Suriye sõnõrõndaki mayõnlõ arazilerin temizlenmesi konusuna da değinen Baykal, bu işin yabancõ bir firmaya ve- rilmek istenmesine ve mayõnlarõn te- mizlenmesi karşõlõğõnda topraklarõn 44 yõllõğõna bu firmanõn kullanõmõna bõ- rakõlmak istenmesine tepki gösterdi. Baykal, şunlarõ söyledi: “Bunu niye ya- pıyoruz? Acaba bu temizleme işinin maliyetini Türkiye karşılayamıyor da ondan mı yapıyoruz? Başbakan bir uçak aldı, 61 milyon dolar. Bunu ala- cak güce sahibiz de sınırlarımızı te- mizleyecek firmaya parasını ödeye- cek durumda değil miyiz? Bunlar yanlış işler. Bunlara müsaade etme- memiz lazım. Türkiye’de demokra- si işleyecekse bunun nasıl işleyeceği- ne millet karar verecek.” Mayõnlõ arazilerin temizlenmesi ko- nusunda, hükümetin yanlõş bir uygula- ma içerisine girmemesi gerektiğini ifa- de eden Baykal, “Sakın ha o yola gir- mesinler. O yola girerlerse kendilerine de millete de zarar verirler” dedi. Çorum’da Dedesli Ovasõ Türkmen Şenliği’ne katõlan CHP lideri Deniz Baykal hükümete yüklendi ‘Uçağa para var mayına yok’ CHP lideri Baykal, “Başbakan bir uçak aldõ, 61 milyon dolar. Bunu alacak güce sahibiz de sõnõrlarõmõzõ temizleyecek firmaya parasõnõ ödeyecek durumda değil miyiz? Bunlar yanlõş işler. Bunlara müsaade etmememiz lazõm. Türkiye’de demokrasi işleyecekse bunun nasõl işleyeceğine millet karar verecek” dedi. Şehit ailesine ziyaret CHP lideri Baykal, Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğ- lu, CHP Genel Sekreteri Önder Sav ve Genel Başkan Yar- dımcısı Yılmaz Ateş ile birlikte Hâkkari’nin Çukurca ilçe- sinde mayın patlaması sonucu şehit olan Piyade Er Deniz Demirci’nin Mamak’taki ai- lesine taziye ziyaretinde bulundu. Baykal bir süre sohbet ettiği acılı baba Halil Demirci’nin, “bu teröre çare bulun” şek- lindeki tepkisi üzerine “Hepimiz bu konuda gayret içindeyiz. İşin ciddiyetini bili- yoruz. Bu bir milli davadır. Mutlaka çö- züm bulmak zorunda- yız” dedi. Fotoğraf: AA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle