22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 9 MAYIS 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Mayıs Sancısı... Ezilmiş akağaç yaprakları, Akdeniz’in güneşiyle so- luyan limon, portakal bahçeleri, seralar... Bu mayıs sancısıdır! Kıyımlar, acılar, ölümler. Her cuma günü okuduğum Gürbüz Çapan kaç haftadır gönderemiyordu yazısını? Mustafa Balbay uyanmış mıydı? Erol Manisalı günlük gazeteleri mi okuyordu? Tuncay Özkan ne yapıyordu? Saçları daha da kırlaşmış mıydı genç yaşına kar- şın? İlhan Selçuk ve Ali Sirmen selam göndermişlerdi pazar günü Manisalı’ya... O iyi yürekli güzel insana! Ve ben de hepsine Furuğ Ferruhzad’ın bir şiiri- ni gönderiyorum: “Bütün gün ağladım aynada/Penceremi ağaçların yeşil düşüne/Açmıştır bahar/Gövdem sığmıyordu yal- nızlığın kozasına ve/Kokusu kâğıtlardan örülmüş ta- cımın/Kaplamıştı gökyüzünü baştan başa/O gü- neşsiz ülkelerin”. 1 Mayıs’ta askeri darbelerin acısını, hüznünü, dar- madağın olmuş, kıyıma ve kırıma uğramış bir ku- şağın öyküsünü anlatmıştım birkaç gün önce... Bir hafta önce Ali Sirmen’in yazısını okuyunca da Pınar Selek’i anımsadım... Baba Alp Selek, dünya iyisi bir insan, çilekeş bir aydın, hukukçu ve yazar! Pınar’ın davası Selek ailesinin değil, demokrasi, hukuk, özgürlükler isteyen, çağdaş hukuk devle- tini savunanların davası değil midir? Bizler 12 Mart’ların, 12 Eylül’lerin özgün koşul- ları içinde işkencelerden geçip içerilerde yattık. Ali’nin belirttiği gibi geçiş dönemlerini yaşadık... Peki, Balbay, Manisalı, Çapan ve Özkan hangi dö- nemi yaşıyor? Demokrasi ve özgürlükler dönemini kimilerine gö- re! Gitgeller içindeyim yine! Pınar Selek’in verdiği hukuk savaşımına destek vermek demokrasiden ve özgürlüklerden yana olan herkesin görevi olmalı. Darbecilik ve çetecilikten tutuklanan bilim insan- larına da, gazetecilere de, aydınlara da... Zaten darbe senaryolarını yazdıkları iddia edilen, sonra da birbirlerine düştükleri öne sürülen emekli paşalarımız ya GATA’da ya da Bağdat Caddesi’ndeki kafelerde. Kala kala kim kalıyor geriye? Dört-beş muvazzaf teğmen, yüzbaşı, binbaşı, yar- bay! Onlar da askeri cezaevinde... İtalya’da Gladyo’nun tasfiyesinde asker en ön- deydi. Savcılar askeri kışlalarda, orduevlerinde ya- tıp kalktı, korundu. Nilgün Cerrahoğlu köşesinde yazdı bunları tüm ayrıntılarıyla... Bir an durdum ve düşünmeye başladım. O sırada telefonum çaldı, Mustafa’nın babası Fev- zi Balbay arıyordu... Yaşamını uzun yıllar direksiyon başında geçirmişti... Bir kamyon şoförüydü baba Balbay... Sesimi duymak istemiş ve telefona sarılmıştı... Bir oğlu gazeteci, bir oğlu ziraat mühendisi, bir kı- zı öğretmendi. Sesi kısılıyordu konuşurken... Mustafa’nın eşi Gülşah’ı, çocukları Yağmur ve De- niz’i, annesi Melek Hanım’ı düşündüm... Yüreğim sanki yangın yeri. Mayıs sancısı başladı içimde. Böyle anlarda “devlet sırrı” olarak kalan, hiçbir zaman aydınlatılacağına inanmadığım o kanlı 1 Mayıs 77 gelir aklıma. Deniz, Hüseyin ve Yusuf... Genç ölülerimiz... Devlet içindeki çeteler, tarikatlar, derin devlet, darbeciler ve darbe heveslileri... Darbeci Kenan Paşa, darbeci oldukları iddia edi- len emekli paşalar dışarıda, bilim insanları, gaze- teciler içeride. Dürüst, onurlu gazeteci Umur Talu ve eşi Şule Ta- lu’yu fişleyen yeteneksiz, çapsız, ahlaksız, utanmaz fişadam ve bunları önemseyen savcılar. Nerede hukukun üstünlüğü ilkesi? Bir oyalamaca, kandırmaca sürüp gidiyor işte. Doğru dürüst bir “sol parti” olsa benim ülkemde tüm karanlıklar yok olur, bir aydınlık kuşatır dört bir yanımızı. O zaman alaca bir şafak kine, öfkeye, hesaplaş- maya dönüşmez! Yaprakların kırpıştırdığı sabah güneşi umut çiçeklerini gülümsetir bize. Onca acı, onca istek gümüş renkli sularda sevginin, barışın, kardeşliğin izini bulur... Demokrasi ve özgürlükler bir yaşam biçimi olur! Öç alma duygusu, töre kıskacı, tarikat şeyhleri- nin ahtapotun kolları gibi ülkemi sarması canımı acıtıyor benim. Ya sizin? [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 Sevgi bayrağı yola çıktı SAMSUN (Cumhuriyet) - 19 Mayõs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramõ’nõn 90. yõldönümü etkinlikleri kapsamõnda düzenlenen 69. Gençlik Bayrak Koşusu ve Gençlik Yürüyüşü başladõ. Ankara’daki 19 Mayõs törenlerinde Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’e sunulacak olan “Sevgi bayrağõ” da yola çõktõ. Bayrak, Amasya, Tokat, Sõvas, Erzincan, Erzurum, Kayseri, Nevşehir ve Kõrşehir’de yapõlacak koşu sonunda 19 Mayõs’ta Ankara’da Cumhurbaşkanõ Gül’e sunulacak. Ucuz ekmek üretimi başladı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir Büyükşehir Belediyesi, dar gelirli yurttaşlarõn yararlanmasõ amacõyla kurduğu Kent Ekmek Fabrikasõ’nda üretime başladõ. Üretim bantlarõndan çõkan ilk ekmeği deneyen Büyükşehir Belediye Başkanõ Aziz Kocaoğlu, kentteki ekmek fiyatõnõ ve kalitesini dengeleyecek miktarda üretim yapacaklarõnõ söyledi. İlk ekmeği gazetecilerle paylaşan Kocaoğlu, ilk aşamada üretilen 25-30 bin ekmeğin tanesinin 40 kuruştan, dar gelirli yurttaşlarõn yaşadõğõ semtlerde satõlacağõnõ belirtti. Devrim arabası ODTÜ Müzesi’nde ANKARA (AA) - “Devrim Arabalarõ” filmi için yapõlan otomobillerden biri, filmin yönetmeni Tolga Örnek tarafõndan ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi Klasik Araba Koleksiyonu’na bağõşlandõ. Otomobilin müzedeki yerini almasõ dolayõsõyla düzenlenen törene, eski ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut’un da aralarõnda bulunduğu öğretim üyeleri ve öğrenciler katõldõ. Tam Gün Yasası’na tepki ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Sağlõk ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasõ (SES) Şube Başkanõ Dr. Mehmet Antmen, yerel seçimler nedeniyle Meclis’e getirilmeyen, “Tam Gün Yasasõ” ile sağlõk emekçilerinin toplumla karşõ karşõya getirilmek istendiğini söyledi. SES yönetici ve üyelerinin katõldõğõ toplantõda, yasanõn, sağlõk hizmetlerinin özelleştirilmesi, paralõ hale getirilmesi, iş güvencesi olan sağlõk emekçilerinin iş güvencelerinin ortadan kaldõrõlmasõ, tüm sağlõk emekçilerinin ücret güvencelerinin yok edilerek piyasanõn, sermayenin kölesi haline getirilmesine yol açacak içerikte olduğunu kaydeden Antmen, “Tam Gün Yasasõ ile tüm hastaneler, sağlõk kurum ve kuruluşlarõ ticarethanelere dönüştürülürken çalõşanlar da çok tehlikeli bir şekilde ‘kâr ve suç ortaklõğõna’ çağõrõlõyor” dedi. CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, AKP’nin anayasa değişikliği girişimini eleştirdi ‘Tehlikeli bir arayõştalar’ OLCAY AKDENİZ ÖZCAN ÖZGÜR MİLAS/MUĞLA - 29 Mart yerel seçimlerinde Muğ- la ve ilçelerinde belediye baş- kanlõklarõnõ kazanan partili- leri ziyaret eden CHP Genel Başkan Başkanõ Deniz Bay- kal, Başbakan Recep Tayip Erdoğan’a Deniz Feneri’yle ilgili yolsuzluk savlarõ konu- sunda hukuku ve yargõyõ iş- letme çağrõsõ yaptõ. Baykal, anayasa değişikliği girişimle- riyle ilgili de AKP hükumeti- nin “tehlikeli bir arayışta” ol- duğunu söyledi. Milas-Bodrum Havaala- nõ’nda partililerin oluşturduğu bir konvoyla karşõlanan CHP li- deri Baykal ve beraberindeki- ler önce Milas Belediye Baş- kanõ Muhammet Tokat’õ zi- yaret etti. Daha sonra belediyenin önündeki kalabalõk kitleye ses- lenen Baykal, 29 Mart yerel se- çimlerinde Muğla’da alõnan seçim sonuçlarõnõn çok önem- li olduğunu belirterek “Muğ- la’da alınan seçim sonuçları Türkiye’nin yüzünü gül- dürmüştür. Siz burada bir başkan seçtiniz bir hafta son- ra hükümetin yarısı gitti. İn- şallah yapılacak ilk seçim- lerde sizin vereceğiniz karar hükümetin diğer yarısını da götürecek” dedi. Deniz Feneri konusuna da değinen Baykal, şunlarõ söyle- di: “Alman yargısı Deniz Fe- neri’ne ilişkin olarak 12 şir- ketin takip edilmesi gerekti- ğini söylüyor. Fakat hükü- metin kılının kıpırdadığı yok. Polisin kılının kıpırdadığı yok. Savcıların kılının kıpır- dadığı yok. Gazeteciler so- ruyorlar, kimsenin duyduğu yok, cevap verdiği yok. Sayın Başbakan sen önce hukuku işlet, önce yargıyı işlet!” Baykal ve partililer daha sonra Yatağan Belediye Baş- kanõ Haşmet Işık ve Muğla Belediye Başkanõ Osman Gü- rün’ü ziyaret etti. Muğla’da da yurttaşlara seslenen Baykal, AKP iktidarõnõn bugünlerde tehlikeli arayõşlar içinde oldu- ğuna dikkat çekerek “Millet- vekilliğini 4’ten 5’e, cum- hurbaşkanlığını 5’ten 7’ye çıkaralım diyorlar. Daha dün 5’ten 4’e, 7’den 5’e indirme- dik mi? Nereden çıktı bu? Anayasa yazboz tahtası mı? Yönetmelikler bile bu kadar değiştirilmiyor. Kendilerine milletin desteğinin azaldığını görüyorlar, ömürlerini uzat- mak için bu tür arayışlara gi- riyorlar. Daha önemli bir arayış var. ‘Yargõ organlarõ bi- zi engelliyor, engeller çõkarõyor. Hatta hesap soruyor. Ben ana- yasaya aykõrõ davransam da yargõlanmamalõyõm. O zaman yargõya siyasilerin yön vereceği bir düzen getir- meliyim’ diyor. ‘Parlamento- da rahatõm, yargõda değilim’ di- yor. Bu ülkenin başına büyük işler açacak bir arayıştır. Buna izin vermeyeceğiz. Yok- sa Türkiye’de demokrasi ha- yal olur” diye konuştu. Baykal, Başbakan Erdo- ğan’õn Ergenekon davasõnda CHP’nin takoz koyduğu id- dialarõnõ da yanõtlayarak “Ben bu davaya takoz koyma pe- şinde değilim. Ben Türki- ye’de adaletin ve hukukun önünde takoz olanları oradan çekip almak istiyorum. Ada- letin önündeki engelleri kal- dırmak istiyorum. Adalet uy- gulamalarındaki çifte stan- darda son vermek istiyorum. Deniz Feneri davası ile o bahsettiğin davanın gidişatı- nı mukayese etme. Türki- ye’de adalet ve hukuk eşit iş- liyor de de bir görelim ba- kalım. Takozu kaldırıver de görelim” dedi. Yerel seçim sonrasında CHP’nin kazandığı yerel yönetimlere ziyaretlerini sürdüren Deniz Baykal dün de Milas, Yatağan ve Muğla’yı ziyaret etti. AKP’nin millet desteği azaldõkça ömrünü uzatmak için anayasa değişikliği gibi arayõşlara girdiğini söyleyen Baykal, “Parlamentoda rahatõm, yargõda değilim diyor. Bu ülkenin başõna büyük işler açacak bir arayõştõr. Buna izin vermeyeceğiz” diye konuştu. ERGENEKON Deniz Baykal hakkında takipsizlik ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal hakkõnda, TBMM grubunda Ergenekon so- ruşturmasõyla ilgili açõk- lamalarõyla “yargı gör- evini yapanı etkileme ve adil yargılamayı etkile- meye teşebbüs ettiği” id- diasõyla yürütülen soruş- turmada takipsizlik kararõ verdi. Baykal, 14 Nisan 2009’da partisinin TBMM Grubu’nda Ergenekon so- ruşturmasõyla ilgili değer- lendirmelerde bulunurken “Bu, bir darbedir. El- bette siyasal bir darbe- dir, bir AKP darbesi- dir. Daha da acısı, bu bir savcılık darbesidir” de- mişti. Ankara Barosu’na kayõtlõ avukatlar Murat Araç, Mehmet Emin Kü- çük ve Süleyman Sallı, 17 Nisan 2009’da bu söz- leriyle yargõ görevini ya- panõ etkileme ve adil yar- gõlamayõ etkilemeye te- şebbüs ettiği iddiasõyla Baykal hakkõnda suç du- yurusunda bulunmuştu. Ankara Cumhuriyet Baş- savcõlõğõ, suç duyurusu üzerine başlatõlan soruş- turmada, kovuşturmaya yer olmadõğõna karar ver- di. Başsavcõlõğõn kararõn- da, Baykal’õn CHP Genel Başkanõ ve milletvekili olduğu belirtilerek suç is- nat edilen sözleri TBMM çatõsõ altõnda, grup top- lantõsõnda söylediği vur- gulandõ. Anayasanõn 83. mad- desinin 1. fõkrasõna göre, TBMM üyelerinin Meclis çalõşmalarõndaki oy ve sözlerinden, ileri sürdük- leri düşüncelerden so- rumlu tutulamayacağõna işaret edilen kararda, Mec- lis çalõşmalarõ kavramõ- nõn, sadece TBMM’deki faaliyetleri kapsamadõğõ, siyasi partilerin grup ko- nuşmalarõnõ ve bunlarõn basõn toplantõlarõnda tek- rarõnõn da bu kapsamda değerlendirildiği vurgu- landõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle