23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
BİZE YAZIN figen_atalay@yahoo.com Şiddeti Yaşayan Çocuklar... Mardin’de yaşanan korkunç olay bitmiş değildir. Bu olayı yaşayan çocuklarda yıllar boyu sürecektir. Çocuklar; korkular, öfkeler, çaresizlik duyguları, öç almalar arasında gidip geleceklerdir. Bunlar ‘sürdürülen kötülükler’dir. Sürdürülen kötülük... Bu tanımın çok önemli olduğunu ve bilinmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir cinayete tanık olmak. Bir tecavüze uğramak. Yakınlarının öldürüldüğünü görmek. Bir depremi yaşamak. Bir savaşın içinde kalmak. Binlerce, milyonlarca çocuk bunları yaşadı, yaşıyor, ne yazık ki ilerde yaşamaları olasılığı da yüksek. Vietnamlı çocuklar, Filistinli çocuklar, Yahudi çocukları, Almanlar, Ruslar, Japonlar, Şilili, Arjantinli çocuklar, dünyanın her yerinde ‘şiddeti yaşayarak öğrendiler’. Şiddeti yaşayan çocuklar nasıl etkilenir? Çocuk ruh sağlığı uzmanları yıllardır bu konuyla uğraşıyor. Travma sonrası stres bozukluğu Panik ataklar Uyku bozuklukları Çeşitli korkular Gelişim gerilemeleri Kişilikte bozulmalar Sosyalleşme bozuklukları Şiddete yönelik davranışlar Kavgacılık Kural bozuculuk Kendi gibi olanlarla duygudaşlık Sigara, alkol, uyuşturuculara düşkünlük Hiçbir şeyi önemsememe Yıllar boyu bunların hangisi, ne zaman ortaya çıkar, tam olarak bilinemez. Eğer bu çocuklar, sosyal destek ile güçlendirilirse bu etkiler azalır. Sürdürülen kötülük... Ölen öldü, kalan kaldı ama, bu çocuklar ne olacak? Düşünen var mı acaba?.. Son günlerde şeriatçõ cephenin dilinden düşürmediği bir kavram var: Laikçilik. Peki nedir bu laikçilik denen şey? Bizim bugüne kadar bildiğimiz kavramlar içerisinde laiklik var, sekülerizm var ama laikçilik yok. Ne olduğu belli olmayan bir kavram bu. Peki, bu kavramõ üretenler, ne amaçla bu kavramõ kullanõyor? Tabii ki takõyye amacõyla. Yani kõsaca şunu söylemekteler: “Bizim laiklikle sorunumuz yok. Laiklik inanç özgürlüğüdür. Ama Türkiye’deki laikçiliktir, biz buna karşıyız.” Kõsaca tercüme edersek; “biz açık açık laiklik düşmanlığı yapamıyoruz” diyerek, laikçilik karşõtlõğõ maskesi altõnda, laikliğin özüne düşmanlõk yapõlmaktadõr. Ama herhalde burada da bir başka taklitçilik var. O taklitçilik, Atatürk devrimlerinin doğru bir şekilde yaptõğõ ayrõmdõr: Dindar ve dinci ayrõmõ. Cumhuriyet, laiklikle dini devletten ayõrmõş, yani dincilik yok olmuş ama dindarlarõn inanç özgürlüğü garanti altõna alõnmõş. Bu çok doğru bir şeklilde yapõlarak, din sömürü aracõ olmaktan kurtarõlmõş. Şimdi bu cephede yanlõş bir şekilde buna benzer bir ayrõm yapmaktadõr. Ne diyelim; kafa karõştõrmakta sõnõr tanõmayan bu cephe, kafa karõştõrmaya devam edecektir. Peki, son olarak, “Velev ki Türkiye’de laikçilik var, Amerika’daki gibi bir laiklik olsa kabul eder misiniz?” diye sorsak, ne derler? Tatmin olurlar mõ? Tabii ki hayõr. Bu cepheyi tatmin edecek tek düzen din devletidir. Bunu iyice anlamadan bu kafa karõştõran takõyyecilerin maskesini düşüremeyiz. Doğan ERGENÇ AÖF 2.sınıf Laikçilik ve takõyye Eğitim Servisi - Garanti Bankasõ’nca, ilköğretim okullarõnda görev yapan öğretmenlerin mesleki gelişimlerine katkõda bulunmak amacõyla Öğretmen Akademisi Vakfõ (ÖRAV) kuruldu. Vakfõn ilk çalõşmasõ olan “Öğretmenin Sınırı Yok’’ adlõ proje “düşünen, sorgulayan ve araştıran bir eğitim modelinin uygulanmasına katkıda bulunmak, öğretmenlerin kişisel ve mesleki gelişimine yönelik eğitim faaliyetleri düzenlemek” amacõnõ taşõyor. Milli Eğitim Bakanlõğõ ile işbirliği içinde yürütülen proje kapsamõnda 1.227 öğretmen ve okul yöneticisinin pilot eğitimleri tamamlandõ. Eğitimler, “İletişim Becerileri”, “Sınıf Yönetimi” ve “Ölçme ve Değerlendirme” ana başlõklarõ altõnda İstanbul, Bursa, Bolu, Çankõrõ ve Karabük’teki 26 okulda, eğitimcilere yönelik olarak gerçekleştirildi. Resmen 15 Mayõs 2009’da başlatõlacak olan projede, 5 yõlda, ilköğretim düzeyinde görev yapan 100 bin öğretmen, yönetici ve müfettişe yüz yüze eğitim verilecek. Garanti Bankasõ Yönetim Kurulu Başkanõ Ferit F. Şahenk, ÖRAV’õ neden kurduklarõnõ şöyle anlattõ: “Değişen çağa ayak uydurmak, 21. yüzyılın dünya vatandaşlarını yetiştirmek, çok zor bir hedeftir. Sürekli yenilenmek, değişmek, tartışmak, sorgulamak isteyen bir zihin yapısı gerektirir. Eğitim sistemimiz artık ‘yaşam boyu öğrenme’ esasına dayalı olarak işlemek zorunda. Bu düzen içinde öğretmenlerimizin rolü ise ‘rehberlik’ olarak ön plana çıkıyor. Değişen dünya koşullarına uyum sağlayabilecek, eleştirel düşünmeyi refleks haline getirmiş, bilgiye ulaşmasını ve kullanmasını bilen, yeni bilgi üretebilen, sürekli öğrenmeyi ilke edinmiş, problem çözücü, yaratıcı, toplumla uyumlu, ekip olarak çalışabilen ‘yarõnõn bireyleri’ne rehberlik etmek. Bu, tüm öğretmenler açısından çok büyük bir sorumluluktur. Onlara geleceğimizi emanet ederken, öğretmenlik mesleğinin kalitesini de garanti altına almak zorundayız. İşte biz de tüm bu nedenlerle, Garanti Bankası olarak, kurumsal bir çatı altında, eğitimin ana omurgasını oluşturan öğretmenlerimize yönelik sürdürülebilir projeleri hayata geçirmek amacıyla, ‘Öğretmen Akademisi Vakfõ’nı kurduk.’’ Öğretmen Akademisi Vakfõ Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Betil de, okul temelli mesleki gelişim ilkesi ile geliştirilen eğitimlere katõlan eğitimcilerden olumlu geri bildirimler ve değerlendirmeler aldõklarõnõ, 2009 içinde yaklaşõk beş bin öğretmene ulaştõrõlacağõnõ söyledi. HAFTANIN SÖZÜ SOUTHEY ERDAL ATABEK SAYFA CUMHURİYET 9 MAYIS 2009 CUMARTESİ 16 GENÇLİK Darüşşafaka Eğitim Kurumlarõ’nda tam burslu yatõlõ İngilizce eğitim için sõ- nav, 31 Mayõs 2009 tarihinde yapõlacak. Bu sõnavla okula, ilkokul 3. sõnõfõ bi- tirmiş, babasõ bulunmayan ve maddi ola- naklarõ iyi bir eğitim almaya yetersiz ço- cuklar alõnacak. Bu sõnavõ ve Darüşşafaka Eğitim Kurumlarõ’nda sağlanan fõrsat eşitliği- ni anlatabilmek amacõyla Türkiye’nin dört bir yanõnda tanõtõm toplantõlarõ yapõlõyor. Sõnav merkezi sayõsõnõ bu yõl 16’dan 20’ye çõkaran Darüşşafaka, tanõtõm top- lantõlarõyla başarõlõ ve yetenekli öğ- rencilere ulaşmayõ, onlara İngilizce eğitim yapan ve üniversiteye girene ka- dar tüm masraflarõ karşõlanan bir okul- da eğitim görme ve hayatlarõnõ değiş- tirme şansõ sunmayõ amaçlõyor. Koç Üniversitesi’nde yaz okulu Koç Üniversitesi Yaz Araştõrma Programõ, yurti- çi ve yurtdõşõndan lisans öğrencilerini, araştõrma be- cerilerini geliştirmeleri ve araştõrma projelerinin içerisinde bulunarak yeni araştõrma yöntemlerini ta- nõyõp, uygulamalarõ için Rumelifeneri Kampusu’nda ağõrlayacak. Haziran ayõndan başlayarak eylül başõ- na kadar sürecek programa son başvuru tarihi 15 Ma- yõs 2009. Programda, Fen Bilimleri, Mühendislik, İktisadi ve İdari Bilimler ve Sosyal Bilimler alanlarõnda proje se- çenekleri bulunuyor. Diğer üniversitelerden gelen öğ- renciler, programa kabul edildikleri takdirde, kendi ilgi ve uzmanlõk alanlarõna uygun olacak mevcut araş- tõrma projelerinin çalõşma gruplarõna katõlacaklar. Programa katõlõm için http://kusrp.ku.edu.tr adre- sinden online başvuru yapõlmasõ gerekiyor. Başvu- ru sonrasõ programa katõlmaya hak kazanan öğren- ciler, Koç Üniversitesi yurtlarõnda ücretsiz kalabile- cek ve hiçbir katõlõm ya da konaklama ücreti öde- meden programa dahil olabilecekler. En az 7 hafta sü- recek olan Koç Üniversitesi Yaz Araştõrma Progra- mõ’nda her bir öğrencinin araştõrma projesinin baş- langõç ve bitiş tarihleri esnek tutulabilecek. Darüşşafaka sınavı 31 Mayıs’ta GENÇLERİN KÖŞESİ Eğitim Servisi - MEF Eğitim Kurumlarõ ile Eğitim ve Bilimsel Araştõrmalarõ Destekleme Vakfõ (EBAV) tarafõndan düzenlenen 18. Uluslararasõ Araştõrma Projeleri Et- kinliği, 12-15 Mayõs tarihleri ara- sõnda gerçekleştirilecek. Fizik, kimya ve biyoloji alanlarõ- nõ kapsayan etkinlikte, Türkiye’den katõlan okullarõn yanõ sõra 19 yabancõ ülkeden 21 okulun 24 projesi sergi- lenecek. Geleceğin mucitlerini ve bilim insanlarõnõ desteklemeyi amaçla- yan etkinliğe, Türkiye’nin çeşitli illerinden fizik, kimya ve biyoloji alanlarõnda toplam 435 proje ile 847 öğrenci başvuruda bulundu. Projelerden 65’i, sergilenmeye de- ğer bulundu. Bilimin birleştirici ortamõnda bir araya gelecek olan dünya gençleri, hafta boyunca kimya, fizik, biyolo- ji tartõşacak, iklim değişimi, genetik çalõşmalar, alternatif enerji gibi ko- nularda fikir alõşverişinde buluna- caklar. Bu yõlõn en ilginç katõlõmõ Hak- kâri’den olacak. Hakkâri Yükseko- va Anadolu Lisesi öğrencilerin pro- jesinin konusu ise “ilaç sevmeyen besinler”. Projelerden bazõlarõnõn konu baş- lõklarõ şöyle:  “İzmir Körfezi’nin iç kıs- mında olta ile tutulan isparoz ve kefal balıklarında ağır metal ve poliaromatik hidrokarbon kirli- liğin halk sağlığı üzerine etkileri”  “Patates cipsleri çocuk sağlı- ğını tehdit ediyor”  “Bakteri yiyen kumaş”  “Görme engellilere sensörlü baston”  “Gereksiz elektrik tüketimi- ne alternatif çözüm”  “Zakkumla sivrisinek müca- delesi”  “Yemiş kabuklarından yapı malzemesi”  “Işık izleyen robot çalışması”  “Çay atıklarından hidrojen” MEF-EBAV 18. Uluslararasõ Araştõrma Projeleri Etkinliği 12 Mayõs’ta başlõyor Yaratıcı projeler yarışacak CMYB C M Y B Ne kadar uzun yaşarsanız yaşayın; ilk yirmi yıl, ömrünüzün en uzun yarısıdır. Düşünen, sorgulayan ve araştõran bir eğitim modelinin uygulanmasõna katkõda bulunmak amacõyla yeni bir proje başlatõldõ Öğretmenin sõnõrõ yok
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle