17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 21 MAYIS 2009 PERŞEMBE 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Siyasette Kalıcılık, DSP, DYP, ANAP ve CHP İki yeni siyasi durum yaşadık: DSP’ye yeni baş- kan seçildi, Masum Türker’e başarılar dileriz. Ve Hüsamettin Cindoruk “orta sağ”ı toparlamak için kolları sıvadı, Anavatan’la birleşmeyi ilk hedef koy- du. Kolay gelsin... Ecevit CHP’den ayrılarak DSP’yi kurdu. CHP’den hoşnut olmayan seçmenlerden de önemli ölçüde oy alarak, iktidara ortak bile oldu. 1999 seçimlerinde tepe yaptı, yüzde 22 oy aldı, iktidarda denendi, 2002 Kasım seçimlerinde oy oranı 1.22’ye düşerek, Ecevit henüz sağken büyük bir yenilgiye uğradı. 2007 seçimlerinde CHP ile ittifak yapmasaydı, dostlarımız hoş görsün, bu- gün belki adı bile unutulmuş olabilirdi! Soru: Neden böyle oldu? “Neden böyle oldu?” diye soracağımız bir siyasi çizgi de, Demirel-Özal partileridir. Yani Adalet Par- tisi ve Doğru Yol Partisi ile ANAP (Anavatan Partisi). Seçimlerde bu partiler de eridi ufaldı, yerlerini dinci AKP’ye teslim ettiler! Neden böyle oldu sorusuna genel bir yanıt ve- rilir: Askeri darbeler siyasi hayattaki sürekliliği ke- sintiye uğrattı. Bu ne kadar doğrudur? Şimdi 1983-2009 ara- sı, kesintisiz yıllara bakalım: Demirel’in Adalet Partisi, 1960 öncesi Demo- krat Parti’nin devamı olarak kuruldu. 1980’de, bir “siyasi, askeri deha (!)” (*) bütün partileri kapattı. AP, Doğru Yol Partisi olarak devam etti! 1991, 95, 99, 2002 ve 07 seçim sonuçlarına ba- kalım: (Yüzde ve düz olarak): 19, 27, 19, 12, 9 ve 5... Giderek azalan bir oran.. yok oluşa gidiş. Parti, ’95 seçimlerinde yüzde 19 oy aldığında, Demirel Cumhurbaşkanı olmuştu, Çiller başba- kandı! Son seçimde Mehmet Ağar genel baş- kandı ve partinin adını Demokrat Parti’ye dön- üştürerek yeni bir imaj denedi, ama seçmen bu siyasi takımı çoktan bitirmişti. Gelelim ANAP’a. Askeri cuntanın desteğiyle 1983’te kuruldu. Özal’la iki dönem 83 ve 87’de yüzde 45 ve 36 oyla iktidar oldu. Özal Cumhur- başkanı oldu, Mesut Yılmaz’la katıldığı 91, 94, 99 ve 02 seçimlerinde azalan bir oranda, yüzde 24, 19, 13 ve 5 oy aldı ve tasfiye oldu! Bu tabloya bakarsak, “askeri darbeler siyasal ya- şamı kesintiye uğrattığı için partilerin sürekliliği de olamıyor” biçimindeki tezlerin, “ana neden” ola- rak anlamsızlığı ortaya çıkıyor! 83’ten bu yana 26 yıllık süre içinde, DSP dahil bütün bu partiler askerlerce değil seçmenlerce “yok edildi”! Siyaset bilimi ve sosyolojisi açısından, iki ana neden üzerinde durulabilir: a) Bütün bu partiler, genellikle, kurucu -güçlü, ka- rizmatik- liderleri partiden çekilince, yapılan bütün seçimlerde oy kaybederek adım adım yok oldular. (Buradan bir ara-sonuç çıkartılabilir: Lider parti- leri, lider partisi olarak kaldıkları ve kurumsalla- şamadıkları sürece, kökleşemez ve çökebilirler.) b) Bu partileri Meclis dışına iten ana neden, as- lında, iktidarda gösterdikleri başarısızlıklardır. Örneğin, Süleyman Demirel ve Turgut Özal, Cum- hurbaşkanlığı’na sıçramasalar ve partilerin başla- rında kalsalardı, ilk seçimde düşüşleri sürecekti! (Özal’da düşüş başlamıştı.) Bu görüşü Ecevit’in du- rumu destekliyor: DSP’nin başındayken, 2002 seçimlerinde yüzde 1.2 oy aldı! Tarihin gördüğü en hızlı seçmen tasfiyesi! (Bugün bir şans var mı?) Denklemin dışında tek parti var: CHP... Cin- doruk’un şansı ile birlikte, başka bir yazıya... (*) Bir arkadaşım onu bugünkü Kürt ayrılıkçılığı- nın mimarı ve “en büyük bölücü” olarak görüyor! [email protected] Yargõya eleştiri, vekile fõrça EMİNE KAPLAN ANKARA - Başbakan Tay- yip Erdoğan, Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün yargõlanma- sõ gerektiği kararõnõ veren Sin- can 1. Ağõr Ceza Mahkeme- si’nin “siyasi ve taraflı” oldu- ğunu ileri sürerek aynõ mahke- menin kendisiyle ilgili verdiği karara dikkat çekti. Milletve- killerine “Millet sizi Meclis’te çalışmak için gönderdi, ba- kanlıklarda iş takibi için de- ğil. Meclis çalışmalarına de- vam edin” diye azarlayan Er- doğan, mayõnlõ arazilerin te- mizlenmesine ilişkin yasa ta- sarõsõna yönelik muhalefetin eleştirilerine de tepki gösterdi. Başbakan Erdoğan, dün par- tisinin grup toplantõsõnõ AKP Genel Merkezi’nde yaptõ. Top- lantõda, Milli Savunma Bakanõ Vecdi Gönül, Suriye sõnõrõndaki mayõnlõ arazilerin temizlenme- siyle ilgili yasa tasarõsõyla ilgi- li bilgi verdi. Muhalefet parti- lerinin iddialarõnõn doğru ol- madõğõnõ ileri süren Gönül, Ge- nelkurmay Başkanlõğõ’nõn ta- sarõya karşõ olmadõğõnõ açõkla- dõ. İlk önce mayõnlarõn temiz- lenmesi işini TSK’nin üstlen- diğini, bunun için 25 milyon TL’lik bir ödenek aktarõldõğõnõ belirten Gönül, ancak süreç içinde maliyetin artmasõ nede- niyle TSK’nin temizleme işinin ihaleyle bir firmaya yaptõrõl- masõnõ istediğini söyledi. 14 firma katılacak Başbakan Tayyip Erdoğan, muhalefet partilerinin ihalenin İsrail’e verileceği yönündeki iddialarõna tepki göstererek “Daha ihale yapılmadan ne- reden biliyorlar. İhaleye 14 firma katılacak” dedi. Erdo- ğan, tasarõdaki temizlenecek arazilerin 44 yõllõğõna firma ta- rafõndan tarõmda kullanõlmasõ- na ilişkin maddede sürenin da- ha da indirilebileceğini söyledi. Erdoğan, mayõn temizlemeyle ilgili yönetmeliği Danõştay’õn iptal etmesini eleştirirken Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül ile il- gili Sincan 1. Ağõr Ceza Mah- kemesi’nin kararõna da değindi. Erdoğan “Bazen yargıdan si- yasi ve taraflı kararlar çıka- biliyor. Bu mahkeme daha önce de benimle ilgili siyasi bir karar vermişti” dedi. Er- doğan, bu tip kararlara karşõ par- tinin birlik ve beraberlik içinde olmasõnõ istedi. Erdoğan’õn sö- zünü ettiği kararda, Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi, Erdo- ğan’õn “Sayın Öcalan” ifade- si nedeniyle yargõlanmasõnõn yolunu açmõştõ. ‘Meclis verimsiz’ Erdoğan, toplantõda TBMM Genel Kurulu’ndaki çalõşma- lardan memnun olmadõğõnõ be- lirterek milletvekillerini fõrça- ladõ. Toplantõnõn başõnda yapõ- lan yoklamada bile 70 dola- yõnda milletvekilinin gelmedi- ğine dikkat çeken Erdoğan, “Millet sizi TBMM’de çalış- manız için buraya gönderdi, bakanlıktan bakanlığa koşa- rak iş takibi yapmanız için de- ğil. Meclis çalışmaları olduk- ça verimsiz, genel kurul ça- lışmalarına katılmanızı isti- yorum” dedi. Ergün: Temcit pilavı Toplantõ öncesinde gazeteci- lerin Gül ile ilgili karara ilişkin sorularõnõ yanõtlayan Sanayi ve Ticaret Bakanõ Nihat Ergün, “Türkiye’nin temcit pilavı olan mevzuları oluyor maa- lesef. Bu da ısıtılıp ısıtılıp önümüze konuluyor. Yargıda da bazen ‘eski defterleri çõka- ralõm, karõştõralõm’ oluyor. Hu- kukçuların alanına girmek doğru olmaz ama genel görüş bellidir. Cumhurbaşkanı va- tana ihanet suçu dışında yar- gılanamaz. Dolayısıyla bu mevzu çok eskimiş bir mev- zudur. Konu büyük çapta kapanmıştır. Konunun esas sorumluları cezalarını almış- lar. Diğer kişilerin hepsi bu konu ile ilgili beraat kararla- rını almışlar. Bu konunun ısıtılıp ısıtılıp önümüze ko- nulmasının iyi niyetle bağda- şır bir tarafı gözükmüyor. Hukuki bir sonuç elde etmek amacı olmadığı çok açık bir konudur” dedi. ‘Kararı millet verir’ AKP Grup Başkanvekili Be- kir Bozdağ, Erdoğan’õn bir dönem sonra milletvekili ol- mayacağõna ilişkin açõklama- larõnõn anõmsatõlmasõ üzerine, “Bunun kararını Türk mille- ti verecektir. Millet, Tayyip Bey’i bırakmadığı zaman hiç- bir yere gidemez. Millet iste- diği sürece bu hizmet kerva- nı devam eder” diye konuştu. POLİS AKADEMİSİ CEZA ADALET BÖLÜM BAŞKANI PROF. DR. VAHİT BIÇAK’TAN ERGENEKON DEĞERLENDİRMESİ ‘Delillerin geçerliliği sorgulanabilir’ ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Danõştay İdari Dava Dairele- ri Kurulu’nun, dinlemelerle ilgili ka- rarõnõ değerlendiren Polis Akademisi Ceza Adaleti Bölüm Başkanõ Prof. Dr. Vahit Bıçak, kararla Ergenekon davasõnda avukatlõk sõfatõna sahip kişilerin telefon kayõtlarõndan elde edilen delillerin hukuken önemini kaybedeceğini söyledi. Danõştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun, telefon dinleme yö- netmeliğinin bazõ hükümlerinin yü- rütmesinin durdurulmasõ isteminin kõsmen kabulüne ilişkin karara Ada- let Bakanlõğõ’nõn yaptõğõ itirazõ, ba- kanlõğõn düzenleme yetkisi bulun- madõğõ gerekçesiyle reddetmesinin ardõndan Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda yapõlan telefon dinle- melerinin hukuki geçerliliğinin olup olmadõğõ da tartõşõlmaya başlandõ. NTV’de bir programa katõlan Po- lis Akademisi Ceza Adaleti Bölüm Başkanõ Prof. Dr. Vahit Bõçak, Da- nõştay’õn kararõnõn “güçler ayrılı- ğı” ilkesiyle ilişkili olduğunu kay- detti. Bõçak, “Demokrasi ve hukuk devletinin özü yasama, yürütme ve yargı erklerinin ayrı olması, birbirlerini dengelemesi ve de- netlemesidir. Türkiye’nin genel problemlerinden bir tanesi bu klasik ayrımın hâlâ yerleşmeme- sidir. Yasama ve yürütme iç içe geçmiştir. Dolayısıyla dengeleyici ve de- netleyici tek organ olarak yargı kalmıştır” diye konuştu. Türki- ye’de bile bile yasalara aykõrõ yö- netmelikler yapõldõğõna dikkat çeken Bõçak, yönetmeliklerin fonksiyo- nunun yasalarõ açõk hale getirmek olduğunu söyledi. Bõçak, “Yönet- meliklerle, kanuna aykırı düzen- leme yapılarak ‘İptal edilene kadar 1 veya 2 yõl istifade edebiliriz’ gi- bi bir düşünce var” dedi. ‘Deliller hukuken önemini kaybedecek’ Ergenekon iddianamelerinin din- lemeler üzerine kurulu olduğunun anõmsatõlmasõ üzerine Bõçak, Da- nõştay’õn kararõnõn davanõn seyrini etkileyebileceğini kaydetti. Telefon dinlemelerinin Ergenekon soruşturmasõnõn önemli delillerinden birisi olduğunu dile getiren Bõçak, kararla Ergenenekon davasõnõ önem- li ölçüde etkileyecek olan dinlemeye dair delillerin geçerliliğinin sorgu- lanabileceğini belirtti. Bõçak, şunlarõ dile getirdi: “Delillerin mahkemedeki son kararda kullanılabilmesi için hu- kuka uygun elde edilmesi lazım. Eğer deliller hukuka aykırı olarak elde edilmiş ise bu durumda son karar verilirken bunların mah- kelemelerde kullanılabilmesi hu- kuken mümkün değil. Burada yürütmeyi durdurma kararında önemli nokta şu: Avukatların ko- nutları, işyerlerinde kullandık- ları telefonları, dinlemenin kap- samı dışına çıkarıyor. Ergenekon soruşturmasında avukatlık sıfatına sahip çeşitli ki- şilerin telefon kayıtlarından elde edilen deliller yeniden revize edil- mek durumundadır. Bu şekilde son karar çıkarsa, avukat büro- ları ve konutlardaki telefonların hiçbir şekilde dinlemeye konu olamayacağı gibi bir sonuç çıka- cak. Dolayısıyla bu telefonlar- dan elde edilen beyan delilleri hu- kuken önemini kaybedecek. Diğer bir konu da tanıklıktan çekilme hakkı olanlarla ilgili. Yine Ceza Muhakemesi Kanu- nu’nda uzunca bir liste vardır. Birtakım kişiler akrabalık bağı ya da özel konumları gereği tanık- lıktan çekilme hakkına sahiptir- ler. Bu karar doğrultusunda, bu hakka sahip kişiler arasındaki iletişim de dinlenmişse delil olma özelliğini kaybedecektir.” ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP ikti- darõyla birlikte toplumun pek çok kesiminde ya- kõnmaya neden olan telefon dinleme konusunda yüksek yargõ geçit vermiyor. Yargõtay’õn ülke ge- nelini kapsayacak dinleme yetkisinin verilemeye- ceği kararõnõ, Danõştay İdari Dava Daireleri Kuru- lu’nun Adalet Bakanlõğõ’nõn telefon dinlemeyle il- gili yönetmelik düzenleyemeyeceği kararõ izledi. Yüksek yargõ telefon dinlemelerine hukuk ayarõ yapmayõ sürdürüyor. Danõştay İdari Dava Dairele- ri Kurulu, Adalet Bakanlõğõ’nõn idare olarak tele- fon dinleme konusunda yönetmelik düzenlemeye- ceğine ilişkin karara imza attõ. Adalet Bakanlõ- ğõ’nõn düzenlediği dinleme yönetmeliğinin yetki yönünden durdurulmasõ nedeniyle dosya yeniden Danõştay 10. Dairesi’ne gidecek. Daire, kurulun kararõ uyarõnca yönetmeliğin hükümlerini incele- meksizin yetki yönünden durdurarak kararõnõ dü- zeltecek. Daire daha sonra da yönetmeliğin iptal istemini karara bağlayacak. Yargõtay 9. Ceza Dairesi de dinlemeler konu- sunda emsal niteliğinde karar vermişti. Türkiye genelinde, MİT, jandarma ve Emniyet Genel Mü- dürlüğü’ne Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi, dinleme ve izleme yetkisi vermişti. Adalet Bakan- lõğõ, yalnõzca jandarma için kararõn bozulmasõnõ istemişti. Yargõtay, yurttaşlarõn tamamõnõn “şüp- heli” gibi görülüp izlenmesinin hukuk devletinde olamayacağõna hükmetmişti. Yargõtay’õn kararõ yalnõzca jandarma yönünden geçerliydi. Bugüne kadar adõm atmayan Adalet Bakanlõğõ’nõn girişim- de bulunmasõ durumunda Yargõtay’õn kararõ emsal niteliği taşõdõğõ için yurt genelinde izleme yetkisi MİT ve emniyet açõsõndan da durdurulabilecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Parti tüzüğüne göre genel başkanlõğõ ve milletvekil- liğinin 2015 yõlõnda sona ereceği mesajõ veren Başbakan Tayyip Erdoğan’õn Cumhurbaşka- nõ Abdullah Gül’ün görev süresinin bitmesi- nin ardõndan Çankaya Köşkü’ne aday olacağõ dile getiriliyor. Gül’ün görev süresinin 7 yõl olmasõ gerektiğini savunan AKP, cumhurbaş- kanlõğõ seçiminin 2014’te yapõlmasõ durumun- da genel başkanlõğõ 2015’te bitecek olan Erdo- ğan’õn aday olmasõ hesabõnõ yapõyor. Erdoğan’õn “Benim milletvekili olarak bir dönem daha hakkım var. Sonra bırakmak durumundayım. Daha ileri gitmem, gide- mem. Aynı şekilde genel başkanlık da 5 dö- nem. Arkadan gelenlerin önünü açmak zo- rundayız” sözleri kulisleri hareketlendirdi. Bütün ayarlamalar Erdoğan’a göre AKP’de, Gül’ün görev süresi de Erdoğan’õn Çankaya Köşkü’ne adaylõğõna göre belirlenmek isteniyor. Cumhurbaşkanõnõn halk tarafõndan se- çilmesi ve görev süresinin iki dönem halinde 5 yõl olmasõna ilişkin anayasa değişikliğinin ar- dõndan Gül’ün görev süresinin 5 yõl mõ yoksa eski anayasa hükümlerine göre seçildiği için 7 yõl mõ olacağõna ilişkin tartõşmalar sürüyor. AKP’deki ağõrlõklõ görüş, Gül’ün görev süresi- nin 7 yõl olduğu yönünde. Bu konunun netleşti- rilmesi için anayasa paketine geçici madde ek- lenmesi gerektiğini düşünen AKP yönetimi, CHP ve MHP’nin Gül’ün görev süresinin 5 yõl olmasõ gerektiği yönündeki görüşleri nedeniyle bu konuda kararsõzlõğõnõ sürdürüyor. Erdoğan Köşk’e, Gül AKP’nin başına AKP’nin Gül’ün görev süresinin 7 yõl oldu- ğuna ilişkin hesabõna göre cumhurbaşkanlõğõ seçimi 2014’te yapõlacak. Erdoğan da 2012’de yapõlacak AKP kongresinde son kez genel baş- kanlõğa seçilmiş olacak ve görev süresi 2015’te sona erecek. AKP kulislerinde, Erdo- ğan’õn 2014’te yapõlacak cumhurbaşkanlõğõ se- çimine aday olabileceği, Gül’ün de AKP genel başkanlõğõna geçeceği görüşü dile getiriliyor. Gül’ün görev süresinin 5 yõl olarak belirlenme- si ve seçimin 2012’de yapõlmasõ durumunda Erdoğan’õn genel başkanlõğõ erken bõrakarak Köşk’e aday olabileceğine işaret ediliyor. AKP KULİSLERİ HAREKETLİ Erdoğan’õn Köşk hesabõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, “Kayıp Trilyon” davasõnda Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin hakkõndaki takipsizlik ka- rarõnõ kaldõrmasõyla ilgili olarak, “Hukuki prosedür neticelendiğinde, eğer bazıları- nın iddia ettiği gibi bir durum ortaya çı- karsa, bu konuda yargılanmaktan şah- sım adına hiçbir şüphem, tereddütüm yoktur” dedi. Gül, Cumhurbaşkanlõğõ ma- kamõnõn zedelenmesinin Türkiye’nin itiba- rõna olumsuz etki yapacağõnõ söyledi. Gül, Slovenya Cumhurbaşkanõ Danilo Türk ile Çankaya Köşkü’nde düzenlediği ortak basõn toplantõsõnda hakkõndaki takip- sizlik kararõnõn kaldõrõlmasõ ve kararõn za- manlamasõnõ nasõl değerlendirdiğine ilişkin olarak, “Zamanlamayla ilgili bir şey söyle- yemem. Polemik olur” dedi. 10 yõl önce Refah Partisi’nde 10’un üzerinde genel baş- kan yardõmcõsõ olduğunu kaydeden Gül, ken- disinin dõş politikadan sorumlu genel başkan yardõmcõsõ olduğunu ve mali işlerde sorum- luluğu olmadõğõnõ belirtti. Gül, partinin genel sekreteri dahil, bütün genel başkan yardõmcõ- sõ, genel muhasibinin olaydan aklandõğõnõ ekledi. Bakanken, başbakan yardõmcõsõyken, Dõşişleri Bakanõyken konu Meclis komis- yonlarõna geldiğinde, kendisinin gidip “Do- kunulmazlığımı kaldırın” teklifinde bulun- duğunu vurgulayan Gül, “Milletvekili doku- nulmazlığı hukuk davalarında geçerli de- ğildir. Hukuk davası, o zaman benim için de açıldı, mal varlığıma tedbir getirildi. Hiçbir sorumluluğumuz olmadığı için bu dava reddedildi” diye konuştu. Gül: Tereddütüm yok ‘Kayõp Trilyon’ iddialarõyla Cumhurbaşkanlõğõ makamõnõn zedelenmesinin Türkiye’nin itibarõnõ etkileyeceğini söyledi Dinlemeye yargı freni YARGITAY VE DANIŞTAY Genel başkanlõğõ ve milletvekilliği- nin 2015 yõlõnda sona ereceği mesajõ veren Erdoğan’õn Gül’ün görev süresi- nin bitmesinin ardõndan Cumhurbaşkan- lõğõ’na aday olacağõ dile getiriliyor. Başbakan Erdoğan, Gül’ün yargõlanmasõ gerektiğine ilişkin kararõn ‘siyasi ve taraflõ’ olduğunu ileri sürdü. Milletvekillerini de ‘Bakanlõklarda iş takibi yapmayõn. Meclis çalõşmalarõna devam edin’ diye azarladõ Tayyip Erdoğan, AKP grup toplantısında konuştu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Slovenya Cumhurbaşkanı Danilo Türk ile Çankaya Köşkü’nde düzenlediği ortak basın top- lantısında Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’ye me- saj gönderdi. Gül, “Müzakere sürecinde Türkiye reformlar yaparken istikameti şaşırtmak, bu- nu Avrupa değerlerine yakıştıramıyorum” dedi. Türk de, “Zamanla Türkiye’ye desteğin arta- cağını” söyledi. Türk, “soyadına” ilişkin soru üzerine Slovenya’da çok sayıda Türk soyadlı kişi bulunduğu karşılığını verdi. Gül, daha sonra Köşk’te Türk onuruna yemek verdi. (Fotoğraf: AA) Sarkozy ve Merkel’e mesaj
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle