21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 21 MAYIS 2009 PERŞEMBE 4 HABERLER Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi bir itiraz dilekçesi üzerine Cumhurbaşka- nı Abdullah Gül’ün yargılanması kararı aldı. Şimdi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Kayıp Trilyon” davası çerçevesinde ev- rakta sahtekârlık suçundan ifade ve- recektir. Herhalde, bir cumhurbaşkanının sah- tecilik suçlamasıyla karşı karşıya olması ve bundan ifade vermeye gitmesi ken- disi için olduğu kadar, Türkiye açısın- dan da pek güzel bir manzara olmasa gerek. Tabii bu duruma bakarak, Sayın Gül ifade vermeye gitmesin demek istemi- yorum. Herhalde öylesi çok daha sakıncalı bir davranış olur. Zaten, kimi milletvekilleri ve bakanların, bu makama gelmeden önce, işledikleri iddia edilen fiillerden yargılanmadan kaçmak üzere, aslında başka amaçlarla getirilmiş olan doku- nulmazlık kalkanının arkasına sığın- maları rejime olan güveni sarsmaktadır. Şimdi Cumhurbaşkanı’nın yargı ka- rarını hiçe sayarak “Ben ifadeye falan gelmiyorum” demesi devlete ve Çan- kaya’ya olan güveni sarsacak bir dav- ranıştır. Ya, maazallah, zorla getirme gibi bir yola başvurulmaya kalkışılırsa?.. Neyse kimse merak etmesin, Türki- ye’de böyle bir kararı uygulamaya so- kabilecek merci fiilen yok. Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararının sonucunda neler olabileceği konusunda görüşler değişik. AKP milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, soruyor: - Kararı nasıl uygulayacaksın? Git- medi diyelim. İki polisle kolundan tutup mu götüreceksin?.. Ardından da ekliyor: Cumhurbaş- kanlığı’nda görevli bahçıvan için izin ge- rekiyor, ama Cumhurbaşkanı için ge- rekmiyor. Hukuk sorun çıkarmak için değil, sorunu çözmek için vardır. Doğrusu, Burhan Kuzu’nun hakkın- da sahtecilik, ihaleye fesat karıştırma gi- bi suçlardan dosyası olan milletvekili ar- kadaşlarının dokunulmazlıklarının kal- dırılmasına karşı çıkarken, “Arkadaşla- rım yargıya güvenmiyorlar” gerekçesi- ni ileri sürdüğünü anımsayınca insan onun sözlerini ciddiye alamıyor. Cumhurbaşkanının da, diğer muteber kişilerin de, bu şekilde götürülmelerine gerek olmadığı, kendilerinin davet ile ifa- delerinin alınmasının mümkün olduğu kanunda belirtiliyor. Ergenekon davası sırasında, bilinen tanınan kişilerin, bu şekilde yaka pa- ça götürülmelerini eleştirdiğimizde, bize “Ne yani muteber insanlar suç iş- lemezler diye hüküm mü var?” diyor- lardı. Bunun hödükçe bir çıkış olduğu ke- sindir. Çünkü hiç kimse muteber in- sanlar suç işlemezler iddiasında değil, yalnız kanunun onların ifadelerinin alın- ması sırasında neler yapılması gerek- tiğini belirten maddelerine uyulması gerektiği hatırlatılıyor. Peki Cumhurbaşkanı’nın durumu ne olacak? Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu “Anayasada bir hüküm ol- madığı için Cumhurbaşkanı hakkında sade bir vatandaş gibi işlem yapılma- lıdır” diyor. Hemen belirtelim, işlem yapılmasına karar verilse de masumiyet karinesi her- kes için geçerlidir. Sayın Abdullah Gül de, bir yargı kararı çıkana kadar ma- sumdur. Hiç kimse onu, şu ya da bu su- çun faili olarak ilan edemez. Belki de, Sayın Gül hakkındaki bu ka- rar, Ergenekon davası dolayısıyla bir- çok kişinin medyada ve kamuoyunda yargı kararına gerek duymadan suçlu ilan edildikleri çok kritik bir dönemde masumiyet karinesinin bir kez daha anımsanması bakımından yararlı ol- muştur. Masumiyet karinesini hiçbir zaman unutmadan yine de, Çankaya’nın üze- rinde sahtecilik şüphesinin dolaşması- nın pek de şık olmadığını söylemek ge- rek. Bu şüphe, Cumhurbaşkanı seçimin- den önce de vardı. Ama, yalnız muhalefet ile değil, reji- min tüm kurumlarıyla her türlü uzlaş- mayı reddeden AKP bu yöndeki uya- rıları dikkate almadı. Şimdi de bu du- rum doğdu. O zaman adama sorarlar: - Bunca uyarıya karşın şüpheliyi Çankaya’ya taşımakta neden bu kadar direndiniz? [email protected] DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Şüpheliyi Çankaya’ya Neden Çıkardınız? Atilla Kart, anayasada Gül’ün dokunulmazlõğõna ilişkin düzenleme olmadõğõnõ belirtti ‘Yargõlanmasõ kaçõnõlmaz’Hukuk devletinde esas olanõn herkesin yargõlanabilmesi olduğunu belirten CHP’li Kart, ‘Cumhurbaşkanõ da insandõr, yüz kõzartõcõ suç işleyebilir’ dedi. Kart, AKP’yi bazõ milletvekilleri hakkõndaki fezlekeleri sumen altõ ederek ‘kanun kaçaklarõnõ TBMM’de barõndõrmakla’ suçladõ. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - TBMM Anayasa Komis- yonu üyesi, CHP milletvekili Atil- la Kart, “Fiili duruma göre, Cumhurbaşkanı’nın yargılan- ması kaçınılmazdır” dedi. Kart, Anayasanõn 14, 76 ve 83. madde- lerinin bütünlük içinde ele alõnarak değiştirilmesi gerektiğini bildirdi. Kart, düzenlediği basõn toplan- tõsõnda kayõp fezlekelerle ilgili bil- gi verdi. Kart, “Gül ile ilgili kayıp trilyon fezlekesi, Cumhurbaş- kanı seçilmesi üzerine TBMM Başkanlığı tarafından Başba- kanlık’a gönderilmiştir. Dosya- nın 3 ay kadar Başbakanlık ile cumhuriyet savcılığı arasında işleme konulduğu, daha sonra ise TBMM Başkanlığı’na gönderil- diği, ancak bu arada Adalet Ba- kanlığı’nda sumen altı edildiği ortaya çıkmıştır” dedi. Adalet Bakanlõğõ’nõn benzer uygulamayõ AKP’li Nevzat Pakdil, Hüseyin Besli ve M. Mustafa Açıkalın’õn “zimmet ve nitelikli zimmet” ni- teliğinde olan dosyalarõnda da ser- gilediğine dikkat çeken Kart, “Do- kunulmazlık zırhına bürünenler ve kanun kaçaklarını TBMM’de barındıranlar; bununla yetin- memiş, yargılama dosyalarını nüfuz suiistimali yoluyla sumen altı etmek cesaretini göstermeye başlamışlardır” açõklamasõnõ yap- tõ. Kart, Gül’ün yargõlanõp yargõ- lanamayacağõ tartõşmalarõyla ilgi- li olarak şu görüşleri dile getirdi: “1924 Anayasası’nda cumhur- başkanları dokunulmazlık sta- tüsüne tabiydi. 1961 ve 1982 anayasalarında böyle bir dü- zenleme yok. AKP iktidarının kimliğini tasavvur edemeyen bir anayasa koyucu anlayışı var. Hukuk devletinde esas olan, her- kesin yargılanmasıdır.” Kart, DTP’lilerin yargõlanmasõ konusunda “ 5-6-8 yıl cezası olan dosyalara el sürülmüyor, cezası 1.5 yıl olan dosyalarla ilgili mil- letvekilliklerinin düşürülmesi söz konusu. Böyle bir travmayı Türkiye kaldıramaz” dedi. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart dün düzenlediği basın toplantısında TBMM’deki kayıp fezlekeler hakkında bilgi verdi, Cumhurbaşkanı Gül’ün yargılanması önünde yasal bir engel olmadığını belirtti. (Fotoğraf:AA) Gül, harcamalarını devlete ödetmekten de hüküm giymişti İLHAN TAŞCI ANKARA - “Özel belgede sahtecilik” su- çundan yargõlanmasõ gerektiğine karar veri- len ilk Cumhurbaşkanõ olan Abdullah Gül, kişisel harcamasõnõ devlete ödettiği gerek- çesiyle hakkõnda açõlan davada da mahkûm olmuştu. Cumhurbaşkanõ Gül’ün Devlet Bakanõ olduğu dönemde kişisel harcamalarõnõ dev- lete ödetmekten mahkûm olmasõna neden olan olay şöyle gelişti: Abdullah Gül, REFAHYOL iktidarõyla bir- likte kabinede Devlet Bakanlõğõ görevini üst- lendi. Bakanlõk görevini sürdürürken “özel harcamalarını” kendisine bağlõ Türkiye Kalkõnma Bankasõ tarafõndan karşõlanmasõ- nõ sağladõğõ iddiasõyla, bakanlõktan ayrõldõktan sonra 1999 yõlõnda Gül hakkõnda alacak da- vasõ açõldõ. Kalkõnma Bankasõ, Gül’ün Dev- let Bakanõ olarak görev yaptõğõ 1996-1997 ta- rihleri arasõnda “yemek, çiçek, hediyelik eş- ya, konaklama gideri, kartvizit, davetiye ve zarf bedeli” olarak dönemin değeriyle top- lam 1 milyar 949 milyon TL tutarõndaki har- camasõnõ bankaya ödettiği iddiasõndaydõ. Kalkõnma Bankasõ Teftiş Kurulu tarafõndan düzenlenen 25 Aralõk 1998 tarihli inceleme raporunda, Gül’ün bankaya ödettiği harca- manõn bir bölümünün “görev gereği yapı- lan resmi harcama” sayõlabileceği; 1 mil- yar 735 milyon TL’lik tutarõn ise “görev ge- reği olmayan şahsi ve keyfi harcama ni- teliğinde” olduğu belirlemesine yer verildi. Bu saptama üzerine 3 ay arayla gönderilen iki yazõyla Abdullah Gül’den bu paranõn ödenmesi istendi. Abdullah Gül’ün kişisel harcama olarak değerlendirilen parayõ öde- memesi üzerine de hakkõnda harcama tari- hinden itibaren yasal faiziyle ile birlikte Gül’den paranõn tahsilatõ için dava açõldõ. Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi, Gül’ün harcamalarõnõn “Şahsi harcama- sı niteliğindedir. Kişisel ilişkileri ile ilgili bulunmaktadır. Görevin gereğinden kaynaklanmamıştır. Bu bakımdan da- valı bizzat kendisi ödemekle sorumlu- dur” kararõnõ verdi. Kararõ Yargõtay’õn ona- masõ üzerine, Gül bu parayõ yasal faiziy- le ödemek zorunda kaldõ. YARSAV: SÜRECE SAYGI GÖSTERİLSİN ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu, Dinci Anadolu’da Vaki gaze- tesinin Cumhurbaşkanõ Ab- dullah Gül’ün yargõlanmasõ yönünde karar veren Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi Baş- kanõ Osman Kaçmaz’õn YARSAV üyesi olduğu ve karar öncesi görüşmeler yap- tõğõ iddialarõna yanõt verdi. Kaçmaz’õn hedef haline geti- rildiği uyarõsõnda bulunan Eminağaoğlu, “Hukuksal bir süreci hukuk dışı gibi gös- terme çabaları, yargı or- ganlarına ve mensuplarına saldırı niteliğindedir. Hiç kimse yargı organı yerine ge- çerek karar veremez. Herkes kuralları çerçevesinde işle- yecek hukuksal sürece say- gı göstermeli” dedi. Emina- ğaoğlu, Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn kararlarõna yapõlan itirazlarõ en yakõn ağõr ceza mahkemesi başkanõnõn incelemekle yetkili olduğunu anõmsatarak, Osman Kaç- maz’õn da bu bağlamda kara- rõnõ verdiği kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle