21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 21 MAYIS 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 20 Mayõs 2009’da nüfus cüzdanõmõ ve ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. GÖRKEM GÜRGENER Küresel ligde bir basamak yükselen Türkiye, ekonomik performans, kamu ve altyapõ verimliliğinde ise düştü Rekabette 1 ileri, 3 adõm geriEkonomi Servisi - IMD’nin (Ulus- lararasõ Kalkõnma Yönetimi Enstitü- sü-International Institute for Mana- gement Development) ülke ortağõ olan TÜSİAD, Dünya Rekabet Gücü Yõllõğõ’nõn Türkiye bölümünü hazõr- ladõ. Buna göre her yõl açõklanan ül- kelerin rekabet gücü performansõnõn 329 kriter bazõnda ayrõntõlõ olarak in- celendiği 2009 yõllõğõnda, Türkiye ekonomisi rekabet gücü bakõmõndan, geçen seneye oranla bir sõra yüksele- rek 47. sõrada yer aldõ. Küresel rekabet gücü sõralama- sõnda, bir önceki yõl Türkiye’nin ge- risinde kalan Endonezya ve Meksi- ka’nõn 2009 yõlõnda sõrasõyla 42. ve 46. sõraya yükselerek Türkiye’nin önüne geçtikleri görüldü. Buna kar- şõlõk, Rusya 2, İtalya 4, Romanya 9 ve Yunanistan 10 basamak gerile- yerek rekabet sõralamasõnda Türki- ye’nin gerisinde kaldõ. Genel sõralamada bir basamak iler- leyen Türkiye, alt başlõklardan eko- nomik performansta 1 basamak geri- leyerek 54., kamu verimliliğinde 4 ba- samak gerileyerek 48. ve altyapõ ve- rimliliğinde 3 basamak gerileyerek 45. oldu. Özel sektör verimliliğinde ise Türkiye son bir yõlda 6 basamak iler- leyerek 31. sõraya yükseldi. IMD, bu yõl “Dünya Rekabet Gü- cü Yıllığı”nõn yanõnda küresel krizle mücadele etme ve rekabet gücünü arttõrma kapasitesine sahip ülkeler sõralamasõnõ gösteren “Dayanõklõlõk Testi”nin sonuçlarõnõ da kamuo- yu,na sundu. Bu sõralamada Türkiye, 57 ülke arasõnda 30. sõrada yer aldõ. Listenin ilk sõralarõnda Kuzey Avrupa ve Gü- neydoğu Asya ülkeleri gibi ihracatçõ küçük ülkeler yer alõrken, yapõsal so- runlara sahip ülkeler sõralamada son- larda yer aldõ. Hükümet istihdam paketinden bir sıfır attı Kamuda 500 bin kişiye iş verme sözüyle yola çõkan AKP hükümeti, sadece 50 bin kişiye geçici istihdam verebilecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet, kamuda 500 bin kişiye iş ve- rilmesi fikrinden vazgeçti. Bunun yeri- ne, erozyonla mücadele ve ağaçlandõr- ma gibi çalõşmalarda geçici olarak 50 bin kişiye istihdam sağlanmasõnõn düşü- nüldüğü öğrenildi. NTV’nin haberine göre, hafta başõn- da toplanan Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda istihdam gelişmeleri ve ye- ni teşvik düzenlemesi ele alõndõ. Top- lantõda hazõrlõklar gözden geçirildi. Bü- rokratlara hafta sonuna kadar çalõşma- larõn nihai bir noktaya getirilmesi talimatõ verildi. Kabine revizyonu öncesinde gündeme gelen, ancak uygulanabilirli- ği konusunda şüpheler bulunan kamuda 500 bin kişiye iş verilmesi önerisinin ola- naklõ görünmediği vurgulandõ. Bunun yerine erozyonla mücadele ve ağaçlan- dõrma gibi çalõşmalarda geçici olarak 50 bin kişiye kadar istihdam sağlanabileceği belirtiliyor. Ayrõca 200 bine yakõn gen- ce mesleki eğitim verilmesi planlanõyor. Yavaşlama beklenenden şiddetli olacak Ekonomi Servisi - Uluslararasõ Para Fonu (IMF) Ortadoğu ve Orta Asya raporunda, “Küresel yavaşla- ma daha uzun sürebilir ve bekle- nenden şiddetli olabilir. Ülke yet- kilileri bu beklenmedik duruma hazırlıklı olmalı” değerlendirmesi- ni yaptõ. IMF’ye göre Azerbaycan ekonomisi gelecek yõl yüzde 12.3 bü- yüyecek. IMF’nin yõlda iki kez açõklanan Or- tadoğu ve Orta Asya Bölgesel Eko- nomik Raporu’na göre, Kafkasya ve Orta Asya ülkelerinde 2010’da orta- lama büyüme yüzde 5 olacak. Ra- porda, ekonomik krizin bölgedeki etkileri şöyle anlatõldõ:  Ortadoğu ve Orta Asya’daki ül- kelerde ekonomik ve finansal kõrõl- ganlõklar yükseliyor.  Bazõ Kafkas ve Orta Aysa ülke- lerinin kendi mali sistemleri üzerin- de devamlõ tetikte kalma zorunlulu- ğu var.  Küresel yavaşlama daha uzun sü- rebilir ve beklenenden şiddetli olabi- lir. Ülke yetkilileri bu beklenmedik duruma hazõrlõklõ olmalõ.  Ortadoğu ve Orta Asya, Kaf- kasya ülkelerinin daha uzun bir süre için iç talep desteğine, daha da güç- lendirilmiş finansal sistemlere ve kriz yönetim çerçeveleri geliştirme- ye ihtiyaçlarõ olabilir.  Düşük gelirli ülkeler için, ge- reksinim duyulan ekonomik kalkõn- mayõ korumak için daha fazla dõş fi- nansman yardõmõ zorunlu olabilir. Dünyada Electro World adõ altõnda mağaza zin- cirlerine sahip olan İngiliz DSG International, Macaristan’daki 9 mağazasõnõ 1 Avro’ya sattõ. Macaristan’daki mağazalarõnõ EW Electro Retail şir- ketine satan Avrupa’nõn ikinci büyük elektronik eş- ya perakendecisi olan İngiliz DSG şirketinin yetki- lileri yaptõğõ açõklamada Slovakya ve Çek Cumhu- riyeti’nde bulunan 19 mağazasõnõn elde tutulacağõnõ ancak Polonya’daki 8 mağazanõn durumunun şir- ket tarafõndan inceleneceğini belirtti. Dünyanõn ikinci büyük ekono- misi Japonya yõlõn ilk çeyre- ğinde rekor düzeyde geriledi. Ekonomi, ilk çeyrekte, bir ön- ceki çeyreğe göre yüzde 4 ora- nõnda gerilerken gerileme bir önceki yõlõn aynõ dönemine göre yüzde 15.2 düzeyinde gerçekleşerek bir rekora imza attõ. İç ve dõş talepteki azalõş- larõn etkili olduğu daralma, 1955 yõlõndan bu yanaki en bü- yük daralma oldu. Obama, çevreci otomobiller için düğmeye bastõ Ekonomi Servisi - ABD Başka- nı Barack Obama, dünyanın en büyük otomotiv pazarı olan ABD’de yakıt verimliliğini art- tırmak ve karbon salımını azalt- mak amacıyla çevre dostu oto- mobil devrini başlattı. ABD’nin petrol bağımlılığını azaltmayı hedefleyen Obama, otomobil- lerin yakıt verimini 2012’den 2016’ya kadar her yıl yüzde 5 arttırmasını zorunlu hale geti- ren “tarihi” planı açıkladı. Hem çevreciler hem de sendika ve otomotiv üreticileri tarafın- dan sevinçle karşılanan planla 2016 yılına kadar petrol tüke- timinin 1.8 milyon varil azaltıl- ması hedefleniyor. Amerikan hükümetleri tara- fından şu ana kadar açıkla- nanların en bağlayıcısı olan plana göre 2016 yılına kadar ABD’de araç satan her firma, ürettiği araçların her birinin or- talama olarak 100 kilometrede en fazla yaklaşık 7 litre benzin harcamasını sağlamak zorunda olacak. Arazi araçları ve hafif kamyonetlerde ise 100 kilo- metrede harcanabilecek en faz- la yakıt yaklaşık 9.5 litre ile sı- nırlanacak. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Kardelenler Bolu’da bir seminerdeydik. Karların henüz erime- diği güneşli bir bahar günü, çok kısa bir çay arasını bahçede değerlendirmek istemiştik. Türkan Saylan Hoca da yanımdaydı. Kalabalığın katıldığı sohbette bir çay içimlik zamanı belki biraz aşmıştık. Hangimiz önce görmüştü anmısayamıyorum; hep bir ağızdan sevinç çığlıkları atıyor, yerlerimizden sıçrayarak kal- karken ayaklarımızın altından fışkırmış kardelenleri ez- memeye çalışıyorduk. Güzellikleri kadar, güneşi görmek üzere kalın kar tabakasını hızla delip, fışkı- rarak neredeyse dakikalar içinde yükselişleri, hızla boy alıp açmaları insanı büyülüyordu. O kadar çok se- vinmiş, çığlık atmış, kardelenlerin güzelliği ile büyü- lenmiştik ki! Sevgili Türkan Saylan’a, ÇYDD’nin eği- tim ışığından yararlandırmaya çalıştığı kız çocukları- na “kardelenler” adı verilişinin öyküsünü sormayı akıl edememişim ya da güneşi gördükleri an, derin kar ta- bakasını yarmak için yarışan, pıtrak gibi her yerden fışkıran çiçeklerin büyüsü, gerçeği algılama, soru sor- ma gereğini bile duymamak için yetmiş de artmış. Türkan Saylan’ı 19 Mayıs günü toprağa vermek üze- re Türkiye’nin her yerinden gelmiş en çok kadınlar ve gençler, on binlerin oluşturduğu sevgi çemberi; Cumhuriyet kızının uğurlanışı, konuşmalar, açıklamalar, atılan sloganlar, pankartlar, fotoğraf kareleri; Türkan Saylan’ın yaşamından kendi sözleri, vurgulamaları ile cımbızla çekilir gibi seçilmiş öncelikleri, bilinçaltımızda öylesine güçlü, geleceğe, yapılacaklara ilişkin bir yol haritasını kazıdı ki. Daha doğrusu Türkan Saylan ya- şamöyküsü, yaptıkları, öncelikleriyle bize öylesine et- kili, tartışılamaz bir yol haritası çizmiş ki. Önümden geçerlerken izlediğim cenaze yürüyüşüne katılan kalabalığın yüz anlatımlarına; kendileri adına, çok iş yapmış, çok bedel ödemiş bir insanı yitirme- nin çaresizliği değil de, verilmiş görevin, sorumlulu- ğun bilincine varmanın coşkusu oturmuş gibiydi. Kir- li çıkarların maskelenmesi için kullanılan karanlığa, yok- sulluğa, yoksunluğa, töre cinayetlerine, kadının ezil- mişliğine, insanların çaresizliğine karşı. Atatürk dev- rimlerine sahip çıkarak, laik, demokratik cumuhriye- tin, aydınlanmanın yolunu açacak mucizeler, kurta- rıcılar beklemenin anlamı yoktu. Işığı gören her insanın yapacağı, yapabileceği, yapması gereken öylesine çok işler vardı ki. Verilen sesli, sessiz tüm mesajlar aynı kapıya çıkıyordu. İğneyle kuyu kazar gibi yürünen zorlu yol, Türkan Saylan’ın aydın insan, birey olarak çizdiği aydınlan- macı yol, öylesine ışıklı, doğru bir yoldu ki. Cenaze töreninin bütününde, bir araya gelen on binler, sayı- sız ortak iletişim sağlayan mesajlardan öylesine dersler çıkarmışlardı ki. İkili, gruplu diyaloglarda ön- celikle kendi seyirci kalma hallerinin, aydın sorum- luluğu tembelliklerinin özeleştirisi yapılıyordu: “Ya- şamının bir döneminde onun öncülüğünde verilmiş sağlık, eğitim hizmetlerinden yararlanmış olanlar sa- dece, hiç hak etmeden hedef olduğu saldırılarda tep- ki verselerdi, hemen sokaklara dökülseydik, insanlık dışı saldırılar böylesine sürdürülebilir miydi?” “Türkan Saylan’ın 100 bin çocuğa ulaşma amacı, ilk sorumluluğumuz olmalı, değil mi? Hepimiz şöyle bir silkinsek, kendi çevremizle, olanaklarımızla kendimizi biraz zorlasak, Saylan Hoca’nın rahat uyuması için bu ilk amacı aşmamız öyle zor bir iş değil.” “Eğitim, yoksulun, yoksunun, onurlu, insanca ya- şayabilmesinin, hele de kızlarımızın, kadınlarımızın, on- larla doğrudan bağlantılı toplumun karanlıklardan çık- masının tek kurtuluş yolu. Bu uzun soluklu, zorlu yo- lu gösterdiği, açtığı için Türkan Saylan’dan öylesine korktular, yok etmek istediler ki. Atatürk’ün kızı ola- rak tek başına başardıklarını, aydınlanmadan yana mil- yonların başaramaması diye bir şey olamaz. Herkes elinden geldiğince bir yerlerden tuttuğunda neler ne- ler yapılmaz.” Akşam saatlerinin alacakaranlığında mezarlığı terk edenlerin yüzlerinde bambaşka, ışıklı, kararlı düşler var. En çok kadınlar, gençler, birbirlerine el sallaya- rak başka başka kentlere, semtlere dağılırken günün duyarlılığı içinde abartılı da olsa birbirlerine verdikleri sözlerde “Türkan Saylan gibi olmaya çalışmak, onu düşlerde değil, yapacakları, sorumluluklarıyla yaşat- mak, seyirci gibi durmamak” var. Karanlığın şiddeti, dehşeti, aydınlığın ışığını, yolu- nu göstermiş gibi. Türkan Saylan’ın bedenini topra- ğa verdiğimiz saatlerde, alacakanlıkta, güneşli bir kar- lı kış gününün fışkıran kardelenlerini birlikte görüyor, sevinç çığlıkları atıyor gibiyiz. Türkan Hoca, tam da dediği gibi; sorumluluklarını eksiksiz tamamlamış ol- manın huzuru içinde, bedeniyle aramızdan ayrılıyor. [email protected] IMF ORTADOĞU RAPORU 9 mağazasõnõ 1 Avro’ya sattõ İktisat kongresi uluslararasõ olacak İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Ekonomi ile ilgili oda ve borsalarõn yö- neticilerinin oluşturduğu İzmir Başkanlar Kurulu, her yõl İzmir İktisat Kongre- si’nin yõldönümünde bir ekonomi zirve- si düzenlenmesini ve bunun 5 yõlda ulus- lararasõ düzeye taşõnmasõnõ kararlaştõrdõ. Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfõ Yö- netim Kurulu Başkanõ Yılmaz Temizo- cak, Ege İhracatçõ Birlikleri merkezinde düzenlenen toplantõnõn ardõndan yaptõğõ açõklamada, söz konusu kongrenin her yõl 17 Şubat’õn içinde bulunduğu hafta pa- zartesi-cuma günleri arasõnda düzenle- neceğini bildirdi. TÜSİAD, Dünya Rekabet Gücü Yõllõğõ genel sõralamasõnda bir basamak ilerleyen Türkiye’nin alt başlõklardan 3 kategoride ise gerilediğini bildirdi. Buna göre Türkiye, özel sektör verimliliğinde son bir yõlda 6 basamak ilerlediği için, genel sõralamada yükseldi. Küresel rekabet gücü sõralamasõnda, bir önceki yõl Türkiye’nin gerisinde kalan Endonezya ve Meksika, 2009 yõlõnda sõrasõyla 42. ve 46. sõraya yükselerek Türkiye’nin önüne geçti. Türkiye krizle mücadele kapasitesi sõralamasõnda 30. oldu. JAPON EKONOMİSİ DARALMA REKORU KIRDI Ambalajlõ sütçüler ASÜD’de birleşti Ekonomi Servisi - Ambalajlõ Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD) Yönetim Kurulu Başkanõ Ali Ülker, kriz- den sektörün asgari düzeyde etkilendiği- ni belirterek, “Kriz döneminde sektör- de büyük sanayiciler, belli markalara sahip önde gelen üreticiler bugünlerde daha da büyüdüler ve büyümeye de de- vam ediyorlar” dedi. ASÜD’nin faaliyete başlamasõ ile igi- li düzenlenen toplantõda konuşan Ülker, gõda güvenliğinden taviz vermeksizin, hangi büyüklükte olursa olsun Türki- ye’de faaliyet gösteren ve gelişmeyi amaçlayan kuruluşlarla birlikte sektörün sürdürülebilir büyümesini desteklemek amacõyla yola çõktõklarõnõ ifade etti. Ül- ker, “Ülkemizde süt ve süt ürünlerinin tüketiminin arttırılması ve sektörü- müzün ihracat potansiyelinin gelişti- rilmesi temel önceliğimiz” diye konuştu. Ülker, sektördeki bir çok firmanõn Orta Doğu ülkelerine ih- racat yaptõğõnõ, ancak Avrupa ülkeleri ile ilgili bazõ kõsõtla- malar olduğunu kaydetti. ASÜD’nin kurucularõ arasõnda, Yõldõz Hol- ding, Danone Tikveş- li, Unilever, Dimes, Golf Dondurma, Ülker Çikolata, Sevsüt, Mil- kon Süt, Güney Süt, Kaanlar Gõda, Teksüt, Yörükoğlu Gõda, Cebe- ci Peynirci’nin yönetici- leri bulunuyor. İngiliz şirketi MEMLEKET SEVDALILARI DERNEĞİ BEŞİKTAŞ ŞUBESİ YAZAR NİHAT GENÇ SÖYLEŞİSİ YER : Levent Kültür Merkezi GÜN : 22.05.2009 Cuma SAAT: 20.00-22.00 Yerler sınırlı olduğundan lütfen önceden rezervasyon yaptırınız. Rez. 0212 258 08 58 05326274220
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle