Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
kultur@cumhuriyet.com.tr
SAYFA CUMHURİYET 21 MAYIS 2009 PERŞEMBE
14 KÜLTÜR
CMYB
C M Y B
Modern bir Cantona masalı
Ken Loach’un
‘Eric’in
Peşinde’ adlı
filminde eski
futbolcu Eric
Cantona
kendini
oynuyor.
Postacı Eric’i
canlandıran
Steve Evets ise
En İyi Erkek
Oyuncu
ödülüne aday.
UĞUR HÜKÜM
CANNES - Bir gün önce izlediğimiz Lars
von Trier hayatta (anlaşõlan) ne kadar yal-
nõzsa, bireysel ve psikolojik kaygõ, kuşku ve
inançlarõnda kaybolmuşsa, 73 yaşõndaki Ken
Loach da o denli dostlarõyla, dayanõşma
içinde, kolektif ve “İnsan”dan emin yaşõyor.
Ken Loach şenliğin 6. sabahõnda, muhteme-
len şimdiden tüm sabahlarõn en şen ‘iç açı-
cı’ yönetmeni oldu. Usta bu kez bizi ağlattõ-
ğõndan daha fazla güldürerek gönlümüze
merhem sürdü. Loach oldu bitti si-
nema dünyasõ-
nõn en “anga-
je”, dire-
n i ş ç i ,
emekçi
ve çalõşan
yõğõnlardan, sõnõflar-
dan; ezilen, horlanan,
dõşlanan halklar, top-
luluk ve insanlardan
yana sanatçõlarõndan biri, hatta zaman zaman
birincisiydi. Son filmi “Looking for Eric /
Eric’in Peşinde” bu inançlõ yaşamõn, sanat-
çõnõn kamerayõ, 7. sanatõ öncelikle bir mü-
cadele aracõ olarak gören, ancak sinemato-
grafik açõdan da taviz vermeyen, titizliği as-
la elden bõrakmayan yaklaşõmõnõn bir başka
örneği, mükemmel bir tasviri.
Film 1997’de yeşil sahalarõ terk eden ün-
lü Fransõz futbolcu Eric Cantona’nõn bir fik-
rinden doğmuş. Taşkõn hareketleri, renkli ki-
şiliğiyle dünyanõn en medyatik futbolcula-
rõndan biri olan Cantona, Manchester United
takõmõnda top koşturduğu dönemde, İngiliz
taraftarlarca adeta ‘ilah’laştõrõlmõştõ. Ayrõca
taraftarlarõn “Kral” diye hitap ettiği Canto-
na’nõn bugün Manchester kentini yaşama me-
kânõ olarak seçmiş olmasõ da pek rastlantõ de-
ğil. İşte aynõ kentte bir posta memuru olarak
çalõşan Eric Bishop da Cantona’ya ta-
pan emekçilerden biri. Sokağa mah-
kûm iki üvey oğluyla tek başõna bir hayat kav-
gasõ veren postacõ Eric, son derece sevecen
ve duyarlõ, ama bir hayli yufka yürekli bir in-
san. İlk gençlik yõllarõnda çõlgõn gibi âşõk ol-
duğu ve halen çok sevdiği kadõndan doğan ba-
şarõlõ kõzõna da kendi çapõnda yardõm etme-
ye çalõşõyor. Hepsi kadar önemli olan, çalõş-
tõğõ postanede kendisini seven ve her an bir-
birleriyle dayanõşmaya hazõr bir dost çevre-
si var. Büyük oğlan bir ‘vukuat’a bulaşõnca,
Eric kendini aşan bir açmazla karşõlaşõr.
Ancak en derin sõkõntõlarõnõ yaşarken bek-
lenmedik bir “destek” bulur. Odasõnda hay-
ranõ olduğu Cantona’nõn boy afişi bulunan fut-
bolcunun hayali zor durumdaki Eric’e “co-
ach”luk, akõl hocalõğõ yapmaya başlar. Can-
tona bazen fõkra, bazen atasözleri, bazen de
bunlara benzer, ama tamamen uyduruk deyiş-
leriyle İngiliz popüler hayatõna girmiş bir çeh-
redir. İnsanlar onun sözlerini “darbı mesel”
gibi kullanõrlar.
Ken Loach, İngiliz posta memuru Eric’ten
Fransõz futbolcu Eric’e, sürekli vodvil ile tra-
jedi arasõ gidip gelen enfes bir köprü kurmuş.
Filmde gözümüze çarpan fazlaca klişe görüş
ve tavrõn varlõğõ, yerinde kullanõlmõşlõkla ça-
kõşõnca ortaya modern bir masal çõkmõş. Ve-
rilmeyeceğini bilsek de Loach kalbimizde
şimdiden 3. kez Altõn Palmiye’ye aday. Fil-
min başrolü, Postacõ Eric’i canlandõran Ste-
ve Evets de En İyi Erkek Oyunculuğa. Te-
şekkürler, eline sağlõk hoca...
Günün son filmi de 60’lõ ve 70’li yõllarõn
İtalyan isyan çocuklarõndan Marco Bel-
locchio’nun (1939) resmi yarõşma filmi,
“Vincere / Yenmek”iydi. “Vincere”nin ko-
nusunun İtalyan faşizminin lideri Benito
Mussolini olmasõ nedeniyle merakõmõz da-
ha da yüksekti. Ancak eser esas itibarõyla genç
Mussolini’ye tutkuyla âşõk İda Dalser isim-
li kadõnõn öyküsünden oluşuyordu. Aşkõ uğ-
runa sonuna kadar kullandõğõ maddi olanak-
larõyla Mussolini’yi
Mussolini yapan İda,
“Il Duce”ye verdiği
Benito isimli bir er-
kek çocuğu, hayatõ ve ser-
vetine karşõn benzersiz bir nankörlük ve
trajedi yaşõyor.
Enfes ve özgün bir stil, başarõlõ bir teknik
ve kurgu, mükemmel bir senaryo, dönemin
belgeleriyle ustaca bezenmiş bir filmle büyük
bir Bellocchio izledik. Devrin diğer liderle-
ri gibi dev bir hatip olan Mussolini, İda ile ilk
karşõlaştõğõ Sosyalist Partisi mitinginde ko-
nuşmaya, “Allah yoktur. İnkâr ediyorum.
Beş dakika sessizce bekleyin, beni yıldırım
çarpmazsa haklılığım kanıtlanmış ola-
caktır” diyerek kariyerine başlamõştõ. Oysa
1945 yõlõnda partizanlar tarafõndan kurşuna
dizilmesinden kõsa süre öncesine kadar Va-
tikan’õn “Sadık Oğlu” payesiyle yaşamõştõ.
İda’nõn “Hırsız yalancı” sözleriyle simge-
leştirdiği “Vincere” çõğlõğõnõ dileriz ki Can-
nes jürisi duyar.
Francis
Bacon
100. yaşında
Kültür Servisi - 20. yüzyılın en önemli ressamlarından Francis Ba-
con’ın (1909-1992) doğumunun 100. yılı dolayısıyla düzenlenen
sergi New York’taki Metropolitan Sanat Müzesi’nde açıldı.
“Francis Bacon: Yüzüncü Yıl Retrospektifi” başlıklı sergi 16 Ağus-
tos’a kadar açık kaldıktan sonra Londra’daki Tate Galerisi’ne ta-
şınacak. Sergide İrlanda asıllı Britanyalı ressamın 70 resmi ve 19
deseninin yanı sıra arşivinden çeşitli belgeler de yer alıyor. Kro-
nolojik bir düzenlenmeyle sunulan sergide, Bacon’ın sanatının
tüm evreleri tipik örnekleriyle izlenebiliyor.
Günümüz sanat piyasasında Pablo Picasso ve Andy Warhol’dan son-
ra en değerli modern ressam olduğu belirtilen Bacon’ın resim-
leri koleksiyoncular tarafından en çok aranan yapıtlar arasında
ve müzayelerde satış rekorları kırıyor. Soyut resmin geliştiği bir
dönemde figüratif bir ressam olarak kalmakta direnen Bacon, gö-
züpek, şiddet ve erotizm içeren yapıtlarıyla büyük üne erişmişti.
ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Adana Büyükşehir
Belediyesi tarafõndan düzenlenen ve bu yõl 8-14 Ha-
ziran tarihleri arasõnda gerçekleştirilecek 16. Altõn
Koza Film Festivali’nde onur ödülü alacak isimler
açõklandõ. Festival kapsamõnda 16. Altõn Koza Film
Festivali kapsamõnda verilecek geleneksel Onur
Ödülleri’nin sahipleri, ‘Hudutların Kanunu’
(1966), ‘Vesikalı Yarim’ (1968), ‘Gelin’ (1973),
‘Düğün’ (1974) ve ‘Diyet’ (1975) gibi filmlere im-
za atan Ömer Lütfi Akad; ‘Hırsız Kız’ (1968), ‘Ka-
der’ (1968) ve ‘Umutsuzlar’ (1971) başta olmak
üzere Yeşilçam’õn unutulmaz pek çok yapõtõnda rol
alan oyuncu Filiz Akın, Yılmaz Güney’le birlikte
rol aldõğõ ‘Prangasız Mahkûmlar’ (1964) ve ‘Hz.
Yusuf’un Hayatı’ (1965) gibi filmlerle hatõrladõ-
ğõmõz oyuncu Yusuf Sezgin ve ‘Köprü’ (1975),
‘Devlerin Aşkı’ (1976) ve ‘Selvi Boylum Al Yaz-
malım’ (1977) gibi pek çok filme yaptõğõ müzik-
lerle tanõnan usta müzisyen Cahit Berkay. Ödüller
sahiplerine 11 Haziran tarihinde Park Zirve’de ya-
põlacak Festival Balosu’yla takdim edilecek.
Gürhan Uçkan Ödülü Yılmaz’a
Kültür Servisi - Dil Derneği ile İsveç
Atatürkçü Düşünce Derneği’nce düzenlenen
‘Gürhan Uçkan Kõsa Öykü Yarõşmasõ’nda
ödüle, Göral Erinç Yõlmaz değer görüldü.
İbrahim Dizman, Günay Güner, Işõk Kansu,
Cemil Kavukçu ve Münevver Oğan’dan
oluşan seçici kurul, yarõşmaya ‘Güvercin
Adam’ adlõ öyküsüyle katõlan Yõlmaz’õ ödüle
oybirliğiyle değer gördü. Anadolu
Üniversitesi Sinema Bölümü öğrencisi Göral
Erinç Yõlmaz’a ödülü, yarõn 18.00’de
Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde
düzenlenecek törenle verilecek.
Kültür Karıncaları’na ödül
Kültür Servisi - Kültür Bilincini Geliştirme
Vakfõ’nõn yürüttüğü Kültür Karõncalarõ
Projesi, Europa Nostra’nõn Avrupa Birliği -
Europa Nostra Kültürel Miras Ödülü’ne
değer görüldü. “Kültürel mirasa duyarlõlõk ve
farkõndalõk eğitimi” dalõnda ödüle hak
kazanan tasarõ, 5 Haziran 2009 tarihinde
Sicilya’da düzenlenecek törenle ödülünü
teslim alacak. Ayrõca haziran ayõnda
İstanbul’da Europa Nostra üst düzey
yöneticilerinin de katõlõmõyla yerel bir ödül
töreni de gerçekleştirilecek.
Nicholas Maw yaşamını yitirdi
Kültür Servisi - İngiliz besteci Nicholas
Maw, 73 yaşõnda Washington’da yaşama
veda etti. Bestecinin dünyaca ünlü yapõtlarõ
arasõndaki Odyssey’nin Birmingham Senfoni
Orkestrasõ’yla gerçekleştirdiği kaydõ,
1992’de Grammy’ye aday gösterilmişti.
Maw, William Styron’õn ‘Sophie’nin
Seçimi’ adlõ, beyazperdeye de uyarlamasõyla
tanõdõğõmõz romanõnõ aynõ adla operaya
taşõmõştõ.
Attilâ İlhan Kompozisyon Yarışması
Kültür Servisi - 2005 yõlõnda yitirdiğimiz
şair Attilâ İlhan anõsõna lise öğrencileri
arasõnda düzenlenen kompozisyon
yarõşmasõnõn sonuçlarõ önceki gün Sadri
Alõşõk Tiyatrosu’nda düzenlenen törende
açõklandõ. Adalet Ağaoğlu, Ahmet Oktay,
Cengiz İlhan, Doğan Hõzlan, Halit Refiğ,
Mehmet Eroğlu ve Selim İleri’den oluşan
seçici kurulun değerlendirmesi sonucunda,
birinciliği İstanbul Özel MEF Lisesi 12.
Sõnõf öğrencisi Mehmet Can Alataş,
ikinciliği İstanbul Özel Saint Joseph Fransõz
Lisesi 11. sõnõf öğrencisi Mişelin Tagan,
üçüncülüğü ise Denizli Nalan Kaynak
Anadolu Lisesi 12. sõnõf öğrencisi Fikret
Baykalõ elde etti.
‘Şark Treni’ İstanbul’da
Kültür Servisi - Devlet Tiyatrolarõ ana
sponporluğunda düzenlenen ve dünyada bir
ilk olan ‘Şark Treni/Orient Express’ Avrupalõ
seyirciyle buluşmaya hazõrlanõyor. 14
Mayõs’ta Ankara’dan yola çõkan ekip,
İstanbul Haydarpaşa Garõ’na vardõ. Proje
kapsamõnda dün akşam Devlet Tiyatrolarõ’nõn
“ex-press” adlõ oyunu izleyici ile buluştu.
Oyunu Mustafa Avkõran ve Övül Avkõran
yönetiyor. Bu akşam da Almanya’nõn “80
Gün 80 Gece” adlõ oyunu sahnelenecek.
Cuma günü Alman topluluk oyunu Sirkeci
Garõ’nda sahnelerken, cumartesi ise yine
burada “ex-press” burada sahnelenecek. Tren
Romanya, Hõrvatistan, Sõrbistan ve
Slovenya’ya uğradõktan sonra son olarak
Almanya’da yolculuğunu tamamlayacak.
Proje ortağõ 6 ülkeden daha önce
sahnelenmemiş 6 oyun, Tiyatro Şark
Ekspresi’nin vagonlarõnda tiyatroseverlerle
buluşacak. Ve tren son durağõ olan Stuttgart’a
vardõğõnda, yol boyunca sahnelenen tüm
oyunlar bir araya gelerek, uluslararasõ bir
festival kapsamõnda tekrar oynanacak.
Dylan’ın şiiri açık artırmada
Kültür Servisi - Dünyaca ünlü müzayede evi
Christie’s, New York’ta Bob Dylan’õn 16
yaşõndayken kaleme aldõğõ ‘Little Buddy’ adlõ
şiirini 23 Haziran’da açõk artõrmayla satõşa
sunacak. Sanatçõnõn asõl adõ Bob Zimmerman
imzasõyla el yazõsõndan 1957 tarihli bu şiiri,
üzücü bir şekilde ölen küçük köpek Buddy
için yazdõğõ ve Wisconsin Eyelati’nde çõkan
yerel bir gazetede çõktõğõ belirtiliyor. Bugün
artõk adõ efsaneler arasõnda anõlan ve yeni
albümüyle de listelerde ilk sõralara yükselen
Dylan’õn el yazõsõ şiirinin, 10-15 bin dolar
arasõnda bir fiyata alõcõ bulmasõ bekleniyor.
Roxy Müzik Yarışması sonuçlandı
Kültür Servisi - Genç yetenekleri
müzikseverlerle buluşturmak amacõyla
düzenlenen Tuborg Roxy Müzik Yarõşmasõ
sonuçlandõ. Bu yõl 14.’sü düzenlenen
maratonda Roxy Birincilik Ödülü’nü
Ankara’dan Softa; Compel İkincilik Ödülü’nü
Tekirdağ’dan The Lie, Billboard Üçüncülük
Ödülü’nü ise İzmir’den Hõfzhõhumma
kazandõ. Jüri Özel Ödülü’ne ise İstanbul’dan
Kabak Tadõ değer görüldü. En İyi Baterist
Ödülü’nü Kabak Tadõ topluluğundan Orhun
Ozan Erdoğan kazanõrken Tuborg Özel
Ödülü’ne de Softa değer görüldü.
ALTIN KOZA FİLM FESTİVALİ MERSİN KLASİK MÜZİK FESTİVALİ
Onurödülleribelirlendi Portakallar müzik açtõ
Kültür Servisi - Mersin Uluslararasõ Müzik Festivali bu-
gün piyanist Fazıl Say’õn tarihi Kõz Kalesi’nde vere-
ceği konserle başlõyor. “Portakallar Müzik Açtı” slo-
ganõyla bu yõl 8’ncisi düzenlenen festivale ABD, İtal-
ya ve İngiltere’den de sanatçõlar katõlacak. Faik Bu-
rakgazi’nin yürütme kurulu başkanõ olduğu festival 2
Haziran’a kadar sürecek. Say’õn yarõn Mersin Kültür
Merkezi’nde bir konser daha vereceği festival, cu-
martesi günü ise müzik dünyasõnda “caz flamenko”
tarzõyla tanõnan Al Di Meola’nõn, “World Senfonia”
konseriyle devam edecek. Ayrõca festival süresince An-
kara Devlet Opera ve Balesi; “Carmina Burana” ba-
lesi ile 26 Mayõs’ta, Resonance Quintet Topluluğu 27
Mayõs’ta, İngiliz akapella topluluğu Swingle Singers
30 Mayõs’ta sanatseverlerle buluşacak. Ücretsiz et-
kinlikler kapsamõnda ise 25 Mayõs’ta Deniz Kuvvet-
leri Komutanlõğõ Bandosu ve 28-29 Mayõs’ta Devlet
Halk Danslarõ Topluluğu festivalde yer alacaklar. Fes-
tival, kemanda Fabio Biondi’nin yer alacağõ Europa
Galante Topluluğu’nun 1 ve 2 Haziran’da vereceği kon-
serler ile son bulacak.
Kültür Servisi - Evin İlyasoğ-
lu’nun “Mersin’den Yükselen Çağ-
daş Bir Ses: Nevit Kodallı’ kitabõ
Pan Yayõnlarõ’ndan çõktõ. İlyasoğlu,
kitapta Nevit Kodallı’nõn yaşam-
öyküsünü Mersin’in Gözne yayla-
sõnda geçirdikleri bir günün içine sõğ-
dõrõyor. Bir nehir söyleşisini andõran
anlatõda Gözne Kalesi, Sunturas şe-
lalesi ve Gözne yollarõ, tiyatro dekoru
gibi yer alõyor. Nevit Kodallõ’nõn çocukluğundan baş-
layõp günümüze uzanan yaşam yolculuğunu bu deko-
run içinde anlatõyor. Nevit Kodallõ’nõn Viyolonsel
Konçertosu ve Evin İlyasoğlu ile yaptõklarõ bir radyo
söyleşisinin kaydõnõn yer aldõğõ bir CD de kitapla bir-
likte okura sunuluyor.
Evin İlyasoğlu’ndan
Nevit Kodallõ kitabõ Kültür Servisi - 2002 yõlõnda Nobel Ede-
biyat Ödülü’ne değer görülen ünlü Ma-
car yazar Imre Kertesz’in, ağõr hasta ol-
masõna karşõn yaşamõnõn son günlerin-
de “ölümü kabulleniş”le ilgili bir ki-
tap yazmakta olduğu öğrenildi. Macar
basõnõnda yer alan bir habere göre Par-
kinson hastasõ olan 79 yaşõndaki Ker-
tesz, bir yandan ölümle pençeleşirken
bir yandan da son kitabõnõ kaleme alõyor. Budapeşte’de
dünyaya gelen Kertesz, 14 yaşõndayken Auschwitz top-
lama kampõna gönderilmiş, bir yõl sonra, 1945’te serbest
kaldõğõnda ailesinden kimsenin hayatta kalmadõğõnõ
görmüştü. Bir süre gazetecilik yapan ve Nietzsche, Fre-
ud, Canetti gibi yazarlarõ Almancadan Macarcaya çe-
viren Kertesz, on yõlda yazdõğõ ve başyapõtõ sayõlan ‘Ka-
dersizlik’te, kampta yaşadõklarõnõ dile getirmişti. 2005
yõlõnda beyazperdeye de uyarlanan ‘Kadersizlik’, bir sü-
re önce Türkçeye de çevrilmişti.
Utku Varlõk’tan
‘Efemer’
sergisi
Kültür Servisi - Garage of Art, çağ-
daş Türk resminin Fransa’daki temsil-
cilerinden Utku Varlık’õn ‘Efemer /
Ephemere’ kişisel resim sergisine ev sa-
hipliği yapõyor. Figür, nesne ve mekân
bağõntõlarõndan yola çõkan, fantastik-
gerçekçi bir üslupla kurgulanmõş re-
simlerinde düşsel, romantik, simgesel,
bir anlamda olağanüstü bir dünya yara-
tan Utku Varlõk, ‘Efemer’in çõkõş nok-
tasõnõ şöyle dile getiriyor: “Efemer... Bu
sözcük ‘eski Yunanca’dan gelme; an-
lamı ‘yalnõzca bir gün süren’... Bilmi-
yorum, beni sürekli etkiledi bu. Oy-
sa evrene kıyasla insan ömrü ne?
Sanatın kalıcılığı insanın yaşamıyla
orantılı değil mi? Zamanı devrikle-
diğimizde evrenle eşleştiriyoruz ama
ölçek olarak atomun da zaman adına
bir ölçeği yok mu? Niçin ‘kara galak-
silere’ yöneldiğimizde, zaman gerili-
yor?” 6 Haziran’a dek sergi, pazar ha-
riç her gün 10.00 - 18.00 saatleri arasõnda
gezilebilir. (0 212 351 16 04)
İmre Kertesz ağõr hasta
Ayrıntı
Tasarı çerçevesinde dün Haydarpaşa Garı’nda
sahnelenen ‘ex - press’, cumartesi günü Sirkeci
Garı’nda izlenebilir.