17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 18 MAYIS 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 SÖZ ÇİZGİNİN Turhan Selçuk EVET EFENDİM.. AYDINLANMA EMRE KONGAR Hüsamettin Cindoruk’a Neden Saldırıyorlar? Hüsamettin Cindoruk DP’nin genel başkan- lığına seçildi. Bütün iftiralara karşın… Bütün engelleri aştı... İki önemli rakibini yenilgiye uğrattı. Küçücük bir partinin genel başkanı olabilmek için büyük bir savaşım verdi! Değer miydi bu mücadeleye? Cindoruk “Âkil adam” olmamış mıydı? Yetmiş küsur yaşında değil miydi? Ne bekliyordu ki aktif siyasetten? Kanına girmiş olan siyaset virüsü müydü onu bu mücadeleye iten? Bu yaşta, Meclis Başkanlığı gibi mertebeler- den sonra, zorluğunu çok iyi bildiği sıcak siya- set bataklığında onu yeniden kulaç atmaya yö- nelten duygu iktidar hırsı mıydı? Dincilere, Fethullahçılara, AKP kalemşorları- na bakarsanız Cindoruk “darbecidir”… “Ergenekoncudur”… (Ergenekon her ne de- mekse!) “28 Şubatçıdır”… (28 Şubat her ne demek- se!) “Askercidir”… Belki pek çok kişi için, özellikle de bu itham- larda bulunanların geçmişlerine bakıldığında has- saten onlar için “Acaba?” dedirtebilecek bu tür ithamlar, Cindoruk söz konusu olunca gülünçleşiyor… Peki nedir bu telaşın nedeni? Cindoruk, onlara göre yaşlı, çağın dışında kal- mış, zamanını doldurmuş bir politikacı değil mi? Bu telaşa kapılanlar, başına geçtiği partinin kü- çücük bir parti olduğunu, eriyip gittiğini söyle- miyorlar mı? Yaşlı ve eskimiş bir politikacı, küçülerek yok olmakta olan bir partinin genel başkanlığına se- çiliyorsa bu panik neden? Bu paniğin üç nedeni var: Birinci neden Cindoruk’un gücü: Kendisinin demokratik ve saygın kişiliği, ar- kasında duran Demirel’in ağırlığı, oluşturabi- leceği “orta sağ ittifakın” gerçekten büyük olan potansiyeli. İkinci neden AKP’nin zayıf noktası, “takıy- yecilik”: Partinin bütün “Muhafazakâr demokrat oldum” (her ne demekse!) iddialarına karşın, dincilikten ve rejimi tehdit eden uygulamalardan kurtula- mamış ve imaj olarak bile orta sağa yer- leşememiş olması. Seçmenin artık “AKP orta sağı da temsil edi- yor” aldatmacasını yutmadığını son yerel se- çimlerdeki sonuçlarla da herkesin net olarak an- laması. Üçüncü neden AKP’nin siyaset yapma biçi- mi: Şimdiye kadar pek çok örnekte görüldüğü gi- bi kendine karşı çıkma olasılığı bulunan sağ ya da sol muhalefeti daha başında boğmaya ça- lışmış ve buna alışmış olmak. Bu yolda her yönteme başvurmayı meşru say- mak. (Gözlerimin içine bakın ne demek istediğimi anlarsınız!) İşte bu üç neden birleşince, Cindoruk’a karşı, Türkiye’de pek az politikacıya nasip olan(!) bir saldırı başlatıldı. Peki Cindoruk orta sağdaki boşluğu doldu- rabilecek bir parti, bir ittifak oluşturabilecek mi? Türkiye’deki siyasetin bugünkü sefaletine bakılınca şansının bulunduğu görülüyor. İktidar ve yandaşlarının büyük telaşı da, Cin- doruk’un şansının yüksek olduğunu göstermi- yor mu? Yaşayarak göreceğiz… [email protected] www.kongar.org KONİK EVLERİN SEÇİMLERDE YIKILMALARI KARŞISINDA TÜM SORUMLULAR ‘SESSİZLİK’ İÇİNDE Harran’da ‘sorumlu’lar susuyor OKTAY EKİNCİ Türkiye’yi dünyaya tanõtan turizm af- işlerinin gözdeleri; Anadolu uygarlõkla- rõnõn simge evleri; geleneksel mimarimi- zin kuşaktan kuşağa yaşatõlabilen ender ör- nekleri ve Harran Üniversitesi’nin bile “logo”sunda kutsadõğõ konik kubbeli Harran evleri artõk “yok”lar... Şanlõurfa’daki sivil kuruluşlarõn deyi- miyle “Moğolları aratan kültür katlia- mı”nõ Cumhuriyet gazetesinde duyurdu- ğumuz 10 Mayõs’tan bu yana da ilgili ve sorumlu herkes “suskun”luk içinde... 29 Mart yerel seçimler öncesinde SİT alanõnda artan yõkõmlara ve kaçak yapõ- laşmaya aylarca “seyirci” kalan AKP’li eski belediye başkanõ İbrahim Özyavuz, oy uğruna gösterdiği bu “suç” niteliğin- deki aldõrmaz tutumuna rağmen seçimi kaybetti. Seçimi kazanan “akrabası” ve MHP adayõ Mehmet Özyavuz ise Harran’õn ta- rihi dokusunu koruyacağõnõ söylese bile kendisinin de tepki göstermediği “seçim yıkımları” nedeniyle ortada “tarihi do- ku” kalmadõ. Bölgede incelemeler yapan Arkeolog Nezih Başgelen’in edindiği bilgilere göre 1. derece sit içinde yõkõlan ve tahrip edilen konik kubbeli eski Har- ran evi sayõsõ 180’den fazla... Dahasõ, Kültür ve Turizm Bakanlõ- ğõ’nca “örnek Harran evi” işleviyle ya- şatõlmalarõ öngörülen 4 evden bile 3’ü yõ- kõlmõş durumda. Başgelen, eski evlerin ye- rinde yükselen beton yapõlarõn temelle- riyle, arkeolojik bir hazine olan “Harran höyüğü”nün de tahrip edildiğini belirtiyor... Aynõ alanda kaçak inşa edilen briket ve beton yapõlar ise gü- nümüzden 1200 yõl önce dünya ile ay ara- sõndaki mesafeyi doğ- ru hesaplayan “Sabit Bin Kura” ve atom çekirdeğini ilk keşfe- den “İbn-i Battan”la- rõn hocalõk yaptõklarõ dünyanõn en eski üni- versite alanõnõ adeta bir “gecekondu kent”e dönüştürmüşler... Milletvekili baskısı Böylesi acõmasõz bir tarih soykõrõmõ kar- şõsõnda, kanunlarõn gereğini yapmakla yükümlü ilgililerin herkesi şaşõrtan “sa- kin”liklerinde ise eski Belediye Başkanõ İbrahim Özyavuz’un “eşi” olan AKP Şanlõurfa Milletvekili Çağla Aktemur Özyavuz’un etkili olduğu konuşuluyor. Seçimlerden önce bölgeyi ziyaret eden Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Gü- nay’õn eşi Gülten Günay’a Şanlõur- fa’nõn tarihi yerlerini gezdirmesi- ne rağmen Harran’a götürme- yen bayan milletve- kilinin, kocasõnõn a ç õ k ç a göz yum- masõyla yok edilen Harran evlerin- den ötürü yerel yönetime yönelik yasal iş- lemleri engellemeye çalõştõğõ söyleniyor. Şanlõurfada’ki “sivil girişim”, daha şubat ayõnda kültür katliamõna dikkat çekerek tüm sorumlularõ SİT alanõndaki yõkõmla- ra ve kaçak yapõlaşmaya müdahale et- meleri çağrõsõnda bulunmuşlardõ. Şanlõurfa Barosu, Ticaret ve Sanayi Odasõ, Ticaret Borsasõ, Ziraat Odasõ, Şanlõurfa Tabip Odasõ, Eczacõlar Odasõ, ŞMMMO, GAP Gazeteciler Cemiyeti, Şanlõurfa Gazeteciler Birliği, TMMOB İl Koordinasyon Kurulu, Mimarlar Odasõ, ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Ko- ruma Vakfõ) Şanlõurfa Temsilciliği, Şan- lõurfa Vakfõ Şanlõurfa Şubesi, İnşaat Mü- hendisleri Odasõ, Ziraat Mühendisleri Odasõ, Makine Mühendisleri Odasõ, Ha- rita Mühendisleri Odasõ, Elektrik Mü- hendisleri Odasõ, Jeoloji Mühendisleri Odasõ, Urfa Mirasõnõ Koruma Derneği, Ur- fa Kültür Merkezi, Kültürel Mirasõ Ko- ruma Derneği, Şanlõurfa Turizmi Geliş- tirme Derneği ve Harran Hukuk Derne- ği’nin ortak açõklamalarõnda şunlar vur- gulanmõştõ: “Hz. İbrahim’den dolayı ‘İb- rahim’in Şehri’ olarak tanınan bu kent, Yakup Peygamber kuyusu ile, İslam alimlerinden Hayat el-Harrani’nin tür- besi ile, Babil ve Asur dönemlerindeki Pagan inancına ait ‘Sin Mabedi’ ile dün- ya inanç turizmi içerisinde önemli bir yere sahiptir...” Şimdi söyler misiniz; böylesi bir “kut- sal şehri” yõkanlar ve seyirci kalanlar na- sõl “dindar”, nasõl “milliyetçi” ve nasõl “muhafazakâr” olabilirler?.. İstanbul Haber Servisi - Türkiye üzerinden Irak’a git- mek isteyen ABD vatandaşõ bir yolcu ile annesinde domuz gribi virüsüne rastlanmasõnõn ardõndan dün de farklõ uçak- larla Türkiye’ye gelen 3 yol- cuda yüksek ateş tespit edildi. Domuz gribi şüphesiyle Ha- seki Hastanesi’nde tedavi al- tõna alõnan yolculardan 1’inin test sonuçlarõ negatif çõktõ. Sağlõk Bakanlõğõ’ndan ya- põlan açõklamada, dün Türki- ye’ye giriş yapan 3 yolcuda termal kameralar aracõlõğõyla yüksek ateş tespit edildiği be- lirtilerek, yolcularõn tetkikle- rinin sürdüğü kaydedildi. Suu- di Arabistan’dan saat 12.30 sõ- ralarõnda Atatürk Havalima- nõ’na gelen 65 yaşõndaki bir kadõn yüksek tansiyon ve ateş şikâyetleri nedeniyle önce Özel Memorial Hastanesi’ne kaldõrõldõ. Burada yapõlan mü- dahalenin ardõndan kadõn yol- cu, domuz gribi şüphesiyle Haseki Hastanesi’ne sevk edil- di. Hastanede kontrol altõnda tutulan kadõna yapõlan tahlil- lerin negatif çõktõğõ öğrenildi. KLM Havayollarõ’yla per- şembe günü Amsterdam’dan İstanbul’a gelen ve domuz gribi teşhisi konan ABD va- tandaşõ bir yolcu ile annesinin ise Haseki Eğitim ve Araştõr- ma Hastanesi’ndeki tedavisi sürüyor. Hastanenin Enfek- siyon Hastalõklarõ Klini- ği’ndeki karantina uygulama- sõ sürerken, dün öğlen hasta- neye gelen İstanbul İl Sağlõk Müdürlüğü’ne bağlõ ekipler, virüs taşõdõğõ düşünülen iki hastadan aldõklarõ kan örnek- lerini, testlerin yapõlmasõ için Çapa Tõp Fakültesi Kan Mer- kezi’ne götürdüler. İstanbul İl Sağlõk Müdürü Mehmet Bakar, ilk vakanõn görüldüğü uçaktaki diğer yol- culardan 8’ine halen ulaşõla- madõğõnõ belirterek, bu yol- cularõn yurtdõşõna çõkmõş ola- bileceğini söyledi. Bakar, do- muz gribi belirtilerini gören ki- şilerin Haseki ile Kartal Lüt- fi Kõrdar Hastanesi’ne baş- vurmalarõnõ istedi. Sağlõk Ba- kanlõğõ, domuz gribi teşhisi ko- nulan yolcularla aynõ uçakta bulunanlara “112’yi arayın” çağrõsõnõ yineledi. Termal kamera krizi WHO’nun domuz gribi salgınıyla ilgili alarm derecesini 5’e yükseltmesinin ardından Tür- kiye’de başlatılan termal kamera uygulaması Atatürk Havalimanı Gümrük Müdürlüğü ile Sağlık Bakanlığı arasında krize neden oldu. Sağ- lık Bakanlığı’nın sipariş ettiği 23 termal ka- meranın cuma gününden bu yana bürokratik işlemlerdeki eksiklikler nedeniyle gümrükte tu- tulduğu belirtildi. Sağlık Bakanlığı’ndan dün yapılan açıklamada ise kameraların teslim alındığı ve gümrükte bekletilmediği savunuldu. Şüpheli sayõsõ artõyor Domuz gribi teşhisi konulan 2 ABD’liyle aynõ uçakta bulunan 8 yolcuya hâlâ ulaşõlamadõ. Türkiye’ye dün gelen 3 kişide daha yüksek ateş tespit edildi, 1’inin test sonucu temiz çõktõ Japonya’da 20 öğrencide domuz gribi tespit edildiği ve ülkede bu hastalığa ya- kalananların sayısının 25’e yükseldiği açıklandı. Öğ- rencilerin deniz aşırı ülke- lere seyahat etmemiş olma- larına rağmen, ölümlerin çoğunun görüldüğü Mek- sika’daki domuz gribiyle aynı virüsü taşıdıkları be- lirtildi. Bu arada hükümet, virüsün görüldüğü kentlerin bazılarında okulların ka- patılması talimatını verdi. Domuz gribi nedeniyle Ko- be’de de geleneksel festival iptal edilirken, kalabalık alanlarda önlem olarak maske takıldığı görülüyor. JAPONYA’DA SAYI 25’E YÜKSELDİ HASTALIĞI YENDİ Çin’de teşhis edilen ilk domuz gribi hastasõ olan Bao Sueyang, 8 gün süren tedavisinin ardõn- dan dün hastaneden sağlõklõ bir şekilde ayrõldõ. Domuz gribi vi- rüsü taşõdõğõ anlaşõldõktan son- ra Siçuan’daki bulaşõcõ hasta- lõklar hastanesinde karantinaya alõnan Bao, dün hastaneden ay- rõlõrken oldukça mutluydu. Has- tane çalõşanlarõ ve hemşireler de, ülkede domuz gribini yenen ilk kişi olan Bao’yu çiçeklerle uğurladõ. (Fotoğraf: AP) Miniklerin projeleri Avrupa’ya tanõtõldõ Özel Anakent Okulları’nın “Geleneksel Bilim Festivali”, Türk öğrencilerin projelerini Avrupa’ya tanıttı. Anakent Okulları’nın Göztepe’deki yerleş- kesinde geçen hafta gerçekleştirilen etkinliğe, İstan- bul’daki çok sayıda okulun yanı sıra, AB Comenius Projesi kapsamında İspanya, Portekiz ve İsviç- re’den gelen öğrenci ve eğitimciler de katıldı. “Bili- mi güncel yaşamla ilişkilendirmek, yeni projeler için öğrencileri teşvik etmek, yıl boyunca yapılan çalışmaları sergilemek ve yeni neslin bilimle ilgilen- mesini sağlamak” amacıyla düzenlenen festivalde, bu yıl yaklaşık 100 proje sunuldu. Projeler arasın- da; “yangın söndürücü yapımı, kan grubu tahlili, tansiyon ölçme, fotoğraf banyosu yapma, şişe içinde bulut oluşturma, sıvı üzerinde batmadan yürüyebil- me, iğneler üzerinde patlamayan balon” ilgi çekti. WHO: 8 BİN 480 HASTA VAR Dünya Sağlık Örgütü de (WHO) domuz gribine ne- den olan H1N1 virüsüne yakalananların sayısının 39 ülkede 8 bin 480’e yük- seldiğini, 72 kişinin de ya- şamını yitirdiğini açıkladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle