Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 18 MAYIS 2009 PAZARTESİ
10 DIŞ BASIN dishab@cumhuriyet.com.tr
DEĞİŞEN DÜNYADAN
HÜSEYİN BAŞ
Obama Afganistan
Çıkmazında...
Başkan Barack Obama’nın W. Bush’un bırak-
tığı kötü mirasın olumsuz yansımalarını kaldırma-
ya yönelik tüm çabalarına karşın işbaşına gelme-
sinin yüzüncü gününde başarılı olduğunu söylemek
zor. Irak’tan çekilmenin takvimi, eğer ‘benden
sonra tufan’ denmek istenmiyorsa, sanıldığı kadar
kolay olmayacağı şimdiden belli.
Pandora’nın kutusu açıldığında oralarda ne olup
biteceğini tahmin etmek için kâhin olmaya gerek
yok. Zira dünyanın ikinci büyük petrol rezervlerini
barındıran bu ülkede var olan etnik ve dinsel ayrı-
lıklar, petrol zenginliklerinin paylaşımı dahil, ABD iş-
gali süresince çözüme ulaştırılamadığı gibi daha da
keskinleşerek bir iç savaş olasılığına uygun bir ze-
minin oluşmasına yol açmıştır. Biraz da bu yüzden,
ilan edilen çekilme takvimine karşın ABD’nin
Irak’tan bütünüyle ‘çekilmesi’ en azından şimdilik
olanaksız görünmektedir. Hesaplar buna göre ya-
pılmak zorunda.
Afganistan’da Taliban belasına karşı yedi yıldır
sürdürülen savaşta ilk günlerde sağlanan başarı, ne
yazık ki kalıcı olmamış.. Taliban; ABD ve NATO’nun
onca gücüne karşın yeniden toparlanmanın yolu-
nu bulmuştur. Bunda en önemli pay Afganistan yö-
netiminde bir türlü önlenemeyen olumsuzluklardır.
Nitekim sadece Amerikan Kongresi’ne bağlı
GAO’nun (Government Accounttality Office), bir tür
‘sayıştay’ın geçen aylarda yayımlanan 46 sayfalık
raporuna bir göz atmak, bu ülkenin yedi yıldan bu
yana nasıl bir çöküşün içinde devindiğini en acı ve
net bir biçimde ortaya koymaktadır. Buharlaşan mil-
yonlarca dolar, silah ve cephane; ayyuka çıkan, dev-
letin en üst kademelerini saran yolsuzluklar; önle-
nemeyen büyük çapta uyuşturucu ticareti ve ‘suç-
lular ve savaş baronlarından kurulu bir devlet’!.
Buna karşılık ekonomik ve sosyal açıdan sefa-
letin pençesinde yaşam savaşı veren bir halk. Böy-
lesi bir kaygan zeminde devasa askeri gücüne kar-
şın ABD ve NATO’nun Taliban’a karşı savaşta ba-
şarılı olması elbette ki mümkün değildir. Zira Tali-
ban ve müttefiki El Kaide’nin gücü, öncelikle Afgan
yönetiminin içinde devindiği olumsuzluklardan
kaynaklanmaktadır. Bu yüzden Başkan Obama, işe,
Afgan yönetimini olumsuzluklarından arındırmak ve
yoksul halkın durumunu iyileştirmekle başlamalıdır.
Üstelik bu kez Taliban belasına bir de Pakistan’ın
‘Talibanlaşması’ tehlikesi de eklenmiş görünmek-
tedir. Pakistan’ın bir süredir içinde devindiği siya-
sal istikrarsızlık, tıpkı devleti saran yolsuzluklar gi-
bi bu ülkenin, sınır bölgelerini gerektiği gibi koru-
mayı başaramadığını ortaya koymuştur. Zira, bu du-
rum söz konusu sınır bölgelerinde Taliban ve El Kai-
de’nin güç kazanmasına yol açmaktan öte işe ya-
ramamıştır. Nitekim Pakistan yönetimi, önce en ko-
lay yolu seçmiş, bu konuda yapılan uyarılara kar-
şın, ilerde Afganistan’da da aynı şeyi yapmayı düş-
leyen ABD’nin de onayıyla Taliban’a silah bırakması
karşılığında Svat vadisinde ‘şeriat’ uygulaması iz-
ni vermiştir.
Ne var ki, kısa sürede “Taliban’a elini veren ko-
lunu kaptırır” uyarıları yapanlar haklı çıkmış, Taliban
silah bırakmadığı gibi, bu işten güçlenerek çıkmış,
Pakistan’ı bile tehdit eder duruma gelmiştir. Ve bu,
Pakistan’ın uyanarak yeniden Over Dir, Buner ve
Svat bölgesinde ilerleyerek başkent İslamabad’ın
yüz kilometre yakınına kadar gelmelerinin önünü
kesmek için karşı atağa girişerek Taliban’ın ilerle-
yişini durdurmuştur.
Ne var ki söz konusu çatışmalar bölge halkını gö-
çe zorlamış ve bir milyondan fazla insan yerlerini
terk ederek daha güvenli bölgelere göç etmek du-
rumunda kalmıştır. İnsan hakları örgütlerine bakı-
lırsa bu göç, Pakistan’ın Hindistan’dan ayrıldığı
1947’den bu yana gerçekleşen ikinci büyük göç ola-
rak kayda geçmiştir. Şu sıralarda söz konusu sınır
bölgelerinde beş bin Taliban’la on beş bin Pakis-
tan gücü çarpışmaktadır. Dolayısıyla da göçün ar-
tarak sürmesi beklenmektedir. Ne var ki Pakistan
ordusunun etkin bir biçimde harekete geçmesi ve
Taliban’a karşı başarı kazanması Pakistan’ın Tali-
banlaşması tehlikesini ortadan kaldırmış değildir.
Zira tıpkı Afganistan gibi Pakistan da ciddi sos-
yal, ekonomik ve siyasal istikrarsızlık ve önlene-
meyen yolsuzlukların sarmalındadır. Bu ülkede din-
cilik akımının hayli güçlü olmasına karşın, Taliban
ve El Kaide’nin Pakistan yönetimini ele geçirmesi,
kuşkusuz söz konusu değil. Ancak bazı generallere
göre Taliban ve El Kaide’nin ordunun bir bölümünde
ve gizli servislerde etkili olduğu ileri sürülmektedir.
Ayrıca, yine aynı kaynaklara göre Devlet Başkanı
ve hükümet, dincilere hoşgörüyle yaklaşmaktadır.
ABD ve NATO, nükleer güce sahip bir ülkenin Ta-
liban ve El Kaide türü fanatiklerin etkisi altına gi-
rebileceğinden endişe etmekte, böylesi bir tehlike
olasılığının önünün kesilmesi konusunda kararlı gö-
rünmektedir.
Görünen o ki Afganistan’da 68 bin askere sahip
ABD ve NATO, Pakistan’ın da savaşa dahil olma-
sıyla bu kez Taliban’ın ve El Kaide’nin işini bitirmeye
kararlıdır. Kuşkusuz, Afganistan ve Pakistan’ın
sosyal, ekonomik ve siyasal sorunlarının bir ölçü-
de çözüme ulaştırılmasına katkıda bulunmaları ve
‘şeriat karşılığında’ barış gibi saçmalıklara prim ver-
memeleri koşuluyla..
EDUARDO GALEANO (*)
Bazõ sorularõ, kafamda võzõldayõp duran
sinekleri yani, sizinle paylaşmak isterim.
Adalet adil mi? Tepetaklak olmuş dünyanõn
adaleti ayaklarõ üstünde mi duruyor?
Irak’ta Bush’a ayakkabõsõnõ fõrlatan ayakkabõ
eylemcisi 3 yõl hapse mahkûm ediliyor;
ödüllendirilmesi daha doğru olmaz mõydõ?
Kim terörist? Ayakkabõ fõrlatan mõ, fõrlatõlan
mõ? Yalanlar söyleyerek Irak’õ işgal etmiş,
pek çok insanõn ölümünden sorumlu,
işkenceyi yasalaştõrõp uygulanmasõna izin
veren bu seri katil terör suçunu işlemedi mi?
Meksika’daki Atenco halkõ, Şili’nin Mapuçe
yerlileri, Guatemalalõ Kekçieler ya da
Brezilya’nõn topraksõz köylüleri topraklarõnõ
savunduklarõ için terörist sayõlmadõlar mõ?
Eğer toprak kutsalsa (gerçi yasalar öyle
demez) onu savunanlar da kutsal değil midir?
Foreign Policy’ye (ekonomi ve politika
dergisi-çn.) göre Somali en tehlikeli bölge.
Peki korsan kim? Gemileri soyan açlõğa
mahkûmlar mõ, yoksa yõllardõr dünyayõ soyan
ve şimdi de milyonlarca dolarla hõrslarõ
ödüllendirilen Wall Street’in spekülatörleri
mi? Neden dünya kendisini yağmalayanlarõ
ödüllendirir? Neden adaletin
tek gözü kördür? Dünyanõn
en güçlü şirketlerinden
Walmart’ta sendika yasaktõr,
Mc Donald’s’ta da. Niçin bu
büyük şirketler uluslararasõ
yasalarõ ihlal ederken
cezalandõrõlmayacaklarõndan
bu kadar eminler? Günümüz
dünyasõnda emeğin çöp
kadar değeri olmadõğõndan
mõ? Çalõşanlarõn haklarõ diye
bir şey kalmadõğõndan mõ?
Kime karşı
silahlanıyorlar?
Kimler adil, kimler değil?
Eğer uluslararasõ adalet
sahiden varsa neden hiç
güçlüleri yargõlamaz? En
acõmasõz katliamlarõn failleri hapse girmez?
Hapishanelerin anahtarlarõ onlarda olduğu
için olmasõn? Neden BM’de veto hakkõ olan 5
süper güç dokunulmazdõr? Savaş pazarlõğõ
yaparken barõşõ mõ kolluyorlar? Dünya
barõşõnõn, silahlarõn çoğunu üreten bu 5 gücün
sorumluluğunda olmasõ adil
midir? Ölüm cezasõ isteyerek
yaygara koparan dünyanõn
sahiplerine karşõ bir ceza
istenmiyor, dahasõ yaygaracõlar
füze kullananlara değil çakõsõnõ
kullanan katillere ölüm
istiyorlar.
İnsan sormadan edemiyor, bu
intikam tutkunlarõ öldürmekten
bu kadar hoşlanõyorlarsa,
neden sosyal eşitsizlik için
ölüm cezasõ istemezler? Her 1
dakikada 3 milyon dolar askeri
harcamalara giderken 15
çocuğun açlõktan ya da
tedavi edilebilir bir
hastalõktan öldüğü bir dünya,
adil olabilir mi? Uluslararasõ
toplum kime karşõ dişlerine
varana dek silahlanõyor?
Yoksulluğa mõ, yoksa yoksullara mõ karşõ?
Neden kapital dünyasõnõn ateşli ölüm cezasõ
yanlõlarõ kamusal güvenliği her gün tehdit
eden tüketim toplumunun değerlerine ölüm
cezasõ istemezler? Ya da işsiz, düşük gelirli
milyonlarca genci serseme çeviren sahip
olmak var
olmaktõr (yeni
bir otomobilin
olsun, marka
bir ayakkabõn
olsun, olsun,
olsun...) reklam
bombardõmanõnõ
suç ilan ederler mi?
Tüm dünya ölüme
hizmet etmek için
örgütlenmiş.
Kaynaklarõmõzõn ve enerjimizin büyükçe bir
bölümünü yutan silah endüstrisi ölüm imal
etmiyor mu? Dünyanõn sahipleri şiddeti
sadece başkalarõ uyguladõğõnda mahkûm
ederler.
Korkuyla beslenen teknoloji
İnsanoğlu birbirini yok etmede ustalaşmõş tek
canlõ türü ve yõkõcõ teknolojiler geliştirerek
dünyanõn ve üzerinde yaşayanlarõn sonunu
getirecek. Bu teknoloji korkuyla besleniyor.
Düşmanlar üreten bu korku aslõnda askeri
harcamalarõ haklõ çõkarmaya yarõyor.
Ey ölüm cezasõ çõğõrtkanlarõ, korkuyu
öldürmeye ne dersiniz? Bizi korkutanlarõn bu
evrensel diktatörlüğünü sonlandõrmak
sağlõklõ olmaz mõ? Panik tohumlarõ ekenler
bizi yalnõzlõğa mahkûm ediyorlar,
dayanõşmamõzõ yasaklõyorlar: Komşun seni
tehdit eden bir tehlikedir her zaman, aman
dikkatli ol; bu, seni soyabilir, o, sana
saldõrabilir, şu bebek arabasõnda müslüman
bir bomba saklanmõş olabilir ya da komşun
domuz gribi bulaştõrabilir... Bu tepetaklak
olmuş dünyada en temel hak arayõşlarõ,
sağduyu bile korku veriyor insanlara. Başkan
Evo Morales, Bolivya’nõn çoğunluğunu
oluşturan yerliler utanmadan aynaya
bakabilsinler diye ülkesini yeniden
yapõlandõrmaya giriştiğinde paniğe kapõldõ
herkes. Bu talep geleneksel õrkçõ düzen için
tam bir yõkõmdõ. “Evo’nun mümkün
olabileceğini söylediği düzen kaos ve
şiddet doğurabilirdi. Onun yüzünden
ulusal birlik bozulup parçalara
ayrılacaktı.” Ekvador Başkanõ Correa,
ülkesinin yasal olmayan borçlarõnõ
ödemeyeceklerini söylediğinde finans
dünyasõnda yer yerinden oynadõ ve Ekvador
korkunç cezalarla korkutuldu, kötü örnek
olmasõn diye. Askeri diktatörlükler ve hõrsõz
politikacõlar uluslararasõ banka tarafõndan
şõmartõlõrken bizler de ölümcül bir
kadermişçesine bizi dövecek sopalarõn
parasõnõ ve bizi yağmalayacak açgözlülüğü
ödemeye alõşmadõk mõ? Sakõn sağduyu ve
adalet sonsuza dek birbirlerinden boşanmõş
olmasõnlar! Sağduyu ve adalet, birlikte
yürüsünler ve dost olsunlar diye
doğmamõşlar mõydõ? Feministler, biz
maçolar kadõnlarõ gebe bõraktõğõmõzda kürtaj
serbest olsun derken, sağduyu va adalete
sõğõnmõyorlar mõydõ? Peki neden kürtaj
serbest değil hâlâ? Sadece yaptõracak parasõ
olan kadõnlarla parayõ alacak doktorlara ait
bir ayrõcalõk olarak kalsõn diye mi acaba?
Adalet baldırı çıplakları ısırıyor
Sağduyu ve adaletin yadsõndõğõ başka bir
rezillik daha: Neden uyuşturucularõ
yasallaştõrmak istemezler? Kürtaj gibi bu da
bir halk sağlõğõ sorunu değil mi? En çok
bağõmlõ barõndõran bir ülke, hangi ahlaki
yetkiyle kendi tõbbi gereksinimi kadar üreten
bir başka ülkeyi mahkûm edebilir?
Afganistan’õ kim yönetiyor? Bu ülke,
hepimizi kurtarmayõ görev edinmiş Mesih
tarafõndan işgal edilmemiş miydi? Neden
uyuşturucularõ bütünüyle
yasallaştõrmõyorlar? Askeri işgaller için iyi
bir gerekçe oluşturduğu için mi acaba?
Yoksa geceleri çamaşõrhane gibi çalõşan
bankalar için ballõ kazanç kapõsõ olduğundan
mõ? Şimdi dünya üzgün, çünkü daha az
otomobil satõlõyor. Krizin sonuçlarõndan biri
başarõlõ otomobil endüstrisindeki düşüş. Eğer
hâlâ biraz sağduyumuz kaldõysa, bunu
kutlamamõz gerekmez mi? Otomobillerin
azalmasõ, daha az zehirlenecek doğa için ya
da daha az ölecek olan yayalar açõsõndan iyi
bir haber değil mi yoksa?
Lewis Carol’a (Alice Harikalar Diyarõ’nda
kitabõnõn yazarõ-çn.) göre Kraliçe Harikalar
diyarõnda adaletin nasõl işlediğini Alice’e
şöyle açõklar: Şöyle der Kraliçe, hapse
kapatõlmõş, ceza çekiyor ancak mahkeme
gelecek çarşamba başlayacak, tabii bu arada
suç da işlenip bitmiş olacak.
El Salvador’da rahip Oscar Amulfo
Romero adaletin yõlan gibi sadece baldõrõ
çõplaklarõ õsõrdõğõnõ göstermişti. Ülkesinde
baldõrõ çõplaklarõn dünyaya gelme suçunu
işleyerek daha doğmadan mahkûm
edildiklerini söylediği için kurşunlanarak
öldürüldü. El Salvador’daki son seçimlerin
sonucu bir tür saygõ değil mi? Rahip Romero
ve onun gibi adaletsizlikler ülkesinde adil bir
adalet için savaşanlarõn anõsõna bir saygõ
değil mi? Bazen tarihin hikâyeleri kötü biter
ama tarih bitmez. Elveda derken yine
görüşürüz demek istemiştir.
İspanyolcadan çeviren: Engin Demiriz
(Pagina 12, Arjantin, 8 Mayıs 2009)
(*) Galeano Türkçede de yayõmlanmõş Latin
Amerikanõn Kesik Damarlarõ, Tepetaklak, Biz
Hayõr Diyoruz gibi kitaplarõn Uruguaylõ yazarõ çn.)
AA
I.A. REHMAN
Pakistan’õn Svat Vadisi’ndeki
Malakand bölgesinde
yürütülen askeri operasyonun
çoğu yan sonucu bekleniyordu.
Ancak bu sonuçlarõn boyutlarõ
belki de resmi makamlarõn
tahminlerini aştõ. Hükümet
operasyonun yan etkileriyle
etkili bir şekilde başa çõkana
kadar terorizm ve militanlõğa
karşõ yürütülen bütün çabalar
sekteye uğrayabilir. Malakand
operasyonunun doğurduğu
insani sorunlar, yönetimin en
kritik sorunu haline geldi. Yüz
binlerce insan geniş çatõşma
bölgesindeki evlerinden kaçtõ ve
sayõlarõ her geçen gün artõyor.
Hükümet bu sorunlar
karşõsõnda oldukça hõzlõ
davrandõ. Evsiz kalan
insanlara barõnak sağlamak
amacõyla birkaç kamp kuruldu
ve daha fazla kamp için söz
verildi. Aralarõnda siyasi
partilerin de bulunduğu devlet
dõşõ kuruluşlar da kurtarma
çalõşmalarõ başlattõ. Ancak her
iki tarafõn çabalarõ yetersiz
kalabilir. Svat Vadisi ve Buner
bölgesinde evsiz kalan
insanlarõn çoğu alõşõlmõşõn
dõşõnda kadõn ve çocuklardan
oluşuyor. Bu durum, kadõnlarõn
yardõm malzemelerine, suya ve
sağlõk tesislerine ulaşmasõnõ
sağlamak için özel çaba
gösterilmesi gerektiği anlamõna
geliyor. Malakand’da güçlü
ayrõmcõlõk geleneği, kadõnlarõn
yardõmlara ulaşmasõna engel
oluyor. Bu yüzden çocuklar
daha fazla zarar görüyor.
Evsiz kalan Malakandlõlarõn
önemli bir bölümünün, evlerini
terk etmeden aylar önce
ekonomik sõkõntõlarla karşõ
karşõya kaldõklarõnõ da
düşünmek gerekiyor.
Kamplardaki insanlarõn
mümkün olduğu kadar çoğuna
istihdam imkânlarõ sağlamanõn
yollarõ bulunmalõ.
Okullar açılmalı
Kamplardaki işleri yürütmek
için gerekli işgücünün dõşardan
sağlanmasõ yerine kamplarda
kalanlar yeğlenmeli.
Kamplardaki çocuklarõn tacize
uğramamasõ, uyuşturucu
satõcõlarõ ya da diğer suçlular
tarafõndan istismar edilmemesi
için kararlõ adõmlar atõlmasõna
ihtiyaç duyulacak. Bunun da en
etkili yolu, okullar açmak ve
spor faaliyetleri organize etmek.
Yetkililer, bu insanlarõn doğal
afet kurbanõ olmadõklarõnõ da
dikkate almak zorunda. İki taraf
arasõndaki çatõşmalarõn
ortasõnda kaldõğõ için zarar
gören insanlarõn devlete
bağlõlõklarõ garanti edilemez.
Yardõm çalõşmalarõnda
başarõsõzlõk, devlet kurumlarõnõ
militanlardan ayõran çizgiyi
silebilir. Delikanlõlar ve
yeniyetme çocuklar, devletin
onlarõn gözünde başarõsõz
olmasõ durumunda militanlarõn
ağõna düşmeye müsait hale
gelebilir. İkinci öncelikli hedef
olarak, hükümet, evsiz
kalanlarõn insani taleplerine
yoğunlaşõrken, askeri
operasyonun halka getireceği
güçlükleri göz ardõ etmemeli.
Güvenlik güçleri gerektiği kadar
hõzlõ hareket edemezken,
militanlar, dağlõk araziyi
tanõmanõn sağladõğõ avantajdan
memnun görünüyorlar. Bunun
yanõ sõra militanlar, kamplardaki
insanlarõn ya da herhangi bir
topluluğun arasõna karõşabiliyor.
Bu da askeri operasyonun,
devletin hedeflediğinden çok
daha uzun sürebileceğini
gösteriyor.
Böylece
savaş
dõşõ
kayõplarõn
mümkün olduğu kadar düşük
seviyede tutulmasõ için özel
çaba harcanmasõ ihtiyacõ
ortaya çõkõyor.
Güvenlik güçlerinin, militanlarõ
Svat ve Buner’deki kalelerinden
çõkarõp, yerleşim birimlerinden
uzağa, dağlara sürmeyi
başarmasõ gerektiğini öngörmek
zor değil. Militanlar
Malakand’õn diğer bölgelerine
ve aşiret bölgelerine yayõlõrken,
birçoğu kasaba ve köylere
yerleşmeye karar verebilir.
Militanlarõn kasabalarda
saklanan yandaşlarõnõn
yardõmõyla ya da bunlarõn
yardõmõ olmaksõzõn, savunmasõz
hatlar boyunca yerleşim
bölgelerine saldõrmasõnõ
önlemenin mümkün olup
olmayacağõ bilinemiyor.
Hükümetin önündeki üçüncü
öncelik, çatõşmanõn siyasi olarak
yönetilmesi. Militanlarõn gerçek
yüzlerini göstermekteki
aceleciliği, hükümetin askeri
operasyonlarõna geniş destek
sağlõyor. Buna rağmen
militanlara karşõ düzenlenen
askeri eylemlere karşõ çõkan
birkaç grup var. Militanlarõn
müttefiki olan bu gruplar,
Pakistan için hiç de
azõmsanmayacak bir tehdit.
Militanlarõ kõnamaktan kaçõnan
bazõ diğer siyasi gruplar, askeri
operasyonlarõn yürütülüş
şekliyle ilgili çekincelerini
açõklamayõ kendileri için yararlõ
bulabilir.
Ulusal uzlaşma gerek
Hükümetin, militanlara karşõ
mücadeleyi mümkün olan en
geniş ulusal uzlaşma zeminine
oturtmasõ gerektiği apaçõk
ortada. Bunun için taraflar
arasõnda düzenli görüş
alõşverişini sağlayacak bir
mekanizma oluşturulmalõ.
Başbakan’õn yapõlacağõna söz
verdiği konferans,
geciktirilmeden gerçekleşmeli.
Demokratik değerlere daha
fazla saygõ gösterilmesi,
şeffaflõk ve kamu yararõna
bağlõlõk, önümüzdeki günlerde
en az silahlar kadar etkili
olacak.
İngilizceden çeviren: Zeki Tezer
(Dawn, Pakistan, 14 Mayıs 2009)
dalet adil mi?
Irak’ta
Bush’a
ayakkabõsõnõ
fõrlatangazeteci
3yõlhapsemahkûm
ediliyor,
ödüllendirilmesi
dahadoğru
olmazmõydõ?Kim
terörist,ayakkabõ
fõrlatanmõ,
fõrlatõlan
mõ?
Çatõşmalarõn
sürdüğü
Malakand
bölgesinde yüz
binlerce sivil evsiz
kaldõ. Pakistan
hükümeti,
hõzla sorunlara
çözüm üretemezse
bu insanlarõn
militanlarõn
etkisine
girmesini
önleyemez.
Pakistan’ınMalakandsınavı
Her 1 dakikada 3 milyon dolar
askeri harcamalara giderken 15
çocuğun açlıktan ya da tedavi
edilebilir bir hastalıktan öldüğü
bir dünya, adil olabilir mi?
Hükümet, çatõşma arasõnda kalan sivillerin sorunlarõna çare bulamazsa zor durumda kalacak
İngilizce’yi İngilizce kaynaklardan öğrenin...
Westminster Univesity ve Premier College
sertifikalarõna sahip,
London School of Business Administration’ da
master yapmõş,
ÖĞRETMENDEN, BRITISH ENGLISH
? Gramer, konuşma, derslere yardõmcõ, sõnavlara hazõrlõk
? İş İngilizcesi (Business English) ve Ingilizce
?iş görüşmelerine (Interview) hazõrlõk
Acıbadem /İstanbul
05327018041
15 Mayıs 2009 INDEPENDENT