16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada haberleri salındı. RTE kafasıyla yeni bir anayasa yapmak... ya da birkaç maddesini toplumsal gereksinmelere uygun değiştirmek olanaklı mı? Adam dayatıyor. AKP değişiklikleri hazırlar. Par- lamentodaki partilerin onayına sunar. Kabul eden eder, etmeyen etmez! Kafa bu! Partiler arası bir komisyonda gerekli görülen değişiklikler saptansın? Hayır, çünkü: Örneğin CHP haklı gerekçelerle mil- letvekili dokunulmazlıklarını, hatta RTE’nin engel di- ye öne sürdüğü bürokratların dokunulmazlığının kal- dırılmasını da isteyecek. AKP’nin işine gelmez. Zira AKP, partiler arası uz- laşmaya asla yanaşmıyor. Toplumun gereksindiği değişikliklerin değil, ken- di amaçlarına koşut değişikliklerin kabul edilmesi- ni ister, istiyor. AKP isteklerini TBMM’nin yaptığı değişiklikler di- ye yutturmaya çalışıyor. Kafa bu! Dış politika her gün bir darbe alıyor. ABD ile es- ki, sıcak, arada bir çelişse de RTE’yi destekleyen, kucaklayan eski günler geride kaldı. Obama geldi. Aba altından sopa gösterdi. Ermeni tezlerini benimsediğini bizimkilerin yüzüne söyledi. Yukarıdakinden, aşağıdakinden gık çıkmadı. RTE; büyük devlet, büyük politikadan söz ediyor. Ne ki bu söylemin faturasını, örneğin Kafkaslar’da ödemeye başladık. Hükümetin (RTE ile Çankaya’daki AKP’linin) kü- çük devlettir, biz söyleriz kabul eder; sindirir kafa- sıyla hem halka, hem de Azerbaycan’a uyguladığı politika ters tepti. Azerbaycan’a, küçük devlettir, ağabeyi Ankara’yı dinler, kabul eder diyen anlayış sökmedi. Biz gizledik; Bakû, İsviçre’de Ermenilerle varılan anlaşmanın içeriğini Moskova’dan öğrendi. Bizimkilerde bir telaş. RTE, Karabağ sorunu çö- zümlenmeden sınırı açmayacağımızı içeren güvence üzerine güvence verdi. Güvence verdi vermesine de; Haydar Aliyev’in oğlu yemedi bu sözlü güvenceleri. Bir önündeki Tür- kiye’nin parafe ettiği anlaşmaya baktı, bir de RTE’nin son pişmanlık ifade eden söylemlerine. Güvenceleri çöpe attı. Brüksel’de artık RTE hü- kümeti ile koşut politika izlemeyeceğinin işaretle- rini verdi. “Politikamızı bölgedeki yeni gerçeklere göre uyar- lamaya hakkımız var” demek, bal gibi RTE hükü- meti ile kardeşlik ateşiyle yürüttüğümüz politika- yı askıya alıyoruz. Aldatılmaktan kaynaklanan “gerçeklere” göre politikalar izleyeceğiz, demek- tir. Aliyev, Azerbaycan’ın Türkiye’ye dünya fiyatları altında verdiği doğalgaza zam yapılacağını da doğ- ruladı. Bölgede ABD tavrıyla büyüklük taslamak, po- litika yürütmek senin neyine ya’vu? Kim alınır bilemem ama: Sen bir garipsin, neyine gerek gümüş zurna! Fakat RTE hâlâ gerçekleri kavramış değil. Türkiye de RTE gerçeğini tam anlamıyla kavra- mış değil. İç ve dış olaylarda iktidar sürekli açmazlara sü- rükleniyor. RTE, partinin, ülkenin bu duruma gel- mesindeki tek sorumlunun kendisi olduğunu hâ- lâ anlamış değil. Kimi önlemlerle yapısal çöküşü önleyeceğini, ye- ni bir ivme kazanacağını sanıyor. Örneğin Bakanlar Kurulu’nda yapacağı deği- şikliklerle genel seçime kadar aşağıya inişi yine yu- karıya çevireceğini umut ediyor. Medyada da şu bakan gidiyor, bu geliyor diye günlerdir bir heyecan, bir heyecan. Üstelik ne- densiz bir heyecan. Kabinede şu bu gitti, şunlar gitti bunlar geldi. Hatta kimi bakanlıklar ikiye bölündü, bakan sayı- sı da arttı. Olasılıklar gerçekleşti diyelim. Fakaaat!.. Kafada değişiklik olmayacaksa, Ba- kanlar Kurulu’na RTE kafası, anlayışı, davranışla- rı yine damgasını vuracaksa… Medyamızın habercileri, yorumcuları; bilesiniz ki; hiçbir şey değişmeyecek! O kafa değişmedikçe her şey eski tas eski ha- mam! Tellaklar değişmiş, neye yarar! İstanbul B 17 Edirne B 19 Kocaeli Y 15 Çanakkale B 15 İzmir PB 17 Manisa PB 19 Aydın PB 21 Denizli PB 19 Zonguldak Y 9 Sinop Y 14 Samsun Y 15 Trabzon Y 16 Giresun Y 15 Ankara Y 14 Eskişehir Y 11 Konya Y 14 Sıvas Y 14 Antalya PB 21 Adana PB 24 Mersin PB 21 Diyarbakır PB 20 Şanlıurfa PB 25 Mardin PB 18 Siirt PB 20 Hakkâri PB 12 Van Y 11 Kars Y 11 Oslo PB 18 Helsinki PB 14 Stockholm PB 19 Londra Y 12 Amsterdam Y 16 Brüksel Y 15 Paris Y 13 Bonn Y 16 Münih Y 23 Berlin Y 24 Budapeşte B 22 Madrid B 18 Viyana Y 21 Belgrad B 22 Sofya A 18 Roma Y 21 Atina B 19 Zürih Y 16 Moskova A 21 Aşkabat Y 15 Astana Y 10 Taşkent Y 16 Bakû B 18 Bişkek Y 19 Tiflis PB 19 Kahire A 25 Şam A 26 Ülkemiz geneli parçalı ve çok bulutlu, İç Ana- dolu’nun güney ve batı- sı, Doğu Akdeniz, Göller yöresi, Doğu Karade- niz’in iç kesimleri, Doğu ve Güneydoğu Anadolu çevreleri yağışlı geçe- cek. Doğu Anadolu ile Doğu Karadeniz’in iç ke- simlerinde çığ tehlikesi- ne karşı dikkatli olun- ması gerekmektedir. 30 NİSAN 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI 19 ‘İfade’ Meclis’e taşındıANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Adalet Bakanõ Meh- met Ali Şahin’in yanõtlamasõ iste- miyle verdiği soru önergesinde, Ergenekon savcõlarõnõn eski Ge- nelkurmay Başkanõ Hilmi Öz- kök’ün ifadesini almak için “yet- ki ve görev alanları dışında İz- mir’e gittiklerine” dikkat çekerek “Rektörler derdest edilirken es- ki Genelkurmay Başkanı’nın ayağına gidilmesi ve bu suretle usul hükümlerinin ihlal edilme- si soruşturmaya duyulan güven- sizliği daha da arttırmıştır” dedi. Kart, Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda ilgili savcõlarõn İz- mir’e giderek Özkök’ü tanõk sõfa- tõyla dinlediklerini ve aynõ soruş- turma kapsamõnda Sincan F Tipi Cezaevi’nde de Danõştay davasõn- da yargõlananlarõn ifadelerini al- dõklarõnõn altõnõ çizerken şu de- ğerlendirmeleri yaptõ: “CMUK’a göre, cumhuriyet savcısı, adli görevi gereğince nez- dinde görev yaptığı mahkemenin yargı çevresi dışında bir işlem yapma ihtiyacı ortaya çıktığında, bu hususta o yer, cumhuriyet savcısından söz konusu işlemi yapmasını ister. Benzer nitelik- teki düzenleme, Özel Yetkili Ağır Ceza nezdinde görev yapan Er- genekon savcıları için de söz ko- nusudur. Ergenekon soruştur- masını sürdüren cumhuriyet sav- cıları, ancak İstanbul’a bağlı 11 ili kapsayacak şekilde doğrudan ve bizzat soruşturma yapabilir. 11 ilin dışındaki mahallerde ya- pılacak her türlü soruşturma iş- leminin, o yer cumhuriyet savcı- larına yazılacak talimat evrakı kapsamında mahal cumhuriyet savcısı tarafından yapılması ge- rekir. Ergenekon savcılarının yetki ve görev alanlarının dışına çıkarak yukarıda sözü edilen iş- lemlerini yapmaları açık bir şe- kilde görevin kötüye kullanıl- ması ve soruşturmanın ihlal edil- mesi anlamına geldiği gibi, daha da vahim olanı Adalet Bakanlı- ğı’nın bu süreçteki dahlidir. Ce- za Muhakemesi yerine bakanlı- ğın kurallarıyla soruşturma ya- pılması, Adalet Bakanı’nın hu- kuki ve siyasi sorumluluğunu gerektirir. Bu konudaki genel- genin 15. bendine göre; cum- hurbaşkanı, TBMM başkanı, başbakan, yüksek yargı organı başkanları ve başsavcı, genel- kurmay başkanı, bakanlar, mil- letvekilleri, kuvvet komutanları gibi devletin üst düzey görevle- rinde hizmette bulunmuş veya halen hizmette bulunan kişiler hakkındaki soruşturmaların kol- luğa bırakılmaksızın, bizzat cum- huriyet başsavcıları veya görev- lendirecekleri cumhuriyet baş- savcıvekilleri tarafından sürdü- rülmesi gerekirken, bu konuda da ayrımcı ve güven vermeyen uygulamaların yapıldığı bilin- mektedir. Rektörler derdest edi- lirken eski Genelkurmay Başka- nı’nın ayağına gidilmesi ve bu su- retle usul hükümlerinin ihlal edilmesi, soruşturmaya duyulan güvensizliği daha da arttırmıştır.” Gizli tanık Aydos’un iddiaları İstanbul Haber Servisi - Gizli ta- nõk “Aydos”, Cem Ersever’in her görüşmelerinde kendisine “Komuta- nın sana selamı var” dediğini, bu ko- mutanõn emekli Tuğgeneral Veli Kü- çük olduğunu 1993’te Mehmet Ali Yaprak’õn kaçõrõlmasõndan sonra an- ladõğõnõ belirtiyor. Ergenekon davasõnõn 2. iddianame- sinin delillerinde ifadesi bulunan gizli tanõk Aydos, 1993 yõlõnda meslekten istifa etmeden bir ya da 1.5 ay önce Cem Ersever’in, Kõzõltepe’deki dük- kânõna Hogõr kod isimli şahõsla geldi- ğini anlattõ. Ersever’in kendisine iki gün işlerinin olduğunu söylediğini kaydeden Aydos, şöyle devam etti: “Kalaşnikof tüfeğimi alarak ara- baya yanlarına geldim. Nereye gi- deceğimizi söylemedi. Üçümüz Ada- na Pozantı’ya geldik. Ersever, yol kenarındaki şalgamcıların oradan Mehmet Ali Yaprak’ı aradı. Yap- rak, yanında bir şahısla geldi. Sol eli hep sarılı idi. Hogır onların ara- basına bindi. Ankara’ya kadar iki araba beraber gittik. GAP Otel’e girdik. 303 numaralı odanın önüne geldik. Yaprak ve Ersever içeri gir- diler. Biz yaklaşık beş dakika bek- ledik. Ersever kapıyı açarak Hogır ve beni çağırdı. İçeride Sakallı kod adlı Mahmut Yõldõrõm ve Veli Küçük vardı. Yaprak’ın onları görünce eli- nin ayağının titremeye başladığını fark ettim. Sakallı onu sürekli azar- lıyordu. Veli Küçük sakallıya göre daha sakindi ve ‘Senin yerin de dolar Yaprak’ diyordu. Susurluk olayına kadar Mahmut Yıldırım’ı ‘Sakallõ Ahmet Hoca’ olarak tanırdık, son- rasında ise Yeşil olarak bilindi.” Yeşil’in vali ile ilişkisi Yaprak’õn o dönemde 40-45 yaşla- rõnda, Captagon isimli uyuşturucu hap ile uğraşan, Türkiye ve Ortadoğu’nun bu işi yapan bir numaralõ adamõ oldu- ğunu söyleyen Aydos, “Hap üzerin- deki yaprak işareti bu şahsın soya- dından gelmektedir. Sol elinin sar- gılı olmasının nedeni uyuşturucu madde yaparken elini asit yakmıştı ve şeker hastalığı nedeniyle yaralar kapanmıyordu. 2004 yılında da Kartal Cezaevi’nde benim yanımda şeker komasından öldü. Şu an bu işi oğulları Turgut, Ahmet ve avukat olan kardeşi Mustafa Yaprak yap- maktadır” iddiasõnda bulundu. Erse- ver’e bu olayla ilgili konuşurken ver- diği paralar nedeniyle teşekkür ettiği- ni söyleyen Aydos, Ersever’in de ken- disine “Oğlum, şerefsize kesilen ce- za üç milyon Mark ama ben sizinle aynı parayı aldım” dediğini kaydetti. ‘Hesap sorulamıyordu’ Mardin’e dönüp dönmeyeceğini so- runca da Ersever’in “Ben de bilmiyo- rum oğlum. Şu anda kendimi kulla- nılmış bir o...pu gibi görüyorum” dediğini ileri sürdü. Ersever’in OHAL bölgesinden alõnmayõ hazmedemediği- ni söyleyen Aydos, “Onun yokluğun- da da Sakallı kod adlı Mahmut Yıl- dırım Diyarbakır Saraykapı’da, Jandarma’da istediği gibi cirit atı- yordu. Kendisine hediye edilen Ran- ge Rover cip ile yukarıdaki itirafçı- ları istediği gibi kullanıyordu” dedi. Ersever’in Mahmut Yõldõrõm’õ sevme- diğini, Yõldõrõm’õ kendisinin adam etti- ğini söylediğini kaydeden Aydos, “Mahmut Yıldırım’a alay komutanı bile hesap soramıyordu. Yıldırım sü- rekli Diyarbakır, Batman, Mardin, Van, Muş ve Ankara arasında me- kik dokuyordu. OHAL Valisi Ünal Erkan ile arasından su sızmıyordu. Sürekli görüşüyorlardı” diye konuş- tu. Ersever’i en son 1993’ün Temmuz veya Ağustosu’nda gördüğünü, ayrõlõr- ken bir sorunu olduğunda Veli Kü- çük’ü aramasõnõ istediğini anlatan Ay- dos, öldürüldüğünü duyunca Diyarba- kõr Saraykapõ’ya gidip itirafçõlarla soh- bet ettiğini, onlarõn da kendisine “kur- calama” dediklerini söyledi. Parmak izleri subaylarla uyuşmadõ İstanbul Haber Servisi - Poyrazköy’de İstek Vakfõ arazisinde yapõlan kazõlarda ele geçirilen mühim- mata ilişkin gözaltõna alõnan subaylardan alõnan parmak izleri, mühimmatõn üzerindeki parmak iz- leri ile uyuşmadõ. Alõnan kan, tükürük ve kõl nu- munelerinin ardõndan, gözaltõndaki 4 subayõn du- rumunun netleşeceği bildirildi. Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda Poyrazköy’de yapõlan kazõlar sona erdi. Kazõlarda 21 lav silahõ, 14 el bombasõ ve 450 gram C3 patlayõcõ madde ve çeşit- li mühimmat ele geçirildi. Beykoz ilçesi Poyrazköy Keçilik mevkisindeki arazide gerçekleştirilen kazõ- larda ele geçirilen silahlar ve mühimmat basõn men- suplarõna gösterildi. Bilgi notuna göre, kazõlarda ele geçirilen malzemeler şöyle: “15 adet dolu lav silahı, 6 adet boş lav silahı, 14 adet el bombası, 24 adet el bombası fünyesi, 450 gram C3 patlayıcı madde, 7 adet hakem bombası, 3 adet gösteri bombası, 5 adet bubi tuzağı, 2 adet kullanılmış bubi tuzağı, 23 adet işaret fişeği, 45 adet sis bombası, 15 adet aydınlatma fişeği, 30 metre uzunluğunda infilaklı fitil (korteks), 38 metre uzunluğunda saniyeli fitil, 3 bin 17 adet çeşitli çapta fişek ve 1 adet siyah renkli kamuflaj kremi tüpü.” Rus savcıdan Gülen tepkisi MOSKOVA (AA) - Rusya’nõn Dağõstan Cumhuriyeti’nde dini toplantõ yapan Nurcularõn evine dü- zenlenen operasyonda aralarõnda Ali İhsan Erdemir adõnda bir Türk vatandaşõnõn da bulunduğu 17 kişinin gözaltõna alõndõğõ bildiril- di. Rusya Başsavcõ Yardõmcõsõ Viktor Grin, Tataristan yöneti- minin desteğiyle 10 yõldan fazla bir süre içinde sekizden fazla okulda Türk vatandaşõ öğretmenlerin gö- revlendirildiğini belirterek Gü- lencilere atõf yaptõ. Açõklamada, baskõnda evde bu- lunan 9 Rus, 7 Azeri ve Ali İhsan Erdemir adõndaki bir Türk vatan- daşõnõn gözaltõna alõndõğõ belirti- lerek, baskõnda Rusya’da yasakla- nan dini propaganda özelliği taşõ- yan yayõnlarõn yanõ sõra 72 bin 278 dolarlõk faturanõn ele geçirildiği be- lirtildi. Açõklamada, gözaltõna alõ- nanlarõn yapõlan sorgulamalarõnõn ardõndan serbest bõrakõldõğõ belir- tilerek, söz konusu grubun faali- yetlerinin bundan sonra da yakõn- dan izleneceği kaydedildi. Erdemir’in Rusya’da sadece bu yõl içinde Moskova, St. Peters- burg, Kaliningrad, Bastrama, Ya- roslavl, Krasnayarsk ve Kazan kentlerini ziyaret ederek toplantõ- lar gerçekleştirdiği belirtilen açõk- lamada, toplantõlarda grubun bun- dan sonraki faaliyetlerinin ele alõn- dõğõ ifade edildi. Açõklamada, grubun kurduğu şirket ve vakõflara “Serhat, Ufuk, Tolerans, Eflak ve Toros” isim- lerini verdiği belirtildi. Rusya Başsavcõ Yardõmcõsõ Viktor Grin, Yekaterinburg ken- tindeki bir konferansta yaptõğõ konuşmada, bazõ yõkõcõ dini eği- limlerin Rusya’daki okullara sõz- maya çalõştõğõnõ söyledi. Grin, “Yasadışı göçün bir sonucu ola- rak geleneksel olmayan dini eğilimlerin takipçileri Rusya’ya sızmayı başardı. Eğitim ku- rumları bunlar için açık ve ula- şılabilir bir alan haline geldi. Bu dini örgütlerin yasadışı faali- yetleri genellikle devlet ku- rumlarının kontrolü dışındaki yerlerde oluyor. Ayrıca bazı bölgelerde bunlar yerel yöneti- min bilgisi dahilinde hareket ediyorlar” ifadelerini kullandõ. CHP’li Kart, ‘Rektörler derdest edilirken Özkök’ün ayağõna gidildi’ dedi Kazılarda 6’sı boş, toplam 21 lav silahı, 14 el bombası ve 450 gram C3 pat- layıcı madde ile çok sayıda mühimmat ele geçirildi. (Fotoğraf: AA) POYRAZKÖY’DEKİ KAZILAR SONA ERDİ CHP, son dönemdeki tutumlarõ nedeniyle Adalet Bakanõ hakkõnda gensoru veriyor ‘Halka gerçekdõşõ bilgi verdi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Ge- nel Başkan Yardõmcõsõ Onur Öymen, Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin hakkõnda, Deniz Fe- neri dosyasõ ile yasadõşõ telefon dinlemesi ko- nularõndaki açõklamalarõ ve YARSAV Başka- nõ Ömer Faruk Eminağaoğlu’na karşõ tutu- munu nedeniyle TBMM’ye gensoru önergesi verme kararõ aldõklarõnõ bildirdi. Öymen, parti genel merkezinde düzenlediği basõn toplantõsõnda, Adalet Bakanõ Şahin’in başta Deniz Feneri davasõ olmak üzere çeşitli ko- nulardaki tutumunun ele alõndõğõnõ ifade ederek, “Halka gerçekdışı bilgi verdiği ve Deniz Fe- neri davasının başından bu yana izlediği ta- vırların hukukun işlemesi açısından kaygı ve- rici olduğu tespit edildi” dedi. ‘Adaletin işleyişinde kaygılar var’ Bakan Şahin’in yurttaşlarõn yasadõşõ dinlen- mesi konusundaki açõklamalarõ ile YARSAV Başkanõ Eminağaoğlu’na karşõ tutumunun da toplantõda değerlendirildiğini bildiren Öymen, “Bütün bu nedenlerle Adalet Bakanı aleyhi- ne bir gensoru önergesi verilmesi kararlaş- tırıldı. Bu gensoru önergesini en kısa zamanda CHP Meclis Grubu TBMM’ye sunacaktır” dedi. Adaletin işleyişi konusunda ciddi kaygõ- lar olduğunu kaydeden Öymen, Adalet Bakanõ Şahin’in bu konuda birinci derecede sorumlu- luk taşõdõğõna inandõklarõnõ söyledi. Öymen bir gazetecinin sorusu üzerine Genelkurmay Baş- kanõ Orgeneral İlker Başbuğ’un dün “İletişim Toplantısı”nda yaptõğõ açõklamalarõnõn da MYK toplantõsõnda değerlendirildiğini kaydet- ti. CHP’nin “Ergenekon” davasõ hakkõndaki gö- rüşlerini daha önce kamuoyuna açõkladõğõnõ anõmsatan Öymen, “Sayın Genelkurmay Baş- kanı’nın verdiği bazı bilgileri, yaptığı de- ğerlendirmeleri dikkatle not ettik” dedi. Dağõstan Cumhuriyeti’nde aralarõnda bir Türk’ün de bulunduğu 17 kişi gözaltõna alõndõ 2. ERGENEKON İDDİANAMESİ Tören gecikmeli gerçekleştirildi İstanbul’da hava muhalefeti nedeniyle 23 Nisan’da yapılamayan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı törenleri, Ali Sami Yen Sta- dı’nda dün gerçekleştirildi. Tören, İstanbul Valisi Muammer Güler, 3. Kolordu Komutanı Korgeneral Yalçın Ataman ve Büyükşehir Be- lediye Başkanı Kadir Topbaş’ın üstü açık bir araçla stadı dolaşarak öğrenci ve yurttaşları se- lamlamasıyla başladı. Saygı duruşunda bulu- nulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ar- dından öğrenciler geçit töreni yaptı. Daha son- ra 33 okuldan yaklaşık 400 öğrencinin katılı- mıyla gösteriler gerçekleştirildi. (Fotoğraf: AA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle