22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Prof. Dr. MAHİR AYDIN İstanbul Üniversitesi 24 Nisan’da ajanslar, bir haber klasiği daha geçti: “Baş- kan, soykırım demedi.” Biz de, derin bir “ohh” çektik. Belki de içimizden “bu yılı da atlattık” diye geçirdik. 2000’de Clinton, “Büyük felaket” demişti. 2006’da oğul Bush, “Korkunç trajedi” dedi. En son Obama, yine büyük fe- laketi kullandı. Aslında “soy- kırım” demek olan, Ermenice “Medz Yeghern”i. Soykırım politikası, eski bir senaryo. Amaç, Türkiye’den toprak koparmak. Önce 1821 Yunan ayaklanmasında uy- gulandı. Başarılı oldu. Bulgar- lar için de, 1876’da. Eğer Er- meniler, yeter sayıda olsaydı, İngiltere kimseye sormaz, bir de onlar için, devlet kurardı. Ama olmadı, çünkü olamazdı. 1878’de Osmanlı çınarı bu- danmış, sıra Anadolu’ya gel- mişti. Bu güzel ülke, Türklerin elinden nasıl alınmalıydı? Çok değil, 40 yıl sonra uygulana- cak: 1918 Mondros. Bu politikaya, yine “soykırım sosu” gerekiyordu. 1893’te James Bryce açıkladı. Hani 1916’da, Arnold Toynbee ile Mavi Kitap’ı yazacak olan İn- giliz. “Ermeniler onur istiyorsa, böyle olmaz. Bir büyük ayak- lanma çıkarmalılar. Bazıları asılmalı, bazıları kesilmeli. Türk- lerle kavgaya tutuşmalı ki, biz de o zaman işin içine girip, amaçlarına ulaşmalarına yar- dım edelim.” Türkçesi, “öl ki, kurtul!” Bu- na güvenen Ermeniler, 1895’te Kızılırmak’ın doğusunu, yan- gın yerine çevirdi. Ne kadar çok ölü olursa, Batı’nın müdahale- si, o denli haklılık kazanacaktı. Yine olmadı. 6 bin 448 isyancı, yetmedi. Çok az. Her ne kadar bu sayı, 300 binlere çıkarılsa da... 29 Mart 1896’da, Londra Saint James Hall’da, bir “soy- kırım töreni” yapılsa da... Çünkü ufukta, dünya savaşı var. O zaman soykırım senar- yosu, rafa kalktı. Ve 20 yıl bek- ledi. Ama İngiltere Çanakkale’yi geçemeyince ve Almanya ile baş edemeyince, ABD yardı- mına gerek duydu. 1915 zorunlu göç bahane edilip bildik senar- yo, yeniden sahnelendi. Böyle- ce İngiltere, Ermenileri 1878 ve 1895’te olduğu gibi, bir kez daha kullandı. 30 yıldır Osmanlı arşivinde çalışıyorum. Değil, 1.5 milyon Ermeninin öldürülüşü, 15 kişi- nin toplu ölümü yok. Bırakalım Osmanlı’yı; Rus, Alman, İngi- liz veya Fransız arşivinde ne- den yok? Sahi, neden yok?.. Başkan Obama, “tarihin; çözülmedikçe, ağır bir yük ola- bileceğini” söyledi. Güzel de söyledi. Çünkü 1800’lü yılların bilançosunu tutan devletler, eski defterlerine bir göz at- malılar. Biz 800 yıl kapı kom- şuluğu, yaptık. Onlar Anado- lu Ermenisini, üç parçaya böl- dü. Fransa geldi, Katolik mez- hebine böldü; İngiltere, Pro- testan. Örnek komşuluğumu- zu, 40 yılda düşmanlığa çe- virdiler. Birbirinin yüzüne ba- kamayacak hale düşürdüler. Uygarlık tarihinin bir “cen- tilmenlik ödülü” olsaydı, bu en çok “Anadolu komşuluğu” na yakışırdı. Bugün kapılar, birbirinin yü- züne kapanmış ve toplumsal travma yer etmişse, bunun sorumlusu, ne Türkler ne de Ermenilerdir. Asıl sorumlular, politika kantarının topuzunu, elinde tutanlardır. Eğer siz, birilerine söz ver- diyseniz, o sizi bağlar. Biz, an- layamayacağınız derinlikte komşuyuz. Ve her zaman da öyle kalacağız. Lütfen, girme- yin artık aramıza. Lütfen!.. CMYB C M Y B DÜZ ÇİZGİ ÜMİT ZİLELİ Adalet Bakanı’na Bak!.. Bizi gözümüzün içine baka baka aldatıyorlarmış, ey ahali!.. Türkiye Cumhuriyeti’nin Adalet Bakanı, 170 gün- de Ankara’ya ulaşan, neredeyse iki aydır Almanca- dan çevirisinin yapıldığını söylediği Deniz Feneri Davası dosyası hakkında bizi, Türk halkını uyutu- yormuş!.. Vatan gazetesi geçtiğimiz cuma günü, Almanya’dan gönderilen Deniz Feneri Davası dosyasının yanında bir ikinci dosya daha bulunduğunu, Almanya Frank- furt Savcılığı’nın bu dosyada, aralarında RTÜK Baş- kanı Zahid Akman ve Kanal 7 televizyonunun pat- ronu Zekeriya Karaman’ın da bulunduğu 16 kişi hak- kında banka hesapları dahil birçok bilgiyi, uluslararası anlaşmalar uyarınca istediğini yazdı. Bu dosyanın ta- lep bölümünde ne yazıyordu biliyor musunuz?.. - Meslek edinilmiş şekilde dolandırıcılık yap- maktan soruşturulan Zahid Akman ve diğer zan- lıların ifadesinin alınması… Alman savcılığı açıkça bu kişilerin dolandırıcılığı mes- lek edindiğini vurgulayarak; tüm zanlıların avuç içi iz- leri ile parmak izlerinin alınmasını, ifadelerinin alınması, para trafiği, sahte fatura, muhasebe kayıtları, söz- leşme, makbuz, irsaliye gibi delillerin kendilerine ulaş- tırılmasını talep ediyordu!.. İşte bu dosya buharlaş- mış, yok olmuştu!.. Aradan iki koca gün geçtikten sonra Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, bu dosyanın yeni geldiğini, çe- virisi yapıldıktan sonra savcılığa iletileceğini açıkla- dı. Biz, “Bir dakika, neler oluyor, kamuoyu alda- tılıyor” demeye fırsat bulamadan asıl büyük skandal salı günü Hürriyet gazetesinin sürmanşetinde “Han- gisi doğru?” başlığıyla patladı! Habere göre, Frank- furt Savcılığı Basın Sözcüsü Dorris Müller Scheu, şu açıklamayı yapmıştı: - Türkiye ile ikili anlaşmamız gereği biz dosya- yı Türkçeye çevirip yolladık!.. Bu haberin ardından, Bakan Bey bir açıklama ya- pıp dosyanın Türkçe ve Almanca olarak gönderildi- ğini açıklamak zorunda kaldı. Yani Adalet Bakanı; Al- man savcılığından gelen ikinci dosyanın henüz ulaş- tığını, çevirisinin yapılacağını söyleyerek (ki ikinci dos- ya belki de hiç olmamıştı!) ve Deniz Feneri kepaze- liğine adı karışanlar hakkında bilgi istendiğini sakla- yarak, utanç verici bir skandala imza atmış oldu!.. Demokrasi kurallarının işlediği bir ülkede, yalnızca Adalet Bakanı değil, hükümet böyle bir skandal üzerine bir dakika geçirmeden istifa eder ve yargı ku- ralları işlemeye başlar ama burası Türkiye!.. Deniz Baykal çok güzel söyledi: “O yalanı söyleyen kişinin, o yalan ortaya çıktıktan sonra Adalet Bakanı di- ye ortada dolaşması Türk halkına hakaret değil mi- dir” diye sordu… - Bırakın istifayı, o aranan, haklarında Türkiye Cumhuriyeti hükümetinden bilgi istenen kişiler, İs- tanbul Büyükşehir Belediyesi’nden ballı ihaleler almaya devam ediyor… Utanmazlığa, kepazeliğe bakın!.. Bir yurtsevere mektup (VIII) Sevgili kardeşim, Avrasya Televizyonu’nda, pazar günü senin saatinde ilk “Ses Ver Türkiye” yi Süheyl Batum’la birlikte yaptık. Sana gelen sevgi mesajla- rını görmeliydin… Program boyunca adeta yağdı, çok özlenmişsin bilesin… Haberin olsun, Cumhuriyet Mitingleri yeniden baş- lıyor! 17 Mayıs’ta, Ankara Tandoğan’da, bu ülkenin aydınlık ve çağdaş insanları baskıya, zorbalığa, ka- ranlığa karşı yine tüm gücüyle haykıracak. Tabii, iş- birlikçiler de boş durmuyor! Tetikçi kalemler şimdi- den 17 Mayıs mitingini baltalamak, katılımı engelle- mek için öylesine yazılar yazıyorlar, bir yerlere öyle- sine mesajlar döşeniyorlar ki, artık gülemiyorum bi- le, yalnızca onlar adına utanıyorum!.. Ama ne ya- parlarsa yapsınlar, yükselen bilinç ve öfke, pırıl pırıl milyonların bu en demokratik hakkını kullanmasını ön- lemeye yetmeyecek.. O gün ben de bir yurttaş ola- rak orada bulunmaktan onur duyacağım, tıpkı ilk Cum- huriyet Mitinglerinde olduğu gibi!.. İlk Ankara mitin- ginde beraber dolaşmış, birlikte gurur duymuştuk. Emin ol, sen yine aramızda olacaksın… - Sevgili kardeşim, seni bir yurtseverin tüm sı- caklığı, gücü ve kararlılığı ile kucaklıyorum. e-posta: umitzileli@gmail.com ‘Senaryo’ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN www.mumtaz-arikan.com30 Nisan HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com 30 NİSAN 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Lise öğrencilerine nişan izni verildi. Baba beni düğüne gönder! Heykel Soner Önal: “Anayasa Mahkemesi’ndeki adalet heykeline şalvar giydirenler yakında köylü kızına bekâret testi de yaparlar!” Grip Sema Akdemir: “Recebim Meksika’ya gidip ‘van münit’ desin; domuz gribi ortadan kalkar!” Nota Yavuz Kırkalı: “Recep, Obama’ya nota göndermiş: Beraber yürüdük biz bu yollarda, senden ayrı yaşayamam!” YağmurDeniz Domuz gribinden genetik mirasa BİR doktor dostumuz (Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi yöneticileri işkillenmesin, kongrede kendilerine muhalif listede bulunanlardan değil) ilginç bir değerlendirme yaptı ve kuş gribi gibi domuz gribi de ölümcül şekilde dünyayı sarmaya başlayınca salgın hastalıkların etkilediği toplumlara dikkat çekti. Ermeni, Yahudi, Amerika yerlileri veya kuzey Avrupa ülkeleri gibi genetik yönden dışa kapalı toplumların salgın hastalıklardan daha çok etkilendiğini ve kitlesel ölümler görüldüğünü, başka toplumlarla kaynaşarak genetik mirasını zenginleştiren toplumların ise virüse daha dayanıklı (Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi yöneticileri sinirlenmesin, Türkler ne yazık ki dayanıklı gruba giriyor) olduğunu söyledi. Doktor dostumuz 20. yüzyıl başında Avrupa’da görülen İspanyol gribi salgını ile Ermeni soykırımı iddiaları (Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi yöneticileri üzülmesin, soykırım iddiasını çürüten somut bir kanıt yok) ilişki kurulabileceğini de anlattı. Tabii her şeye karşın (Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi yöneticileri meraklanmasın, aklın yolu bilimdir) salgın durumunda aşısı henüz bulunamasa bile tıbbın önerebildiklerinin mutlaka yerine getirilmesi gerektiğini özellikle hatırlattı. Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.” GİZLİSİ saklısı kalmadı. Herkesin dilinde; sağır sultan bile duydu. Kendi kendimize yüzleşmenin zamanıdır. Kerkük, Musul, Erbil Güney Kürdistan’ın kentleridir. Iğdır, Van, Hakkâri, Siirt, Şırnak, Diyarbakır bundan böyle Kuzey Kürdistan’ın sınırları içindedir. Ağrı, Kars, Ardahan, Artvin, Erzurum Batı Ermenistan’ın topraklarıdır. Türklerin Ağrı dediği Ararat, Ermenilerin kutsalıdır. Trabzon, Pontus Rum Devleti’nin başkentidir. Hatay, Suriye’nin vilayetidir. İstanbul’un gerçek adı Konstantinapolis’tir ve ekümenik patrikliğin ebedi ve ilahi merkezidir. Türk Silahlı Kuvvetleri, Rumların yavru vatanı Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuzeyini işgal etmiştir. Türkiye’nin ulusal güvenliği ile ilgilenen kuruldaki siyasiler ve generaller Kıbrıs’taki Türklerin ulusalcıları iktidara getirmesi üzerine yetkinin iktidarda değil Rumlara “yes” diyenlerde olduğunu kabul ve ilan etmiştir. Türkler, Anadolu’nun doğusundaki Ermenileri yurtlarından etmiş ve soykırım yapmıştır. Türkler, Anadolu’nun batısındaki Rumları yurtlarından etmiş ve insanlık suçu işlemiştir. Türkler, Anadolu’nun her yerindeki Yahudilere çok ağır haksızlık yapmış ve insanlık dramı yaşatmıştır. Türkler “Türkiye halkı” diyerek Süryanilere, Kürtlere, Lazlara, Araplara, Çerkezlere, Arnavutlara, Boşnaklara yapmadığını bırakmamıştır. Türkiye, daha önce açıklandığı gibi Türklere bırakılmayacak kadar önemli bir ülkedir. Türkiye’nin tek ihraç ürünü başına çuval geçirilen askeridir ama emekli orgenerallerinden muvazzaf subaylarına kadar birçok asker terör örgütü kurmakla, terör örgütüne üye olmakla, ayrılıkçı veya dinci teröristlerle işbirliği yapmakla suçlanmakta ve yargılanmaktadır. Dini cemaatler sivil toplum örgütü, tarikatlar demokratik kitle örgütüdür; imamlar kanaat önderidir. Kurtuluş Savaşı masaldır. Cumhuriyet devrimleri martavaldır. Küresel işbirliğiyle yürütülen karşıdevrim süreci bütün hızıyla sürmektedir. Türkiye’de yeni bir siyasi yapısının kurulmasına çok az kalmıştır. Yaşasın emperyalizm. Yaşasın şeriat. Yaşasın polis devleti. Yaşasın Ergenekon dalgalarının yarattığı korku imparatorluğu. Türkiye SESSİZ SEDASIZ (!) HARBİ SEMİH POROY BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Genç sür- günleri õspa- nak gibi pişiri- lerek yenen ya da turşusu ya- põlan otsu bir bitki. 2/ Gazi- antep’in bir il- çesi... Ren- yum elementi- nin simgesi. 3/ Tavlada kulla- nõlan oyun aracõ... Zorba hükümdar. 4/ Eski dilde su... Tan- tal elementinin sim- gesi... Et ve bulgur- la yapõlan bir tür çömlek kebabõ. 5/ Namlusu eğmeçli, iki yanõ da kesici, bir tür uzun savaş bõça- ğõ. 6/ Kars’õn doğu- sundaki ünlü eskiçağ kenti... İskambilde bir kâ- ğõt... Atasözlerine dayanan didaktik Çin şiiri. 7/ Batõ Avrupa’da bir õrmak... Alevi-Bektaşi tören- lerine verilen ad. 8/ Asya’da bir ülke... “Siyah İn- ci” de denilen ünlü Brezilyalõ futbolcu. 9/ Şidde- tini kaybetmek, zayõflamak. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Açõk turuncu renk. 2/ Türk müziğinde bir ma- kam... Bir nota. 3/ Bir iç organõ kaplayan ya da ayõran ince deri... Arnavutluk’un başkenti. 4/ Evrensel alõcõ olan kan grubu... Uzaklõk işare- ti... Üç yaşõndaki keçi. 5/ Muğla’nõn bir ilçesi. 6/ Tropikal Amerika’da yaşayan siyah tüylü bir kuş... “Kakım” da denilen kürk hayvanõ... Çem- berin çevresinin çapõna oranõnõ gösteren sayõ. 7/ Evcil bir geyik cinsi... Toplama, bir araya getir- me. 8/ Uzak... Terazinin her bir kefesi. 9/ Bir şe- ye karşõ aşõrõ ilgi duymak. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 G İ D E R O S B E D E A T A M A R İ V A A B U S M O R T O C U İ İ T İ P I N A R A M A T İ L E B A V İ N Y E T T O L K İ E N V U D U L İ Ç 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 YÜKSEKÖĞRETİM KURULU ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZİ BAŞKANLIĞI’NDAN DUYURU 2009 Kamu Personel Seçme Sõnavõ’na (A Grubu ve Öğretmenlik) Girmek İsteyen Adaylarõn Dikkatine 2009 Kamu Personel Seçme Sõnavõ (KPSS) lisans düzeyinde, sa- dece A Grubu ve öğretmenlik kadrolarõ için, 27-28 Haziran 2009 ta- rihlerinde cumartesi sabah, cumartesi öğleden sonra, pazar sabah ve pazar öğleden sonra olmak üzere dört oturumda il merkezleri ile Lef- koşa’da ÖSYM tarafõndan yapõlacaktõr. 2009-KPSS sonuçlarõ B Grubu kadrolar için kullanõlmayacaktõr. Bu nedenle 2009-KPSS’ye sadece A Grubu ve öğretmenlik kadrola- rõna atanmak isteyen lisans mezunlarõ ile bir lisans programõndan me- zun olabilecek durumda olan adaylar gireceklerdir. 2009-KPSS’ye başvurma işlemleri, 27 Nisan - 8 Mayõs 2009 ta- rihleri arasõnda yapõlacaktõr. Başvurular, ÖSYM sõnav merkezi yö- neticiliklerinin ve belirli ortaöğretim kurumlarõnõn açacaklarõ başvu- ru merkezlerince yürütülecektir. Başvuru merkezleri ÖSYM’nin http://www.osym.gov.tr internet adresinde yayõnlanacaktõr. Sõnava katõlmak isteyen adaylar, kõlavuz ile Aday Bilgi Formu’na, başvurma süresi içinde ÖSYM’nin http://www.osym.gov.tr internet adresinden ulaşacaklardõr. Kõlavuz dağõtõmõ ve satõşõ yapõlmayacak- tõr. 2009-KPSS sonuçlarõ, sadece A Grubu ve öğretmen kadrolarõ için, sõnav tarihinden itibaren iki yõl geçerli olacaktõr. 2009-KPSS Kõlavuzu’nda başvurma, sõnav, değerlendirme ve yer- leştirme ile ilgili ayrõntõlõ bilgiler yer almaktadõr. Sõnava başvuracak adaylarõn bu kõlavuzu dikkatle incelemeleri gerekmektedir. KPSS adaylarõna duyurulur. ÖSYM Başkanlõğõ (Basõn: 20610)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle