16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 23 NİSAN 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Gazetemiz yazarõ Prof. Erol Manisalõ, hakkõndaki iddialara ilişkin açõklama yaptõ ‘Hepsi tümüyle yalan’İstanbul Haber Servisi - Ergenekon ope- rasyonu kapsamõnda İstanbul’da gözaltõna alõndõktan sonra tutuklanan İstanbul Üniver- sitesi (İÜ) emekli öğretim üyesi ve gazetemiz yazarlarõndan Prof. Dr. Erol Manisalı, 2. id- dianamede yer alan “Jandarma Genel Ko- mutanı Şener Eruygur’un talimatıyla Tuğ- general Levent Ersöz ve Kurmay Albay Atilla Uğur ile görüştüğü ve bu görüşmeye katılan kişilere, hükümete karşı medya, sen- dika ve akademisyenlerin nasıl yönlendiri- leceğine ilişkin bilgi verdiği” iddialarõnõ ya- lanladõ. Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Mani- salõ, avukatõ aracõlõğõyla yaptõğõ açõklamada, Taraf gazetesinin 23 Mart 2009 tarihli sayõ- sõnda manşetinden yayõmladõğõ “Hocasın- dan Ergenekon Dersleri” haberinin tamamen yalan ve uydurma olduğunu belirtti. Taraf ga- zetesine, habere ilişkin doğru bilgileri belirten açõklama gönderdiğini, aynõ zamanda Cum- huriyet gazetesindeki köşesinde de 27 Mart ta- rihinde bu konuyu yazdõğõna dikkat çeken Prof. Manisalõ, açõklamasõnda şu ifadelere yer ver- di. “Ben ne dersem diyeyim. Kendisine, ‘de- mokrasi, insan haklarõ ve özgürlükler şampi- yonu’, ‘demokrat’, ‘liberal’ gibi tanımlama- ları uygun görenler için haberde verilen bil- gi doğruydu. Ben ne yapabilirim ki?.. Hak- kımda, olmayan, uydurma gerçek dışı bil- gileri yalanladım. Başka ne yapmalıydım? Öyle ya, bana inanacaklarına, ortada her şe- yi tüm çıplaklığı ile anlatan, temel başvuru kaynağı dev bir eser vardı. İkinci Ergene- kon iddianamesi. Ona bakmak yeterliydi: Bu iddianamede, gazetenin haberine kay- naklık ettiği anlaşılan bölüm şu şekilde yer alıyordu: ‘12 Şubat 2004 günü saat 12.00’de Harbi- ye Ordu Evi lobisinde Erol Manisalõ ile bulu- şulduğu, restoranda öğle yemeği ikramõnõ müteakip, 1007 numaralõ odada görüşmeye başlanõldõğõ, bütün görüşme süresince kendi- sinden habersiz ses kaydõ yapõldõğõ, Erol Ma- nisalõ’nõn konularõ dikkat, ilgi ve takdirle din- lediği, her konu ile ilgili görüşlerini açõkladõ- ğõ belirtilmiştir...’ İddianamede, benim 12 Şubat 2004’te Harbiye Orduevi’nde bir odada askerlerle görüştüğüm ve gazete haberinde yer alan de- ğerlendirmeler yaptığım, bu görüşmenin benden habersiz ses kaydının yapıldığı, daha sonra görüşme içeriğinin bir rapora bağlandığı ve bu raporun da Şener Eruy- gur’da yapılan arama sırasında ele geçiril- diği yazıyor. Neresini düzelteyim bilmem ki. Meşhur meseldeki gibi ‘İsa Değil, Musa...’ diye başlamam gerekiyor. ‘FARKLI HUKUKA TABİYİM’ Şimdi, adı üzerinde bir iddiadan ibaret olan iddianamedeki bu çarpık, uyduruk ve tümüyle yalan bilgi birileri tarafından özel- likle kamuoyunun belleğine nakşediliyor ki, ben ağzımla kuş tutsam, bunun altından kal- kamayayım diye. İyi de bu iddiaların ta- mamı yalan diyorum, uydurma diyorum. Daha ne diyeyim?.. Olmayan bir şeyin ol- madığını nasıl ispatlayayım? Hukukçulara soruyorum. Diyorlar ki, siz değil iddia eden ispatlayacak. Bir kişinin, kendisine at- fedilen ve esasen olmayan bir şeyi ispatla- ması -çok özel durumlar dışında- mümkün olamaz. Bu, eşyanın tabiatına aykırıdır di- yorlar. ‘GÖRÜŞMENİN KAYDI YOK’ Benim ne Şener Eruygur ile ne de adı ge- çen diğer askeri personel ile belirtilen bağ- lamda bir görüşmem olmadığını açıkça söyledim. Şener Eruygur’la, Jandarma Ge- nel Komutanı iken bir kez, resmi bir yazıyla konferans vermek üzere Ankara’ya davet etmesi nedeniyle Ankara’da Türkiye-AB ilişkileri konulu konferansta karşılaştığımı, bunun dışında bir kez de ADD başkanı se- çildikten sonra İstanbul’da Harbiye Or- duevi’nde öğle yemeğinde birlikte olduğu- mu Cumhuriyet’teki yazılarımda belirt- tim. Levent Ersöz ve Atilla Uğur isimli as- ker kişilerle ise yaşamımın hiçbir döneminde tanışmadığımı ve konuşmadığımı da ifade edeyim. Yine birileri için çok anlam ifade et- mese de söyleyeyim. Benim iddianamede be- lirtilen şekilde bir görüşme yaptığıma da- ir kuru gürültü, yakıştırma dışında bir dayanak yok. Ben soruyorum şimdi: Hani nerede bu görüşmenin ses kaydı, nerede vi- deo kaydı? Olmayan bir görüşmenin kay- dı nasıl olabilir ki? GAZETECİLERE SESLENDİ Taraf gazetesi ve onun malum bazı köşe yazarları ile buradaki haberden ya da id- dianameden alıntı yaparak, olmayan bir şe- yi varmış kabul eden diğer köşe yazarları- na, belki adalet, hak, hukuk, ahlak, vicdan denilen kavramların kırıntısına denk geti- ririm diyerek bir kez daha sesleniyorum: Sizce, sizden farklı düşündüğüm için ben her suçlamaya, yargısız infaza, her türlü ceza- ya müstehak mıyım? OKURLARINA MESAJ Peki ey okur, ya sizce?.. Ben bu açıkla- maları yapmak zorunda mıydım? Yoksa, haberi yazan ve benim bu şahıslarla ilgim, irtibatım, ilişkim olduğunu söyleyenler mi bunu ispatlamalıydı? Ergenekon denilen ca- dı kazanı kaynadıkça, hukukun ortaçağda bile kabul gören en temel kurallarının hi- çe sayıldığı, herkesin ‘masum olduğunu is- patlamak’ zorunda kaldığı ilkel dönemlere döndüğümüz görülüyor. Üstelik bu acı- masız durumu ve koşulları yaratanlar ile kullananların kendilerine ‘demokrat’, ‘li- beral’ sıfatları yakıştıranların olduğunu gördükçe, insan söyleyecek sözü seçmekte de zorlanıyor...” AVUKAT ÖZ’DEN SAVCI ÖZ’E DİLEKÇE ‘Kanlı 1 Mayıs’ için suç duyurusu İstanbul Haber Servisi - 1 Mayõs 1977 katliamõ mağdurlarõnõn avukatõ Rasim Öz, Ergenekon so- ruşturmasõnõ yürüten savcõlardan Zekeriya Öz’e dilekçe vererek 34 kişinin öldürüldüğü katliamõn tertipçilerinin yargõ önüne çõkarõlmasõnõ istedi. Öz, “Siz AKP’nin özel savcısı değilseniz, yapmanız gereken ilk iş 1 Mayıs 77 katliamının adresleri belli olan faillerini ortaya çıkarmaktır” dedi. Avukat Öz ve avukat Kemal Aytaç, dün Beşik- taş’taki İstanbul Adliyesi’ne gelerek Savcõ Öz’e 27 sayfalõk suç duyurusu dilekçesi sundu. Dilekçe- sinde, Türkiye’deki derin devlet yapõlanmasõnõn tümünün ortaya çõkarõlmasõnõ isteyen Öz, 28-29 Ocak 1921’den itibaren işlenmiş olan tüm insanlõk suçlarõnõn araştõrõlmasõnõ talep etti. Öz, öncelikle 1 Mayõs 1977 ve Kemal Türkler katliamõ olmak üzere, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül darbecilerinin, insanlõk suçu işleyen JİTEM’cilerin yargõlanmasõ- nõ istedi. Ergenekon soruşturma- sõyla Veli Küçük, Muzaffer Te- kin, İbrahim Şahin gibilerin ilk defa “parmağının ucuna doku- nulduğunu” söyleyen Öz, “Bu isimlerin yanında, siyasi iktida- rın muhalifleri de sindirilmek, korkutulmak isteniyor. Örneğin Yalçõn Küçük, İlhan Selçuk, Mus- tafa Balbay, Türkan Saylan gibi- ler, bu muhalefetleri nedeniyle burada sanık yapılarak o dava- nın da ciddiyetine gölge düşürülüyor” dedi. ‘CUMHURİYET SAVCISI OLDUKLARINI ISPATLASINLAR’ Avukat Öz, Savcõ Öz’e “Siz sadece AKP ikti- darını devirmeye yönelik bir darbe atmosferi yaratmak isteyenleri ortaya çıkarıp yargılaya- caksanız, siz Türkiye Cumhuriyeti’nin savcısı değil AKP’nin özel savcısısınız. Aksi halde, yapmanız gereken ilk iş 1 Mayıs 77 katliamının bütün delilleri, klasörlerce verdiğimiz numaralı dosyalarda. Katliamın faillerini getirir, adresle- ri bellidir, onları yargılarsınız” dediğini kaydet- ti. Avukat Öz şöyle devam etti: “Şimdi eğer Öz ve arkadaşları gerçekten Türkiye Cumhuriye- ti’nin savcıları olduklarını göstermek istiyor- larsa kendilerine bir fırsat verdik. Katliam dos- yasının getirtip incelerlerse gerçekten Türkiye Cumhuriyeti’nin savcıları olduklarını kabul edip onları alkışlayacağız. Değilse kamuoyu önünde, iktidarı da onun güdümündeki özel savcıları da şiddetle kınayacağız.” Avukat Öz, katliam dosyasõ ile Ergenekon soruşturmasõnõn birleştirilmesini istemediğini, ayrõ bir dava olarak soruşturulmasõnõ istediklerini kaydetti. ÇİMEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL - Federal Almanya Parlamentosu Sol Parti Milletvekili Prof. Dr. Hakkı Keskin Federal Almanya hükümetine Ergenekon davasõ ile ilgili yönelttiği sorularla, konuyu Almanya’da parla- mento gündemine taşõdõ. Avrupa Komisyonu Par- lamenterler Meclisi üyesi de olan Keskin, Ergene- kon davasõ kapsamõnda gerçekleşen tutuklamalar- la ilgili, “Dilerim hükümet yetkilileri akıllarını başlarına toplarlar. Provokasyon üzerine pro- vokasyon yaparak, yaptırarak kısa vadeli planlarla Kemalistleri, laikleri, aydınları sin- dirme girişimleri ile oku yaydan çıkarırlarsa okun nereye gideceği belli olmaz. Ergenekon davasını Avrupa’ya aşırı ırkçı, milliyetçi, dar- beci insanları hedef almış bir dava gibi göster- diler. Davalıların aralarında böyle olanlar da var belki. Ama esas amacın yurtsever, laik, Kemalist, aydın insanların üzerine gitmek ol- duğu açıkça belli oldu. Avrupa kamuoyu bunu yakın zamanda görecektir. Başlangıçta ben de bekleyelim görelim dedim. Çünkü yargıya ka- rışmak yanlıştır. Ama şimdi görülüyor ki gü- dümlü bir yargı misillemeye girişmiştir” dedi. AKTİF GİRİŞİMDE BULUNACAK MISINIZ? ? Tartõşmalõ olan “Ergenekon operasyonları” adõ altõnda, Türkiye’de birçok profesörün, üni- versite rektörünün, medya mensubunun ve son olarak on binlerce yoksul kõz çocuğunun eğiti- mini sağlayan ÇYDD üyelerinin tutuklanmala- rõndan, Federal Almanya Hükümeti hangi so- nuçlara varmaktadõr? ? YARSAV gibi çeşitli hukukçu derneklerinin, Türkiye’de yargõnõn siyasileştirildiğine ve hu- kuk devleti ve demokratik ilkelerin ciddi boyut- ta tehlikede olduğuna yönelik beyanlarõnõ fede- ral hükümet nasõl değerlendirmektedir? ? Federal hükümet, Doğan Grubu olayõnda 385 milyon Avro gibi aşõrõ yüksek vergi cezalarõna çarptõrõlmalarõnõ, basõn ve düşünce özgürlüğü- nün kõsõtlanmasõ açõsõndan nasõl değerlendir- mektedir? ? Federal hükümet, Türkiye’de laiklere ve hükü- meti eleştirenlere uygulanan baskõnõn son bul- masõ için aktif girişimlerde bulunmayõ planla- makta mõdõr? İstanbul Haber Servisi - Gazetemiz avukatlarõ Akın Atalay, Bülent Utku ve Tora Pekin, Ergenekon operasyonu kapsamõn- da tutuklanan gazetemiz yazarlarõndan, İstanbul Üniversitesi (İÜ) emekli öğretim üyelerinden Prof. Dr. Erol Manisalı’nõn tu- tukluluğuna itiraz etti. Avukatlarõmõz itiraz dilekçesinde, “Ma- nisalı’nın tutukluluğunun kaldırılarak serbest bırakılması” is- temiyle hazõrladõklarõ dilekçeyi dün Beşiktaş’taki 14. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne verdi. Dilekçede dosyaya ilişkin “kısıtlama kararı” olduğu gerek- çesiyle Manisalõ’ya İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde ve savcõlõkta ifade tutanaklarõnõn örnekleri ve dosyayõ inceleme fõrsatõ veril- mediğine dikkat çekildi. Dilekçede, “Bu nedenle müvekkilimizin tutukluluk durumunun değerlendirilmesini ancak hafıza- mızda kalan bilgiler ölçüsünde değerlendirerek talep etmek du- rumundayız” denildi. ‘İDDİA MAKAMI KANITLASIN’ İddianamede, Prof. Manisalõ’nõn 12 Şubat 2004’te Har- biye Orduevi lobisinde Şener Eruygur ile buluşarak ye- mek yediği ve bütün görüşme süresince ses kaydõ alõndõ- ğõ iddialarõnõn doğru olmadõğõ belirtilerek dilekçede şu ifa- delere yer verildi: “İddianamede bahsi geçen ve sorgu- da müvekkile tevcih edilen şekilde, o tarihlerde herhangi bir görüşme yoktur. Tersini söyleyen, iddia eden iddia makamı, bunu kanıtlamakla yükümlüdür. Kanıt- lanamaz çünkü böyle bir görüşme yoktur. Harbiye Orduevi’ndeki görüşme, eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruy- gur’un ADD Genel Başkanı olduğu dö- nemde yapılmıştır. Bu itibarla, iddia- namedeki tarih yanlıştır. Müvekkilimiz ADD’nin başkanlığını Şener Eruy- gur’un yaptığı dönemden önce de ADD’nin danışma kurulu üyesidir. Müvekkilimiz ADD’nin danışma kurulu üyesi olmakla birlikte, derneğin üyesi değildir ve ifadesinde belirttiği gibi der- neğin hiçbir toplantısına katılmamıştır. Şener Eruygur, mü- vekkilimizi Harbiye Orduevi’ndeki yemeğe ADD’nin faali- yetlerine katılmasını sağlamak için davet etmiştir. Yemekte- ki konuşma, neredeyse tamamıyla ADD’nin genel sekreteri Ali Ercan’ın tutumunun müvekkilimiz tarafından eleştirilmesin- den ibaret olmuştur. İddianamede bahsi geçen içerikte ko- nuşmalar ise olmamıştır. Ayrı bir odaya geçildiği tespit ve id- diası ve yapıldığı ileri sürülen konuşmalar tamamen gerçek dı- şıdır. Ortada bir ses kaydı yoktur, müvekkile emniyette böy- le bir ses kaydı ve görüntü izlettirilmemiştir.” ‘BAĞLANTI KURULAMAZ’ Savcõlõk tarafõndan, Manisalõ’nõn evinde yapõlan ara- malarda ele geçen “Cumhuriyet Gazetesi İçin Yeniden Yapılanma Raporu”nun bir suç delili ola- rak gösterilemeyeceği, bunun Cumhuriyet gazetesinin finansal durumuna ilişkin kurum için sõradan bir ra- por olduğu, suçla ya da suç örgütüyle ilişkili hiçbir yanõnõn olmadõğõ vurgulandõ. Dilekçede Manisalõ’nõn bugüne dek geçirdiği kalp krizleri ve hem de beyne põhtõ gitmesi sebebiyle ciddi sağlõk sorunlarõ yaşamõş olduğu, bu nedenle cezaevinde kalmasõnõn hayati risk taşõdõğõ da belirtildi. Ayrõca Manisalõ’ya yö- neltilen suçlamalarõn 2. iddianame- de yazõlõ olduğu ve Manisalõ’nõn bu- nu bildiği halde kaçmadõğõ, böyle- ce de “tutuklanmasına gerekçe gösterilen” kaçma şüphesini doğ- ru olmadõğõnõ gösterdiğine dikkat çekildi. M A N İ S A L I ’ N I N T U T U K L U L U Ğ U N A İ T İ R A Z İstanbul Haber Servi- si - Ergenekon soruştur- masõ kapsamõnda İstanbul Eğitim ve Kültür Vakfõ’na (İSTEK Vakfõ) ait arazide yapõlan kazõda çeşitli silah ve mühimmat bulundu. Kazõ sonrasõ 4’ü muvazzaf subay, 10 kişi gözaltõna alõndõ. Emekli Binbaşõ Levent Bektaş’õn Beylik- düzü’ndeki evinde de dün arama yapõldõ. Ergenekon soruşturma- sõ kapsamõnda İstanbul Emniyet Müdürlüğü Te- rörle Mücadele ekipleri tarafõndan İSTEK Vak- fõ’nõn Beykoz Poyraz- köy’de Keçilik mevkiin- deki arazisinde kazõlar dün de sürdü. Kazõlarda yeni mühimmat bulundu. Er- genekon savcõlarõnõn kazõ bölgesine gitmesinin ar- dõndan kazõlar yeniden başladõ. Arazinin askeri bölgede bulunmasõ nede- niyle gazetecilerin bölge- ye girişine izin verilmedi. Kazõ sonrasõ 4’ü muvazzaf subay, 10 kişi gözaltõna alõndõ. Gözaltõna alõnanlar arasõndaYarbay Mustafa Türkan Ecevit, Binbaşõ Levent Bektaş, Binbaşõ Emre Onan ve emekli Yarbay Ercan Kireçte- pe’nin bulunduğu öğre- nildi. Emekli binbaşõ Bek- taş’a ait iki evde de arama yapõldõ. Soruşturmayõ yü- rüten özel yetkili cumhu- riyet savcõlarõnõn talima- tõyla Beylikdüzü Beykent Sitesi’ndeki evinde yapõlan arama sõrasõnda emekli Binbaşõ Bektaş’õn da bu- lunduğu öğrenildi. Evdeki aramayõ tamamlayan polis, bazõ belgelere el koyduk- tan sonra Bektaş’a ait Ana- dolu hisarõ’nda bulunan başka bir evde de arama yaptõ. GÜNAY: CÜMLECİK BÜYÜTÜLDÜ Kültür ve Turizm Baka- nõ Ertuğrul Günay, Hyatt Regency Otel’de, Make- donya Cumhuriyeti ile Tür- kiye arasõnda kültürel iş- birliği programõ çerçeve- sinde düzenlenen basõn top- lantõsõnõn ardõndan gazete- cilerin sorularõnõ yanõtladõ. “Ergenekon soruşturma- sında yaşananların, AKP aleyhine geliştiğini söyle- miştiniz. Yeni mühim- matlar bulundu. Nasıl de- ğerlendiriyorsunuz” so- rusuna Günay, “Tamamen yargının değerlendirece- ği konular. Ben bir has- sasiyetimi ifade ettim. Birkaç cümlecik, biraz büyütülerek manşete ta- şınmıştı. Ben bunun üze- rine bir açıklama yap- tım” yanõtõnõ verdi. Askeri bölgedeki İSTEK Vakfõ’na ait arazide yapõlan kazõda çeşitli silah ve mühimmat bulundu 4’ü muvazzaf subay 10 gözaltı İstanbul Haber Servisi - Ergenekon davasõn- da “Örgütün üst düzey yöneticilerine ter- tip edilen, örgütsel içerikli olduğu anlaşı- lan toplantı” olarak nitelendirilen buluşma- larõn, aydõnlarõn eşleriyle birlikte katõldõğõ mangal partileri olduğu öne sürüldü. Erge- nekon savcõlarõnõn, mangal partisi niteliğin- deki toplantõlarõ “gizli örgüt toplantısı” olarak değerlendirmesinin “bilinçli bir ça- ba olduğu” vurgulandõ. İşçi Partisi (İP) Ge- nel Başkan yardõmcõlarõ ve parti avukatlarõ Mehmet Cengiz ile Hasan Basri Özbey, iddianamede “gizli örgüt toplantıları” ola- rak sözü edilen buluşmalarõ dün basõn top- lantõsõ ile açõğa kavuşturdu. İP İstanbul İl Örgütü’nde düzenlenen basõn toplantõsõnda, Ergenekon davasõnda suç delili olarak gös- terilen buluşmalarõn, aydõnlarõn bir araya geldiği “yemekli toplantılar” olduğu belir- tildi. Bu yemekli toplantõlarõn video kayõtla- rõnõn duruşmada mahkeme heyetine sunul- duğunu belirten avukatlar, kasetleri dün ba- sõn mensuplarõna da izlettiler. Ergenekon davasõ tutuksuz sanõklarõndan işadamõ İbra- him Benli’nin çiftliğinde 9 Aralõk 2007 ta- rihinde çekildiği belirtilen görüntülerde eski İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, Sakarya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Emin Gürses, Türkiye Jeofizik Kurumu Onursal Başkanõ Prof. Dr. Ahmet Ercan’õn yanõ sõra devlet opera sanatçõlarõndan Altan Günbay, Mü- veddet Günbay, Gül Göbelez, ressam Doç. Dr. Ekrem Kahraman, Doç. Dr. Yaşar Ali Salihoğlu gibi isimler de bulunuyor. BOYA’NIN SERBEST BIRAKILMASINA İTİRAZ 17 Nisan 2009 tarihinde tutuklanarak cezaevine konulan Ömer Sa- dun Okyıltırık’ın tutukluluğuna itiraz edildi. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne gelen Okyıltırık’ın avukatı, İstanbul 14. Ağır Ceza Mah- kemesi’ne müvekkilinin serbest bırakılması yönünde itiraz dilekçesi sundu. Soruşturmayı yürüten özel yetkili cumhuriyet savcılarının, aynı gün mahkemeden serbest bırakılan Namık Kemal Boya’nın tu- tuklanması için İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulundukları da öğrenildi. GİZLİ ÖRGÜT TOPLANTISI MANGAL PARTİSİ ÇIKTI MİLLETVEKİLİ KESKİN’İN SORULARI Ergenekon davası Almanya gündeminde Beykoz Poyrazköy’deki kazıları denizden izlemek isteyen basın men- suplarının teknesine askeri bot izin vermedi. (Fotoğraf: AA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle