16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 23 NİSAN 2009 PERŞEMBE İlke olarak, gerçekten bilim yapan insanların siyasi görüşle- rine bakmam. 23 yıldır yayımla- dığımız Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji’de de ilkemiz bu oldu. Üniversitelerde çalışanlar ara- sında farklı siyasi anlayışlar ol- ması doğaldır, ama bilim ku- rumlarının tek bir ortak paydası olmalı: Bilimsel liyakat, yani ki- şilerin bilimsellikleriyle ölçülme- si. Bu, üniversiteleri üniversite ya- pan, bir arada tutan ortak pay- dadır! Dünyanın, her yerinde! Geçen gün bir TV’de akade- misyenler tartıştırılıyordu; arala- rında farklılıklar olmasına rağ- men, aldıkları “bilim terbiyesi”, konulara yaklaşımlarında belirli bir “mutabakat” yaratıyordu! Prof. unvanlı ama bilimle ilişkisiz, artık politikacılığa soyunmuş olanları bir kenara bırakırsak, farklı gö- rüşteki bilim insanları, bilimin “hizaya sokucu” nesnel niteliği nedeniyle, en azından “neyi sa- vunamayacaklarını” biliyordu! Mutabakatı doğuran da bu! Şimdi, salt “Atatürkçü” ve laik oldukları için değil, öncelikle üni- versitelerine yaptıkları büyük bi- limsel katkıları nedeniyle, tutuk- lanan rektörlerimizi savunmak, her bilimseverin, bütün üniversi- telerin borcudur. Hele, rektörler için yöneltilen suçlamanın “Bak ismi orada geçmiş...”, herkesin bildiği bazı “toplantılara katılmış” gibi siyasi aşamadan öteye geçmezken! Prof. Fatih Hilmioğlu’nun, 8 yıllık rektörlük döneminde, Ma- latya’daki İnönü Üniversitesi’ni nereden nereye getirdiğine bizzat tanık oldum. Birincisi, üniversiteyi bilimsel te- melde yeniden inşa etti ve ce- maatlerin yuvalandıkları kurumlar olmaktan çıkardı; ikincisi de, üni- versitelerin bilimsel ve eğitim dü- zeylerini hızla geliştirdi... Malatya ki cemaatlerin, siyasal dinciliğin cirit attığı bir yerdir. Üniversite, “çatışan” grupların bulunduğu, çarşaflı kadınların kampusta gösteri yaptıkları, liya- katın değil cemaat ve yandaşlığın egemen olduğu bir kurumdan, çağdaş bir üniversitenin sahip ol- ması gereken niteliklere kavuştu. Hilmioğlu, eğitim ve araştırma niteliğini hızla iyileştirdi ve üni- versitesini Türkiye üniversiteleri arasında üst sıralara taşıdı. Prof. Mustafa Yurtkuran’ın da Uludağ Üniversitesi’ne yaptı- ğı katkıların büyüklüğünü biliyo- rum. Benzer biçimde, Uludağ Üniversitesi Yurtkuran döne- minde gerçekten büyük atılım yaptı. Avrupa Üniversiteler Bir- liği, (AÜB) Yurtkuran’ın kurduğu yönetim ve yeniden yapılanma modeliyle başlatılan reform sü- recini, Uludağ Üniversitesi’ni 80 üniversite arasında ilk üç arasın- da gösterdi! Üniversitenin bilim- sel araştırma potansiyeli hızla yükseldi! Üniversite eğitim kali- tesinde üst aşamalara ulaştı ve Avrupa üniversiteleriyle ortak- lıklar kurdu! Prof. Ferit Bernay, Sam- sun’da Ondokuz Mayıs Üniver- sitesi’ndeki hem dincilerin hem de ırkçıların kurdukları ege- menliği yıktı. Barney’in rektörlük dönemi, hem öğretim üyeleri hem de öğrencilerin düşünce- lerini özgürce dile getirdikleri, ya- şadıkları, öğrencilerin üniversi- te kurullarına da katıldıkları bir dönem oldu. Prof. Mehmet Haberal, Baş- kent Üniversitesi’ni sıfırdan ya- ratan bilim insanı ve organ nak- li konusunda da dünya çapında otoritedir. Bu rektörlerimizin dışında, Prof. Dr. Ayşe Yüksel Cumhu- riyetimizin yetiştirdiği toplumsal sorumluluğu en yüksek bilim insanlarımız arasındadır. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde rektör yardımcılığı veya öğretim üyeliği dönemlerinde, üniversi- tesine bilim ve eğitim; çevresi- ne ve çocuklara insanlık katkı- sını anlayabilecek, bu ülkede si- yasetçi ve “yönetici” bulmak zordur. Sevgili Yüksel, şimdi, sa- lıverileceği günü bekliyor! Türkiye’de siyasetçinin, çeş- me başını tutmuş, postalcı aka- demisyen diye başlık atan ve bi- lim insanlarımıza “Atatürkçü” diye saldıran ve onları darbeci gösteren sıradan “aydın” kılıklı yobazların ve hele hele siyasi İs- lamcı tayfanın bilimle ilişkisi yoktur. Bugün yaşadığımız, siyasetin bilimsiz Türkiye çabasının ve dar görüşlülüğünün tam bir tra- jedisidir! İçerideki değerli akademis- yenlerimizin, yaşadıkları zırva- lıklar nedeniyle ülkelerine küs- mediklerini biliyorum. Bu onla- rın şeref madalyalarıdır! Salı- verilecekleri günü iple çekiyoruz! PERŞEMBE ORHAN BURSALI Bilimin Trajedisi [email protected] ZEYNEP ŞAHİN Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski 19 Mayõs Üniver- sitesi Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay, eski Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mus- tafa Yurtkuran, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu ile İs- tanbul Üniversitesi emekli öğretim üyesi ga- zetemiz yazarõ Prof. Dr. Erol Manisalı’nõn, Ergenekon’dan tutuklanmasõna akademik çevreler tepkili. Tüm Öğretim Üyeleri Derneği (TÜMÖD) Başkanõ Prof. Dr. Alpaslan Işıklı, tutukla- nan söz konusu akademisyenlere işaret ede- rek, “Bu insanların ortak paydası Ata- türkçü, yurtsever ve aydınlık düşünceli ol- maları. Bilimsel olarak ise hepsi kendi açı- sından değer sahibi” dedi. Akademik dün- yaya yönelik Ergenekon baskõsõnõn, Türki- ye’nin geldiği noktayõ gösterdiğinin altõnõ çi- zen Işõklõ, “Maalesef bu gidiş karanlıktan aydınlığa doğru olmadı. 1956 yılında dö- nemin Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Turhan Feyzioğlu ne hapse atıldı ne gözaltına alındı; sadece bakanlık emrine geçirildi diye yer yerinden oynamıştı” ör- neğini verdi. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Baş- kanõ Prof. Dr. Tahsin Yeşildere ise tutuk- lanan isimlerin, başta üniversitelerde türban yasağõ konusunda olmak üzere, AKP karşõ- tõ çizgileriyle tanõndõğõnõn anõmsatõlmasõ üzerine, şu değerlendirmeyi yaptõ: “Öğretim üyeleri düşüncelerini ifade ettiği için tu- tuklanıyorsa buna karşıyız. Hukukun si- yasallaştığı yönünde bir endişemiz var ve eğer çağdaş yaşamın üzerine hukuk si- yasallaştırılarak gidiliyorsa bu tehlikeli. Bu anlamda öğretim üyelerinin, çağdaş Türkiye, Cumhuriyetin temel ilkeleri ve laiklik için verdikleri mücadeleden ötürü tutuklanmalarına karşıyız.” Yeşildere, akademisyenlere yönelik böy- lesi bir operasyonun, üniversite camiasõnda bir korkuya yol açmasõnõn kaçõnõlmaz ol- duğuna da dikkat çekerek, “Üniversitelerin içine dönmesine, daha suskun kalmasına, kendilerini ifade edememesine neden olu- yor. İnsanlar sivrilmek istemiyor” vur- gusunu yaptõ. Ergenekon’un hedefi olan 5 profesörün tutuklanmasõ bilim çevrelerini endişelendiriyor ‘Üniversiteler susuyor’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle