Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 16 NİSAN 2009 PERŞEMBE
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
TSK Sivil İktidardan
Daha Demokrat
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Baş-
buğ’un, Türkiye’de F tipi cemaatin sivil iktidar ile
işbirliği yaparak, aydınlığa ve demokrasiye bas-
kınının ertesindeki konuşmasında, son günlerin
kahredici olaylarıyla ilgili hiçbir şey olmayacağı, biz-
zat kendisi tarafından dile getirilmişti.
Zaten söz konusu konuşma, mutat “Yıllık De-
ğerlendirme Konuşması” idi.
Konuşmanın irdelenmesine geçtiğimizde, bili-
nenlerin tekrarı olan hususlar ile yeni öğeleri bir-
birlerinden ayırmak gerek.
Çeşitli olayları bahane ederek, TSK mensupla-
rına, teröre karşı mücadelede canını ortaya ko-
yanlara yönelik mesnetsiz ithamlar ve çirkin sal-
dırıların kabul edilemez olduğunun belirtilmesi ye-
ni değil.
TSK’nin dine karşı olmadığı, dinin şahsi çıkar-
lar için istismarına karşı çıktığının Atatürk’e refe-
rans vererek açıklanması da, yeni bir öğe olarak
nitelenemez.
Ama cemaatler ile ilgili açıklama, etnik kimlik ko-
nusundaki görüşler ve nesnelci ulus kavramı ile il-
gili açıklamalar hem yeni, hem de ilginç öğeler ola-
rak görülebilir.
Türkiye’de bütün kaleleri teker teker ele geçir-
meyi hedefleyen belirli bir cemaatin (Genelkurmay
Başkanı’nın da adını telaffuz etmediği cemaatin kim
olduğunu herkes biliyor) kendisini aynı zamanda,
demokratik bir unsur olarak sunduğu bir ortam-
da, bunların demokrasiyle bağdaşmadıklarını,
sanıldıkları kadar güçlü olmadıklarını, emellerine
ulaşmanın önünde, TSK’yi bir engel olarak gören
bu cemaatlerin “yapılanmalarına karşı, HUKUK
DEVLETİ KAPSAMINDA Türk Silahlı Kuvvetleri’nin
tepkisiz ve etkisiz kalacağını düşünmenin büyük ya-
nılgı” (konuşma metni sayfa 50) olduğunun belir-
tilmesi yeni bir öğedir.
Askerin en yüksek komutanının konuşmasının
entelektüel derinliğinin sivil iktidarın başında bu-
lunanlarınkilerden çok daha ileride olmasının her-
halde askerin değil, sivilin nakisası olduğunu
vurguladıktan sonra, etnik kimlik, Renancı sub-
jektivist ulus kavramları üzerinde bu sütunda
çok durulduğundan, ayrıca Sayın Başbuğ’un bu
çok ilginç ve doğru yaklaşımı (aslında Renancı -
Kemalist ulus kavramının yinelenmesi) hemen he-
men bütün yorumlarda idrelendiğinden burada ele
alınacak değil.
Yalnız kısaca, “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Tür-
kiye halkına Türk milleti denir” şeklinde Mustafa Ke-
mal tarafından ifade edilmiş olan, etnik temele da-
yanmayan, yani ırkçı olmayan ulusal kimlik yak-
laşımının normal koşullarda, birçok sorunun çö-
züm yolunu açan ilerici ve demokrat bir yorum ol-
duğunu belirtmekle yetinelim.
Konuşmanın nedense çoğu yorumcunun dik-
katinden kaçan bir yönü üzerinde durmak istiyo-
rum.
Metnin 44. sayfasına şöyle birlikte göz atalım:
“...Önemli olan demokrasinin olmazsa olmaz ko-
şulları ve temel öğelerinin neleri kapsadığıdır. Bu
çerçevede şunları ifade edebiliriz:
- Kuvvetler ayrılığı,
- Yargının bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü,
- Çoğulculuk (Çoğulculuk temel hak ve özgür-
lüklerin çoğunluğa karşı güvenceye alınmasıdır),
- Kurallar ve kurumlar rejimi olması,
- Fırsat eşitliği,
- Aynı zamanda haklar kadar sorumluluklar re-
jimi olması.”
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, kendisini Erge-
nekon davasının savcısı olarak ilan ettiği, bu so-
ruşturmanın polisler tarafından hukuka aykırı bi-
çimde yürütüldüğü ve kanunen delil sayılamayan
delillerin ibraz edildiği, Hâkimler ve Savcılar Yük-
sek Kurulu’nda, Adalet Bakanı ve müsteşarının bu-
lunduğu, HSYK’nin yetkisinde olması gereken ki-
mi işlemlerin bakanlık memurları tarafından ya-
pıldığı, nihayet AKP’nin koyu bir çoğunlukçuluk
yandaşı olduğu ve çoğulcu demokrasiyi ağzına bi-
le almadığı düşünülürse, TSK’nin demokrasi ko-
nusunda sivil iktidardan ne kadar ileride olduğu ko-
layca anlaşılır.
Bu durum, herhalde TSK’nin övüncü olsa bile
sivil iktidarın, dolayısıyla da Türk demokrasisinin
büyük ayıbıdır.
[email protected]
Doğan Holding İcra Kurulu üyesi Mergen ve ÇYDD yöneticileri savcõlõk tarafõndan sorgulandõ
Sekiz kişi serbest bõrakõldõİstanbul Haber Servisi - Ergene-
kon operasyonunun 12. dalgasõnda
gözaltõna alõnan “Baba beni okula
gönder” kampanyasõnõn başõndaki
isim Doğan Holding İcra Kurulu
üyesi Tijen Mergen ile ÇYDD yö-
neticisi 6 kişi ve 1 bağõşçõ savcõlõk ta-
rafõndan serbest bõrakõldõ.
Tijen Mergen ile ÇYDD yönetim
kurulu üyelerinin de aralarõnda bu-
lunduğu 8 kişi dün Beşiktaş’ta bulu-
nan İstanbul Adliyesi’ne getirildi.
Tijen Mergen’in emniyette 4.5 saat
ifade verdiği belirtildi. Mergen Er-
genekon soruşturmasõnõ yürüten sav-
cõlardan Nihat Taşkın tarafõndan bir
saat daha sorgulandõktan sonra serbest
bõrakõldõ. Mergen’in ifadesi alõndõğõ sõ-
rada avukatõ Prof. Dr. Köksal Bay-
raktar hazõr bulundu. Mergen’in yü-
rüttüğü kampanya, telefon görüşme ve
mesajlarõ nedeniyle ifade verdiği be-
lirtildi. Mergen’e Ergenekon soruş-
turmasõnda adõ geçen isimleri tanõyõp
tanõmadõğõ da soruldu.
Mergen’in “Ergenekon örgütüne
yardım ve yataklık ettiğinin” ileri sü-
rüldüğünü kaydeden avukatõ Bayrak-
tar, bu yönde en ufak bir şüphenin ol-
madõğõnõn ortaya konduğunu belirtti.
Bayraktar, “Yargının işleyişi ile
yanlıştan dönüldü. Bunun için mem-
nunum” diye konuştu. Milliyet ga-
zetesi çalõşanlarõ da Mergen’e destek
olmak için adliyeye geldi.
ÇYDD Beyoğlu Şube Başkanõ Oya
Adalı Edis, Bakõrköy Şube Başkanõ
Gülser Alparslan, Kartal Şube Baş-
kanõ Belkıs Bağ, ÇYDD saymanõ
Perran Yorgancıgil, yönetim kurulu
üyeleri Nursel Gülten ve Şükriye
Varlık ile bağõşçõ Ferhat Şenatalar
da savcõlõk sorgularõnõn ardõndan ser-
best bõrakõldõ. “Örgüte yardım ya-
taklık etmek”le suçlanan şüphelilere
sivil toplum örgütlerinin Ergenekon ör-
gütüyle bağlantõlarõnõn olup olmadõğõ
soruldu. ÇYDD’nin yurtdõşõndan ba-
ğõş alõp almadõğõ, kiliselerden yardõm
alõp almadõğõ, “burs verirken hangi
ölçüleri dikkate aldığı” soruldu. Er-
genekon soruşturmalarõnda adõ ge-
çenlerden oluşturulan bir isim listesi
de ÇYDD’lilerin önüne getirildi.
ÇYDD’nin avukatlarõndan Hüseyin
Karataş, ÇYDD’nin herhangi bir ör-
gütle tespit edilmiş bir bağlantõsõnõn ol-
madõğõnõ ifade ederek, “Var olduğu
iddia edilen suç örgütü ile bir iliş-
kiniz var mı? diye sordular. Der-
neğin faaliyetlerini amacını, çalışma
tarzını sorguladılar” dedi. Serbest bõ-
rakõlan ÇYDD’liler adliye önünde
karanfillerle karşõlandõ. Beyoğlu Şu-
be Başkanõ Oya Adalõ Edis, adliyeden
ayrõlõrken rahatsõzlandõ ve yol kena-
rõndaki bir eczanede tansiyonunu ölç-
türerek ve ilaç aldõ.
18 ilde eşzamanlõ düzenlenen ope-
rasyonlarda gözaltõna alõnan gazete-
miz yazarõ Prof. Dr. Erol Manisalı,
Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Osman Metin Öztürk, Başkent Üni-
versitesi Rektörü Kanal B’nin sahibi
Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski
Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Mustafa Yurtkuran, eski Ondokuz
Mayõs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Ferit Bernay, eski İnönü Üniversitesi
rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu,
ÇYDD 2. Başkanõ Prof. Dr. Filiz Me-
riçli, Prof. Dr. Aysel Yüksel, 68’liler
Vakfõ Genel Sekreteri Namık Kemal
Boya ve üniversite öğrencilerinin de
aralarõnda bulunduğu 31 kişinin Va-
tan Caddesi’nde bulunan İstanbul
Emniyet Müdürlüğü’ndeki işlemleri
sürüyor. Prof. Erol Manisalõ ve rek-
törler Terörle Mücadele Şube Mü-
dürlüğü’nde, diğer şüpheliler ise Or-
ganize Suçlar Şube Müdürlüğü’nde
bekletiliyor. Öte yandan, Boya’nõn
avukatõ Osman Aydõn Şahin, İstanbul
nöbetçi 14. Ağõr Ceza Mahkeme-
si’ne başvurarak gözaltõ kararõnõn
kaldõrõlmasõnõ ve el konulan eşyalarõn
iade edilmesini istedi.
Ergenekon operasyonu kapsamõnda 18 ilde eşzamanlõ düzenlenen operasyonlarda
gözaltõna alõnan 31 kişinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde işlemleri sürüyor. Gazetemiz
yazarõ Prof. Dr. Erol Manisalõ ile rektörler Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde, diğer
şüpheliler ise Organize Suçlar Şube Müdürlüğü’nde bekletiliyor.
ŞAHİN’İ TERLETEN SORULAR
Fener’de
neden yayın
yasağı var?
İstanbul Haber Servi-
si - İstanbul Aydõn Üni-
versitesi’nde düzenlenen
bir sempozyuma katõlan
Adalet Bakanõ Mehmet
Ali Şahin, gazetecilerin
ve öğrencilerin yönelttiği
sorularla terledi.
İstanbul Aydõn Üniver-
sitesi’nce dün gerçekleş-
tirilen 1. Uluslararasõ Mü-
zakereci Demokrasi Sem-
pozyumu’na katõlan Şahin
gazetecilerin gündeme iliş-
kin sorularõnõ yanõtladõ.
Ergenekon soruşturmasõ-
na ilişkin sorular üzerine
Şahin, Türkiye’nin bir hu-
kuk devleti olduğunu ve
kuvvetler ayrõlõğõ ilkesinin
esas olduğunu anõmsata-
rak “Adalet Bakanı’nın
yargı organlarına tali-
mat verme görevi yok-
tur” diye konuştu.
Devam eden soruştur-
malarla ilgili, anayasanõn
138. maddesinin, “yasa-
ma organında görüşme
yapılamayacağını, soru
sorulamayacağını” dü-
zenlediğini kaydeden Şa-
hin, “Maalesef Türki-
ye’de parlamento çatısı
altında görülmekte olan
dava ve soruşturmalar-
la ilgili bazı siyasi parti-
lerin genel başkanları
acımasızca değerlendir-
melerde bulundular.
Savcıların ve Türk yar-
gısının darbe yaptığını
iddia etmektedirler.
Türk yargısı darbe yap-
maz, darbe yapanları
veya darbe yapmaya te-
şebbüs edenleri yargılar.
Lütfen bu İttihat Te-
rakkici düşünceleri Tür-
kiye geride bıraksın”
dedi.
Şahin, bir gazetecinin,
“ÇYDD’ye yönelik ya-
pılan operasyonda burs
verilen öğrencilerin bil-
gilerinin alındığı ve der-
neğin burs veremeyece-
ğini açıkladığını” anõm-
satmasõ üzerine Şahin,
derneğin tüzelkişiliğinin
devam ettiğini belirtti. Şa-
hin, gazetecilerin sorula-
rõnõn ardõndan soru yö-
neltmek isteyen İstanbul
Aydõn Üniversitesi öğ-
rencisi Serdar Sarmu-
sak’õ yanõna çağõrdõ. Sar-
musak’õn, “Ergenekon
kapsamında önce as-
kerler, sonra da eğitim-
ciler gözaltına alındı.
Eğitimcilere, askerlere
güvenemeyeceksek ki-
me güveneceğiz? Çünkü
onlar şimdi halkın gö-
zünde vatan haini görü-
nüyor. Ben eğitimcilerin
vatan haini vasfıyla gö-
rünmesinden memnun
değilim” sözleri üzerine
Şahin, “Hiç kimse hak-
kında kesinleşmiş yargı
kararı olmadan suçlu
ilan edilemez” değerlen-
dirmesinde bulundu. Şa-
hin, Sarmusak’õn “Deniz
Feneri davasında basın
yasağı geldi, Ergene-
kon’da niye böyle bir
yasak gelmedi” sorusuna,
“Onun kararını yargı
organlarımız, savcıları-
mız, mahkemelerimiz
veriyor. Hâkim veya
savcı, Adalet Bakanı’na
sormaz” yanõtõnõ verdi.
Atatürkçü
Düşünce
Derneği
Yönetim
Kurulu üyeleri,
Mustafa Balbay
ve Prof. Dr.
Erol Manisalı
için gazetemiz
Ankara
Bürosu’na
destek
ziyaretinde
bulundu.
(Fotoğraf:
NECATİ
SAVAŞ)
‘Atatürkçüler susturulmak isteniyor’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel
Merkezi Yönetim Kurulu üyeleri, Erge-
nekon soruşturmasõ kapsamõnda 42 gündür
tutuklu bulunan gazetemiz Ankara Tem-
silcisi Mustafa Balbay’a ve soruşturma-
nõn 12. dalgasõ kapsamõnda gözaltõna alõ-
nan gazetemiz yazarõ Prof. Dr. Erol Ma-
nisalı’ya destek olmak amacõyla Ankara
temsilciliğimize ziyarette bulundu.
ADD yöneticileri yaşanan gelişmelerden
son derece rahatsõz olduklarõnõ kaydettiler.
Üyeler adõna görüşlerini dile getiren ADD
Genel Sekreter Yardõmcõsõ avukat Kâzım
Arslan, “Hukuka aykırı biçimde göze-
tim altına alınan bu arkadaşlarımızın si-
yasi amaçlı olarak sorgulandıklarını ve
tutuklandıklarını düşünüyoruz” dedi.
Arslan şunlarõ söyledi: “Bu arkadaş-
larımızın, Türkiye Cumhuriyeti’nin
kurucusu Yüce Önder Atatürk’ün kur-
duğu Cumhuriyet rejimini ve laik dü-
zeni savunmak ve korumak dışında hiç-
bir eylem ve hareketlerinin olmadığı-
nı düşünüyoruz. Bu nedenle sürdürü-
len soruşturmanın Atatürkçüleri sus-
turmaya ve sindirmeye yönelik olarak
yapıldığını görüyoruz. Terör suçu ya-
salarda, ‘cebir, şiddet, silah kullanarak
baskõ ve korku yaratmak’ olarak tarif
edilir. Ortada buna ilişkin hiçbir eylem
yoktur. Özgürlükler genişletilmek is-
tenirken düşünce özgürlüğüne yapılan
bu işlemleri hukuk dışı buluyoruz.
Manisalı’nın bir an önce sorgusunun
yapılarak salıverilmesini ve 42 gündür
tutuklu bulunan Mustafa Balbay’ın da
tutuksuz olarak yargılanmasına karar
verilmesini istiyoruz.”
‘NESİN’İN KEMİKLERİ SIZLADI’
Tamaylıgil’den
‘koruma’ tepkisi
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - CHP
Genel Başkan Yardõm-
cõsõ Bihlun Tamaylıgil
Ergenekon soruşturma-
sõna ilişkin olarak yazõ-
lõ bir açõklama yaptõ.
Milli Eğitim Bakanõ
Hüseyin Çelik’in 12.
dalga gözaltõlarla ilgili
yaptõğõ değerlendirme-
de Türkan Saylan ve
Mehmet Haberal’õn gö-
zatõna alõnma nedenleri-
ni açõklamaya çalõştõğõnõ
belirten Tamaylõgil,
“Hüseyin Çelik Bakan
mıdır, savcı mıdır, po-
lis midir, yargıç mı-
dır? Nereden biliyor
kimin ne için gözaltına
alındığını?” dedi.
Tamaylõgil, gazetemiz
Ankara Temsilcisi Mus-
tafa Balbay cezaevin-
deyken postayla evine
gelen resmi yazõda “Ko-
ruma istiyor mu” diye
sorulmasõyla ilgili olarak
da, “5 Mart günü Cum-
huriyet gazetesi Anka-
ra Temsilcisi Mustafa
Balbay gözaltına alını-
yor, 6 Mart günü tu-
tuklanıyor. Ankara
Valiliği 16 Mart günü
Mustafa Balbay’a ‘Ko-
ruma istiyor musun’ di-
ye resmi yazı yazıyor.
Bu yazıyı 8 Nisan günü
postaya veriyor ve va-
liliğin yazısı 12. dalga
rüzgârı estirilirken tu-
tutklu Balbay’ın eşi
Gülşah Balbay’ın eline
geçiyor. 1 ay 2 gün ön-
ce tutuklanan Mustafa
Balbay’a gönderilen
koruma istiyor musun
yazısı, bu soruşturma-
nın da devlet ciddiyeti-
nin de ne hale geldiği-
ni gösteren, rahmetli
Aziz Nesin’in bile ke-
miklerini sızlatan tra-
jikomik bir olaydır.”
Ergenokon
davasına
‘devletsırrı’
engeli
İstanbul Haber Servisi - Ergenekon davasõ-
na bakan İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin
ilgili kurumlarla 4 aydõr süren yazõşmalarõna kar-
şõn “Susurluk Raporu” dava dosyasõna eksik-
siz olarak gönderilmedi.
İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi heyeti, İş-
çi Partisi (İP) Genel Sekreteri Nusret Senem’in
istemi üzerine 2 Aralõk 2008 tarihli duruşmada
kamuoyunda Susurluk Raporu olarak bilinen Baş-
bakanlõk Teftiş Kurulu Başkanõ Kutlu Savaş ta-
rafõndan hazõrlanan 12 Ocak 1998 tarihli 119 say-
falõk rapor ve 13 adet ek metnin istenmesini ka-
rarlaştõrdõ. Ancak Başbakanlõk Teftiş Kurulu Baş-
kanlõğõ Hukuk Müşavirliği, Kutlu Savaş’õn ha-
zõrladõğõ Susurluk raporundaki 64 sayfalõk bölümü
devlet sõrrõ olduğu gerekçesiyle mahkemeye
göndermedi. Mahkemeye gönderilen yazõda,
devlet sõrrõ olduğu belirtilen bölümün özel iste-
me durumunda gönderileceği kaydedildi.
Yazõşmalarõn 4 aydõr sürdüğüne dikkat çeken
Senem, “Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı
Muttalip Önal imzası ile gönderilen 10 Mart
2009 tarihli cevap yazısında önce bu raporun
tek nüsha olarak dönemin başbakanına su-
nulduğu, raporun başka bir nüshası ve ekle-
rinin bulunmadığı söylenmekte, daha sonra ise
sorumluluk Başbakanlık Hukuk Müşavirli-
ği’ne yüklenmeye çalışılmaktadır” iddialarõn-
da bulundu.
Mahkeme heyeti 14 Nisan Salõ günkü duruş-
mada Susurluk raporunun eksik gönderilen bö-
lümlerinin yeniden istenmesini kararlaştõrdõ.
SUSURLUK RAPORU EKSİK
‘ŞUNLARI BURADAN KOVUN’ TALİMATI
Savcõ Öz, gazeteci
ve polislere bağõrdõ
İstanbul Haber Servisi - Er-
genekon soruşturmasõnõ yürüten
savcõlardan Zekeriya Öz, adliye
girişinde görüntü almak isteyen ga-
zetecilere kõzarak, “Şunları bu-
radan kovun” diye polise talimat
verdi. Savcõ’nõn talimatõnõn ar-
dõndan polis, gazetecileri adliye bi-
nasõ önünden uzaklaştõrdõ.
Cumhuriyet Savcõsõ Zekeriya
Öz, dün öğle tatilinde korumala-
rõ ile birlikte dõşarõ çõktõ. Öz’ün yi-
ne korumalarõyla birlikte yürüye-
rek adliyeye gelişi sõrasõnda, son
operasyonda gözaltõna alõnanlarõn
adliyeye girişi için bekleyen basõn
mensuplarõ Öz’ü görüntülemek
istedi. Gazetecilerin görüntü al-
masõna sinirlenen Öz, ellerini ha-
vaya kaldõrarak, “Kardeşim bu-
rada niye çekiyorsunuz?” diye
bağõrdõ. Daha sonra adliye kapõ-
sõnda nöbet tutan polislere dönen
Öz, “Şunları buradan kovun.
Bu kapının buradan herkesi
alın” diye seslendi. Adliye bah-
çesine giren ve sinirleri yatõşma-
yan Öz, polislere “Burada yok.
Şurada kimse olmayacak” dedi.
Öz, polislere yolun karşõsõnõ işaret
ederek gazetecilerin o tarafa ge-
çirilmesini istedi. Bunun ardõndan
polisler, gazetecileri yolun karşõ-
sõna geçmesi konusunda uyardõ.
TİJEN MERGEN GÖZALTINDA YAŞADIKLARINI ANLATTI
Polis, ‘takımı’ sormuş
İstanbul Haber Servisi - Ergenekon
operasyonunun 12. dalgasõnda gözaltõna
alõnan ve dün savcõlõk sorgusunun ardõn-
dan serbest bõrakõlan Çağdaş Yaşamõ
Destekleme Derneği (ÇYDD) ile yürü-
tülen “Baba beni okula gönder” kam-
panyasõnõn başõndaki isim olan Doğan
Holding İcra Kurulu üyesi Tijen Mergen,
sorgu sõrasõnda telefon görüşmelerinin so-
rulduğunu belirtti. Mergen, “Bazı özel ko-
nuşmalarımda ‘hangi takõm ile gidi-
yorsun sinemaya’ demişim o takım la-
fına takılmışlar” dedi.
Mergen, dün savcõlõk tarafõndan serbest
bõrakõlmasõnõn ardõndan Kanal D ana ha-
bere katõlarak Mehmet Ali Birand’õn so-
rularõnõ yanõtladõ. Birand’õn “suçun ne”
sorusuna, “Galiba kızların eğitimine
destek olmak, anladığım kadarıyla” kar-
şõlõğõnõ veren Mergen, operasyonun en
önemli halkasõnõn ÇYDD’nin faaliyetle-
ri olduğunu belirtti. Ağõrlõklõ olarak tele-
fon konuşmalarõnõn üzerinden sorgulan-
dõğõnõ anlatan Mergen, “Şunu gördüm
bana sordukları sorularda done yoktu
yani bu kadar az done ile bir insanı şüp-
heli sınıfına sokarak... 3 gün boyunca
kimseden haber alamadım. Bir hücre-
nin içindeydik, demir parmaklıklar
arkasında ve sadece oturuyorsun ve dü-
şünüyorsun. Şartlar kötüydü. Uyuştu-
rucu bağımlılarıyla beraberdik bütün
gece onların çığlıklarını duyduk. Bun-
lar hiç hoş şeyler değil. Toplam 24 ve-
ya 27 kişiydik 2 kişilik hücrelerde. Sa-
bah saat 11 ve akşam 5’te gazete kâğı-
dına sarılı ekmek parçası veriyorlar,
içinde peynir ve zeytin var” dedi.