16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 15 NİSAN 2009 ÇARŞAMBA 4 HABERLER İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN [email protected] GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU “Yeni Türkiye”! “Tehlikenin farkında mısınız?” dedik. Genel se- çimlerden önce dilimiz döndüğünce uyarmaya, Müs- lüman Kardeşler örgütünün Mısır’da toplumu ele ge- çirme serüvenini, siyasal İslamın “pasif karşıdevrim” stratejisini anlatmaya çalıştık. 2007 seçimlerinden önce yükselen muhalefetin si- yasal İslamda, onu bu ülke için uygun yönetim biçi- mi olarak gören uluslararası çevrelerde yarattığı korkunun seçimlerden sonra bizi başka bir Türkiye’ye taşıyacağını savunduk. Bir süredir bu “yeni Türkiye’de” yaşıyoruz. Yerel seçimlerin, yaratığı korkunun bu “ye- ni Türkiye’nin” havasını daha da ağırlaştırması kaçı- nılmazdı. Bunun böyle olduğunu, bu hafta, kamusal aydın konumundaki bilim insanlarına yönelik ope- rasyondan da görüyoruz... Ortam niye bu kadar sertleşiyor?.. Ortam niye bu kadar sertleşiyor? Ergenekon diye başlayan bir şey neden dalga dalga muhalefeti, özel- likle “Cumhuriyetin ulusal projesine” sadakatlarını terk etmeyen aydınları susturma makinesine dönüştü? İzninizle, 9 Mayıs 2007 tarihli yazımdan uzunca bir alıntı yapacağım: “AKP, seçmenin yaklaşık yüzde 25’inin katılmadığı, yüzde 10 barajından, hatalı kulla- nımdan dolayı ‘oyların yüzde 40’ının çöpe atıldığı’ bir seçimde, oyların yüzde 34’ünü alarak Meclis’e girdi. Böylece toplam seçmenin yaklaşık yüzde 24’ünün oyu- nu alan bir parti, Meclis’te sandalyelerin yüzde 60’ını ele geçirmiş oluyordu. AKP’nin, parlamenter sistem bağlamında, meşruiyetinin toplumsal zemini işte bu kadar dar! Bu nedenle AKP, Cumhurbaşkanlığı’nı da ele ge- çirmeye karar verince, iktidar blokunun çeşitli bile- şenlerinin sözcüleri, (TÜSİAD Başkanı.. ülkenin en bü- yük meşru şiddet kullanma hakkına sahip kurumu ol- manın yanı sıra en büyük ekonomik ve kültürel ağır- lık merkezlerinden biri olan Ordu’nun üst yönetimi) ol- maz dediler. Bu itiraz, sokaklara dökülen büyük kit- lelerin kaygılarında da yankılandı. Tüm bunlar AKP’nin Cumhurbaşkanlığı projesinin, hem hükümetin meş- ruiyet zeminine hem de ülke koşullarına (sınıflar mat- risine) uygun düşmediğini gösteriyordu. Ama AKP.. arzusunda, ısrarla ısrar etti. Tayyip Bey’in Çankaya’ya çıkamayacağı anlaşıldı, ama ısrar devam etti, sahneye Gül Bey çıkarıldı. Anayasa Mahkemesi kararına rağmen yine ısrar yinelendi. Yine olmayınca, bu kez bu amaca, anayasa değişikliği yoluyla ulaşıl- maya kalkışıldı. En büyük sermaye bloku yine ‘Olmaz, karşıyız’ dedi... Bu inanılmaz ısrar, ister istemez aklımıza şu soru- yu getiriyor: ‘Bu kadar büyük bir tutkunun gerçek ar- zu nesnesi ne?’ Söz konusu olan bir kişi olsaydı, kar- şımızda ısrarla istemeye devam eden histerili bir has- ta olduğunu düşünürdük. Karşımızdaki bir siyasi akım ve parti. Öyleyse bu partinin esas amacı ne? Baş- bakan, ‘demokrasiye sıkılan kurşun’ derken, de- mokrasiyi kendi arzu nesnesine indirgemiş olmanın öte- sinde, aslında hangi projenin engellenmiş olmasına tepki gösteriyor?” AKP momentumun kırılmasına izin veremez Aslında bu soruların cevaplarını biliyoruz. Siyasal İslam, AKP gözetiminde ilerleyen toplumsal mühen- dislik projesinin momentumunun kırılmasından çok korkuluyor. AKP’yi sıradan bir parti sananların, siyasal İslamın bir toplumsal kültürel hareket olma özelliklerini gö- remeyenlerin, bu korkunun çapını, Siyasal İslamın, si- yasi iktidara bu kadar yakınlaşmışken bu mevziyi kay- betmeyi asla kabul etmeyeceğini kavramaları korkarım çok zor. Kavradıkları zaman da artık iş işten geçmiş, toplumsal siyasi dönüşümler (bu arada liberal ente- lijansiyanın intiharı da) tamamlanmış olacak. AKP döneminde siyasal İslamın “pasif karşıdevrim” süreci toplumda çok önemli dönüşümler gerçekleş- tirdi. Ancak ülkenin mali-sinai zenginliğinin, egemen ideolojinin imajlarının üretildiği, dünya ekonomisiyle bağlarının kurulduğu, siyasi iktidarın kurumlarının bu- lunduğu bölgelerde, bu dönüşümler, yerel seçimle- rin sonuçlarının da gösterdiği gibi, henüz geri çevri- lemez bir düzeye ulaşmış değil. Önümüzdeki genel seçimlerde, AKP’yi zayıflatacak, koalisyon kurmaya, belki de hükümeti terk etmeye zor- layacak sonuçlar çıkarsa, bu bölgelerden başlayacak bir karşı dalga, uluslararası desteklerin çekilmesine (eğer, henüz çekilmediyse) de yol açarak siyasal İs- lamın “pasif karşıdevrimini” bir gerileme sürecine so- kabilir. Ekonomik kaynakları, devlet desteği kurumaya başlayan siyasal İslam, yıllardır adım adım kazandı- ğı “yol arkadaşlarını” da kaybetmeye başlar. Bu yüzden, bu risklerin oluşmaması için, gelecek se- çimlere kadar ülkenin siyasi, kültürel coğrafyasında gereken “temizliklerin” yapılması gerekiyor. “Yeni Tür- kiye” işte böyle bir ülkedir... [email protected] http://erginyildizoglu.blogspot.com Son dalga gözaltõlarõ değerlendiren Baykal, savcõlarõn iddianame değil ithamname hazõrladõğõnõ söyledi ‘Bu bir AKP darbesi’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, Ergenekon soruşturmasõnda son dal- ga gözaltõlarõ değerlendirirken “Bu bir terördür. Bu uygulamalar aynı za- manda darbedir” dedi. Baykal’õn dünkü grup toplantõsõnda çeşitli konularda yaptõğõ değerlendir- meler ana başlõklarõyla şöyle: İddianame değil, ithamname: Kim bu Ergenekon örgütü? Askerin, sivilin, hiçbir istihbarat örgütünün haberi yok. İddianameden öğreniyo- ruz ki, bunlar ta 1960’lõ yõllar dahil, bü- tün yakõn tarih boyunca etkin bir ör- gütmüş, bütün olaylarõn içinde bunlar var. Bu örgüt AKP’ye karşõ kurulmuş bir örgüt mü? Bu örgüt daha AKP’nin adõ yokken var. O zamanki hedefi ney- miş? Ergenekon çimentosu beyinlere atõlõyor, böyle bir teşkilat var diye. Dünyanõn hiçbir yerinde hiçbir hu- kukçu böyle iddianame görmedi. İd- dianame ayrõdõr, ithamname ayrõdõr. Ortada meşru, muteber, hukuken ge- çerli bir iddianame var mõ, yok mu? Öcalan’la ilgili PKK davasõ -gerçek bir terör örgütüyle hukuki hesaplaşma- bir yõldan kõsa sürede bitti. Şimdi in- sanlar aylardõr içeride, yargõlama sü- rerken, bir yandan gözaltõlar oluyor, yeni iddianameler hazõrlanõyor. Sav- cõnõn iddialarõnõn dayanaklarõna ba- kõyoruz; ortada bir haham var, bir giz- li tanõk var bir de telefon kayõtlarõ ve mülakatlar. Mülakatlar, gizli tanõklar, hahamõn işkence altõnda alõndõğõ ortaya çõkan -işkence altõnda alõndõğõ gizle- nen- iddialarõ, sacayaklarõ bunlar id- dianamenin. Davanõn temel hedefle- ri şunlar: 1.Danõştay cinayeti aslõnda bir Ergenekon cinayetidir. 2. Cum- huriyet mitingleri aslõnda bir terör örgütünün planlayõp hazõrladõğõ gay- rimeşru, hükümeti yõkmaya yönelik bir faaliyettir. Gizli tanõk da ilgi çekici bi- risi. Kasten adam öldürmeye teşebbüs ve ruhsatsõz silah taşõmaktan, ablasõ- nõ öldürmekten, sahtecilikten, öz ye- ğenini satarak fuhuşa yöneltmekten, Cumhuriyet gazetesinin bombalan- masõ ve Danõştay suikastõndan ceza al- mõş bir kişi. Bu kişi Danõştay davasõ sõrasõnda Atatürk hakkõnda burada söyleyemeyeceğim çok ağõr iftiralarõ dile getirmiş -mesela İngiliz tetikçisi, diyor- küfür niteliğinde sözler söyle- miş bir kişi... Herkesin bir Ergenekon’u var: Biz başõndan beri, bu dava hu- kuki değil, siyasi, dedik. Zaman za- man, yok silah bulundu, Güneydo- ğu’da bazõ olaylar çõktõ, bunlar takip edilir. Türkiye’de mafya gerçeği, devlet bürokrasisi içinde çõkarlarõ için faaliyet gösterenler biliniyor. Türkan Saylan’õn bunlarla ne ilişkisi var Al- lah aşkõna? Herkesin kendisine göre kafasõnõn içinde bir Ergenekon davasõ var. Herkesin hesaplaşõlmasõnõ iste- diği birisi var. Herkes kendi hesabõ- nõ Ergenekon içinden götürmeye ça- lõşõyor. Ergenekon bir korku sembolü haline geliyor. Bana da bir kulp ta- karlar, bulaştõrõlõrõm, diye korkuyor insanlar... Hukuka saygõm var, Tür- kan Hanõm’õ niye alõyorsun, gerisi- ni al götür, demeye getiriyorlar... Ayõptõr, işin özü, temeli yanlõş. Kap- samlõ gözaltõlar oldu. Mehmet Ha- beral niçin gözaltõna alõnmõş bilmi- yoruz. Türkan Hanõm kadõncağõz çok ciddi bir sağlõk sorunuyla karşõ karõşya olmasa o da gözaltõnda. ÇYDD, bu dernek bir terör derneği mi Allah aşkõna? Haberal bu toplu- mun yetiştirdiği en seçkin, en değerli, en üretken aydõnlarõndan biri. Türkan Hanõm 29 bin öğrenciye burs veriyor. 36 bin genç kõzõ okula çekmiş bir eği- tim projesine kendisini adamõş, bu- nu mu içinize sindiremiyorsunuz? Bu çağdaş eğitim projesini mi engelle- mek istiyorsunuz? AKP darbesi: Gözaltõlarõn ol- Baykal: Gözaltõlarõn olduğu gün 13 Nisan 2009, eski takvimle 31 Mart... 100 yõl önce 31 Mart’ta yaşanan olaylarõn 100 yõl sonra yõldönümünde bu tutuklamalar oluyor. Gözaltõna almayõ kararlaştõranlar bir tarihsel rövanş düşüncesi içinde miydiler bilmiyorum. Eğer öyle değilse; tarih, Türkiye ile çok derin bir istihza, ironi içine girmiştir. Bu bir karanlõk dönemdir. Bu dönemi planlayanlar, yönlendirenler, seyirci kalanlar tarih içinde sorumluluklarõnõ almõşlardõr. Bu, bir terördür. Bu uygulamalar aynõ zamanda darbedir. Bu bir AKP darbesidir... Ama daha da acõsõ bir savcõlõk darbesidir. duğu gün 13 Nisan 2009, eski tak- vimle 31 Mart... 100 yõl önce 31 Mart’ta yaşanan olaylarõn 100 yõl sonra yõldönümünde bu tutuklamalar oluyor. Gözaltõna almayõ kararlaştõ- ranlar bir tarihsel rövanş düşüncesi içinde miydiler bilmiyorum. Eğer öyle değilse; tarih, Türkiye ile çok de- rin bir istihza, ironi içine girmiştir. Bu bir karanlõk dönemdir. Bu dönemi planlayanlar, yönlendirenler, seyirci kalanlar tarih içinde sorumluluklarõ- nõ almõşlardõr. Bu, bir terördür. Bu uy- gulamalar aynõ zamanda darbedir. Darbe sadece tankla, tüfekle, silahla, üniformayla yapõlmaz. Bu bir AKP darbesidir... Ama daha da acõsõ bir savcõlõk darbesidir. 1 Mayıs Taksim’de: 1 Mayõs’õ gerilim, kâbus günü olmaktan çõkar- mak gerekir. Çok geç kalõnmõştõr. Nevruz için de aynõ şeyi söyledik. Nevruz yaşandõ, hükümetin o konu- da saplantõlarõnõ aşamadõğõõn görü- yorum. 1 Mayõs için karar almõş ol- malarõnõ memnuniyetle görüyorum. 1 Mayõs’õ Taksim’de barõş, kardeşlik, güvenlik içinde kutlamalõyõz. Ampul geç yanıyor: Hükü- met, 2009 yõlõyla ilgili hedef söylü- yor, bu arada bütçe çõkmõş. Hükümet yüzde 4 büyüyeceğiz, demiş, an- lamsõz, hayali, boş bir bütçe hazõrla- mõş. Biz seçim kampanyasõ içinde, tedbir al, demişiz, saymõşõz. Önerdi- ğimiz tedbirlerin bir kõsmõnõ ger- çekleştirmiş hükümet. Ama geç, am- pul geç yanõyor. 3.6 gerileyeceğiz di- ye resmi açõklama yapõyorlar dün. 7.6’lõk bir yanõlgõ... Söylenen ra- kamlar, hedef mi, tahmin mi, te- menni mi yaşayarak göreceğiz. Eko- nomi güven veren ellerde değildir. MHP LİDERİ BAHÇELİ: Toplumda endişe büyüyor Ergenekon soruşturmasõnda hukukun iktidar tarafõndan siyasi amaçlara alet edildiği endişesinin yaygõnlaştõğõnõ belirten Bahçeli, adli uygulamalarõn insani ölçüleri de dikkate almasõ gerektiğini belirtti. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - MHP Ge- nel Başkanõ Devlet Bah- çeli, Çağdaş Yaşamõ Des- tekleme Derneği ve üni- versite rektörlerini hedef alan 12. dalga Ergene- kon operasyonu konu- sunda “hukuki süreçle- rin sonuçlarının soğuk- kanlılıkla” beklenmesini isterken, toplumda “hu- kukun iktidar tarafın- dan siyasi amaçlara alet edildiği, korku ve yıl- dırma silahı olarak kul- lanıldığı” endişesinin yaygõnlaştõğõna dikkat çekti. Ergenekon operasyo- nunda 12. dalga Türkiye gündemine damgasõnõ vu- rurken, MHP lideri Bah- çeli, partisinin grup top- lantõsõnda bu konuya faz- la girmemeye özen gös- terdi. Bahçeli, “Soruş- turma ve yargılama saf- halarının parça parça sürdürüldüğü tefrikaya dönen hukuki süreçler, kamuoyunda sürekli tartışılan bir huzursuz- luk kaynağı haline gel- miştir. Hukukun siyasi amaçlara alet edildiği, adaletin siyasi iktidar tarafından korku, baskı ve yıldırma silahı olarak kullanıldığına dair en- dişeler toplumumuzda giderek yaygınlaşmak- tadır” dedi. Herkesin adalete gü- venmesi ve hukuki sü- reçlerin sonuçlarõnõ so- ğukkanlõlõkla beklemesi gerektiğini belirten Bah- çeli, şu görüşleri dile ge- tirdi: “Beklentimiz, suç ve suçluyu tasnif eder- ken masum olabilecek insanların haysiyetleri- ni incitecek davranış- lardan uzak durulması, adli uygulamaların el- bette ki hukuka uygun ve ancak insani ölçüleri de dikkate almasıdır.” Toplantõdan sonra ga- zetecilerin “Ergenekon konusunda neden üstü kapalı kısa değerlen- dirmeyle yetindiniz?” sorusuna Bahçeli, “Biz bütün süreci yargıya bıraktık, yargıya say- gımızdan” karşõlõğõnõ verdi. Konuşmasõnõn büyük bölümünü dõş politika ve Ermenistan ile sõnõr kapõ- sõnõn açõlmasõ yönündeki girişimlere ayõran Bah- çeli, AKP hükümetinin bu alanda verdiği ödünleri eleştirdi. Başbakan Erdo- ğan’õn taviz üstüne taviz- ler verdiğini kaydeden Bahçeli, “Tam bir boyun eğmişlik hali maalesef diplomasiye ve dış poli- tikaya hâkim olmuştur” diye konuştu. Türkiye’nin AKP’nin teslimiyetçi ve ilkesiz ta- võrlarõ nedeniyle “ulus- lararası şantaj ve taviz denklemine” sürüklen- diğini kaydeden Bahçeli, AB’den sonra ABD Baş- kanõ Barack Obama’dan da Ermenistan’la önşart- sõz diplomatik ilişki ku- rulmasõ, sõnõrlarõn açõl- masõ, ambargonun kaldõ- rõlmasõ yönündeki talep- lerin gelmesinin bu anla- yõşõn yansõmalarõ oldu- ğunu kaydetti. ‘DSP yönetimi görevi bırakmalı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Merkez Disiplin Kurulu tara- fõndan partiden ihraç kararõ verilen Ah- met Tan ile “uyarı” cezasõ alan mil- letvekilleri yargõya başvurmaya ha- zõrlanõrken, DSP’nin Kurucu Genel Başkanõ Rahşan Ecevit, partinin mad- di birikimlerinin “hovardaca” har- candõğõnõ, Yönetim Kurulu ve Parti Meclisi’nin de Genel Başkan’la birlikte ayrõlmasõ gerektiğini bildirdi. Rahşan Ecevit, yaptõğõ yazõlõ açõkla- mada, dürüstlüğü ve temizliği ile ün sa- lan DSP’nin maddi ve manevi birikim- lerinin “hovardaca” harcandõğõnõ söy- ledi. Rahşan Ecevit, şunlarõ söyledi: “Başarısızlıklarını örgütlerin üze- rine yıkmamalıydılar. Genel Başkan ve Yönetim Kurulu üyeleri siyaset yapma konusunda yetenekli olmaya- bilirler. Bu bir suç, bir kusur değildir. Ama bu nedenle bir başarısızlık söz konusu olunca bunun bir bayrak ya- rışı olduğu kabul edilerek bayrağı yeni bir ekibe teslim etmekte tereddüt etmemek en doğru davranış olur. DSP yönetimi başarısız olmuş, bir seçimi kaybetmişti. Bu nedenle 4.5 yıl- dır görev başında olan Genel Başkan görevinden ayrıldı, ancak yönetimi ay- rılmadı. Oysa parti çalışmaları ekip işi- dir. Yönetim Kurulu ve Parti Mecli- si’nin de Genel Başkan’la birlikte ay- rılması gerekirdi. Böylece yeni genel başkana kendi ekibiyle çalışma imkânı tanınmış olurdu, olunmalıdır da.” Seçimlerden önce İstanbul’da Kemal Kılıçdaroğlu’nun desteklenmesi çağrõ- sõ yapan 5 milletvekili ihraç istemiyle di- sipline sevk edilmişti. Disiplin Kurulu, CHP’nin İstanbul mitingine katõlan Ah- met Tan hakkõnda ihraç kararõ verirken, DSP’nin parlamentodaki sandalye sayõ- sõ da 12’ye düştü. Tan, ihraç kararõna “Bu da, Ecevitsizleşen DSP’nin Er- genekon’udur” sözleriyle tepki gös- tererek yargõya başvuracağõnõ bildirdi. Uyarõ cezasõ alan Eskişehir Milletve- kili Tayfun İçli ise daha önce de kurul- tayda Genel Başkanlõğa aday olacağõnõ açõklamõştõ. Uyarõ cezasõnõ içine sindi- remediğini vurgulayan İçli şu açõklamayõ yaptõ: “Genel başkanlığa aday olan ki- şinin, uyarı cezası da alması doğru de- ğildir, o nedenle bu kararı şeklen mahkemeye taşıyacağım.” Rahşan Ecevit partinin maddi ve manevi birikimlerinin hovardaca harcandõğõnõ, başarõsõzlõğõn faturasõnõn da sadece genel başkana kesilemeyeceğini söyledi MAHMUT LICALI ANKARA - Türkiye’de ilk kez 1989 yõlõnda gerçekleştiri- len “Kutlu Doğum Haftası”, AKP döneminde ilköğretim ve ortaöğretim okullarõnda dü- zenlenen dini konulu yarõşma ve etkinliklerlerle birlikte “bü- yük bir tören” gibi kutlanma- ya başlandõ. Bir haftalõk kutla- ma etkinlikleri önce bir aya ya- yõlarak 23 Nisan Ulusal Ege- menlik ve Çocuk Bayramõ’nõ gölgede bõrakõrken, 2007’den itibaren kutlamalarõn 6 günle sõ- nõrlandõrõlmasõna karşõn etkin- lik sayõsõ 2 binden 18 bine yükseldi. İlki 20 Nisan 1989’da ger- çekleştirilen Kutlu Doğum Haf- tasõ, bu tarihten itibaren her yõl, çeşitli etkinliklerle kutlanõr ha- le geldi. AKP iktidarõnõn ilk yõl- larõnda yalnõzca panel ve kon- feranslarla kutlanan Kutlu Do- ğum Haftasõ 2006’dan itibaren ilköğretim ve ortaöğretim okul- larõnda düzenlenen dini konu- lu bilgi, kompozisyon ve şiir yarõşmalarõnõn yanõ sõra Kuran ve ezan okuma yarõşmalarõyla kutlanmaya başlandõ. 2005’te resmi olarak 20-27 Nisan arasõnda gerçekleştiri- len hafta, etkinliklerle bir aya yayõlan törenlere dönüştü. Ba- zõ illerde aylar öncesinden haf- taya ilişkin çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi. 2006’da 9-20 Nisan tarihleri arasõnda ger- çekleştirilen kutlama etkinlik- lerinde Türkiye genelinde top- lam 2 bine yakõn program dü- zenlendi. 2007’de hafta kapsamõnda yapõlan etkinliklerde rekor oranda artõş yaşandõ. Etkinlik- lerin 16-22 Nisan arasõnda ya- põldõğõ 2007’de Türkiye gene- linde 11 bin 723 etkinlik ger- çekleştirildi. 2008’de etkinlik sayõsõ bir önceki yõla göre 1545 artarak 13 bin 268’e çõktõ. 2009 yõlõ Kutlu Doğum Haftasõ etkin- leri ise dün başladõ. 20 Ni- san’a kadar sürecek hafta kapsamõnda bir önceki yõla göre etkinlik sayõsõ 4493 ar- tõşla toplam 17 bin 761 olarak hedeflendi. 18 bine dayanan etkinliklerde ilköğretim öğ- rencilerinin yanõ sõra ana- okulu öğrencileri de yer aldõ. DAHA ÖNCE 2 BİN OLAN ETKİNLİK SAYISI AKP İKTİDARINDA 18 BİNE ÇIKTI Kutlu doğum şova dönüştü HükümetpolisUslu’ya niçingözyumuyor? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, 8 yõl boyunca ABD’de kalan başkomiser, Taraf gazetesi ya- zarõ Emrullah Uslu’nun durumunu Meclis gündemine taşõdõ. Kart, Uslu’nun burslu olarak gittiği ABD’den 7-8 yõldõr Türkiye’ye dönmediği, Ta- raf gazetesinde Polis Akademisi öğretim üyesi Önder Aytaç ile birlikte yazarlõk yaptõğõ, bu kişinin ABD’de “F Tipi ilişkiler” ağõ içinde misyon üstlendiğini belirtti. İçişleri Bakanõ’nõn yasal süre içerisinde soru önergesine yanõt ver- mediğini anõmsatan Kart, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn yanõtlamasõ istemiyle verdiği önergede, “Uslu ABD’de bulunduğu 7-8 yıl içinde hangi çalışmaları yapmıştır? Emniyet Dışilişkiler Daire Başkanlığı görevinde olan Recep Gültekin sayesinde mi Emrullah Uslu ve benzerleri Utah, New York, Washington ve Teksas’a gönderilmektedir? Gültekin’in tez hocası günümüzün YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan mıydı?” sorularõna yanõt istedi. CHP’Lİ KART’TAN ÖNERGE:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle