19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 27 MART 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA DİZİ 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Demokrasi Sınavı 18 yaşına girmiş her Türk vatandaşı, iki gün son- ra sandık başına giderek, büyük şehirlerde bele- diye başkanları ve belediye olan her yerde de mec- lis üyeleri için oy kullanacak. Onun yanı sıra ilin il genel meclis üyeleri ile ma- halle ve köylerde muhtar ve ihtiyar heyeti dediği- miz o yörenin en küçük yönetim birimlerini de be- lirleyecek. Adına topluca yerel seçim dediğimiz bu oluşum için düzenlenen kampanyada, partilerin adayları el- bette kendi seçmenleri ile kurdukları ilişkilerde, hem kendi programlarını anlatan; hem de en güçlü gör- dükleri öteki adayların eleştirilecek yanlarını öne çı- kartan yöntemleri kullanmışlardır. Ancak geçmiş yıllarda daha çok başvurulan bu tür siyasi iletişim yöntemi 29 Mart seçimlerinin pro- paganda kampanyasını neredeyse bir genel seçi- me döndürdü. Liderlerin, çok sevdikleri o “tek adam” olma he- vesi de, ayrıcalıksız her partinin kampanyasında öne çıktı. İktidar ve muhalefetteki partilerin genel baş- kanlarının birbirlerine yönelen ağır suçlamaları öne çıktı. Öylece gerilim arttı. Demokrasiye inanıyorsak Ama halkın büyük çoğunluğunun çok partili de- mokrasiye olan inancının ağır basması nedeniyle de eski yıllarda görülen kavgalara heves edilmedi. O sevimsiz çatışma dönemini geride bırakan yurt- taşların, öylece ülke yönetiminde tek başvurulacak yöntemin özgür seçimler olduğuna olan inançları- nın nasıl pekişmiş olduğu görüldü. Siyasi partileri, iktidarda ya da muhalefette ol- maları bir yana, bir de genel seçimlerde aldıkları oy yüzdelerine bakarak devlet yardımını uygulayan an- layışın ne ölçüde haksız olduğu da bir kez daha gö- rüldü bu kampanya sırasında. Kanun yolu ile hile İktidar partisi, kanun yolu ile hile uygulayarak, dev- letin her türlü desteğini kullanmakta sakınca gör- medi. Bunun yanı sıra, artık hepimizin alıştığı seç- mene yardım adı altında onların oylarını etkile- mekten, Yüksek Seçim Kurulu’nun açık kararı- na karşın vazgeçmedi. Öylece mesela Tunce- li’de olduğu gibi savcıların elinin kolunun o güç karşısında bağlı olduğu kanıtlanmış oldu. Başbakan’ın “benim valim” diye tanımladığı va- liler arasından Aydın’da olduğu gibi ana muhale- fet lideri için 86 yıldır en partizan devlet görevlisi- nin bile kullanmadığı yakışıksız eleştiriler duyuldu. Daha çok örneği verilecek bu iktidarda olmanın üstünlüğü, önceki gün Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Yazıcıoğlu’nun geçirdiği helikopter kazası ile de öne çıktı. Devletten akçalı yardım alamayan partinin liderinin ilçelerinde konuşmasını sağlamak amacıyla, partililerin “üç senden, beş benden” yön- temi ile topladıkları bağışla kiralanan helikopterin düşmesi, Başbakan’ın yakın günlerde başlayan se- çim yasaklarına kadar devletin uçak ve helikop- terlerini, Başbakanlık otobüsünü nasıl cömertçe par- tisinin kampanyasında devreye soktuğu için MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin sert eleştirilerine yol aç- tı. Bahçeli AKP mitingleri ile o belde ya da kentte bir kamu kuruluşu olan toplu konut törenlerinin dev- reye sokulduğunu, dahası o mitinglerde Erdoğan’ın konuşması için gereken kürsünün de aynı kurum tarafından yapıldığını söylemiş, bu eleştirilerin tü- mü yanıtsız bırakılmıştı. Bizi bekleyen görevler Tüm bu aksaklıklara karşın demokrasinin tek yön- tem, seçimlerin de o yöntemin tek aracı olduğu yo- lunda seçmenlerin görüş birliğinde olmasının, bu- nun için herkesi bu pazar günü bekleyen görevle- ri bir kez daha anımsayalım. Ne olursa olsun, sandığa gitmeyi yerine getiril- mesi gereken bir görev saymalıyız. Sandık başın- da yapılacak gözlemin hepimiz için görev olduğu- nu unutmayarak, özellikle oy ayırımı tamamlanıp, o sandığın sonuçlarının tutanağa geçirilişinde de yurttaşlık görevimizin sürdüğünü bilmeliyiz. O sonuçların bir örneğinin, parti temsilcilerine ve- rilmesini savsaklamak isteyecek sandık kurulları- na, sorumluluklarını anımsatmalıyız. Sonuçların il- çe seçim kurullarında birleştirilmesi sırasında, bil- gisayar yöntemi kullanılırken her sandığın oy ayı- rımlarını gösteren resmi tutanakların bir örneğinin de, yine parti temsilcileri ile müşahitlerce alınma- sı gerektiğini de ilgililere hatırlatmalıyız. Özellikle seçim kurullarının kullandığı bilgisa- yarlara, kötü niyetli ellerin isterlerse müdahale edebileceklerini akıldan çıkartmamalıyız. Kayseri garnizonunda bu yöntem ile silahlı kuv- vetlerin kullandığı bilgisayarlara, bir subayın çalı- nan şifresi kullanılarak yerleştirilen sahte emir hakkında şüpheli astsubayın, askeri savcıya verdiği ifadede yer alan itirafı aklımızdan çıkarmayarak, eli- mizdeki resmi tutanak örnekleri ile karşılaştırma ya- pılmasının gerekli olduğunu parti temsilcilerine hatırlatmalıyız. Beğenmesek de... Oy vereceğimiz partinin bugünkü yönetimini beğenmeyebiliriz. O konudaki düşüncelerimizi ko- rumakla birlikte iktidardaki partinin oylarını arttır- masının, 29 Mart’tan sonra bir tek parti hege- monyasına döneceğini unutmamalıyız. Merak edenler için söyleyeyim. Böyle bir görüşe sahip olan eski bir siyaset ada- mı olarak, sandığa o dikkatle gideceğim. Ve oyumu Büyükşehir için Kemal Kılıçdaroğlu’na kullanacağım. Şişli’de oturan bir seçmen olsaydım aynı özeni Mustafa Sarıgül için gösterirdim. Kampanyanın başından beri Eskişehir Büyük- şehir başkan adayı Yılmaz Büyükerşen’in sade- ce kazanmasını değil; kent meclisinde de çoğun- luğu almasını savunuyorum. Bu görüşümün Bü- yükerşen’in sadece “Şehir Eskişehir’dir” den- mesine yol açan başarılarına değil, sosyal demok- rat seçmenlerin örgütlü gücünü sağlayabilecek bir umut olduğu inancına da dayandırıyorum. İzmir ve Ordu’da var olan başkanlar görevlerini sürdürme- lidirler, başkent seçmeni Murat Karayalçın de- melidirler. Son söz: Ülkemizde uygulanan tüm sakıncaları- na karşın, elbette en doğru ve en iyi yöntem çok partili parlamenter düzenin uygulandığı sistem yani demokrasidir. Demokrasi, özgür ve adil seçimden alır gücünü. Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] ‘Darbe düşünmek teşebbüs değildir’ diyen YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu ‘Darbe icrasõ gerekir’ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Yargõçlar ve Savcõlar Birliği (YARSAV) Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu, darbe yapõlmasõnõ is- teme ya da düşünmenin suç olama- yacağõnõ vurgulayarak “Suç kabul ediliyorsa, biz ceza hukukunda or- taçağ dönemine gitmişiz demektir” dedi. Eminağaoğlu, darbeye teşebbüs suçunun “bunu yapabilecek elverişli araçları elinde bulundurup, suçun icrasına başlayıp, icranın bir ne- denle engellenmesiyle, yani dar- benin başarılamamasıyla” oluşa- cağõnõ kaydetti. Eminağaoğlu, darbe suçunun ne za- man oluşacağõ, teşebbüsün ve darbe düşüncesinin suç olup olmadõğõnõ değerlendirdi. Her suçta hazõrlõk ha- reketinin suç olmadõğõnõ anlatan Emi- nağaoğlu şunlarõ söyledi: “Darbeye teşebbüsü düşünmek, darbeyi düşünmek, teşebbüs suçu içerisinde düşünülemez. Bir dü- şünce hukuk devleti ile bağdaşır ya da bağdaşmaz, radikal olabilir, şok edici düşünce de olur. Ama dü- şünceyi cezalandırmıyorsunuz. Siz icraya başlayıp bitirilmeyen bir eylemi cezalandırıyorsunuz. Her suçun da işlenmeden önce hazırlık hareketleri dönemi vardır. Bir de suçun icrasına başlandığı dönem. Hazırlık hareketi suç değildir. Su- çun icrasına henüz başlanmamıştır çünkü. Hazırlık hareketleri ancak suç öncesi istihbari faaliyetlerin konusu olabilir. Bunlar delil olarak kullanılamaz.” YARSAV Başkanõ Eminağaoğlu, iddianamede Yargõtay’a yönelik sui- kast planõnõn hazõrlõk hareketi olarak değerlendirildiğini anõmsatarak, “Ama hukukta hazırlık hareketi ey- lem içinde değildir. Eylem öncesi- dir. Hem hazırlık hareketi deyip hem de örgütün eylemi diyemezsi- niz. Hazırlık hareketi eylem olarak nitelendirilerek, yeni bir hukuki ta- nım çıkartılıyor” dedi. Eminağa- oğlu, hazõrlõk aşamasõnda henüz suç oluşmadõğõ için makul şüphe gerek- çesiyle arama kararlarõ çõkartõlama- yacağõnõ belirterek, “Eğer arama izni verirseniz istihbari bir arama kararı olur bu. Beğenilmeyen dü- şünceler de olsa hazırlık hareketleri suç kapsamında değerlendirile- mez” diye konuştu. Ömer Faruk Eminağaoğlu, darbe yapõlmasõnõ istemenin de bir düşün- ce olduğunu, düşüncenin ise suç ol- madõğõnõ vurguladõ. Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda hazõrlanan 2. iddianameye tepki gösteren CHP’li Ersin: Erdoğan ve Özkök neden yok? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda hazõrlanan 2. iddiana- meye muhalefet milletvekilleri tepki gösterdi. CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, iddianameye soruşturmayla ilgisi olmadõğõ halde saygõn kişile- rin özel yaşamlarõyla ilgili konuşmalarõn ve id- dialarõn konularak “çamur atıldığını” belirterek, “Bu iddianameyi onaylayan hâkim bunu gör- medi mi? Görmediyse ayrı bir sorumsuzluk, gördüyse daha büyük sorun. Hâkimin bu id- dianamenin o bölümlerinin çıkarılması için ia- de etmesi lazım. İade etmeyip kabul ettiğine gö- re, yargı üzerinde çok ciddi kuşkular doğma- sına sebep oluyor” dedi. İddianamenin bu haliy- le “saygın kişilerin ailelerine dönük, çamur ve iftira belgesi” olmaktan öteye gidemeyeceğini be- lirten Ersin, 2. iddianamenin darbe iddialarõ üze- rine kurulduğuna dikkat çekti. Darbeden yargõ- lanmasõ istenen orgenerallerin böyle bir girişi- minden dönemin Genelkurmay Başkanõ emekli Or- general Hilmi Özkök’ün haberinin olduğunun an- laşõldõğõnõ belirten Ersin, şu görüşleri dile getirdi: “Bu girişimi bildiği halde Başbakan’a haber ver- di mi vermedi mi? Vermediyse suç işlemiştir. Haber verdiyse ve Başbakan gereğini yapma- dığına göre, yani o komutanları derhal emek- li etmesi gerekirdi, o da suç işlemiştir. Çünkü suçu bilip de gereğini yapmamak da suç. O ne- denle hem Hilmi Özkök, hem de Başbakan bu soruşturmanın sanıkları arasında yer almalı. Çünkü bilgisi var. Böyle ağır bir suçun işlen- diğini bildiği halde önlem almayan herkes so- rumludur. Bu soruşturma kapsamına hatta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de girmeliydi. Çünkü Dışişleri Bakanı’yken ‘darbe girişimin- den haberimiz var’ diyen ilk kişi Gül’dü.” EMEKLİ ASKERLERİN GATA’YA SEVKİ ‘Uygulamalar etik açıdan doğru’ İstanbul Haber Servisi - Emekli Orge- neral Şener Eruygur ve emekli Albay Le- vent Ersöz’ün Gülhane Askeri Tõp Aka- demisi’ne sevklerinin usulsüz yapõldõğõna yönelik iddialar üzerine araştõrma yapan İs- tanbul Tabip Odasõ (İTO), emekli askerle- rin yatõş gerekçelerinin “tıbbi ve etik” ku- rallara uygun olduğunu belirledi. Prof. Dr. Özdemir Aktan ve Genel Sekreter Dr. Hüseyin Demirdizen, Cağa- loğlu’ndaki oda merkezinde düzenledikle- ri basõn toplantõsõnda hazõrladõklarõ raporu açõkladõlar. Aktan, Silivri Cezaevi’nde ya- tarken rahatsõzlanan mahkûmlarõn önce Silivri Devlet Hastanesi’ne sevk edildiği- ni, burada ilk tedavi yapõldõktan sonra di- ğer hastanelere sevk edildiğini anõmsattõ. Aktan, “Kamuoyu gündemine gelen 3 ki- şi ön plana çıkıyor: Eruygur, Tolon ve Levent Ersöz. Eruygur’un tutuk- luluğu kaldırılmış durumda, evin- de tedavi görüyor. Şu anda Hurşit Tolon ve Levent Ersöz hastanede yatıyor. Bizim de yerinde yaptığı- mız incelemelerde, hastaların ora- da (GATA) yatışları ile ilgili her- hangi bir tıbbi aksaklık olmadığı, ayrıca hekimlik uygulamaları açı- sından da herhangi bir etik sorun olmadığı ortaya çıktı” dedi. DTP’DEN ERGENEKON DEĞERLENDİRMESİ ‘İddianamede AKP etkisi var’ DİYARBAKIR (Cumuhriyet) - DTP Milletvekili Selahattin Demirtaş, ikinci Er- genekon iddianamesinde AKP dõşõndaki tüm siyasi oluşmalara atõfta bulunulduğu- na dikkat çekerek, “Ne hikmetse AKP ve çevresi bu işten muaf, sütten çık- mış ak kaşık gibi tanımlanıyor. Bu da iddianame ve soruşturma üze- rinde AKP’nin ciddi bir etkisinin ol- duğunu gösteriyor” dedi. İddianamede gazeteci Uğur Dün- dar’õn adõnõn da geçmesini, “Savcı, özellikle bu şekilde magazinel ve spekülatif şeyleri dosyaya koyarak Ergenekon soruşturmasını bir an- lamda sulandırmaya da çalışıyor” söz- leriyle yorumlayan Demirtaş, “İlk iddia- nameden biraz daha derinlikli bir id- dianame olmuş. Güneydoğu’daki faili meçhul cinayetler, kayıplar yok” dedi. İd- dianamede AKP dõşõndaki siyasi partilere göndermede bulunulduğuna dikkat çeken Demirtaş, “Bu durum çok dikkat çekici- dir. Hükümet bu soruşturmada siyasi baskı yönünü mutlaka kaldırmalıdır. Siyasi irade olarak sadece arkasında durmalıdır. Ama görünüyor ki siyasi bir baskı oluşturmuş durumda. Sadece ken- dini ve AKP’yi temizlemeye çalışan bir soruşturmaya dönüşüyor” diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Deniz Kuv- vetleri Komutanõ emekli Or- amiral Özden Örnek’e atfen kamuoyunda son iki yõldõr tartõşõlan günlüklere ilişkin Genelkurmay’da hiçbir kayõt bulunmadõğõ dönemin ko- mutanõ emekli Orgeneral Ya- şar Büyükanıt tarafõndan açõklanmõştõ. Örnek ise ken- disine atfen yayõmlanan gün- lükleri kabul etmemiş ve mahkemeye başvurmuştu. Tartışmalar sürüyor İlk olarak Nokta dergisin- de yayõmlanan ve ikinci Er- genekon iddianamesine de giren Örnek’e ait olduğu id- dia edilen günlüklerin tartõş- masõ sürüyor. Söz konusu günlükler ilk kez yayõmlan- dõğõ dönemde Örnek, bir ya- zõlõ açõklama yaparak metin- lerin kendisine ait olmadõğõ- nõ dile getirmişti. Daha sonra yargõya da gi- den Örnek, “Dosyayı ha- zırlayan Alper Görmüş ve Nokta dergisi kamuoyunu yanıltmaktadır” demişti. Günlüklerle ilgili gerçek dõ- şõ yorumlar yapõldõğõnõ ve kamuoyunun yanlõş bilgi- lendirildiğini belirten Ör- nek, avukatõ Dicle Aras ara- cõlõğõyla ilgili kişiler hak- kõnda suç duyurusunda bu- lunmuştu. Büyükanıt: Arşivde belge yok Dönemin Genelkurmay Başkanõ emekli Orgeneral Büyükanõt da söz konusu günlüklerle ilgili Genelkur- may’da bir bilgi, belge bu- lunmadõğõnõ söylemişti. Bü- yükanõt, soru üzerine şu de- ğerlendirmeyi yapmõştõ: “So- racağınızı bildiğim için bu günlük meselesine de gire- ceğim. Sormayacağınızı bil- sem hiç değinmeyeceğim ancak biliyorum ki sora- caksınız. Geçenlerde haf- talık bir dergide Emekli oramiralimize atfen bir günlük yayımlandı. Bu ilk yayımlandığı zaman biz de merak ettik. Aklımıza aca- ba bu doğru mu sorusu geldi gerçekten. Daha son- ra derginin genel yayın yö- netmeni bir açıklama ya- parak dedi ki, bilgi ve bel- geler Genelkurmay’ın ar- şivinde de var. Ben de bu- nun üzerine araştırma yap- tırdım. Bütün arşivleri ta- rattım. Tamamını tarattır- mamıza rağmen bir tane bahsi geçen bilgi belge bu- lamadık. Bizim elimizde bu iddiaları destekleyen bilgi belge yoktur.” Ankara Temsilcimiz Mustafa Balbay için okurlarımızın gazetemizde tuttuğu, “Bal- bay’ın yanı başındayız, nöbetteyiz” eylemi sürüyor. Ayvalık’tan bir okurumuzun gön- derdiği “zeytin dalı” ile eyleme destek ver- mesi dikkat çekerken, Çağdaş Yaşamı Des- tekleme Derneği (ÇYDD) ise “yargısız infazla Balbay’ı ‘darbeci’ olarak suçlayanları” kı- nadı. Okurlarımız; “Balbay’ın yanı başın- dayız, nöbetteyiz / Balbay çıkacak, yine ya- zacak / En büyük tehlike geriye gidişin hızı değil, heyecanı yitirmektir” yazan ve üze- rinde Balbay’ın fotoğrafının bulunduğu dö- vizler ile gazetemizin dünkü sayısını taşıdı. ÇYDD Genel Merkezi ve tüm şubeleri adı- na hazırlanan açıklama Başkan Yardımcı- sı Nihal Kızıl tarafından okundu. Kızıl, açıklamasında, “herkesin hakkaniyete uygun ve makul süre içinde yargılanma hakkı ile da- vasının açık görülmesini isteme hakkına sahip olduğunu” vurguladı. Gazetemiz bahçesinde Balbay için tutulan nöbete katı- lan okurumuz Aysel Namlı, oy kullanmak için gittiği Ayvalık’tan, Kadın Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Meriç Veli- dedeoğlu’na postayla zeytin dalı ve bir not gönderdi. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) G Ü N L Ü K L E R Örnek suçlamaları kabul etmemişti GAZETECİ UĞUR DÜNDAR Savcõlar hakkõnda HSYK’ye başvuru İstanbul Haber Servisi - Gazeteci Uğur Dün- dar, Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda 2. id- dianameyi hazõrlayan savcõlar hakkõnda Hâkim- ler ve Savcõlar Yüksek Kurulu’na (HSYK) şikâ- yet başvurusunda bulundu. Uğur Dündar’õn avukatõ Vural Ergül tarafõndan yapõlan yazõlõ açõklamada, HSYK’ye gönderilen dilekçede, müvekkilinin, İstanbul cumhuriyet savcõlarõ Ercan Şafak, M. Ali Pekgüzel, Fikret Seçen, Mehmet Murat Yönder, Zekeriya Öz ve Nihat Taşkın hakkõnda şikâyette bulunduğu bil- dirildi. Dilekçede şu ifadelere yer verildi: “Savcısı bulundukları İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2009/188 No’lu iddianame- sinde; meslek ve ahlak kurallarına aykırı ola- rak, soruşturma konusu ile hiçbir ilişiği bu- lunmayan, gerçeğe aykırı, mesnetsiz ve ahlak- sız iftira ve hakaretlere yer vermek suretiyle, müvekkilimin kişisel haklarına, onur, şeref ve saygınlığına saldıran, müvekkilimin eş ve ço- cukları ile aile yaşamına zarar vererek, mü- vekkilimin namusuna dil uzatan, bağımsız, ta- rafsız, doğru ve tutarlı, dürüst, eşitlikçi, ehliyet ve liyakat sahibi olmaktan uzak şikâyetli sav- cıların haklarında gerçekleştirecek soruşturma sonucunda, kamu davası açılarak cezalandı- rılmaları talebimizin takdiminden ibarettir.” Sarızeybek’ten suç duyurusu Öte yandan Emekli Kõdemli Albay Erdal Sa- rızeybek, “Ergenekon” iddianamesinde ifadesi yer alan Türk Metal Sendikasõ Manisa Şube Baş- kanõ Mehmet Ali Özaltın hakkõnda, “iftira attı- ğı” gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. ZEYTİN DALIYLA NÖBETE DESTEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle