19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 27 MART 2009 CUMA 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Doğru da, Söylemek Arıtman’a Düşmez... Yanlış çıkış veya değerlendirme yapmak, yanlış bir davranışta bulunmak herkesin başına gelebilir. Bundan daha vahimi, o yanlışta di- renmek, hatalı davranış veya sözü haklı gös- termek için bin dereden su getirmeye kalkmaktır. Kimi zaman, herkes yanlışı yapanın üzerine çul- lanınca hata sahibi, normal olarak söylemeye- ceği, yapmayacağı şeyi yapmaya başlar; velhasıl battıkça batar. Sayın Gül’ün ailesinde Ermeniler olduğunu ile- ri süren Canan Arıtman’ı tanımam. Ama Er- menilerden özür kampanyası sırasındaki çıkış- ları, hele hele bu olayın fikir özgürlüğü çerçevesi içinde değerlendirilmesini öneren Abdullah Gül’e söyledikleri karşısında çok irkildiğimi be- lirtmek isterim. Evet, saçma özür kampanyasını pek akıllıca bulmuyor, yıllar ve kuşaklar boyu bir kavmi ve ulusu geçmişteki bir olaydan sorumlu tutmayı çok anlamsız, hatta Yahudileri İsa’nın asılma- sından dolayı yüzyıllarca suçlayan zihniyet gibi düpedüz ırkçı buluyorum. Ama bu, mümzileri (imza sahibi) vatan hain- liğiyle suçlayan Arıtman’ı haklı görmek anlamı- nı da taşımıyor. Bu insanların vatan hainliğiyle suçlanması, en aşağı onların imzaladıkları me- tin kadar akıl ve izandan uzak bir davranıştı ve ne yazık ki, partisi dolayısıyla sosyal demokrat olduğunu varsaymak durumunda olduğumuz Sa- yın Arıtman bu büyük yanlışa düşmüştü. Aynı olaya, fikir özgürlüğü açısından yaklaşan Sayın Gül’ün tavrı bana Sayın Arıtman’ınkinden çok daha yakın ve makul geldi. Bayan Arıtman orada da bir hata yaptı ve Sa- yın Gül için, benim de onayladığım tavrından do- layı, “Anne tarafının etnik kökenini araştırın, görürsünüz” dedi. Türkiye’nin geçmişini bilenler, bu çirkin tavır- la neyin ima edildiğini kolaylıkla anlarlar. Sayın Abdullah Gül ailesinin kökeni ile ilgili net bir açıklama yaptı. Kayseri’den seçilmiş AKP’li politikacı kökenli birinden, ailesinin tüm fertle- rinin Müslüman ve Türk olduklarını açıklamanın ötesinde, bir de “kaldı ki... ailem içinde, Erme- ni olsaydı, ne olurdu, onlar da bu toprakların, her- kes gibi ve herkes kadar onurlu insanlarıdır” de- mesini beklemek, biraz fazla hayalcilik olurdu. Ama teslim etmek gerekir ki, Çankaya’dan ya- pılan açıklama yine de dengeliydi. Ne var ki, toplumsal akıl şirazesinden çıkınca, hiçbir şey kararında kalamıyor. Sayın Gül de Arıtman’a karşı 1 liralık bir taz- minat davası açtı. Doğrusu dava açılınca “eyvah, dedim, Türki- ye şimdi baltayı taşa vurdu.” Öyle ya, Ermeni olmak nakise (eksiklik) miy- di ki, birinin soyunda Ermeni olduğunun söy- lenmesi hakaret olsun... Doğrusu “canım yargı şimdi tarihe geçecek öy- le bir karar verir ki, bu endişelerimiz de gerçek- leşmez,” diye hiç düşünmedim. Eh ne de olsa ayda yaşıyor değilim ya... Korktuğumuz başımıza geldi ve dava Sayın Gül’ün lehine sonuçlandı, Arıtman 1 TL tazmi- nata mahkûm edildi ve birinin soyunda Ermeni olduğunun ileri sürülmesinin hakaret olduğu yar- gı kararıyla tescil edildi, böylelikle de olayın en vahim aşamasına gelindi. İşin en garip yönü, Arıtman’ın da olaya böyle yaklaşması ve bu kararla birine Ermeni deme- nin hakaret olduğunun mahkemede tescil edil- diğini söylemesi ve AİHM’ye başvuracağını açıklaması oldu. Arıtman doğruyu söylüyor. Ne var ki, bir siyasetçiye Ermeni imasıyla sal- dırarak çok çirkin bir harekete tevessül etmiş olan Canan Hanım’ın bu doğruyu söyleme hakkı yok. Çünkü bu ırkçı girişimin asıl faili kendisidir. Onun için İzmir Milletvekili Arıtman’a, - Canan Hanım AİHM’den falan vazgeçin de kendinizi de, partinizi de, ülkemizi de daha faz- la rezil etmeyin! demek isterim. [email protected] İki yõl içinde başka bir üniversiteye atanamayan araştõrma görevlilerinin işlerine son verilecek ‘YÖK’ün çözümü yetersiz’YÖK’ün araştõrma görevlileri için yaptõğõ düzenlemenin çözüm değil bir ara formül olduğunu belirten TÜMÖD Şube Başkanõ Akalõn, “Bu düzenleme öğrencilerin yalnõzca 2 yõl vakit kazanmasõna neden olacak. Ama sonra yine iş güvencesi verilmeyecek” dedi. MAHMUT LICALI ANKARA - YÖK, lisans üstü eğitim kapsamõnda burs- lu olarak üniversitelere atanan araştõrma görevlilerinin kad- roya geçişlerini durdurmasõnõn ardõndan yeni bir düzenle- meyle araştõrma görevlilerine 2 yõl içinde başka bir üniver- sitede iş bulma zorunluluğu getiriyor. Doktorasõnõ ta- mamlayan araştõrma görevli- lerinden 2 yõl içinde başka bir üniversiteye atanamayanlarõn işine son verilecek. Tüm Öğ- retim Elemanlarõ Derneği (TÜMÖD) İstanbul Şube Baş- kanõ Doç. Dr. Cüneyt Akalın yeni uygulamanõn düzgün bir çözüm olmadõğõnõ belirterek “YÖK’ün yapacağı düzen- leme ara formüldür, çözüm değildir” dedi. YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İzzet Özgenç’in önceki gün düzenlediği bilgilendirme toplantõsõnda araştõrma gö- revlilerinin kadroya atanma- sõyla ilgili olarak açõkladõğõ ye- ni düzenleme eleştirileri de be- raberinde getirdi. Yapõlacak değişiklikle, 2547 sayõlõ Yük- seköğretim Yasasõ’ndaki “50/D” ve “33/A” statüleri kaldõrõlacak. Yeni düzenle- meye göre, bir araştõrma gö- revlisi, doktorasõnõ tamamla- dõktan sonra en fazla iki yõl da- ha kendi üniversitesinde araş- tõrma görevlisi olarak çalõş- maya devam edecek. Araştõr- ma görevlileri, iki yõl sonra başka bir üniversitede en az 2 yõl çalõşmakla yükümlü tutu- lacak. Başka bir üniversitede 2 yõl çalõşan araştõrma görev- lileri daha sonra kendi üni- versitelerine dönebilecek. Doktorasõnõ tamamlayan araş- tõrma görevlilerinden 2 yõl içinde başka bir üniversiteye atanamayanlarõn işine son ve- rilecek. ‘Akla yatkın değil’ TÜMÖD İstanbul Şube Başkanõ Doç. Dr. Cüneyt Aka- lõn, yeni düzenlemeyle araş- tõrma görevlilerinin “kapının önüne konulma” süresinin 2 yõla çõkarõldõğõnõ belirtti. Yeni düzenlemeyle araştõrma görevlilerine 2 yõl içinde ba- şõnõzõn çaresine bakõn denil- diğini kaydeden Akalõn, “Düzgün, hakkaniyetli, uy- gun bir çözüm değil. Ne şiş yansın ne kebap gibi bir formül bulmaya çalışıyor- lar” dedi. Bir öğrencinin araş- tõrma görevlisi olana kadar akademi bünyesinde bir yere gelmek için çok yoğun emek verdiğini kaydeden Akalõn, öğrencileri araştõrma görevli- si olarak yetiştirdikten sonra kapõnõn önüne koymanõn ak- la yatkõn olmayan bir uygula- ma olduğunu dile getirdi. Aka- lõn, “Bu insanlar emek veri- yor doktora yapıyorlar 7-8 yıl okuyorlar ve araştırma yapıyorlar. Bunları yetiştirip sokağa koymanın hiçbir an- lamı yok. YÖK’ün yapaca- ğı düzenleme ara formüldür, çözüm değildir. Öğrencilerin yalnızca 2 yıl vakit kazan- masına neden olacak. Ama sonra yine iş güvencesi ve- rilmeyecek” diye konuştu. Yaralı olarak bindirildiği askeri helikopterin kaza yapması sonucu şehit düşen Kara Pilot Teğmen Caner Çelik’in annesi devletin kendilerine bağladığı şehit maaşını faiziyle birlikte geri istemesine tepki gösterdi. Oğullarõ görevde yaşamõnõ yitirdi, devlet 5 yõl sonra şehit maaşõnõ geri istedi ‘Parayı alın oğlumuzu geri verin’ BARIŞ YAMAN KONYA - Emekli Sandõğõ, 2004 yõ- lõnda Bingöl’de şehit düşen Kara Pi- lot Teğmen Caner Çelik’in ailesinden bugüne kadar ödenen 90 bin TL’yi geri istendi. Şehidin babasõ Cafer Çelik, “Oğlumuzu gerin verin, 90 bin değil, varımızı yoğumuzu vere- lim” dedi. Kara Pilot Teğmen Caner Çelik, 2004 yõlõnda Bingöl’de yaralõ olarak askeri hastaneye sevk edilirken heli- kopterin dağa çarpmasõ sonucu şehit oldu. Bilirkişi raporunda yüzde 58 pi- lotaj hatasõ olarak kabul edilen olayõn ardõndan şehit teğmenin ailesi harp ma- lulü personel ailesi statüsüne alõnarak maaşa bağlandõ. Oğullarõnõn harp ma- lulü değil de iç güvenlik hizmeti sõra- sõnda şehit olduğu gerekçesiyle terör mağduru kapsamõna alõnmasõ için An- kara 10. İdare Mahkemesi’ne dava açan Çelik ailesinin itirazõ kabul edil- di. 3713 Sayõlõ Terörle Mücadele Ka- nunu kapsamõna alõnan ailenin maaşõ, bu statüden ödenmeye başlandõ. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun iti- razõ üzerine Danõştay, kararõ bozdu. Emekli Sandõğõ da yaklaşõk 4 yõldõr te- rör mağduru aile statüsünde maaş alan Çelik çiftine bir yazõ göndererek bu- güne kadar ödenen maaşlarõn yasal faiziyle birlikte 90 bin TL olarak geri ödenmesini istedi. Karara isyan eden baba Cafer Çelik, oğullarõnõn vatan hizmetinde şehit olduğunu vur- guladõ. Çelik, tepkisini şöyle dile getirdi: “Oğlum bu vatan için hayatının baharında şehit oldu. Şimdi uğruna can verdiği vatanının bir kurumu, onu terör mağduru değil de harp malulü sayarak ödediği şehit ailesi maaşını geri istiyor. Biz de diyoruz ki, verin oğlumuzu paranızı fazla- sıyla verelim. Gerekirse 90 bin lira değil, her şeyimizi satıp fazlasıyla ödeyelim, yeter ki oğlumuzu geri ve- rin.” Aldõklarõ maaşõ kuruşu kuruşuna geri ödemeye hazõr olduklarõnõ ancak yapõlan davranõşõn kendilerini çok üz- düğünü anlatan anne Ayşe Çelik de, “Oğlumuz görev yeri Ankara ol- masına rağmen iç güvenlik hizme- ti gerekçesiyle Bingöl’de görevlen- dirilmişti. İç güvenlik hizmeti sıra- sında şehit olan terör mağduru de- ğil de nedir?” diye konuştu. FİŞLENEN ASKERLER ARASINDAYDI Yüzbaşının sır dolu intiharı FARUK KIRTAY YALOVA - Yalo- va’nõn Altõnova ilçe- sinde bulunan Kara- mürselbey Eğitim Merkezi Komutanlõ- ğõ’nda görevli Kõdemli Yüzbaşõ Olgun Ural (40), beylik tabancasõ ile başõna bir el ateş ederek intihar etti. Alevi olduğu için fişlenen Ural’õn adõ 1. Ergenekon iddianame- sinin deliller bölümün- de geçiyordu. Yalova-İzmit kara- yolu üzerinde bulunan lojmanlarda oturan Ural, dün sabah saatle- rinde kendisine ait T 1102 - 04 R 03 seri nu- maralõ 9 milimetre ta- banca ile başõna bir el ateş ederek intihar etti. Ağõr yaralanan Ural ambulansla Gölcük Askeri Hastanesi’ne kaldõrõldõ. Yapõlan tüm müdahaleye karşõn Ural yaşamõnõ yitirdi. 1969 Sõvas doğumlu olan Ural’õn intihar ne- deni konusunda bilgi verilmezken Gölcük Askeri Savcõlõğõ ve Yalova İl Jandarma Komutanlõğõ’nca geniş çaplõ soruşturma başla- tõldõ. Ural’õn adõ 1. Erge- nekon iddianamesinde de geçiyordu. Ergene- kon sanõklarõndan emekli General Veli Küçük’ün gözaltõna alõnmasõnõn ardõndan ele geçirilen belgelerde çok sayõda askerin fiş- lendiği ortaya çõkmõştõ. Ergenekon iddianame- sinin deliller bölümün- de 45. klasör 5. bölüm- de yer alan bu belge- lerde Olgun Ural’la il- gili olarak “Alevi, Sı- vas Gemerekli. Yüz- başı Ali Tatar’ın per- sonel alımında görev- li olduğu zaman alın- mıştı” yazdõğõ belir- lendi. Ural’õn 2. Erge- nekon iddianamesinin açõklanmasõnõn ardõn- dan intihar etmesi de kafalarda soru işaretle- ri oluşturdu. ‘Basını tehdit etmeyin!’ Haber Merkezi - Türkiye’de basõna yönelik tehditlerin devam ettiğini bildiren Basõn Enstitüsü Derneği-IPI Ulusal Komite, yaptõğõ açõklamayla medyaya yönelik tehditlere son verilmesi çağrõsõnda bulundu. Açõklamada, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn meydanlarda medyaya saldõrõyõ bir seçim stratejisi haline dönüştürdüğüne dikkat çekilerek AKP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanõ Melih Gökçek’in Uğur Dündar ve Mehmet Ali Birand’a yönelik tehditkâr açõklamalarõnõn olumsuz atmosferi güçlendirdiğine vurgu yapõldõ. Açõklamada, “Yabancõ gözlemcilerin de fark etmeye başladõğõ gibi Türkiye, basõn özgürlüğü üzerindeki baskõlarõn ağõrlaştõğõ dönemlerinden birini daha yaşõyor” yorumu yapõldõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle