Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
2 MART 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
Toptan Katar’da
ANKARA (AA) -
TBMM Başkanõ Köksal
Toptan, özel uçak “GAP”
ile saat 14.05’te Katar’a
gitti. Esenboğa
Havalimanõ’nda, Ankara
Valisi Kemal Önal,
TBMM Genel Sekreteri
Ali Osman Koca ve diğer
ilgililerce uğurlanan
Köksal Toptan’a, eşi
Saime Toptan, TBMM
Başkanvekili Meral
Akşener ve
milletvekillerinin de
aralarõnda bulunduğu
heyet eşlik ediyor. Katar
Şûra Meclisi’nin davetlisi
olarak Katar’õn başkenti
Doha’da temaslarda
bulunacak olan Toptan,
bugün Katar Emiri Şeyh
Hamad bin Khalifa Al
Thani tarafõndan kabul
edilecek. Köksal Toptan
ve beraberindeki heyet, 4
Mart Çarşamba günü
Yemen’e geçecek.
PKK’de kanlı
hesaplaşma
ANKARA (AA) -
Irak’õn kuzeyinde
yuvalanan terör örgütü
PKK içinde kanlõ iç
hesaplaşmanõn sürdüğü
öğrenildi. Edinilen
bilgiye göre, Rojin
Çiyayi kod adlõ bir
teröristin kamptan
kaçmasõ üzerine, 27
Şubat gecesi terör
örgütünün farklõ birimleri
arasõnda kanlõ bir çatõşma
yaşandõ. Çatõşmada sözde
Kalatukan sorumlusu
Soran Rojhalati kod
adlõ terörist ile Şiyar
Bakuri kod adlõ başka
bir terörist öldürüldü.
Halkevleri’nden
AKP’ye protesto
İstanbul Haber
Servisi - Beyoğlu’ndaki
İstanbul Halkevi’nde
buluşan Halkevleri
üyeleri Taksim
Meydanõ’na yürüdüler.
Burada grup adõna basõn
açõklamasõnõ yapan
Halkevleri Genel Başkanõ
İlknur Birol, devleti ve
belediyeyi “şirket”, halkõ
“müşteri” gibi gören
anlayõşõ kabul
etmediklerini belirterek,
bugünkü sürecin esas
sorumlusunun AKP ve
onun belediyeleri
olduğunu vurguladõ.
AKP’nin
uygulamalarõyla yarattõğõ
‘sadaka devlet’ini ‘sosyal
devlet’ diye yutturmaya
çalõştõğõnõ kaydeden
Birol, yerel yönetimlerde
kâr amacõ güdülmemesi
gerektiğini söyledi.
Akif Beki’nin ‘Mısır Patlakları’...
Hürriyet gazetesi muhabiri Hasan
Tüfekçi’nin, Başbakanlık
korumalarının iftar saatinde görev
yerlerini terk ettiğine ilişkin haberini,
dönemin Başbakanlık Sözcüsü Akif
Beki hemen yalanlamıştı. Bu süreçte
kendisine akreditasyon yasağı
getirilen Tüfekçi, Beki aleyhine 30 bin
TL’lik tazminat davası açtı. “Eski”
Başbakanlık Sözcüsü, “yeni” Radikal
yazarı Beki’nin bu davadaki
savunmasında yer alan bazı
cümleleri aynen aktaralım:
“Yapılan bir haberin gerçek olsa dahi
kişi veya kuruluşlarca yalan olduğu
ileri sürülebilir. Bu bir kanaat
açıklamasıdır. Yalan ve düzmece
olduğunun ileri sürülmesi, bir
düşünce açıklamasıdır. ”
Tayyip Erdoğan’ın konuşma dilini
analiz ettiği “Erdoğan’ın Harfleri” adlı
bir kitabın yazarı olan bir “uzman”a
yakışan ifadeler mi bunlar? Beki,
Radikal gazetesindeki ilk yazısında
Emine Erdoğan’ın İzmit’teki törende
eşini dinlerken yağmur altında
şemsiyesiz olmasını, “Beraber
ıslandık yağan yağmurda!
Romantizmin hâlâ ölmediğini
hepimize gösterdi” diye analiz ederek
“farkı”nı ortaya koymuştu. Akif
Beki’nin kullandığı dili en iyi, Radikal
yazarlarından -“Türkçe Sorunları
Kılavuzu” adlı bir kitabı da bulunan-
Necmiye Alpay değerlendirebilir
herhalde. Beki’nin Başbakan
Erdoğan’ın Diyarbakır mitingi ile ilgili
yazısı Alpay’ı çileden çıkarmış.
Köşesinde şu görüşleri dile getiriyor:
“Akif Beki’nin 22 Şubat yazısında:
Diyarbakırlı çocuklardan bol bol söz
ediliyor, duygu gösterilerinde
bulunuluyor, dil ve eğitim
sorunlarından çıt yok. Evrensel hukuk
ilkeleri çiğnenerek büyüklerle aynı
koşullarda, aynı hükümlere göre
yargılanan hapisteki çocuklardan da
tek söz yok. Faili meçhuller mi, o da
ne? Yazı boyunca hınk, hınk ve hınk.
Ve Ahmed Arif, ‘Ahmet Arif’e
çevrilmiş. Hem de iki kez. Her
cümlesi bir paragraf değerindeymiş
gibi yazıldığından, mısır patlağı
izlenimi uyandıran yazılar.”
‘Hrant Dink ayıbı’na
arşivde düzeltme!
TRT, Maraş katiamı sanığı Ökkeş
Şendiller’in bu katliamdan Hrant
Dink’in sorumlu olduğu savına yer
verdiği “Şahların Labirenti” adlı
programı hem TRT 1’de hem de TRT
INT’te yayınladı. Şendiller’in “Alevi-
Sünni çatışması yoktu. İşin içinde
Hrant Dink ve arkadaşlarının kurduğu
sol örgütler vardı. Hrant Dink ve
arkadaşlarının örgütleri bu işleri yaptı.
Zaten olaylarda ölenlerin arasında
yer alan 6-7 tane sünnetsiz cesedin
Alevilerle Sünnilerle ne alakası var”
dediği program, tartışma ve tepkilere
neden oldu. Konuyu TBMM
gündemine taşıyan ÖDP İstanbul
Milletvekili Ufuk Uras, Devlet Bakanı
Mehmet Aydın’ın yanıtlaması
istemiyle bir soru önergesi verdi.
Uras, programın hangi şirkete
yaptırıldığı, programın yönetmeni ve
danışmanlarının kimler olduğu,
programın TRT’nin yayın ilkelerine
uygun olup olmadığını sordu. Uras,
ayrıca “Maraş katliamının, bir
numaralı sanığa anlattırılmasının ne
kadar etik olduğu” sorusunu da
yöneltti.
Soru önergesine yanıt TRT Genel
Müdürü İbrahim Şahin’den geldi.
Şahin, söz konusu programın
dışarıda yaptırıldığını, röportaj
yapılacak kişilerin programın metin
yazarı Avni Özgürel’in önerilerine
göre belirlendiğini kaydetti.
Programın anayasaya, yasalara ve
TRT’nin genel yayın ilke ve
esaslarına uygunluğunun iç
denetiminin yapıldığını, “yayınlanır”
onayı aldıktan sonra yayının
gerçekleştirildiğini söyledi. Şahin,
Hrant Dink’in ailesinin düzeltme ve
cevap başvurusu üzerine yapımcı
firma ile temasa geçildiğini, firmanın
yanlış anlamalara meydan
verdiklerine ilişkin üzüntülerini aileye
bildirdiklerini, kendi internet
sitelerinde konuyla ilgili bir özür
metni yayımladıklarını, ailenin bu
düzeltmeyi yeterli bulduğunu
söyledi. Şahin’in bir soruya verdiği
yanıt ise “güler misin, ağlar mısın”
dedirtecek gibiydi. Söz konusu
programı iki kez yayınlayarak Hrant
Dink’in, Maraş katliamının bir
numaralı sanığı Şendiller tarafından
suçlanmasına izin veren TRT
yönetimi, bakın bu ayıbı nasıl
düzeltmiş:
“Söz konusu haberlerden sonra,
programda TRT’nin yayın ilke ve
esaslarına bir aykırılık olmamasına
rağmen, tekrar yayınlarında Dink
ailesinin hassasiyeti göz önüne
alınarak arşive teslim edilirken ilgili
bölüm çıkarılmıştır. Bundan sonraki
yayınlarında söz konusu kısım yer
almayacaktır.”
Türkiye’nin yol haritası
AKP’nin Türkiye için çizdiği rota,
iktidar olduğu günden bu yana en
çok tartışılan konu. Türkiye,
Atatürk’ün çizdiği rota
doğrultusunda “çağdaş uygarlık”
yolunda yüzünü döndüğü Batı’ya
doğru yürüyüşünü sürdürecek mi,
yoksa baskıcı, otokratik, karanlık
“şeriat” bataklığına saplanıp
kalacak mı?
CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin,
AKP iktidarının uygulamaları
nedeniyle en çok tartışılan bu
konuyu soru önergesiyle Meclis
gündemine taşıdı. ABD’deki bazı
düşünce kuruluşlarının Başbakan
Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’yi
Batı’dan uzaklaştırarak “İslami bir
model empoze etmeye çalıştığı ve
Türkiye’nin İran-Sudan hattına
kaymakta olduğu” yönündeki
saptamalarına dikkat çeken Ersin,
“Nitekim, Başbakan’ın ABD ve AB
ülkelerinin terör örgütü olarak
değerlendirdiği Hamas’ı aşırı
biçimde savunması, Arap
ülkelerinde faaliyet gösteren şeriat
yanlısı İslami örgütlerin ülkemizde
toplantılar yaparak cihat çağrıları
yapmalarına izin verilmesi ve şeriat
hükümlerinin uygulandığı ülkelerle
yakınlaşmaları bu iddia ve tespitleri
güçlendirmektedir” diyor.
Türkiye’nin gidişatının kaydığı
nokta konusunda ABD Dışişleri
Bakanlığı’nın her yıl yayımladığı
İnsan Hakları Raporu’nun Türkiye
bölümünde, basının iktidar
tarafından baskı altına alındığı,
Ergenekon kapsamında gözaltına
alınanların uzun süre yargı önüne
çıkarılmadıkları yönündeki
eleştirilere dikkat çeken Ersin, işte
bu kritik süreçte Başbakan
Erdoğan’dan şu kritik sorulara
yanıt istiyor: “ABD’deki bazı
düşünce kuruluşlarının Türkiye’yi
Batı’dan uzaklaştırarak İran-Sudan
hattına sürüklemeye çalıştığınıza
ilişkin tespitlerden rahatsızlık
duyuyor musunuz? Ergenekon
soruşturmasındaki hukuk dışı
uygulamalara karşı önlem alacak
mısınız? Türkiye’nin Sudan’a silah
sattığı doğru mu? Sudan’a satılan
silahlar, El Beşir’in baskıcı rejimini
güçlendirip daha fazla sivilin
öldürülmesine ve mülteci olmasına
sebep olmaz mı?”
Bakalım Erdoğan bu sorulara yanıt
verecek mi? Yoksa TBMM
Başkanlığı, içtüzük hükümlerini
bahane edip soruyu iade mi
edecek? Bekleyip göreceğiz...
‘One minute’ İngilizcesi
CHP Grup Başkanvekili Kemal
Anadol, geçen hafta Parlamento
Muhabirleri Derneği
yöneticilerinin ziyareti sırasında
“son dönemde belediyelerin içkili
restoranlara uyguladığı
ambargodan basını susturma
çabalarına kadar yaşananların,
ülkeyi 7 yıl öncesine göre daha
geri bir noktaya götürdüğünü”
vurguladı. Anadol, daha sonra
sözü TBMM albümünde
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın
adı altında yer alan bilgilere
getirdi:
“Kendi hakkında doğru bilgi
vermeyen bir Başbakan, elbette
basına böyle davranacak; ikiyüzlü
davranacaktır. Her milletvekilinin
kendisinin doldurduğu Meclis
albümüne bakın, Erdoğan
İngilizce biliyor. İngilizce biliyor
mu? Gerçi Davos’ta ‘one minute’
dedi ama... Kendi hakkında yanlış
bilgi veren bir insanın, topluma
bilgi sunarken doğru davranması
söz konusu olabilir mi?”
TBMM albümünde “İngilizce
bilen Erdoğan, evli ve 4 çocuk
babasıdır” deniliyor...
Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan
parlamentokulisi@gmail.com
TBMM’de dağõtõlan ve CHP’nin ‘emekli memurlar partisi’ olarak nitelendirildiği dergiye tepki
Meclis’te türban propagandasõ
EMİNE KAPLAN
ANKARA - TBMM’de mil-
letvekillerine Siyaset, Ekono-
mi ve Toplumsal Araştõrmalar
Vakfõ’nõn (SETA), AKP’nin
türban ve kapatma davasõyla il-
gili olarak Anayasa Mahke-
mesi’nin kararõna ilişkin söy-
lemlerin savunulduğu,
CHP’nin eleştirildiği Analiz
dergisi dağõtõldõ. CHP’li mil-
letvekillerinin tepkisini çeken
dergide, CHP “emekli me-
murlar partisi” olarak nite-
lendirilirken; türban yasağõ-
nõn ülkeyi totalitarizme götü-
receği ileri sürüldü.
SETA’nõn “Başörtüsü, AK
Parti ve Laiklik” ve “Statüko
ile Değişim Arasında CHP”
başlõklõ Analiz dergilerinin
TBMM’de milletvekillerine
dağõtõlmasõ tartõşma yarattõ.
CHP’li milletvekilleri, CHP’nin
eleştirildiği, AKP’nin söylem-
lerinin savunulduğu derginin
TBMM Başkanlõğõ’nõn izniyle
dağõtõmõna tepki gösterdiler.
AKP’nin yeni anayasa taslağõ-
nõ hazõrlayan komisyonun üye-
lerinden Zühtü Arslan tarafõn-
dan yapõlan değerlendirmede
ise, Anayasa Mahkemesi’nin
türban ve kapatma davasõyla il-
gili kararlarõna ilişkin şu gö-
rüşlere yer verildi:
? Anayasa Mahkemesi’nin
“gerektiğinden daha fazla”
olarak gördüğü, dolayõsõyla sõ-
nõrlamak için uğruna anayasa-
yõ bile ihlal ettiği başörtüsü öz-
gürlüğü, toplum ile siyaset ara-
sõndaki sağlõklõ temsil ilişkisi-
ni zedeleyen değil, bilakis bu
ilişkiyi sağlayan ve kuvvet-
lendiren bir örnektir.
? Başörtü serbestisine baş-
kalarõnõn üzerinde baskõya dö-
nüşebileceği gerekçesiyle kar-
şõ çõkmak özgürlüklerin temel
felsefesine aykõrõdõr. “Başka-
larının hakları ihlal edilebi-
lir” ya da “kamu düzeni bo-
zulabilir” diye bir özgürlü-
ğün kullanõmõnõ mutlak suret-
te yasaklamaya yönelik yakla-
şõm bizi totalitarizme götürür.
“Statüko ile Değişim Ara-
sında CHP” başlõğõyla Tanju
Tosun’un değerlendirmesin-
de ise şu görüşler savunuldu:
? CHP, son 15 yõllõk tarihi-
ne bakõldõğõnda, son tahlilde
devletçi-statükocu siyaset ve
toplum tasavvurunu aşamadõ.
Söylem düzeyinde bile yoksul
kitlelerle irtibatlanmak yerine,
gösteri siyasetinin imaj-nes-
nesi olarak seçmenin karşõsõna
çõkõnca, ezilen, dõşlanan, çare-
siz kitlelerle sosyal demokra-
sinin bağõ tümden koptu.
? CHP’nin son 2 seçim per-
formansõ dikkate alõndõğõnda,
bu haliyle kõsa ve orta vadede
AKP karşõsõnda güçlü bir ikti-
dar alternatifi olamayacaklarõ
endişesi Baykal’õ ve CHP’lile-
ri haklõ olarak yeni açõlõmlara
başvurmak zorunda bõraktõ.
? Bugünkü haliyle bir
“emekli memurlar partisi”
görünümünde olan CHP’nin
örgütsel anlamda nasõl dirilti-
lebileceği sorusuna mutlaka
yanõt bulunmasõ gerekmektedir.
Sandõktan çõkacak oylar,
CHP’nin merkez solun kalõcõ
siyasi adresi olup olamayaca-
ğõnõ teyit edeceği gibi, lideri
Baykal’õn siyasi geleceğini ta-
yin edeceğe benzemektedir.
TBMM’de dağõtõlan Analiz dergisinde Anayasa Mahkemesi’nin türban
kararõyla ilgili değerlendirmenin AKP’nin yeni anayasa taslağõnõ hazõrlayan
komisyonda yer olan Zühtü Arslan tarafõndan yapõlmasõ dikkat çekti.
Kayseri’deki mitingde konuşan Başbakan Erdoğan, Baykal’a sert yanõt verdi
‘Terbiyem müsaade etmez’
KAYSERİ (Cumhuriyet) -
Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan, önceki gün partisinin
Sinop mitinginde “Başbakan
maganda üslubuyla konuşu-
yor” diyen CHP Genel Başkanõ
Deniz Baykal’a sert yanõt verdi.
Yargõya başvuracağõnõ belirten
Erdoğan, “Benim aldığım ter-
biye, edep dersi sana cevap
vermeye müsaade etmez. Yok-
sa, sana çok iyi cevabı veririm
ama siyaseti bıraktıktan son-
ra. Bu makamda değil” dedi.
Partisince Kayseri Cumhuriyet
Meydanõ’nda düzenlenen mi-
tingde konuşan Erdoğan, yine
CHP’yi ve medyayõ hedef aldõ.
Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül’ün de memleketi olan Kay-
seri için “Göz bebeğimiz, me-
darı iftiharımız” ifadelerini
kullandõ. Sözlerini “Malum
medyaya sesleniyorum” diye
sürdüren Erdoğan, “Eğer boşluk
arıyorsanız, şu arka taraf boş.
Tabii bunu söylerken CHP’nin
yandaşı medyaya söylüyorum.
Yandaş medyanın da kim ol-
duğunu biliyorsunuz. Bu mey-
dandaki büyük coşku ve he-
yecanınız onlara en büyük ce-
vabı teşkil ediyor” diye ko-
nuştu.
Baykal’õn önceki gün Sinop
mitinginde “Başbakan magan-
da üslubuyla konuşuyor” de-
diğini anõmsatan Erdoğan, sert
yanõt verdi. Erdoğan, “Beni bu
makama milletim getirdi. Tel-
evizyondan bakınca millet gö-
rünmez, burada görülür. Be-
nim aldığım terbiye, benim
aldığım edep dersi sana cevap
vermeye müsaade etmez. Yok-
sa, sana çok iyi cevabı veririm
ama siyaseti bıraktıktan son-
ra. Bu makamda değil” dedi.
Baykal, aleyhinde yargõya baş-
vuracağõnõ ifade eden Erdoğan,
“Hamdolsun, yüzünüzü kara
çıkarmadık. Emanetinize hı-
yanet etmedik. Bugüne kadar
sözlerimizin arkasında dura-
rak milletimizin başını öne eğ-
dirmedik. Bundan sonra da eğ-
dirmeyeceğiz” diye konuştu.
Ekonomik kriz nedeniyle
AKP’nin ekonomi politikalarõnõ
eleştiren MHP’ye de sert çõkan
Erdoğan, “Bunlar devlet yöne-
temez. Halkım bunlara görev
verdi zaten, yönetemediler.
Sayın Bahçeli’nin iktidar ol-
duğu dönemde, 30 milyar do-
lar IMF’den borç aldılar. Şim-
di çıkmış diyor ki ‘IMF’ye kar-
şõyõz’. AKP iktidarına 23.5
milyar dolar borçla devrettiler.
Siz borçlandınız, biz ödüyoruz.
İnsaf” dedi.
‘Adam gibi adam...’
Daha sonra Gaziantep’e ge-
çerek İstasyon Meydanõ’nda
halka hitap eden Erdoğan’õn
hedefinde yine CHP lideri
Baykal vardõ. Erdoğan, “Sayın
Baykal kaç yıldır muhale-
fetsin neden iktidar olamı-
yorsun. Çünkü benim mille-
tim adam gibi adamı başba-
kan yapar” diye konuştu.
Erdoğan, Deniz
Baykal’õn kendisi
hakkõnda söylediği
sözler için yargõya
başvuracağõnõ söyledi.
Başbakan Erdoğan, Kayseri Cumhuriyet Meydanı’nda halka hitap etti. (Fotoğraf: AA)
GAP İdaresi’nin Şanlõurfa’ya taşõnmasõna ilişkin Bakanlar Kurulu kararõna eleştiri
‘Federasyon GAP’la geliyor’
MURAT KIŞLALI
ANKARA - Hükümetin, ara-
lõk sonunda aldõğõ Güneydoğu
Anadolu Projesi (GAP) İdare-
si’nin Şanlõurfa’ya taşõnmasõ
ile ilgili Bakanlar Kurulu kara-
rõnõn; hem anayasa ve ilgili ya-
saya hem de hükümetin kendi
eylem planõna aykõrõ olduğu
ortaya çõktõ. Kararõ yargõya ta-
şõyan Tez Koop-İş Sendikasõ,
“GAP’ın Ankara’dan taşın-
ması federatif bir idari siste-
mi anımsatmaktadır” derken,
TMMOB, “Hükümetin An-
kara’da kalacak birimler için
bir yer kiralanmasını iste-
mesi, GAP’ın Urfa’dan yö-
netilemeyeceğini ortaya ko-
yuyor. Karar anayasayla dü-
zenlenen ülkenin üniter ya-
pısına aykırı” değerlendirme-
sinde bulundu.
Yürütmenin durdurulmasõ is-
temiyle Danõştay’da ayrõ ayrõ iki
dava açan Tez Koop-İş Sendi-
kasõ ile TMMOB’nin bazõ ge-
rekçeleri şöyle:
Anayasaya aykırı: Anayasa
Mahkemesi kararlarõnda da
GAP İdaresi’nin “merkezi ida-
re” olduğu birçok kereler vur-
gulanmõştõr. Merkezi bir teşki-
lat olan ve Başbakanlõk merkez
teşkilatõ içerisinde yer alan
GAP İdaresi’nin başkent dõşõna
çõkarõlmasõ, anayasaya uygun
değildir.
Federatif sistemi anımsatı-
yor: Bir devlet bakanõna bağlõ
olan GAP İdaresi’nin, bakanlõ-
ğõnõn bulunduğu yerin dõşõna çõ-
karõlmasõ, bakanlõğõn görevinin
dolaylõ olarak elinden alõnma-
sõ anlamõna gelir. Projenin ve
faaliyetlerin ülkenin başkenti ve
karar mekanizmalarõnõn bulun-
duğu, kamu yatõrõm program-
larõnõn yürütüldüğü Ankara’dan
taşõnmasõ federatif bir idari sis-
temi anõmsatmaktadõr.
Kuruluş yasasına aykırı:
Bölgede yapõlacak uygulama
projeleri DSİ, Tarõm Bakanlõğõ,
Ulaştõrma Bakanlõğõ gibi kurum
Kararõ yargõya taşõyan Tez Koop-İş Sendikasõ,
“GAP’õn Ankara’dan taşõnmasõ federatif bir idari
sistemi anõmsatmaktadõr” dedi.
Masa yok, mescit var!
Yeni açılan Çukurova Kaymakamlığı
binasında odalar henüz
düzenlenmeden mescit açıldı. Odaların
zorunlu eksikleri tam olarak
giderilmeden halı döşenen,
namazlıklar serilen mescide, Kuran
okunması için rahleler konması dikkat
çekti. Çukurova Kaymakamı
Abdülhamit Erguvan, konuyla ilgili
soruları yanıtlamazken, Adana
Valisi İlhan Atış, “Camiler uzak,
mescit açılmasında bir sakınca
görmüyorum” dedi. Vali Atış’ın
açıklamalarının aksine kaymakamlığa
300 ve 500 metre yakınlıkta iki
caminin olduğu biliniyor.
(Fotoğraf: YUSUF BAŞTUĞ)
ve kuruluşlar tarafõndan ve ken-
di bütçelerinden yürütüldüğü
için GAP İdaresi, karar meka-
nizmalarõnõn bulunduğu, kamu
yatõrõm programlarõnõn yürü-
tüldüğü Ankara’dan taşõnõrsa,
388 sayõlõ Kanun Hükmünde
Kararname’nin (KHK) 2. mad-
desinde yer alan koordinasyon
görevini yapamayacaktõr.
Hükümetin eylem planına
da aykırı: Mayõs 2008 tarihin-
de Başbakan Tayyip Erdo-
ğan’õn önsözü ile yayõmlanan
2008-2012 Güneydoğu Ana-
dolu Projesi Eylem Planõ’nda,
taşõnmadan söz edilmediği gi-
bi, yerel ve merkez arasõndaki
koordinasyonun merkez teşki-
latõ tarafõndan yapõlacağõ belir-
tilmektedir.