19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 MART 2009 PAZARTESİ 14 PAZARTESİ SÖYLEŞİLERİ CMYB C M Y B Yapõ Merkezi’nin kurucusu ve onursal başkanõ Dr. Ersin Arõoğlu: Her şeyi denge ve ölçü içinde yöneten ‘sorumlu’ bir siyasi yapõya sahip ve sürekli öğrenebilen bir toplum gerekli ÖZLEM YÜZAK Hem başarõlõ bir iş insanõ hem de bir dönem siyasetçi olarak görev yapmõş bir kişi Ersin Arõoğlu. 1965 yõlõnda daha 25 yaşõnda bir gençken Köksal Anadol ile birlikte kurduğu Yapõ Merkezi’nin bünyesinde, bugün, inşaat, raylõ sistemler, hafif metro, boru, köprü yapõm, restorasyon, su borusu üretimi ve prefabrikasyon alanlarõnda faaliyet gösteren 7 şirket ve eğitim alanõnda ise Irmak Okullarõ bulunuyor. Ulaşõm sektöründe toplu taşõma/hafif Raylõ Sistemler sõralamasõnda 1998 yõlõnda dünyanõn 4’üncü, 1999 yõlõnda ise 3’üncü en büyük şirketi unvanõnõ kazanmõş. Ersin Arõoğlu, toplumsal sorunlarla yakõndan ilgilenen bir kişi. Yaptõğõmõz söyleşide gerek sorunlarõ ortaya koyma, gerekse çözüm üretme konusunda farklõlõğõ dikkat çekici. Özellikle de önerdiği kavramlarõ kendi şirketler grubunda da uyguluyor olmasõ.... - Hâlâ dalga dalga yayılan bir küresel kriz içindeyiz. Ekonomik boyuta sosyal ve siyasi çalkalanmalar da ekleniyor. Siz, gerek Uluslararası Kriz Grubu’nda (ICG) 12 yıl boyunca yaptığınız çalışmalar ve gözlemler, gerek siyasi kariyer döneminiz, gerekse başarılı profesyonel yaşamınızın gözlüğünden baktığınızda bugün nasıl bir dünya görüyorsunuz? ARIOĞLU - İsterseniz önce birkaç somut gerçeği art arda sõralayõp ortaya çõkan tabloya bir bakalõm. ? Dünyada her gün ortalama 4 trilyon dolar değerinde varlõk ve para ülkeler arasõnda dolaşõyor. Bu yõlda yaklaşõk 1200 trilyon dolar eder. Buna karşõn dünya ticareti yõlda yalnõzca 15 trilyon dolar. Hadi kabaca bir hesap yapõp bir o kadar da internet üzerinden ticareti, kayõt dõşõ ya da kaçağõ koyalõm, 30 trilyon dolar. Sonuçta dünya ticareti ile dolaşan para arasõnda 40 misli fark var. Bu bir üretim değil yalnõzca bir köpük. ? ABD 1990’lardan beri hipergüç. İyi tasarlanmõş yönetim ve siyasetle bu konumunu hâlâ sürdürüyor. ? Dünya üzerinde 230 devlet var Ve 2. Dünya Savaşõ’ndan beri büyük güçler büyük güçlerle savaşmadõ. Buna karşõn küçük çatõşmalar sürüyor. Küresel bir istikrarsõzlõk var ve artõyor. ? Uluslararasõ Kriz Grubu’nun kayõtlarõna göre dünyada sõcak kriz bölgesi kapsamõnda 72 ülke var. 72 noktada sõcak kriz var. Fakat sõcak kriz potansiyeline sahip 30 ülke daha var. ? İhracatõnõn yüzde 30’dan fazlasõ enerji kaynaklarõna dayanan 34 ülke var. Bunlarõn yüzde 80’inde demokrasi yok. - İçinde bulunduğumuz bilgi toplumu yeni uygarlığın sürekli kullanabilecek temel enerjisini henüz keşfedemedi. Tarım toplumu hayvan gücünü kullandı, endüstri toplumu buhar gücünü ve fosil yakıtı kullandı. Şimdi enerji ne olacak sorusunun yanıtı yok. Evet elimizde teknoloji var, 5-6 santimetrekarelik alanlara yüzbinlerce bilgi işleyebiliyoruz. Saniyede trilyonlarca işlem yapabiliyoruz, insan ömrü uzadı, yeni alanlar açıldı ama tüm bunlar insanlığa ve uygarlığa nasıl yansıdı? - Sonuçta bunlarõ peşpeşe sõraladõğõmõzda dünyada işlerin hiç de iyi gitmediğini görüyoruz. İçinde bulunduğumuz küresel kriz yalnõzca yansõmalardan biri... Bugün insanlõğõ yönlendirmekte olan paradigma siber-canlõ yaşamõn evrimi ile yakõndan ilintili. Siber-canlõ kavramõnõ şöyle tanõmlayabiliriz: insanlarõ, toplumlarõ, makineleri ve bilgisayarlarõ kapsayan biyolojik/mekanik/elektronik melez bir organizma. Çağõmõzõn düşünürlerinden Joel de Rosnay, siber-canlõnõn küresel finansman, sanayi ve ekonomi yoluyla enerjiye ve maddeye egemen olmak istediğini; tarõm, biyoteknoloji ve kentlerle ekolojiye müdahale ederek onu değiştirmeye yöneldiğini; medya, bilgisayar ve iletişim ağlarõ ile de bilgiyi kuşatmakta olduğunu söylüyor. Bugün siber- canlõnõn evrimine devam edeceği anlaşõlmõştõr. Ancak bu evrimin insanlõğõ sürüklemesinin önüne geçilmesi ve insanlõk tarafõndan yönetilmesi şart. Bu yönetim biçimi ise bilim ve siyasetin ulusal ve küresel planda tam işbirliği ile sağlanabilir ancak. Sosyal demokrasi kavramõ ilk oluşturulduğunda bu amaca hizmet ediyordu. Ancak ne yazõk ki evrimsel süreç içinde bilgi tabanlõ sosyal demokrasiyi yeniden tanõmlayamadõk.... - Sorunu bu kadar net ortaya koyduğunuza göre, kafanızda şekillendirdiğiniz bir çıkış yolu da olmalı... Ben toplumlarõn faaliyetlerini kabaca 2 grupta topluyorum: 1-Yeterli ölçüde üretim yapmak... 2-Üretimin nimetlerinin adil olarak paylaşõlmasõ... Birinci faaliyetten teknokratlar, ikinciden siyasiler ve onlarõn bürokratlarõ sorumlu. Teknokratlarõn üretimdeki başarõsõ takdire değer. Oysa ki siyasiler üretimden doğan nimetlerin adil dağõtõmõnda ve gelecek kuşaklarõn haklarõnõn korunmasõnda hiç de başarõlõ değil.Yerküre tarihi siyasilerin etik ve bilim anlayõşlarõndaki yetersizliklerinden doğan utanç verici sonuçlarla dolu. Bu noktadan çõkõş bana göre, ölçü toplumu diye tanõmladõğõm bir kavramõn yaşama geçirilmesiyle mümkün. - Ölçü toplumu ile ne kastediyorsunuz? - Ben ölçü toplumu kavramõyla, nelerin ölçülüp ölçülemeyeceğini bilen her şeyi denge ve ölçü içinde yöneten “sorumlu” bir siyasi yapõya sahip ve sürekli öğrenebilen bir toplumu kastediyorum. Topluma liderlik edecek böyle bir siyasetin 5 temel bileşeni var. Aslõnda bu beş temel bileşen yalnõzca siyasette değil, şirketlerin yönetilmesinde hatta bireyin kendini geliştirmesinde bile uygulanabilir. Bu temel bileşenler: 1-Bilgi işlemeyi hedefleyen bir eğitim politikasõ ile yeni kuşaklar yetiştirmek 2-Bilimin öncülüğünde doğru fikir ve eylemleri bulmak; 3-Ar-Ge yatõrõmlarõ ve teknoloji yoluyla, yeterli bollukta ve kaliteli üretim sağlamak; 4-Bireysel ve toplumsal sorumluluk ilkeleri içinde, üretimin nimetlerini adil dağõtmak; 5-Estetik tutum yargõsõ ile her çözümde doğru veya verimli fikirlerin iyi uygulandõğõnõ göstermek. Sonuçta bu siyasetle eğitim, bilim, Ar-Ge, teknoloji, sürekli öğrenme toplum katmanlarõnda hõzla yaygõnlaşabileceği gibi; sorumluluk, adil dağõtõm ve estetik de toplumsal yaşamla bütünleşecek ve ölçekler içinde kalkõnmayõ sağlayacak... - Bu fikirlerin gerek dünyada, gerekse Türkiye’de uygulanabilirliğini nasıl görüyorsunuz? İçinde bulunduğumuz düzen bu denli paradigma değişikliğine ne kadar hazır? - Aslõnda bu söylediğim yapõyõ üç aşağõ beş yukarõ uygulayõp toplumsal refahõ sağlayan ülkeler var. Dünya genelinde bu anlaşõyõn benimsenmesi kolay değil, ama yapõlamaz da değil. Dediğim gibi bu 5’le bileşen yalnõz devlet ve siyaset için değil, şirketler hatta bireyler içinde geçerli. Örneğin biz Yapõ Merkezi’nde bu yapõyõ gerçekleştirdik ve başarõ ile uyguluyoruz. Biz sürekli gelişmeye açõk bir sistem oluşturduk. Darboğazlarõ ve belirsizlikleri yok etmek için süreçleri sürekli olarak gözden geçiriyoruz. - Yapı Merkezi raylı sistemlerde lider bir kuruluş. Türkiye’de İstanbul Boğazı Tüp Geçit projesi, Ankara-Konya Hızlı Tren Projesi, Kadıköy-Kartal raylı hattı, Toscana Vadisi projesi; Yurtdışında ise Dubai Metrosu ve Cezayir demiryolu projeleriniz halen sürüyor. Ekonomik kriz sizi nasıl etkiledi? Nasıl aşıyorsunuz sorunları? - Yapõ Merkezi’nin iki önemli stratejisi var. Biri Yapõda bilim; ikincisi ise çağõmõza ve topluma karşõ sorumluluk. Bu ilk kurulduğu yõldan beri uyguladõğõmõz bir strateji. Yapõ kurma sanatõnõ çevre, toplum ve birey ile uyumlu bir şekilde yürütüyoruz. Faaliyetlerimiz bu iki felsefe doğrultusunda yürüyor. Türkiye’de 1500 kişiye istihdam sağlõyoruz. Yürüttüğümüz projeler doğrultusunda bu sayõ artõyor. Örneğin Dubai’deki inşaatta şu an 30 bin kişi çalõşõyor. Su borusu üreten Subor şirketimiz cam elyaf takviyeli plastik CTP boru üretimi ve ticareti alanõnda, Türkiye’de kurulmuş ilk teknolojik tesis olma özelliğine sahip. İkisi Adapazarõ biri Urfa’da olmak üzere üç üretim hattõ bulunuyor. Biz sürekli gelişmeye açõk bir sistem oluşturduk. Darboğazlarõ ve belirsizlikleri yok etmek için süreçleri sürekli olarak gözden geçiriyoruz. Sorun çõkaran bir şirket olmadõğõmõz ve başladõğõmõz bir işi asla ve asla yarõm bõrakmadõğõmõz için dõşsal dalgalanmalardan ya fazla etkilenmiyor ya da hemen alternatifler yaratõyoruz. Ersin Arõoğlu 1940’ta İstanbul’da doğdu. 1963 yõlõnda İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden inşaat yüksek mühendisi olarak mezun oldu. 1969 yõlõna kadar aynõ fakültenin yapõ statiği kürsüsünde öğretim görevlisi ve asistan olarak akademik hayatõnõ sürdürdü ve doktorasõnõ yaptõ. Arõoğlu 1965 senesinde İstanbul’da Yapõ Merkezi İnşaat ve Sanayi AŞ’yi kurdu. 1969’dan Kasõm 2002 yõlõna kadar bu şirketin başkanlõğõnõ yaptõ. Kasõm 2002’de TBMM’ye milletvekili olarak seçildi ve bir dönem CHP İstanbul Milletvekili olarak görev yaptõ. 12 yõl boyunca Uluslararasõ Kriz Grubu’nda tek Türk üye sõfatõyla çalõşmalar yaptõ. Temmuz 2007’den itibaren Yapõ Merkezi İnşaat ve Sanayi AŞ’de kurucu ve onursal başkanlõk görevini yürütüyor. Y eni yönetim biçimi ancak bilim ve siyasetin ulusal ve küresel planda tam işbirliği ile sağlanabilir. Sosyal demokrasi kavramõ ilk oluşturulduğunda bu amaca hizmet ediyordu. Ancak ne yazõk ki evrimsel süreç içinde bilgi tabanlõ sosyal demokrasiyi yeniden tanõmlayamadõk.... Denizbank’tan F.Bahçe’ye bonus Ekonomi Servisi - Fenerbahçe Bonus Kart’õn tanõtõmõnõ kulüp başkanõ Aziz Yõldõrõm’la birlikte yapan Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, kartla hem kulübün hem de taraftarõn kazanacağõnõ belirtti. Her harcamada belli bir katkõ payõnõn kulübe verileceğini söyleyen Fenerbahçe Başkanõ Yõldõrõm, dünyada ekonomik büyüklük açõsõndan 19. sõrada bulunan Fenerbahçe’nin, Denizbank kartõyla daha da büyüyeceğini vurguladõ. Hakan Ateş ise “Kart sahibi taraftara bilet alõmõ gibi konularda öncelik tanõnacak” dedi. Kriz önlemleri görüşülecek ANKARA (AA) - Hükümet, işçi ve işveren temsilcileri, ekonomik krizin etkilerine karşõ alõnabilecek önlemleri görüşmek üzere bir kez daha bir araya gelecek. Bu çerçevede, çalõşmalara esas oluşturmak üzere bakanlõk bürokratlarõ ile Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve TİSK uzmanlarõ Üçlü Danõşma Alt Kurul Toplantõsõ’nda bir araya geldi. TİSK ‘ücretsiz izin’ uygulamasõnõn hukuki sõkõntõ yarattõğõ gerekçesiyle bu konuda düzenleme istedi. Türk Telekom’a 3 dalda ödül Ekonomi Servisi - Türk Telekom’un, ‘Türk Telekom Okullarõ’ ve ‘Okullara Vitamin Bağõşõ’ projelerine, Amerikan İletişim Profesyonelleri Ligi’nden, 3 dalda ödül ve 4 dalda başarõ belgesi verildiği bildirildi. ‘Türk Telekom Okullarõ’nõn, ‘En İyi Toplum İlişkileri Programõ’ dalõnda bir büyük ödül, ‘En İyi Sosyal Sorumluluk İletişimi Programõ’ve ‘En Sürdürülebilir İletişim Programõ’ alanlarõnda 2 başarõ belgesi aldõğõ ifade edildi. İşadamına ve ev sahibine vergi ayı ANKARA (AA) - Gelir vergisinde genel beyan ve verginin ilk taksitini ödeme dönemi bugün başlõyor. 2008 kira gelirlerinde 2 bin 400 lira, işyeri kira geliri ve menkul sermaye iratlarõnda ise 19 bin 800 liralõk istisna uygulanacak. Gelir Vergisi Kanunu uyarõnca 2008’de elde edilen gayrimenkul sermaye iratlarõ, ticari, zirai ve serbest meslek kazançlarõ ile menkul sermaye iradõ gelirleri için 25 Mart Çarşamba akşamõ mesai saati bitimine kadar gelir vergisi beyannamesi verilecek. Yanan bebeği dolaştırdılar MANİSA (AA) - Manisa’nõn Saruhanlõ ilçesinde, 1.5 yaşõndaki Umut Bozkurt’un üzerine kaynar su döküldü. Sağlõk ocağõna götürülen bebek Saruhanlõ Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Vücudunda yüzde 30 oranõnda yanõk oluştuğu belirtilen Umut Bozkurt, yanõk ünitesi olmadõğõ gerekçesiyle Manisa Devlet Hastanesi’ne, Moris Şinasi Çocuk Hastanesi’ne ve Celâl Bayar Üniversitesi Tõp Fakültesi Hastanesi’ne gönderildi. Bebek saatlerce dolaştõrõldõktan sonra İzmir Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalõklarõ Hastanesi’nde tedavi altõna alõndõ. PORTRE YAPIDA BİLİM BİZİM İŞİMİZ - Peki Türkiye’ye gelirsek, sizce nasıl bir ortamın içindeyiz ve nasıl bir değişim yaşanabileceğini öngörüyorsunuz? - Biliyoruz ki, Türkiye potansiyeli ile orantõlõ gelişebilen bir ülke değil. Atalet içinde. Sorunlarõ ya görmezden geliyor ya da sürekli erteliyor. Kalkõnmasõ gecikmeli ve arõzalõ. Yurttaşlarõnõn çoğu yarõnlarõndan emin ve mutlu değil. Sorunlarõmõz birikmiş, yeni sorunlar doğuran yapõş yapõş yumaklara dönüşmüş durumda. Ancak dikkatle incelediğimizde tüm bu sorunlarõn birbirini besleyen iki başlõk altõnda toplandõğõnõ görebiliyoruz: bilgi işlemeyi bilememek ve hukuk devleti olamamak. Birinci grubun göstergeleri; eğitimsizlik, verimsiz üretim ve işsizlik olarak topluma yansõyor. İkinci grubunkiler ise haksõzlõk, eşitsizlik ve saydam olamamak şeklinde... Bu sorunlar birbirinin içinde yumak gibi olup başka sorunlarõ da beraberinde getiriyor. Bunlar kaynak kõtlõğõ, yüksek kamu borçlarõ , yüksek cari açõk, verimi yetersiz ve kõrõlgan bir ekonomi olarak ortaya çõkõyor. Kentlere hõzlõ göç beraberinde sağlõksõz kentleşmeyi ve çevre sorunlarõnõ getiriyor. Hepsinin de toplamõnda ortaya özürlü bir demokrasi çõkõyor. Özürlü demokrasi, siyasi istikrasõzlõk doğuruyor biraz daha ileriye giderseniz terör ortaya çõkõyor... Sonuçta yarõnõndan emin olmayan, mutlu olmayan, düşük yaşam kalitesi içinde yaşayan bir toplum haline gelmiş oluyoruz. Bugün ne yazõk ki Türkiye’de hükümet ve yerel yönetimler etkin çalõşmadõğõ, muhalefet alternatif bir yapõ oluşturamadõğõ, TBMM özgün ve zamanõnda yasa üretemediği için geleceği belirleyecek iç güçlerin sadece piyasalar, medya ve güvenlik güçleri olduğu sanõlõyor... Bir ülkede eğer bir şeyler oluyorsa iktidar kadar muhalefet de sorumlu çünkü alternatif olamamõştõr. Ersin Arıoğlu. ‘Ölçü toplumuna geçmek şart’ Özürlü bir demokrasi ve mutsuz bir toplum Türkiye’de tüm sorunlarõn birbirini besleyen iki başlõk altõnda toplandõğõnõ görebiliyoruz: Bilgi işlemeyi bilememek ve hukuk devleti olamamak. Birinci grubun göstergeleri; eğitimsizlik, verimsiz üretim ve işsizlik olarak topluma yansõyor. İkinci grubunkiler ise haksõzlõk, eşitsizlik ve saydam olamamak şeklinde... ‘
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle