Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 4 ŞUBAT 2009 ÇARŞAMBA
8 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr
Türk gemisi
serbest
Dış Haberler Servisi -
Somalili korsanlar, 15
Aralõk’ta Aden
Körfezi’nde kaçõrdõklarõ
bir Türk gemisini serbest
bõraktõ. Denizcilik
Müsteşarlõğõ’na bağlõ
Arama Kurtarma Merkezi,
MV Bosphorus Prodigy
(MV Boğaziçi Harikasõ)
adlõ Antigua-Barbuda
bayraklõ kargo gemisinin
önceki gün serbest
bõrakõldõğõnõ bildirirken
geminin sahibi olan
İstanbul merkezli
İskomarine Denizcilik ve
Ticaret şirketi açõklama
yapmadõ. Gemideki 3 Türk
ve 8 Ukraynalõ personelin
durumunun iyi olduğu
belirtildi.
İsrail’de
El Cezire tepkisi
Dış Haberler Servisi -
İsrail’de adõnõ
açõklamayan bir yetkili,
Gazze saldõrõlarõnõn
ardõndan ilişkileri askõya
alan Katar’da merkezi
bulunan El Cezire
televizyonu çalõşanlarõnõn
İsrail’de ya da Batõ
Şeria’da çalõşma izni
almasõnõn bundan sonra
zorlaşacağõnõ belirtti.
Yetkili, dün haber ajansõ
AFP’ye yaptõğõ
açõklamada, “Katar
İsrail’le ilişkileri keserek
bu engelleri kendisi
yarattõ” dedi.
İsrail Gazze’deki
tünelleri vurdu
Dış Haberler Servisi
- İsrail uçaklarõnõn Gazze
Şeridi’ni Mõsõr’a
bağlayan tünelleri
vurduğu duyuruldu.
Gazze Şeridi’nin Refah
bölgesindeki görgü
tanõklarõ ve Hamas
yetkilileri, İsrail’in
Gazze’yi Mõsõr’a
bağlayan tünelleri
vurduğu bildirdi.
Tünellerin vurulmasõnõn,
bugün sabah erken
saatlerde, Gazze
Şeridi’nden İsrail’in
Aşkelon şehrine roket
atõlmasõna cevap
niteliğinde olduğu
söyleniyor. İsrail Gazze
Şeridi’ne 27 Aralõk’ta
başlattõğõ ve 22 gün
süren saldõrõlarõnda da
Mõsõr’a uzanan tünelleri
vurmuştu.
Başbakanlık’ta
Sudanlı konuk
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, ülkesinde
soykõrõm yapmakla
suçlanan Sudan Devlet
Başkanõ Ömer el Beşir’in
yardõmcõsõnõ Ankara’da
ağõrladõ. Uluslararasõ Ceza
Mahkemesi tarafõndan
hakkõnda savaş suçlarõ,
insanlõğa karşõ suçlar ve
soykõrõm iddialarõyla
tutuklama emri çõkarõlmasõ
istenen El Beşir’in geçen
yõl Cumhurbaşkanõ Gül’ün
davetlisi olarak Türkiye’ye
resmi ziyarette
bulunmasõnõn ardõndan, bu
ülkeden bir ziyaret daha
gerçekleşti. Beşir’in
Kõdemli Yardõmcõsõ Ali
Osman Muhammed Taha,
Başbakan Erdoğan
tarafõndan dün kabul
edildi.
198 göçmen
kurtarıldı
Dış Haberler Servisi -
Endonezya donanmasõ,
Sumatra yakõnlarõnda
benzini bitmiş bir teknede
aç ve susuz kalan yaklaşõk
200 Myanmarlõ göçmeni
kurtardõ. 22 kişinin
öldüğü teknede sağ
kalmayõ başaran 198
kişinin hastaneye
kaldõrõldõğõ bildirildi.
Kurtarõlan yolcular,
Müslüman olduklarõ için
Myanmar’dan kaçarak
Tayland’a çalõşmak için
gittiklerini, Taylandlõ
yetkililerin kendilerini
dövdükten sonra tekneye
bindirdiğini ve üç hafta
boyunca denizde
sürüklendiklerini
belirttiler.
İtalya’daki iktidar ortağõ partinin milletvekili Matteo Salvini Türkiye’nin AB adaylõğõnõ değerlendirdi:
‘Homojen Avrupa istiyoruz’ASLI KAYABAL
MİLANO - Nettuno’da pazar gü-
nü Hintli bir göçmeni ateşe vererek
ağõr yaralanmasõna yol açan 3 gen-
cin sorgularõnda “Eğlenmek için
yaptık” diye konuşmasõ, İtalya’da
õrkçõlõk tehlikesini yeniden gündeme
getirdi. Geçen hafta Lampedusa’da
kapalõ tutulduklarõ barõnma merke-
zinin kapõlarõnõ kõrarak kasabaya da-
ğõlan ve sõnõr dõşõ etme merkezini
Lampedusa halkõyla birlikte protes-
to eden 1500 dolayõnda kaçak göç-
men de yaklaşan isyanõn ilk sinyal-
lerini verdi.
İtalya’da geçen yõl sağ koalisyo-
nun başa gelmesinden bu yana göç-
men karşõtlõğõ ve õrkçõ saldõrõlarda bü-
yük artõş gözlenirken bu eğilimin
simgesi durumundaki parti Kuzey
Birliği Silvio Berlusconi hükümeti-
nin göçmen politikasõnda ağõrlõklõ bir
rol üstleniyor.
Döner yerine risotto
Umberto Bossi’nin lideri olduğu
Kuzey Birliği ayrõca, Türkiye’nin AB
üyeliğine karşõ tavrõyla biliniyor.
Bir süre önce parti yönetimi İtal-
ya’daki Müslümanlarõn cami inşa et-
mesinin yasaklanmasõnõ öngören bir
yasa teklifi verdi. İsrail’in Gazze
Şeridi’ne yönelik saldõrõlarõnõ protesto
için gösteri yapan Müslümanlarõn,
Milano’daki Duomo Katedrali’nin
önünde namaza durmasõna sert tep-
ki veren Kuzey Birliği milletvekili
Matteo Salvini de “Müslümanlar
bundan böyle Duomo’ya adım at-
masın” diye konuştu.
Kuzey Birliği, Milano’da Türk
kebapçõlarõn kent merkezinde döner
satmasõna izin vermeyeceğini du-
yurdu. Türk dönerine karşõ Mila-
no’nun risottosunu ön plana çõkarma
mesajõ veren parti, döner dükkânla-
rõnõn İtalyan kentlerinin tarihi doku-
sunu bozduğunu gerekçe gösterdi.
Gençlerin birinci tercihi
Tüm göçmenlere ve özellikle Ro-
manlara karşõ ayrõmcõ bir siyaset iz-
lese de Kuzey Birliği, Nisan 2008 se-
çimlerinde 3 milyon oy almayõ ba-
şardõ ve şu anda siyasetle uğraşmak
isteyen gençlerin tercih ettiği birin-
ci parti konumunda.
2004 yõlõnda Avrupa Parla-
mentosu’na seçilen, 2008 ge-
nel seçimlerinde ise İtalyan
parlamentosuna Kuzey Birliği
milletvekili olarak giren Mat-
teo Salvini, partisinin tartõşmalõ
göçmen politikasõ ve İtalya’da
tõrmanan õrkçõlõk konusunda
Cumhuriyet’e konuştu.
- Kuzey Birliği, Nisan
2008 seçimlerinde büyük
bir başarı elde etti ve Ber-
lusconi hükümetinin ortağı
olmayı başardı. Bu başarı-
nın ardındaki nedenleri an-
latır mısınız?
M.S. - Biz kaçak göç-
menlik ve güvenlik konu-
larõndaki çalõşmamõzla seç-
menden 3 milyon oy al-
mayõ başardõk.
Başka siyasi partilerden
farklõ olduğumuz bir nokta,
tüm seçim kampanyasõnõ
meydanlarda, semtlerde
halkla doğrudan yüz yüze
gelerek yürütmemiz oldu.
Öteki partiler genelde televizyonu
kullanmayõ tercih etti.
- Göçmen vatandaşlar, Duomo
Meydanı çevresinde kitap satan
Senegalli gençler sürekli kont-
rollerden, polisin oturma izni
sormasından ve kötü muamele-
den yakınıyor...
M.S. - Şehir merkezinde kitap
satan gençler ya da kõrmõzõ õşõkta
camõnõzõ silmeye gelen Roman
vatandaşlar üzerinde küçük de ol-
sa bir kontrol olmasõnda bir sa-
kõnca yok. Milano’da her kültür-
den insan mevcut. Bu kişilerin yüz-
de 90’õ bir sorun oluşturmuyor ama
Milano San Vittore Cezaevi’nde
tutuklu bulunanlarõn yüzde 80’i de
göçmenler. Duomo’da kitap sata-
rak yaşamõnõ kazanan gençlerin
belki oturma izni yok ama kim ol-
duklarõnõ bilmemiz gerek.
Eğer onlar aşõrõ kontrolden ya-
kõnõyorlar ise bu hükümetin gü-
venlik adõna görevini yerine ge-
tirdiğine işaret ediyor.
- Ancak hükümet gerek Ro-
manlar, gerekse göçmenler ve
Lampedusa’daki barınma merke-
zinde insanlık dışı koşullarda tu-
tulan Afrikalılar konusunda çok
sert bir çizgi izliyor. İçişleri Bakanı
Roberto Maroni, sınır dışı etme-
lerin artacağını duyurdu...
M.S. - Milano’da 4-5 bin Roman
mevcut. Bu vatandaşlar için hükümet
her yõl yaklaşõk 5 milyon Avro har-
cõyor. Sadece Milano’da 50 adet
Roman kampõ var. Ama Romanlarõn
bu topluma uyum sağlamalarõnõ bek-
lemek çok güç. Yüzde 90’õ zaten bu-
nu önemsemiyor. Kuzey Birliği bu
vatandaşlara yardõmcõ olabilmek için
elinden geleni yapõyor. Bence çok bi-
le yapõyoruz!
Lampedusa küçük bir kasaba, bu ka-
dar göçmeni kaldõramaz. Çoğunlukla
Tunus’tan gelen Afrikalõlarõn ülkele-
rine geri gönderilmesi doğru bir karar.
Maroni’nin çizgisini destekliyorum.
- Yeni camilerin inşa edilmesini
yasaklamak amacıyla bir yasa
önerisi verdiniz. “Her semte bir ca-
mi açılmalı” diyen Milano Kardi-
nali Dionigi Tettamanzi ile ters
düştünüz. Demokrasiyle ne kadar
örtüşüyor aldığınız bu karar?
M.S. - İtalya’da temel sorun kök-
tendinci İslamõ yorumlamakta odak-
lanõyor. Milano’da kimse Jenner Cad-
desi’ndeki camiden ötürü kaygõ duy-
muyor. Birkaç hafta önce Milano’da
uluslararasõ terorizmle bağlantõlõ 10 sa-
nõk gözaltõna alõndõ. İtalya’ya uyum
sağlamõş, iş güç sahibi kişiler. Ama sü-
permarketleri, karakollarõ ve Duo-
mo’yu havaya uçurmaktan konuşu-
yorlardõ doğal bir biçimde.
Bizim kaygõmõz, bir camiye gitti-
ğimiz zaman dayanak noktasõ olacak
bir yetkilinin olmamasõ. Kilisede bir
tek piskopos var. Milano’da görüştü-
ğüm Müslümanlar açõsõndan din bir
tür yasa, yasama ve mantõk yürütme
biçimi. Başka dinlerde gözlemleme-
diğim bu karmaşa kaygõlandõrõyor
bizi. Evet, cami inşasõ için bir yasak-
lama önerisinde bulunduk; bunu biraz
da İtalya’daki camilerin inşasõnõ kimin
finanse ettiğini, camide görevli ima-
mõn ne tür bir formasyon aldõğõnõ de-
ğerlendirebilmek için yaptõk. Çünkü
ben muhatap olduğum kişinin kim ol-
duğunu bilmek istiyorum. Karşõmda
her zaman var olan bir piskopos yok
ki! Bu öneri parlamentoda tartõşõlacak.
- Lucca Belediyesi’nin ardın-
dan partiniz Milano’da kebaba
karşı bir haçlı seferi başlattı...
M.S. - Kebap dükkânlarõ son birkaç
yõlda hõzla çoğaldõ. Ne yazõk ki kebap
kültürü İtalyan kentlerinin tarihi do-
kularõyla uyuşmuyor. Kebaba karşõ de-
ğiliz ama kent merkezinde satõş yap-
malarõna karşõ çõkõyoruz. Banliyö
semtlerinde satõş yapmalarõna kimse
bir şey demiyor. Kebap satõşlarõ piz-
za, risotto satõşlarõnõ geçti. Kendi
ulusal mutfağõmõzõ unutur olduk. Bu
yönde Lucca Belediyesi’nin İtalyan
fast-food’unu desteklemek amacõyla
kebap dükkânlarõna kent merkezinde
izin vermemesini destekledik. Mila-
no’da da benzer bir uygulama için gi-
rişimde bulunacağõz.
- Bir başka tartışma konusu ilk-
öğretimde uygulamaya konulan
“uyum sınıfları”. Muhalefet ya-
bancı ülkelerden gelen çocukların
ayrımcılığa uğradığını öne sürdü...
M.S. - Ne yazõk ki uyum sõ-
nõflarõ siyasete malzeme edil-
di. Yabancõ ülkelerden gelen
öğrencilerin konuk ülkenin
dilini en hõzlõ biçimde öğre-
nebilmelerine olanak veren
uyum sõnõflarõ Avrupa’da bir-
çok ülkede mevcut. Konu bü-
yütüldü ve büyük bir tartõşma
koptu. Uyum sõnõflarõ, İtal-
yanca bilmeyen ve öğretim
döneminde yabancõ bir ülke-
den gelen öğrencilerin yo-
ğunlaştõrõlmõş İtalyan dili öğ-
reneceği sõnõflar. Finlandi-
ya’dan Avusturya’ya, Hol-
landa’dan Fransa’ya birçok
ülkede işliyor bu yöntem. İtal-
yanlar da Avustralya’ya gitti-
ği zaman İngilizceleri yetersiz
ise uyum sõnõflarõna alõnõyor.
Ardõndan Avustralyalõ öğ-
rencilerle birlikte devam edi-
yor. İtalyancayõ öğrenenler
İtalyan öğrencilerle birlikte
devam ediyor okula.
İtalya’da yükselen sağõn
temsilcisi Kuzey Birliği Partisi
milletvekili Matteo Salvini’ye göre
3 milyon oy almayõ başarmalarõnõn
arkasõnda, kaçak göçmenlere ve
İslami köktendinciliğe karşõ
mücadeleleri yer alõyor. Cami
inşaatlarõnõn durdurulmasõnõ, kent
merkezlerinde kebap dükkânõ
açõlmasõnõn yasaklanmasõnõ savunan
milletvekili, Berlusconi’nin
Erdoğan’a verdiği sözlere rağmen
Türkiye’nin AB üyeliğine karşõ.
(Fotoğraflar: YILDIZ ÇELİK)
İtalya’da hükümetin göç politikalarına yönelik protesto eylemleri sürüyor. Roma’da
geçen hafta düzenlenen gösteriye çoğu göçmen ve öğrenci yaklaşık 1000 kişi katılmıştı.
ÇİMEN TURUNÇ BATURALP
BRÜKSEL - Avrupa Parlamentosu’nda
tartõşõlan yasadõşõ göçmen işçi çalõştõran
firmalara yönelik yeni yasa tasarõsõ,
Avrupa Birleşik Solu tarafõndan tepkiyle
karşõlandõ. Birleşik Sol’dan Giusto
Catania, tasarõnõn zaten katlanõlamaz
koşullarda yaşayan insanlarõ zor
durumda bõrakõrken ceplerini
doldurmaktan başka bir derdi olmayan
işverenlerle mücadelede yetersiz
kaldõğõnõ savunarak, kendi gruplarõnõn
bir başka azõnlõk raporu hazõrladõğõnõ
kaydetti. Bir başka Birleşik Sol
milletvekili de “Yasadışı göçmenlerin
düşük ücretler karşılığında, AB
vatandaşlarının yapmak istemediği
işleri yaptıklarını ve istismar
edildiklerini” ifade etti.
Tartõşma sõrasõnda, yaşanan ekonomik
kriz sürecinde yasadõşõ işçilerle değil,
onlarõ suiistimal eden işverenlerle
mücadele edilmesi gerektiği savunuldu.
Yasadõşõ göçü önlemeyi amaçlayan yasa
tasarõsõnda yasadõşõ göçmenlerin geri
gönderilmesini de içeriyor.
REFERANDUM ISRARI
‘Türkiye üyelik
için prematüre’
- Kuzey Birliği, hep Türkiye’nin AB üyeliğine kar-
şı tavır aldı. Bu yönde bir referendum önerdiniz. Si-
zi ürküten nedir?
M.S. - Evet Kuzey Birliği, İtalyan parlamentosunda Tür-
kiye’nin AB’ye üye olmasõna karşõ olan tek siyasi parti. Bu
konuda referendum yapõlmasõ amacõyla bir yasa önerisi bi-
le verdik. İtalya’da ne yazõk ki Avrupa’yla ilişkilere dair
hiçbir konuda oylama yapõlmõyor. Avro’ya geçilirken de
Romanya, Bulgaristan ve diğer Doğu Avrupa ülkelerinin
AB’ye giriş sürecinde de referenduma gidilemedi.
Bence AB çok hõzlõ bir biçimde genişlemenin faturasõnõ
ödüyor. Romanya’nõn AB üyesi olmasõ birçok sosyal soru-
nu da beraberinde getirdi. Suç vakalarõ arttõ, Rumen vatan-
daşlar sayõca çoğaldõ. Aşõrõ bir genişlemeye karşõyõz. Tür-
kiye’ye gelecek olursak, yakõn gelecekte 95 milyon nüfusa
sahip olacak büyük bir ülke Türkiye. AB’ye tam üye olma-
sõ durumunda, kontrolü eline almasõ ve baskõn gelme tehli-
kesi söz konusu. Türkiye’nin üyeliği için düşünülen tarih 2015
olabilir. Daha önce tam bir üyelik düşünmek çok güç.
- Bu konuda sizi en çok kaygılandıran nedir?
M.S. - Türkiye’nin AB’ye tam üye olmasõ durumunda, Gü-
ney İtalya için ayõrdõğõmõz tarõm fonlarõ bütünüyle silinebilir.
Ayrõca Avrupa’nõn kültürel, sosyal ve dinsel açõdan ho-
mojen bir kimliğe sahip olmasõ gerektiğine inanõyoruz. Tür-
kiye yüzde 90’õ Müslümanlardan oluşan bir ülke ancak so-
run dinsel bir meselenin ötesinde, sosyal ve kültürel bir me-
sele olarak tartõşõlabilir. Bizim bir başka kaygõmõz da, İs-
lamda dinin yasa gibi görev görmesi tehlikesi.
Türkiye büyük bir ülke ve bence AB’ye üyeliği için he-
nüz prematüre. Şu aşamada tam bir
üyeliğin çeşitli sorunlara neden ola-
cağõnõ tahmin ediyoruz ama ekono-
mik düzeyde bir ortaklõk ilişkisinde
sakõnca görmüyoruz.
- Ama Berlusconi İzmir’e gel-
diğinden Türkiye Başbakanı Er-
doğan’a çok farklı bir tablo çizdi?
M.S. - Berlusconi ile bu konuda hep
zõt düştük. Ama sadece Berlusconi ile
değil (solcu politikacõlar) Massimo
d’Alema, Fausto Bertinotti ve Ro-
mano Prodi’yle de. Hepsi Türki-
ye’nin AB’ye üyeliğini savunuyor.
Berlusconi “Türkiye AB’ye girecek”
dediği zaman biz “Hayır” diyoruz.
- Hükümetin otoriter bir çizgi izlediği eleştirilerini na-
sıl yorumluyorsunuz?
M.S. - Prodi hükümeti göçmen politikasõ konusunda hiç-
bir adõm atmadõğõ için halk göçmen vatandaşlara karşõ tep-
ki göstermeye başladõ. Yabancõ düşmanlõğõ tehlikesi ilk de-
fa Prodi hükümeti döneminde doğdu. Kontrole sõrtõnõ çe-
viren hükümetler, yabancõ düşmanlõğõ ve õrkçõlõk tehlike-
sine zemin hazõrlar. Kuzey Birliği’nin yabancõ düşmanlõ-
ğõ ve õrkçõlõğa karşõ panzehir olduğunu düşünüyorum. Ber-
lusconi hükümetini otoriter bir çizgi izlemekle eleştiren Fa-
miglia Cristiana (Hõristiyan Aile) dergisinin yayõn yönet-
meni Don Sciortino’ya tavsiyem bir rahip olduğu için cen-
net ve ruhlarla ilgilenmesi, siyaseti bir yana bõrakmasõ. Ben
otoriter bir rejim tehlikesi görmüyorum.
- Son yıllarda Avrupa ülkelerinde sağ partiler seçim-
lerde sol partilere oranla daha başarılı oldu. Sizce neden?
M.S. - Sanõrõm, sağõn göçmenler, kamu güvenliği ve iş-
sizlik konularõnda izlediği politikalar belirleyici oldu. Bu
bir süreç, belki 10 yõl sonra her şey tersine döner. Avru-
palõ sol partiler salon siyaseti yaptõ. Biz meydanlarda hal-
kõn yanõndaydõk.
- Türkiye-Avrupa ilişkisinde ufukta nasıl bir gelecek
görünüyor?
M.S. - Haziran 2009’da Avrupa Parlamentosu seçimle-
ri var. Yeni AB üyelerinin alacağõ kararlar önemli. Gele-
cek 10 yõl içinde durum bugünkünden çok farklõ olabilir.
Belki gelecek söyleşiyi Türkiye’de yaparõz...
‘Erdoğan dostlarının kim olduğunu unuttu’
Dış Haberler Servisi - Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğan’õn, Davos’taki
Gazze panelini, protesto ederek terk et-
mesinin yankõlarõ sürüyor.
Amerikan Wall Street Journal (WSJ)
gazetesi, Davos olayõna ilişkin olarak
Erdoğan’a ağõr eleştirilerin yöneltildi-
ği bir yoruma yer verdi.
Yazõda, “Türk Başbakanı dostları-
nın kim olduğunu unuttu” denilerek
Erdoğan’õn, geçen hafta Davos’ta “sah-
neyi tepinerek terk etmeden önce İs-
rail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e
mecazi bir ayakkabı attığı” belirtildi.
“Erdoğan’s chutzpah” başlõklõ yazõda
kullanõlan İbranice kökenli İngilizce
“chutzpah” kelimesi ise “küstahlık, cü-
ret ve saygısızlık” anlamõnõ içeriyor.
Yorumda “Erdoğan’ın Peres’e yaşlı
ve yalancı diyerek birdenbire patla-
ması, misafirperverlik ve tolerans ile ta-
nınan Türkiye’nin itibarını lekeledi”
ifadeleri kullanõldõ. Sorunun sadece Er-
doğan’õn üslubu olmadõğõ savunularak İs-
rail ve ABD’nin, Ortadoğu’da Türki-
ye’nin “tek dostları” olduğu görüşü di-
le getirildi. Yazõda, “Türkiye’de Ame-
rikan karşıtlığı ve antisemitizm yük-
seliyor ve Erdoğan’ın çıkışı, bu iki
konuda yardımcı olmayacak” denildi.
Peres’in Erdoğan’a “İstanbul’a her ge-
ce 100 füze atılsa ne yapardınız” soru-
suna işaret edildiği yorumda, Türkiye’nin
PKK ile verdiği mücadeleye dikkat çekildi
ve “Eğer Peres’e sempati duyabilecek
biri varsa o da Erdoğan olmalıydı” ifa-
desi kulllanõldõ.
Arapların son kahramanı mı?
Time dergisinde yer alan yazõda ise Arap
dünyasõnõn önce Hizbullah lideri Hasan
Nasrallah’õ, daha sonra da İran Cum-
hurbaşkanõ Mahmud Ahmedinejad’õ
kahraman olarak gördüğü, Erdoğan’õn
Davos’taki çõkõşõyla, son kahraman olarak
ortaya çõktõğõ savunuldu. Derginin Kahi-
re büro şefi Scott MacLeod imzalõ,
“Türk siyasetçi, Arapların son kahra-
manı mı oldu?” başlõklõ yazõda, Gaz-
ze’deki durumun, Mõsõr Cumhurbaşkanõ
Hüsnü Mübarek’in õlõmlõlõğõnõn ve Su-
riye Devlet Başkanõ Beşşar Esad’õn “mi-
litan” tavrõnõn, bu iki liderin, Filistinlile-
re yardõm konusundaki yetersizliklerini
tekrar ortaya çõkardõğõ ileri sürüldü.
Araplarõn, Erdoğan’õn bu çõkõşõndan
memnuniyet duyduğunu kaydeden dergi,
Arap liderlerin, İsrail’in üstesinden ge-
linmesinde nasõl kuvvetten düşmüş ol-
duklarõnõn Gazze’deki saldõrõlar ile tek-
rar ortaya çõktõğõnõ belirtti. Erdoğan’õn Da-
vos’taki kõzgõnlõğõnõn bir bölümünün,
İsrail’in barõş yerine savaşõ tercih etme-
siyle bağlantõlõ olduğuna şüphe bulun-
madõğõ ifadesine yer verildi. Yazõda Er-
doğan’õn, İsrail ile Araplar arasõndaki ara-
buluculuk girişimiyle değil, İsrail yöne-
timine yönelik açõklamalarõyla “kahra-
man” olduğu belirtildi.
İran’la ittifaka itilmemeli
İsrail’de yayõmlanan Haaretz gazete-
sindeki makalede “Türkiye ile yakın bir
ilişki, İsrail için kritik önem taşıyor. Er-
doğan ile kavga etmemeliyiz. Krizi
yumuşatma ve bağları onarma yolunu
bulmalıyız. Bu, (seçimlerden sonra) Ku-
düs’te kurulacak yeni hükümet için acil
bir misyon olacak” denildi.
Bar-İlan Üniversitesi Siyasi Bilim-
ler Bölümü öğretim üyelerinden Ami-
kam Nachmani imzalõ makalede, İs-
rail açõsõndan en büyük tehlikenin
Türkiye’nin İran ile bir ittifaka itilmesi
olduğu vurgulandõ.
AB YASADIŞI GÖÇMEN
İŞÇİLERE ÇÖZÜM ARIYOR
AFP
WSJ, Başbakan’a atfen hem cüret hem küstahlõk anlatan chutzpah kelimesini kullandõ
ABD gazetesi WSJ’deki yorumda, “Erdoğan’õn Peres’e yaşlõ ve
yalancõ diyerek birdenbire patlamasõ, misafirperverlik ve tolerans ile
tanõnan Türkiye’nin itibarõnõ lekeledi” ifadeleri kullanõldõ.
Salvini