25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 4 ŞUBAT 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Adeta Meydan Okurcasına! AKP iktidarı, tek parti dönemini çağrıştıran uygu- lamalarla yerel seçim kampanyasını sürdürüyor. Şanlıurfa Valisi Yusuf Yavaşcan, Büyükşehir be- lediye başkan adaylarının belirlendiği AKP temayül yoklamasına katılmakla kalmamış; SP adayının ça- lışmalarını izletmek için peşine kameralı bir polis eki- bini de takmıştı. Pazar günkü Cumhuriyet’te yer alan bir haber, Bursa Valisi Şehabettin Harput’un da, iktidar par- tisinin Bursa büyükşehir belediye başkan adayı- nın kent çalışmalarına daha donanımlı katılması için düzenlenen brifingde boy gösterdiğini duyurunca, 60 yıllık demokrasimizin ayıplar listesi bu iki “dev- letin valisi”nin üstlendiği bu yeni görevlerle zengin- leşmiş oldu. İktidar partisinin, başta valiler olmak üzere, öteki devlet görevlilerini de, kendi örgütlerinin ayrılmaz parçaları gördüğünün kanıtı, Bursa brifingini duyur- mak amacıyla, Osmangazi Belediyesi Halkla İliş- kiler Müdürlüğü’nün medyaya gönderdiği bültende de belgelenmiş. Çiçeği burnundaki yeni başkan ada- yının vaat projelerini zenginleştirmeyi amaçlayan bri- finge Bursa Milletvekili olan Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in yanı sıra Vali Harput’un ve büyükşehir be- lediyesindeki bazı görevlilerin de katıldığının duyu- rulmasında sakınca görülmemiş. ‘Benim valim..’ zihniyeti Başbakan’ın “benim valim” ya da “benim müs- teşarım” diye tanımladığı irili ufaklı devlet görevlile- rinin, iktidar partisinin başarısı için çalışmakla yü- kümlü ajanlar olarak algılandığı bir dönemi geçiriyor Türkiye. Oysa o dönemi, üstünde hâlâ çok tartışmaların ya- pıldığı 1946 seçimleri ile çoktan geride bırakmış ol- malıydık. Doğrusu da, AKP ve özellikle Tayyip Er- doğan iktidara gelinceye kadar öyle idi. Ne zaman ki Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Hü- kümeti’nin Başbakanı oldu. Yaşı nedeni ile hiç ya- şamadığı o tek partili yıllarda, bulundukları illerin hem en yüksek mülki idare amirliği görevini üstle- nen; hem de CHP’nin o ildeki örgütünün başkanlı- ğını yapan valiler dönemini yeniden yaşama geçir- mek istedi. Partinin başarısı için dağıtılacak kömürün, şeke- rin evlere ulaştırılmasını da, dağıtım kamyonlarının şoför mahallinde oturmasını beklediği valilerin gö- revleri içinde gördü... Öylelikle devletin ay yıldız ro- zetli valisi ile yakasında partinin ampul simgesini ta- şıyan siyasi komiserleri, seçmenlere iktidar gücü- nün ayrılmaz temsilcileri olarak gösterilecekti. Başbakanı devletle partiyi birbirlerini tamamlayan tek güç olarak algılayınca, İçişleri Bakanı’na ya o görevden ayrılmak; ya da kervan başının arkasından yola devam etmek seçenekleri kalıyor. Vatandaş armağanları.. Prof. Dr. Beşir Atalay’ın 2009 yerel seçimleri kam- panyasının henüz başladığı bugünlerde Şanlıurfa ve Bursa’da sergilenen “vali+parti” güç birliği haber- leri karşısında kılını kıpırdatmaması, ikinci seçeneği seçtiğini gösteriyor. Hem Sayın Bakan’ın; hem de bu iki değerli mülki amirin kendi tercihleridir; 21. yüzyıl Türkiyesinde demokrasimizi çirkinleştiren bu tür resimlerde figü- ran olarak yer almak isteyişleri... “Keser döner, sap döner. Gün gelir hesap döner”li tekerlemeleri de bir yana bırakalım. Ama, yakın ta- rihinde, dürüst, yansız ve tarafsız olarak bakanlık yapmış yüzlerce onurlu ismin yanı sıra, “sandık ba- kanı, radyo bakanı, kütük bakanı” gibi tanımlarla ha- tırlanan politikacıların gelip geçtiğini de, bir dönem Uşak ilimizde Valilik makamında oturmuş rahmetli bir “gayretkeş” yöneticiye, basının “iktidarın uşak valisi” yaftasını yapıştırmış olduğunu hatırlatalım. Sayın İçişleri Bakanı’na, seçim çalışmaları için git- tiği Eskişehir’deki belediye çalışmalarını küçümse- yen açıklamaları nedeni ile “gözlük” göndermeye kalkışan halk zekâsı, bakarsınız daha ileri gider ve kim bilir ne denli armağanlarla unutulmaz kılar, onun partizan valilere kalkanlık yapmasını! Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] Susurluk hükümlüsü Hoştan’õn ‘Kayõp çanta bende’ açõklamasõnõn ardõndan tartõşma yeniden alevlendi İstanbul Haber Servisi - Susurluk kazasõnda ölen Abdullah Çatlı’nõn ka- yõp çantasõnõn kendisinde olduğunu be- lirten Ergenekon davasõ sanõğõ Sami Hoştan’õn ifadeleri, “kayıp çanta” tartõşmasõnõ yeniden başlattõ. Susurluk sanõklarõndan Sedat Bucak’õn çanta- daki gizli belgeleri mahkemeye sun- duğu, Ergenekon davasõnõ başlatan ifa- deleri veren Tuncay Güney’in ise ka- yõp çantanõn, emekli Tuğgeneral Ve- li Küçük’te olduğu iddialarõna, bu kez de Hoştan’õn “Çanta bende, içinde- kiler ise ailesinde” ifadeleri eklendi. Yeni Şafak gazetesi ise “Polisin, Me- ral adlı yabancı uyruklu bir kadının, kayıp çantayı Veli Küçük’ten alarak Almanya’daki önemli bir isme tes- lim ettiğini” yazdõ. Çatlõ’nõn kayõp çantasõ, Susurluk ve Ergenekon davasõ sanõklarõnõn ifade- leriyle yeniden gündeme geldi. Kazayõ duyduğunda olay yerine gittiğini ve Çatlõ’nõn çantasõnõ da aldõğõnõ belirten Hoştan, “Çantayı ben aldım. Dava karara bağlansın, çıkaracağım. İçin- de iddia edildiği gibi bir belge yok- tu. Arabasını satmıştı Çatlı, o ne- denle 26 bin mark vardı. Bir de kı- zı Sevcan’ın kolyesi. Ailesine eşya- larını götürdüm. Çantanın da ben- de kalmasını istedim” diye konuştu. Ancak Hoştan’õn, “Dava karara bağ- lanınca çantayı getireceğim” sözle- ri, Hoştan’õn, “Beni korumazsanız, çantanın içindekileri açıklarım” mesajõ olarak yorumlanõyor. Susurluk kazasõndan yaralõ olarak kurtulan eski milletvekili Bucak da çantanõn kendisinde olduğunu öne sürmüştü. Çatlõ’nõn çantasõndaki belgeleri yargõlandõğõ İstanbul 2. Ağõr Ceza Mahkemesi heyetine, ka- palõ zarf içinde veren Bucak, “Bun- lar gizli belgelerdir. Açtığımda, devletin sırlarını içeren şeyler ol- duğunu gördüm. Bunların okun- ması devlete zarar verebilir. Bunu hiçbir yerde söylemedim. Susur- luk’taki kazadan sonra Mehmet Özbay’ın çantasında buluna şeyler, bu zarfın içindedir” demişti. Ergenekon davasõnõn “firari şüp- helisi” Tuncay Güney ise 2001’de ver- diği ifadesinde, Çatlõ’nõn kayõp çan- tasõnõn, Susurluk kazasõnõn ardõndan arkadan gelen başka bir araçta bulu- nan kişilerce alõndõğõnõ, daha sonra ka- muoyunda Drej Ali olarak tanõnan Ali Yasak tarafõndan emekli Tuğgeneral Veli Küçük’e verildiğini idda etmiş- ti. Güney ifadesinde şöyle demişti: “Giresun’da bazı üst düzey as- keri görevlilerle otururken Su- surluk kazasıyla ilgili olarak Tuğ- general Küçük, ‘Mehmet Ağar da ölecekti biliyorsun, o gün onlar otel- deydiler, bunlarõn aslõnda hep bera- ber gitmeleri o kazada ölmeleri ge- rekiyordu, bizimkiler öbür, arkada- ki arabadaydõlar, Allah’tan çantayõ Drej Ali aldõ’ dedi.” Yeni Şafak’ın iddiası AKP iktidarõna yakõnlõğõyla bilinen Yeni Şafak gazetesi ise Üzeyir Garih cinayetini araştõran polisin, suikastõ yönlendiren “Meral” adlõ yabancõ uyruklu ancak çok iyi Türkçe konuşan bir kadõnõn çantayõ Almanya’ya gö- türdüğü iddiasõnõ ortaya attõ. Polisin çantanõn izine ulaştõğõnõ belirten ga- zete, Garih cinayeti hükümlüsü Ye- ner Yermez’in “Bulunursa cinayet aydınlanır” dediği Meral adlõ kadõnõn, emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ten çantayõ alarak Almanya’da önemli bir isme teslim ettiğini yazdõ. Star ga- zetesi ise Çatlõ ailesinin Hoştan’õ ya- lanlayan “Bize hiçbir şey vermedi” ifadelerine yer verdi. Abdullah Çatlı’nın çantası, Su- surluk ka- zasının ar- dından kayboldu. Bucak, çantadan çıkan bel- geleri mah- kemeye verdiğini söyledi. Tuncay Güney, ka- yıp çanta- nın Veli Küçük’te olduğunu öne sürdü. Sami Hoştan çantayı ka- zadan son- ra kendisi- nin aldığını iddia etti. Çanta soru işareti dolu ‘Yasalar şiddeti önlemiyor’ Türkiye İnsan Haklarõ Vakfõ’nõn raporuna göre faili meçhul cinayetlerde, yargõsõz infazlarda, gözaltõnda ölümlerde, geçen yõllara oranla düşüş değil artõş yaşanõyor HÜLYA KESKİN Geçen yõl faili meçhul cinayet vakalarõnda 34, yargõsõz infaz, dur ihtarõ, rasgele ateş açma olaylarõ nedeniyle 37, gözaltõnda ve ceza- evinde şüpheli ölüm vakalarõ kap- samõnda da 45 kişi olmak üzere toplam 106 kişi yaşamõnõ yitirdi. Türkiye İnsan Haklarõ Vakfõ (TİHV) Dokümantasyon Merke- zi’nin yaşam hakkõ ihlallerine iliş- kin hazõrladõğõ özel rapora göre, 2008 yõlõnda faili meçhul vakalar, gözaltõnda veya cezaevlerinde ölümler ile yargõsõz infaz, dur ihta- rõna uymama, rasgele ateş açma so- nucu meydana gelen ölümlere iliş- kin rakamlar, geçmiş yõllar ile kar- şõlaştõrõldõğõnda “mevcut yasaların ve düzenlemelerin iddia edildiği gibi güvenlik güçlerinin şiddetini önlemediği” gerçeğini gözler önü- ne seriyor. Tüm uygulamalara kar- şõn yaşam hakkõ ihlalleri her geçen gün artarak devam ediyor. Yalnõzca 2008 yõlõnda yargõsõz infaz, dur ih- tarõna uymama ve rasgele ateş aç- ma sonucu 37 kişi yaşamõnõ yitirdi. Faili meçhul ölüm olaylarõnda ise geçmiş yõllara oranla belirgin bir artõş yaşandõ. Kilit yıl 2005 oldu 2008 yõlõnda tespit edilen 34 fai- li meçhul ölüm, son 8 yõlõn bu tür ölüm vakalarõ kapsamõnda en yük- sek rakamõnõ oluşturdu. Gözaltõn- da ve cezaevlerinde meydana ge- len ölümlerin sayõsõ ise 2008 yõ- lõnda 45’e ulaştõ. Bu tür ölümlerde 2005-2007 arasõnda bir düşüş ya- şanmasõna karşõn son dönemde ar- tõş görüldü. Raporda, yaşam hak- kõ, işkence yasağõ, ifade özgürlüğü dahil temel hak ve özgürlüklerin genel durumu bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, 2000-2005 yõllarõ arasõnda gerçekleşen kõsmi iyileşmelerin etkisiyle oluşan olumlu havanõn, 2005’ten sonra gerek mevzuat değişikliği, gerekse de uygulama alanõnda görülen olumsuzluklarla birlikte tersine döndüğü ifade edildi. 2008’e kadar düşüyordu 2000 yõlõnda faili meçhul cina- yetler, yargõsõz infaz, dur ihtarõ ve rasgele ateş açma sonucu olaylarõ ve gözaltõnda ya da cezaevlerinde ölüm vakalarõ nedeniyle 128 kişi yaşamõnõ yitirdi . 2001 yõlõnda bu rakam 118 olurken 2002 yõlõnda hak ihlalleri sonucu ölenlerin sayõsõ 94’e düştü. 2003 yõlõnda ise yine bir düşüş yaşanarak hayatõnõ kaybe- den kişi sayõsõ 84 olurken, düşüş devam ederek bu rakam 2004’te 81, 2005’te 81 ve 2006’da da 81 olarak rapora yansõdõ. 2008 yõlõnda ise yine artarak 106’ya kadar ulaştõ. TİHV’in raporu Polise ‘adam öldürme’ davasõ Soner Çankal adlı gencin ölümüyle sonuçlanan olaya ilişkin soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede polis memuru Vahit Karşılıyan hakkında hapis cezası istendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Altõn- dağ’da Soner Çankal adlõ gencin öldürülmesi ola- yõnõn zanlõsõ polis memuru Vahit Karşılıyan hakkõnda, “meşru müdafaa sınırının aşılması so- nucu adam öldürme” suçundan dava açõldõ. Soner Çankal’õn, 19 Kasõm 2008’de öldürül- mesiyle ilgili soruşturma kapsamõnda hazõrlanan id- dianamede, Ankara Asayiş Müdürlüğü Motorsik- letli Polis Timleri Amirliği’nde görev yapan ve ha- len tutuklu bulunan polis memuru Karşõlõyan’õn, “meşru müdafaa sınırının aşılması sonucu adam öldürme” suçundan cezalandõrõlmasõ istendi. İddianameye göre, sanõk Karşõlõyan, olay gecesi be- raberindeki 3 polis memuru ile uygulama için Al- tõndağ’da devriye gezerken, Mevlana Caddesi’nde ekip arabasõnõ gören 3 kişi kaçmaya başladõ. Po- lis memurlarõ, kaçan kişilerin peşine düştü. Çan- kal’õ kovalayan sanõk polis Karşõlõyan, uyarõsõna kar- şõn durmayan Çankal’õn ardõndan bir el uyarõ ate- şi açtõ. Karşõlõyan’õn, kaçmaya devam eden Çan- kal’õ yakalamak için hamle yapmasõyla iki metre yükseklikten aşağõ düşen ikili boğuşmaya başladõ. Altta kalan Karşõlõyan, kurtulmak için tabancasõ- nõn kabzasõyla Çankal’õn kafasõnõn arka kõsmõna vu- rurken, olay yerine gelen 2 kişi de Karşõlõyan’a bõ- çakla saldõrdõ. Ancak bõçak darbesi, Karşõlõyan’õn cüzdanõna takõldõ. İddianamede, elinden silahõ alõnmaya çalõşõlan Karşõlõyan’õn tabancasõnõ ver- memek ve bu kişilerden kurtulmak için ateş etti- ği kaydedilerek, sõrtõndan vurulan Çankal’õn 11 met- re ileride düşerek öldüğü bildirildi. ‘Uzak mesafeden ateş edildi’ Çankal’õn yanõnda bir kurusõkõ tabanca, bir şar- jör, bir bõçak ile uyuşturucu olduğu tahmin edilen bitkiler ele geçirildiği kaydedildi. Çevredeki bir evin duvarõnda da mermi izi tespit edildi. Olay yerin- de bulunan 3 adet boş kovan ile 1 adet dolu fişe- ğin polis memuruna ait olduğunun belirlendiğine yer verilen iddianamede, Çankal’õn mont ve ka- zağõnõn kriminal incelemesi sonucunda silahõn, uzak mesafeden ateşlendiğinin tespit edildiği belirtildi. DİCLE ÜNİVERİSTESİ TIP FAKÜLTESİ’NDE SKANDAL Hastaneye dört bin yıl yetecek ilaç alınmış DİYARBAKIR (AA) - Dicle Üniversitesi (DÜ) Tõp Fakülte- si’ne 4 bin yõllõk ihtiyacõnõ karşõ- layacak ilaç alõndõğõ tespit edildi. DÜ Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Ayşegül Saraç’õn atanmasõnõn ardõndan DÜ Tõp Fakültesi Has- tanesi yönetimi değiştirildi. Has- tanenin yeni yönetimi, hastane de- polarõndaki ilaçlarõ araştõrõnca ihtiyacõ aşan çarpõcõ alõm rakam- larõyla karşõlaştõ. Hastane Baş- hekimi Doç. Dr. Sait Alan, gö- reve geldiklerinde hastanedeki ilaç depolarõnõn dolu ve gelen ilaçlarõ koyacak yer kalmadõğõnõ gördüklerini söyledi. Alan, daha önce ihale edilmiş ilaçlarõn gel- meye devam etmesi üzerine ilaç- lara yer bulmak için tõp fakülte- sinin bazõ dersliklerini ve labo- ratuvarlarõnõ “depoya” çevirdik- lerini anlattõ. Alan, depolarda yaptõrdõklarõ inceleme sonucunda bazõ ilaçla- rõn onlarca yõl yetecek ölçüde sa- tõn alõndõğõnõ belirterek ancak ilaçlarõn kullanõm sürelerinin bu kadar uzun olmadõğõna dikkati çekti. Hastanelerinde 2008 yõ- lõnda sadece 1 adet kullanõlmõş olan bir ilacõn 4 bin adet satõn alõndõğõna işaret eden Alan, de- ğeri milyonlarca lirayõ bulan sü- resi geçmiş 14 bin adet ilaç ile 8 bin 500 adet medikal malzeme- si tespit ettiklerini ve bunlarõn çö- pe atõlacağõnõ söyledi. TUTUKSUZ SANIKLAR DURUŞMAYA KATILDI JİTEM davasında ilk kez sanık dinlendi DİYARBAKIR (Cumhuri- yet) - Ergenekon soruşturmasõy- la gündeme gelen JİTEM dava- sõna yõllar sonra ilk kez 2 sanõk katõldõ. Davanõn dünkü duruş- masõna, haklarõnda 3 kişinin öl- dürülmesi ve bir cinayetin az- mettirilmesi iddiasõyla dava açõ- lan eski korucu Faysal Şanlı ile çitfçi Lokman Gündüz mahke- mede hazõr bulundu. Söz alan avukat Tahir El- çi’nin Binbaşõ Ahmet Cem Er- sever’i tanõyõp tanõmadõklarõ yö- nündeki sorusunu Şanlõ, “1987 yı- lında teröristler köyümüzü bas- tı. 12 akrabamı öldürdüler. Bölgedeki komutanlar bizi zi- yaret etti. Birisi ‘Ben Cem’ de- di. Tanıdığım tek Cem odur” di- ye yanõtladõ. Elçi, para karşõlõğõ Irak’a teslim edildiği öne sürülen peşmerge komutanõnõn eşinin du- ruşmaya katõlmasõnõ, Arif Doğan ile ilgili dosyanõn Ergenekon so- ruşturmasõnõ yürüten savcõlõktan istenmesini, eski İstihbarat Dai- re Başkanõ Hanefi Avcı’nõn da dinlenmesini ve Genelkurmay Başkanlõğõ’ndan JİTEM’le ilgili soruşturmanõn akibetinin sorul- masõnõ talep etti. Mahkeme, du- ruşmalara gelmeyen itirafçõlar hakkõnda yakalama emri çõkarõl- masõna ve sanõk Abdülkadir Ay- gan’õn durumunun Adalet Ba- kanlõğõ’ndan sorulmasõnõ karar vererek davayõ erteledi. Yeni paranın sahtesi bir ayda basıldı Piyasaya 1 Ocak’ta çıkan Türk Lirası’nın (TL) sah- telerini sürmeye çalışan 3 kişi yakalandı. Kriz nede- niyle dükkânını kapatan A.F.K. zararını kapat- mak için evinde sahte pa- ra basmaya başladı. Bir ihbarı değerlendiren po- lis, A.F.K’yi takibe aldı. Alıcı kılığındaki polisler sahte paraları almak için 5’te 1 fiyatına anlaşma sağlayınca söz konusu ad- rese operasyon düzenlen- di. Operasyonda çok sayı- da sahte para ile bir cina- yette kullanıldığı anlaşı- lan bir tabanca ele geçir- di. Operasyonda A.F.K ile birlikte sevgilisi oldu- ğu ileri sürülen A.Ş ve arkadaşı F.B’de gözaltına alındı. A.F.K tutuklanır- ken diğer şüpheliler tu- tuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. ŞİŞLİ’DE KUŞKULU PAKET - Şişli’de gaze- temizin merkez binasının bulunduğu Prof. Dr. Mazhar Öktel Sokak üzerinde minibüs du- raklarının karşısındaki İtalyan-Ermeni ve Rum mezarlığının duvarı üzerine bırakılan siyah YKM yazılı şüpheli paket, panik yarattı. Bomba imha ekipleri olay yerine gelerek şüp- heli paketi fünye ile imha etti. Şüpheli pa- ketten bir çift spor ayakkabı çıktı. Tolon GATA’da 3 ay kalacak İstanbul Haber Servisi - Ergenekon soruştur- masõ kapsamõnda tutuklanan ve sağlõk sorunla- rõ nedeniyle Silivri Cezaevi’nden mahkeme ka- rarõyla Gülhane Askeri Tõp Akademisi Haydar- paşa Askeri Hastanesi’ne sevk edilen emekli Or- general Hurşit Tolon’un burada üç ay tedavi gö- receği belirtildi. Tolon için, ilk etapta kilo kay- bõnõn nedenlerinin belirlenmesine yönelik tet- kiklerin yapõldõğõ ve tedavi uygulandõğõ öğrenildi. 4 ilde 8 kişiye gözaltı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Emniyet Ge- nel Müdürlüğü Kaçakçõlõk ve Organize Suçlar- la Mücadele Daire Başkanlõğõ ekipleri daha ön- ce yapõlan bir operasyonun devamõnda Bursa Cumhuriyet Savcõsõ’nõn talimatõ üzerine Anka- ra, Bursa, Kütahya ve Balõkesir’de operasyon ger- çekleştirdi. Operasyonda, aralarõnda 2 emekli al- bayõn da bulunduğu 8 kişi gözaltõna alõndõ. Bu ki- şilerin ev, işyeri ve üzerlerinde ruhsatlõ tabancalar ve çok miktarda senet ve sözleşme ele geçirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle