19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 4 ŞUBAT 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] İsviçre’nin kayak merkezi ve egzotik turizm kenti Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomi Fo- rumu günlerce küresel krizin nedenlerini araştıran ve çözüm önerileri arayan panel ve konferanslara sahne oldu. Katılım ücretinin 25 bin doları buldu- ğu bu zenginler kulübünün toplantıları sürerken, bir yandan da Atlantik’in diğer yakasında, Brezil- ya’nın Benem kentinde düzenlenen Dünya Sos- yal Forumu’nda “Başka bir dünya mümkündür” çağrıları yükselmekteydi. Davos’ta Ekonomik Forumu’un toplantıları sürer- ken küresel ekonomiye ait veriler akmaya devam et- ti. IMF 2009 yılında dünya ekonomisine ilişkin orta- lama büyüme tahminini yüzde 0.5’e çektiğini açıkla- dı. Oysa sadece üç ay önce kasım ayında IMF’nin 2009’a ilişkin büyüme tahmini yüzde 2.2 idi. 2008 ba- şında ise IMF, küresel krizden, başını Çin ve Hindis- tan’ın çekeceği bir “ayrışma” sayesinde derinleşme- den çıkılacağını; dünya ekonomisinin ise yüzde 4.4 ile büyümeye devam edeceğini duyurmuştu. Ayrış- ma kuramı (decoupling) diye adlandırılan bu inanç dün- yasının beklentileri gerçekleşmedi. Küresel kriz giderek derinleşerek piyasaların kendi kendisini dengeleye- ceği beklentisini çökertti. IMF 2009’a ilişkin tahminlerinde ayrıca dünya bankacılık ve finans kesiminin zararlarının 2.2 trilyon dolara ulaşacağını hesaplamaktaydı. Oysa ekimde ya- pılan tahminler söz konusu kayıpların 1.4 trilyon ola- cağı yönündeydi. Dünya ekonomisinin 2009’da yaşayacağı kriz sü- reci IMF tahminleri doğrultusunda gerçekleştiği tak- dirde, bunun anlamı İkinci Dünya Savaşı’ndan bu ya- na dünya üretiminin ilk defa daralması olacaktır. Üre- timdeki bu daralmaya koşut olarak tüm ülkelerde emekçileri zor günler beklemektedir. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tahminlerine göre tüm dünya- da işsiz sayısı en az 18-30 milyon, büyük olasılıkla da ortalama 50 milyon kişi artış gösterecektir. Böylece dünyada açık işsizlerin sayısı 230 milyona ulaşacak- tır. Bu rakam dünya işgücü arzının yüzde 7.1’ine denk düşmektedir. Dünya ekonomisine ilişkin bu veriler yayımlanırken, IMF İcra Direktörleri Başkanı Straus-Kahn ise IMF’nin krize müdahale edebileceği kaynaklarının kurumak- ta olduğunu ve 2009’da örgütün en az 150 milyar do- lar net yeni kaynağa gereksinimi duyduğunu itiraf et- mekteydi. IMF’nin, diğer kardeş uluslararası örgütler ve ulus-ötesi şirketlerle ağız birliği ederek, dünya eko- nomisini serbest (kuralsızlaştırılmış) piyasalara terk et- meye koşullandırdığı neoliberal küreselleşme masa- lı, deyim yerindeyse, kendi efendilerini yiyip bitiren bir Frankeştayn’a dönüşmüş durumdadır. Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomi Forumu’nun bu sene ülkemiz açısından bir başka anlamı daha ol- du. Başbakan Erdoğan’ın katılmış olduğu bir panel- de İsrail Cumhurbaşkanı Simon Peres’e karşı sert çı- kışı günlerce iç siyaset malzemesi olarak tüketildi. Oy- sa arka planda “mehter marşı”yla tekrarlana tekrar- lana hafızalara kazınan bu diplomasi skandalının, Tür- kiye’nin ne siyasi bağımsızlık savaşımına, ne de bölgemizde barış mücadelesine herhangi bir yarar ge- tirmeyeceği ortadaydı. Türkiye’nin hamasi gövde gösterilerini bir yana bı- rakıp mevcut krizin baş sorumlusu IMF, Dünya Ban- kası ve Dünya Ticaret Örgütü üçlüsünün güdümün- de sürdürülen neoliberal koşullandırma reçetelerine “artık yeter!” demesinin zamanı gelmiştir. Zira unut- mayalım ki, iktisadi bağımsızlık olmadan, siyasi ba- ğımsızlık da olanaklı değildir. EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN Davos’tan IMF’ye: Artık Yeter! Dünya döneri sevdi, bir de günü oldu Ekonomi Servisi - Dönerin Türkiye tarafõndan dünyaya sunulmuş bir mar- ka olduğunu sürekli vurgulamak adõna 1 Şubat tarihi “Dünya Döner Günü” olarak kabul edildi. Türkiye Süt, Et, Gõda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği’nin işbirliği ile bu yõl Antalya’da ilki düzenlenen 1. Döner Kongresi’nde, Avrupa’da döner sektö- rünün piyasadan çektiği et miktarõnõn, 2 büyük fastfood devinin toplam çektiği et miktarõnõn 2 katõndan fazla olduğu- na işaret edilerek, döner sektörünün sa- dece Almanya’da günde yaklaşõk bin ton döner ürettiği ve yõllõk ortalama 30 milyar Avro ciroya yön verdiği vurgu- landõ. Kongreye, Almanya Tarõm Ba- kanlõğõ görevlileri, Amerika, Kanada, Ukrayna, Rusya, Suriye, Irak, Azer- baycan ve Avrupa’nõn çeşitli ülkele- rinden 150 döner imalatçõsõ ve 100’ün üzerinde yan sanayi işletmecisi katõldõ. Kongre’de, AB ve Türkiye tarafõndan üzerinde mutabakat sağlanmõş bir döner tanõmõnõn sağlanmasõyla ile ilgili çalõş- ma yapõlmasõna ve denetimlerin ilgili si- vil toplum kuruluşlarõnõn aktif katõlõ- mõyla sürdürülmesine karar verildi. [email protected] Kendine özgü diplomatik atağını uluslararası are- nada da sergileyerek milli ve de dini duyguları(!) şahlandıran Başbakan Erdoğan Davos dönüşü milli kahraman olarak karşılanmayı başardı. Bü- yük olasılıkla açık oturumdaki öfke patlamasını ye- rel seçimlerde oya da çevirecek. Ne gam... Erdoğan’ın Türkiye’sinin öteki yüzünde yer alan manzaralar kimin umurunda? Matematik ve fen eğitiminde dünya sıralama- sında 49 ülke arasında 30’uncu; AB sıralamasın- dan ise sonuncu sırada olmamız... Daha okul çağındaki kızların, babalarının öden- memiş borçlarına karşılık tefecilere kuma olarak verildiği gerçeği... 200 bin öğretmen adayının aylardır atamaları ya- pılmadığı için sokaklara dökülmesi... Ucuz kahramanlıklarla, bedava kömür dağıt- makla oyların toplandığı bir ülkede eğitime neden önem verilsin ki? 2009 bütçesinde IMF istedi diye; hem de daha anlaşma bile ortada yokken yapılan kesintinin için- de Milli Eğitim Bakanlığı yatırımlarından da 248 mil- yon lira olduğunu biliyor musunuz? Peki ya Milli Eğitimi Bakanı Hüseyin Çelik’in, “Ben istesem de 100 bin öğretmeni işe alamam. Ayrılan bütçe müsait değil” derken Türkiye’de 140 binin üzerinde, öğretmen açığı olduğunu? Ve kim- senin de kalkıp kendisine “O zaman neden büt- çeden eğitime ayrılan paydan kesinti yapılmasına göz yumuyorsun?” diye hesap sormadığını... Başbakan Erdoğan, iktidar olmadan önce kür- sülerden öğretmen adaylarına seslenerek, “Binlerce işsiz öğretmen bekliyor, KPSS de neymiş. Okulla- rımızda öğretmen yok, iktidar olduğumuzda öğ- retmenler KPSS’ye girmeyecek, okulu bitiren gidip okullarda işe başlayacak” demişti. Hatırlıyor mu acaba bugün o sözlerini? Öğretmen açığı Türkiye’nin eğitim sorunları sarmalının yalnızca bir parçası. Eğitimin niteliği ne yazık ki ülke gündeminin içinde yer bile alamıyor. Buna karşın bakanlık valiliklere şok genelge yol- layarak, “üniversitelerin tanıtım gezilerinde içki iç- meye teşvik edici eğlenceler düzenlendiğini ve bu konuda gerekli tedbirin alınması” uyarısında bu- lunabiliyor. Türkiye’nin birçok yerinde ilkokul 4’üncü, hatta 5’inci sınıf öğrencilerinin bir kısmının 3 ke- re 4 sorusuna bile yanıt veremediğini biliyor- musunuz? Ben bu soruyu bir ay önce Hasan- keyf’te bizi karşılayan çocuklara yöneltmiştim. 8 çocuktan sadece 1 tanesi doğru cevabı vermişti. Çocuklar okul formalarıyla dolaşıyorlardı. Ama öğretmenleri yoktu. Çünkü daha ataması yapıl- mamıştı... Evet, öğretmen adayları, 6 Şubat’ta Ankara’da bakanlığın önünde toplanarak, sorunlarına çö- züm üretmeyen, yıllardır yaptıkları çalışmaları gör- mezden gelen YÖK, hükümet ve Milli Eğitim Ba- kanlığı’nı protesto edecekler. En azından duyarlı yurttaşlar olarak onlara bi- raz destek verelim... Davos Kahramanına Birkaç Eğitim Sorusu... Merkezi sistem geri geliyor Nükleerde ibre Ruslara dönüyor Ekonomi Servisi - Bayõndõrlõk ve İskân Bakanlõğõ tarafõndan hazõrlanan “Bina- larda Enerji Per- formansı Yönet- meliği” ile 2009’un Aralõk ayõndan iti- baren bin metrekare üzerindeki binalar- da merkezi õsõtma sistemi kullanma zo- runluluğu getiriliyor. Bu uygulama ile 2020’ye kadar ener- jiden yõllõk yüzde 20, faturalardan da iki milyar dolarlõk tasarruf sağlanmasõ hedefleniyor. Kazan ve Basõnçlõ Kap Sa- nayicileri Birliği Derneği Başkanõ Ali Eren, merkezi sis- teme dönüşüm ma- liyetinin 10 bin TL olduğunu belirterek “Bu sayede yurtdı- şından alınan do- ğalgaz için fazla- dan ödenen 4 mil- yar doların önüne geçmiş olacağız” di- ye konuştu. Nabucco’nun CEO’su Ankara’da hattõn başlamasõ için Türkiye’den fedakârlõk isteyecek AB’nin Nabucco’da ikna turu Kriz karşõsõnda piyasa modelini rafa kaldõran ve kamu yatõrõmlarõna yönelen ABD’ye tepki: Sam Amca korumacılık yapma ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye-AB Doğalgaz Boru Hattõ’nõn (Nabucco) Genel Müdürü Reinhard Mitschek Ankara’yõ ikna etmek için bugün Türkiye’ye gelecek. Mitschek’in hattõn bir an önce gerçekleşebilmesi için Türkiye’den fedakârlõk isterken ülkeler arasõ anlaşmazlõk ile ilgili olarak da şart- larõn yumuşamasõ için arabuluculuk tek- lifinde bulunacak. Diplomatik kaynaklardan edinilen bil- gilere göre, Mitschek Ankara’da Başba- kanlõk, Enerji ve Dõşişleri Bakanlõklarõ ile BOTAŞ ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklõğõ’nda temaslarda bulunacak. 26-27 Şubat tarihlerinde Macaristan’õn başkenti Budapeşte’de gerçekleştirilen zirvede AB ve Türkiye uzlaşamamõştõ. AB Türkiye’nin Nabucco’da sadece ak- tarõcõ ülke olmasõ teklifini yaparken An- kara ise yüzde 15’lik bir pay istediğini be- lirtmiş ve aksi takdirde hattõn gerçekleş- mesinin zora düşeceğini taraflara du- yurmuştu. Bu nedenle bu yõlõn haziran ayõnda Na- bucco’ya taraf ülkeler, kaynak sağlayõcõ ülkeler ve AB yetkililerinin katõlõmõyla, İstanbul’da yeni bir zirve yapõlmasõ ka- rarlaştõrõlmõştõ. Ülkeler arasõ görüşmeler, Türkiye ve AB ülkelerinin şartlarõnõ kar- şõlõklõ olarak yumuşatmasõ için haziran ayõna kadar sürdürülecek. AB ülkeler arasõ anlaşmazlõk ile ilgili olarak da şartlarõn yumuşamasõ için Ankara’ya arabuluculuk teklifinde bulunacak. Nabucco BOTAŞ ve TPAO yetkililerini ikna etmeye çalõşacak. OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - ABD Senato- su’nda görüşülen ve 900 milyar dolarõ bulacağõ belirtilen ekonomiyi teşvik paketine yönelik eleştiriler ve “ko- rumacılık uyarıları” giderek yo- ğunlaşõyor. Özellikle Avrupa Birli- ği’nden (AB) tepkilerde bu paketin dõ- şa açõk Amerikan ekonomisini içe ka- patabileceği yorumlarõ dikkat çekti. AB çelik üreticileri, AB Komisyo- nu’na başvurarak, yasayla düzenlenen yeni paketin, altyapõ yatõrõmlarõnda Amerikan ürünlerine öncelik verme- si halinde ABD’nin Dünya Ticaret Ör- gütü’ne şikâyet edilmesini istediler. Avrupa otomotiv sektörünün koru- macõ eğilimler karşõsõnda ciddi endi- şeler taşõdõğõ belirtilirken, Alman kimya ve ilaç devi Bayer’in yönetim kurulu başkanõ Werner Wenning, yaptõğõ bir açõklamada, “ekonomile- rin krizle mücadele adına dışarıya karşı korumacı önlemler almama- sı” gerektiğini vurguladõ. AB’nin Washington Büyükelçisi John Bru- ton, Barack Obama’nõn liderliğini dünyaya gösterme fõrsatõna sahip ol- duğunu belirterek altõna imzasõnõ ko- yacağõ ilk büyük yasanõn diğer ülke- lerin ekonomilerine zarar vermesi halinde, bu küresel liderliğin olumsuz etkileneceğini anõmsattõ. Bu arada ABD’deki Kanada Bü- yükelçisi de yaptõğõ açõklamada, “Amerikan malı satın al!” kararõnõn sonuçlarõna karşõ uyarõda bulundu. Beyaz Saray ve Kongre’ye konu hakkõnda bir mektup gönderen AB, Amerikan malõ õsrarõnõ içeren öner- genin geçmesi durumunda tehlikeli bir emsal yaratõlacağõ uyarõsõnda bu- lundu. Kanada’nõn Washington Bü- yükelçisi, Senato’daki liderlere mek- tup göndererek, söz konusu madde- nin, Amerika’nõn serbest ticaret tez- lerini ve ahlaki otoritesini zedeleye- ceğini de savundu. Beyaz Saray ise tasarõnõn eleştirilen maddesinin göz- den geçirildiğini açõkladõ. Birkaç ay öncesine kadar bir işi olan özellikle gençler, şimdi işsizlik primini almak için Gazi Bulvarı’ndaki müdürlük binası önünde aynı sırada buluşuyor. Başvuru o denli çok ki aylar sonrasına randevu veriliyor. ‘Gazze’den ne farkımız var’ EMRE DÖKER İZMİR - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn “teğet” geçtiğini söylediği küresel krizin mağdurlarõ, Çalõşma ve Sos- yal Güvenlik Bakanlõğõ Türkiye İş Ku- rumu Müdürlüğü önünde, işsizlik prim- lerini almak için 2 ay önce verilen randevu kapsamõnda, sõranõn kendilerine gelme- sini bekliyor. 2 ay öncesine dek matbaa işçisi olan Hasan Akçay, kriz nedeniyle kendi fir- malarõnõn da 60 kişilik kadrosunu 10 ki- şiye indirme zorunda kaldõğõnõ anlatõyor. Biri üç aylõk diğeri 12 yaşõnda iki çocu- ğu olduğunu söyleyen Akçay, aldõğõ ödeneği doğrudan ev sahibine verdiğini vurguluyor. Bir paket çocuk bezinin 18 lira oldu- ğunu, çocuklarõna gõda götürecek parasõ kalmadõğõnõ belirten Akçay, “İşsizlik ödeneği bittiği zaman sosyal güvence- miz de ortadan kalkacak. Çocuğum hastalandığı zaman hastane kapısında kalacağım. Başbakan Davos’ta ‘kah- ramanlõk’ yapacağına, buradaki yüz- lerce insana iş yaratsın. Bizim Gaz- ze’den ne farkımız var” diyor. Adõnõn açõklanmasõnõ istemeyen bir baş- ka yurttaş da, Gazze’de yaşamõnõ yitiren çocuklara içinin yandõğõnõ, ancak böyle sürmesi durumunda Türkiye’deki ço- cuklarõn da açlõktan öleceğini söylüyor. Filipinler’in başkenti Manila’da işsiz kalanlar sokaklara döküldü. ‘Artõk durdurun işçi kõyõmõnõ’ Ekonomi Servisi - Küresel ekonomik kriz nedeniyle dün- yanõn çeşitli yerlerinde işten çõkarmalar devam ediyor. İs- kandinav Havayollarõ Şirke- ti (SAS) 3 bin, ABD’li ma- ğazalar zinciri Macy’s Macy’s 7 bin çalõşanõnõ işten çõkar- mayõ planlõyor. Stockholm merkezli SAS’õn yaptõğõ açõklamada, 2008’in son çeyreğinde bir önceki yõlõn aynõ dönemine göre zararõn artmasõ üzerine 3 bin çalõşanõn işine son vermeyi planladõğõ belirtil- di. Macy’s ise açõklamasõn- da, toplam işgücünün yak- laşõk yüzde 4’ü olan 7 bin çalõşanõ işten çõkaracağõnõ belirtti. Öte yandan, Filipinler de kriz nedeniyle işsiz kalanlar Manila’daki çalõşma ba- kanlõğõnõn önünde protesto gösterisi yaptõ. Gösteriye katõlanlar ‘işten çıkarmaları durdurun ve iş güvenliği- mizi istiyoruz’ pankartla- rõyla hükümeti protesto etti. KRİZ MANZARALARI General Motors kamyon tesisini satıyor Ekonomi Servisi - ABD’nin en büyük otomobil firmasõ General Motors (GM), ticari kamyon üretim tesisini Japonya’nõn önde gelen araç üreticisi Isuzu Motors’a satõşõ konusunda görüşmelerde bulunuyor. ABD’de Merkezi Otomobil Çalõşanlarõ Sendi- kasõ Başkanõ Mark Hawkins yaptõğõ açõklama- da, GM’nin ticari kamyon üretim tesisi Flint As- sembly tesisini, Isuzu Motors’a satõşõ konusunda görüşmelerde bulunduğu belirtildi. Yeni kurtarma paketleri yolda Japonya Merkez Bankasõ (BOJ), küresel finansal krizin olumsuz etkilerini azaltmak amacõyla ban- kalarõn elinde bulunduğu hisse senetlerini almak için 11 milyar dolar harcayacak. BOJ kendi bilançosunda bir bozulmaya yol açmamak için hisse alõmlarõnõ ya- tõrõm yapõlabilir şirketler için en düşük kredi notu olan BBB (eksi) olan şirketlerden yapacak. Avustralya hükümeti, küresel krizden korunmak için 26 milyar dolarlõk teşvik paketi hazõrlõyor. Pa- ketin, 28.8 milyar Avustralya dolarlõk kõsmõnõn altyapõ yatõrõmlarõ, okullar ve konutlar için kullanõ- lacağõ, 12.7 milyar Avustralya Dolarõ’nõn ise düşük ve orta gelirlilere mart ayõnda ödenecek nakitten oluş- tuğu belirtildi.  İsveç hükümeti, ulusal bankalara 6 milyar do- lar daha vermeye hazõr olduğunu bildirdi. Bankalara verilecek parayla, kredi sõkõşõklõğõndan etkilenen İs- veç şirketlerine kredilerin arttõrõlmasõ hedefleniyor. Hükümet, söz konusu paranõn daha önce duyurulan istikrar fonu aracõlõğõyla bankalara kullandõrõlabi- leceğini belirtti.  Uluslararasõ Para Fonu (IMF), ekonomik kriz- den ciddi darbe alan Asya ekonomilerinin gelecek yõl düzelebileceğini, ancak ekonomileri ihracata da- yalõ kõtanõn bu durumdan kendi başõna çõkamaya- cağõnõ açõkladõ. IMF Başkanõ Dominique Strauss- Kahn, Asya’nõn geleneksel olarak ihracata bağõm- lõlõğõnõ azaltmasõ için hane halkõ talebini arttõrmasõ gerektiğini ifade ederek ancak bunun bir gecede ola- mayacağõnõ söyledi. Ekonomi Servisi-Mer- sin’de kurulacak olan Türkiye’nin ilk nük- leer santral ihalesinde Atomstroyexport-In- ter RAO-Park Tek- nik’ten oluşan ortak girişim grubu verdiği fiyatõ aşağõ çekti. Söz- lü görüşmelerde 13 Sent’e kadar inen Ruslar’õn 8 Sent ci- varõnda bir teklif sun- malarõ halinde ihale için şansõ artacak. TETAŞ yönetimi Rus- larla sözlü olarak bir mutabakat sağladõk- tan sonra raporunu Bakanlar Kurulu’na sunacak. Sözlü pa- zarlõkta gelinen fiyat seviyesinin değerlen- dirilebilir olmasõ ha- linde Bakanlar Ku- rulu’ndan fiyat için pazarlõk yetkisi alõ- nacak. Böylece pa- zarlõğa resmiyet ka- zandõrõlmõş olacak. Başbakan Tayyip Er- doğan, nükleer sant- ral yapõmõna yönelik ihalede değerlendir- menin sürdüğünü, sonra karar verecek- lerini söyledi Amerikan “Yerli malõ kullan!” eğilimine karşõ, AB ve Kanada harekete geçti ve ABD’ye kendisinin yaydõğõ serbest ticaret tezlerini hatõrlattõ. İstanbul’daki iş yaşamının geçmişini, yılların alın terini siyah beyaz fotoğraflardan, üstelik Ara Güler gibi bir ustanın objektifinden görebilmek.... İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yal- çıntaş, büyük ustanın birbirinden nefis ve anlamlı fotoğraflarını, Enis Batur’un sözleriyle birleştirerek seçkin bir kitabın ortaya çıkmasına katkıda bu- lunmuş. Kitabın ilk sayfalarında Doğan Hızlan’ın hoş bir yazısı bizi karşılıyor: “...Alın terini dökenler bir arada görüldüklerinde, insanı ezenlere karşı ya- pılan bütün başkaldırıların görsel isyanını göre- bilirsiniz. Sessiz ürkütücü bir duruş. O insanlar ancak birbirleriyle bir aradayken, bir güç olduklarını hissederler...” Kitap geleceğe bakarken geçmişe sahip çık- manın önemini emeğin resmiyle öyle güzel an- latıyor ki etkilenmemek mümkün değil. Bu arada Yalçıntaş’tan, İTO Vakfı’nın bünye- sinde faaliyet gösteren İstanbul Ticaret Üniver- sitesi’nin çok yakında bir teknopark projesi ile kar- şımıza çıkacağını öğreniyoruz. Teknoloji ve eme- ğin birleşeceği yeni projenin İstanbul’a yararlı ol- ması dileğiyle... B‹LG‹ TOPLUMUNA DO/RU / ÖZLEM YÜZAK İstanbul’da Alın teri...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle