19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 4 ŞUBAT 2009 ÇARŞAMBA 4 HABERLER GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU ‘Hamas’a destek’ Yaklaşık üç haftalık Gazze saldırısından sonra, ateşkes ilan edildi, ama Hamas yine İsrail’e roket atıyor. İsrail devleti yine, önceden uyardığı gibi, büyük bir şiddetle cevap vermeye devam ediyor. Sol, Türkiye’de ve dünyada siyasal İslam’ın ta- raftarlarıyla “omuz omuza”, Hamas’a koşulsuz destek vermeye, İsrail’i protesto etmeye, bu arada Filistin halkı da ölmeye devam ediyor… Bu- rada bir gariplik yok mu? Bir kez daha kaybedenler üzerine Tamam, İsrail devletinin, hiçbir etki yaratmayan füzeleri bahane ederek gerçekleştirdiği, hatta Uri Avineri’nin işaret ettiği gibi savaş suçu da sayı- labilecek saldırılarını şiddetle kınayalım, durma- sını sağlamak için mücadele edelim. Peki Hamas’ı ne yapacağız? Hamas’a, “Sen bu füzeleri atma- ya neden devam ediyorsun” diye sormayacak mı- yız? Sonra, acaba Gazze halkı İsrail saldırıları al- tında, evini barkını canını kaybetmeye, şehit ol- maya devam etmek istiyor mu? Filistin halkının İs- rail uçaklarının bombaları altında ölmesi “durumun gereği” “takdiri ilahi mi”? Ya da Hamas’ın bu ölü- leri sergileyerek destek toplaması? İsrail seçkinleri seçimlere hazırlanıyor, İsrail hal- kının uzun dönemli güvenliği adeta umurlarında değil... Hamas, tüm Filistin’de iktidar istiyor; FKÖ’yü devreden çıkartmak istiyor. Bu arada Gaz- ze halkından kaç kişi kurban (pardon şehit) olmuş, adeta umurunda değil… Barış ikisinin de gün- deminde değil! Hem Hamas, hem İsrail devleti zaferlerini ilan ediyor. İki taraf da kazanmasına karşın bomba- lar ve roketler uçmaya devam ettiğine göre “kim kaybetti” sorusunu sormayacak mıyız? Bir yol arkadaşı olarak sol… “Koşulsuz destek”, haksızlığa uğradığını dü- şündüğü kesimin hatalarını, hatta suçlarını gör- mezden gelme anlayışı, sol harekete geçmişte çok pahalıya mal oldu. Stalin rejiminin “az çok” sos- yalist olduğu için ne pahasına olursa olsun sa- vunmak, o zaman siyaseten kolay bir duruştu, ama bu “etik” olarak yanlış duruş, uzun dönemde, dün- ya işçi sınıfının gözünde sosyalizmin Stalinizmle eşitlenmesine, oradan da Stalinizmle birlikte gözden düşmesine yol açmadı mı? İran’da 1979 devrimi sırasından mollalarla ittifak yapan- lar, hem Şii devrimine kaldıraç hem de solun fi- ziki olarak yok olmasına araç olmadılar mı? Da- hası bu ittifak, her türlü sosyalizmin, hatta liberal demokrasinin yaşayabileceği bir hakikat rejiminin de imha edilmesine neden olmadı mı? 30 yıl geç- ti, hâlâ ne sosyalizm ne de liberal demokrasi İran’da belini doğrultabildi. Stalinizme, Şii devrimine “yol arkadaşlığı” ya- pan sol, şimdi de Mısır’da Müslüman Kardeş- ler’den Türkiye’de AKP’ye, Gülen hareketine ka- dar siyasal İslama “yol arkadaşlığı” yapıyor. Kimi zaman anti-emperyalizm gerekçesiyle, kimi zaman da sandıktan çıkmış olmasına dayanarak… Bu destek, ne bu “anti-emperyalizmin” içeriğine (ait olduğu siyasi projeye) ne de sandıktan çıkanın si- yasi programına bakıyor… Böylece sol/sosya- listlerin büyük bir kesimi gelecekte kendisini yok edecek hareketlere yol arkadaşlığı yapmaya de- vam ediyor. Ne Hizbullah rejiminin ne de Hamas’ın totaliter özellikleri, ne de Hamas’ın savaşın hemen arka- sından yapmaya başladığı yargısız infazlar kay- gı uyandırıyor. FKÖ üzerinden gelen haberler, Gaz- ze’deki İnsan Hakları Kuruluşları, The Guardian ve The Independent yazarları yer, isim, olay vererek Hamas’ın İsrail’le işbirliği yaptığını düşündüğü in- sanları infaz ettiğini, hızını alamayarak bilinen FKÖ taraftarlarını öldürmeye, yaralamaya başladığını aktarıyorlar. Eğer bu iddialar doğruysa, Hamas, Gazze halkını sindirerek olası eleştirilerin önünü kesmeye, kızgınlığı “işbirlikçi hainlere” yönlen- dirmeye çalışıyor diye düşünebiliriz. Bu arada Hamas’a verilen koşulsuz destek, Tür- kiye’de yükselmeye başlayan antisemitizme göz- lerin kapanmasına da yol açıyor. Hamas’a veri- len bu koşulsuz destek, Başbakan’ın “Siz öl- dürmeyi bilirsiniz” ve “Osmanlı zamanında bize sığınmıştınız” ifadelerindeki, İsrail devletiyle, İs- rail halkını birbirine karıştırarak adeta bir “ırk” özel- liğine gönderme yapan, kendini Osmanlı’nın de- vamı olarak görürken Türkiye’nin Musevi vatan- daşlarını yüzlerce yıl sonra hâlâ “sığınmacı”, ya- bancı olarak gören anlayışa da verilmiş oluyor. [email protected] http://erginyildizoglu.blogspot.com ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Suudi Arabistan Kralõ Abdullah’õn 2007 yõlõnda Türkiye’ye yaptõğõ ziyarette ken- disini görmek için kaldõğõ otele giden Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, iadei zi- yaret için dün bu ülkeye gitti. Gül, hare- ketinden önce düzenlediği basõn toplantõ- sõnda “Kral Abdullah’ın Türkiye ziyareti sırasında özel hediyelerle geldiğini bili- yoruz” diyen bir muhabire “Nereden bi- liyorsun?” diyerek tepki gösterdi. Gül, Suudi Arabistan ziyareti öncesi Esenboğa Havaalanõ’nda düzenlediği ba- sõn toplantõsõnda, Kral Abdullah’õn 2006 ve 2007 yõllarõnda Türkiye’yi ziyaret ettiğini anõmsattõ. Gül, temaslarõ sõrasõnda ikili iliş- kileri ve bölgesel konulardaki işbirliğinin daha da ileri götürülmesi için yapõlabile- ceklerin görüşüleceğini belirtti. Kral Abdullah’õ “deneyimli ve vizyon sahibi bir bölge lideri” olarak anlatan Gül, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldõrõlarõnõn he- men sonrasõnda Ortadoğu ve Irak’taki du- rumun da masaya yatõrõlacağõnõ kaydetti. Açõklamalarõnõn ardõndan gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Gül, bir muhabirin “Kral Abdullah’ın Türkiye ziyareti sı- rasında özel hediyelerle geldiğini bili- yoruz” diye başladõğõ cümlesini yarõda ke- serek “Nereden biliyorsunuz?” diye sor- du. Daha sonra muhabir, “Çünkü devlet- ler arası bir gelenektir hediyeleşmek, siz de bu çerçevede Türkiye Cumhuriyeti adına özel bir hediye götürecek misiniz?” diye sordu. Aynõ muhabir ikinci olarak da “Aslında programınız oldukça yoğun ama bir Cidde, Mekke’ye 45 dakikalık mesafede acaba bir umre ziyareti pla- nınız da var mı?” sorusunu yöneltti. Gül bu sorulara sinirlendiğini belli ederek “Zi- yaretten sonra hepsini görürsünüz” de- di. “Türkiye’nin, Davos’ta yaşanan ger- ginliğin ardından Ortadoğu’da üstlen- diği arabuluculuk rolüne ilişkin bir sı- kıntı yaşanıp yaşanmadığı” yönündeki so- ruya Cumhurbaşkanõ Gül, “Arabuluculuk rolünde Türkiye niye kaygılansın ki? Türkiye arabulucu olunca bir çıkar el- de etmiyor ki. Türkiye bir prestij, bir şov peşinde değil” diye konuştu. Sirmen’den Kuran kursu vaadi KOCAELİ(Cumhuriyet) - CHP’nin Ko- caeli Büyükşehir Belediyesi başkan adayõ Sefa Sirmen, her mahalleye kültür evleri açacaklarõ- nõ ve bu evlerde Kuran eğitimi verecekleri vaa- dinde bulundu. Sirmen, “CHP’yi dine karşõ bir parti gibi tanõttõlar, aslõnda öyle bir şey yok. Her mahalleye, mahalle evlerini kuracağõz. Bu evlerde etkinlikler yapõlacak. Diyanet’in dene- timinde Kuran kurslarõ da verilecek” dedi. Atilla Olgaç emekli oldu İstanbul Haber Servisi - “Kõbrõs’ta biri esir, 10 Rum öldürdüm” diyen daha sonra bu açõklamalarõnõ düzelten İstanbul Devlet Tiyat- rosu oyuncusu Atilla Olgaç, Devlet Tiyatrolarõ tarafõndan hakkõnda idari soruşturma istenmesi üzerine emekliye ayrõldõ. Açõklamalarõnõn ar- dõndan Olgaç’õn “sahneye çõkmasõnõ uygun bulmadõğõnõ söylen” Devlet Tiyatrolarõ Genel Müdürü Lemi Bilgin ise, Olgaç’õn emekliliği konusunda “Hayõrlõ olmasõnõ dilerim” dedi. Almanya’da yakılan 9 Türk anıldı LUDWIGSHAFEN (AA) - Almanya’nõn Ludwigshafen kentinde 3 Şubat 2008’de çõkan yangõnda ölen 9 Türk yurttaşõ törenle anõldõ. “Das Haus” adõ verilen binada düzenlenen tö- rene Göç ve uyumdan sorumlu Devlet Bakanõ Maria Böhmer, Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Acet ve Gaziantep Büyükşehir Beledi- ye Başkanõ Asõm Güzelbey de katõldõ. Miting bayraklarına soruşturma ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - An- kara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, Cumhuriyet mi- tingleri ve benzeri organizasyonlarda dağõtõlan bayraklar nedeniyle Çankaya Belediyesi hak- kõnda soruşturma açtõ. NTV’nin haberinin gö- re, İçişleri Bakanlõğõ müfettişleri, ihale usulü ile alõnan bayraklardan bazõlarõnõn dağõtõlmõş gibi gösterildiğini iddia etti. Çankaya Belediye Başkanõ Muzaffer Eryõlmaz “Altõ aydõr beledi- yede denetim adõna zulüm yapõlõyor” dedi. ‘Yasadışı dinlemeye teşvik’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM “telekulak” araştõrma komisyonunun taslak raporuyla ilgili olarak CHP’li üyeler Ta- cidar Seyan, Tekin Bingöl ve Şahin Men- gü’nün hazõrladõğõ karşõ oy yazõsõnda “Vatan- daşa ‘kendi tedbirini kendin al’ önerisinde bu- lunulmuştur. Rapor yasadõşõ dinleme olaylarõnõ teşvik eder bir hal almõştõr” görüşü dile getiril- di. Raporda devletin kurumsal yapõsõnõn aciz kaldõğõ görünümü verildiği belirtildi. İşsizlik araştırmasına AKP engeli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP’nin işsizlikle ilgili Meclis araştõrmasõ açõlmasõna yönelik önergesi TBMM’de AKP’lilerin karşõ oylarõyla reddedildi. MHP’li Mehmet Günal, istihdam yaratmayan büyüme anlayõşõndan vazgeçilmesini istedi. Anne, kızını boğarak öldürdü ADANA(Cumhuriyet Bürosu) - Ada- na’da yaşayan İrep D, polise kõzõ Melek D’nin (18) ilaç içerek intihar ettiğini söyledi. Yapõlan incelemede kõzõn boğulduğu tespit edilirken sorguya alõnan anne, kõzõnõn erkeklerle ilişkisi olduğu için ve cep telefonu ile mesajlaştõğõ için elleriyle ve yastõkla boğdunu itiraf etti. Kanal 7’den açıklama Haber Merkezi - Gazetemizde dün ya- yõmlanan “Kanal 7’den isim oyunu” başlõklõ haber ile ilgili Kanal 7’den yapõlan açõklama- da, “haberin gerçekdõşõ olduğu” belirtildi. Açõklamada “Türk Ticaret Kanunu’na uygun süreçte, Yeni Dünya İletişim AŞ’nin kõsmi bö- lünme yolu ile Hayat Görsel Yayõncõlõk AŞ ile birleştirilmesi işlemi ticari amaçlar doğrultu- sunda gerçekleştirilmiştir. Yasal prosedürlerin tamamlanmasõyla KANAL 7 Televizyonu ha- yatõna Hayat Görsel Yayõncõlõk AŞ tüzel kişili- ğinde devam edecektir. Yeni Dünya İletişim AŞ’nin faaliyetine de son verilmiştir” denildi. VAN BELEDİYE BAŞKANLIĞI ‘Wan’ pankartına soruşturma açıldı YUSUF ZİYA CANSEVER VAN - Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) Van Belediye Başkan adayõ Bekir Kaya hakkõn- da seçim otobüsüne “Wan” yazõlõ pankart asmasõ nedeniyle Siyasi Partiler Kanunu muhalefetten su- çundan soruşturma açõldõ. Diyarbakõr’da DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk tarafõndan Van Belediye başkan adayõ ola- rak açõklanan Bekir Kaya, 28 Ocak’ta Van’a dö- nerken otobüse üzerinde ‘W’ harfi kullanõlarak “DTP Wan” yazõlõ pankart astõ. Mitingde yapõlan konuşmalarõn da Kürtçe olma- sõ üzerine Van Emniyet Müdürlüğü, Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na suç duyurusunda bulunarak mitin- gin seçim çalõşmalarõ sõrasõnda Türkçe dõşõnda dil kullanõlamayacağõnõ öngören Siyasi Partiler Ka- nunu’na aykõrõ olduğunu bildirdi. Savcõlõk, suç duyurusu üzerine gerekli belgele- rin tamamlanõp gönderilmesini istedi. Belgelerin savcõlõğa ulaşmasõ üzerine savcõlõk, mitingin Siyasi Partiler Kanunu’nun 81’inci mad- desi ‘c’ fõkrasõndaki “Türkçeden başka dillerde yazılmış pankart, levha, plak, ses ve görüntü bantları, broşür ve beyannameler kullanamaz ve dağıtamazlar” hükmüne aykõrõ olduğu gerek- çesiyle soruşturma başlattõ. DAVOS KRİZİNİN ARDINDAN İLK TEMAS ABD büyükelçisinden Erdoğan’a ziyaret ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD’nin Ankara Büyük- elçisi James Jeffrey’yi Başbakanlõk Resmi Konu- tu’nda kabul etti. Yaklaşõk 1 saat süren görüşmenin ardõndan ga- zetecilere açõklama yapan Jeffrey, İran, Irak, enerji güvenliği, Ortadoğu barõş süreci de dahil olmak üze- re, paylaştõklarõ ortak he- deflere ilişkin bazõ küresel ve bölgesel konularõ ele aldõklarõnõ belirtti. ABD büyükelçisi, Erdoğan ile Ortadoğu barõş çabalarõ üzerinde de durduklarõnõ belirtti. Jeffrey, bir gazetecinin, “Başbakan Erdoğan’ın Davos’taki çıkışından sonra Yahudi lobisinin nisanda Ermeni tasarısı Senato’da görüşülürse Türkiye’nin yanında yer almayabileceği yönünde- ki kaygıları” anõmsatma- sõ üzerine, ABD’nin Tür- kiye ile iyi bir ilişkisi bu- lunduğunu söyledi. Jeff- rey, zaman zaman problem ortaya çõksa da beraber ça- lõştõklarõnõn altõnõ çizdi. Mahkeme Muzaffer Eryõlmaz’õ haklõ buldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 23. Sulh Ceza Mahkemesi, bant kay- dõ dayanak gösterilerek suç- lanan Çankaya Belediye Başkanõ Prof. Dr. Muzaffer Eryılmaz’õ haklõ buldu. Ankara 23. Sulh Ceza Mahkemesi, Eryõlmaz hak- kõndaki rüşvet iddialarõnõ asõlsõz buldu. Mahkeme ka- rarõyla Star gazetesinde ya- yõmlanan tekzip yazõsõnda haberlere konu olan bant kaydõnõn kim tarafõndan, nasõl elde edildiğinin belli olmadõğõ belirtildi. Yazõda, bant kaydõnda sanal ortam- da birtakõm eklemeler, bir- leştirmeler ve değişiklikler yapõldõğõ ve Eryõlmaz’õ ka- ralama kampanyasõ başla- tõldõğõ belirtildi. Yazõda şun- lar dile getirildi: “Ses kaydında yer alan açıklamalar ve Eryılmaz’a yönelik iddiaların gerçe- ği yansıtmadığı, kesik ke- sik, kopuk kopuk ya da birbirine eklenerek verilen seslerin montaj yoluyla bir araya getirilmiş ya da teknik imkânlardan ya- rarlanılarak üretilmiş bir kayıt olmasından da an- laşılmaktadır.” ÇANKAYA BELEDİYESİ’NDE RÜŞVET İDDİASI İstanbul Haber Servisi - İs- tanbul Cumhuriyet Savcõlõğõ, sahte vekâletname düzenlediği iddiasõyla İstanbul 10. Noteri İsmet Büyükkılıç hakkõnda da- va açtõ. Noter Büyükkõlõç, Alman- ya’daki Deniz Feneri davasõnda ceza alan Mehmet Gürhan’õn yurt- dõşõnda tutuklu bulunduğu dönem- de onun adõna Kanal 7 Yönetim Ku- rulu Başkanõ Zekeriya Karaman’a vekâletname düzenlemekle suçla- nõyor. Büyükkõlõç’õn “resmi belgede sahtecilik” ve “görevi kötüye kul- lanma” suçlarõndan 15 yõla kadar hapsi isteniyor. Almanya’daki Deniz Feneri e.V. davasõnda 5 yõl 9 ay hapis cezasõ alan Gürhan’õn yurtdõşõnda tutuklu bu- lunduğu dönemde, Karaman’a usul- süz şekilde “genel vekâletname” verdiği iddia edilen İstanbul 10. No- teri Büyükkõlõç hakkõnda “resmi bel- gede sahtecilik” ve “görevi kötüye kullanma” suçlarõndan 15 yõla kadar hapis cezasõ istemiyle dava açõldõ. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart ve İstanbul Milletvekili Kemal Kı- lıçdaroğlu’nun Almanya’daki Deniz Feneri davasõndan tutuklu bulundu- ğu dönemde Mehmet Gürhan ile il- gili 21 Mayõs 2007’de işlem yapan İs- tanbul 10. Noteri İsmet Büyükkõlõç ile ilgili verdikleri dilekçe üzerine Be- yoğlu Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nca başlatõlan soruşturma sona erdi. Kõlõçdaroğlu, Almanya’daki Deniz Feneri davasõnda ceza alan Mehmet Gürhan’õn, Kanal 7 Yönetim Kuru- lu Başkanõ Zekeriya Karaman’õ vekil tayin ettiğine ilişkin 21 Mayõs 2007 tarihinde İstanbul 10. Noterliği’nce düzenlenen belgeyi basõn toplantõ- sõnda açõklamõştõ. İnceleme yapmadan onay Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’nõn hazõrladõğõ iddianamede İstan- bul 10. Noteri Büyükkõlõç’õn soruş- turma konusu işlemi noterliğin dõşõn- da yapmasõnõ gerektirir hiçbir neden yokken Zekeriya Karaman’a ait şir- ketin muhasebe kõsmõnda çalõşan bir elemanõn telefonla daveti üzerine Ni- şancõ Mahallesi Eyüp Bulvarõ 40/B ad- resine gittiğini belirterek, şu ifadele- re yer verdi: “Söz konusu adreste kendisini Mehmet Gürhan olarak tanıtan şahsın adı geçen olup ol- madığını araştırmadan ve ibraz et- tiği ona ait kimlik bilgileri ile dü- zenlenmiş nüfus hüviyet cüzdanının gerçeğe uygun olup olmadığını ye- terince incelemeden 23.04.2007 ta- rihinde Atatürk Havalimanı’ndan çıkış yapan ve belirtilen tarihten sonra yurda giriş kaydı bulunma- yan ve Deniz Feneri Davası’ndan Almanya’da tutuklu bulunan Meh- met Gürhan talepte bulunmuş gibi kimliği belirsiz kişi tarafından ön- ceden hazırlanan ve şirketteki işle- rini takip etmeye yetkili olmak üze- re Zekeriya Karaman’ın vekil tayin edildiğine dair 21.05.2007 tarihli ge- nel vekâletnameyi huzurunda im- zalamış gibi onayladığı, ibraz edilen nüfus hüviyet cüzdanının bir örne- ğini evrakına eklemediği anlaşıl- mıştır.” Cumhuriyet, 10 Aralõk 2008 tari- hinde yayõmladõğõ haberde, Gürhan hapisteyken onun adõna İstanbul’da- ki 10. Noter’den vekâletname alan Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanõ Ka- raman’õn vekâletnameyi aldõğõ gün İs- tanbul’da kurulu Haliç Deniz Şirke- ti’nde “hisse operasyonu” gerçek- leştirdiğini duyurmuştu. Vekâletna- menin verildiği gün Gürhan’õn söz ko- nusu şirketteki 50 bin TL’lik hissesi İsmail Karahan’a devredilmişti. Deniz Feneri hükümlüsü için sahte vekaletname düzenlemekle suçlanan Büyükkõlõç hakkõnda dava açõldõ Notere 15 yõl hapis istemi DENİZ FENERİ e. V. DAVASININ DOSYASI YOLA ÇIKTI OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - Mahkeme yargõcõ Jochen Müller tarafõndan Federal Almanya tarihindeki en büyük bağõş dolandõrõcõlõğõ olarak adlandõrõ- lan “Deniz Feneri e.V.” davasõyla ilgili dosya sonunda Türkiye’ye doğru yola çõktõ. Frankfurt Savcõlõğõ Basõn Sözcüsü Doris Möller-Scheu, Türkiye’ye gönderilmek üzere Frankfurt Baş- savcõlõğõ’na teslim edilen dosyanõn, Hessen Eya- leti Adalet Bakanlõğõ üzerinden Berlin’deki Fe- deral Adalet Bakanlõğõ’na gideceğini ve oradan da Türkiye’ye ulaştõrõlacağõnõ belirtti. Möller- Scheu, Cumhuriyet’e yaptõğõ açõklamada, ken- dilerinin tüm talepleri yerine getirdiğini belirtti. Kararõn 17 Eylül 2008 tarihinde açõklandõğõ, an- cak hukuki süreç gereği yazõlõ ve gerekçeli ka- rarõn beklendiği açõklanan dava dosyasõnõn, di- ğer yasal işlemlerin de hazõrlanmasõ nedeniyle Türkiye’ye gönderilmesinin geciktiği öğrenildi. 28 Ocak 2009’da mahkemeden çõkarõlan dosya Frankfurt Başsavcõlõğõ’na teslim edildi. Gül’ü kızdıran soru Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ı ziyaretinde, Suu- di Arabistan Kralı Abdullah tarafından hava üssünde resmi törenle karşılandı. Tören- de, Türkiye’nin Riyad Büyükelçisi Ali Naci Koru da hazır bulundu. Ziyarete Cumhur- başkanı Gül’e eşinin yanı sıra Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve çok sayıda Türk işadamı eşlik etti. Onuruna verilen akşam yemeğine katılan Gül, yemek önce- sinde Kral Abdullah ile 10 dakika baş başa görüşme yaptı. Gül ve eşinin, Misafir Sarayı’nda konaklayacağı bildirildi. (Fotoğraf: AA) Suudi Arabistan’a giden Cumhurbaşkanõ, hareketinden önce kendisine Kral Abdullah’õn getirdiği hediyeleri anõmsatan muhabire tepki gösterdi Hava üssünde karşõlama
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle