Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
28 ŞUBAT 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Çifte Standart
Her yönüyle gelişmekte olduğu ileri sürülen Tür-
kiye’de uygulanan yöntemlere “çifte standart” da
eklenmiş bulunuyor.
Hukuk ile mantığın bir yana itildiğini de göste-
ren bu yaklaşımın ilginç yönlerinden biri de, mi-
ting alanlarında dile getirildiğinde katılımcıların bir
bölümü tarafından coşkun alkışlarla karşılan-
makta oluşu...
Yöntemin en başarılı uygulayıcılarından biri de
Başbakan ve AKP Genel Başkanı Sayın Erdoğan.
Yönteme konu olan kurumların başında da Ana-
yasa Mahkemesi geliyor.
Biliyorsunuz, siyasal iktidarın her istediğini
yapma alışkanlığından kaynaklanan ve sayısal ço-
ğunluğu sayesinde yürürlüğe sokmayı başardığı
özel amaçlı yasalar var.
Bu yasaların anayasaya uygun olup olmadığı-
nı ya da partilerin anayasaya uygun olarak çalı-
şıp çalışmadığını denetleyen tek kurum var: Ana-
yasa Mahkemesi.
Siyasal iktidar, Anayasa Mahkemesi’nin karar-
larından işine gelenleri neredeyse kutsarken, işi-
ne gelmeyenleri de zaman zaman nezaket kural-
ları dışına çıkarak yerden yere vurmaya çalışıyor.
Siyasal iktidarın sahiplenmeye çalıştığı Anaya-
sa Mahkemesi kararlarından biri de, CHP’nin ba-
zı harcamalarını kural dışı bulan kararı oldu.
CHP’yi suçlamak için kullanılan karar da, yu-
karıda belirttiğim gibi, sahip çıkılan kararlardan bi-
ri oldu.
Oysa aynı mahkemenin “AKP’nin laiklik dışı ey-
lemlerin odağı olduğuna” ilişkin kararı açıklandı-
ğında, cümbür cemaat ortalığı toza dumana bo-
ğup kıyameti koparmışlardı.
Sadece bu örnek bile, iktidarın işine gelenle gel-
meyen ayrımını başarı ile uygulamakta olduğunu
anımsatmaya yetiyor.
Geçmişte yargıyı etkilemeye çalışmayı suç sa-
yarak cezalandırmayı amaçlayan tek yasa mad-
desi vardı: Basın Yasası’nın 30’uncu maddesi.
Basın Yasası 2004 yılında tümüyle yenilenirken
biraz değiştirilerek 19’uncu madde oldu.
Bu maddeye, Türk Ceza Yasası 2005 yılında ye-
nilenirken bir kardeş daha geldi. “Adil yargıyı et-
kilemeye teşebbüs” başlıklı 288’inci madde.
Bunca yıldır gazetecilik yaptım, ki bunun altı yı-
lı adliye muhabirliğinde geçti, ilk kez bir sanığın
“yargıyı etkilediği” iddiasını da içeren bir gözaltı iş-
lemi ile sorgulandığına tanık oldum.
Hakkındaki suçlamayı bile açık seçik öğrene-
meden 11 ay tutuklu kalan meslektaşım Vedat Ye-
nerer, sorgusunun ardından mahkemece salıve-
rildi.
Meslektaşım da, serbest bırakılışının ardından
yaşadıklarını, meslektaşlarının kendisine uzattık-
ları mikrofonlara anlattı.
Tek yanlışı (!), sanırım diğer serbest bırakılan-
lar gibi suskunluğu tercih etmemesiydi.
İyi de oldu. Öteki serbest bırakılanların kulağı-
na bazı şeyler söylendiği iddiaları da yeniden gün-
deme geldi.
Cumhuriyet savcılarının istediklerini yazıp söy-
leyebildiği ama sanıkların kendilerini savunma ça-
balarının suç sayılacağı bir dönemde miyiz?
Sanık, yargıyı etkilemeden nasıl kendisini sa-
vunabilecek?
“Bağımsız yargı” tanımını geçmişte bu sütunlarda
irdelerken şu soruya yanıt aranması gerektiğini de
yazmıştım.
“Şayet yargı bağımsızsa genel seçimler önce-
sinde Adalet bakanı da İçişleri ve Ulaştırma ba-
kanları ile birlikte yerini neden bağımsız bakanla-
ra bırakıyor?”
Geçmişten geleceğe kalacak bir not olarak bu-
gün anımsatıyorum.
oerinc@cumhuriyet.com.tr
Meclis komisyonunun görüştüğü Çapan kendisinden istenen 10 milyon dolarõ vermediğini söyledi
‘Küçük benden para istedi’AYŞE SAYIN
ANKARA - TBMM İnsan Hakla-
rõ Cezaevleri Alt Komisyonu’nun Si-
livri Cezaevi’nde görüştüğü eski Esen-
yurt Belediye Başkanõ Gürbüz Ça-
pan, Ergenekon operasyonunun kilit
isimlerinden Veli Küçük’ün kendi-
sinden 10 milyon dolar istediğini ile-
ri sürerek, “Üstelik aracı filan da yok-
tu. Ben para falan vermedim” dedi.
Meclis İnsan Haklarõ Cezaevi Alt
Komisyonu’nun Silivri Cezaevi’nde
yaptõğõ 8 saatlik incelemenin ayrõntõ-
larõ ortaya çõkõyor. Komisyon üyele-
rinin, gazeteci Tuncay Özkan ve
eski İstanbul Organize Suçlar Şube
Müdürü Adil Serdar Saçan’la birlikte
kaldõğõ koğuşta görüştüğü eski Esen-
yurt Belediye Başkanõ Çapan, çarpõ-
cõ iddialarda bulunurken, zaman za-
man ağzõnõ da bozdu. Veli Küçük’e
Cumhuriyet gazetesindeki hissesini
satmakla suçlandõğõnõ anlatan Çapan
bu iddianõn doğru olmadõğõnõ belir-
tirken, Küçük’ün kendisinden doğ-
rudan 10 milyon dolar istediğini söy-
ledi. Küçük’ün parayõ doğrudan, ara-
cõ kullanmadan istediğini kaydeden
Çapan, kendisinin Ergenekon’a bu-
laşmõş bu tür isimlerle bir ilişkisinin
olamayacağõnõ da ileri sürerek, “Be-
nim Ergenekoncularla ne işim ola-
bilir... Ben Ergenekoncu değilim”
savunmasõ yaptõ.
Başbakan Tayyip Erdoğan’õn Da-
vos’ta takõndõğõ tutumu övmesi dik-
kat çeken Çapan, “Başbakan’ın bu
duruşunu gösteren posteri duvara
astım. Ancak arkadaşlarım itiraz et-
ti, tahammül edemediler. Ben de in-
dirmek durumunda kaldım. Ben
Başbakan’ın o dik duruşundan et-
kilendim” diye konuştu.
ÖZKAN: BÖCEK
DİNLEMESİ UYDURMA
Gazeteci Tuncay Özkan ise son
dönemde iktidar yanlõsõ bazõ gazete-
lerde yer alan “saksının içine böcek
yerleştirerek görüştüğü kişileri din-
lettiği” yönündeki iddialarõ ise ya-
lanladõ. Bu iddialarõn tamamen uy-
durma olduğunu belirten Özkan, Hür-
riyet Gazetesi Genel Yayõn Yönet-
meni Ertuğrul Özkök’ü dinlettiği id-
diasõnõn da tamamen uydurma oldu-
ğunu belirtti.
Yaklaşõk 7 bin kişinin kaldõğõ Silivri
Cezaevi’nde tutuklu ve hükümlüler,
komisyon üyelerine “sıcak su ve ses
yalıtımı olmaması” yakõnmasõnõ ilet-
tiler. Cezaevindeki merdiven trab-
zanlarõnda asõlõ battaniyeleri gören ko-
misyon üyeleri, bunun önce “kurut-
ma” amacõyla asõldõğõnõ zannettiler.
Tutuklu ve hükümlüler ise battani-
yelerin “ses yalıtımı” için asõldõğõnõ
belirterek, “Ses yalıtımı o kadar
kötü ki, bir yerde yere çatal düşse,
diğer koğuşlara bu büyük bir gü-
rültü olarak yansıyor, konuştuğu-
muzda koğuş duvarlarından sesler
çınlıyor. Çoğumuzda yüzde 30-40
düzeyinde işitme kaybı ve kulak
problemi oluştu. İşitme duyumuzu
kaybetme riskiyle karşı karşıyayız”
yanõtõnõ verdiler.
İstanbul Haber Servisi - Hava Kuv-
vetleri Komutanlõğõ Askeri Savcõlõğõ ta-
rafõndan yürütülen “Karargâh evleri”
soruşturmasõ kapsamõnda önceki gün
İstanbul Merkez Komutanlõğõ’nda as-
keri savcõlara ifade veren Doğu Pe-
rinçek, “Karargâh evleri şeması tıp-
kı diğer Ergenekon şemaları gibi
MİT içine çöreklenmiş CIA-MOS-
SAD ekibi tarafından tertip amacıyla
imal edilmiştir. Amaçları Türk or-
dusunu yıpratmak, başarılı subayları
tasfiye etmek, TSK mensuplarını
sindirmek ve görevlerini yapamaz
hale getirmek ve toplumda korku ya-
ratmaktır” diye konuştu.
Ergenekon soruşturmasõ kapsamõn-
da Ankara’daki İşçi Partisi Genel Mer-
kezi’nde 21 Mart 2008 günü polis ta-
rafõndan yapõlan aramada MİT tara-
fõndan hazõrlanan “Karargâh evle-
ri” belgesi bulunduğu iddiasõ nedeniyle
Silivri’de tutuklu bulunan Doğu Pe-
rinçek ve İP Basõn Bürosu sorumlusu
Hikmet Çiçek’in şüpheli sõfatõyla ön-
ceki gün ifadesine başvuruldu. Merkez
Komutanlõğõ’nda 2 askeri savcõ, bir al-
bay ve bir yüzbaşõdan oluşan heyetin
sorularõnõ yanõtlayan Perinçek, Karar-
gâh evleri şemasõnõ 21 Mart 2008 ta-
rihinde gözaltõna alõnmasõnõn ardõndan
savcõlõk sorgusunda gördüğünü, şe-
mada adõ geçen İşçi Partililer dõşõnda
şahõslarõ tanõmadõğõnõ belirtti.
MİT’in 9 Mayõs 2008 tarihinde İs-
tanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na
gönderdiği yazõda, Karargâh evleri ra-
poru ve şamasõnõn resmi, kesin bir bil-
giye, delile dayanmadõğõnõ itiraf ettiğini
savunan Perinçek, “Ama MİT doğ-
ruluğundan emin olmadığı bu yalan
bilgileri rapor haline getirip bunu
Genelkurmay Başkanlığı’na gönde-
rebilmiştir” dedi. Perinçek, MİT’in 69
kişinin yer aldõğõ 2001 şemasõnõn is-
tenmesi durumunda tertibin net anla-
şõlacağõnõ söyledi.
‘İBRAHİM ASLAN KİM?’
Konuyla ilgili Silivri Cezaevi Kam-
pusu’nda açõklama yapan İP Genel Baş-
kan Yardõmcõsõ avukat Hasan Basri
Özbey, Hava Kuvvetleri Komutanlõ-
ğõ’nda soruşturmanõn “Karargâh evle-
ri diye bir örgüt var mı” ve “MİT’in
gizli belgesinin Hava Kuvvetleri Ko-
mutanlığı’ndan dışarıya nasıl sızdığı”
yönlerinden yürütüldüğünü söyledi. Öz-
bey, 25 muvazzaf subayõn ifade verdiğini,
Kurmay Yarbay Selçuk Çakmaklı’nõn
bilgisayarõnda “Karargâh evleri” bel-
gesinin bulunmasõ nedeniyle “gizli bel-
geyi elde etmek” suçlamasõyla tutuklu
bulunduğunu anlattõ. Özbey, Teleko-
münikasyon İletişim Başkanlõğõ’nõn
(TİB); Karargâh evleri şemasõnõn en
üstünde bulunan İbrahim Aslan’a ait te-
lefondan 21 Mart günü saat 16.45’te şe-
madaki tüm şahõslara telefon edildiği, bu
şahõslarõn da kõsa aralõklarla bir ankesörlü
telefonu aradõklarõna ilişkin verdiği bil-
gi üzerine MİT’in Karargâh evleri ra-
porunu hazõrladõğõnõ ifade etti. Özbey,
Aslan’õn kim olduğunun bilinmediğini,
bu adõ taşõyan 2 kişinin olaylarla bağ-
lantõsõnõn bulunmadõğõnõn ortaya çõktõğõnõ,
üçüncüsünün de arandõğõnõ belirtti.
HATİCE TUNCER/HİLAL KÖSE
İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi
tarafõndan Silivri Cezaevi Kampu-
su’nda görülen Ergenekon davasõnõn
57. duruşmasõnda tutuklu sanõk, Ku-
vayõ Milliye Derneği’nin kurucula-
rõndan Hüseyin Görüm savunmasõnõ
yaptõ. Danõştay saldõrganõ Alparslan
Arslan’õ tanõdõğõnõ söyleyen Gö-
rüm sürekli ayet okuyarak, dini yo-
rumlarla ilginç bir savunma yaptõ.
Mahkeme Heyeti Başkanõ Köksal
Şengün, Görüm’den sanõk kürsüsü-
ne koyduğu küçük Kuranõkerim’i ce-
bine koymasõnõ istedi.
Görüm, Danõştay saldõrganõ Ars-
lan’õ eskiden beri tanõdõğõnõ, kendi-
sinin yanõnda ücretli işçi olduğuna
ilişkin belge çõkardõğõnõ anlattõ. Te-
levizyon seyrederken haberlerde Da-
nõştay saldõrõsõnõ yaptõğõnõ duyup şa-
şõrdõğõnõ söyleyen Görüm, “Avu-
katların gücüne gitmesin şimdiye
kadar tanıdığım en dürüst avu-
kattı. O zaman Kuranıkerim oku-
muyordum. Keşke o çocuğa şimdi
öğrendiklerimi anlatabilseydim
bunu yapmazdı” diye konuştu. Da-
ha sonra Maltepe’de yaşadõğõ kon-
teynõrõn basõldõğõnõ ve Ankara Terörle
Mücadele Şubesi’ne götürüldüğü-
nü, ilkokuldan itibaren yaşamõnõ an-
lattõrdõklarõnõ belirtti. Tutuklu sanõk
Zekeriya Öztürk’ün kendisini Ars-
lan ile gördüğünü söylediğini anõm-
satan Görüm, bu iddiayõ yalanladõ.
Görüm şöyle devam etti: “Muzaffer
Tekin de Alparslan Arslan ile gör-
düğünü söylemiş. Benim yanımda
Alparslan Arslan’ı görmedi. ‘Al-
lahõm ben Muzaffer Tekin’e ne
yaptõm’ diye düşündüm. ‘Muzaffer
Tekin kendini vurmuş’ diyorlar.
Benim tanığıdım Tekin kendini
vurmaz, böyle bir dava varsa gider
ifadesini verir. Alparslan Arslan’ı
tanıması normaldir.”
Ankara Terörle Mücadele Şube-
si’nden serbest bõrakõldõktan sonra
kendisini ağabeyinin aldõğõnõ daha
sonra Bolu’ya kadar gidip bir et lo-
kantasõnda mola verdiklerini anlatan
Görüm, kendisini Dursun Ali Özoğ-
lu, Hatice Yadigar, İbrahim Öz-
can’õn bir Mercedes ile karşõladõk-
larõnõ söyledi. TBMM plakalõ Mer-
cedes’ten rahatsõz olduğunu belirten
Görüm, daha sonra hepsini kovdu-
ğunu söyledi.
Ulusal Güç Birliği ve Vatansever
Güç Birliği Hareketi (VKGBH) için
çalõştõğõnõ ancak dürüst olmayan
davranõşlarla karşõlaştõğõnõ, anlatan
Görüm, “Ne vatanseveri, vatansa-
tar. Bunları tanıdıktan sonra dün-
ya sever oldum. Hareketin başka-
nı Taner Ünal ile tanıştım yanında
Hasan Kundakçõ vardı. Kundakçı’yı
etiket yapmışlar. VKGBH’ye
onursal başkan atamışlar” diye
konuştu.
Emekli Kurmay Albay Fikri Ka-
radağ ile VKGBH’den ayrõldõktan
sonra birlikte Kuvayõ Milliye Der-
neği’ni kurduklarõnõ ifade eden Gö-
rüm, Karadağ ile Tekin’in bürosuna
uğradõklarõnõ, Tekin’in kendisiyle
ilgili olarak “Durumdan vazife çı-
karıyor” sözünden çok etkilendiği-
ni
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İçişleri Baka-
nõ Beşir Atalay, Özel Harekât Daire Başkanõ Behçet
Oktay’õn ölümü ile ilgili olarak, “Bize göre -şu an-
daki bulguları ifade ediyorum ben, yanlış da anla-
şılmasın- olayda fazla karmaşıklık yok. Yani bu
bir intihardır. Bütün bulgular, veriler bunu gös-
terdi” dedi.
Bakan Atalay, İsviçre Adalet ve Polis Ba-
kanõ Eveline Widmer-Schlumpf ile yaptõğõ
görüşmenin ardõndan, gazetecilerin sorularõnõ
yanõtladõ. Bir gazetecinin, Oktay’õn oğlunun,
babasõnõn ölümüyle ilgili iddialarõnõ hatõrlat-
masõ üzerine Bakan Atalay, şöyle konuştu:
“Değerli arkadaşlar tabii Özel Harekât
Daire Başkanımızın vefatından üzgünüz.
Kendisiyle de yakın, doğrusu birebir görüşmele-
rim oluyordu benim. Birkaç gün önce de yine gö-
rüşmüştük, o Gölbaşı’ndaki tesislerde. Şimdi tabii
olay hepimizi üzdü ama olay sonrasını zaten bili-
yorsunuz, emniyet birimlerimiz araştırmasını yü-
rüttüler, savcılığın denetimi altında. Tabii bir
yargı süreci yürüyor. Bize göre, -şu andaki bulgu-
ları ifade ediyorum ben, yanlış da anlaşılmasın-
olayda fazla karmaşıklık yok. Yani bu bir intihar-
dır. Bütün bulgular, veriler bunu gösterdi, krimi-
nolojinin araştırmaları ama tabii savcılık ve yargı
elindeki bir konudur şu anda. Bizim daha ileri bir
şey söylememiz de mümkün değil. Artık yargıyla
yürüyen bir konu. Bizim burada şu anda
bakanlık olarak daha fazla bir çalışma
yapmamız da söz konusu değil.” Atalay, bir
gazetecinin, “(Fazla karmaşık) ifadesini
kullandınız, bundan biraz da olsa karma-
şık...” sözleri üzerine, şunlarõ kaydetti: “Ha-
yır, hayır. Yani belki o ‘fazla’ kelimesini çı-
karın. Yani bize göre o ifadeyi belki yanlış-
lıkla kullanmış olabilirim. Şöyle diyeyim:
Şu ana kadar ki bulgular, veriler, olayla ilgili, ola-
yın bir intihar olduğunu gösteriyor ama tabii bu-
nun öncesi var, yemek kısmı var, sonrası var. Ya-
ni gecenin işte belli bir saati. Yanında zaten bir
kişi var biliyorsunuz. Dolayısıyla bizim kendi ve-
rilerimiz, bulgularımız o şekilde ama yargının
elinde bir konudur, onlar da inceleyecekler.”
Bakan’õn kafasõ karõşõk
Doğru haberlerine
soruşturma
DİYARBAKIR
(AA) - “Ergenekon” so-
ruşturmasõ kapsamõnda
tutuklanan Dicle Üni-
versitesi (DÜ) öğretim
görevlisi Abdurrahim
Doğru ile ilgili yayõmla-
nan haberler hakkõnda
soruşturma başlatõldõ.
Diyarbakõr Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’nõn, “so-
ruşturmanõn gizliliğini
ihlal ettikleri” gerekçe-
siyle haberi yapan gaze-
tecilerin ifadelerine baş-
vuracağõ bildirildi.
Tozpembe’de
sorgular sürüyor
SIVAS (AA) - Sõ-
vas’ta organize suç ör-
gütü oluşturduklarõ id-
diasõyla gözaltõna alõnan
31 kişinin sorgusu sürü-
yor. Sõvas Emniyet Mü-
dürlüğü’nden yapõlan
açõklamaya göre, Orga-
nize Suçlar ve Kaçakçõ-
lõk Şube Müdürlüğü
ekiplerince 3 gün önce,
“Tozpembe” adõyla dü-
zenlenen operasyonda,
suç örgütü oluşturarak
adam yaralama, darp,
uyuşturucu madde tica-
reti, çek ve senet tahsi-
latõ, haraç alma, gasp,
yağma ve tefecilik gibi
suçlara karõştõklarõ id-
diasõyla gözaltõna alõnan
31 kişi, emniyetteki iş-
lemlerinin ardõndan adli
makamlara sevk edile-
cek. Açõklamada ayrõca,
şüphelilerin yasadõşõ
yoldan elde ettikleri an-
laşõlan 2 adet otobüs ile
2 otomobile de el ko-
nulduğu kaydedildi.
Polis cinayet
işledi
KOZAN (AA) -
Adana Emniyet Müdür-
lüğü’nde görev yaptõğõ
ve izinli olduğu belirti-
len polis memuru F.Y,
memleketi Kozan’a gel-
di. F.Y, önceki gece,
Şevkiye Mahallesi Ada-
na Caddesi Kökenoğlu
Sokak girişinde, Meh-
met Köten (39) ile he-
nüz bilinmeyen bir ne-
denle tartõştõ. Tartõşma-
nõn kavgaya dönüşmesi
üzerine F.Y, tabancasõy-
la ateş ederek Köten’i
göğsünden vurdu. Ağõr
yaralanan Köten, ambu-
lansla kaldõrõldõğõ Ko-
zan Devlet Hastane-
si’nde kurtarõlamadõ.
Olay yerinde inceleme
yapan polis ekipleri,
çok sayõda boş kovan ve
bira şişesi buldu.
Girişimci kadınlar
Adana’da
ADANA (Cumhu-
riyet Bürosu) - 3. Ana-
dolu Kadõn Girişimciler
Zirvesi Adana’da yapõl-
dõ. Anadolu Kadõn Giri-
şimci İşkadõnlarõ Fede-
rasyonu’nca (AGİFED)
düzenlenen zirvede, ka-
dõnlarõn iş ve sosyal ha-
yata katõlõmõnõn önünde-
ki engellerin kaldõrõlma-
sõ istendi. Zirve bu yõl
‘yönetim ve karar alma
mekanizmalarõnda ka-
dõn’ temasõyla Hilton
Oteli’nde toplandõ. Ada-
na Kadõn Girişimciler
Derneği Başkanõ Yase-
min Yõlmaz’õn açõlõş ko-
nuşmasõnõn ardõndan
söz alan AGİFED Baş-
kanõ Nilüfer Baran, ha-
yatõ üreten kadõnlarõn
söz sahibi olamadõğõnõ
belirtti. Kadõndan so-
rumlu Devlet Bakanõ
Nimet Çubukçu, konuş-
masõnõ yapmak üzere
kürsüye yöneldiğinde
TRT kamerasõnõn mik-
rofon kablosuna takõldõ.
Sendeleyen Çubukçu’yu
kadõn korumasõ kollarõn-
dan tutarak kurtardõ.
Bakan Beşir Atalay bütün bulgular ve verilerin Özel Harekât Daire
Başkanõ Oktay’õn ölümünün intihar olduğunu gösterdiğini söyledi
İstanbul Haber Servisi - Çağdaş Yaşamõ
Destekleme Derneği (ÇYDD) 29 Mart yerel
seçimleri öncesi, ÇYDD’nin 20. yõldönümü
nedeniyle, “Yerel Seçimlere Doğru Beledi-
yeler” konulu sempozyum düzenliyor. Sem-
pozyumda bir süre önce yitirdiğimiz gazete-
miz yazarõ, ekonomist Prof. Dr. Türkel Mini-
baş anõsõna Şevki ve Emrecan Karayel kar-
deşler de bir piyano dinletisi sunacak.
Beşiktaş’taki Yõldõz Teknik Üniversitesi Odi-
toryumu’nda bugün saat 13.00-18.00 arasõnda
gerçekleştirilecek sempozyumun açõlõş konuş-
masõnõ ÇYDD Genel Başkanõ Prof. Dr. Tür-
kan Saylan yapacak. Sempoz-
yumu gazetemiz yazarõ, mimar
Oktay Ekinci yönetecek. “Os-
manlı’dan Cumhuriyet’e be-
lediyeler” konusunda tarihçi-
yazar Necdet Sakaoğlu, “Hal-
kın belediyeciliğinden neo-li-
beral belediyeciliğe” konu-
sunda ekonomist Mustafa
Sönmez ve “Kadın Sağlığın-
da Yerel Yönetimlerin Rolü” konusunda 10.
Yõl Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşe
Yüksel birer konuşma yapacak.
İstanbul Kadõn Kuruluşlarõ Birliği (İKKB) de
Kadõn Haftasõ nedeniyle düzenleyecekleri et-
kinlikleri Prof. Dr. Türkel Minibaş’a arma-
ğan etti. Etkinlikler kapsamõnda bugün Ataköy
Yunus Emre Kültür Merkezi’nde saat 14.00’te
“Güldünya Bir Simge Türkiye’deki Recm”
konulu sempozyum düzenlenecek. Sempozyu-
ma, Yard. Doç. Dr. Meltem Ünal Erzen,
Doç. Dr. Mahzar Bağlı, Yeditepe Üniversite-
si Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Nazan
Moroğlu’nun yanõ sõra çok sayõda konuk katõ-
lacak.
Minibaş anõsõna
etkinlikler
Ergenekon davasõnda sürekli ayet okuyarak dini yorumlar yaptõ
Görüm’den dini savunma
KARARGÂH EVLERİ SORUŞTURMASI
Perinçek:
Şema
tertip
ÇYDD’DEN SEMPOZYUM
Atalay, İsviçre Adalet ve
Polis Bakanı Schlumpf’ı
törenle karşıladı. (AA)
Prof. Dr.
Minibaş.
TBMM İnsan Haklarõ Cezaevleri
Alt Komisyonu’nun Silivri Ceza-
evi’nde görüştüğü Çapan, Küçük’ün
kendisinden 10 milyon dolar istediğini
ileri sürerek, “Üstelik aracõ filan da
yoktu. Ben para falan vermedim” dedi.
Behçet Oktay.
GürbüzÇapan
VeliKüçük