18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B ‘Şansım Yok’ Derken! Sorgulamanõn ve eleştirel düşünmenin önemini vurgulayan “Düşünme Gücü: Soran ve Sorgulayan Gençlik İçin Öğretmen Eğitimi Destek Projesi” ile İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Samsun, Kayseri, Kahramanmaraş ve Van’daki öğretmenlere eleştirel düşünme eğitimi verilecek. Milli Eğitim Bakanlõğõ, Eğitim Reformu Girişimi ve Akbank’õn ortaklaşa hazõrladõğõ proje, eleştirel düşünmenin eğitimde yaygõnlaştõrõlmasõnõ hedefliyor. Eleştirel düşünme becerisini geliştirme yöntemleri, uzman eğiticiler aracõlõğõyla 160 eğitici ve 6 bin 600 öğretmene öğretilecek. Öğretmenlere, hem eleştirel düşünmeyi öğretme ve öğrenme yöntemleri aktarõlacak hem de uygulamalõ çalõşmalar ile bu yöntemleri sõnõfta kullanmalarõ için gerekli altyapõ oluşturulacak. 25 Şubat 2009 tarihinde başlayan 20 uzman eğiticinin eğitimi, 1 Mart’ta bitecek. Daha sonra bu eğiticiler, 8 proje ilinde, proje için gönüllü olacak 160 kişiye üç ayrõ aşamada 10 günlük eğitici eğitimi verecek. 160 kişilik eğitici grubun, 6600 öğretmene dört aşamada toplam beş günlük eğitim vermesiyle projenin üçüncü aşamasõ tamamlanmõş olacak. HAFTANIN SÖZÜ Başarının sırlarından biri, geçici başarısızlıkların bizi yenmesine izin vermemektir. MARK KAY BİZE YAZIN İstediğiniz konuda yazacağınız yazıları [email protected] SAYFA CUMHURİYET 28 ŞUBAT 2009 CUMARTESİ 16 GENÇLİK ERDAL ATABEK Soranvesorgulayangençlikiçin Biz Savaşı Sevmedik... Mahalle aralarında pencereden pence- reye birbirleriyle dertleşen annelerimizin muhabbetlerini dinlemeyi sevdik... Biz savaşı hiç sevmedik... Sabah apartmanın kapısından çıkarken apartmanımızın önünü temizleyen çöpçü amcalarımıza selam verip hal hatır sormayı sevdik biz... Biz savaşı hiç sevmedik... Biz bizi sevmeyenlerle dost olabilme ih- timalini sevdik, bir başınayken sokaklar- da Selpak satarak para kazanmaya çalı- şan çocukları mutlu etmeyi, yıldız gibi par- layan gözlerinden çıkan o nur gibi ışığın gözlerimizi kamaştırmasını sevdik... Biz savaşı hiç sevmedik... Bayramlarda el öpüp harçlık toplama- yı, sobanın üzerinde pişen sıcacık ye- mekleri dostlarımızla paylaşmayı sevdik biz... Biz savaşı sevmedik... Yaşlı teyzelerimizi, dedelerimizi, nine- lerimizi o yumuşacık ellerinden tutup yo- lun karşısına geçirmeyi sevdik... Biz savaşı hiç sevmedik.... Cenazelerde dostlarımızın acısına ortak olmayı, beraber ağlamayı sevdik bir çam ağacı gölgesinde... Biz savaşı hiç sevmedik... Üstü naylonla örtülmüş barakalarda birbirimize sarılıp yatmayı sevdik... Biz savaşı hiç sevmedik... Âşık olmayı sevdik delicesine, kalbimiz kan ağlarcasına sevmeyi sevdik... Biz savaşı hiç sevmedik... İnsan sevmeyi sevdik, aydınlık gecele- re uyanmayı, karanlık gündüzlerin o pus- lu havasını dağıtabilmeyi sevdik... Yeri geldiğinde ölümü sevdik, sevdik- lerimize kavuşma ümidiyle... Sevilip sevilmediğimizi düşünmeden sevdik karşımızdakini... Ve biz bu fedakâr sevgiyi sevdik delicesine... Özür dilemeyi, af dilemeyi sevdik biz ha- ta yaptığımızda.. Dik durmayı sevdik hayata karşı... ye- rinde ve zamanında ağlamayı sevdik.. Gö- zümüzden yaş geldiğinde yaslanabilece- ğimiz omuzları sevdik.. Sevilmeyi beklemeden sevdik doyası- ya, içimizden geldiğince... Kendimizi çok sevdik; kalbimizde duran sevgi, öyle saf, coşkun, öyle ince.... Gökhan YILDIRIM ([email protected]) Karadeniz Teknik Üniversitesi G E N Ç L E R İ N K Ö Ş E S İ [email protected] [email protected] Faks: (0212) 343 72 64 Ne çok duyarız bu sözü: ‘Şansım yok- tu.’ ‘Hiç şansım yoktur.’ ‘Kader işte, ne yapacaksın?’ ‘Talihim olsaydı böyle mi olurdu?’ ‘Kısmet diye bir şey var ama bize uğ- ramamış’. ‘Hayat bize hiç fırsat vermedi ki!’ Şans, kader, kısmet, talih, baht! Bu konu hep dikkat çekmiş, hep tar- tışılmış, hep araştırılmıştır. Talih midir, olasılık hesapları mı? Kader midir, yaşama müdahale etmek mi? Böyle bir şeye güvenmeli mi, yoksa bu bir sığınma mı? Hayatta fırsat mı beklemeli, fırsat mı yaratmalı? Kadercilik, çoğu kez toplumsal bir dü- şünme biçimidir. Doğu toplumlarına musallat olmuş bu mistik inanç demeti insanı rahatlatır. Ama işte, Kant gibi, Descartes gibi düşünürler, Weber gibi bilim insanları bu mistik inancı akıl terazisinde tartarak bir yana bırakmayı önermişlerdir. Akılcı (rasyonalist) düşünce biçimi bu ‘rahatlama’yı ortadan kaldırmıştır. ‘İnsan, kendi kaderini kendisi yaratır.’ ‘Şans denilen şey, doğru zamanda doğru yerde olmaktır.’ ‘Talih, senin hayata kattıklarından sa- na dönendir.’ ‘Kısmet, hayattan alacağın pay için yaptıklarındır’. Ama ne ki, insanların da yapamadık- larına, erişemediklerine ‘kendilerini kur- taran’ nedenler bulmaları gerekmekte- dir. Arabesk düşünme biçimi işte budur. Tıpkı arabesk müziğin sözleri gibi ‘Tanrım, kaderimi baştan yaz’ diye inle- yecektir. ‘Erişemiyorum, ulaşamıyorum, nere- lerdesin?’ diye sızlanacaktır. Elinden bir şey gelmemektedir, çün- kü talihi yoktur. Hiç umudu kalmamıştır, çünkü burcu öyle söylemektedir. Boş inançlar, insanın toplumsal uyuş- turucularıdır. İnsanı ruhsal bir felce uğratmakta, hiç- bir şey yapamayacağına inandırmakta- dır. Bu kısırdöngüyü kıracak olan, gene, insanın kendisidir. ‘Yapmak isteyince yaparım.’ ‘Hiçbir şey hedefime ulaşmaktan be- ni alıkoyamaz’. ‘Ancak kendim, kendimi engelleyebi- lirim’. İşte, bireylerin de toplumların da kur- tuluşu buradadır. Kendinden hiçbir şey beklemeyenler, her şeyi başkalarından bekleyenler, şanstan, talihten, kaderden, yıldızlardan, burçlardan bekleyenler, daha çok bek- leyeceklerdir. Ve boşuna bekleyeceklerdir. Onlar, gerçekten de kendi kendileri- nin engeli olmuştur. ‘Öğretmen Eğitimi Destek Projesi’ kapsamõnda bu yõl sekiz ilde 6 bin 600 öğretmene hem eleştirel düşünmeyi öğretme ve öğrenme yöntemleri aktarõlacak hem de uygulamalõ çalõşmalarla gerekli altyapõ oluşturulacak Koç’ta ‘Mini Sempozyum’ Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştõrma Merkezi tarafõndan bu yõl üçüncüsü düzenlenen kõsa sempozyumlar serisi “Mini Sempoz- yum”da, Klasik Dönem Anadolu’sunda ritü- eller, Antik Çağ’da Hatay ve Hatay’da arkeo- loji, Bizans’ta sanat diyaloğu, Osmanlõ Mede- niyeti ve hoşnutsuzluklarõ, 18. yüzyõl Osman- lõ’sõnda toplumsal ve entelektüel dinamikler, Geç Osmanlõ dünyasõndaki süreklilik ve değişimler gibi konular akademisyenler ve araştõrmacõlar- ca ele alõnacak. Merkez direktörü Dr. Scott Redford’un verdiği bilgiye göre, her yõl, yaklaşõk 20 akademisyen ve araştõrmacõya 9 ay boyunca konaklama, ye- mek ve sõnõrsõz kütüphane kullanõmõ olanağõ ko- şulsuz olarak veriliyor. Bu bursun tek koşulu ola- rak da bursiyerlerinden yapmakta olduklarõ araştõrmalarõnõ halka açõk Mini Sempoz- yum’larda sunmalarõ isteniyor. Bursiyerler, 22 Mayõs’a kadar sürecek bu 6 sempozyum dizi- sinde, kendi araştõrmalarõnõn süreç ve sonuçla- rõnõ değerlendirme fõrsatõ sunacaklar. Araştõrma Merkezi ve program hakkõnda bilgiye www.rcac.ku.edu.tr adresinden ulaşõlabiliyor. ‘Küresel õsõnma’yõ çizin, kazanõn! Lisans ve yüksek lisans öğrenimi gören tüm öğ- rencilere yönelik olarak düzenlenen “küresel ısınma” konulu resim yarõşmasõna son başvuru tarihi 15 Mayõs 2009. “Karışık teknik” ka- tegorisinde düzenlenen yarõşmaya, tuval üze- rine yağlõboya ve akrilik boya ile yapõlacak öz- gün, daha önce sergilenmemiş eserler katõla- bilecek. Yarõşmaya katõlan tüm adaylar sonuçlarõ 16 Ha- ziran 2009 tarihinden itibaren www.sanatdun- yasi.com.tr adresinden öğrenebilecek. Eğitimciler teknoloji için buluşuyor Eğitim kurumlarõnda teknolojinin eğitim sü- reçlerine entegrasyonu konusunda çalõşmak üzere oluşturulan Eğitim Teknolojileri Ça- lõşma Grubu yõllõk toplantõsõnõ Yüzyõl Işõl Okullarõ’nõn Bahçeköy’deki kampusunda bugün yapõyor. “Eğitim Teknolojisi Nerede?” başlõğõyla dü- zenlenecek bir forumun da yer alacağõ gün içinde yapõlacak sunumlarda, uygulamaya yönelik yeni çalõşmalar paylaşõlacak. İzmir Yöneliş Koleji öğrencileri, dünya kentlerinin simge- leri olan mekânlarla ilgili hazırladıkları maketleri ve resimleri, okul salonlarında sergiliyorlar. Çocukların, yaşadıkları kentlere karşı duyarlılıklarını güçlendirmeyi ve kentlilik bi- lincini pekiştirmeyi amaçlayan bu çalışmayla öğrenciler, dün- ya kentleriyle ilgili ufuklarını genişletiyor, önemli kentler hak- kında araştırmalar ve çalışmalar yapıyorlar. Gençler için animasyon atölyesi İstanbul Modern Sanat Müzesi, Yõldõz Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarõm Fakültesi İnteraktif Medya Tasarõmõ Ana Bilim Dalõ ile işbirliğiyle, 13-18 yaş grubu gençler için “Stop- Motion, Cut-Out”, “Dijital Animasyon” ve “Çizgi Animasyon, Flipbook” başlõklõ üç farklõ animasyon atölyesi düzenliyor. Animasyon sanatõnõn temel üretim süreçlerinin farklõ teknik ve malzemelerle uygulanacağõ bu atölyelerde gençler, karakterler oluşturuyor, senaryo hazõrlõyor, storyboard ve layout çalõşmasõndan sonra cut-out, dijital animasyon ve çizgi animasyonlar yaratõyor. Atölye çalõşmalarõnda gerçekleştirilen animasyonlar da 25 Nisan 2009 tarihinde İstanbul Modern Sinema’da düzenlenecek olan “Genç Animatörler” gösteriminde izleyiciyle buluşacak. 7 Mart Cumartesi yapõlacak “Dijital Animasyon” atölye çalõşmasõnda gençler, temel dijital animasyon tekniklerini kullanarak bilgisayar ortamõnda animasyonlar oluşturacak, kostümler tasarlayacak, dekorlar hazõrlayacak ve öykü fotoğraflarõndan bir kurgu yaratacaklar. 21 Mart Cumartesi düzenlenecek olan “Çizgi Animasyon, Flipbook” başlõklõ atölye çalõşmasõnda ise gençler, belirli bir konuda kâğõt üzerine çizimler yapacak ve çizimlerini art arda fotoğraflayarak hareketli görüntüler oluşturacaklar. Rezervasyon ve ayrõntõlõ bilgi için: 0 212 334 73 41 Öğrencilerden ‘dünya kentleri sergisi’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle