23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 28 ŞUBAT 2009 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Kararı Doğru Okuyalım Antalya 3. İdare Mahkemesi’nin zorunlu din der- si konusundaki kararı gazetelerde yayımlandı. Görebildiklerimden “Hürriyet”in haber başlığı “Alevi öğrenci din dersinden muaf tutuldu” idi. “Cumhuriyet” “Din dersi için emsal karar” baş- lığını yeğlemişti. Her iki haberde de olayın bilgisi ve mahkeme ka- rarı yer alıyordu. Antalya’da yaşayan Alevi inancına sahip bir ai- le, “dini ve felsefi inançlarına uygun olmadığı” ge- rekçesi ile ilköğretim 5. sınıf öğrencisi çocukları- nın zorunlu din dersinden muaf tutulması için bu- lundukları ilçe kaymakamlığına başvuruyor. Başvurunun reddedilmesi üzerine talep idare mahkemesine taşınıyor. Mahkemenin oybirliğiyle aldığı kararda, din ve inanç özgürlüğünün “herhangi bir din mensubu ol- duğuna bakılmaksızın temel hak ve hürriyetlerden” olduğu belirtilerek “çocuğun zorunlu sayılan ders- ten muaf tutulması gerektiği” sonucuna varılıyor. Karar metnindeki bir ifade özellikle ilgimi çekti ve gerçekten de “emsal karar” olacak önemdeki bu mahkeme kararının kendisi kadar önemli görün- dü: “herhangi bir din mensubu olduğuna bakıl- maksızın.” Bu sözcüklerden çıkarılması gereken anlam, açık olarak şudur: Davacının hangi dinsel inanca sahip olduğu, Al- evi vb. olup olmadığı burada bir önem taşıma- maktadır. Kişi herhangi bir dinsel inanca sahip olabilece- ği gibi, hiçbirinin mensubu da olmayabilir. Söz konusu olan şey, herhangi bir dinsel inan- cı öğrenmeye zorunlu kılınmanın, “inanç özgürlü- ğü”ne, inancını özgürce seçme özgürlüğüne, hu- kuk diliyle söyleyecek olursak, “esastan” aykırılı- ğıdır... Konu “din” olunca, en aklı başında görünenle- rimizin bile kafalarının nasıl karışık olduğunu bili- yorum. Bu nedenle, daha da anlaşılır olmaya çalışayım: “Din kültürü ve ahlak bilgisi” başlığı altında ve- rilmekte olan ders, din olgusunu daha en başta “toplum bilim” ya da “felsefe”den ayırmakla, onu bir “bilgi” değil “inanç” konusu olarak gördüğünü zaten kendiliğinden ortaya koymaktadır. “Kültür” ve “bilgi” kavramları “din” sözcüğüne ya- pıştırılmıştır ve asıl amacı gizlemekten başka bir an- lamları yoktur. İnanç; adı üstünde, öğrenilecek ve öğretilecek bir şey değil, dogmadır. Akıl ötesidir. Benimser ya da reddedersiniz. Bizdeki zorunlu din dersi, kaçınılmaz olarak, bir şeyin öğretilmesi değil, bir dogmanın (burada Sünni İslam inancının) “empoze” edilmesidir.. Bunun başka bir yöntemi de yoktur. Burada akla, “Çocuklarımız dinlerini nasıl öğre- necek?” sorusu gelecektir. Yanıt basittir: Çocuğun böyle bir gereksinimi yoktur. Çocuğa kazandırılması gereken, yaşam bilgisi, düşünme yetisidir. Bir töre ve kültür olarak din konusunda edinmesi gerekeni aile ve toplumsal yaşam içinde zaten edi- necektir. Gerisi kendisinin bileceği, ergenlik çağına gel- diğinde kendi özgür istenciyle seçeceği şeydir… Din olgusu ancak toplumbilim, felsefe, düşün- ce tarihi dersleri içinde bilgi edinme konusu ola- bilir, olmalıdır da. Tabii, ilköğretimden başlayarak okullarınızda bu türden ders programlarınız varsa! Antalya 3. İdare Mahkemesi’nin kararı bana bir kez daha bunları düşündürdü. Öğretim Birliği Yasası’nın kabul edildiği 4 Mart 1924’ün 85. yıldönümüne yaklaşırken böyle bir ka- rar ve doğru okunması ayrıca önemlidir. ataolb@cumhuriyet.com.tr Faks: (0212) 343 72 64 Genelkurmay üniter ve ulus devlet yapõsõnõn korunmasõ koşuluyla taraftar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay İletişim Daire Başkanõ Tuğgeneral Metin Gürak, DTP lideri Ahmet Türk’ün TBMM’de yaptõğõ Kürtçe konuşma ile ilgili olarak “yar- gının harekete geçmesinin doğal ol- duğunu” söyledi. Gürak, TRT’nin Kürtçe yayõnlarõ konusunda, üniter devlet ve ulus devlet yapõsõna zarar ver- meden kültürel açõlõmlar yapõlabilece- ğini kaydetti. Genelkurmay’õn haftalõk basõn top- lantõsõnda güncel gelişmeleri değer- lendiren Gürak, hafta içinde trafik ka- zalarõnda yaşamõnõ yitiren Türk Silahlõ Kuvvetleri (TSK) personeli ile Hol- landa’daki uçak kazasõnda yaşamõnõ yi- tirenlerin yakõnlarõna başsağlõğõ dile- di. Gürak, NATO kapsamõnda görev yapan Barõş İçin Ortaklõk Eğitim Mer- kezi Komutanlõğõ (BİOEM) hakkõnda bilgiler verdi. Gürak, BİOEM’in, NA- TO, Barõş İçin Ortaklõk, Akdeniz Di- yaloğu ve İstanbul İşbirliği Girişimi ül- keleri ile gerektiğinde diğer ülke per- sonelinin ortak çalõşabilirlik hedefle- rine ulaşabilmesi için eğitim faaliyet- leri düzenlediğini açõkladõ. Gürak, Bİ- OEM’in düzenlediği seminerlere 674 general, amiral ve büyükelçinin katõl- dõğõnõ belirtti. Gürak, 20-27 Şubat ta- rihleri arasõnda toplam 4 iç güvenlik olayõ meydana geldiğini, arazide tes- pit edilen 7 sõğõnakta 20 kilogram patlayõcõ, 1074 kilogram uyuşturucu madde ele geçirildiğini anlattõ. Gürak, “Bu sığınaklarda yaşam malzeme- lerinin yanı sıra özellikle uyuşturu- cu ve patlayıcı maddelerin bulun- ması dikkat çekicidir” diye konuştu. ‘YARGI HAREKETE GEÇMELİ’ Gürak, daha sonra sorularõ yanõtla- dõ. Gürak, TBMM’de DTP liderinin Kürtçe konuşmasõna ilişkin soruya, “Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Herkesin Anayasa ve ya- salara uygun şekilde hareket etme- si gerekir. Hukuk devletinde yasa- lara aykırı hareket edenler karşı- sında yargının harekete geçmesi de doğal bir husustur” yanõtõnõ verdi. Irak sõnõrõna ek birlik kaydõrõldõğõ ha- berlerinin anõmsatõlmasõ üzerine Gürak, “TSK vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak için terör ör- gütüyle mücadelesine kararlılıkla devam etmektedir. Bu kapsamda ba- zı birliklerin bahar konuş yerlerine intikalleri devam etmektedir. O faa- liyetler, o kapsamda” diye konuştu. Gürak, yine bir soru üzerine Aden Körfezi’nde göreve başlayan TCG Giresun gemisinin deniz haydutlarõy- la bir temasõ olmadõğõnõ söyledi. Gürak, TRT’nin Kürtçe yayõn yap- masõyla ilgili Genelkurmay’õn görü- şünün sorulmasõ üzerine de şu değer- lendirmeyi yaptõ: “Şunu söyleyebili- rim size, üniter devlet ve ulus devlet yapısına zarar vermeyecek tedbirleri de göz önüne almak kaydıyla devlet kültürel alanda bazı açılımlarda bulunabilir.” Gürak, Ergenekon soruşturmasõ kap- samõnda gözaltõna alõnan emekli Tüm- general Erdal Şenel’in evinde bulunan CD’deki sunuma ilişkin soruyu ise “Yargıya intikal etmiş konuyla ilgi- li bize soru sormayın arkadaşlar” şeklinde yanõtladõ. MGK bildirisinde, Hamas’õn “Filistinliler arası uyuş- mazlık” şeklinde dile getirildiği anõm- satõlarak TSK’nin tavrõnõn sorulmasõ üzerine Gürak, “Bu sorunun muha- tabı Dışişleri’dir” yanõtõnõ verdi. ‘Kültürel açõlõm yapõlabilir’ TSK’nin arama-kurtarma faaliyetleri hakkında da bilgi veren Gürak, Hakkâri Yüksekova’da erken doğan bir bebeğin helikopterle Diyarba- kır’a nakledildiğini kaydetti. Gürak’ın verdiği bilgilere göre, Ağrı Da- ğı’na tırmanan dağcılardan hastalanan ikisi kurtarıldı. Bolu Kartalka- ya’da kayak yaparken sis nedeniyle kaybolan biri turist 4 yurttaş kurta- rıldı. Erzurum’da tedavi gören bir yurttaş İstanbul’a, Bandırma’da te- davi gören bir bebek de GATA’ya ambulans uçakla nakledildi. ‘MAHMUR’DA PKK İÇİNDE ÇATIŞMA ÇIKTI’ Gürak, bölücü terör örgütünde li- derlik savaşõ yaşandõğõ yönünde ba- zõ bilgiler alõndõğõnõ belirterek, bu kapsamda Irak’õn kuzeyinde 13 Şu- bat’ta bir araya gelen 20-25’er kişilik iki grup arasõnda çatõşma çõktõğõnõ söyledi. Çatõşma sonucunda 20 te- röristin öldüğünü, 20 teröristin ya- ralandõğõnõ, bazõ teröristlerin yerel unsurlara sõğõndõğõnõn belirlendiği- ni anlatan Gürak, şöyle konuştu: “Son olarak benzer bir olayın bu hafta içinde, Mahmur kampındaki teröristler arasında yaşandığı, söz ko- nusu bölgede teslim olmak isteyen bir grup ile bunlara engel olmak is- teyen bir diğer grup arasında çatış- ma meydana geldiği ve burada da ölenlerin olduğu bilgisi alınmıştır.” ‘TSK’DEN TALEP YOK’ ABD’nin Irak’tan çekilmesi süre- cinde Türkiye güzergâhõnõn tartõşõl- dõğõnõn anõmsatõlmasõ üzerine Gürak, “TSK’ye bu konuda verilen bir görev veya iletilmiş bir talep yoktur” dedi. Terör örgütüyle mücadele amacıyla Erbil’de kurulan üçlü komitenin faliyete geçip geçmedi- ğinin sorulması üzerine Gürak, “Evet, alt komiteye bağlı bir büro- nun Erbil’de faaliyet göstermesi için çalışmalar devam etmektedir. Henüz sonuçlanmamıştır” diye ko- nuştu. Gürak, örgüt içi çatõşmanõn çõktõğõ Mahmur kampõnõn BM kont- rolünde olduğunun anõmsatõlmasõ üzerine, “Şu anda aktarabileceğim bilgiyi aktardım, konu ile ilgili te- yit çalışmalarının sürdüğünü söy- ledim” diye konuştu. ÇÜ’de atama tepkisi ADANA (Cumhuri- yet Bürosu) - Çukurova Öğretim Elemanlarõ Der- neği, Çukurova Üniversi- tesi’nde dekan atamalarõ- nõn Rektör Prof. Dr. Al- per Akõnoğlu tarafõndan yapõlmasõna tepki göster- di. Yapõlan açõklamada, “Üniversitelerde olmasõ gereken demokratik gele- neklerden biri fakülte de- kanlarõnõn belirlenmesin- de öğretim üyelerinin eği- limine uygun davranõlma- sõdõr. ÇÜ, son dönemde bu geleneklere pek yakõş- mayan ve demokratik tea- müllere uymayan uygula- malara sahne olmaktadõr” denildi. Jandarma kurtardı SARIKAMIŞ (AA) - Kars’õn Sarõkamõş ilçe- sindeki Bayraktepe Ka- yak Merkezi’nde kaza geçiren snowboard’cuyu jandarma arama kurtarma ekibi kurtardõ. Hõzõnõ ala- mayarak pist dõşõnda bu- lunan ormanlõk alandaki ağaca çarpan Alper Laçin adlõ kişi, Jandarma Ara- ma Kurtarma Timi tara- fõndan kurtarõldõ. İnsan kaçakçılığına 3 tutuklama AKSARAY (AA) - Avrupa ülkelerine kaçak yollardan insan götürdüğü belirlenen şebekeye yöne- lik olarak Aksaray Emni- yet Müdürlüğü ekiplerin- ce operasyon düzenlendi. Gözaltõna alõnan İ.Ş, cumhuriyet savcõlõğõnca serbest bõrakõlõrken M.K, S.L. ve E.L, çõkarõldõklarõ mahkemece tutuklandõ. Dağcılar kurtarıldı İstanbul Haber Servisi - Gazeteci Abdi İpekçi cina- yetine katõlmak suçundan gõyabõnda yargõlanan Yal- çın Özbey hakkõndaki dava zamanaşõmõ nedeniyle düştü. Belçika’nõn iade etmediği Özbey hakkõndaki tutuklama kararõ da kaldõrõldõ. İstanbul 7. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde Milliyet gazetesi başyazarõ İpek- çi’nin öldürülmesiyle ilgili davanõn duruşmasõnda, savcõ Fethi Türkmen, Özbey’in kaçak olmasõ ne- deniyle hakkõnda tutuklama kararõ verildiğini, dola- yõsõyla zamanaşõmõnõn durduğunu söyledi. Özbey’in avukatõ ise suç tarihinin 1 Şubat 1979 olduğunu be- lirterek zamanaşõmõ süresinin dolduğunu, bu neden- le müvekkili hakkõndaki davanõn ortadan kaldõrõl- masõnõ istedi. Mahkeme bu istemi kabul etti. Mehmet Ali Ağca, İpekçi’nin cinayetinin zanlõsõ ola- rak yakalandõğõnda ve Papa suikastõndan sonra Ro- ma’da çõktõğõ duruşmada, İpekçi’yi, Yalçõn Öz- bey’in planlayarak öldürdüğünü öne sürdü. Öz- bey’in suikast öncesinde Ağca’ya para verdiği ve arabasõnõn da cinayette kullanõldõğõ belirlendi. Ağ- ca, 1979’da cezaevinden de Özbey’in arabasõyla ka- çõrõldõ. Almanya’da uyuşturucu kaçakçõlõğõndan dört yõl tutuklu kalan Özbey Türkiye’ye iade edil- medi, ancak iki MİT görevlisi ifadesini aldõ. İpekçi davasõnda bu ifade istendiğinde, kayõtlarõ Emni- yet’in imha ettiği öne sürüldü. Dava bittikten sonra kayõtlar ortaya çõktõ. 1997 ve 1999’da Belçika’dan istenen Özbey, idam cezasõ gerekçesiyle iade edil- medi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nca 24 Ekim 2000’de hazõrlanan iddianamede, İpekçi’nin öldürülmesiyle ilgili Ağca’nõn idam, Yavuz Çay- lan’õn 3 yõl hapis cezasõna çarptõrõldõğõ, Mehmet Şe- ner hakkõndaki soruşturmanõn ise “zamanaşımı” nedeniyle ‘takipsizlik’ kararõ ile sonuçlandõğõ ha- tõrlatõlmõştõ. ABDİ İPEKÇİ SUİKASTI SANIĞI Yalçõn Özbey’i zamanaşõmõ kurtardõ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle