Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 17 ŞUBAT 2009 SALI
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Batı ile İlişkiler
Önce bir noktayı açıklığa kavuşturmak gerek.
İsrail’in Ortadoğu’da olması, onun Batı içinde ol-
masına engel teşkil etmez.
Türkiye’nin şu anda İsrail ile ilişkileri tarihinin
en gergin düzeyinde.
İsrail Kara Kuvvetleri Komutanı Avi Mizrahi’nin
kendilerini Gazze katliamı dolayısıyla suçlayan
Tayyip Erdoğan’a şu yanıtı ortalığı daha da ger-
di:
- Erdoğan önce aynaya baksın!
Mizrahi bu konuda, tarihi Ermeni konusunu mu,
yoksa Kürt sorununu mu kastediyor, ya da Kıb-
rıs ile ilgili imalarda mı bulunmak istiyor?
Jerusalem Post, pek de kendi Kara Kuvvetle-
ri Komutanı’na arka çıkar bir üslup kullanmadan,
her üçünün birden kastedildiğini ima eden bir ya-
zı yayımlıyordu.
Haaretz ise, “yaşanan tatsızlığın Türkiye ile İs-
rail arasındaki gerilimin son işareti olduğunu” vur-
guluyordu.
İki taraf arasında tırmanan tatsızlıkta, diplomatik
ilişkilerde alışılan, karşılıklılık ilkesine dayalı, si-
metrik bir tırmanma da yok.
Örneğin, Türkiye tarafından tartışmaya hiçbir
zaman, TSK katılmadığı halde, İsrail tarafından
Mizrahi İsrail adına orduyu da bulaştırıyordu işe...
Buna karşılık, İsrail hiçbir zaman Türkiye Bü-
yükelçisi’ni çağırarak sözlü mesaj iletme gereğini
duymadığı halde Ankara bu yolu tutuyordu...
Daha da gerilmesi beklenen ilişkilerin Ba-
tı’nın diğer odakları ABD ve AB ile yeni sorunlar
veya hiç değilse yeni gerginlikler yaratması
beklenebilir.
Doğrusu ya, iktidar icazetini ABD ile Yahudi lo-
bisinden almış olan, bir CIA icadı olarak, “ılımlı
İslam” patenti altında dizayn edilmiş bulunan AKP
döneminde böyle bir gerginlik yaşanması genelde
beklenmiyordu.
Öyle ya, “ılımlı İslam” tezgâhı İslam adına, em-
peryalizmle uzlaşmak ve bölgede bir yandan
onun çıkarlarını korurken, öte yandan da em-
peryalizmin önündeki engeli, yani ulus devleti, (bu
deyimi Türkiye özelinde Kemalist devleti diye de
okuyabilirsiniz) tasfiye etmek için kurulmuştu.
Yönetici kadronun sapmaları, onların, mo-
dernleşme diye sunulan zenginleşmelerinin sağ-
ladığı ortam ile engellenecekti.
Ama Davos’ta su yüzüne çıkan bazı belirtiler,
evdeki hesabın çarşıya uymadığını gösterdi.
Ilımlı İslamın model ülkesi acaba, çizgiden sa-
pıyor, yoldan çıkıyor muydu?
ABD’li düşünce Kuruluşu The Washington
İnstitute’un Türkiye Direktörü Soner Çağaptay
Newsweek ile İsrail Jerusalem Post’ta yayımla-
nan makalesinde AKP’nin iktidara gelişinden ye-
di yıl sonra Türkiye’nin İslamcılarının kökenleri-
ne geri döndüklerini söylüyordu..
Çağaptay, “İslamcı partilerin ılımlılaşmalarının
stratejik bir değişim olmayıp, kendi güçlü iç ve
dış muhaliflerine taktik bir yanıt olduğunu, güvenlik
duvarı zayıfladığında popüler hissiyatca sürük-
lenen İslamcı partilerin geri döndüklerini” de ile-
ri sürüyor.
Sayın Çağaptay’ın 6 yıl kadar gecikmiş bu ya-
zısına, bulunduğu ülkenin deyimiyle yanıt vermek
gerek:
- Good morning after supper (akşam yeme-
ğinden sonra sabahı şerifler hayırlar olsun)
Yine de Çağaptay belki de kökenleri dolayısıyla
meseleyi, frenk kökenli kimi meslektaşlarından,
arkadaşlarından farklı olarak, sonunda da anla-
mış görünüyor.
Altı yıldır, Türkiye’de izan sahibi kalemler ne ya-
zıyorlardı peki?
Çağaptay’ın bu önemli gözleminden sonra Tür-
kiye ABD ve de AB ilişkilerinin kökten değişmesini
beklemek ise abestir. Nitekim bu gerçeği yazar
kavramış olduğundan Türkiye İsrail dostluğu gi-
bi ittifakların çok seyrek oluştuğunu söyleyerek,
Obama’ya bu ilişkileri sağlamlaştıracak bir po-
litika izlemesini tavsiye ediyor.
Bütün bu düşüncelerin ışığında, Erdoğan’ın bir
düş kırıklığı yarattığını ve İsrail ile ilişkilerdeki ger-
ginliğin diğer Batı odaklarıyla ilişkilere de kaçı-
nılmaz olarak yansıyacağını, ama buradan ha-
reketle politikalarda ve destekçe köklü bir de-
ğişiklik olmayacağını söyleyebiliriz, hiç değilse
şimdilik...
asirmen@cumhuriyet.com.tr
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
namikzafer@yahoo.com
Her seçim öncesi medyanõn ‘hortumlarõnõ’ açõklayacağõnõ söylüyor ama somut bir adõm yok
Erdoğan bir türlü açõklayamadõANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Partisinin adõnõn karõştõğõ yol-
suzluklarla ilgili en ufak eleştiriye bi-
le tahammül edemeyen Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, her seçim
döneminde olduğu gibi yine med-
yayõ hedef alõyor. Bazõ medya or-
ganlarõnõn “hortumları kesildiği
için” rahatsõz olduğunu, gerekirse
bunlarõ açõklayacağõnõ ifade eden Er-
doğan, ortaya hiçbir somut kanõt
koymuyor. Başbakan’õn medyaya
“şantaj yaptığını” ifade Çağdaş
Gazeteciler Derneği (ÇGD) Başka-
nõ Ahmet Abakay, “Başbakan ka-
nıtlamıştır ki demokrasiden nasi-
bini almamıştır” dedi.
Erdoğan, son olarak hafta sonu ger-
çekleştirdiği Samsun mitinginde yerel
seçimin hizmet siyaseti ile çamur si-
yasetinin farkõnõ bir kez daha ortaya
koyacağõnõ savunarak, “Bunların
yandaş medyası niye rahatsız oluyor
biliyor musunuz? Hortumları ke-
sildi onun için. Bunlarda her tür
suiistimal var. En sonunda bana on-
ları da açıklattıracaklar. Tamam da
beni o noktaya doğru sevk edersen
bunu da söyleyeceğim, söylerim ve
bundan da rahatsız olmam” de-
mişti. Ancak Başbakan’õn hiçbir somut
delile dayanmadan konuşmasõ, se-
çim öncesi medyaya “gözdağı” ola-
rak yorumlandõ. Çağdaş Gazeteciler
Derneği Başkanõ Ahmet Abakay, Baş-
bakan’õn medyaya “şantaj yaptığını”
belirterek, “İnsanlar başbakan da
olurlar, ama daha önemlisi demok-
rat olabilmeleridir ve ifade özgür-
lüğünün, basın özgürlüğünün ne
olduğunu kavramaları, bunu hayata
geçirmeleri esastır. Bu olmadığı sü-
rece ne kadar bağırırsa bağırsın,
halkı kendisine inandıramaz” dedi.
Medyanõn hükümetin icraatlarõnõ eleş-
tirmek ya da övmek konusunda özgür
olduğunu vurgulayan Abakay şöyle
devam etti:
“Demokrasilerde böyle bir şey
yok. İsteyen, hükümetin icraatları-
nı över, isteyen eleştirir. Başba-
kan’ın bunun demokratik kuralla-
rın bir gereği olduğunu öğrenmesi
gerekiyor. Başbakan kanıtlamıştır
ki demokrasiden nasibini alma-
mıştır. Hatta konuşmasının bir ye-
rinde diyor ki, bizi övenler var,
bunlar niye eleştiriyor. Demek ki
onun da bir medya grubu var. 5 kul-
varlı otoyol yapmak tek sütunluk bir
haberdir, çünkü hükümetlerin gö-
revleri zaten budur. Ama 100 met-
relik ücra bir sokakta bir çukur var-
sa, insanlar yürümekte zorluk çe-
kiyorsa bu Başbakan’ın hoşuna git-
mese de manşet haberdir. Çünkü
oradaki rögara insanlar düşüp ölü-
yor. Başbakanın bunu da bilmesi ge-
rekiyor. Bilmiyorsa da ben söylü-
yorum, öğrenmesi gerekir. Kaç gün
gazetecilik yapmış ki gazetecileri
eleştiriyor?”
Türkiye Gazeteciler Sendikasõ Baş-
kanõ Ercan İpekçi de Başbakan’a
medyayõ tehdit etmekten vazgeçerek
yasalarõ uygulama çağrõsõnda bulun-
du. İpekçi şöyle konuştu
“Bugün Türk medyasında ka-
nunlar medya patronları tarafından
ihlal ediliyor. Kaçak işçi çalıştırılı-
yor, medya çalışanlarının sendikal
hakları engelleniyor. Haksız yere iş-
ten çıkartılıyorlar. Kendi araların-
da çalışanları işe almama konu-
sunda gizli protokoller yapıyorlar.
Bugün Sayın Başbakan’ın çok ya-
kınlarının sahibi olduğu Turkuvaz
işletmesinin yayın organlarında,
yani Sabah ve atv’de grev uygula-
nıyor ve bu grubun patronu da ça-
lışanları işten atmakla tehdit ediyor,
sendikadan istifa etmeleri için bas-
kı yapıyor. Sayın Başbakan tehdi-
di bıraksın, önce yakın çevresinden
başlamak üzere kanun neyi gerek-
tiriyorsa onu yapsın.”
Boykot çağrısı ters tepti
Öte yandan Başbakan Erdoğan’õn
medyaya yönelik boykot çağrõsõ
yandaş medyayõ daha çok vurdu. 2-
8 Şubat tarihleri arasõnda Zaman 27
bin 813, Sabah 22 bin 552, Star 7
bin 410 tiraj kaybetti. Aynõ dö-
nemde Posta 10 bin 242, Hürriyet 7
bin 308, Milliyet 7 bin 838, Vatan
7 bin 989, Akşam 8 bin 471, Yeni
Şafak 488 tiraj kaybetti.
AKP’lilerin isminin karõştõğõ her yolsuzluk olayõnõn ardõndan medyaya tepki gösteren
ve ‘hortumlama’ iddialarõnõ gündeme getiren Erdoğan yõllardõr tek bir somut kanõt ortaya
koyamadõ. AKP liderinin medyayõ sürekli tehdit etmesine tepki gösteren gazeteci
örgütleri, elinde somut belge varsa gereğini yapmasõ çağrõsõnda bulundu. Erdoğan’õn,
yolsuzluk haberlerini yapan medyayõ boykot çağrõsõ da işe yaramadõ, aksine yandaş
medya son dönemde daha fazla tiraj kaybetti.
‘Çamur’
yalanı
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Çankaya
Belediyesi, CHP’nin İs-
tanbul Büyükşehir Bele-
diye başkan Adayõ Ke-
mal Kılıçdaroğlu’nun
Çankaya’daki evinin
önünün çamurlu olduğu
yönünde dinci basõnda
yer alan haberleri yalan-
ladõ. Belediyeden yapõ-
lan yazõlõ açõklamada,
söz konusu haberlerin
“Ayağıma çizme giyip
İstanbul’un çamurlu
sokaklarını dolaşaca-
ğım” diyen Kõlõçdaroğ-
lu’na karşõ yapõlan yalan
haberlerle hedef saptõrõl-
mak istendiği belirtildi.
Haberlerde gösterilen
yerin boş bir tarla oldu-
ğu belirtilen açõklamada,
Kõlõçdaroğlu’nun Çanka-
ya’daki evinin önüne 12
Ağustos 2008 tarihinde
Çankaya Belediyesi tara-
fõndan 226 ton asfalt
kullanõlarak tam kapla-
ma yapõldõğõ belirtildi.
‘Sandıklar
selam
duracak’
Nevşehir’de partisinin düzenlediği
mitinge katõlan Erdoğan, IMF ile pazarlõk
halinde olduklarõnõ ve Türkiye’nin
menfaatõna olmayan bir metne imza
atmayacaklarõnõ söyledi. Muhalefetin
kendilerine haksõzlõk yaptõğõnõ savunan
Başbakan Erdoğan, seçimde yüzde
47’den fazla oy alacaklarõnõ ileri sürdü.
SELAHATTİN ŞAHİN
NEVŞEHİR - Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’õn
29 Mart’ta yüzde 47’den
daha fazla oranda bir oy
alacaklarõnõ iddia etti.
Nevşehir’de partisinin dü-
zenlediği mitinge katõlan
Erdoğan, konuşmasõnda
Hacı Bektaş Veli’den alõn-
tõlar yaptõ. “Sevgi muhab-
bet kaynar ocağımızda,
bülbüller şevkle gelir, gül
açar bağımızda, Hırslar
kinler yok olur, aşkla
meydanımızda, Arslanlar, ceylanlar dosttur
kucağımızda” dizeleriyle halka seslenen Erdo-
ğan, birlik ve beraberlik mesajlarõ verdi.
Milli Eğitim Bakanlõğõ’nõn Aleviliği eğitim
müfredatõna aldõğõnõ anõmsatan Erdoğan, “Din
kültürü ve ahlak bilgisi kitabında 32 sahife
Alevilikle ilgili bölüm var. Biz diyoruz ki, Al-
evi vatandaşlarımız, Alevi entelektüel kesim
beğenmiyorsa hazırlığını yapsın. Hükümet
olarak da parti olarak da birlik ve beraber-
lik anlayışımıza destek olacak her türlü adı-
mı atıyoruz, atacağız” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, IMF’yle görüşme süre-
ciyle ilgili olarak da şu açõklamalarõ yaptõ:
“Şimdi biz, IMF ile görüşünce bunlar kıya-
met koparıyor, ‘Niçin görüşüyorlar?’ Sen gö-
rüşürken oldu da biz görüşürken niye ol-
muyor? Ama biz geçen mayıstan bu mayısa
görüşüyoruz. Niye görüşüyoruz? Eğer be-
nim ülkemin menfaatına olacaksa imzala-
rız, olmayacaksa imzalamayız. Bizim anla-
yışımız bu. Biz şu anda pazarlık yapıyoruz.
Olay bu kadar basit ve şu anda da iyi gidi-
yor. Bizler, Türkiye’nin menfaatına olma-
yan hiçbir metnin altına imza atmayız.”
‘Ülkeyi Babıâli’den yönetmedik’
Erdoğan, kendinden önceki koalisyon hüküme-
tiyle ilgili olarak konuştuğu sõrada yurttaşlarõn
yuhalamasõ üzerine “Yuhalamayın, sandığa gö-
meceğiz” ifadesini kullandõ. Koalisyonun 26.5
milyar dolar borç bõraktõğõnõ belirten Erdoğan,
şöyle devam etti: “Allahaısmarladık; dediler,
bıraktılar, kaçtılar. Şimdi bunlar AKP’yi zan-
nediyorlar kendileri gibi. Seçime gittik, bize
yüzde 42 veren vatandaşımız, bu defa kalktı
yüzde 47 verdi. Çünkü tokadı yediler, yanlış
yapıyorlardı, haksızlık yapıyorlardı. Şimdi de
aynı şeyi yapıyorlar. Şimdi de benim halkım,
29 Mart’ta gereken tokadı yine atacaksınız.
İşte bugün burada görülüyor, kar, bora, fırtı-
na... Sandıklar selam duracak, ben bunu bili-
yorum. AKP’yi siz kurdunuz, milletin sesi, ne-
fesi, yüreği oldu. Çünkü AKP bu ülkeyi Ba-
bıâli’den yönetmedi, yandaş medyayla yönet-
medi. Milletten aldığı iradeyle yönetti.”
EMEP:Seçimdebirlik
çabası sonuç vermedi
İstanbul Haber Ser-
visi - Emek Partisi
(EMEP) Genel Başkanõ
Abdullah Levent Tü-
zel, yerel seçimler için
emek ve demokrasi güç-
lerinin birlikte hareket
etmesi yönündeki çaba-
larõn tam olarak sonuç
vermediğini belirtti. Tü-
zel, EMEP kimi yerler-
de kendi adaylarõyla se-
çime katõlacaklarõnõ ki-
mi yerlerde ise bağõmsõz
adaylarõ destekleyece-
ğini söyledi.
EMEP’in Taksim’de
bulunan parti merkezin-
de düzenlenen toplantõ-
da konuşan Tüzel, geçen
yõllardaki seçimlerde it-
tifak içinde olduklarõ
DTP ile bu yerel seçim-
lerde ortak bir anlayõş
içinde olmayacaklarõnõ
belirterek, “Biz de va-
rız” oluşumunda yer al-
mayacaklarõnõ söyledi.
29 Mart yerel seçim-
lerine, krizin sonuçlarõ-
nõn her geçen gün daha
da ağõrlaştõğõ bir ortam-
da gidildiğine dikkat çe-
ken Tüzel şöyle devam
etti: “Hükümet Tun-
celi’de beyaz eşya da-
ğıtıyor. Bu dağıtım bir
seçim rüşveti ve yok-
sulluk istismarıdır.
Emekçiler, bu sefalet
ve düşkünlükten kur-
tulmak için mücade-
leden başka bir yolu-
muz kalmadı. AKP,
rant ve yolsuzluk siya-
seti yapıyor. AKP, ye-
rel seçimlerle, güven
ve itibar kaybeden ik-
tidarını onarmayı he-
saplamaktadır.”
BAŞBAKAN ERDOĞAN:ÇANKAYA
Yüz trilyonluk vurgun
Almanya’dan aylardõr gelmeyen Deniz Feneri dosyasõnõ açõklayan CHP’li Ali
Kõlõç, yolsuzluğun boyutunun 100 trilyonu bulduğunu belirterek AKP’yi suçladõ
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - CHP Merkez Yürütme
Kurulu (MYK) üyesi Ali Kılıç,
Deniz Feneri e.V. Derneği’ne
ilişkin Almanya’da açõlan dava
dosyasõnõn bir örneğinin ellerin-
de olduğunu vurgularken “Hü-
kümetin 150 günde getirtmediği
veya getirtemediği soygun dos-
yası CHP’de. Adalet Bakanı
veya hükümet isterse dosyayı
kendilerine gönderebiliriz” de-
di. Kõlõç, “dosyada uyuşturucu
kaçakçılığından gemi alımına
kadar Türkiye’de gündemde
olmayan birçok konunun yer
aldığını” söyledi
Kõlõç, dün düzenlediği basõn
toplantõsõnda, Adalet Bakanõ
Mehmet Ali Şahin’e “Neden
Deniz Feneri’nin tüm dosyası-
nı değil de özetini istediniz?” di-
ye sordu. Kõlõç, “Ucu AKP’ye
dokunan 100 trilyonluk soygu-
nun Almanya’daki vurguncu-
ları yargılandı, hesabını verdi.
Şimdi sıra Türkiye’deki işbir-
likçilerinde. Mahkeme kayıt-
larına göre bu siyasi anlayışın
adresi AKP’dir, AKP yandaş-
larıdır” dedi. Kõlõç, “dosyadaki
bir belgeye göre kara para ak-
lama ve uyuşturucu işine adı ka-
rışan bir şirketin genel müdü-
rünün Zahid Akman olduğu-
nu” anlatõrken “Akman ve ar-
kadaşları kooperatif olayında
da Alman devletini dolandır-
makla suçlanıyor. İddianame-
de adı kurye olarak geçen Ak-
man ile Zekeriya Karaman suç-
la iç içe. Karaman ile Başbakan
Erdoğan da iç içe. Duruşma hâ-
kimi, Akman Almanya’ya ge-
lirse bir şeyler olacağını bil-
meli diyor. Yani Alman yetki-
liler dosya kapanmadı diyorlar”
açõklamasõnõ yaptõ.
Başbakan’ın
oğlunun gemisi
“Gemicik ve Vakıfbank”la
ilgili savlarõn altõnõ çizen Kõlõç,
“Vakıfbank Frankfurt Şube-
si’nin Alman polisi tarafından
basılmasından sonra bu şubenin
müdürü olan Metin Özetçi’nin
Türkiye’ye çağrılarak terfi et-
tirildiğini” vurguladõ. Kõlõç, De-
niz Feneri yöneticilerinin Baltıc
Khristina adlõ gemiyi 1 milyon
300 bin Avro’ya satõn aldõğõnõ,
Vakõfbank Frankfurt Şubesi’nin
bu gemi için 1 milyon 700 bin Av-
ro kredi verdiğini söyledi. Kõlõç,
“Arada 400 bin Avro fark var.
İlginçtir, Deniz Feneri’ne gelen
yardımlardan 400 bin Avro,
İstanbul’daki Haliç Ltd’ye ak-
tarılmış. İlginç olan bir konu da
bu şirketin Zekeriya Kara-
man’ın oğluna ait olması. Ze-
keriya Karaman’ın oğlu ile
Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan’ın oğlu arasında akra-
balık ilişkisi var, bacanaklar. Bu
400 bin Avro ile Başbakan’ın
oğlunun gemisinin parası mı
ödendi? Acaba Başbakan’ın
oğlu bu yıllarda Almanya’daki
Deniz Feneri merkezine gitmiş
midir? Gittiyse, yanında kırmızı
pasaportlu biri var mıydı?” de-
di. Kõlõç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu organizasyon içinde yer
alan kişiler, AKP kadrolarıyla,
yönetimiyle yakın ilişki içinde
olan insanlardır. Hukuki bir
bağlantı vardır, yoktur onu bil-
mem. Ama siyasi bir bağlantı-
nın olduğundan kimsenin kuş-
ku duymaya hakkı yoktur. Olay
Almanya’da soruşturulmaya
başlandıktan sonra hüküme-
tin içine girdiği telaş belli.”
Akman yalanladı
Zahid Akman’õn Avukatõ Ali
Yıldız yaptõğõ açõklamada, “Bu
basın toplantısındaki tüm id-
dia ve iftiraların mesnetsiz
olduğunu, sahiplerinin de
müfteri olduğunu bu kişilere
karşı yasal yollara başvuru-
lacağını kamuoyuna saygı ile
duyururuz” dedi.
BAKAN ŞAHİN DOSYAYI HATIRLADI
Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şa-
hin, CHP MYK Üyesi Ali Kılıç’õn
Deniz Feneri dosyasõnõ getirdiğini
açõklamasõnõn ardõndan Dõşişleri
Bakanlõğõ’na bir yazõ yazarak 5
Aralõk tarihinde Alman makamla-
rõndan talep ettikleri dosyanõn akõ-
betini sordu. Yazõda, “dosyanın 1
ay içinde ibraz edilebileceğinin
bildirildiği ancak aradan 2.5 ay
geçmesine karşın evrakın bakan-
lığa ulaşmadığı ve akıbeti hakkın-
da da bir bilgi edinilemediği” dile
getirildi. Şahin’in Dõşişleri Bakanlõ-
ğõ’na gönderdiği yazõda şunlar kay-
dedildi: “Söz konusu dava dosya-
sının Alman makamlarınca CHP
MYK Üyesi Ali Kılıç’a verilip ve-
rilmediğinin, verilmişse hangi
amaçla verildiğinin, aradan uzun
bir zaman geçmesine karşılık, ba-
his konusu dosyanın -bir parti
yetkilisinin elinde bulunduğu id-
diasına rağmen- henüz Türki-
ye’ye gönderilmemiş olmasının
sebebinin diplomatik yolla araştı-
rılarak bakanlığıma bilgi verilme-
sini ivedilikle arz ederim.”
‘BİZ DE VARIZ OLUŞUMUNDA YOKUZ’