19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 17 ŞUBAT 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 11 CMYB C M Y B Yerel seçimler öncesi Saadet Parti- si’ne karşı artan bir teveccüh var. AKP’nin doğduğu Milli Görüş’ün son temsilcisi olan SP’nin ekonomi anlayı- şı diğerlerinden çok mu farklı da bu il- gi artmış durumda? SP, temel olarak öncelikle ülke in- sanımızın, ama tüm insanlığın saade- tini temin etmeyi amaçlamıştır. Saadet için temel şart olarak refahı yaratmak- tır. Peki refah nasıl sağlanacak? SP bu soruya cevap verirken bugü- ne kadar uygulanan ekonomik politi- kaları eleştirmekte ve kendi deyimi ile tedavi şekillerini şöyle ortaya koy- maktadır: Diğer partilerden en önemli farkları- nın, diğer partilerin AKP dahil “rant eko- nomisi”ni, SP’ninse “reel ekonomi”yi esas alması olduğunu öngörüyor. Ran- tiye sınıfının refahını sağlamaya çalış- mayı asla kabul etmeyeceklerini beyan ediyor. Bu beyandan hareket edersek, yerel seçimlerde işbaşına gelecek be- lediye başkanları ve meclis üyelerinin imar yolsuzluklarına ve arsa spekü- lasyonuna geçit vermeyecekleri anla- şılıyor. İnşallah diyelim. Bunu sağlamak için SP milli heye- cana sahip kadroya ihtiyaç duyuldu- ğunu, milletin kendi kaynaklarına gü- venmesi gerektiğini, bu kaynakları ha- rekete geçirmek için seferberlik baş- latılmasını, her türlü israfın kaldırılma- sını, verimlilik ve toplam kalitenin esas alınmasını hedef kabul ediyor. Tedavi reçetesi için ayrıca şunlar ta- ahhüt ediliyor: İş ahlakı temel ilke alı- nacak, tüketici hakları korunacak, eko- nomik faaliyetler serbest piyasa kural- larına göre yürütülecek, devlet ve özel sektör kartelleşmesi önlenecek, haksız rekabet ve üretimi zorlaştıran sebepler ortadan kaldırılacaktır. Verginin adil olması sağlanacaktır (SP’ye göre ver- gi sistemimiz adil değildir). Vergi oran- ları düşürülecek, tüm masrafların ver- giden düşülmesi sağlanacak, ücretten gelir vergisi alınmayacaktır. Sermaye ta- bana yayılacak, sermaye piyasası spe- külasyonlarına son verilecektir. Özel sektörün ilgi duymadığı altya- pı, sağlık ve eğitim yatırımları ile özel sektöre bırakılmasında sakınca görü- len yatırımlar devlet tarafından yapıla- caktır. Tabii burada özel sektör ilgi du- yarsa devletin yatırımları azalacaktır, so- nucunu çıkarmak da mümkündür. Ormanların arttırılması ve geliştiril- mesinde özel sektörden yararlanıla- cağını SP uygun görüyor. Bu durum- da rant ekonomisine sebep olan orman vasfını kaybettirilmiş araziler SP ile söz konusu olmayacak, diyebiliriz. Yabancı sermaye doğrudan yatı- rımlar olarak gelirse iltifat görecek. Spekülatif amaçla gelirse kusura bak- ma denecek. Buradan çıkardığımız sonuç, yabancı sıcak paranın ülkemizde serbestçe cirit atmasına SP izin ver- meyecek. Buna da inşallah diyelim. Mucit çıkarmayan ülkemizde icatla- rın çoğalması için araştırma ve geliş- tirme faaliyetleri SP ile daha da artacak. Manevi inançların dogmalar nedeniy- le sorgulamayı engellediği düşünülür- se, bu konuda SP açılımı ilginç. Ekonominin gelişmesi ve bugünkü durumundan kurtulması için özgür- lüklerin artmasının, vatandaşlarının de- mokratik tercihlerini mutlaka serbest ve etkisiz yapması gerektiği SP için temel niteliktedir. Yani bazı şeyler unutul- mayacaktır. Hep gündemde olacaktır. SP milli ekonomi anlayışına sahip ol- duğu için IMF, Dünya Bankası gibi ku- ruluşların ülkeyi yönetmesine karşıdır. SP muazzam borçları herhalde kon- solide edecek, yönetecekleri yerel yö- netimler borçlanma yapmayacaklar. Bu ekonomik anlayış annenin (SP) oğlunun (AKP) davranışlarını benim- semediğini, onaylamadığını göster- mektedir. Yerel seçimler öncesi SP’de- ki yükseliş de farklılığın keskin biçim- de ortaya konmasından kaynaklan- maktadır diyebilir miyiz, bilemiyorum. Ancak ilginç olan, SP’ye AKP’den ve- ya diğer sağ kesimlerden ilginin artması değil, varlık sebepleri sosyal devleti kur- mak olan sol partilerin dünyadan bi- haber olmalarıdır. Ali veli, veli ali, anne, oğul, kuzen, al gülüm ver gülüm der- ken bizim solcular yerel seçime beş da- kika kala hangi ekonomik projeyi ko- yuyorlar? Yeni bir çağa sebep olan bü- yük küresel krizle tüm teoriler altüst ol- muşken, bu dönüm noktasından niye yararlanamıyorlar da SP’nin yükselişi- ne seviniyorlar? İlginç, şaşırtıcı ve üs- telik moral bozucu... Saadet Partisi’nin Ekonomi Anlayışı Çok mu Farklı? M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Yolsuzluk - Yoksulluk [email protected] Sıcak gündemimizde seçimler, seçimler bağlan- tılı kuralsız, kıyasıya savaşlar, bir yolsuzluk, bir yok- sulluk üzerinden gidiyor.. Dürüst olmaya çalışırsak as- lında yolsuzluklar ancak yoksulluğun dayanılmaz bo- yutlar kazandığı süreçlerde batıyor... Kaçak gecekondudan elektriğe, vergiye, kayıt dı- şı iş bulabilmeye uzanan bir halkada payını aldığını düşünen en yoksullar, sosyal devlet kazanımları gasp edildiğinde bile sadakadan gelenlerle kendilerinin al- datıldığı süreçler içinde yolsuzluklar, yağmalardan çok fazla yakınmıyorlar. Yine de herkes, her kesim için bir dayanma, kırılma noktası var... AKP iktidarında, daha önceki kirli siyasete karşı “Ak” olma iddiası ile gelen siyasi kadroların, eleştirdikle- rinden çok daha sınır tanımaz boyutlarda, en yuka- rıdan en aşağıya kadar, yandaşları kayırmalarına, ken- di zenginlerini, vurgun düzenlerini yaratmalarına, cep- heleşmiş halkımızın en azından bir yarısı, yakın günlere kadar tepki duymadı. Ne de olsa zenginle- şenler, vurgun düzeninden paylarını alanlar kendi cep- helerindendi. Bir biçimde kendilerine de pay düşmesi olasıydı. Köşe dönen, kayrılan başbakan, cumhur- başkanı, bakan, partili çocukları, şirketler, yandaş- ların.. kamuoyuna yansıyan yasadışı, kayırmacı hak- sız zenginleşmelerine göz yummak, peş peşe pat- layan yolsuzluk haberlerini unutmak, hoşgörü ile bak- mak, AKP’ye oy veren seçmenin, en çok dini inanç- larla kendini aldatması, aidiyet duygusu.. gibi ge- rekçelerle de olsa, sonuçta seçimiydi... Daha önceki iktidarlar, partiler de ak süt emme- mişlerdi. Siyaset-sermaye kirli çıkar ilişkileri sarma- lı, düzenin ürünü olarak kitlelerin onay vermeseler de kabullendikleri bir durumdu. Üstelik iktidarda olma- yan partileri, siyasetçileri de kapsayan yolsuzluk, vur- gun haberleri suç ortaklığını hafifletici gerekçe olu- yordu. Türbanlı cipteki kadın ile sokakta yürüyen ka- dın çelişkisi, AKP iktidar sürecinde yaratılmış haksız kazançların sorgulanması çok yeni yeni gündeme gi- riyor... Siyasi iktidar-tarikatlar, ılımlı İslamcı kadro- laşması mahalle baskısının altında, elbette iktidarın nimetleri ile seçmene kadar olabildiğince geniş ta- bana ulaştırılmaya çalışılan sadaka paylaşımı, saa- det zincirinin halkaları sayesinde, gizli kapaklı kalmış haksız, yasadışı, kirli işlerin.. ilk kez bu kadar yoğun sızdırılması sürecine girmiş bulunuyoruz. AKP’nin çoğunluk iktidarının ikinci döneminde yıp- ranmasının bir payı vardır. Asıl neden ise nimetler- den payını alabilenlerle alamayanlar arasındaki uçu- rumun, sonuç olarak sorgulamanın büyümesi... Dünkü medya gündeminin önceliği kriz bağlantı- lı işsizlikti. Yeni işsizlik rakamları bağlantılı haberler, röportajlar öne çıktı. Türkiye’nin sözde teğet geçmesi beklenen krizden, iktidarın gafleti yüzünden, en çok zarar gören ülkelerin başında olduğu, işyerlerinden, işçilerden, yaşamdan, canlı yayınlarla belgelenmiş ol- du. Kendi piyasalar krizinden deneyimli avantajlı ko- numunun kocaman bir yalan olduğu çok çarpıcı, çok çıplak, çok ürkütücü sahnelerle ortaya çıktı. Dünya krizinde büyümenin en düşük, sanayi üretimi en faz- la azalan, en çok oranda işçisi işsiz kalan ülke olması gerçeği karşısında önlem almayan AKP iktidarına ken- di tabanında da büyüyen öfke, çaresizlik gözler önü- ne serilmiş oldu... Seçim sadakaları ile kitlelerin kandırılabileceği tab- lo değişmişti. AKP kendine çıkış yolu gerçekten ara- yacaksa, reddettiği sosyal devlete ilişkin birçok krizden çıkış paketi üretmek zorunda olacak. Siz siz olun emek cephesinin, Türk-İş - DİSK - KESK’in medyamızın görmezlikten gelmeyi yeğlediği mitinginin sosyal anlamını hafife almayın. “Krizin be- delini ödemeyeceğiz” diye haykıran, işini kaybetme riski altındaki ya da işini kaybetmiş işçilerin haykırışları dipten öylesine bir dalga yaratıyor ki... Medyamızın bu haykırışı, sınıfın sesini unutmuş olarak nerede ise yok sayması, Türk Metal - Birleşik Metal-İş çatışmasını “Ergenekon” kapsamında öne çıkarmaya çalışması, dipten gelen dalgaya yabancılaşmasından. Benim bil- diğim 45 yıllık bir yetki savaşımı vermiş aynı işko- lundaki iki sendika arasındaki, siyasi erk, sermaye, işveren kayırmaları ile derinleşmiş, işçi mağduriye- tinden kaynaklanan yaranın, yan yana gelme ile ka- buğunun açılması bağlantılı kavga, eşyanın tabiatı- nın kaçınılmaz bir sonucu. İşsizliğin, işsiz kalma kor- kusunun ancak bir araya getirebildiği tarafların bir da- ha aynı tuzağa düşmeyecekleri, sınıf bilinci, reflek- sinin gereği. Erdoğan Hükümeti göz boyama kapsamında bi- le olsa, hele bir krizin çalışanları vurmasına yönelik, fren olabilecek, sosyal devletin gereği önlemler al- maya sırtını dönmeyi sürdürsün.. Bugüne kadar gör- mezlikten gelinen kayırmalar, haksızlıklar, kirli ça- maşırlar, yolsuzluklar nasıl da gündemin başına çı- kacak. ABD, AB, ılımlı İslam, Fethullah Hoca des- tekleri.. eskisi kadar işe yaramayacak... Ekonomik durgunluk Türkiye’yi vurdu, işsizlik patladõ, kasõm döneminde işinden olanlarõn sayõsõ 654 bine ulaştõ Kriz yarõm milyonu işsiz bõraktõ ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Türkiye genelinde işsiz sayõ- sõ Kasõm 2008 döneminde önceki yõ- lõn aynõ dönemine göre 645 bin ki- şi artarak 2 milyon 995 bine, işsiz- lik oranõ da 2.2 puanlõk artõşla yüz- de 12.3’e yükseldi. “İş aramayıp çalışmaya hazır olan” bir milyon 968 bin kişi de eklendiğinde, gerçek işsiz sayõsõ 4 milyon 963 bine, iş- sizlik oranõ da yüzde 18.9’a ulaştõ. Mevcut işsizlerin 524 binini ka- sõmda işten ayrõlanlar oluşturdu. Küresel krizin etkisiyle geçen yõ- lõn son çeyreğinde hõzla büyümeye başlayan işsizlik, kasõmda patladõ. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Hane Halkõ İşgücü Anketi’nin Ka- sõm 2008 sonuçlarõnõ açõkladõ. So- nuçlar şöyle: İşsizlik patladı: Resmi işsiz sa- yõsõ 2 milyon 995 bin kişiye, işsiz- lik oranõ da yüzde 12.3’e çõktõ. Ge- çen yõl bu dönemde işsiz sayõsõ 2 milyon 350 bin, işsizlik oranõ yüz- de 10.1’di. İşsizlik oranõ kentsel yer- lerde yüzde 14.2, kõrsal yerlerde ise yüzde 9.3 oldu. Her iki yerde de iş- sizlik yüzde 2.2 arttõ. İşten umudunu kesenler: İşsiz rakamõ içinde sayõlmayan, ancak “iş olsa çalışmaya hazır olanlar”õn sa- yõsõ, resmi işsizlerin sayõsõna yak- laştõ. Kasõm ayõnda işsiz sayõsõ 2 milyon 995 bin olurken, “iş ara- mayıp çalışmaya hazır olanlar”õn sayõsõ geçen yõlõn aynõ ayõna göre 298 bin kişi artarak 1 milyon 968 bi- ne çõktõ. İşsizlerin beşte biri yeni işsiz: Mevcut işsizlerin 524 bin kişi ile yüzde 17.5’ini Kasõm 2008 döne- minde işten ayrõlanlar oluşturdu. Beş kadından biri işsiz: Tarõm dõşõ işsizlik oranõ yüzde 15.4’e ulaş- tõ. Bu oran erkeklerde yüzde 14.1, kadõnlarda ise yüzde 20.5 oldu. Dört işsizden üçü erkek: Bu dönemdeki işsizlerin yüzde 72.6’sõ- nõ erkek nüfus oluşturdu. Yüzde 59.4’ü lise altõ eğitimli olan işsiz- lerin, yüzde 26.6’sõnõn bir yõl ve da- ha uzun süredir iş beklediği belir- lendi. İşsizler önceden çalışıyordu: İşsizlerin yüzde 29.8 oranõyla sõk- lõkla “eş-dost” aracõlõğõyla iş aradõğõ gözlendi. İşsizlerin 2 milyon 592 bin kişi ile yüzde 86.5’inin daha önce bir işte çalõştõğõ saptandõ. Her 2 çalışandan 1’i kayıt dışı: Yaptõğõ işten ötürü herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayõtlõ olmadan çalõşanlarõn oranõ, yüzde 44.5 olarak gerçekleşti. Çalışanlar işgücü dışına çıkıyor: İş gücüne dahil olmayan nüfus 25 milyon 958 bin olarak belirlendi. Bunlarõn yüzde 43.1’inin daha ön- ce bir işte çalõşmõş olduğu belirlendi. Ekonomi Servisi - Son açõklanan yüzde 12.5’lik işsizlik oranõnõ de- ğerlendiren TGSD Başkanõ Ahmet Nakkaş, ekonomi yönetiminin inisi- yatifsizliği sonucu hazõr giyim sek- törünün dibe vurduğunu söyledi. Nakkaş, “Ekonomi yönetiminin ini- siyatifsizliği sonucu sektör dibe vurdu. Krizin daha da derinleş- memesi için ekonomide olağanüs- tü hal ilan edilmeli” dedi. Teşvik paketinin antiteşvik paketi haline dönüştürüldüğü savunan Nak- kaş’õn çözüm önerileri şöyle: ? İki yõllõk, her sektöre özel ve ay- rõ, açõk, anlaşõlõr, kolay ve hemen uy- gulanabilir, geçici kriz önlem ve des- tekleri alõnmalõ. Yoksa işsizlik ikiye katlanõr. ? Bunun için kamu yükleri ilk yõl yüzde 50, ikinci yõl ise yüzde 25 ha- fifletilmeli. 34 YILIN KÜÇÜLMESİ Japonya bile daraldı ‘Teşvik değil antiteşvik’ TOKYO (REUTERS) - Japonya ekonomisi, ihracatta meydana gelen benzeri görülmemiş daralmanõn da katkõsõyla 2008’in son çeyreğinde 1974’teki birinci petrol krizinden be- ri en büyük küçülmeyi yaşadõ. Japonya’da gayri safi yurtiçi hasõ- la, dördüncü çeyrekte yüzde 3.3 da- ralõrken, yõllõk bazda yüzde 12.7 kü- çüldü. Global krizin merkezinde bu- lunan ABD’de GSYH aynõ çeyrekte, bunun üçte biri seviyesinde daralmõştõ. ABD’deki kredi krizine doğrudan maruz kalmamasõna rağmen Japonya ekonomisinin ihracata bağõmlõlõğõ ve iç talebin düşük seyretmeye devam et- mesi, daralmanõn diğer büyük eko- nomilerden daha yüksek seviyede gerçekleşmesine neden oldu. Ekonomi Servisi - Garanti Bankasõ Genel Müdürü Ergun Özen, 2009’un kriz ortamõ ol- duğunu belirterek, ciddi bir şekilde bütün harca- ma kalemlerinde tasarruf tedbirlerini aldõklarõnõ, bütçeden 200 milyon do- larlõk bir tasarruf tedbi- rini bulup çõkarttõklarõnõ söyledi. Özen, kredi stokunun düştüğüne, son 3-4 aya bakõldõğõnda Türkiye’de gerek döviz kredisinde gerekse TL kredisinde bir düşüş yaşandõğõna dik- kati çekerek şöyle devam etti: “O büyük proje fi- nansman kredileri, ya- tırım kredileri çok çok azaldı. Talep bıçak gibi kesilmedi, ama hakika- ten çok çok azaldı. İş- letme sermayesi azaldı. Talepte düşmeyen bir şey var ki, o da hakika- ten yeniden yapılandır- ma veya başka banka- nın kredisini kapatma veya sektörün çok ver- mek istemediği türden kredilere olan talep de- vam ediyor. Bankalar burada dikkatli oluyor. Dikkatli olmak zorun- dayız. Likit kalmak zo- rundayız. Benim göre- bildiğim 3-4 ay daha böyle devam edecek.” Özen, Merkez Banka- sõ’nõn bu haftaki toplan- tõsõnda faizlerde 50 baz puan değişiklik bekle- diklerini sözlerine ekledi. 50 milyon dolar kredi Garanti Bankasõ, Fran- sõz Kalkõnma Ajansõ’na bağlõ Proparco’dan 50 milyon Avro tutarõnda kredi aldõ. 12 yõl vadeli ve 7 yõl sonunda geri ödeme opsiyonuna sahip kredi yenilenebilir enerji ala- nõnda kullanõlacak. Fon- Toprak kan davasında son nokta Ekonomi Servisi - Tasarruf Mevduatõ Sigorta Fonu’nun (TMSF) Carlton arazini satmasõnõn ardõndan Halis Toprak’õn arazinin acele bir şekilde ve değerinin al- tõnda satõlmasõ iddialarõnõn gün- deme gelmesiyle başlayan tartõş- malar devam ediyor. Toprak’õn Fon’a olan 133 mil- yon dolarlõk borcu için evdeki masa-sandalyeyi hacz eden TMSF, Toprak Holding Yönetim Kurulu Başkanõ Halis Toprak’a ait Aslanlõ Köşk’ü satõşa çõkardõ. Sarõyer İs- tinye’deki köşkün ihalesi, 21 mil- yon 368 bin lira başlangõç fiyatõyla 11 Mart 2009 Çarşamba günü TMSF Binasõ Konferans Salo- nunda yapõlacak. Bu bedelle alõcõ çõkmazsa köşk,18 Mart 2009 Çarşamba gü- nü ikinci kez satõşa çõkarõlacak. YabancõTürkiye’denvazgeçmiyor Deloitte’nin araştõrmasõna göre yabancõlarõn Türkiye ilgisi sürüyor, ancak 2009 yõlõ için yatõrõmlarda büyük bir artõş beklenmiyor Ekonomi Servisi - Deloitte’nin ‘2009 İlk Ya- rıyıl Girişim Sermayesi Güven Araştırma- sı’ raporuna göre, genel olarak yatõrõmcõlarõn beklentilerinde kötüleşme göz- lense de Türki- ye’ye yönelik il- gi sürüyor. Yatõrõmcõlarõn piyasa güveninde azalma olduğunu ortaya ko- yan araştõrmaya göre, katõlõmcõlarõn sadece yüz- de 21’i, önümüzdeki 6 ayda satõn alõmlarõn ar- tacağõnõ düşünürken, yüzde 67’si satõn alõmlarõn azalacağõ görüşünü aktardõ. Yatõrõmcõlarõn yüzde 92’si kendilerini önü- müzdeki 6 ay içinde net alõcõ olarak konumla- dõklarõnõ ifade ederken, yüzde 88’i de gelecek 6 ay içinde Türkiye’den çõkmayõ planlama- dõklarõnõ kaydetti. Yatõrõmcõlarõn yüzde 79’u bu yõlõn ilk 6 ayõ içinde ekonomik koşullarõn kö- tüleşeceği düşüncesini paylaştõ. Borç finansmanõ sağlama veya yeni fon bulma konusunda iyimser olarak yanõt veren- lerin oranõ ise yüzde 4 seviyesinde kaldõ. Ra- pora göre, 2009 için yatõrõmlarda herhangi bir artõş beklemeyenlerin oranõ yüzde 75 düzeyi- ne ulaştõ. Ekonomi Servisi - Doğan Şirketler Grubu Holding, Milli Piyango ihalesine İtalya’da yerleşik Lottomatica ile oluşturulan ortak girişim grubuyla girileceğini du- yurdu. Doğan Şirketler Grubu Holding’den borsa- ya gönderilen yazõda şunlar kaydedildi: “Şirketi- mizle, İtalya’da yerleşik Lottomatica S.P.A ara- sında, önümüzdeki dönemde yapılması beklenen Milli Piyango’nun özelleştirilmesi ihalesi için yüz- de 50-50 oranında ortak olunacak şekilde bir or- tak girişim grubu oluşturulması ve birlikte işti- rak edilmesi için bir mutabakat zaptı imzalan- mış, ihale için önyeterlik başvurusu yapılmıştır.” TÜİK’in Kasõm 2008 verilerine göre, işsizlik oranõ 12.3’e yükselirken işsizlerin sayõsõ da 3 milyonu buldu. İş aramaktan umudunu kesenler de dahil edildiğinde bu sayõ 5 milyona dayandõ. Finansman ve yatõrõm kredilerinde keskin düşüş var, ancak başka bankanõn kredisini kapatma konusunda talep düşmedi. İKTİSATÇI SÖNMEZ: GELECEK AY DAHA DA ARTACAK ANKARA (AA) - Türkiye’de 103 bin 268 hesap sahibi bankalarda binlerce lirasõnõ unuttu. Banka- lar, 10 yõldõr işlem yapõlmadõğõ için “zamanaşı- mına” uğrayan hesaplar için ilanla müşterilerini uyarõyor. 15 Mayõs’a kadar işlem yapõlmazsa he- saplar TMSF’ye devredilecek. Bankalarda parasõ- nõ unutanlar arasõnda Kõzõlay’dan valiliklerine, CHP, DSP, DTP VE ANAP gibi siyasi partilerden Cem Vakfõ’na kadar Türkiye’nin önde gelen pek çok ku- ruluşu yer alõyor. Ayrõca Fenerbahçe Sosyal Tesisleri ve Gaziantepspor da diğer mudiler ara- sõnda. Türkiye’de en fazla mevduat unutulan ban- ka ise 48 bin unutulan hesap ile İş Bankasõ olurken, onu 23 bin 888 ile Ziraat Bankasõ izledi. Doğan, ‘talih kuşuna’ İtalyanlarla talip Bu kadar da dalgın olunmaz ki Kasõmda yüzde 12.3 çõkan res- mi işsizlik oranõ, son iki yõlõn zirvesine ulaştõ. İktisatçõ Mus- tafa Sönmez de, “Kasım 2008 işsizlik verileri, ekonomide ekim ayı sonrası hızlanan da- ralmanın ortaya çıkardığı iş- sizlik fotoğrafını henüz ver- miyor. Gerçek işsizlik yüzde 26’ya yakın, gelecek daha da ürpertici” değerlendirmesinde bulundu. Sönmez, Kasõm 2008 işsizlik verilerinin, ekonomide ekim sonrasõ hõzlanan daral- manõn ortaya çõkardõğõ işsizlik fotoğrafõnõ henüz vermediğini ifade ederek, “Gerçek işsiz sa- yısını görmek için, 3 milyona yaklaşan açık işsizlere, ‘umu- dunu yitirmiş’, ‘iş aramayan, iş bulursa çalõşacak’, ‘mevsim- lik’, ‘eksik istihdam’ başlıkla- rındaki işsizlerin de eklen- mesi gerekir” diye konuştu. TEKSTİLCİ ÖFKELİ Ergun Özen: Dikkatli olmak ve likit kalmak zorundayõz. 3-4 ay daha böyle sürecek Garanti’ye almadan kredi yok ASLANLI KÖŞK SATIŞTA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle