23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada ülkelerde yazılı-sözlü öylesine etkin kurallar var- dır ki, kimse onun dışına çıkamaz. Örneğin; ABD’nin 44. umut Başkanı Barack Obama, hü- kümetini oluştururken ilk günden iki fire verdi. Ba- kanlardan birinin bir miktar vergi borcu çıktı, öte- ki hakkında da yolsuzluk soruşturmasının sür- mekte olduğu ortaya çıktı. İki bakan da o gün çe- kildi, Obama da özür diledi. Türkiye’de ise ABD’li bakanları koltuğundan eden iki özellik de düşme değil neredeyse yük- selme nedeni! Tunceli’de zirve yapan seçim dağıtımı uzun yıl- lar unutulmayacak güzellikte. 80’li yıllarda ANAP’ın geliştirdiği ilginç yöntemler vardı. Ayakkabının bir tekini verirler, öteki se- çimden sonra derlerdi. Ya da tencereyi verirler; kapağı, iyi oy alınırsa seçimin hemen ertesinde da- ğıtılırdı... AKP’nin dağıtımı bütün önceki dağıtımları geç- ti... Tunceli’nin kırsal alanındaki yerleşim yerlerine doğru ağır ağır ilerleyen kamyonların yükü ağır. Kiminde buzdolabı, çamaşır makinesi var, kiminde kanepe, çek-yat... Çamaşır makinesini alan yurttaş, dağıtana so- ruyor: - Bu nasıl çalışır? “Kolay teyze, bak şu hortumu musluğa taka- caksın, düğmeyi çevir çalışır...” - Ne musluğu? “Musluk teyze musluk... Çeşmenin birini feda edeceksin...” - Olsa da etsek oğlum. Bizde musluk yok ki! Aziz Nesin ne desin! Çamaşır makinesi, ahırdaki yerini çoktan almış... Elbette o yörenin insanları da, buzdolabı, fırın, çamaşır makinesi kullanmayı hak ediyor. Ama da- ha en temel altyapı hizmetini, suyu götürmeden seçime 2 ay kala yapılan beyaz eşya yardımı, de- mokrasi tarihimize özel bir renk kattı. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) haberlerden ka- çamaz hale gelince, yapılanın bir suç olduğunu, savcıların derhal harekete geçmesi gerektiğini söy- ledi. Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı dün öğle sa- atlerinde inceleme başlattığını açıkladı. İçişleri Bakanı Beşir Atalay anında yanıt ver- di: “Yardımı biz değil, valiler ve kaymakamlar ya- pıyor.” Onlar kim? İktidarca atanan kamu görevlileri... Tunceli’deki beyaz eşya harekâtıyla İstan- bul’da Başbakan’ın aile üyelerinin kuyumcu or- taklığı haberleri aynı döneme rastladı! İlahi adalet; bir yanda altın-pırlanta ortaklığı öte yanda seçilmiş bölgelere beyaz eşya yardımı! Demokrasiyi tabana yayamadık ama, böylesi dağıtımları tavandan tabana her yere yaydık! Halk, seçim sandığına giderken yolsuzluk id- dialarını ne ölçüde dikkate alıyor? Bu konuda 4 temel yaklaşım var: 1- Kardeşim tamam bunlar da çalıyor olabilir ama, hizmet de yapıyorlar be! 2- Amaaan, kim çalmıyor ki! 3- Bu ülkede yapanın yanına kâr kalır. Üstüne gidilse bile bir şey olmaz. Boşverin bunları. 4- Bunlar normal şeyler be abi, bir insan eline bir fırsat geçirecek de bunu kullanmayacak. Olur mu öyle şey! Bu 4 maddenin yanında bir de aykırı yaklaşım var: Böyle şey olur mu; en özenli davranması ge- reken, ülkeyi yönetenler ve onların yakınlarıdır... Sosyal devlet, halka seçim öncesi yardım ya- pan değil, halkı yardıma muhtaç etmeyen devlettir. Oluk oluk demokrasinin aktığı ülkede böylesi ay- kırı sesleri de hoş görmek gerek! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada İktidar partisi genel başkanının CHP açılımlarını eleştirirken isim vermeden “Her mahalleye bir Ku- ran kursu diyorlar. Bize kapatma davası açanlar (Yar- gıtay Başsavcısı) bunları izliyordur herhalde” diyerek, adeta muhalifi olan partiyi jurnaller gibi bir tavır ta- kınması... RTE’nin oğlu ile gelininin büyük ortağı oldukları- nı kanıtlayan Atagold’dan açıklamaların aksine hay- li büyük kâr sağladıklarının ortaya çıkması... Üç-beş güne sığan, her biri belli başlı bir sorun olan olayların özeti. Her biri irdelendiğinde yüz kızartıcı sonuçlarla kar- şılaşmamak olanaksız. Örneğin Hurşit Tolon olayı... Mahkeme, Savcı Ze- keriya Öz’ün emekli orgenerale yönelttiği suçlamaları dayandırdığı delillerin yetersiz olduğuna karar ver- di. Hukukçular, “Karar beraat hükmüne, suçsuz ol- duğuna yakın bir muhteva içermektedir” diyor... Hurşit Tolon’un sağlığını altüst eden yedi ayın he- sabını kimin vereceğini bilen yok. Emekli orgeneral başvuracak olsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, çeşitli konularda Avrupa’nın en fazla tazminat ödeyen ülkesi Türkiye’yi hukuksal açı- dan da, insan hakları açısından da, kuşku yok, bir kez daha ağır biçimde cezalandırır. Ya Tolon’la aynı durumda olanlar hâlâ içeride ya- tıyorsa... Onların maddi manevi açıdan hukuksal du- rumu ne olacak? Ergenekon adı verilen davanın bilmem kaç bin say- falık iddianamesi Tolon gibi kimilerinin “mevcut de- liller çerçevesinde neredeyse suç işlemediği” gibi bir kanıyı gündeme getirmiyor mu? Diğer “şüpheliler” için Savcı Zekeriya Öz’ün yaz- dığı iddianamedeki deliller Tolon Paşa’yla ilgili de- lillere benziyorsa... kamuoyu vicdanı, kuşkusuz, za- ten tartışmalı davayı ve savcılığı sorgulamayacak mı? Savcılığın; Hurşit Tolon kararını şeriatın kestiği par- mak acımaz, yargı kararıdır diye sindirmesi kamuoyu vicdanını tatmin etmeyecektir. Fakat diyeceksiniz ki bu iktidar öyle bir iktidardır ki, gerçeği tersine çeviren açıklamalar yapmak, ge- rekçeler bulmakta fevkalade ustadır. İşte taze örnek: Hangi önlem işkencenin azalmasını veya önlen- mesini sağlıyor? Sorunun yanıtını bulmak için ancak AKP’nin ana- yasa hukukçusu, TBMM Anayasa Komisyonu Baş- kanı Burhan Kuzu olmak gerekiyor. Kuzu diyor ki: “Dünyada ve Türkiye’de işkencenin azalmasında telefon dinlemenin büyük katkısı oldu.” Şayet diyor anayasa profesörü; “telefon dinleme külliyen yasaklanırsa işkence olayları hortlar”. İşkence olayları azaldı ise bunun nedeni; meğer senin benim telefonlarımın dinlenmesiymiş! Tele- fonlarımız dinlenirken ülkemize önemli bir sorunun çözümünde yardımcı oluyormuşuz. Ne mutlu bize! Ama hakkını yemeyelim; Kuzu saptamasını hu- kuksal gerekçelerle örtmeye çalışıyor. Örneğin “telefon dinlemenin kötüye kullanılması- nın elbette ki kimse tarafından savunulamayacağı- nı” da söylemeyi ihmal etmiyor. Bu açıklamaların başı sonu; kel başa şimşir tarak! Yargıtay’ın maddi bulguyla (belgelerle) destek- lenmeyen kayıtların (telefon konuşmalarının) delil sa- yılamayacağını içeren dünkü kararına ne diyecek aca- ba Kuzu? ankcum@cumhuriyet.com.tr C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK Genel Yayõn Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ ?Yazõişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Miyase İlknur (Ek Yayõnlar) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara Yayõn Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Em- re Kongar (Başkan Yardımcısı), Or- han Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. İstihbarat: Cengiz Yıldırım Eko- nomi: Hasan Eriş Dõş Haberler: Öz- gür Ulusoy Kültür: Egemen Ber- köz Spor: Arif Kızılyalın Dü- zeltme: Abdullah Yazıcı Bilgi- Belge: Edibe Buğra Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Ahmet Rasim Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Tel: 0312 442 30 50 Faks: 0312 442 30 10 İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 Adana Tem- silcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: 3631211, Faks: 3631215 İdare Müdürü: Hüseyin Gürer Mali İşler: Bü- lent Yener Satõş: Fazilet Kuza Cumhuriyet Rek- lam: Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardõmcõsõ: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 -75 /251 98 81 -82 Faks: (0212)251 98 68 Rezervasyon: (0212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yeni Gün Haber Ajansõ Basõn ve Yayõncõlõk A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 Yaygõn süreli yayõn Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul 10 ŞUBAT 2009 İmsak: 5.31 Güneş: 6.58 Öğle: 12.25 İkindi: 15.12 Akşam: 17.40 Yatsõ: 19.01 1. KOŞU: F: Ataç (1), P: Lovely Blaze (12), PP: Knight Rider (8), S: Gazi Begoviç (5). 2. KOŞU: F: Dirlikhan (5), P: Gülözkan (10), PP: Bekir Baba (2), S: Ferizade (7). 3. KOŞU: F: Tilia (6), P: Golanlõ (11), PP: Ba- liya (3), S: Join The Cause (5). 4. KOŞU: F: Kõsmetim (11), P: Erolbey (5), PP: Tunçer (6), S: Rastgele (7). 5. KOŞU: F: Wolf Blood (6), P: Quick Finişh (4), PP: ellow Storm (7), S: Süpertzar (5). 6. KOŞU: F: Kõzõl Ateş (6), P: Göztepelim (5), PP: Aderans (1), S: Sevcan (11). 7. KOŞU: F: Balaberk (1), P: Kõrman (13), PP: Yõlõ- şõk (20), S: Öz- yõldõrõm (15). ALTILI GANYAN 5 6 11 6 6 1 10 11 5 13 2 3 6 20 7 5 7 15 4 10 7 9 14 Vallahi billahi tek bir kuruş telif is- temiyorum, ama baktõm ki olmuyor, bu ülkedeki partilerin aklõna sadaka da- ğõtmak ve Kuran kursu açmak dõşõnda yeni bir proje gelmiyor, bir vatandaş olarak üstüme düşeni yapmalõyõm, de- dim ve söze girdim. Her şeyden önce ülke nüfusu dikka- te alõnmalõ. Türkiye genç nüfusu fazla bir ülkedir ve bu genç nüfus fazlasõy- la niteliksizdir. Çünkü genç insanlarõn kendilerini geliştirmek için önlerinde çok fazla alternatif yoktur. Biraz aklõ olanlar meslek liselerine giderek en azõndan bir meslek sahibi olmayõ seçi- yorlar, bu konuda Koç grubunun mes- lek liseleri desteği en iyi eğitim proje- lerinden biridir. Peki ya geriye kalan- lar, doğuştan şanssõz; ya PKK için da- ğa çõkmak zorunda kalacak ya da maf- ya tetikçisi olacaklarõ bir yana bõrakõr- sak, geride kalanlarõn sayõsõ hayli faz- ladõr. Peki bu genç nüfus nasõl kaliteli bir hale getirilebilir? Elbette Kuran kurslarõ açarak değil, sonuçta din bir inançtõr ve eğer cema- atlere girme şansõn yoksa, bir işe yara- maz, CHP’li belediyelerin gözden ka- çõrdõklarõ budur. Oysa bir sosyal de- mokrat partinin başka bir duruşu olmak zorundadõr. Ne olur bana, bizim para- mõz yok demeyin, bal gibi var. Yeter ki, bu para ülkenin geleceği için harcansõn! Bazõlarõnõn lüksü için değil. Örneğin neden CHP meslek kursla- rõ gibi girişimlerin dõşõnda. Neden yaz aylarõnda dört beş tane vapur kiralayõp bu ülkenin gençlerini, bu ülkenin kül- tür değerleriyle buluşturmak için bir proje üretmiyorlar? Neden CHP’nin internet sitesi bir haf- ta boyunca aynõ bayat haberlerle dolu? Neden bu internet sitesinde gençler için bir kültür ve tartõşma ortamõ yaratõl- mõyor? Ne yazõk ki CHP gençlerden, kadõn- lardan uzak yaşlõ bir politik büro gö- rünümde. Bugünlerde beni sevindiren tek olay Hatay’dan İris Şentürk’ün yeniden başkan adayõ olmasõ. Onun döneminde Hatay’a gitmiştim, mahallelerde genç- ler için tiyatrolar kurulmuştu, basket sa- halarõ kurulmuştu ve İris çevresini sa- ran çocuklarla top kovalayõp basket at- mõştõ. Neşe ve şenlik havasõ her yere egemendi. Ve kimse Kuran kursu ta- lebinde bulunmamõştõ. Proje önerilerime devam etmek isti- yorum; örneğin dört tarafõ denizlerle çevrili bu ülke denizi sevmiyor, ama se- vebilir. Genç insanlara denizi sevdire- biliriz. Balõkçõlõğõn bir meslek olduğu- nu öğretebiliriz ayrõca kaptan olmanõn, bir büyük gemide çarkçõ olmanõn pekâlâ mümkün olabileceğini öğretebiliriz. İn- sanoğlu beş vakit ezan okuyarak da mutlu olabilir, günlerce denizin hõrçõn dalgalarõyla mücadele ederek de. Bu ter- cihi kendileri yapmalõlar. Bunu öğret- mek o kadar zor değil. Neden CHP Köy Enstitüleri benzeri bir eğitim projesini hayata geçirmeye çalõşmõyor. Tamam zamanlar değiş- miştir, ama her şey yeniden bu zama- na uygulanabilir. Bu ülkenin hâlâ ülkesi için canla başla çalõşacak eğitimcileri vardõr, neden onlarõ işin içine almõ- yorsunuz? Beş yõl önce atölye olarak Beşikdü- zü Köy Enstitüsü mezunu Musa Ho- ca’nõn hayatõnõ filme almõştõk ve 23 ya- şõndaki görüntü yönetmenimiz bir gün hüngür hüngür ağlamõştõ; “Köy Ens- titülerini kapatarak bizim geleceği- mizi elimizden almışlar” diye. Seçim kurulunun bütün uyarõlarõna rağmen AKP Tunceli’nde beyaz eşya dağõtõyor, suyun olmadõğõ evlere çamaşõr makineleri teslim ediliyor. Hõrçõn Mun- zur Nehri’nin trajik yüzlerce hikâyesi- ne rağmen evine televizyon, buzdolabõ gelenler, “Bize kim yardım ederse oyumuzu ona veririz” diyorlar. Ve biz- ler ne yazõk ki projelerden uzak, terk edilmiş bir genç nüfusla seçime gidi- yoruz. Benim fena halde canõm sõkõlõ- yor. Çünkü bu güzel ülkede gencecik in- sanlarõn kendilerine eroin şõrõnga ede- rek ölüm meleğini yanlarõna çağõrdõğõ- nõ biliyorum. Ne yazõk ki böyle. Kuran kurslarõyla hiçbir şeyi kurtaramayõz... isilozgenturk gmail.com Kim Kullanırsa Kullansın Proje Önerileri / IŞIL ÖZGENTÜRK CİHAN ORUÇOĞLU Emekli DGM cumhuriyet sav- cõlarõndan Mete Göktürk, Erge- nekon soruşturmasõnda 220 gün tutuklu kaldõktan sonra tahliye edilen eski 1. Ordu Komutanõ, emekli Orgeneral Hurşit To- lon’un serbest bõrakõlmasõnõn doğru bir uygulama olduğunu belirterek “mahkemenin kanıt- ların yetersizliğiyle yetinmeye- rek gerekçeli kararı da açıkla- dığını, bu kararın diğer sanık- lara da örnek olması gerektiği- ni” söyledi. Emekli Orgeneral Hurşit To- lun’un tahliyesini gazetemize de- ğerlendiren emekli Cumhuriyet savcõlarõndan Mete Göktürk, “Önce çok gizli bir belge olarak görülen şemanın, çok gizli bir belge olmadığını ortaya çıktı- ğını” anõmsatarak “Hurşit To- lon’un diğer şüphelilerle ve sa- nıklarla yaptığı telefon görüş- melerinde asla gizli bir örgüt- lenmeyle ilgili bir konuşma yapmadığı açıklandı. Yani mah- keme bu konuda oldukça titiz davrandı. Mahkeme kanıtla- rın yetersizliğiyle yetinmiyor, gerekçeli kararı da açıklıyor. Mahkemenin yaptığı uygula- ma doğru bir uygulamadır. Bu kararın diğer sanıklara da ör- nek olması gerekiyor” dedi. ‘Hukuka uygun’ Haklarõnda çok güçlü kanõtlar olmayan şüphelilerin tutuksuz yargõlanmalarõnõn esas alõnmasõ gerektiğini ifade eden Göktürk, şöyle devam etti: “Gözaltına al- mada ve tutuklamada istisnai bir tedbir uygulanabilir. Ancak kaçma şüphesi olan, hakların- da çok kesin kanıtlar bulunan, suç üstünde yakalanan kişiler hakkında tutuklama uygula- nabilir. Tolon hakkında ileri de- rece kanıt olarak gösterilen Er- genekon yapılanmasıyla ilgili şe- manın gizli bir belge olmadığı ortadadır. Yani internet sayfa- larında da yer alan bir belge ol- duğu açıklandı. Ayrıca To- lon’un diğer şüphelilerle ve sa- nıklarla yaptığı telefon görüş- melerinde asla gizli bir örgüt- lenmeyle ilgili bir konuşma yapmadığı belirtildi. Yani mah- keme bu konuda oldukça titiz davrandı. Mahkeme kanıtla- rın yetersizliğiyle yetinmedi. Kanıtların neden yetersiz ol- duğunu da gerekçeli kararında açıkladı. Buna benzer mahke- ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Yargõtay 8. Ceza Dairesi, özellikle Ergenekon soruşturma ve davasõnda tartõşmalara neden olan telefon dinlemeyle ilgili önemli bir karara imza attõ. Daire, “içeri- ği maddi bulgularla desteklene- meyen telefon görüşmelerine da- yalı iletişim kayıtlarını” delil ka- bul etmedi. Dairenin bu kararõ, te- lefon dinlemelerinin tek başõna de- lil olamayacağõ anlamõnõ taşõyor. Daire, Gaziantep 2. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin altõ sanõk hakkõn- da “silah ticareti yapma” suçun- dan verilen hapis cezasõnõn temyiz istemini görüştü. Daire, sanõklar hakkõnda verilen hapis cezasõnõ oyçokluğuyla bozdu. Dairenin ge- rekçesinde, sanõklarõn topluluk oluşturacak boyutta ortaklõk ve birlikteliğin bulunduğuna dair “ile- tişim tutanakları dışında delil bu- lunmadığı” vurgulandõ. Gerekçe- de, “sanıklarda elde edilen suça konu silah ve mermileri kişisel ih- tiyaçları için bulundurduklarına ilişkin savunmalarının aksine, satmak amacıyla edindikleri ve- ya bu amaçla bulundurdukları- na dair mahkumiyetlerine yeterli kesin ve inandırıcı kanıt olma- dığı” belirtildi. ‘Suç vasfının tayini’ Gerekçede, sanõk Hüseyin K’nin evinde 2 tabanca, sanõk Mehmet E’nin işyerinde 340 mermi, sanõk Mehmet B’nin işyerinde ise 75 mermi ele geçtiği belirtildi. Yaka- lanan silah sayõsõna göre alt sõnõr- dan uzaklaşõlarak Hüseyin K’nin, 6136 sayõlõ Ateşli Silahlar ve Bõ- çaklar ile Diğer Aletler Hakkõnda Kanun’un 13/1 maddesi uyarõnca, 1 yõldan 3 yõla kadar hapis ile ce- zalandõrõlmasõ istendi. Gerekçe- de, sanõk Mehmet E’nin de aynõ madde uyarõnca, Mehmet B’nin ise aynõ yasanõn 13/3 maddesi uyarõnca “mermilerin pek az sayıda olması veya taşınmasının mahkemece vahim olarak kabul edilmediği durumlarda 1 aydan 6 aya kadar hapis ve ağır para” ile cezalan- dõrõlmasõ gerektiği vurgulandõ. Ge- rekçede, “bunlar gözetilmeden suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek eylemlerinin 6136 sa- yılı yasanın 12/2 maddesinde ta- nımı yapılan ‘toplu silah ticareti suçunu oluşturduğu’ kabul edile- rek, yazılı biçimde uygulama yapılması”nõn bozmayõ gerektir- diği kaydedildi. ‘Ceza verilemez’ Daire, sanõklar Yaşar A. ve Faruk B. hakkõnda kurulan hük- me yönelik itirazlarõ da inceledi. Gerekçede, bu sanõklarõn üzerle- rine atõlõ suçu işlediklerine dair, “içeriği maddi bulgularla des- teklenemeyen telefon görüşme- lerine dayalı iletişim kayıtları dı- şında cezalandırılmalarına yeter kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, sanıkların üzerle- rinde ve evlerinde yapılan ara- malarda herhangi bir suç un- suruna rastlanmadığı gözetil- meden atılı suçtan beraatları yerine ceza tayin edilmesinin bozmayı gerektirdiği” belirtildi. ‘Dinlemetekbaşınadelilolmaz’ Yargõtay 8. Ceza Dairesi’nden telefon dinlemede önemli karar Emekli DGM savcõsõ Mete Göktürk: Mahkemenin yaptõğõ uygulama doğrudur ‘Sanõklara örnek olmalõ’ menin yaptığı uygula- ma doğru bir uygula- madır. Hukuka uygun bir uygulamadır.” ‘Telafisi imkansız zararlar doğabilir’ Kararõn diğer sanõklara da örnek olmasõ gerekti- ğini vurgulayan Mete Göktürk, “Haklarında kesin kanıtlar bulun- mayan, sadece şüphe edilen, örneğin evinde bomba bulunmayan, resmi belgelerle suçlu olduğu sabit olmayan kişilerin mutlaka tutuk- suz yargılanmaları ge- rekiyor. Aksi takdirde ileride telafisi imkânsız zararlar ve mağduriyet- ler doğurur. Bunun önü- ne geçmenin yolu mah- kemenin çok özenli dav- ranmasıdır. Ben burada özenli bir davranış gö- rüyorum, bunu başka yerlere bağlamak yan- lıştır. Kamuoyunda ‘as- keriyenin baskõsõyla ser- best kaldõ’ gibi yanlış an- lamaların önüne geçil- mesi gerekiyor. Mahke- menin bunlardan etki- lenmemesi gerekiyor. Adalete uygun davran- mak koşuluyla mahke- me bu konuda halkın güvenini arkasına alırsa daha sağlıklı sonuçlara varılabilir” dedi. MANİSA (Cumhuriyet) - Manisa’da bir ha- yõrsever tarafõndan yaptõrõlan ilköğretim okulu- nun açõlõşõna katõlan AKP Manisa Milletvekili Mehmet Çerçi’nin oturmasõ için, protokol sõ- rasõna oturan 85 yaşõndaki Mehmet Yağcılar yerinden kaldõrõldõ. Yağcõlar beldesinde Bursalõ emekli öğretmen Nebahat Ölmezoğlu’nun yaptõrdõğõ ilköğretim okulunun açõlõşõna, AKP Milletvekili Bülent Arınç, Manisa Valisi Celalettin Güvenç, Manisa Belediye Başkanõ Bülent Kar, AKP’li İl Genel Meclis Başkanõ Hayrullah Solmaz, AKP Millet- vekili Çerçi ve belde sakinleri katõldõ. Törene geç gelen, protokolde oturmak için yer arayan Çer- çi’nin yardõmõna Arõnç’õn danõşmanlõğõnõ yapan Mehmet Büker yetişti. Büker, eliyle işaret ede- rek yanõndaki sandalyede oturan Yağcõlar’dan kalkmasõnõ ve milletvekiline yer vermesini istedi. Yaşlõ adam, Büker’in uyarõsõ üzerine ayağa kalka- rak, yerini, başõnda bekleyen oğlu yaşõndaki mil- letvekiline verdi. Çerçi tören sonuna kadar san- dalyede otururken, bastonuyla yaklaşõk yarõm saat ayakta bekleyen yaşlõ adam daha fazla dayanama- yarak alandan ayrõldõ. Milletvekilinin yerinden kaldõrõlan yaşlõ adamõn sandalyesine oturmasõna tanõk olanlar olayõn şaşkõnlõğõnõ yaşadõ. 85 yaşõndaki yurttaşõ ayağa kaldõrdõlar Milletvekilinin, yerinden kaldı- rılan yaşlı ada- mın sandalyesi- ne oturmasına tanık olanlar olayın şaşkınlı- ğını yaşadı. (Fotoğraf, Hürri- yet gazetesinin internet sitesin- den alõnmõştõr.) ‘Erdoğan muhbirliğe soyundu’ CHP’li Okay, partisini ve Kõlõçdaroğlu’nu hedef alan Başbakan’õn ‘vücut kimyasõnõn bozulduğunu’ söyledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn “Bize kapatma davası açanlar bunla- rı da izliyordur” sözlerine “muhbirli- ğe soyunuyor” diye tepki gösterdi. Okay, dün parlamentoda düzenlediği basõn toplantõsõnda Kemal Kõlõçdaroğ- lu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanõ olacağõnõ görünce, Başbakan’õn vücut kimyasõ bozulduğunu belirterek, “Başbakan, Kılıçdaroğlu’nun iftira at- tığını söylüyor. Eğer Kılıçdaroğlu’nun söyledikleri iftiraysa, neden AKP’nin iki genel başkan yardımcısı görevle- rinden ayrıldı? AKP’nin 2 azı dişini Kemal Bey çekti. Ankara Büyükşe- hir Belediye Başkanı Melih Gökçek suspus oldu. Kim bu Tosun, diye so- ruluyor. Başbakan, tanımıyorum, di- yor. Bir gün Kılıçdaroğlu bir bağ- lantıya dikkat çekip ‘Bilal Erdoğan’ de- se, onu da ‘tanõmõyorum’ diyecek” diye konuştu. Erdoğan’õn CHP’nin son açõlõmõyla ilgili olarak, “Bize dava açanlar bunları da izliyordur” sözle- ri anõmsatõlarak yöneltilen bir soru üze- rine Okay, “Başbakan, doğruları söy- leyenlere ‘iftiracõ’ derken, kendisinin muhbirliğe soyunduğu anlaşılıyor. Hiçbir CHP’li sorumlu, belediyeler Kuran kursu açacak, demiyor. Sosyal ihtiyaçlar gerektirirse yer tahsis edi- lecek diyor. AKP’nin irticanın odağı olduğu Anayasa Mahkemesi’nin ka- rarıyla tescil ve teyit edilmiştir” dedi. ‘Delil yoksa niye 7 ay yattı’ Okay, Emekli Orgeneral Hurşit To- lon’un tahliyesiyle ilgili bir soru üze- rine, “Madem deliller yetersiz, neden 7 ay hapiste tuttunuz? Neden Eruy- gur’un hayatını riske attınız? Hiç vicdanınız sızlamıyor mu? Beyaz çamaşırların içine üç beş kirli ça- maşır atarak bütün çamaşırları bo- yamak istiyorlar. Ergenekon safsa- tadır” açõklamasõnõ yaptõ. Ergenekon şemasõnda CHP lideri Deniz Bay- kal’õn da bulunduğu haberleri anõm- satõlarak yöneltilen bir soruya da Okay, “Ergenekon bir siyasi propaganda, şantaj aracıdır. Herkesle ilgili böy- le iftiralar, safsatalar ortaya atıla- bilir. Hiç kimse sayın Baykal’ı bu işin içine sokamaz” yanõtõnõ verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle