18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÖRÜŞ BEDRİ BAYKAM CHP Malum Rüzgârlara Boyun Eğeceğine… Gerçekten yine haklı çıkmaktan bıktım. CHP’nin ev- lere şenlik “kara çarşaf” açılımı bir-iki ayda elinde patladı. Hem de ne patlama! Rozetler atıldı, para- rüşvet-villa iddiaları manşete taşındı. Yaşananlar “re- zaletin son perdesi”.. sürpriz yok! Böyle yapay imaj bindirmelerinden medet umanlar, hayal kırıklıklarıy- la yüzleşmeye mecburdur. Neymiş, çarşaflılarıyla CHP’ye gelen adama baş- kan adaylığı sözü verilmiş de, bir de bu gerçekleş- mediği gibi maddi talepler art arda gelmeye başla- mış… Tanrı’nın sopası yok ki! Kendi kıyılarından uzak- laşıp bulanık sulara kendini bırakırsan, en iyi ihtimalle bu sonuçlarla karşılaşırsın! Bir hatırlatma: CHP, acil olarak maddi çıkar talepleri iddialarıyla yüzleşmez- se ve gereken yanıtları kamuoyuna veremezse, Kı- lıçdaroğlu’nun tüm “temiz siyaset” çıkartmaları ya- ya kalır. CHP bu “açılımın” sonucunu “boğulma” ola- rak yaşadığı günlerde, bir de saygı duyduğum bir in- san olan Sefa Sirmen’in “her mahalleye Kuran kur- su” haberi patladı. Derler ya “bir bu eksikti”… De- niz Som’u arayıp tebrik ettim: Akşam Habertürk’te 90 dakika boyunca Sirmen’in konuştukça batışına ta- hammül edebildi diye... Sirmen’in çıkışının gerekçesi “toplumun taleplerine karşılık vermek”miş! Bence çok yanılıyor. Bu yaptığının adı olsa olsa “esen malum rüz- gârlara boyun eğmek”tir! Konu, iddia edildiği gibi talepler listesiyse, ben ken- disine hatırlatmalar yapayım: Her mahalleye disko ve- ya gençliğin rahatça canlı müzik dinleyip sohbet ede- bileceği barlar açabilirdi. Halkevleri modelini taşıyan aydınlanma merkezlerine ek olarak radikal ve yerin- de bir çıkış yapmak istiyorsa, sağlıklı bir modern ge- nelev açabilirdi! Abartılı bir örnek vererek çizmeyi aş- tığımı mı sanacak? Bu sütunlarda, 26 Ağustos ve 2 Eylül 2008 tarihinde kaleme aldığım, cinsellikle ilgi- li iki makalemi hatırlatıyorum Sirmen’e: Ensest, ta- ciz, tecavüz, zoofili, cinsel sapma ve saymakla bit- meyen, sokaktaki sataşmadan, cinsel suç üzerinden cinayete varan dizi... Böyle farklı bir hamleyle, hep yok sayılan toplumsal bir yarayla yüzleşmiş olurdu. Şayet kontrollü yapılmazsa ve zaten tüm dünyada en- gellenmesi mağara devrinden beri imkânsız olan fu- huşun, AIDS, frengi gibi hastalıkları, mafyavari ör- gütlenmelerle beraber yaydığını hatırlatmakla yeti- nelim. Ama ne gezer! Bu konuları tartışmaya açmak norm dışı yaratıcı özgüven ister. Yoksa bu komik adımlarla, Erdoğan’ın bile diline düşüp “Umarım bi- ze kapatma davası açanlar, bunları izliyordur” de- dirtmek kolay! CHP, sahip çıkması gereken yaşam tarzını unut- tu! Artık topu hep AKP’nin sahasına taşıyıp “Bakın bu oyunu biz de oynayabiliriz” diyerek kendini bitiriyor. AKP’nin baskıları sonucu, CHP’nin en azından bi- linçaltında alkol, seks, erotizm, flört, hatta Darwin, ayıplı konular.. yani “out”! Din, örtünme ve Kuran kur- su ise “in”!! CHP kurmaylarını aradım hemen Sirmen konu- sunda. Yanıt: “Bu çıkış parti programımızda yok, ama Sirmen bunu söyleyince, arkasında durmaya mecbur kaldık”(!). Oh ne âlâ! Sn. Sirmen, tek başına CHP’nin tarihi misyonunu altüst etsin, sizler de Sirmen’e ayıp olmasın diye neredeyse asırlık partinin prensipleri- ni yok edin! Bu kafayla bu parti, ne olur ne olmaz di- ye, seçimlerde kullandığı Âşık Mahsuni’nin nefis tür- küsündeki “kara peçe yakışmıyor kullara” sözlerini de değiştirir! Geçen gün, çoğu ayrı bölgeden olan CHP’li aydın gençler, beni Piramid’de ziyarete geldiler. Konumuz, solda birlik ve başta Eskişehir seçimlerinin duru- muydu. Onlar CHP’liydi ama Büyükerşen’i destek- liyorlardı. Aynı görüşteyim. Solun birbirine rakip adaylar çıkarmasının faturasını, bu toplum 15 yıldır fazlasıyla ödüyor. Şimdi onca acılı seçimden sonra hâlâ CHP Eskişehir’de Büyükerşen’e, Şişli’de Mus- tafa Sarıgül’e, DSP İstanbul Beşiktaş’ta İsmail Ünal’a karşı aday çıkartıyorsa, halk, bu kararları alan- ları ömür boyu affetmez! CHP’nin en üst isimlerine, başta Eskişehir’in du- rumu olmak üzere, bu soruyu da sordum; emin olun öyle alakasız cevaplar verdiler ki, burada aktarmak zaman kaybı olur. Halka hiçbir şey ifade etmeyen mantıklarla kendi kendini tatmin eden bu anlayış, 1994’ten beri bu ülkeye felaket yağdırdı… Bizden “so- rumlulara” hatırlatması! [email protected]: 0212 227 34 65 PERİHAN ERGUN Sevgili dost, eşi az bulunur Prof. Dr. Türkel Minibaş’ı yi- tirdiğimizi, 6 Şubat günü öğle haberlerinden öğrendim. Acıy- la bedenimle, ruhumla büyük bir boşluğa düşmüş gibi ol- dum. Onun yaşama sevinçle bağlılığıyla, yüzünden eksil- meyen gülüşüyle toplumun ve yaratılanların tümüne iç- tenlikli, sıcak yaklaşımlarıyla ölümcül hastalığını alt ede- ceğine kendimi o kadar inan- dırmıştım ki, yokluğunu hâlâ kabullenemiyorum. Son nefe- sine kadar hep görevde olu- şunun en büyük kanıtı, ölü- münden dört gün önce Cum- huriyet’teki köşesinde “ABD Gerçekten Resesyonda!” (2 Şubat’ta) başlığıyla ekonomik krizi gerçekleriyle dile getiri- şiydi. Yazıyı okurken, hastalı- ğı yendiği umuduna kapılmış- tım. Aydınlanmanın cumhuri- yet sevdalısı, günümüzde ara- nan insanların başında gelen Türkel, ÇYDD’nin başkan yar- dımcılığının dışında, bütün si- vil toplulukların en baş öğreti- cisiydi. Her yere aydınlığını yansıtırdı. Onu çok, çok ara- yacağız. Eserleri ve anılarıyla içimizde taht kurmaya devam edecek. Işıklar içinde yattığı- na inansam da acısı çok bü- yük. Anacığına, kardeşine, tüm yakınlarına, onu çok se- ven, hep el uzattığı kadınlarla çocuklara... hepimize sabırlar dilemekten başka elimden bir şey gelmiyor. Cumhuriyetimizin ve CHP’nin kurucusu Mustafa Kemal’in, son aylardaki parti yöneticilerinin sapkınlıkların- dan yattığı yerde büyük acılar içinde olduğunu düşünerek çok üzülüyorum. Türkiye’nin ılımlı İslam kıskacında de- mokratik laik Cumhuriyet’ten koparılmamaya çalışıldığı son yıllarda, en büyük güvence olması gereken CHP’nin, se- çim yatırımı uğruna ilkeleri ze- delemesi, partiye gönül ve- renleri çok tedirgin etmektedir. 80 gün önce bu amaçla çar- şafa dolanmalarının yarar ye- rine ne denli zarar getirdiği açık seçik görülmüştür. Eyüp’ten aday gösterilmesi vaadiyle yakınları olan çar- şaflı kadınlara genel sekreter yardımcısı Mehmet Sevi- gen’in öncülüğünde Genel Başkan Baykal’ın müsamere görüntüleriyle parti rozetini basın önünde takması, aday gösterilmeyen Emin Atmaca tarafından kaydettirdiği bin- lerce kadın ve erkeği üyelikten çekmesi az skandal olmasa gerek. Ayrıca Sevigen hak- kında inanılması güç fakat şüphe uyandıran söylemleri de dürüstlüğe gölge düşürücü olmuştur. Bu yetmezcesine, partide saygın bir yeri olan, Kocae- li’nden yerel seçimde aday gösterilen Sefa Sirmen’in Ku- ran kursu açılımı da laiklik il- kesine gölge düşürdü. Tekke ve zaviyeleri 1924’te kapatan bir yönetimin çocuklarına bu açılımlar yakışmıyor. Köylere kültür sanat odaları açması, oradaki çocuklara çağdaş me- kânda bilimle sanat eğitimi vermek isteyişi çok uygun. Ama Kuran kursu açılımına AKP’liler bile cesaret ede- mezken, bu açılımın seçim yatırımı gibi ucuz bir işlem oluşu epeyi ürkütücü. Kurs yerine oralarda oluşturulacak kitaplıklara Türkçeye çevril- miş kutsal kitabı veya Elmalı- lı Hamdi’nin tefsirinin konul- ması düşünülseydi, bundan başta Atatürk olmak üzere tüm cumhuriyetçiler çok mut- luluk duyardı. Gelecek ikti- darların da dinci toplum ya- ratmaları engellenmiş olurdu. Bu öğretiyi zaten Diyanet İşleri 6 bin 770 Kuran kursuyla ve- riyor. Kaçaklarla bu 10 bini aşı- yor. Yerel yönetimin görevi bu kaçakları engellemek ol- malı. CHP’nin dik duruşu, bu etik dışı uygulamalarla eğilip bükülmemeli. 1946’dan sonra CHP, DP ile yarışabilmek amacıyla onların dinci söylemlerinin ayak izle- rinde yürümeye kalkışınca, 1950 seçimlerinde hezimete uğradı. 1954’te karma listele- re karşın gene de kazanama- dı. Aklını başına toplayıp hal- ka dönük yararlı projeler üre- tince, 1957’de seçimi kazan- dı. Şimdi de halk sizden ya- şamının güçlüklerini gidere- cek çareler bekliyor. Ayılın!.. Davos depremi içte ve dış- ta olumlu, olumsuz yankılarıyla sürdürülüp duruyor. Bu konu- da sözü diplomasi uzmanları- na bırakmak kararlılığındayken gelişmelerin etkisinden so- yutlanamadım. Başbakan’ın Şimon Peres’le yöneticiye onurlu tepkisini haklı bulmak- la birlikte, diplomasiden yok- sun olduğunu da gördüm. Lo- zan Antlaşması’nın büyük bir diplomasi becerisiyle kazanı- lışını anımsadım. Keşke RTE oraya gitmeden önce “Lozan Konferansı ve İsmet Paşa” ki- tabındaki -hiç değilse- önsözü okuyabilseydi! Dış siyaseti iç siyasete araç yapma hâlâ din- ci medyada sürdürülüyor. Bu Türk Musevilerini çok tedirgin ediyor. Bir de bu konuya eği- linmeli!.. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci mynet.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN www.mumtaz-arikan.com (ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com HARBİ SEMİH POROY 10 Şubat Üzülmemek Elde Değil HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN [email protected] BULUT BEBEK NURAY ÇİFTÇİ [email protected] 10 ŞUBAT 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA 15 İstanbul’da belediye çukuruna son düşen kim? Fener! Mahalle Recep Nas: “Her mahallede bir milyoner yaratamadık bari her mahalleye bir Kuran kursu verelim!” Tosun Avni Kurtuldu: “Tosun’un kim olduğunu bilmiyorsan bir umumi tuvalete gir, öğrenirsin!” Arapçı Necati Cebe: “Dışişleri Bakanı Ali Babacan, ‘Arapların işine Arap olmayanlar karışmasın’ sözüne alınmamış. Arap’tan çok Arapçı olanlar niye alınsın ki!” YağmurDeniz Vahşi seçimin kaybedeni demokrasi VAHŞİ bir seçim sürecinden geçiyoruz. İslamcı iktidar partisi AKP, yerel seçimleri kazanmak için her türlü yolu deniyor. Seçim rüşvetinde sınır tanımıyorlar; suyu olmayan evlere çamaşır makinesi, elektriği olmayan evlere buzdolabı dağıtılıyor. Yüksek Seçim Kurulu’nun seçim rüşvetlerine ilişkin uyarısını valiler umursamıyor. Valiler, iktidarın memuru haline gelmiş. İçişleri Bakanlığı’nın memurları tarafından bir yıl içinde peydahlanan 6 milyon yeni seçmenin hesabı verilemiyor. Seçmen listelerindeki sahtekârlıkların sonu gelmiyor; inşaat halindeki binalarda, ahırlarda yüzlerce seçmen oturuyormuş gibi gösteriliyor. Binlerce seçmen buharlaşıyor, binlercesi gökten iniyor! Türkiye’de gerçekten hiç bu kadar vahşi bir seçim süreci yaşanmamıştı. İslamcı iktidar partisi, her ne pahasına olursa olsun yerel seçimlerden “zafer”le çıkmak için devletin bütün olanaklarını kullanıyor, arkasında mide bulandıran sayısız soru işaretleri bırakıyor. İslamcı iktidar belki amacına ulaşacaktır fakat bunun bedelini Türkiye çok ağır ödeyecektir. Çünkü böylesine kuralsız, böylesine gözü dönmüş, böylesine vahşi bir seçim sürecinin bir tek kaybedeni olacaktır ve o da ne yazık ki demokrasidir. Bu gidiş iyiye gidiş değil! Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.” TÜRKİYE’DE antisemitizm yani Yahudi düşmanlığı var mı? Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e Erdoğanlık yaparak fatih unvanı kazanıp İslam âlemine halife adayı olan RTE kusura bakmasın ama sayesinde Türkiye’de antisemitizm almış başını gidiyor. Alanya’da yayımlanan yerel gazete Yeni Alanya’da, Şükrü Boz adında bir “ulema” kendisine verilen köşeden aklına estikçe Yahudilere hakaret yağdırıyor: “Yahudiler Allah-ü Teala’nın lanet ettiği ve rahmetinden uzaklaştırdığı, vicdansız, merhametsiz ve gaddar bir millettir. Cenabı Hakkı’n lanetine uğrayan bir milletten elbette hayır gelmez, onlardan merhamet de beklenmez. Onun içindir ki, Filistin’de ana kucağındaki bebekleri, yeni konuşmaya başlayan çocukları, masum kadınları, yürümeye takati olmayan yaşlıları, hiç acımadan öldürüyorlar... Kalplerinde imandan, ellerinde sapan taşından başka hiçbir savunma gücü olmayan Filistin halkını karadan, denizden ve havadan, son model silahlarla katleden, ana kucağındaki bebekleri, sokakta oynayan çocukları, yürümeye takati olmayan yaşlıları, merhamet etmeden öldüren, evleri yakıp yıkan Gazze’yi harabeye çeviren Yahudiler hain ve kalleştirler... Yahudilerin hain, kalleş, gaddar ve merhametsiz olduklarını Allah-ü Teala Kuranı Kerim’de bildirmiştir... Yahudiler dönektir. Allah-ü Teala Kuranı Kerim’de Yahudilerin sözünde durmayan, dönek ve insanları hiç acımadan öldüren, yurtlarından çıkaran bir millet olduklarını bildirmiştir... Yahudiler yeryüzünün en bozguncu, en yalancı milletidir. Huzur bozmaktan, fitne çıkarmaktan ve yalan söylemekten hiç kaçınmazlar... Yahudi ve Hıristiyanlar kâfirdir. Müslümanların kâfirleri dost edinmeleri, onlarla dostluk kurmaları, Allah-ü Teala tarafından yasaklanmıştır... Kuranı Kerim’i kabul etmeyen, Yahudi ve Hıristiyanlar, bu inançsızlıklarından dolayı küfre düşmüşlerdir. Küfre düştükleri için de onlarla dost olunmaz... Hain ve kalleş Yahudiler, âlemlere rahmet olarak gönderilen efendilerin efendisi sevgili peygamberimizi zehirleyerek öldürmek istediler. Allah-ü Teala, lanet ettiği ve dünyanın en vahşi milleti olan Yahudileri maymun ve domuz şekline çevirmiştir...” Türkiye’deki Yahudi düşmanları, İslamcı terör örgütü Hamas’ın militanlarını aratmıyor! Antisemitizm SESSİZ SEDASIZ (!) BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Hasta olmak- tan duyulan kor- ku. 2/ Kimi gö- çebe Türk boy- larõnda birkaç aileye ait çadõr- lardan oluşan topluluk... Al- evi-Bektaşi şa- irlerinin tarikat- larõyla ilgili şi- irlerine verilen ad. 3/ Hayvanlarda bu- run ucu... Kaplarda su nedeniyle oluşan tortu. 4/ Sõtma mikrobunu aşõlayan sivrisinek. 5/ İlenme, beddua... Ki- raya verilerek gelir ge- tiren ev, dükkân gibi mülk. 6/ Türkiye’nin üçüncü yüksek tepesi. 7/ Avustralya’da ya- şayan bir cins devekuşu... Merhamet eden, acõyan. 8/ Dört köşe yelkenlerin yakalarõna bağlanan halat. 9/ Sõ- ğõrõn ödkesesinden çõkan ve sarõlõğõ iyi ettiğine inanõlan taş... Küçük mağara. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Mehter müziğinde kullanõlan ve iki değnekle vu- rularak çalman bir tür davul. 2/ Düz ve geniş arazi... Kötü işlerde aynõ amaçla ve birlikte hareket eden kim- se. 3/ Argoda gizli yere verilen ad... Pasta hamuru. 4/ Yararlanõlan uygun koşul... Baryum elementinin sim- gesi. 5/ Mõsõr. 6/ “Suya düşeni --- yakmaz” (Karaca- oğlan)... Bir nota... Bir etkinliğin geçici olarak dur- durulduğu süre. 7/ Karagöz oyunundaki kambur cü- cenin adõ. 8/ Aruz ölçüsünde kõsa okunmasõ gereken bir heceyi kalõba uydurmak için uzatma... Küçük er- kek kardeş. 9/ Yiğit... Don, şalvar. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 A S T A R Y A A Y U A N O B U R N O I S A R A A M A Z O N A B K İ T D İ B L E I A G O R A S Ç Ö L E M E R İ K Z E K İ A R V E T O E N İ K 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 TC kimlik kartõmõ kaybettim; geçersizdir. ÖRSAN GÜNÖZ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle