Katalog

CMYB C M Y B 3 ARALIK 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 Savcıların elleri güçlendi Son düzenleme ile komutanlarõ soruşturma yetkisinin askeri mi, yoksa sivil yargõda mõ olduğu tartõşmasõna nokta konulmuş oldu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP’nin gece yarõsõ operasyonuyla Mec- lis’ten geçirdiği ve askerlerin de sivil mahke- mede yargõlanmasõnõn önünü açan yasal dü- zenleme, eski kuvvet komutanlarõnõn ifadeye çağrõlmasõnda ve haklarõnda hazõrlanacak ola- sõ bir iddianame konusunda Ergenekon sav- cõlarõnõn elini güçlendirdi. Savcõlar ile hu- kukçular arasõnda komutanlarõ soruşturma yetkisinin askeri mi yoksa sivil yargõda mõ ol- duğu konusunda tartõşma yaşanmõştõ. Son dü- zenleme ile bu tartõşmaya şimdilik nokta ko- nuldu ve kuvvet komutanlarõ ifadeye çağrõldõ. Ergenekon soruşturmasõnda, savcõlõğõn, “gö- rev yaptıkları dönemde Ergenekon terör ör- gütü yöneticileri ile birlikte iştirak ettikle- ri eylemler” yönünden haklarõnda tefrik (ayõr- ma) kararõ verdiği eski kuvvet komutanlarõ Öz- den Örnek, İbrahim Fırtına ve Aytaç Yal- man’õ ifadeye çağõrmasõyla Ergenekon so- ruşturmasõna yeni bir boyut eklendi. Soruş- turmada, Özden Örnek’e ait günlükler üze- rinden darbe iddiasõnõn izinin sürülmesine karşõn, eski Deniz Kuvvetleri Komutanõ’nõn ifa- desine bile başvurulmamõş olmasõ tartõşma ya- ratmõştõ. Son olarak Ergenekon duruşmasõnda, savcõ Mehmet Ali Pekgüzel’in darbe iddia- larõyla ilgili sorular yöneltmesi üzerine gaze- temiz Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, “(Hilmi) Özkök’ün bu davadaki konumu ne? Tanık... Ben ona göre daha ileri bir du- rumda mıyım? Ben en zorlama olarak ta- nık olabilirim. Özden Örnek nerede?” di- yerek, darbe hazõrlõğõ yaptõğõ savlanan kuvvet komutanlarõnõn bugüne değin neden ifadele- rine başvurulmadõğõ sorusunu yöneltmişti. 9 ay askıda bırakıldı 8 Mart 2009 tarihli ikinci iddianame kap- samõnda darbe iddialarõyla ilgili olarak eski Jan- darma Genel Komutanõ Şener Eruygur hak- kõnda dava açõldõ. Ancak, Özden Örnek baş- ta olmak üzere, eski Kara Kuvvetleri Komu- tanõ Aytaç Yalman ve eski Hava Kuvvetleri Komutanõ İbrahim Fõrtõna hakkõnda savcõlõk tef- rik (ayõrma) kararõ aldõ. İddianamede, bu du- rum, “Soruşturmada gelinen bu aşamada, Ergenekon terör örgütü ile irtibatı tespit edi- lemeyen 2003-2004 yılı Hava Kuvvetleri Ko- mutanı İbrahim Fırtına, Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek ve Kara Kuvvet- leri Komutanı Aytaç Yalman’ın görev yap- tıkları dönemde Ergenekon terör örgütü yö- neticileri ile birlikte iştirak ettikleri eylem- ler ile ilgili evrak tefrik edilmiştir” şeklin- de değerlendirilmişti. Ancak 9 ay boyunca hiç- bir işlem yapõlmadõ. Aylarca tefrik kararõyla haklarõnda işlem ya- põlmayan kuvvet komutanlarõnõn ifadeye çağ- rõlmasõnda AKP’nin gece yarõsõ operasyo- nuyla yasalaştõrdõğõ ve askeri kişilerin de sivil yargõda yargõlanmasõnõn yolunu açan düzen- leme etkili oldu. Savcõlõk iddianamede, aske- ri kişilerin yargõlanmasõ konusunda “kişilerin general ya da muvazzaf asker olmaları, üni- forma taşımaları salt askeri mahal gibi muğlak bir kavrama dayanak yapılarak as- keri yargının görevli olduğu sonucu do- ğurmayacağı ve eylemlerin meydana geldiği yerin askeri mahal dışı olduğunda tereddüt bulunmamaktadır” değerlendirmesiyle ken- disini yetkili gördüğünü kayõt altõna almõştõ. Savcõlõğõn bu bakõş açõsõ hukukçular arasõnda yetkili mahkeme konusunda tartõşmaya neden olmuştu. Tartõşmalarõn hõz kazandõğõ günler- de AKP gece yarõsõ operasyonuyla askerlerin sivil yargõda yargõlanmasõnõn yolunu açan düzenlemeyi yasalaştõrdõ. Haziranda yasalaşan düzenlemeyle askeri kişilerin sivil mahkeme- lerde yargõlanmasõnõn önü açõldõ. Bu düzenleme “generalleri sivil savcılıkta soruşturma- nın” yasal dayanağõ olarak değerlendirildi. AKP’liler bu düzenlemenin generallerle ilgi- si bulunmadõğõnõ savunmuşlardõ. Muhalefet de konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşõdõ. Yük- sek Mahkeme henüz bir karar vermedi. Gündeme gelen olasılıklar Savcõlõğõn daha önce tefrik ettiği kuvvet ko- mutanlarõnõ ifadeye çağõrmasõ, pek çok olasõ- lõğõ da gündeme getirdi. Savcõlõk, komutanla- rõn ifadelerini aldõktan sonra haklarõnda ta- kipsizlik kararõ verebilecek. Görevsizlik kararõ verilmesi de olasõlõklar arasõnda yer alõyor. An- cak iddianamede, savcõlõğõn bu kişileri soruş- turma yetkisinin kendisinde olduğunu belirt- mesi nedeniyle görevsizlik kararõ verilmesi za- yõf bir olasõlõk olarak görülüyor. İddianamenin hukuki değerlendirme bölü- mündeki, “Soruşturmada gelinen bu aşa- mada, Ergenekon terör örgütü ile irtibatı tespit edilemeyen kuvvet komutanlarının gö- rev yaptıkları dönemde Ergenekon terör ör- gütü yöneticileri ile birlikte iştirak ettikle- ri eylemlerle ilgili evrak tefrik (ayırma) edil- miştir” yorumu önem kazanõyor. Bu yorum- dan hareketle savcõlõğõn eski kuvvet komu- tanlarõ hakkõnda terör örgütünden değil örgüt üyelerinin eylemlerine iştirakten ayrõ bir da- va açabileceği de değerlendiriliyor. AKP’NİN YASA OPERASYONUErzincan Başsavcõsõ Cihaner, İsmailağa cemaatine yönelik soruşturmayla ilgili olarak basõnõ suçladõ ‘Bazõ haberler hedef gösteriyor’ERZİNCAN (AA) - Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan Ciha- ner, Başsavcõlõğõn, “İsmailağa ce- maati”ne yönelik yürüttüğü soruş- turmayla ilgili olarak yazõlõ ve görsel basõn ile internet medyasõnda, kişisel onur ve saygõnlõklara saldõrõ niteliğinde yayõnlar yapõldõğõnõ bildirdi. Ciha- ner, teknik takibe alõnanlar arasõnda “bir bakan ve AKP’nin önemli bir belediye başkanının” bulunduğu id- diasõnõn da tamamen “uydurma” ol- duğunu ifade etti. Başsavcõ Cihaner, yaptõğõ açõkla- mada, “İsmailağa cemaati”ne yöne- lik yürüttüğü soruşturmayla ilgili ya- põlan bazõ haberlerin, olgulara ve mantõk kurallarõna açõkça ters, so- ruşturmada görev almõş kolluk men- suplarõnõ ve adli görevlileri hedef gösterici, halen yürütülmekte olan soruşturma ve davalarõ etkileyecek ni- telikte olduğunu açõkladõ. “Başsavcılığımızın yürüttüğü so- ruşturmayla ilgili olarak, soruş- turma konusu suçun çocuklara Kuran öğretilmesi olduğu, 22 ilde teknik takip yapıldığı, teknik taki- be alınanlar içerisinde bir bakan ile AKP’nin önde gelen bir belediye başkanının olduğu ileri sürülmüş- tür. Söz konusu soruşturmanın, basına ‘kaos planõ’, ‘AKP ve Gülen’i bitirme planõ’, ‘irticayla mücadele eylem planõ’ olarak yansıyan, halen soruşturma konusu olduğu basın- da haber konusu olan iddialarla bağlantılandırılarak, ‘plan uygula- maya çoktan geçti komutanõm’, ‘Ka- os planõnõn üstü olan lahika-1 çok- tandõr uygulanõyormuş meğer’ gibi başlıklı haberlerle söz konusu pla- nın, Erzincan Başsavcısı tarafından yürürlüğe konulduğunu, ordu içe- risinde varlığı iddia olunan bir cuntanın talimatları doğrultusun- da söz konusu soruşturmanın ya- pıldığı, hiçbir somut bulgu ileri sürülmeden iddia olunmuştur” di- yen Cihaner, ayrõca, Erzincan’da 3 jandarma mensubunun tutuklanmasõ üzerine, benzer haberlerin büyük bir planõn parçasõ gibi gündeme getiril- meye başlandõğõnõ bildirdi. ‘2007’de başlatıldı’ Haberlere konu “İsmailağa soruş- turmasının” CMK’nin 160. madde- si gereği başlatõldõğõnõ belirten Ciha- ner, açõklamasõnõ şöyle sürdürdü: “Soruşturmaya dair tüm adli iş- lemler, örgüt nitelendirmesi dahil başsavcılığımızca belirlenmiş ve o yöndeki talimatlar kolluğa iletil- miş, kolluk başsavcılık talimatları- nı yerine getirmiştir. Soruşturma 2007 yılının sonlarında başlatılmış olup, o tarihte iddia edilen ‘andõç, ka- os planõ, irticayla mücadele eylem pla- nõnõn’ yürürlüğe konulması imkân- sız olduğu gibi dosya içerisinde id- dia edilen eylemlerden hiçbirisine dayalı delil mevcut değildir. Söz ko- nusu planla ve soruşturma ile iliş- kilendirilen jandarma mensupla- rından Binbaşı N.E. ve Üsteğmen E.E. soruşturma başladıktan yak- laşık 1 yıl sonra, 2008 yılı temmuz ayında, Astsubay Başçavuş O.E. ise 2009 Temmuz ayında göreve baş- lamışlardır. Soruşturma dosyası- nın görevsizlik kararı ile Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı’na gön- derilmesinden sonra bir kısım şüp- heliler hakkında ‘anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs’ suçun- dan dava açılmış olup onlarca hâ- kimin ve cumhuriyet savcısının im- za attığı bu süreçte bulunan herke- sin ‘darbe, cunta planõnõn parçasõ’ ola- rak gösterilmesi mantık ve olgularla açıkça çelişmektedir.” Bedeli ne olursa olsun... Cihaner açõklamasõnõ, “Yaşananlar ve yazılanlar, ‘Kõrmõzõ Pazartesi’ benzeri bir süreci hatırlatmaktadır. Başsavcılığımız, hiçbir yasadışı olu- şumun yönlendirmesinde olmadığı, olamayacağı gibi buna cüret eden- ler hakkında yasalardan aldığı gü- cü kullanacak cesaret ve hukuk bilgisine sahiptir. Bedeli ne olursa olsun yasaların suç saydığı eylem- lere yönelik görevin gereğinin ya- pılmasından geri durulmayacak- tır” sözleriyle noktaladõ. Cumhuriyet Başsavcõsõ Cihaner, “İsmailağa cemaati”ne yönelik yürüttüğü soruşturmayla ilgili olarak medyada kişisel onur ve saygõnlõklara saldõrõ niteliğinde yayõnlar yapõldõğõnõ bildirdi. Başsavcõ Cihaner açõklamasõnda, “Yaşananlar ve yazõlanlar, ‘Kõrmõzõ Pazartesi’ benzeri bir süreci hatõrlatmaktadõr” dedi. GENEL YAYIN YÖNETMENİ YILDIZ ‘Basın hem özgürlükçü hem hukuka saygılı olmalı’ TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme Alt Komisyonu’nda konuşan gazetemiz Genel Yayõn Yönetmeni Yõldõz, Türkiye’nin çal- kantõlõ bir dönemden geçtiğini söyledi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - TBMM İn- san Haklarõnõ İnceleme Alt Komisyonu’nda ko- nuşan gazetemiz Genel Yayõn Yönetmeni İbra- him Yıldız, Ergenekon davasõnõn sanõklarõ, hatta adõ geçen herkesin bazõ medya kuruluşlarõ tara- fõndan “peşinen suçlu” ilan edildiğini belirterek, basõnõn “hem özgürlük- çü hem de hukuka say- gılı” olmasõnõn mümkün olduğunu ifade etti. Medyada bazõ haber- lerde “masumiyet kari- nesinin (suçsuzluk il- kesi)” ihlal edildiği yö- nündeki iddialarõ incele- mek üzere TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme Ko- misyonu içinde oluştu- rulan alt komisyon dün, gazetemizin Genel Yayõn Yönetmeni İbrahim Yõl- dõz ile NTV Genel Yayõn Yönetmeni Ömer Öz- güner’i dinledi. AKP’li Gökhan Sarı- çam başkanlõğõnda top- lanan alt komisyonda ko- nuşan Yõldõz, Türkiye’nin “çalkantılı” bir dönem- den geçtiğine dikkat çe- kerek, bu süreçte medya- nõn ana konularõndan bi- rinin de “davalar” oldu- ğuna işaret etti. Bu süreç- te medyanõn kendisini ne- rede konumlandõrõrsa ko- numlandõrsõn, haber ve yorumlarõnda “masumi- yet karinesi yani suç- suzluk ilkesi ile adil yar- gılama ilkesi”ni gözet- mek zorunda olduğunu belirten Yõldõz, hem hu- kuksal, hem de uluslar- arasõ sözleşme ve bildir- gelerde yerini alan bu zo- runluluğun medyayõ da bağladõğõnõ belirtti. İbrahim Yõldõz, “Hiç sınırlama olmaması, ma- sumiyet karinesi ve adil yargılama ilkesinin ih- laline yol açacaktır. Aşı- rı sınırlama ise, dergile- ri resmi Resmi Gaze- te’ye çevirecektir” dedi. Hem özgürlükçü, hem hukuka saygılı Yeni Türk Ceza Yasa- sõ’nõn basõn özgürlükleri- ni son derece sõnõrlayõcõ hükümlerinin yanõ sõra, Anayasa ve Avrupa İnsan Haklarõ Sözleşmesi’ne (AİHS) aykõrõ olarak, çok geniş kapsamlõ yayõn ya- saklarõ getirildiğini be- lirten Yõldõz, AİHM ve ulusal yargõ kararlarõnõn daha özgürlükçü oldu- ğuna işaret etti. Yõldõz, “Hem özgür- lükçü, hem de hukuka saygılı olmayı başar- mak mümkündür” gö- rüşünü dile getirdi. “2010 Türkiyesi’nde mevcut kural ve yasaklamaların demokratik bir düzende olması gereken düzen- lemelerin ötesine geçti- ğini düşünüyorum” di- yen Yõldõz, Ergenekon davasõnõ buna örnek gös- terdi. Yõldõz, “Bu ya- sak, öylesine geniş bi- çimde algılanmaktadır ki, bugüne dek geçir- diğimiz onlarca soruş- turmaya, bugün artık ‘duruşma haberleri’ de eklenmeye başlamış- tır” diye konuştu. Masumiyet karinesi Ergenekon davasõnda- ki yayõn yasaklarõ ve kõ- sõtlamalar nedeniyle ga- zetecilerin sõk sõk adli- yeyi ziyaret etmeye de- vam edeceğine işaret eden İbrahim Yõldõz, söz- lerini şöyle sürdürdü: “Üstelik burada, veri- len kısıtlama kararına ve bunun uygulanma- sına bakıldığında gö- rüleceği üzere en son gözetilen şey sanıklar hakkındaki masumiyet karinesidir. Değil sa- dece sanıklar, bu dava kapsamında adı geçen onlarca insan, peşinen suçlu ilan edilebilmek- tedir. Hâlâ süren kısıt- lama kararı, neredeyse duruşma haberlerine yönelerek, sanıkların savunma yaptıkları sı- rada karşımıza çıkma- ya başlamıştır. Göre- bildiğim kadarıyla bu sorun, AİHM bu ko- nuda Türkiye’yi mah- kûm edene dek süre- cektir. Konuştuğumuz hukukçular böyle bir mahkûmiyet kararını kaçınılmaz gördükleri- ni söylediler.” Beykoz Poyrazköy’de bir arazide yapılan kazılarda ortaya çıkarılan mühimmat basın mensuplarına da gösterilmişti. Yapõlan kazõlarda ortaya çõkarõlan mühimmatla ilgili 5 kişi tutuklanmõştõ ‘Poyrazköy’e ayrı iddianame İstanbul Haber Servisi - Beykoz Poyrazköy’deki kazõlarda ortaya çõka- rõlan mühimmatla ilgili ayrõ bir iddia- name hazõrlanacak. Bugüne dek Poy- razköy’deki mühimmatla ilgili 2’si al- bay, 2’si yarbay, bir sivil memur ol- mak üzere toplam 5 kişi tutuklanmõş; toplam 32 kişi sorgulanmõş, bu kişiler sorgularõnõn ardõndan serbest bõrakõl- mõştõ. Poyrazköy’deki kazõlarda ortaya çõkarõlan mühimmatla ilgili olarak 3 Şubat 2009’da tutuklanan emekli Bin- başõ Levent Bektaş’tan elde edilen bir film CD’sinde yer alan şifreli dosya- larda bir kaos planõnõn ortaya çõkarõl- dõğõ öne sürülmüştü. “Data stash” adlõ şifreli bir programla yazõldõğõ belirlenen şifreli dosyalarõn çözülmesi üzerine ‘Kafes Operasyo- nu Eylem Planı’ adlõ belge ortaya çõkmõştõ. Sözkonusu belgeye göre, azõnlõklara yönelik yapõlacak saldõrõ- larla, Türkiye’nin dünya kamuoyunda zor durumda bõrakõlmasõ amaçlandõğõ iddia edilmişti. Yapõlacak saldõrõlarla AKP’nin yalnõz bõrakõlmasõnõn da he- deflendiği öne sürülen belgelerde, “Kafes Operasyonu Eylem Planı” ile özellikle Ermeni cemaatine yönelik suikastlar planlandõğõ iddia edilmişti. Ergenekon kapsamõnda tanõklõğõna ihtiyaç duyulabileceği belirtiliyor Özkök yeniden ifade verebilir ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - “Ergenekon” soruşturmasõ kapsamõnda eski kuvvet komutanlarõ Özden Örnek, Aytaç Yalman ve İbrahim Fırtına’nõn ifadelerine başvurulacak olmasõ, dönemin Genelkurmay Başkanõ emekli Orgeneral Hilmi Özkök’ün yeniden ifadesine başvurulmasõnõ da gerektirebilecek. Kuvvet komutanlarõna yöneltilecek sorular sonucunda Özkök’ün tanõklõğõna yeniden ihtiyaç duyulabileceği belirtiliyor. Darbe girişiminin olduğu iddialarõnõn gündeme geldiği 2003-2004 yõllarõndaki kuvvet komutanlarõna ifade vermeleri için çağrõ yapõlmasõnõn ardõndan dönemin Genelkurmay Başkanõ Özkök’ün ifadesine yeniden başvurulup başvurulmayacağõ sorusunu da gündeme geldi. Özkök daha önce Ergenekon soruşturmasõnõ yürüten savcõlara İzmir’de verdiği ifadede “darbe girişimlerine ilişkin somut bilgi gelmediği için gereğini yapamadığını” söylemişti. Özkök, Türk Silahlõ Kuvvetleri’nde (TSK) hükümetin uygulamalarõ nedeniyle oluşan ve kendisine iletilen bazõ rahatsõzlõklarõ da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a aktardõğõnõ kaydetmişti. Darbe iddialarõnõn gündeme geldiği dönemin kuvvet komutanlarõ Örnek, Yalman ve Fõrtõna’nõn ifade vermesinin ardõndan oluşabilecek yeni durum karşõsõnda Özkök’ün de ifadesine başvurulmasõnõn gerekebileceğine dikkat çekiliyor. Ancak o dönem TSK’nin en üst komuta kademesinde bulunan Özkök’ün süreçte nasõl yer alacağõ henüz netleşmiş değil. Özkök, daha önce yaptõğõ açõklamada, “çağrılması durumunda ifade vermeye gideceğini” açõklamõştõ.Hilmi Özkök. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin’in Finlandiya he- yeti ile görüşmesi sõrasõnda Sırpa Asko Selj- cucara adlõ parlamenter, “Prof. Dr. Mehmet Haberal çok iyi dostum. Ankara’dayken kendisini görebilir miyim” diye sordu. Şa- hin’in de “Kendisi cezaevinde. Benim eşime de böbrek nakli yaptı. Yargıya karışama- yız, inşallah aklanır” dediği öğrenildi. Şahin dün Finlandiya Parlamento Başkanõ Sauli Niinistö ile görüştü ve arkasõndan he- yetler arasõ görüşmelere geçildi. Heyetle ye- mek sõrasõnda Türkiye-Finlandiya Dostluk Grubu üyelerinden CHP İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız, yanõna oturan Seljcucara adlõ parlamenterle sohbet etti. Seljcucara “plastik cerrah” olduğunu söylerken Yõldõz “Ben de üroloğum” deyince sohbet derinleşti. Seljcu- cara “Ankara’da yanıkçı Mehmet Habe- ral’ı tanırım, kendisi çok iyi dostumdur. Ankara’dayken kendisini görebilir mi- yim” diye sorunca, TBMM Başkanõ Şahin bazõ açõklamalar yapmak zorunda kaldõ. Şa- hin, “Kendisi cezaevinde. Bilimsel, mesleki nedenlerle değil, hükümete karşı bazı ey- lemlerle ilgili iddialar nedeniyle. Benim eşime de böbrek nakli yaptı. Yargıya ka- rışamayız. İnşallah aklanır” dedi. Finlandiyalı parlamenterden Şahin’e ‘Haberal’ sorusu