23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 3 ARALIK 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EMEK 7emek@cumhuriyet.com.tr DARPHANE’DE TOPLUSÖZLEŞME Türk-İş’e bağlõ Basõn-İş Sendikasõ’nõn, işveren sendikasõ Kamu-İş ile 224 işçi adõna yürüttüğü toplusözleşme görüşmelerinde uzlaşma sağlandõ. Anlaşmaya göre, işçi ücretleri, hükümet ile Türk-İş arasõnda imzalanan çerçeve protokolü doğrultusunda arttõrõlacak. Anlaşmanõn sağlanmasõyla sendikanõn, 30 Kasõm’da başlamak üzere aldõğõ grev kararõ kaldõrõldõ. Zonguldak’õn Ereğli ilçesinde maaşlarõnõ alamadõklarõ için 8 kilometre yürüyen tersane işçileri, firma yetkilileri hakkõnda savcõlõğa şikâyet dilekçesi verdi. Ereğli Gemi Sanayi İşletmesi’nde faaliyet gösteren taşeron firma bünyesinde çalõşan yaklaşõk 300 işçiye, trafik akõşõnõ engellememeleri koşuluyla yürümelerine izin verilen işçiler, “Tersane işçisi köle değildir”, “İşçiyiz, hakkõmõzõ istiyoruz” şeklinde slogan attõ. PATRON DAYAĞI YARGIYA TAKILDI Yargõtay 9. Hukuk Dairesi, işçinin manevi varlõğõnõn yasalarca korunduğunu vurgulayarak amiri tarafõndan dövülen işçinin manevi tazminat talebinin reddedilmesi kararõnõ bozdu. Amiri tarafõndan dövülen ve daha sonra iş akdi feshedilen bir işçi, kõdem ve manevi tazminat talebiyle dava açtõ. Yerel mahkeme, işçinin talebini kõsmen kabul etti. Taraflarõn kararõ temyiz etmesi üzerine dosya, Yargõtay 9. Hukuk Dairesi’ne geldi. Alõnan kararda “Hiçbir gerekçe, işçinin dövülmesini haklõ kõlmaz. İşçinin yalnõz maddi varlõğõ değil manevi varlõğõ da yasalarca koruma altõndadõr” denildi. GÖRÜŞ ATİLLA ÖZSEVER Memur Atağa Kalktı İşçi Ne Yapıyor? Kamu çalışanlarının 25 Kasım’daki eylemi, emek kesiminin mücadele azmini ve moralini yükseltti. Başbakan Erdoğan’ın “Grev yasadışıdır, sonuçlarına katlanırlar” şeklindeki sözleri memurları etkilemedi. Bu eylem, son yılların gerek yaygınlık gerekse de etkinlik açısından en başarılı eylemi niteliğini taşıyordu. Ülkenin hemen hemen büyük bir bölümünde kamu hizmetleri aksadı, emekçiler alanları doldurdu. Greve halkın da belli bir desteği vardı. AKP’nin yasaklayıcı ve cezacı tavrı da, ne kadar demokrat olduklarını somut bir biçimde gösterdi. Memur örgütleri, grevli toplusözleşme hakkının gerekliliğini çok net bir biçimde ortaya koydu. Kamu çalışanları şimdi hükümetten net bir yanıt bekliyorlar, belli bir süre sonra, muhtemelen Mart 2010’a kadar yasal bir düzenleme yapılmaması halinde daha geniş çaplı eylemlere başvuracaklarını açıkladılar. Hükümet ise, bu durum karşısında şöyle bir tavır takınabilir: “Madem grev hakkı istiyorsunuz, bu hakkı veririz ama sizleri de sözleşmeli statüye sokarız, memur teminatınız (iş güvenceniz) de ortadan kalkar.” Bu konu ciddi bir tartışma yaratacaktır. Aslında hükümetin Kamu Personel Reformu adı altında yapmak istediği de memuru güvenceli istihdam hakkından mahrum edip rahatlıkla işten çıkarabileceği bir statüye sokmaktır. Avrupa’nın kimi ülkelerinde kamu hizmetinde çalışanlar işçi statüsünde olup grevli toplusözleşme hakkına sahip bulunduğu gibi İtalya ve Avusturya’daki memurlar ise, hem grev hakkına hem iş güvencesine sahipler. Keza Bulgaristan ve Romanya’daki memurlar da bu iki hakka birden sahip bulunuyorlar. Evet memurları böyle bir eylemden sonra böyle bir gündem beklerken acaba işçi sendikaları ne yapıyor? 25 Kasım’da İstanbul’da yapılan eyleme Petrol-İş, Deri-İş, Birleşik Metal- İş gibi sendikaların başkanları ve Tek Gıda-İş’in Genel Sekreteri de katılıp destek verdi. Tek Gıda-İş’in Genel Sekreteri Mecit Amaç’a, “Türk- İş’in bu eyleme desteği nedir” diye sorduğumuzda, Amaç, esprili bir biçimde “Manevi olarak destekliyor” dedi. Emek kesimi, önümüzdeki dönem, çok daha ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacaktır. İşsizlik çığ gibi büyürken yoksulluk had safhaya varacak, işten çıkarılanların kıdem tazminatları bitecek, kısa çalışma ödeneklerinin sonuna gelinecek, ulaşım, doğalgaz, elektrik başta olmak üzere zamlar üst üste gelecek, dolaylı vergiler artacak, sağlıkta ilaç ve muayene katkı payları daha da yükselecek… İşte bu süreçte işçi ve memur başta olmak üzere tüm emek kesiminin birleşik bir mücadeleye hazırlanması gerekiyor. 25 Kasım’ın moraliyle ya böyle bir mücadele örgütlenecek ya da sendikalar tabela örgütü olarak kalacaklar… atillaozsever@ttmail.com GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Minare Sorunu... Emekçilerden eczacı eylemine destek Sağlõk ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasõ, yürürlüğe girecek fiyat ayarlamalarõnõn sağlõk emekçisini zor durumda bõrakacağõ uyarõsõnda bulundu ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye genelinde eczacõlar, yarõn sa- at 11.45’te illerindeki sosyal güvenlik ku- rumlarõnõn önüne eşzamanlõ anahtar bõraka- caklar. Türk Eczacõlarõ Birliği (TEB) Merkez Heyeti Üyeleri aynõ saatte Ankara Eczacõ Oda- sõ ve Ankaralõ eczacõ meslektaşlarõyla birlik- te Sosyal Güvenlik Kurumu önünde buluşa- rak eczanelerinin anahtarlarõnõ bõrakacak. Sağlõk ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasõ (SES), yaptõğõ açõklamayla, yürürlüğe girecek ayarlamanõn sağlõk emekçisini zor durumda bõrakacağõnõ dile getirdi. 4 Aralõk’ta yürürlüğe girecek ilaç uygu- lamasõnõ protesto etmek amacõyla uygula- manõn başlayacağõ perşembe günü de yurt genelinde eczacõlar kepenkleri kapatacak. 25 bin eczacõyõ temsil eden TEB, yeni uygu- lamanõn 7 bin eczanenin kapanmasõna ne- den olacağõnõ ileri sürerek Başbakan Erdo- ğan’a mektup yazmõş ve uygulamanõn dur- durulmasõnõ istemişti. Eczacõlar Birliği (TEB) Başkanõ Erdoğan Çolak, uygulamayla SGK’nin kendisini rahatlatmayõ amaçladõğõnõ, yurttaşlarõ dü- şünmediğini savundu. Çolak, SGK’nin po- pülist davranarak sigortalõ olmasõ gerekir- ken sigortasõz çalõştõranlardan ötürü 10-15 milyar TL gelir kaybõ yaşarken ilaç fiyat dü- şüşüyle 1-2 milyar TL’lik tasarruf yapma- yõ amaçladõğõnõ savundu. SES Merkez Yönetim Kurulu da yaptõğõ yazõlõ açõklamada, yarõn yürürlülüğe girecek ilaç fiyatlarõndaki ayarlamayla birlikte ec- zacõlarõn ve eczanelerde çalõşan sağlõk emekçilerinin zor durumda kalacağõ belir- tildi. Açõklamada, muayene ücretlerini art- tõran, birinci basamak sağlõk hizmetlerini pa- ralõ hale getiren bir yaklaşõmõn sağlõkta ta- sarruf değil, yõkõm yarattõğõ belirtildi. Şeker işçisinden Başbakan’a açõk mektup Türk-İş’e bağlõ Şeker-İş sendikasõna üye; Türkiye’nin dünyada sayõlõ üreticilerden bi- risinin olmasõnõ isteyen ve bu doğrultuda her türlü fedakârlõğõ yapmaya hazõr olduklarõnõ di- le getiren şeker sanayisi işçileri Başbakan Tay- yip Erdoğan’a açõk bir mektup yazdõ. Türkiye’nin şeker sektöründe dünyanõn yõldõz ülkesi olmasõ mümkün iken şeker sa- nayinin özelleştirme çalõşmalarõnõn õsrarla devam ettiğinin hatõrlatõldõğõ mektupta, şeker fabrikalarõnõn satõlmasõ halinde; 20 civarõnda fabrikanõn kapatõlacağõ ve bölgesel kalkõn- manõn sekteye uğrayacağõ, ülkenin üretimden tamamen çekilerek yalnõz ve büyük bir pazar haline geleceği, dõşa bağõmlõlõk ve borçlan- manõn daha da artacağõna dikkat çekildi. Pancar üretiminin yüzde 50, istihdamõn yüzde 60 azalacağõna, ülke ekonomisinde 1.5 milyon liradan fazla katma değer kaybõ ya- şanacağõna ve 9 binden fazla çalõşanõn işsiz ka- lacağõna, yan sektörler göz önüne alõndõğõn- da 6 milyon insanõn etkileneceğine vurgu ya- põlan mektupta, fabrikalarõn kapasite kullanõm oranlarõnõn arttõrõlmasõ gerektiğinin altõ çizil- di. Şeker sanayinin varlõğõnõ sürdürmesi için özelleştirmelerin mutlaka durdurulmasõ ge- rektiği belirtildi. Türk-İş’e bağlõ Hava-İş sen- dikasõ, Ocak 2009’da toplu iş sözleşmesi yapmasõ gerekirken işverenin ve Hak-İş’e bağ- lõ Çelik-İş sendikasõnõn; Teknik AŞ’nin havacõlõk işko- lundan metal işkoluna geçirilmesi için itirazda bulun- masõyla süreç durmuştu. Karar, Hava-İş lehine çõkma- sõnõn ardõndan son kararõn işveren tarafõndan Yargõtay’a taşõnmasõ üzerine görüşmeler yapõlamõyor. Süreç bekleniyor Gökkuşağı: Check off kaldırılsın Bulgaristan’da açlık grevi Sofya yakõnõndaki 19 kilometrelik “Lyülin” otoyo- lu inşaatõnõ yapan Türk Mapa Cengiz konsorsi- yumunun çalõştõrdõğõ Türk ve Bulgar işçiler ara- sõndaki ücret farkõ sorun yarattõ. Otoyolda çalõşan 340 Bulgar işçisini temsil eden sen- dika yetkilileri, Türk ve Bulgar işçilerin ücretle- rinin eşitlenmesi talebiyle süresiz açlõk grevine başladõklarõnõ açõkladõ. Bulgaristan Bağõmsõz Sendikalar Birliği’nin (KNSB) şantiyedeki temsilcisi İliyana Gogeva, Mapa Cengiz’in Türk işçilere 1350 Avro, Bulgarlara 700 leva (350 Avro) ödediğini ve toplusözleşme im- zalamayõ reddettiğini söyledi. Gogeva, Türk iş- çilerine ayrõca aylõk 300 leva (150 Avro) “cep pa- rasõ” verildiğini öne sürdü. Mapa Cengiz’in “ayrõmcõ politikasõnõ” protesto ettiklerini ve iki sekreteriyle birlikte süresiz açlõk grevine girdik- lerini açõklayan Gogeva, otoyol inşaat çalõşma- larõnõ sabote etmemek amacõyla işçilerin şimdi- lik açlõk grevine katõlmayacaklarõnõ belirtti. TTK’de 668 işçi emekli oldu Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlõ müessese müdürlüklerinden Kozlu, Karadon, Üzülmez, Amasra ve Armutçuk’taki işyerle- rinden, kasõm ayõ sonuna kadar yer altõndan 535, yer üstünden de 133 olmak üzere 668 iş- çi emekliye ayrõldõ. Yetkililer, “TTK’de kasõm ayõ itibarõyla yer üs- tünde 2 bin 123, yer altõnda 9 bin 730 olmak üzere 11 bin 853 işçi ile kadrolu 213, sözleşmeli 1638, toplam 1851 memur çalõşõyor. Emekli- liklerin yerine yeni işçiler alõnarak üretim oranõnõn öncelikle korunmasõ, daha sonra da arttõrõlmasõ temel hedefimizdir. Ocak ayõnda ye- ni istihdam edilen 3 bin işçi verimliliğe önem- li katkõ sağladõ” diye konuştu. Alternatif hareket olarak tanõnan Gökku- şağõ’nõn isteklerini şöyle özetlemek müm- kün: Amatör yöneticilik olmalõ. Temel karar or- ganõ işçi meclisi olmalõ. İşçi meclisi 9 kişi- lik yönetim kurulu üyesi, seçimle gelen temsilciler, genel kurul delegeleri ve yürüt- me kurulundan oluşmalõ ama bütün işçilerin katõlõmõ mümkün kõlõnmalõ. Toplusözleşme görüşmeleri son aşamaya kadar işçinin ka- tõlõmõyla yapõlmalõ. Havacõlõkta sen- dika aidatlarõ yüksek, ai- datlarõn nerelere harcandõğõnõ merak ediyorlar. Check off sistemi; yani işçinin ücretinden oto- matik kesme uygulamasõ da kaldõrõlmalõ, gö- nüllülük esasõyla aidat ödenmesiyle aktif ka- tõlõm sağlanõr. Önümüzdeki süreçte yasal yol- larõnõ da oluşturarak hayata geçireceğiz. Ar- tõk bilgisayar ortamõnda sicil kaydõ veya şif- re vererek yönetimi oylama oluşturma imkânõ var. Genel kurul sürecinde işçilerin sendikal konulara ilgisi arttõ. Bu ilgiyi genel kurul son- rasõ yapacağõmõz temsilci seçimi, işçi mec- lisi toplantõlarõyla doruğa taşõyacağõz. “Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü” özdeyişinin doğruluğunu bir kez daha kanıtlayan günler yaşıyoruz. İsviçre, minare yasağına onayla sonuçlanan halkoylamasından ne kadar yakınsa yeridir. İslam korkusuyla sınırlandırarak halkoylamasında yüzde 57.8 oya ulaşılmasını değerlendirmek yanıltıcı olabilir. Çünkü demokrasinin bir kurallar yönetimi olduğu gerçeğini de yadsıyabiliriz. Özellikle imar konusundaki gelenekselleşmiş kuralcılığın da evet oylarının artmasında etkili olduğunu söyleyenler var. İsviçre’nin geçmişinde benzer halkoylamaları da yaşanmış. Değerli meslektaşım dış politika uzmanı Zafer Atay’ın arşivinden yararlanma olanağını bulunca zorunlu olarak geçmişten bugüne gelme gereğini duydum. Zafer Atay, Dünya gazetesindeki “Burası Dünya” köşesinde 4 Mayıs 2005 günü “Bir İsviçre Masalı” başlığı ile ilerici İsviçre’nin Ermeni soykırımını reddini yasaklayan yasasından başlayarak şunları yazmış: “Önce 2004’ün Şubat ayında İsviçre’de yapılan referanduma bakalım. Aralarında üç kuşaktan beri İsviçre’de yaşayan yabancıların da bulunduğu on binlerce kişinin otomatik olarak vatandaşlığa alınıp alınmayacakları halka soruldu. Genel seçimlerde büyük bir oy patlaması yapan aşırı sağcı, yabancı düşmanı, siz isterseniz ‘faşist’ deyin, İsviçre Halkının Partisi’nin çabaları sonucu referandumdan ‘hayır’ çıktı. İsviçre şehirlerinde sokaklar, üzerine Usame bin Ladin’in fotoğraflarının gözüktüğü afişlerle donatılmıştı. Ayrıca ırkçılığı, yabancı düşmanlığını körükleyen kampanya konuşmaları da yapıldı.” Atay aynı yazıda, İsveç’teki bir gazetenin 1936 - 1973 yılları arasında 60 bin kadının ırkı bozacak çocuk doğuracakları gerekçesi ile zorla kısırlaştırıldığının açıklanmasının ardından, 1930’larda İsviçre ve Avusturya’da “üstün ırk, saf ırk” oluşturmak amacıyla zihinsel ve bedensel özürlü kadınların zorla kısırlaştırıldığının ortaya çıktığı bilgisi de var... Bu yayınların ortaya çıkardığı başka gerçekler de var. Birincisi, Hitler’in 1933’te Almanya’da iktidara geldiği zaman İsviçre’deki “Saf Irk Yasası”nı örnek olarak alması. İkincisi de 60 yıldan fazla kamuoyuna yansıtılmayan bu yasaların konu gazetelerin diline düştüğü güne kadar yürürlükte olduğunun anlaşılması. Kendisini demokrasinin yıkılmaz kalesi olarak tanıtmayı başarmış bir ülkede, demokrasinin özünün ne kadar geçerli olduğunu anlamanın yolu gazetecilerin kaleminden geçiyor. Yöneticilerin özellikle ülkemizde gazetecilere ve köşe yazarlarına niçin kızmakta olduklarının ipuçları da galiba böylece açıklığa kavuşuyor. Konu cami olunca, doğal olarak din uleması da devreye giriyor. Minare yapımının kaçıncı hicri yılda başladığını bir yana koyup “Minareler Tanrı’nın tekliğine işaret eder” diyenler de var. Ağzınıza geleni söylerseniz “Öyleyse Sultanahmet Camisi niye altı minareli” sorusuna da yanıt bulmakta zorlanırsınız. Minare yasağına evet oylarının çıkması Türkiye’nin hayrına olmuştur demek sanırım yanlış olmaz. Çünkü ağzını açan her yetkilimiz, inançla ilgili konuların halkoylamasına konu olamayacağını vurguladılar. Bu sözleri senet sayılabilir mi? Anayasa değişikliği çalışmaları ve sonucun halkoylamasına sunulması sırasında hep birlikte öğreneceğiz. oerinc@cumhuriyet.com.tr Eczacılar daha önce de sorunlarını çeşitli eylemlerle gündeme getirmişlerdi. EREĞLİ’DE EYLEM Bahadır Altan Gökkuşağı Hareketi’nin temsilciliğini yapıyor. İşten atõlan 236 sendikalõ personelin direnişi devam ederken Hava-İş sendikasõ 12 Aralõk’ta yapõlacak genel ku- rula sendika içi muhalefetle birlikte gidiyor. Sendika yö- netimi baskõnõn yoğun olduğu dönemde muhalefetin ha- vacõlõk çalõşanõna fayda getirmeyeceğini savunurken de- lege seçimlerinde çoğunluk sağlayan ‘Gökkuşağõ Hare- keti’ muhalefet her zaman olmalõdõr diyor. Direniş sürüyor 10 bin üyesi bulunan Hava-İş sendikasõnda gelecek hafta yapõlacak genel kurul için hummalõ bir çalõşma söz konusu Havada genel kurul heyecanõ BAŞAK KORAMAZ İşverenin karşõsõna hiç çõkmamõş, toplu pazarlõğõ, yasalarõ bilmeyen bir amatör yönetici, yõllarca özel yöneticilik eğitimi görmüş yönetici ve uzmanlar karşõsõnda ne yapacaktõr? Toplu görüşmeler zaten üyemize açõk yapõlõr. Ortalama 300-400 kişinin ka- tõldõğõ toplantõlarda üyeler söz alarak sorunlarõ ör- nekleyerek anlatabiliyor. İşyerlerinde yapõlan de- lege seçimleri tüm üyelerimizin seçme ve seçilme haklarõnõ kullanmalarõ esasõna uygun olarak dü- zenlenmiş olmakla birlikte, muhalif guruplarõn tek- nik bilgi ve belge olarak ihtiyaç duyduklarõ ko- nularda da sendikamõzca kolaylõk sağlanõyor. Biz Hava-İş sendikasõ olarak sõnõf ve kitle sendikacõ- lõğõnõn ilkelerine uygun düşünmeye ve durmaya ça- lõşõyoruz. Bunun bedelinin ağõr olduğunun bilin- cindeyiz. İki büyük şirkette sözleşmesi yargõda olan, bir yõldõr üyelik aidatõ alamayan konumda. THY yer işletme başkanlõğõnda verilen hizmetler, TGS olarak kurulan yeni şirkete devredilirken bu işye- rinde çalõşan üyelerimiz yeni işyerine sendikadan istifa ettirilerek sendikasõz ve toplusözleşmesiz bõ- rakõlarak aktarõlmaya çalõşõlõyor. Mevcut yönetim: Sınıf ve kitle sendikacılığı esas Atilay Ayçin yeniden başkanlığa aday. SGK eczanelere gözdağı verdi SGK’den yapõlan açõklamada “İlaç Fiyat Kararnamesi”yle ilaç fiyatlarõnda indirim sağlandõğõ belirtildi. İndirimin hem yurt- taşlarõn giderlerini hem de kamu sağlõk harcamalarõnõ azaltacağõ öne sürülen açõklamada, “Bu durum eczanelerin kârlarında küçük bir azalmaya neden olacak” denildi. SGK açõklamasõn- da, “Vatandaşlarımızın ilaca erişimine engel teşkil edecek ec- zanelerle çalışma prensiplerimizi kurum olarak yeniden göz- den geçireceğimizi belirtiyoruz” uyarõsõ yapõldõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle