25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 3 ARALIK 2009 PERŞEMBE 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI “Çağdaş ve İlkel” Köşe yazarlarına bindirmesinden önce, İsviçre’deki minare referandumunun sonucu üzerine ne düşündüğünü merak ettim. Gecikmedi, o konuda da laf etti, biraz gecikmiş de olsa: “Çağdışı, ilkel bir anlayışın tezahürü...” Niye, diye sormayın. Bir referandum yapılmış ve İsviçre’de bazı bölgelerde milli irade, yüzde 57 oranında, yeni mineralerin yapılmasının yasaklanması yönünde “tecelli” etmiş! Milli irade, Başbakan’ın hemen her şeye karşı kullandığı en büyük silah değil miydi? Sadece Başbakan’ın mı? Bütün AKP’nin! Ve sürü sepet köşe yazarlarının! Erdoğan “buldozer gibi”dir bu konuda! Ne Anayasa Mahkemesi, ne Danıştay, Ne Yargıtay! Dahası ne anayasa ne anayasal kurumları yöneten “atanmışlar”! Bunların hepsine “ben milli iradeyi temsil ediyorum, sen de nesin, necisin” biçiminde, “posta atmış” adamdır Erdoğan! Şimdi bakıyorum, “liberal” köşe yazarları, İsviçre’de milli iradenin bu şekilde tecellisi karşısında milli iradenin her şey demek olmadığını, salt ona dayanmanın yanlış olduğunu yazıp çizmeye başladılar. İsviçre’deki sonuçlar karşısında bir “balans ayarı”. İyi, hukuka ve parlamenter demokratik sisteme karşı “milli irade” lafazanlıklarını ve otoriter/diktatoryal yaklaşımlarını hizaya getiren bir sonuç var şimdi elimizde! İsviçre’de her şey referanduma sunulabiliyor. Biz sadece minare kısmını biliyoruz, geriye doğru araştırırsanız daha nelerle karşılaşırsınız ama onlar bizimkileri ilgilendirmiyor! Başbakan’da kalalım: “Çağdışı, ilkel bir anlayışın tezahürü...” Ne güzel demiş! Demek sandıktan çıkan sonuç “Çağdışı, ilkel bir anlayışın tezahürü...” olabiliyormuş! Olabiliyormuş ama Başbakan’ın bir referandum konusunda bir sınırlaması var: “Bunlar doğuştan kazanılmış haklardır, referanduma gitmez” ... Bu ne demek şimdi? Şüphesiz ki “artık yeni minare yapılmasın” diye bir referandum zırvalıktır. Minare aracılığıyla aslında dine de dokunuyorlar. Ama İslam dini referanduma götürülmedi! Minare, ezan vaktini bildirmek amacıyla, saatin olmadığı devirde herkes duysun diye yüksek yapılan bir yapı! Bir yazar “artık minare herkesin kolunda” diye yazmıştı! Başbakan’ın tarifleri hep din üzerinden! “Çağdışı, ilkel bir anlayış...” sözcüklerini de din üzerinden sarf ediyor. Ama demokrasinin, parlamenter demokrasinin temel ilkeleri/ güçleri karşısına “milli irade”yi çıkartırken, “ben seçildim, istediğimi yaparım” tavrını sürdürürken, hiç de “çağdışı bir anlayış” sergilemiyordu! Demek, “Çağdışı, ilkel bir anlayış” Başbakan için değişken bir kavram... Köşe yazarları konusu! Mehmet Tezkan bayram günleri için bir saptamada bulunmuş ve “siyasetçiler az konuşunca ülke rahatlıyor” demişti... Durur mu! Hemen karşı saldırıya geçti: “Bu tezleri ileri sürenler, millet, barış, devlet düşmanlarıdır... Köşe yazarları ne kadar az yazarsa, ülke o kadar rahatlar!..” Hadi bakalım! Başbakan’ın bu sözleriyle, İsviçre’deki referandum sonuçlarına yönelttiği “çağdışı ve ilkel anlayış” arasında bir fark var mı sizce? Şimdi bir hesap yapalım: Gazete, TV ve internet siteleri, medyanın yaklaşık yarısı, başbakan ve iktidar yanlısı.. Orada yazıp çizenlerin hemen hepsi, iktidar yanlısı. Övgü baba övgü! İktidar yanlısı olmayan veya ortada olan medyadaki köşe yazarlarının da en az yarısı iktidara destekçi veya tarafsız! Yani köşe yazarlarının yüzde 75’i başbakana çalışıyor.. Ama o yine de doymuyor! İstiyor ki karşı çıkan kimse olmasın! Hepsi bana çalışsın! Demokrasilerde basının görevi eleştirel durmaktır. Bu Türkiye’de yok! Ama var olan azınlığı da “millet, barış, devlet düşmanı” ilan ediyor ve haftada bir kez yazmalarını istiyor! Başbakan konuşurken, acaba aynada hiç kendisini merak ediyor mu? 23 Kasım tarihli yazımda demiştim ki: “Konuş konuş konuş... Yat kalk konuş /Gez dolaş bağır... Saldır saldır saldır... Buna nasıl insan dayanır, canlı dayanır, toprak dayanır, toplum dayanır, kurum dayanır. Günde bir vakit değil, beş vakit değil, günde 10 vakit! Buna nasıl ülke nasıl dayanır.” Tezkan’a katılıyorum: Başbakan, haftada bir konuşsun, demokrasi ve demokrasinin gereği için!.. Bütün köşe yazarları aleyhte yazsa, Başbakan’ın muazzam icra gücünü dengelemek mümkün değildir! obursali@cumhuriyet.com.tr DTP Genel Başkanõ Türk, Abdullah Öcalan’õn koşullarõnõn düzeltilmesini istedi ‘İmralı açılımın aynası’ ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk, İmralõ’da tutuklu bulunan te- rörist başõ Abdullah Öcalan’õn ko- şullarõnõn daha da ağõrlaştõrõldõğõnõ sa- vunarak, “İmralı sistemi halen or- tadayken, açılımdan söz etmenin inandırıcılığı olmaz” dedi. Türk, parti genel merkezinde yap- tõğõ açõklamada, Kürt sorununun za- mana yaymadan ciddiyetle ele alõn- masõ gerektiğini belirterek, “Ne CHP’nin ne MHP’nin statükoda ısrarı ile ne de AKP’nin tasfiye mantığı ile Kürt sorunu gibi kap- samlı bir sorun çözülebilir” dedi. İktidar başta olmak üzere muha- lefet partileri ve tüm kesimlerin açõlõm sürecinde özenli olmalarõnõ is- teyen Türk, bu hassas konularõn başõnda İmralõ’da tutuklu bulunan Öcalan’õn “gittikçe ağırlaşan ya- şam koşulları ve işkenceye dön- üştürülen İmralı sistemi”nin gel- diğini söyledi. Türk, “İmralı, hükümetin açılım olarak savunduğu sürecin adeta bir aynasıdır. Bu sürecin gerçek bir demokrasi açılımına dönüş- mesinin en önemli koşullarından biri İmralı’ya yaklaşımdır. Çün- kü Kürtlerin gözü kulağı İmra- lı’dadır” dedi. Türk, Öcalan’õn dikkate alõnmadõğõ bir sürecin Kürt sorununun çözü- müne hizmet etmeyeceğini savundu. Konuşmasõnõn ardõndan gazetecile- rin sorularõnõ da yanõtlayan Türk, İs- tanbul, Mersin ve Hakkâri’de yaşa- nan olaylarõn sorulmasõ üzerine, “Hiçbir insana yönelik bir eylemin, olayın yaşanmasını istemiyoruz ama toplumsal bir gerilim çıktığı zaman bunu bir siyasi partiye, an- layışa bağlamak doğru değil. Hal- kın ortaya çıkardığı bir tepkidir bu” karşõlõğõnõ verdi. Öte yandan DTP, MYK toplantõ- sõnda alõnan karar doğrultusunda Öcalan’õn yerleştirildiği yeni bina- daki koşullarõnõn incelenmesi iste- mini TBMM İnsan Haklarõnõ İnce- leme Komisyonu’na taşõdõ. DTP Grup Başkanvekilleri Sela- hattin Demirtaş ile Gültan Kışa- nak da Adalet Bakanõ Sadullah Er- gin’le görüşerek, Öcalan’õn cezaevi koşullarõnõn düzeltilmesini istedi. DTP’liler, Öcalan’õn taşõndõğõ yeni cezaevindeki koşullarõn rahatsõzlõk yarattõğõnõ ve bazõ illerde yaşanan gerilimin de bu değişiklikten kay- naklandõğõnõ savunarak, Bakan Er- gin’den cezaevi koşullarõnõn yeniden düzenlenmesi için “inceleme baş- latılmasını” talep etti. Ergin’in ise “gerek görülürse” inceleme baş- latõlabileceğini belirterek, “İnsan haklarına uygun gereken yapıla- cak” dediği bildirildi. Türk, Öcalan’õn dikkate alõnmadõğõ bir sürecin Kürt sorununun çözümüne hizmet etmeyeceğini savundu. DTP grup başkanvekilleri de Adalet Bakanõ Sadullah Ergin’le görüşerek, Öcalan’õn cezaevi koşullarõnõn düzeltilmesini istedi. ‘Habur’u unutturamazlar’ CEMİL CİĞERİM SAMSUN - AKP Samsun Gençlik Kollarõ Baş- kanlõğõ tarafõndan “Asker Uğurlama Şöleni” düzenlendi. Muhalefet partileri Kürt açõlõmõ süre- cinde tepki çeken AKP’nin toplumun güvenini bu uygulamalarla kazanmaya çalõştõğõnõ belirttiler. Canik Belediyesi Hasan Doğan Spor Salo- nu’nda 1989/4 tertipler için düzenlenen şölen- de konuşan AKP Samsun İl Başkanõ Adem Güney, demokratik açõlõm projesinin büyük ba- rõşma ve kaynaşma projesi olduğunu savundu. Şölenin sonunda asker adaylarõna hediye paket- leri verildi. AKP İl Başkanõ Güney de asker adaylarõ ile birlikte halay çekti. AKP’nin asker uğurlama töreni düzenleme- sine muhalefet partilerinin il başkanlarõ sert tepki gösterdi. MHP Samsun İl Başkanõ Ab- dullah Karapıçak, “Askerlerimizi şehit eden canilere sahip çıkanlar askerlerimizi uğur- lama şöleni düzenleyemez” dedi. DP Samsun İl Başkanõ Feraye Keleşoğlu Kefeli de “Açılım safsatası ile beraber ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Bunlar milletin kafasını karıştırmaya yönelik poli- tikalar.” diye konuştu. DSP İl Başkanõ Oktay Ergör ise “Dağdan inen PKK’lilere yapılan karşılama töreninin, kolay kolay unutulaca- ğını hiç sanmıyorum. Şehit aileleri ve Türk halkı, bu görüntüleri affetmeyecektir. Hü- kümete ve AKP’ye güven kayboldu. Bunu telafi etmeye çalışıyorlar.” dedi. AKP örgütünün düzenlediği ‘Asker Uğurlama Şöleni’ muhalefet partilerinin tepkisini çekti. BAKAN GÜNAY ‘Başbakan Nobelalabilir’ ORDU (Cumhuriyet) - Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay, mu- halefet partilerini eleştirerek demokra- tik açõlõm projesiyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn Nobel ödülü alabi- leceğini söyledi. Günay, “Cumhuriye- ti balo salonlarında bir avuç tuzu ku- runun kutladığı bir Cumhuriyet ol- maktan kurtardıklarını” iddia etti. Memleketi Ordu’yu ziyaret eden Gü- nay ilginç açõklamalarda bulundu. De- mokratikleşme çalõşmalarõna muhalefe- tin karşõ çõktõğõnõ söyleyen Günay, şöy- le konuştu: “Türkiye, önümüzdeki bir- kaç yıl içinde demokrasisini de Avru- pa’ya dahi ihtiyacı olmadan, AB’nin standartlarına dahi ihtiyacı olmadan, kendi içinde kurabilirse Başbakan Nobel barış ödülü alabilir. Sanıyorum ki bu ana muhalefet partisinin rüya- sına giriyor, uykularını kaçırıyor.” ‘Cumhuriyeti kurtarıyoruz’ Cumhuriyet rejiminin çağõn en önem- li yönetim biçimlerinden biri olduğunu kaydeden Günay, “Biz bu Cumhuriyeti halklaştırmaya, seçkinlerin, bir avuç tuzu kurunun Cumhuriyeti olmaktan, balo salonlarında kutlanan Cumhu- riyet olmaktan çıkarıp, halkın pay- laştığı, gerçekten kimsesizlerin kim- sesi olan bir içeriğe, halkın yönetimi haline getirmeye çalışıyoruz” dedi. 2004 yõlõndaki kuvvet komutanlarõnõn Ergenekon savcõlarõ tarafõndan ifadeye çağõrõlmalarõnõ da değerlendiren Günay, “Demokrasiye karşı baş kaldıranlar şimdiye kadar başarılı oldular, Tür- kiye zararlı çıktı. İnşallah bu sefer de- mokrasi kazanır” dedi. Evindeki bilgisayarda yapõlan incelemede TSK, Emniyet ve MİT’e ait gizli bilgiler bulunmuştu PKK’nin hacker’õna 6 yõl hapis DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakõr’da hõrsõzlõk şüphesiyle gözaltõna alõndõktan son- ra evinde Türk Silahlõ Kuvvetleri (TSK), İstanbul Emniyet Müdür- lüğü ile Milli İstihbarat Teşkilatõ’na (MİT) ait gizli belgeler tespit edi- len ve bu bilgileri terör örgütü PKK’nin yöneticilerinden Murat Karayılan’a gönderdiğini itiraf eden Ramazan Çakıl, 6 yõl 8 ay ha- pise mahkûm edildi. Diyarbakõr 6. Ağõr Ceza Mahke- mesi’nde görülen duruşmada tu- tuklu sanõk Ramazan Çakõl ile avu- katõ Arif Altunkalem hazõr bulun- du. İddia makamõ, önceki duruşmada mahkemeye sunduğu mütalaasõnõ tekrarlayarak, sanõğõn Türk Ceza Ya- sasõ’nõn (TCY) “Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçunu kapsayan 314/2. maddesi uyarõnca cezalandõrõlmasõnõ istedi. Çakõl, son savunmasõnda, mah- kemeden tahliye talebinde bulundu. Sanõk avukatõ Altunkalem de mü- vekkilinin atõlõ suçlamalarla ilgili ay- rõntõlõ ve samimi beyanlarda bulun- duğunu, bu nedenle hakkõnda “etkin pişmanlık” hükümlerinin uygu- lanmasõnõ talep etti. Mahkeme he- yeti verdiği aranõn ardõndan sanõk Çakõl’õ TCY’nin 314/2 mad. uya- rõnca “Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” 12 yõl hapse mah- kûm etti. Mahkeme heyeti sanõğõ et- kin pişmanlõk hükümlerinden ya- rarlandõrarak cezayõ önce 8 yõla in- dirdi, sanõğõn yargõlama sõrasõndaki iyi halini de göz önünde bulundu- rarak cezanõn 6 yõl 8 ay hapse indi- rilmesine karar verdi. Heyet, ayrõ- ca Çakõl’õn evinde ele geçirilen ve içerisinde TSK, MİT ve polise ait bilgilerin bulunduğu 924 adet CD ve 57 adet DVD ile çok sayõda hard dis- kin dava dosyasõnda delil olarak sak- lanmasõnõ da kararlaştõrdõ. 31 HARFLİ KÜRTÇE KLAVYE PİYASADA DİYARBAKIR (Cumhu- riyet Bürosu) - Diyarbakõrlõ girişimci Muhammed Ya- man, Kürtçenin bilgisayar dünyasõnda yaygõnlaşmasõ için ilk Kürtçe klavyeyi ta- sarlayõp piyasaya sundu. İs- tanbul’da bir işyerinde sergi- lenen ve 31 harften oluşan klavyede Türkçedeki Ğ, İ, Ü, Ö harfleri bulunmuyor, bunlarõn yerine Kürtçedeki Ê, Î ve Û harfleri yer alõyor. Programõ ile birlikte kulla- nõcõlara sunulan klavyenin üretimi ise Hong-Kong’da bilgisayar ve sarf malzemesi üreten bir Türk firmasõnda gerçekleştiriliyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a da hediye edilen klavyenin, 3 yõl içinde bir milyon satõş rakamõna ulaş- masõ hedefleniyor. 29 TL’den satõşa sunulan klav- ye için internette www.cela- det.com.tr adresinden sipariş verilebiliyor. OKULDAN ‘ÇAĞDAŞ YAŞAM’ ADI ÇIKARILDI KARS (Cumhuriyet) - Kars’õn Digor ilçesine bağlõ Dağpõnar beldesindeki “Dağpı- nar Çağdaş Yaşam İsmet Gü- resen İlköğretim Okulu”nun adõ ‘okul birleştirme’ gerekçe- siyle değiştirilerek “Çağdaş Yaşam” ismi çõkarõldõ. Dağpõnar beldesindeki 5 derslikli ilköğretim okulu, 1995 yõlõnda bahçesine yatõlõ bölge ilköğretim okulu yapõlõnca boş- altõldõ. Atõl durumdaki okul Milliyet gazetesinin ÇYDD ile yürüttüğü “Baba Beni Okula Gönder” kampanyasõyla yeni- den eğitime kazandõrõldõ. İşada- mõ İsmet Güresen’in yeğeni Deniz Bülbül maddi katkõlarõy- la yapõlan okula “Çağdaş Ya- şam İsmet Güresen İlköğre- tim Okulu” adõ verilmişti. İki okulun birleştirilmesi sonrasõ okulun adõ kaymakamlõğõn önerisiyle Dağpõnar İsmet Gü- resen İlköğretim Okulu oldu. ÇYDD yöneticileri yargõya başvuracaklarõnõ açõkladõ. Hakkâri’de 9 gözaltı HAKKÂRİ (Cumhuriyet) - Hakkâri ve Yüksekova’da izinsiz gösterilere katõlan 9 kişinin gözaltõna alõndõğõ bildirildi. Hakkâri Valisi Mu- ammer Türker, Hakkâri ve Yükseko- va ilçesinde terör örgütü PKK’nin kuruluş yõldönümünü bahane ederek korsan gösteri düzenleyen gruba yö- nelik yapõlan çalõşmalar sonucunda 9 kişinin gözaltõna alõndõğõnõ belirtti. Türker, 9 kişiden 4’ünün Hakkâri, 5’inin de Yüksekova ilçesinde gözal- tõna alõndõğõnõ kaydetti. Yakış’a ‘Subay’ rütbesi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - TBMM Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve Fransa-Türki- ye Dostluk Grubu Başkanõ Yaşar Yakõş’õn Legion d’Honneur nişanõ düzenlenen törenle “Officier (su- bay)” rütbesi verildi. Fransa’nõn An- kara Büyükelçiliği’nde yapõlan töre- ne, Milli Savunma Bakanõ Vecdi Gönül, Cumhurbaşkanlõğõ Genel Sekreteri Mustafa İsen, Dõşişleri Ba- kanlõğõ’ndan Türk büyükelçiler, ya- bancõ diplomatlar katõldõ. Fransa’nõn Ankara Büyükelçisi Bernard Emie, Yakõş’õn “çalõşmalarõ, adanmõşlõğõ, kişiliği ile Fransa için ve Fransa’nõn Türkiye Büyükelçisi olarak kendisi için, iki ülke arasõnda mükemmel bir pas oyuncusu” olduğunu söyledi. ‘İstanbul 2010 Enerjisi’ İstanbul Haber Servisi - İs- tanbul 2010 Avrupa Kültür Başken- ti Ajansõ’nõn, proje ve faaliyetlerini içeren ve aylõk yayõmlanacak olan “İstanbul 2010 Enerjisi” gazetesi- nin ilk sayõsõ çõktõ. Yapõlan açõkla- maya göre, aylõk periyotlarla okur- lara ulaşacak gazetenin ilk sayõsõ, 15 Kasõm’dan bu yana ajansõn yap- tõğõ faaliyetleri kapsõyor. Kapağõ, Fransa’daki Türkiye mevsimi et- kinliklerine ayrõlan gazetenin ilk sayõsõnda, İstanbul 2010 AKB programõ kapsamõnda önceki ay gerçekleşen proje ve etkinliklere dair haberlere de yer veriliyor. Sırrı SIM kart çözecek TEKİRDAĞ (AA) - Tekir- dağ’da spor yapmak için araziye çõ- kan Ferit Yavuz, insan kafatasõ ve kemiklerine rastladõ. İhbar üzerine çevrede araştõrma yapan jandarma, kemiklerin 200 metre yakõnõnda da kanlõ erkek elbisesi ve bir cep tele- fonu buldu. İlk incelemede kemikle- rin üzerinde et parçalarõnõn bulundu- ğunu tespit eden jandarma ekipleri, kemiklerine incelemesi için Adli Tõp Kurumu’na gönderdi. Olayõn ci- nayet olduğu üzerinde duran jandar- ma, tahrip edilmiş SIM karttaki nu- maralarõ çözerek ölen kişinin kimli- ğini belirlemeye çalõşacak. Karısından kaçarken... EDİRNE(AA) - Edirne’de A.A. isimli bir kişi sevgilisiyle oto- mobille gezdiği sõrada eşi A.A. ve çocuğu D.A’ya (5) rastladõ. Karõsõ- nõn bağõrmasõ üzerine, küçük kõz ba- basõnõn kullandõğõ otomobilin önüne geçip durdurmak istedi. Bu sõrada A.A, trafik uyarõ õşõklarõ kõrmõzõdan yeşile dönünce, D.A’ya çarparak olay yerinden uzaklaştõ. Kadõn, ya- ralõ kõzõ hastaneye götürdü. Vücu- dunda ezikler bulunan kõzõnõ ertesi gün görmeyle gelen A.A, eşinin şi- kâyeti üzerine polisler tarafõndan gözaltõna alõndõ. D.A, yapõlan teda- visinin ardõndan taburcu edildi. Pendik’te cinayet İstanbul Haber Servisi - Pen- dik’te birlikte yaşadõğõ annesini bõ- çaklayarak öldürdüğü öne sürülen bir genç gözaltõna alõndõ. Esenler Mahallesi’nde annesi Necla Ç. (42) ile yaşayan Oğuz Ç. (19), parmağõnõ kestiği gerekçesiyle Dr. Lütfi Kõrdar Kartal Eğitim ve Araştõrma Hasta- nesi’ne gitti. Burada müdahalesi ya- põldõğõ sõrada durumundan şüphele- nilen Oğuz Ç, “adli vaka” olarak po- lise bildirildi. Polisin gözaltõna aldõ- ğõ Oğuz Ç, “Zikir yaptõğõnõ, annesi- nin içindeki kötü ruhu çõkardõğõnõ ve annesinin kendisini evde beklediği- ni” iddia etti. Bunun üzerine evde yapõlan incelemede, Necla Ç. çõplak ve ölü olarak bulundu. Şans Topu çekildi 1, 3, 6, 24, 28, +4 ‘Erasmus’ tanıtımı Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) öğrencilerine Erasmus (Avrupa Birliği ülkeleriyle öğrenci değişimi) programı kapsamında, işbirliği ya- pılan ülkeler ve üniversitelerin tanıtımı yapıl- dı. Mithat Özsan Amfisi’nde düzenlenen tö- rene Almanya, Polonya, Portekiz, Finlandiya, Yunanistan, Hollanda, İtalya, İspanya, Bul- garistan, İsveç, Çek Cumhuriyeti, Belçika, Macaristan ve Slovakya’dan gelen öğrenciler katıldı. (Fotoğraf: YUSUF BAŞTUĞ)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle