Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
En üst basamağı da şudur:
Muhabirlik...
Mesleğin muhabirlik ruhunu küçümsemeye
başladığımız an, siz de küçülmeye başlamışsınız
demektir. Gazeteciliğin hangi katına çıkarsanız
çıkın muhabirliğinizin üzerine oturursunuz. O
yanınız ne kadar güçlüyse o kadar gücünüz vardır.
Abdül Abi’nin köşesinin diliyle sorup söylemek
gerekirse mesleğin ruhu “Neymiş”?
Muhabirlik...
Abdül Abi bunu çok iyi özümsemiş meslek
büyüklerinden birisiydi. Sadece özümsemekle
yetinmedi, çevresine, ulaşabildiği herkese de
anlatmaya, öğretmeye çalıştı.
Meslekte hem büyük olmak hem de herkesle
eşit durmak, abi-kardeş olabilmek zor bir şeydir.
Abdül Abi bunu da başarmış bir kişiydi.
Girişte Abdül Abi’nin dönüşü olmayan bir
“Gezi”ye çıktığını vurgularken, Cumhuriyet okurları
elbette neyi kastettiğimi algılamıştır.
Abdül Abi Cumhuriyet Gezi ekinin başlıca
mimarlarındandı. O ek, iki kişinin omuzlarında
yürümüştü.
Abdülkadir Yücelman ve Deniz Som.
Kırılması olanaksız, mesleğin ruhunu içinde
taşıyan, Cumhuriyet gazetesinin tirajından
ağırlığına kadar bir adım önde olması için her şeyi
yapmaya hazır iki güzel insan...
Her ikisi de benim gezi merakıma, gezi
notlarıma aşinaydılar. Eke benim de katkı
yapmamı istediler. Abdül Abi bunu, istekten de
öte zorunlu tuttu. Ardından Deniz, “Anadolu’yu
dolaşıyorsun, dünyayı gezdin, ekte sana bir köşe
verelim” dedi.
O an şöyle bir şey söylediğimi anımsıyorum:
“Biraz Roma, biraz Soma,
Selam olsun Deniz Som’a!”
Ben de kendimce ürettiğim sözcüklerden birini
köşe başlığı yapıp, Gezi ailesine katıldım:
Gezekalın!
O günlerde Anadolu’nun neresine konferansa
gitsem, yolculuktan gittiğim kentin özelliklerine
kadar, “buradan Gezi’ye de bir şey çıkar mı” diye
bakardım. Hasandağı’nda gündoğumu,
Eskişehir’de Porsuk sefası, Karaman’da Türkçe
molası, Elbistan’da Ceyhan Irmağı’nın doğumu,
Hacıbektaş’ta Ozanlar Tepesi...
Ekonomik zorluklar Gezi ekini küçültmeye
başlayınca en çok Abdül Abi’nin canı sıkılmıştı.
Sanki canından can koparılıyordu. Akla hayale
gelmeyecek öneriler üretip eki ayakta tutmanın
çarelerini arıyordu. Bu konuyu kaç kez
konuştuğumuzu anımsamıyorum.
Önüne şöyle bir ikilem konsaydı:
- Sağlığınla ilgili derhal şunları yapman gerekir.
- Şu girişimleri hemen yaparsan Gezi eki ayakta
kalacak.
Eminim hemen ikinci şıkkın ayrıntılarını sormaya
başlardı.
Kamuoyu Abdül Abi’yi doğal olarak spor yazarı,
Cumhuriyet’in Spor Servisi mimarı, emaktarı
olarak tanıyor.
Öteki yönünü de aktarmadan geçemedim.
Aylık İstanbul toplantılarına gelişte Abdül Abi’nin
birinci kattaki odasına da uğramayı ihmal
etmezdim. O gülen yüzyüyle, gülerek konuşan
edasıyla mutlaka Gezi ekiyle ilgili bir şey söylerdi.
Abdül Abi’yi uğurlama törenine katılanların
yelpazesi onu çok iyi özetliyor:
Öyle ya da böyle yolları ayrılmış insanların yan
yana gelişi...
Abdül Abi’nin centilmenliğine de bu yaraşırdı.
Sevgili Abdül Abi,
Ölüm her yaşta erken ama, muhakkak.
Sen de bunun farkındaydın.
Acı da olsa, bu gezinde de sana güle güle
demek yaraşır...
Güle güle Cumhuriyet koşusunun centilmen
rekortmeni...
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
kararından sonra:
Yüksek Mahkeme’ye kendi kamuoylarındaki
tepkisel eylemleri coşkulu duygularla onayladılar,
benimsediler.
Çiçeklerle karşılandıkları Diyarbakır’a birer
kahraman gibi girişlerindeki bağlılık gösterilerini
mutlulukla izlediler.
İstifanın getirisi üzerinde ince hesaplar yaptılar.
Yeni stratejiye göre, istifalar; hükümeti ve “öteki”
partileri, Kürt dayatmalarını yaşama geçirmek
zorunda bırakacaktı.
Yasa değişecek, yüzde 10 seçim barajı yüzde
5’lere indirilecek, yüzde 10’u aşamayan Kürt
partileri parlamentoya bağımsız girmek ve
sonradan grup olmak zorunda kalmayacaklar...
Yüzde 5’e indirilen baraj, 6.5’i geçmeyen oy
yüzdesiyle ilk genel seçimde örneğin DTP gibi
partilere TBMM’de doğrudan grup olma olanağı
sağlanacaktı.
Tabii eski DTP’lilerin saptayıp ilan edecekleri
“Kürt sorunu ile ilgili pratik adımlar atılması” da
sağlanacaktı.
Zaman içinde parlamento içinde ve toplumda
yeni oldubittiler yaratarak; “farklı kimlikleri
barındıran yeni bir anayasa”; varsayım olmaktan
çıkacak, gerçeğe dönüşecekti.
Evdeki hesap çarşıya uymadı.
Siyasal alanın ünlü aktörleri Yüksek Mahkeme’nin
kapatma kararına saygı gösterilmesini açıkladılar
ama, eski DTP milletvekillerinin istifa kararını
onaylamadılar.
AKP “siyasetin meşru zemini TBMM’dir” derken;
CHP, parti kapatmalarına ilkesel olarak karşı
olduğunu, ne var ki DTP’li milletvekillerinin
parlamentoyu dışlayan istifa hareketini doğru
bulmadığını açıkladı.
MHP, “DTP’lilerin Meclis’te siyasete devam edip
etmemeleri kendi takdirleri” demekle yetindi.
Demokratik Toplum Örgütleri Meclis’ten
ayrılmalarını doğru bulmadıklarını açıkladı.
Genelde istifa kararı tepkiyle karşılandı.
Amaç neydi: Sözü Meclis’ten dışarı çıkarmak!
Fakat seçim bölgelerinde sokaktaki halk; “sözün”
Meclis’te geçerli ve değerli olacağına inanıyor.
DTP’lilerin yeni bir parti çatısı altında siyaset
yapmalarını istiyor.
Şahinlerin -cuma günü (bugün)- istifaları TBMM
Başkanlığı’na vereceklerini ilan ettikleri sırada; eski
genel başkan Ahmet (Kürt) Türk; üç beş gün
önceki aymaz, uzlaşmaz havanın tersine rüzgâr
estirmeye ve “halkın TBMM’yi terk etmemelerini
istediğini” söylemeye başladı.
Zira sadece halk değil; sokak eylemleriyle terör
baskısıyla kepenk kapatmaktan bıkmış usanmış
bölge esnafı da siyasetin parlamento dışına
çıkarılmamasını istiyor.
Belki Türk atasözüdür diye beğenmezler ama
DTP’lilerin sergilediği manzara “öfkeyle kalkan zarar
ile oturur” deyişini hem anımsatıyor hem de haklı
kılıyor!
Madem ki istifaya karar verdiler; yüksek parti
organlarında da onaylattılar. Öyleyse istifa
bildirimini neden günlerce sonraya bıraktılar?
Kimi olasılıklar soruyu yanıtlıyor. Başlıcası bir
beklenti: İmralı’yı çarşamba günleri ziyaret eden
avukatlarına eski DTP’lilere yeni bir yol haritası
vermesi ve tabii istifaları onaylayıp onaylamadığını
bildirmesi!
Partideki şahini de güvercini de kulakları İmralı’ya
çevirmiş, terörist başının vereceği talimatı bekliyor.
Türkiye gerçeklerini görmezden gelerek
bölünmeye yelken açan Kürt açılımına destek veren
AB ve Batılı kimi merkezler bile eski DTP’lilere ve
katılacakları söylenen yeni Barış ve Demokrasi
Partisi’ne “terör örgütünden uzak durmasını”,
kısacası PKK ile ilişkiyi kesmelerini salık verirken...
...nush ile uslanmayıp PKK ile ilişkileri nedeniyle
partilerinin kapatılmasına yol açanların akılları hâlâ
İmralı’ya dönük, oradan alacakları icazete göre
siyaset yapmaya devam etmek istiyor.
“Bu akılla gidersen askere belki alırsın tezkere”
sözünü boşuna söylememişler.
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 18 ARALIK 2009 CUMACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 18 Aralık
Oslo B -9
Helsinki B -3
Stockholm B -2
Londra K 3
AmsterdamB -2
Brüksel B -2
Paris K -1
Bonn B -4
Münih K -5
Berlin B -5
Budapeşte B -1
Madrid Y 8
Viyana B -2
Belgrad K -3
Sofya K 2
Roma Y 11
Atina B 19
Zürih B 0
Moskova B -13
Aşkabat Y 18
Taşkent PB 18
Bakû B 10
Bişkek PB 14
Tiflis PB 11
Kahire PB 20
Şam B 14
İstanbul Y 13
Edirne Y 6
Kocaeli Y 14
Çanakkale Y 13
İzmir Y 17
Manisa Y 14
Denizli Y 12
Zonguldak Y 13
Sinop Y 14
Samsun B 15
Trabzon B 14
Giresun B 14
Ankara Y 18
Eskişehir Y 7
Konya B 9
Sıvas B 6
Antalya Y 18
Adana Y 15
Mersin Y 16
Diyarbakır Y 7
Şanlıurfa Y 12
Mardin Y 9
Siirt Y 8
Hakkâri K 2
Van K 5
Kars K 3
Ülke geneli çok bu-
lutlu Marmara, Ege, Ak-
deniz, İç Anadolu’nun
kuzeybatısı, Batı Kara-
deniz, Doğu Karade-
niz’in iç kesimleri, Doğu
ve Güneydoğu Anadolu
ile Yozgat, Rize ve Ho-
pa çevreleri yağışlı ge-
çecek. Yağışlar; kıyı Ege
ile Manisa ve Çanakka-
le çevrelerinde kuvvetli
olmak üzere yağmur ve
sağanak, Batı Karade-
niz’in iç kesimleri ile Do-
ğu Anadolu’nun kuzey
ve doğusunda karla ka-
rışık yağmur ve kar şek-
linde olacak.
Almanya, Akman ve arkadaşlarõnõ Deniz Feneri’nden yargõlamakta kararlõ
OSMAN ÇUTSAY
FRANKFURT - Son olarak İs-
tanbul’da 2010 yõlõ itfaiye hiz-
metleri ihalesini alan şirketin yö-
netiminde yer aldõklarõ ortaya çõ-
kan Kanal 7 Yönetim Kurulu
Başkanõ Zekeriya Karaman ve
Kanal 7’nin tepe yöneticilerinden
İsmail Karahan hakkõnda yeni
bir iddianamenin tamamlandõğõ;
Frankfurt Savcõlõğõ’nca hazõrlanan
yeni iddianamenin “çevirisiyle
birlikte Türk yetkililere iletil-
mek üzere yola çıktığı” öğre-
nildi.
Alman savcõlarõnõn; Deniz Fe-
neri e.V bağlantõlõ ikinci soruş-
turmanõn kilit isimleri Zekeriya
Karaman, eski RTÜK Başkanõ
Zahid Akman, İsmail Karahan
ve Harun Kapıyoldaş’õ yargõla-
makta kararlõ olduğu ortaya çõk-
tõ. Frankfurt Savcõlõğõ tarafõndan
bu isimlere karşõ hazõrlanan bir id-
dianamenin “çevirisiyle birlikte
Türk yetkililere iletilmek üzere
yola çıktığı” öğrenildi. Nitelikli
dolandõrõcõlõk suçlamasõyla yar-
gõlanmak istenen zanlõlarõn avu-
katlarõna ve tetkik hâkimliğine de
gönderilen iddianamenin davaya
dönüşmesi için önce zanlõlarca
“tebellüğ edilmesi” ve bunlarõn
da, eğer varsa, itirazlarõnõ savcõ-
lõğa bir yazõyla iletmeleri gereki-
yor. Tebliğden itibaren iki hafta-
lõk süreleri bulunan dört zanlõnõn,
savcõlõğõn iddialarõna “karşı ka-
nıt olmaksızın” itiraz etmelerinin
hukuki bir önemi olmadõğõna dik-
kat çekilirken, davanõn açõlõp açõ-
lamayacağõna Deniz Feneri e.V
davasõna bakan Frankfurt Eyalet
Mahkemesi’nin karar vereceği
belirtildi. 40 sayfayõ bulduğu be-
lirtilen iddianamenin çevirisiyle
birlikte “diplomatik yollardan”
Türk makamlarõna da iletildiği,
dosyanõn bu sürecin sonunda
Türk Adalet Bakanlõğõ’nõn görev
alanõna düştüğü bildirildi. Türk
vatandaşõ olan zanlõlarõn Alman-
ya’ya getirilmelerinin çok zor
olduğuna işaret edilirken, bu ne-
denle duruşmalarõn “sanıkların
gıyabında” yapõlabileceği de he-
saba katõlõyor.
Çalışanlar mağdur
Öte yandan Deniz Feneri e.V
nedeniyle açõlan davadan en çok
zarar görenlerin Deniz Feneri ve
Kanal 7’nin “sıradan çalışanla-
rı” olduğu da ortaya çõktõ. Çoğuna
kayõt dõşõ küçük ödemelerde bu-
lunulan ve bu sayede maaşlarõ çok
düşük gösterilerek çalõştõrõlan bu
isimlerle ilgili Alman devlet ku-
rumlarõnõn dava açtõğõ ve hastalõk
kasasõ, emeklilik ve işsizlik prim-
leri, gelir vergisi gibi sosyal gü-
venlikle ilgili kategorilerde “ek-
sik tutarın tamamlanmasını is-
tediği” belirlendi. Kanal 7’nin es-
ki çalõşanlarõna gönderilen yazõ-
larda haklarõnda kamu davasõ
açõldõğõ vurgulanarak, binlerce
Avro’yu bulan bu eksik tutarlarõ
tamamlamalarõ istendi.
Başaran, CMK’ye uygun alınmamış kopyaların hukuka uygun olmadığını söyledi
HATİCE TUNCER
İkinci Ergenekon davasõnda tu-
tuklu sanõk Birol Başaran sa-
vunmasõnõ yaparken “Bugün
Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan, İslam Arap dünyasında
sevilen bir lider ise bunu 1
Mart tezkeresini engelleyen De-
niz Baykal ve CHP’ye borçlu-
dur” dedi. Bilgisayar uzmanõ ol-
duğunu ifade eden sanõk Başaran,
salondaki bilgisayar üzerinde
dosyalar oluşturup değiştirerek
“Bilgisayarda dosyanın tarihi-
ni değiştirmeden dosya içinde-
ki bilgileri değiştirmek müm-
kün” diye konuştu.
İstanbul 13. Ağõr Ceza Mah-
kemesi tarafõndan Silivri Cezaevi
bitişiğindeki duruşma salonun-
da görülen İkinci Ergenekon da-
vasõnõn 23. duruşmasõnda tutuk-
lu sanõk Ulusal Sanayici ve İşa-
damlarõ Derneği Genel Sekreteri
Başaran savunmasõna devam et-
ti. Bilgisayarda bir dokümanda
“oluşturma, değiştirme ve eri-
şim” tarihlerinin değiştirilebile-
ceğini anlatan Başaran “CMK
134’ün belirlediği usullere göre
alınmamış hiçbir kopyanın hu-
kuki değerinin olmadığını dü-
şünüyorum” diye konuştu.
Şengün şaşırdı
Başaran’õn, iddianamede Ümit
Oğuztan’dan ele geçirilen “USİ-
AD” adlõ belge incelendiğinde
“2003’te değiştirilip 2001’de
oluşturulmuş” gösterildiğini ifa-
de etmesi üzerine Mahkeme
Başkanõ Köksal Şengün şaşkõn-
lõğõnõ ifade etti.
Birinci Ergenekon davasõnda
Danõştay’a baskõn ve Cumhuri-
yet’in bombalanmasõ dosyasõ sa-
nõğõ Süleyman Esen’in tahliye
edildiğine dikkat çeken Başaran,
“Ankara’da yargılama sırasın-
da beraat eden sanıklar da da-
hil tüm sanıkların burada yar-
gılanması gerekirdi. Danıştay
davası bize yamanacaksa bunu
bilmek isterim” dedi.
CHP sayesinde
15 Aralõk’taki savunmasõnda
CHP’ye ve Deniz Baykal’a Er-
genekon davasõna karşõ doğru bir
tutum sergilemesi nedeniyle te-
şekkür etmesinin de yanlõş anla-
şõldõğõnõ ifade eden Başaran
“CHP ile Ergenekon arasında
ilişki var gibi algılanmasın. De-
niz Bey’e karşı aday oldum
ama adam davayı son derece
düzgün algılıyor” dedi.
Başaran’õn savunmasõnõ ta-
mamlamasõnõn ardõndan çapraz
sorguya geçildi. Savcõ Mehmet
Ali Pekgüzel, USİAD’õn kurucu
genel başkanõ ve 2006 yõlõnda ya-
şamõnõ yitiren Kemal Özden’in
örgüte bir rapor verdiği ve örgü-
tün de cevap verdiğini iddia ede-
rek iddianameden bazõ dokü-
manlar okudu. Avukat Celal Ül-
gen, savcõnõn doğruluğu kanõt-
lanmamõş iddialarla soru sordu-
ğunu ifade ederek itiraz etti. Baş-
kan Şengün itirazõ kabul etti. Ke-
mal Özden ile ADD’de birlikte
çalõşmadõklarõnõ ifade eden sanõk
Başaran, “Kemal Özden rah-
metli oldu diye onun gıyabında
ben mi yargılanıyorum” dedi.
‘Eruygur yanlış anlaşıldı’
Başkan Şengün’ün ADD’nin
faaliyetleri ve düzenlediği et-
kinliklerde yapõlan konuşmalara
ilişkin sorusu üzerine Başaran,
eski Jandarma Genel Komutanõ,
ADD Genel Başkanõ Şener
Eruygur’un yanlõş anlaşõldõğõnõ
savundu. Başaran, “Şener Eruy-
gur ile ilgili algılama problemi
olduğuna inanıyorum. ‘Emek-
li oldu geldi, ADD’de darbe ça-
lõşmalarõ yaptõ’ deniliyor. Eruy-
gur’un cumhuriyet mitingle-
rinde bir sürü konuşmaları
var. Yazdığı yüzlerce yazı var.
Darbeyi çağrıştıracak bir tane
konuşması yok. Şener Bey her
zaman ‘Orduyu karõştõrmayõn’
derdi. ‘Ordu uyuyor mu?’ di-
yenlere ‘Siz orduyu karõştõrma-
yõn, ordu orada kendi işini yapõ-
yor. Siz ne yapacaksanõz burada,
sivil toplumda yapõn’ derdi”
diye konuştu.
Sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve gazetemiz
okurları, her perşembe olduğu gibi dün de Şiş-
li’deki gazetemiz bahçesinde gerçekleştirdikleri ey-
lemde Ankara Temsilcimiz Mustafa Balbay ve ay-
dınların serbest bırakılmasını istediler. “Bal-
bay’ın yanı başındayız”, “Balbay’ı bekliyoruz” nö-
beti tuttuklarını belirten katılımcılar, “Demokrasi
için özgür yargı”, “Yargısı özgür olmayan ülke ba-
tar”, “Başbakan söylediğini duymalı”, “Siyasi yar-
gı ülkeyi böler” dövizleri açtı. Kadın Araştırma-
ları Derneği Eşbaşkanı Meriç Velidedeoğlu, yak-
laşık 9 aydır nöbet tuttuklarını belirterek “Er-
genekon soruşturması kapsamında tutuklanan ve
özgürlükleri kısıtlanan tüm aydınlarımız özgür-
lüklerine kavuşuncaya dek eylemlerimizi sürdü-
receğiz. Mustafa Balbay ile ilgili kararın yarın (bu-
gün) çıkmasını bekliyoruz. Balbay’ı aramızda gör-
mek istiyoruz” dedi. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ)
‘BALBAY’I BEKLİYORUZ’
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Sincan 1. Ağõr Ceza Mahke-
mesi Başkanõ Osman Kaçmaz ile
Milli İstihbarat Teşkilatõ (MİT)
arasõndaki tartõşma sürüyor. MİT’in
önceki gün yaptõğõ açõklamaya,
Kaçmaz da dün yeni bir açõkla-
mayla yanõt verdi.
MİT’in açõklamasõnõ “Dehşet ve-
rici” olarak niteleyen Kaçmaz, “Bir
hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’nde, kişilerin hukuki güvenliklerinin
ne hale geldiğinin en açık göstergesidir.
Adeta kral çıplak açıklamasıdır” ifadeleri-
ni kullandõ. Kaçmaz, açõklamasõnda şu görüş-
leri dile getirdi: “Kamuoyunca bilinmelidir ki,
yaptığım suç duyurusunda MİT Müsteşarlığı
veya bu kurumla ilişkisi bulunan herhangi bir
kamu görevlisi suçlanmamıştır. Soruştur-
manın tarafı olmamıza rağmen
bu iddiaların mesnetsiz iddia ve şa-
yia olduğuna dair herhangi bir
bilgi tarafımızda bulunmamakta-
dır. Hal böyleyken, soruşturma
sonucu beklenilmeksizin, adeta sa-
vunma refleksiyle iddialarımızı bu
şekilde değerlendirmeleri, soruş-
turmanın gizliliğini ihlal ve adil
yargılamayı etkilemeye teşebbüs ni-
teliğindedir. Buna ilişkin suç duyurusu ça-
lışmaları devam etmektedir. Türkiye Cum-
huriyeti Devleti’nin sorumlu bir kurumu olan
MİT Müsteşarlığı’nın bu tür kamuoyunu ya-
nıltma ve suç teşkil edebilecek açıklamalar
yapmak yerine asıl görevi, yargı göre-vini ya-
pan kurumlara olayın aydınlatılması ve ger-
çeğin ortaya çıkarılması için gereken çalış-
maları yaparak, yardımcı olmaktır.”
KAÇMAZ: MİT’İN AÇIKLAMASI DEHŞET VERİCİ
Yeni iddianame yolda
ZahidAkman
ZekeriyaKaraman
‘Bilgiler değiştirilebilir’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM’de-
ki bütçe görüşmelerinde konuşan CHP’li Atilla
Kart, Ergenekon davasõnda soruşturmanõn gizli-
liğini ihlal gerekçesiyle 931 suç duyurusu yapõl-
dõğõnõ belirterek, ihlali yapan adalet ve kolluk
gücüne yönelik herhangi bir disiplin işlemi baş-
latõlmadõğõnõ vurguladõ. 25 yargõç hakkõnda yasa-
ya aykõrõ olarak dinleme kararõ verildiğini, karar-
da yargõçlarõn isminin olmadõğõnõ anlatan Kart,
hâkimlerin yetkilerini kötüye kullandõğõnõ ancak
Adalet Bakanlõğõ’nõn bu hâkimler hakkõnda so-
ruşturma izni vermediğine dikkat çekti. Adalet
Bakanlõğõ’nõn Başbakanlõk ile birlikte adaletsiz-
liklerin odağõ ve karargâhõ haline geldiğini vur-
gulayan Kart, “Adalet Bakanlığı, artık tuzun
koktuğu yer haline gelmiştir” dedi. Adalet Ba-
kanõ Sadullah Ergin, Ergenekon davasõnda so-
ruşturmanõn gizliliğini ihlali gerekçesiyle 4 bin
139 soruşturma açõldõğõnõ, 1270 soruşturmanõn
kovuşturma aşamasõnda olduğunu, 17 mahkûmi-
yet kararõ verildiğini söyledi. Ergin, iki müfetti-
şin soruşturmalara devam ettiğini bildirdi.
‘Adalet Bakanlığı,
adaletsizliğinkarargâhı’
1. KOŞU: F: Maneko (3), P: Love In Dream (1), PP: Utku Bey
(4), S: Arc Voltage (5). 2. KOŞU: F: Tütün Tõnaz (7), P: Storm
Hawk (4), PP: Tayfun Dayõ (6), S: Berkerim (2). 3. KOŞU: F:
Good Royal (4), P: La Manga (8), PP: Barbaros Bey (2), S: King
Paris (6). 4. KOŞU: F: Baba Abdullah (3), P: Recayi Bey (4),
PP: Kayamehmet (2), S: Erdemay (7). 5. KOŞU: F: Sagaris (1),
P: Rio (7), PP: Classic Avşar (3), S:
Silent King (2). 6. KOŞU: F: Baba-
sultan (4), P: Kõrathan (1), PP: Ra-
simcan (2), S: Aliamca (5). 7. KOŞU:
F: Gaudi (1), P: Darbe (3), PP: Ak-
çaylõ (2), S: Otoban (10). 8. KOŞU:
F: Bilcan (3), P: Ateşkaya (1), PP: Şa-
yeste (6), S: Yõldõzcankõzõ (8).
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sincan 1.
Ağõr Ceza Mahkemesi, eski Yargõçlar ve Savcõlar
Birliği Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu hak-
kõndaki adli soruşturmayõ genişletme kararõ ala-
rak, İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’nden
Eminağaoğlu hakkõndaki dinleme kararlarõnõ ve
diğer delilleri istedi. Sincan Cumhuriyet Başsav-
cõlõğõ, Eminağaoğlu hakkõnda, “yargı görevi ya-
panı etkileme, soruşturmanın gizliliğini ihlal,
Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuru-
luşları ile İlişkilerine Dair Kanun’a muhalefet”
suçlarõndan iddianame hazõrlamõştõ. Mahkeme,
kovuşturma açõlmasõna gerek görürse dosyayõ
Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na gönderecek.
Eminağaoğlu hakkõndaki
soruşturma genişletilecek
ALTILI GANYAN
4 3 1 4 1 3
8 4 7 3 1
2 2 3 2
6 7
Süper Loto çekildi
6, 18, 29, 30, 37, 41