22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B K Â M İ L M A S A R A C I K Ü L T Ü R Ç İ Z İ K kultur@cumhuriyet.com.tr “T erminator 1-2”, “The Abyss”, “Yaratık 2”, “Gerçek Yalan- lar” ve 11 Oscar’lõ “Titanic” gi- bi filmleriyle Hollywood sinemasõnõn son çeyrek yüzyõldaki çõğõr açõcõ, önemli yönet- menlerinden biri sayõlagelen Kanadalõ James Cameron’õn, dünya çapõndaki büyük “Tita- nik” (1997) başarõsõndan 12 yõl sonraki dönüş filmi olan “Avatar”, baştan belirtmek gere- kirse, gözalõcõ teknik altyapõsõ, üç boyutlu, so- luk kesici görselliği, dur durak tanõmayan ak- siyon sahneleri, yeşille mavinin birbirine ka- rõştõğõ, egzotik, romantik, ekolojik atmosferi (ve dev bütçesiyle) kuşkusuz bu yõl sonunun sinema olayõ niteliğindeki bilimkurgusal bir macera seyirliği. Ya da beylik deyişle tam bir görsel şölen. GÖRSEL EFEKT BECERİSİ Bildik kahramanlarõ ve temalarõ içeren, kla- sik bir hikâyenin, günümüzde teknolojinin var- dõğõ son aşamalarõn ürünü olan birtakõm di- jital müdahaleler ve adeta büyüleyici bir görsel efekt becerisiyle perdeye yansõtõldõğõ “Avatar”, sinemaseverlere 2.5 saati aşkõn bir süreye yayõlmõş, yorucu ama kesinlikle ka- çõrõlmayacak, benzersiz bir seyir deneyimi ya- şatõyor. Kahramanlarõmõzla birlikte havada uç- tuğumuz, şelalelerden yuvarlandõğõmõz, züm- rüdüanka kuşlarõnõn kanatlarõna bindiğimiz, yeşilin her türünü barõndõran, göğe uzanan ko- caman ağaçlardan geçilmeyen, unutulmaz or- man manzaralarõnõn eşlik ettiği sahnelerde çev- reciliğin dalağõnõ yaran film, 2.5 saatlik, renkten renge bürünen bir asit tribi gibi sey- rediliyor. 1.5 saatinin ardõndan biraz yoran ama sü- rükleyiciliğini hiç yitirmeden, sõkõ bir fantas- tik ve romantik serüvenler sarmalõna doladõ- ğõ seyirciyi uzaydaki meçhul bir Pandora ge- zegeninin derinliklerine çeken “Avatar”, hi- kâyesi bir yana biçemiyle son derece şõk am- balajlanmõş, üç boyutlu muhteşem bir bilim- kurgu destanõ. Cameron’õn, çocukluğunda okuduğu bi- limkurgu romanlarõndan esinlenerek senar- yosunu da yazdõğõ bu fantastik epik, doğal kay- naklarõnõ tüketerek kuruttuğu dünyanõn dõşõ- na çõkõp uzayda sömüreceği yeni gezegenler arayan habis insanoğluyla, havasõnõ soluyamasa da işgal ettiği, tuhaf bitki ve hayvanlarla do- lu, yüksek, sarp dağlarõn gökte asõlõ durduğu, bakir ve yemyeşil bir Pandora gezegeninin, kendi sakin dünyalarõnda yaşayan, 2-3 metre boyundaki kediyle insan arasõ, kuyruklu, ma- vi tenli, kocaman gözlü, Na’vi denen (ve Kõ- zõlderilileri anõmsatan), son derece çevik, at- letik, enerjik ve upuzun yaratõklarõ arasõnda- ki 22. yüzyõlda geçen ölümüne mücadeleyi ko- nu ediniyor. Filmde zihniyle bağlõ olduğu Avatar saye- sinde casusluk etmek için aralarõna sokuldu- ğu, ancak Na’vi õrkõnõ tanõdõkça onlardan ya- na tavõr alõp filmin kötü adamõ olan komuta- nõna (Stephen Lang) karşõ çõkan ve Ama- zondan farksõz Na’vi prensesi Neytiri’ye (Zoe Saldana) de sevdalanan dünyalõ, yarõ felçli as- kerle (Sam Worthington) Neytiri’nin büyük aşk hikâyesi ön planda tabii ki. Cameron’õn “Yaratık 2”den eski gözdesi Sigourney Weaver’õn da boy gösterdiği film görsellik ba- kõmõndan gerçekten olağanüstü. Zaten aslõn- da hikâyesi bahane, dijital görselliği şahane di- yerek de özetlenebilir “Avatar”. TEKNİK USTALIK İnsana gerekli, değerli bir maden uğruna yurt- larõndan edilmek istenen gariban Na’vi õrkõnõn ok ve yayõna karşõ uçak, roket ve bombalarõ- nõ harekete geçiren, bencil ve istilacõ insa- noğlunun sömürgeci zihniyetine kendiliğinden tavõr alan seyirci olarak tabii ki doğayla etki- leşim içindeki duyarlõ, özgür Na’vi’lerin ya- nõnda saf tuttuğumuz film, “Pocahontas”õ (1995) ya da “Kurtlarla Dans Eden Adam”õ (1991) çağrõştõran bildik bir hikâyeye dayan- sa da, teknik ustalõğõ, dijital efektleri, ayrõntõ- lõ görselliği ve gözalõcõ biçemiyle malõ götü- rüyor sonuçta. 22. yüzyõlda, işgalci uygar insanoğlunun, il- kel ama masum bir dünyadõşõ õrkõ ve gezege- nini mahvetmeye giriştiği “Avatar”õ, gerçek çekimlerle sentez görüntüleri harmanlayõp normal oyuncularla dijital oyuncularõ kay- naştõrarak ve özel üç boyutlu kameralarla ça- lõşarak meydana getiren Cameron’õn bu son eseri, vaktiyle 1930’larda sesin, sonra 1940- 50’lerde de rengin girmesiyle temelden deği- şen Yedinci Sanat’õn evriminde belki de ye- ni bir dönüm noktasõ sayõlabilir şimdiden, üç boyutlu teknolojinin katkõsõyla. KİLOMETRE TAŞI Üç boyut tekniği sayesinde kendini bu ya- bancõ ama çekici gezegenin (ve hikâyenin) için- de buluverip perdede gördüğünün tam da gö- beğinde hisseden seyircinin yer yer ağzõnõ açõk- ta bõrakan “Avatar”da, perdenin sõnõrlarõnõ kal- dõrõp derinlik algõsõ arttõrdõğõ seyirciyi muh- teşem bir spectacle’õn içine çekmeyi başarõyor, belki de yarõnõn sinemasõnõn yollarõnõ şimdi- den döşeyen Cameron. Özel efekt bombardõ- manõ halinde ve sõkõ aksiyon sahneleri içeren, büyük bütçeli üstünyapõmlarõn, mükemmeli- yetçi, uzlaşmaz ve megaloman yönetmeninin yine ustalõğõnõ, zanaatkârlõğõnõ konuşturduğu, yer yer şapka çõkarõlasõ bu görkemli seyirliği, Yedinci Sanatõ ve anaakõm sinemasõnõ farklõ bir çağa atlatabilecek, yeni bir kilometre taşõ sayõlabilir. SAYFA CUMHURİYET 18 ARALIK 2009 CUMA 16 KÜLTÜR ‘Titanik’in yönetmeni James Cameron’õn 2.5 saati aşkõn görkemli dönüş filmi ‘Avatar’ bugün başlõyor LSDtribigibifilm... İstanbul Ha- ber Servisi - Tan gazetesinin sahipleri Sabi- ha ve Zekeriya Sertel’in kõzla- rõ, Sertel Gaze- tecilik Vakfõ kurucusu ve Başkanõ, yazar Yıldız Sertel (86), dün ak- şam saatlerinde bir süredir teda- vi gördüğü karaciğer kanseri nedeniyle yaşamõnõ yitirdi. Sabiha ve Zekeriya Sertel’in Ameri- ka’da eğitim gördükleri sõrada, 1923 yõ- lõnda New York’ta doğan Yõldõz Sertel, orta ve lise eğitimini Arnavutköy Ameri- kan Kõz Koleji’nde yaptõ. İkinci Dünya Savaşõ sõrasõnda, Londra Yüksek İktisat Okulu’nda (LSE) ekonomi okuyan Sertel, savaştan sonra ABD’de Columbia Üni- versitesi’nde sosyoloji dalõnda yüksek li- sans tezini tamamladõ. TAN MATBASININ BASILMASI 4 Aralõk 1945 tarihinde gerçekleşen Sabi- ha ve Zekeriye Sertel’in sahibi olduğu Tan gazetesini yayõmlayan Tan matbaasõnõn ba- sõlmasõnõn ardõndan, baskõlar nedeniyle aile- siyle birlikte 1950 yõlõnda Paris’e yerleşmek zorunda kaldõ. Yõldõz Sertel, değişik Avrupa şehirlerinde yaşadõktan sonra, Nâzım Hik- met’in yardõmõyla Bakû’ya yerleşti. SERTEL VAKFI’NI KURDU Annesi Sabiha Sertel’i 1968 yõlõnda Ba- kû’da kaybettikten sonra, babasõ Zekeriya Sertel’le beraber Paris’e yerleşen Yõldõz Sertel, 1971-1989 yõllarõ arasõnda 8. Paris (Vicennes) Üniversitesi’nde Osmanlõ ve Ortadoğu tarihi dersleri verdi. Babasõnõ Fransa’da kaybeden Yõldõz Sertel, 1991 yõlõnda yurda dönmesinin ardõndan, 1996’da Sertel Gazetecilik Vakfõ’nõ kur- du. Türkiye’nin sosyal, ekonomik, politik sorunlarõyla ilgili çalõşmalar yapan vakõf- ta, her yõl 4 Aralõk’ta düzenlenen “Sertel- leri Anma ve Ödül Törenleri”nde, ulu- sal bağõmsõzlõk, laiklik, demokrasi ve dü- şünce özgürlüğü konularõ ele alõndõ. YAYIMLANMIŞ KİTAPLARI Yõldõz Sertel’in yayõmlanmõş kitaplarõ, “Babam Zekeriya Sertel, Susmayan Adam”, “ABD ve Serbest Piyasa Eko- nomisi Masalı”, “Ardımdaki Yıllar”, “Annem Sabiha Sertel Kimdi, Neler Yazdı?”, “Sertel’lerin Anılarında Nâ- zım Hikmet ve Babıâli”dir. Gazze yolundan sevgi öyküleri Kültür Servisi - Do- cumentarist - İstanbul Belgesel Günleri kapsa- mõnda, Filistin halkõna destek olmak ve Gaz- ze’deki ambargoyu del- mek için geçen yõl 14 Şubat’ta Londra’dan yo- la çõkan ‘Viva Palestina’ (Filistin’e Özgürlük) konvoyunun ilk Gazze yolculuğunu anlatan ‘Üç Amca Gazze Yolunda’ adlõ belgeselin gösterimi gerçekleştirildi. Filmin yönetmenleri Yvonne Ridley ve Hassan Ghani ile konvoy katõlõmcõla- rõndan Kim Heaton-He- ather, İbrahim Mejerissi ve Aqeel Borton’un ko- nuşmalarõnda vurguladõ- ğõ ortak nokta yaşanan- larõn, buradaki insanlarõn umutlarõnõ, sevgilerini yok edemediği oldu. Kültür Bakanlığı sanat ödülleri Kültür Servisi - Kül- tür ve Turizm Bakanlõğõ 2009 Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne neyzen Niyazi Sayõn ile tamburi Necdet Yaşar değer gö- rüldü. Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay, ödülün Sayõn ve Yaşar’a Türk kültür ve medeni- yetinin dünyaya tanõtõl- masõna katkõ sağlamalarõ ve İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuva- rõ’nõn kurulmasõndaki emekleri nedeniyle ve- rildiğini belirtti. ABD ‘caz’ı onurlandırdı Kültür Servisi - Amerikan Temsilciler Meclisi, caz ustasõ Miles Davis’in efsaneleşmiş ’Kind of Blue’ albümü- nü, Amerikan cazõna katkõlarõndan dolayõ onurlandõrma kararõ aldõ. Karar tasarõsõ, 409 üye- nin tamamõnõn oy birli- ğiyle kabul edildi. Yıldız Sertel’i yitirdik Kanser tedavisi görüyordu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle