Katalog

CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 15 ARALIK 2009 SALI 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Kürt Açılımının Tam Zamanıdır Olaylara soğukkanlılıkla biraz yukarıdan bakmanın zamanı. İlk yapılması gereken, toplumdaki gerginliği almak. İkincisi, elden geldiğince soğukkanlı ve sağduyulu bir tavırla yeni çözümler aramak. Önce bazı saptamalar yapalım. Yıllardır kangren olmuş terör, yıllardır önemi kavranmış olmakla birlikte, hep sürüncemede kalmış olan ve bir türlü tam anlamıyla tartışmaya bile açılmamış bulunan Kürt sorunu konusunda bir şeyler yapılmasının zorunluluğu iyice belirginleşmişti. “Bu iş böyle yürümez, bir şeyler yapmak gerekiyor” dediğinizde, Türkiye’de hangi kökenden gelirse gelsin, yurttaşların çoğunluğunun desteğini alıyordunuz. Tayyip Erdoğan’ın içeriği gibi adı da tam olarak belirlenmeyen açılımı, işte bu nedenledir ki, fikir olarak genel bir destek sağladı. Bu satırların yazarı da açılım fikrini destekleyenlerden biriydi, ama açılımın belirsizliğini ilk andan itibaren vurgulamaktan da geri kalmadı. Başbakan’ın, açılımın içini doldurması için uyarılması, bizatihi açılım fikrinin kendisine karşı çıkılması anlamını taşımıyordu. Ama açılımın öncesine ve sonrasına bakıp şu soruyu sormak da kaçınılmazdı: - Türkiye açılımdan sonra öncesinden daha mı uzlaşıcı bir ortamdaydı, yoksa daha mı gergindi? Açılım Türkiye’yi gerginleştirdi, böldü, kaosa itti ve şimdiye kadar olacağı düşünülemeyen bir eşiğe getirdi. Bunun nedeni, açılımın doğru düşünülmemiş olması, yeterince diyaloğa açık yürütülmemesi, acemice uygulanması ve gerçek bir Kürt açılımı olmayıp, ABD patentli bir PKK açılımından ibaret kalmasıdır. Evet, açılım diyaloğa açık biçimde yürütülmemiştir. Hiçbir açıklama yapmadan salt “Ben açılım yapıyorum, sen de beni destekle!” demek diyalog değildir. Açılım acemice yönetilmiş, geniş toplumsal görüş alışverişi ortamı yaratılamamış ve olayın ucu açık bir süreç olduğu söylenirken, kimilerinde gerçekleşmesi olanaksız boş umutlar, kimilerinde de gereksiz endişeler yaratılmıştır. Temeldeki yanlış ise olayın sorunun bütün yönlerini kapsayan bir Kürt açılımı olamayıp, yalnızca PKK ile sınırlı kalması olmuştur. PKK tümüyle görmezden gelinerek Kürt sorunu irdelenemez, ama Kürt sorununun PKK’yi aşan, ondan ayrı, sosyal, psikolojik, siyasal, etnik, politik yönleri vardır; ekonomiden eğitime uzanan geniş skala içindeki bu sorunun bütünüyle ele alınması gerekir. Bu geniş kapsamlı girişime başlamadan önce ise herkes aşağıdaki soruya yanıt vererek işe başlamak zorundadır: - Kürt sorunu nedir? Bu soruya vereceğiniz yanıt, çözümlerinizi biçimlendirecektir. Bütün bu gerçeklerin ışığında olaya baktığımızda, şimdi ne yapılması gerektiğini görebiliriz. - İlk olarak yapılması gereken, ortamı daha da germemek, psikolojik ortamı, onarılması güç yanlışları doğuracak bir hale sokmamaktır. Çözümün özü, iki halkın bir arada yaşama iradelerinin hâlâ sürüp sürmediğinde yatar. Varlığına inandığım bu bir arada yaşama arzusunu zedeleyecek gelişmeler yaratmaktan kaçınmak, ilk yapılacak şeydir. - İkincisi, daha ilk açılımın başladığı anda da kabul ettiğimiz “Bu iş böyle devam etmez” gerçeğinden yola çıkarak, çözüm ve uzlaşma arayışlarının aranmasıdır. Bu arayış yapılırken en geniş toplumsal uzlaşı aranmalıdır. - Aynı zamanda açılım PKK’ye değil, çok yönlü Kürt sorununun tümünü ihata edecek biçimde ele alınmalı, açılım gerçek bir Kürt açılımı olmalıdır. - Bu açılıma herkes katılmalıdır. Şimdiye kadar Erdoğan’ın eksik, yanlış, acemi açılımına haklı olarak destek vermemiş olan CHP, daha önceki çalışmalarının da ışığında, gerçek Kürt açılımını başlatacak adımları atmalıdır. Kimse, açılım fikrinden korkmamalıdır. Birlikte yaşama iradesi var olduğu sürece çözüm mutlaka bulunacaktır. Ve unutmayalım ki, çağdaş ulus devletlerde bayrağı bayrak yapan al kan değil, mutabakattır. [email protected] CUMHURBAŞKANLIĞI’NDA DEĞİŞİM ‘Kırmızı’ Köşk armasından çıktı! ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül’ün isteğiyle Cumhurbaşkanlõğõ’nõn tarihte kurulan 16 büyük Türk imparatorluğunu ve Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden armasõn- daki kõrmõzõ renk kaldõrõldõ. Bunun yerine mat beyaz renk uygulanmaya başlandõ. Değiştirilen arma, Gül’ün Arnavutluk ve Kara- dağ’õ kapsayan iki günlük ziyareti sõrasõnda he- yet üyelerine dağõtõlan program kitapçõğõnda da yer aldõ. Kapakta kullanõlan armada, kõrmõzõ ze- min yerine mat beyaz renk kullanõldõ. Cumhurbaşkanlõğõ kaynaklarõ bundan böyle iki armanõn birlikte kullanõlacağõnõ belirterek, şunlarõ dile getirdi: “Bazı yerlerde kırmızı bazı yerlerde kırmızısız... Bunun hanımefendiyle alakası yok. Tamamen profesyonel bir ekibin kararı.” Arma kõrmõzõ zemin üzerinde 16 yõldõz ve 1 güneşten oluşuyor. Cumhurbaşkanlõğõ’nõn kurumsal kimlik çalõşmasõnõn başlatõlmasõnda Hayrünnisa Gül’ün etkili olduğu öğrenildi. Sosyoloji Derneği Başkanõ Prof. Dr. Gökçe, ‘Önlem alõnmazsa iç savaş kaçõnõlmaz’ dedi ‘Şiddet olaylarõ artabilir’DTP’nin kapatõlmasõnõn ardõndan yaşanan şiddet olaylarõnõn önlem alõnmazsa bir iç savaşa dönüşebileceği uyarõsõnda bulunan Prof. Dr. Birsen Gökçe, yurttaşlarõn evine, dükkânõna, malõna ve canõna yönelik nerede ve ne zaman gerçekleşeceği belli olmayan saldõrõlarõn toplumun genelinde ciddi bir bunalõma neden olduğunu, bu bunalõmõn da halkõ şiddete teşvik ettiğini söyledi. MAHMUT LICALI ANKARA - Türkiye’nin dört bir yanõnda artarak süren olay- lar “silah çekme” boyutuna ulaşõrken uzmanlar şiddet olay- larõnõn daha da artabileceği ko- nusunda uyarõda bulunuyor. Sosyoloji Derneği Başkanõ Prof. Dr. Birsen Gökçe, DTP’nin kapatõlmasõnõn ardõn- dan bu siyasi hareketi destek- leyen çevrelerde “amaçları- na ulaşamama”, “duraksa- ma” ve “gecikme” duygusu- nun oluştuğunu; bu duygularõn da bir tahamülsüzlüğe neden ol- duğunu kaydetti. Güneydo- ğu’da Kuzey Irak’tan gelen PKK’lileri karşõlama sõrasõnda herhangi bir olay yaşanmadõ- ğõna dikkat çeken Gökçe, “DTP’nin kapatılmasının ar- dından toplumu rahatsız et- meye başladıklarını görüyo- ruz. Bana göre bu bir taktik- tir. Toplumda ve dünya ka- muoyunda Türkiye’de geri- lim yaşandığı duygusunu hâ- kim kılma çabası içindeler” diye konuştu. Halkõn evine, dükkânõna, malõna ve canõna yönelik ne- rede ve ne zaman gerçekleşe- ceği belli olmayan saldõrõlarõn toplumun genelinde ciddi bir bunalõma neden olduğuna işa- ret eden Gökçe, “Toplumu bunalıma sevk etme niyetin- deler. Bunalım da halkı şid- dete teşvik ediyor. Böylece var olan gerginlik daha da artıyor... Şiddet olayları kor- karım ki artabilir” dedi. Güneydoğu’da yaşanan top- lumsal şiddet olaylarõnda ço- cuklarõn da kullanõldõğõna dik- kat çeken Gökçe, bütün bu sü- recin Türkiye’yi “karanlığa” götürdüğünü ifade etti. Türki- ye’de sükûneti sağlayacak ön- lemleri almanõn hükümetin gör- evi olduğunu belirten Gökçe, Tokat Reşadiye’deki terör sal- dõrõsõnõn ardõndan 7 askerin şe- hit olmasõ ve İstanbul’un gö- beğinde yanarak öldürülen genç kõzõn da halk arasõnda hassasi- yetleri arttõrdõğõnõ söyledi. Ön- lem alõnmaz ve toplumsal ger- ginlik şiddet olaylarõyla tõr- manmaya devam ederse, şid- detin çatõşma boyutundan çõ- karak bir “iç savaşa” dönüşe- bileceği uyarõsõnda bulunan Gökçe, “Eğer önlem alın- mazsa iç savaş kaçınılmazdır. Önlem alınması lazım” dedi. ‘Sağduyu çağrısı yapılmalı’ Bahçeşehir Üniversitesi Sos- yoloji Bölüm Başkanõ Prof. Dr. Nilüfer Narlı da, DTP’nin kapatõlmasõnõn ardõndan şiddeti bir iletişim aracõ olarak kul- lanmayõ seçen gruplarõn “ge- rilim siyasetinden yana” ter- cihte bulunduklarõnõ belirtti. Demokratik olmayan şiddet ve tepkiler ile gerilim siyase- tinin toplumda kutuplaşmayõ arttõracağõna dikkat çeken Nar- lõ, “Böyle bir ortamda lider- lerin sağduyu çağrısı yap- ması gerek. Herkesin seçtik- leri sözcüklere dikkat etme- si gerekir” dedi. Danõştay’a yeni bina için düğmeye basõldõ Danıştay’ın Eskişehir yolunda yapılacak yeni hizmet binası- nın temeli dün düzenlenen tö- renle atıldı. Törene, Cumhur- başkanı Abdullah Gül, Ge- nelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Yargıtay Baş- kanı Hasan Gerçeker, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardım- cısı Bülent Arınç da katıldı. Danıştay Başkanı Mustafa Birden’in konuşmasının ar- dından Cumhurbaşkanı Gül, Genelkurmay Başkanı Baş- buğ, Yargıtay Başkanı Ger- çeker ve bakanlar, butona ba- sarak yeni hizmet binasının te- melini attı. (Fotoğraf: AA) ‘Parlamentodan çekilmek yanlış’ DP lideri Hüsamettin Cindoruk, hiçbir ülkede sorunlarõn sokaklarda çözülemediğini, çözüm yerinin daima parlamento olduğunu belirtti ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet) - Demokrat Parti (DP) tarafõndan kadõnla- rõn karar alma mekanizmala- rõndaki temsil oranõnõ arttõrmak amacõyla düzenlenen “DE- PAR-81 İl Kırmızı Bant Kampanyası”, Genel Başkan Hüsamettin Cindoruk’un da katõldõğõ etkinlikle başlatõldõ. Cindoruk, Türkiye’nin son dönemde büyük bir tehlike ile karşõ karşõya olduğunu söy- leyerek, önceki gün Diyarba- kõr’da içinde belediye meclis- lerinin de yer aldõğõ toplantõ- da Türkiye Cumhuriyeti’ni tehdit eden bir bildirinin ya- yõmlandõğõnõ anõmsatarak bu- na tepki gösterdi. Cindoruk, “Kadınlarımızdan, annelerden, ablalar- dan bir şey rica edi- yorum, çocuklarımızı sokaklardan toplaya- lım. Bu bildiriler, bu yayınlar, bu nefret duyguları, bu hatta kin ve hırs, intikam diyebi- leceğimiz duygular çocukla- rımızı sokağa dökmeye se- bep olmamalıdır... Bu gidiş iyi bir gidiş değil” dedi. Hiçbir ülkede, hiçbir soru- nun sokaklarda çözülemediği- ni, çözüm yerinin daima par- lamento olduğunu ifa- de eden Cindoruk, şun- larõ kaydetti: “İki baş- kenti olamaz bir ül- kenin. Bir başkenti- miz Ankara, bir baş- kentimiz Diyarbakır... Bunu çok sakıncalı buluyorum. Biz Diyarbakır, Ankara kavgası niye başla- talım. Ve niye bu kavganın tarafı olalım? Biz 81 ilimizin de aynı değerde olduğuna inanıyoruz.” Cindoruk, ka- patõlan partinin geride kalan milletvekillerinin parlamento- dan çekilmesini “yanlış bulu- duğunu” söyledi. Öte yandan DP’nin “kır- mızı bant” kampanyasõ İstan- bul’da başlatõldõ. TBMM’de sadece 50 kadõn milletvekili bulunduğunu belirten DP İs- tanbul İl Kadõn Kollarõ Başkanõ Deniz Güney, “DP olarak tüm kadınları ve tüm va- tandaşları siyasete katkı yap- maya çağırıyoruz” dedi. BAŞBAKAN TAYYİP ERDOĞAN ‘Medya abartıyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan, DTP’nin kapatõlmasõnõn ardõn- dan İstanbul’da yaşanan olaylarõ “lokal olaylar” olarak nitelendirirken, medyanõn bunlarõ abartarak yayõmlamasõnõn çok ciddi bir yanlõş olduğunu söyledi. MHP lideri Devlet Bahçeli’yi de eleşti- ren Erdoğan, “Meydanlarda siyasi liderler bu süreci germek için elinden geleni yaptığı sürece bazı sıkıntılar olur ama bu sıkıntıları da yine biz milletle aşacağız, o liderlerle değil” dedi. Başbakan Erdoğan, dün TBMM Genel Kuru- lu’nda bütçe görüşmeleri öncesinde gazetecile- rin sorularõnõ yanõtladõ. Bugün İtalya’ya gitmesi öngörülen Erdoğan, İtalya Başbakanõ Silvio Berlusconi’nin yumruklu saldõrõya uğramasõnõn ardõndan İtalya’ya gi- dip gitmeyeceğinin so- rulmasõ üzerine, “İtalya’yı şimdilik erteledik” dedi. İstanbul’daki olaylar konusunda ise Erdo- ğan, lokal olaylarõn abartõlarak yayõmlan- masõnõn çok ciddi bir yanlõş olduğunu, med- yaya bu noktada yine çok önemli görev düş- tüğünü söyledi. Özel- likle görsel medyanõn bunlarõ çevirip çevirip yayõmlamasõnõn doğru olmadõğõnõ kaydeden Erdoğan, “Bu ülkede bazı illerimizde, semtlerde maalesef bazı tahrikler sebe- biyle olan bu olayların, bu kadar abartılı bir şekilde verilmesi doğru değil. Bazı yerlerde bazı sıkıntılar var ve bu sıkıntılar genele yö- nelik değil” dedi. Erdoğan, hafta sonu Anka- ra’da miting yapan Bahçeli’yi de eleştirerek “Dayanışma içerisinde, milletimizle beraber- lik içerisinde olduktan sonra bunları aşarız. Ama tabii meydanlarda siyasi liderler bu sü- reci germek için elinden geleni yaptığı sürece de bazı sıkıntılar olur, bu sıkıntıları da yine biz milletle aşacağız, o liderlerle değil” diye konuştu. Erdoğan, “Demokratik açılım çerçe- vesinde yasaları çıkarmaya devam edecek mi- siniz” sorusu üzerine, “Aynen” yanõtõnõ verdi. DTP’nin ka- patılmasının ardından İstan- bul’da yaşa- nanları “lokal olaylar”olarak niteleyen Baş- bakan Erdo- ğan, basının abartarak yayın yaptığını söyle- di. Erdoğan, MHP lideri Bahçeli’yi de süreci germekle suçladı.