17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 15 ARALIK 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 Sevgili okurlarım, Türkiye’yi pençesine alan, hepimizi bunaltan, gelecek için kötümser olmamıza yol açan içinde yaşadığımız kargaşa ortamı aslında çok basit bir çelişkiden kaynaklanıyor. Bu çelişkiyi anlayabilirsek… Bu çelişkiyi çözecek yöntemleri saptayabilirsek… Bu kargaşadan, bu bunalımdan en az zararla, istikrarlı, müreffeh ve mutlu bir topluma doğru umut dolu olarak çıkabiliriz. İnsanlık tarihi aslında bir “kaynak savaşları” tarihidir. Gerek toplumlar ve devletler, gerekse sınıflar, gruplar ve bireyler, bütün yaşamlarını “üretim kaynakları üzerindeki bir savaşa” adamışlardır. Bireysel düzeyde bu savaşın adı “geçim derdi”dir. Aynı kavga gruplar ve sınıflar açısından, yani ortak bir noktaları olan ve bu noktanın bilincine varmış olan insan toplulukları için de geçerlidir. Bireylerin, grupların ve sınıfların kavgaları önce içinde yaşadıkları toplumun kaynaklarıyla sınırlıdır. Bu kavganın bir ülkenin sınırlarını aşması, bireyler açısından çok zor, gruplar açısından biraz daha kolay, sınıflar açısından ise en kolaydır. Ülkeler açısından “Kaynak edinme savaşı” yani “yaşam kavgası” ise, devletler arasındaki silahlı ya da silahsız savaşlar olarak meydana gelir. Üzerinde büyük bir savaş kopan “üretim kaynakları”, önce toprağa dayalı, sonra, fabrika üretimine dayalı, şimdi de enerjiye ve bilgiye dayalı bir biçimde gelişmiştir. “Üretim kaynaklarını” denetlemeye dayalı olan savaşlar her dönemde değişik ideolojilerle yapılmıştır. Tarım döneminde, toprak kazanmaya ve korumaya yönelik “kaynak savaşları” ideoloji olarak din adına… Sanayi döneminde hammadde ve pazar üzerindeki “kaynak savaşları” ideoloji olarak milliyet adına… Bugünkü bilişim döneminde, enerji ve bilgi edinmeye dayalı “kaynak savaşları” ideoloji olarak demokrasi adına yapılmış ve yapılmaktadır. Tabii bütün bu ideolojiler, büyük kitleleri seferber etmeye yönelik inançlardır… Akıllara olduğu kadar, belki de ondan daha fazla duygulara hitap etmektedir.. Çünkü sonuçta insanları, “kaynak denetimi” için savaşa, ölmeye ve öldürmeye yöneltmek zorundadır. Tarım dönemindeki “kaynak savaşlarının” ideolojisi olan din de, sanayi dönemindeki “kaynak savaşlarının” ideolojisi olan milliyet de birer “kimliktir”. Daha açık bir deyişle, her iki ideoloji de birer “kimlik ideolojisidir”: Dolayısıyla bu ideolojiler, insanların “ne yaptığıyla” değil, “kim olduğuyla” ilgilidir. İşte çelişki tam bu noktada ortaya çıkıyor: Günümüzdeki egemen ideoloji olan “demokraside” insanların “kim olduğu” değil, “ne yaptığı” önemlidir. Demokratik devlet, vatandaşlarına karşı, din, ve milliyet açısından “kör olan” bir devlettir. Çelişki bu noktada belirginleşmektedir: İster “kaynak savaşı” yapın, ister birey, grup, sınıf ve toplum düzeyinde “yaşam savaşı” verin, bu savaşı günümüzde demokrasi yerine, “kimlik ideolojileri” olan din ve milliyet üzerinden yaparsanız, hem zamanın ruhuna ters düşersiniz… Hem de demokrasiyi güçlendirmek yerine onu zayıflatır, böler, parçalar, hatta işlemez hale getirirsiniz. Türkiye’deki “yaşam kavgasını”, bölüşüm savaşını ve siyaseti kimlikler üzerinden yapmak en büyük yanlıştır. Çünkü günümüzde insanlar artık “kim olduklarına” göre değil, “ne yaptıklarına” göre değerlendiriliyor. “Kimlik ideolojisine” dayalı demokrasi olmaz. Türkiye bu çelişkiyi çözmedikçe huzura kavuşamaz, geleceğe umutla bakamaz! [email protected] www.kongar.org AYDINLANMA EMRE KONGAR Türkiye’nin Sorunu: Dünyadaki Siyaset ve İdeoloji ÇelişkisiBu da GDO rüşvetiİstanbul Haber Servisi - Kamuo- yunda tartõşõlan Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) konusuna rüşvet iddialarõ da eklendi. Sağlõk ve Gõda Gü- venliği Hareketi üyeleri, “GDO’lu to- hum üreticilerince, Tarım Bakanlı- ğı’na bağlı çeşitli kuruluşlara ‘rüşvet’ verildiği iddiası”na ilişkin Tarõm ve Köyişleri Bakanlõğõ bürokratlarõ hak- kõnda suç duyurusunda bulundu. Sağlõk ve Gõda Güvenliği Hareketi, Sultanahmet’teki İstanbul Adliyesi önün- de dün sabah saatlerinde bir araya gel- di. Üyeler adõna Sağlõk ve Gõda Gü- venliği Hareketi Genel Başkanõ Kemal Özer, rüşvet verdikleri iddia edilen Amerikan Delta & Pien Şirketi ve bu şir- ketin Türkiye’deki ayağõ Türk Deltapi- ne Şirketi ile rüşvet aldõklarõ ifade edi- len Tarõm Bakanlõğõ bürokratlarõ hak- kõnda İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’na suç duyurusunda bulundu. Başkan Özer şunlarõ söyledi: “ABD Menkul Kıymetler Komisyonu’nun resmi inceleme belgesinde, Türki- ye’de GDO’lu ürün ekildiği ve dene- timlerinde kolaylık sağlanması için 2001-2006 yılları arasında rüşvet ve- rildiği iddiası, hem bakanın meydan okumasını anlamsızlaştırıyor hem de Bakanlığı, TCK’nin ‘irtikap’, ‘denetim görevinin ihmali’ ve ‘rüşvet’ madde- lerini düzenleyen 250, 251, 252. mad- delere muhalefet edildiği iddiası gibi çok ciddi bir ithamla karşı karşıya bı- rakmaktadır.” ABD’li şirket ile rüşvet aldõğõ iddia edilen bürokratlarõn cezalandõrõlmasõ isteniyor YUVARLAKÇAY’A HES İSTEMİYORUZ Muğla’nõn Köyceğiz ilçesine bağlõ Beyobasõ beldesi sakinleri, Yuvarlakçay üzerinde hidroelektrik santralõ yapõlmasõnõ engellemek amacõyla yürüyüş düzenledi. Yürüyüşe Muğla, Fethiye, Köyceğiz, Dalyan, Ortaca ve Marmaris’ten gelen çok sayõda çevreci de destek verdi. Yürüyüşte “Yetkililerin bir kez daha düşünmelerini istiyoruz. Uyarõmõz dikkate alõnmazsa eylemlerimiz devam edecektir” denildi. Atamalar bugün ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Milli Eğitim Bakanlõğõ’nõn 10 bin kadroya yapaca- ğõ öğretmen atamasõ için başvuru süresi dün mesai saati biti- minde sona erdi. Atama işlemleri bu- gün bilgisayar kura- sõyla yapõlacak. 10 bin kadronun, 8 bin 980’i ilk atama, 700’ü açõktan/ku- rumlararasõ yeniden atama, 300’ü açõk- tan/kurumlararasõ ilk atama, 20’si ise beden eğitimi alanõ- na milli sporcu ola- rak sõnavsõz atana- caklar için ayrõldõ. Sıcaklıklar azalıyor Yurt Haberleri Servisi - Meteoroloji özellikle kuzey ve doğuda görülecek kuvvetli yağõş, don ve buzlanmaya karşõ uyardõ. Hava sõcaklõ- ğõ iç ve doğu kesim- lerinde 3 ila 5 derece olacak, diğer yerler- de önemli bir deği- şiklik olmayacak. Doğu Anadolu Böl- gesi’nin kuzey ke- simlerinde, özellikle geceleri sõcaklõklarõn eksi 15 ve daha da altõna düşmesi bekle- niyor. Ege Bölgesi ise yarõndan itibaren yağõşlõ havanõn etki- sine girecek. DOMUZ GRİBİNDE SAYI 415’E YÜKSELDİ Bir haftada 119 ölüm ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye genelin- de domuz gribi nedeniyle ölenlerin sayõsõ 4 gün içinde 62 kişi artarak 415’e yükseldi. Son 7 gün içerisinde ise ya- şanan can kaybõ 119’u buldu. Sağlõk Bakanlõğõ’ndan yapõlan açõklamada, pandeminin başlangõcõndan itibaren ölenlerden 27’sinin gebe veya lo- husa olduğu belirtildi. Açõklamada, “Aşı, aile hekimlikleri, sağlık ocakları ve hastanelerimizde ücretsiz olarak uy- gulanmaktadır. Vatandaşlarımızın herhangi bir te- reddüt göstermeden aşılarını yaptırmaları, riskli gruplar ve okul çağı çocuklarımızın aşılanmalarına hassasiyet göstermeleri gerekmektedir” denildi. İLK DURUŞMADA HÂKİM KARŞISINDA Keçiye DNA testi SEYFETTİN METE ÇORUM - Çorum’da bir hõrsõzlõk olayõnõ aydõnlatmak için bir keçiye DNA testi yapõldõ. Keçinin ilk duruşma- da hâkim karşõsõna çõkacağõ belirtildi. Sungurlu’da Seçkin Kalınsaz’ın keçisi kayboldu. Po- lisler, M.B. (15) ve Y.A’nõn (14) tek gözü olmayan bir keçiyi satmaya çalõştõklarõnõ tespit etti. Keçinin M. Arif Türkmen’den alõndõğõ ortaya çõktõ. Türkmen’in otomo- bilindeki aramada rastlanan keçi tüyüne yapõlan testte bu keçinin pazardaki keçi olduğu anlaşõldõ. Keçi ilk duruş- maya katõlmak üzere Kalõnsaz’a teslim edildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle