Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
9 KASIM 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
musakart yahoo.com
Darfur’da 300 bin kişinin ölümünden sorumlu tutulan Sudan Cumhurbaşkanı
Ömer el Beşir’in İstanbul’a davet edilmesi tartışma yarattı.
Faşizmi en iyi kim bilir?
AKP’nin Kürt açılımı için verdiği
genel görüşme önergesinin
öngörüşmesinin 10 Kasım’da
yapılmasına ilişkin önerisi sert
tartışmalara yol açtı. Bu önerinin
görüşülmesi sırasında MHP’li Ali
Uzunırmak ile AKP Grup
Başkanvekili Suat Kılıç arasında
yaşanan “Faşizm” tartışması
TBMM tutanaklarına şöyle
yansıdı:
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Sayın
Vekil kürsüye çıkarken “faşizmi en
iyi sen bilirsin” diyerek bizi itham
etti. (Gürültüler)
SUAT KILIÇ (Samsun) – Sayın
Başkanım, kürsüye yürürken
Sayın Milletvekilimiz
“Konuşmanıza başlamadan önce
faşizmin bir tarifini yapar mısınız?”
önerisinde bulundu. Ben de
kendisine “Faşizmin tanımını sizin
kadar bilemem” diyerek, bu
konudaki bilgisini teyit etmiş
oldum.
BAŞKAN: Ali Bey Siz, ilk defa
faşizm ifadesini kendisine karşı
kullanan arkadaş sizsiniz.
“Faşizmi güzel bir anlat da ben de
can kulağıyla dinleyeyim.” Evet
tutanaklar böyle.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Hayır,
benim kendilerine “faşist” diye
falan ithamım yok. Dedim ki:
Faşizmi önce tarif et çünkü
faşizmi… (...) Faşizmi tarif edelim
kürsüden ve yüce Meclisimiz de
aydınlansın.
BAŞKAN – Ben söz vermekten
çekinmem de.. Şimdi birisi “Siz
sosyalizmi iyi bilirsiniz” dese, o
arkadaş da çıkıp “Ben sosyalizmi
çıkayım bir anlatayım.” Öbürü
başka bir şey diyebilir. (...) Burada
kimin uzman olduğunu, kimin
uzmanlığının ne olacağını
bilemem ben şimdi.
ALİ UZUNIRMAK – Sayın
Başkanım, ben uzmanım bu
konuda... Faşizmi siyaset
biliminde tarif ederken, tekellerin,
kartellerin, uluslararası
sermayenin, holdinglerin, kısacası
oligarşik diktanın en baskıcı rejimi
olarak tarif ediliyor. (...) Bir gün
hoca hutbe veriyormuş. Hoca
hutbede diyormuş ki: “Allah ne
yerdedir ne gökte, ne sağdadır ne
solda, ne arkadadır ne önde..”
Cemaatten birisi çıkmış, fırlamış,
“Yahu Hoca, sen tümden ‘Allah
yoktur’ diyeceksin herhalde ama
cesaret edemiyorsun” demiş.
Sayın Başbakan milliyetçiliğe
karşı ama, ekliyor önüne siyasi
literatürde olmayan, dinsel
milliyetçilik, etnik milliyetçilik…
Böyle bir milliyetçilik tanımı yok,
böyle bir milliyetçilik anlayışı da
yok ama milliyetçiliğe karşı.
Dolayısıyla aynı hutbe veren hoca
gibi eğer cesaretliyse çıksın
açıkça bunu söylesin Sayın
Başbakan. Bizim milliyetçiliğimizi
hiç kimse faşizme falan
yaklaştıramaz...
Günlerdir domuz gribi aşısı
tartışılıyor. Bu süreçte, ülkedeki
kamplaşmalara bir de “domuz gribi
aşısı olmaktan yana olanlar ve karşı
olanlar” kamplaşması eklendi. CHP
Sözcüsü Mustafa Özyürek,
Başbakan Erdoğan’ın “Ben aşı
olmam” açıklamasından sonra “O
zaman ben olacağım” derken, genel
kurulda da bu konuda atışmalar
eksik olmadı. CHP Yalova
Milletvekili Muharrem İnce, söz
istedi. Ancak o sırada, CHP grubu
yoklama isteyince, İnce,
konuşmaktan vazgeçti. Birleşimi
yöneten TBMM Başkanvekili
Nevzat Pakdil’in “Söz mü
istiyorsunuz” diye sorduğu İnce,
Başbakan Tayyip Erdoğan’dan sıkı
bir “aşı fırçası” yiyen Sağlık Bakanı
Recep Akdağ’ı işaret ederek “Ben
bir şey demeyecektim, Sağlık
Bakanı’na geçmiş olsun diyecek, acil
şifalar dileyecektim” dedi. AKP Grup
Başkanvekili Suat Kılıç, bu “iğneli”
sözlere imalı yanıt verdi: “Sayın İnce,
siz en büyük risk grubundasınız, siz
de domuz gribi aşısı olmalısınız.”
İnce de, altta kalmadı: “Evet ben
domuz gribi aşısı olabilirim. Ama
senin kakma ve yarma aşı olman
gerekir!”
İnce’nin saydığı bu aşılar, ağaçların
aşılanmasında kullanılıyor. Bu
atışma; Adnan Menderes’in
“Kütüğü aday göstersek Meclis’e
seçtiririz” sözlerini ve Çetin
Altan’ın“marangoz hatası”
benzetmesini anımsattı ve siyasette
“odun”lu sataşmaların “aşı”lı
versiyonu olarak siyaset literatürüne
geçti...
DAL da yoktu!
Kendisini “Ankara Emniyet
Müdürlüğü Araştırma Geliştirme
Birimi” mensubu olarak tanıtan
kişilerin geçen hafta Uğur
Mumcu Araştırmacı Gazetecilik
Vakfı’na yaptıkları
baskın bir dizi soru
işaretini beraberinde
getirdi. TBMM
Başkanvekili Güldal
Mumcu, “bu olayın
ardından gece yarısına
doğru Ankara Emniyet
Müdürü olduğunu
söyleyen bir zatın
kendisini aradığını ve bu
isimde kişilerin kendi
birimlerinde
bulunmadığını, kimliklerinin
sahte olabileceğini, Araştırma
Geliştirme biriminin böyle bir
işlevi olmadığını söylediğini”
anlattı. Bu sözler, Mumcu’ya
1970’leri çağrıştırmış:
“Araştırma geliştirme biriminde
böyle bir yapılanma yoktur,
şeklindeki açıklama beni 1970’li
yıllara götürdü. Anımsarsınız o
zaman da Derin
Araştırma Laboratuvarı
adı altında kısa adı DAL
olan bir birim mevcuttu.
Bu birime mensup
emniyet görevlileri,
işkenceleri,
sorgulamalarıyla
ünlüydüler. Ve açıkça
‘Biz DAL grubundan
geliyoruz’ dedikleri
halde, üst yetkililer, bu
birim görevlilerinin bu tür
eylemlerde bulunduklarını sürekli
inkâr etmişlerdi. Ama DAL
grubunun bu tür eylemlerde
bulunduğu yıllar sonra
doğrulanmıştı.”
Katsayı kalktı, YÖK
reformu unutuldu
3 Kasım seçimlerinin ardından
iktidara gelen AKP’nin
hükümetinin ilk yıllarında en çok
yakındığı kurumların başında YÖK
geliyordu. Ne zaman ki Abdullah
Gül, cumhurbaşkanı seçildi;
AKP’nin YÖK’e, rektör
seçimlerine, bu konuda
cumhurbaşkanının yetkilerine
bakışı da değişiverdi. AKP’nin
yasayla kaldıramadığı katsayı
uygulaması, Cumhurbaşkanı
Gül’ün atadığı üyelerin kurulda
çoğunluk oluşturmasının ardından
kaldırılıverdi. Bunun üzerine,
AKP’den YÖK’e yönelik eleştiriler
de kesiliverdi. DTP’li Ayla Akat
Ata, YÖK’ün kuruluş yıldönümü
nedeniyle gündem dışı söz alırken
bu konunun altını çizdi:
“YÖK; 6 Kasım 1981’de kuruldu.
Öğrenciler oturma eylemindeler.
Bundan sonra da her sene, eğer
YÖK kaldırılmazsa, başta
metropol kentler olmak üzere
diğer kentlerimizde, üniversitelerin
bulunduğu kentlerde 6 Kasım
dolayısıyla protesto eylemleri
yapılacak. Çünkü YÖK’ün
antidemokratik yapısı dolayısıyla
öğrenciler mağdur edilmekte,
bilim insanları mağdur edilmekte,
demokratik bir üniversiteden yana
olanlar mağdur edilmekte. Bu
protestolar umarım bizden sonraki
nesillere kalmaz. Biz, YÖK’ün
yetkilerini sınırlandırmak yerine
YÖK’ü kaldırmak gibi kesin bir
çözüm buluruz. Kaldı ki bugün
YÖK Başkanımız, her fırsatta,
YÖK’ün yetkilerinin çok fazla
olduğunu söylemekle birlikte,
YÖK’ün yetkilerini sonuna kadar
kullanmakta, hatta küçük bir şansı
bile, küçük bir fırsatı bile
kaçırmamakta...”
Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan
parlamentokulisi@gmail.com
‘Odun’lu ‘aşı’lı atışma
AdaletBakanlõğõ’nõnyargõçvesavcõlarõndavayadahiledilmesiniisteyenbelgesitepkiçekti
‘Yargõsiyasallaştõrõldõ’ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhuriyet’in or-
taya çõkardõğõ Adalet Bakan-
lõğõ’nõn Ergenekon savcõlarõ-
na “birinci sınıf yargıç ve
savcıları davaya dahil edin”
belgesi tepki yarattõ. Yargõtay
Onursal Cumhuriyet Başsav-
cõsõ Sabih Kanadoğlu, söz
konusu belgenin anayasaya
aykõrõ olduğunu vurgularken
Yargõçlar ve Savcõlar Birliği
(YARSAV) Başkanõ Ömer
Faruk Eminağaoğlu, söz ko-
nusu belgenin “yargıya bas-
kının en açık belgesi” oldu-
ğunu söyledi. CHP Milletve-
kili Şahin Mengü belgenin
yargõnõn siyasallaştõğõnõ gös-
terdiğini belirterek
Yargõtay Onursal Cumhuri-
yet Başsavcõsõ Sabih Kana-
doğlu, Adalet Bakanlõğõ’nõn
emir ve talimat niteliğindeki
yazõsõnõn doğrudan yargõ ba-
ğõmsõzlõğõnõ ortadan kaldõr-
mak hâkim ve savcõlarõ baskõ
altõna almak ve sindirmek için
yapõldõğõnõ belirtti. Kanadoğ-
lu, bu belgenin kovuşturma
merciini de değiştirme sonu-
cunu ortaya çõkaracağõnõ, bu
niteliğiyle anayasanõn “mah-
kemelerin bağımsızlığı” baş-
lõklõ 138. maddesine aykõrõ
olduğunu vurguladõ.
‘Talimat skandal’
YARSAV Başkanõ Ömer
Faruk Eminağaoğlu da, Ada-
let Bakanlõğõ’nõn Ergenekon
savcõlarõna “birinci sınıf yar-
gıç ve savcıları davaya dahil
edin” talimatõ vermesini bir
“skandal” olarak nitelendir-
di. Söz konusu belgeyle so-
ruşturmanõn savcõlõğa, yargõ-
nõn da yargõya bõrakõlmadõğõ-
nõn ortaya çõktõğõnõ kaydeden
Eminağaoğlu, “Adalet Ba-
kanlığı, belgeyle ortaya çık-
tığı üzere doğrudan savcılar
üzerine baskı kurmaya ve
anayasaya aykırı emir ve-
rerek yargıyı baskı altına
almaya çalışıyor. Siyasi ira-
de, kendi beklentileriyle ör-
tüşmeyen yargıç ve savcıla-
rı etkisiz kılmak anlamında
belli bir soruşturmanın içi-
ne sokmaya çalışıyor. Bu
bir skandal belgedir. Yargı-
ya baskının en açık belgesi-
dir. Yargıda görev yapan
tüm yargıç ve savcılar üze-
rinde bu yetkinin kullanıla-
bileceğini göstermektedir”
dedi.
Eski İstanbul Barosu Baş-
kanõ ve Avukat Turgut Ka-
zan, Adalet Bakanlõğõ’nõn Er-
genekon Savcõlõğõ’na gönder-
diği yazõda izlenilen yolun
yasadõşõ olduğunu belirtti. Ka-
zan, “Böyle bir yolu işlete-
mezler. Birinci sınıf yargıç
ve savcılar için özel bir yar-
gılama sistemi vardır. Ne
kadar başına buyruk ve key-
fi hareket ederlerse etsinler
bu değiştirilemez” diye ko-
nuştu. Kazan, Adalet Bakan-
lõğõ’nõn yazõsõyla AKP iktida-
rõnõn ne kadar antidemokratik
ve hukuka aykõrõ bir yaklaşõm
içerisinde olduğunu belirtti.
Ergenekon savcõlarõnõn asla
birinci sõnõf yargõç ve savcõlarõ
soruşturamayacağõnõ belirten
Kazan, Adalet Bakanlõğõ ve
AKP iktidarõnõn hukuka aykõrõ
yaklaşõmlarõn peşinde oldu-
ğunun anlaşõldõğõnõ belirtti.
Adalet Bakanlõğõ’nõn izlediği
yolun yasadõşõ olduğu vurgu-
layan Kazan, “Parlamento
bakandan hesap sorabilir.
Bakanlık kural dışı hare-
ket etmiştir” dedi.
CHP Manisa Milletvekili
Şahin Mengü ise söz konusu
belgenin yargõnõn siyasallaş-
tõğõnõ gösterdiğini belirterek
“Bu durum, siyasal iktidarın
o veya bu şekilde yargıyı
baskı altına alarak dikta-
törlük kurmasının ayak ses-
leridir. Hatta bu işi o kadar
ileri götürmüştür ki Erge-
nekon savcıları ‘Bu işi yapa-
mayõz’ demesine karşın ‘sen
yap’ diye ısrar ediliyor” de-
di. İktidarõn “cahil faşist” ol-
duğunu kaydeden Mengü,
“Yetki var, her şeyi yaparım
mantığındalar. Şu talimatı
verme cesaretini gösteren
bir zihniyetle nasıl bir ana-
yasa değişikliği yaparsanız,
Gürdal
Mumcu
kafa yapısı bu. ‘Çok
çirkin, iğrenç’ başka bir
tabir kullanamıyorum.
Bu iktidardan hesap
sormak daha sonra ge-
lecek iktidar partisi-
nin görevidir. Bunlar
demokratik ortamda
Yüce Divan’a gidecek-
ler. Bu bir anayasal
suçtur aynı zamanda”
görüşünü dile getirdi.
CHP Konya Milletve-
kili Atilla Kart da, bu
belgenin hükümetin cü-
retkâr bir şekilde her tür-
lü hukuk dõşõ yol ve yön-
teme başvurmaktan ka-
çõnmayacak anlayõşõnõ
gösteren vahim bir tablo
olduğunu belirterek
“Adalet Bakanlığı, ada-
let müfettişliği kuru-
munu kullanmıştır.
Hukuk ve yasadışı te-
lefon dinlenmesi yo-
lunda fiilen talimat ver-
miştir, o kurumu kul-
lanmıştır. Hazırlık so-
ruşturmasına, yargıya,
Ergenekon soruştur-
masına doğrudan mü-
dahale etmiştir. Bütün
bu süreçte Silivri so-
ruşturması ve yargıla-
masından mutlaka
mahkûmiyet çıkması
gerektiği mesajını ver-
miştir. Tipik faşizan
sürecin, bu soruştur-
ma sebebiyle uygula-
maya sokulduğunu gö-
rüyoruz. Hükümet
aleyhine sonuç yara-
tan soruşturma ve ka-
rarlara tamamen hu-
kuk çerçevesinde imza
atan yargıç ve savcıla-
rı da bu işin içine kat-
mak, ithal etmek iste-
miştir” dedi.
Yalanlarken
doğruladı
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Adalet
Bakanlõğõ, birinci sõnõfa
ayrõlmõş olan hâkim ve
savcõlarõn Yargõtay’da
yargõlanmasõna gerekti-
ği yönündeki yasa hü-
kümlerini yok sayarak
bu kişilerin Ergenekon
savcõlarõnca soruşturul-
masõ gerektiği yönünde
“görüş” bildirdiğini ka-
bul etti.
Adalet Bakanlõğõ, ba-
kanlõğõn Ergenekon sav-
cõlarõna “Birinci sınıf
yargıç ve savcıları da-
vaya dahil edin” tali-
matõnõ içeren yazõyla il-
gili yaptõğõ açõklamada,
Bakanlõğõn siyasi baskõ
oluşturmak amacõyla
yargõç ve savcõlarõ so-
ruşturmaya dahil edil-
meleri yönünde talimat
verdiği iddiasõnõn kesin-
likle gerçeği yansõtma-
dõğõ ileri sürüldü.
Evrakõn mahalline
gönderildiği belirtilen
açõklamada, “Bu işlem,
CMK’nin ‘Görev ve
Yargõ Çevresinin Belir-
lenmesi’ başlıklı 250.
maddesinin 3. fıkra-
sında açık bir şekilde
düzenlenen şu hüküm
uyarınca yapılmıştır:
‘Birinci fõkrada belirtilen
suçlarõ işleyenler sõfat
ve memuriyetleri ne
olursa olsun bu kanunla
görevlendirilmiş ağõr ce-
za mahkemelerinde yar-
gõlanõr. Anayasa Mah-
kemesi ve Yargõtay’õn
yargõlayacağõ kişilere
ilişkin hükümler ile sa-
vaş ve sõkõyönetim hali
dahil askeri mahkeme-
lerin görevlerine ilişkin
hükümler saklõdõr’. Ka-
nunun doğru uygulan-
ması yönünde yapılan
bu işlemin dışında
Adalet Bakanlığı’nın
yargı üzerinde siyasi
baskı oluşturmak ama-
cıyla yargıç ve savcıla-
rı soruşturmaya dahil
edin şeklinde talimat
verdiği iddiası kesin-
likle gerçeği yansıtma-
maktadır” denildi.
Bakanlõk açõklama-
sõnda, talimat verilme-
diği, İstanbul Cumhuri-
yet Başsavcõlõğõ’nõn ya-
zõsõna görüş bildirildiği
ileri sürüldü.
ADALETBAKANLIĞI
Bakanlõk hâkim
ve savcõlarõn
Ergenekon
savcõlarõnca
soruşturulmasõ
gerektiği yönünde
“görüş” bildirdiğini
kabul etti.
Sabih Kanadoğlu Turgut Kazan Şahin Mengü Atilla Kart
ABD’nin Ankara Büyükelçisi Jeffrey’den hükümetin Kürt açõlõmõ değerlendirmesi
‘Zaman zaman destek veriyoruz’
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ABD’nin Ankara
Büyükelçisi James Jeffrey,
hükümetin Kürt açõlõmõ ile ilgili
“Biz sadece zaman zaman
destek veriyoruz” diyerek bir
ABD planõnõn söz konusu ol-
madõğõnõ ileri sürdü.
Bir TV programõna katõlarak
sorularõ Türkçe yanõtlayan Jeff-
rey, ABD Başkanõ Barack
Obama’nõn Ankara ziyareti sõ-
rasõnda model ortaklõktan söz
ettiğinin anõmsatõlmasõ üzerine
Türkiye ile ABD’nin ortak de-
ğerler ve sorumluluklar pay-
laştõğõnõ dile getirdi; model or-
taklõk çerçevesinde iki ülke
arasõnda sõk sõk görüş alõşveri-
şi yapõldõğõnõ ve Pakistan-Af-
ganistan, NATO, BM Güvenlik
Konseyi ve Ortadoğu gibi çeşitli
alanlarda ortak siyasetler oluş-
turulduğunu kaydetti.
ABD’nin Ankara Büyükelçisi
Jeffrey, terörle mücadele ve
Kürt açõlõmõ konularõnda şu
görüşleri ileri sürdü:
“Bizim Vietnam, Afganis-
tan ve Irak’taki tecrübeleri-
miz asgari başarının gerekli
ama yeterli olmadığını gös-
terdi. Aynı zamanda siyasi,
iktisadi, kültürel ve diplo-
matik tedbirler alınmalı. Biz
durumu Türkiye’den daha
iyi bilemeyiz, bunu Türk hal-
kı biliyor. Biz yabancı bir ül-
ke olduğumuz için hiçbir rol
oynamıyoruz ve oynamamız
da gerekmiyor; çünkü bu bir
iç siyaset konusu. Ben şimdi-
ye kadar Türkiye’de 4 değişik
görevde bulundum ve hiçbir
zaman Türkiye herhangi bir
ABD planını izlemedi. Biz
sadece zaman zaman destek
veriyoruz, bir ABD planı söz
konusu değil.”
Jeffrey, Türkiye ile ABD’nin ortak değerler ve
sorumluluklar paylaştõğõnõ dile getirerek model ortaklõk
çerçevesinde iki ülke arasõnda sõk sõk görüş alõşverişi
yapõldõğõnõ söyledi.
Aydınlık dergisinde gözaltı
İstanbul Haber Servisi - Ergenekon so-
ruşturmasõ kapsamõnda daha önce de sor-
gulanan Aydõnlõk Dergisi Genel Yayõn
Yönetmeni Deniz Yıldırım ile Ulusal Ka-
nal İstihbarat Şefi Ufuk Akkaya gözaltõna
alõndõ.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile
KKTC Cumhurbaşkanõ Mehmet Ali Talat
arasõnda, Talat’õn başbakan olduğu 2004
yõlõnda gerçekleşen telefon görüşmesi kay-
dõnõn dergi ve televizyon kanalõnda yayõm-
lanmasõyla başlatõlan soruşturma kapsa-
mõnda Aydõnlõk Dergisi Genel Yayõn Yö-
netmeni Ufuk Akkaya ve Ulusal Kanal İs-
tihbarat Şefi Deniz Yõldõrõm, İstanbul Te-
rörle Mücadele Şubesi ekipleri tarafõndan
dün sabah saatlerinde gözaltõna alõndõ.
Yõldõrõm ve Akkaya, İstanbul Vatan
Caddesi’ndeki emniyet müdürlüğüne gö-
türüldü.
YILDIRIM VE AKKAYA İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ’NDE